18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 14 MART 2011 PAZARTES 4 HABERLER On binlerce sağlık emekçisi hükümetin sağlık alanındaki uygulamalarını başkentte protesto etti ‘Tüccar değil hekimiz’ MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelen on binlerce sağlık emekçisi, 14 Mart Tıp Bayramı’nın bir gün öncesinde Sağlık Bakanlığı’nın önündeki Sıhhiye Meydanı’nda AKP’yi protesto etti. “Tüccar değil hekimiz” sloganı atan emekçiler, “iş, gelir, can güvencesi ve mesleki bağımsızlık” istedi. Sağlık emekçileri 11.00’de “Sağlıkta özelleştirmeye karşı çok ses tek yürek” ana pankartının arkasında Sıhhiye Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Sağlık emekçileri “Sağlık haktır satılamaz; sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı istiyoruz; katkı katılım payına, taşeronlaşmaya, performansa, şiddete hayır; köle değil intörnüz; tüccar değil sağlıkçıyız; sus sus sus artık. Recep Akdağ sus artık; hekim düşmanı sağlık bakanı” pankartları açıp, benzer sloganlar attı. Asistan hekimler ise “Reddediyoruz” pankartı ile yerini aldı. Mitinge, CHP Genel Başkan Yardımcıları İzzet Çetin, Umut Oran, çok sayıda CHP milletvekili, DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, İHD Başkanı Öztürk Türkdoğan, Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, DİSK Genel Başkanvekili Tayfun Görgün, KESK Başkanı Döndü Taka Çınar, EğitimSen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç da destek verdi. Sıhhıye Meydanı’na ulaşan emekçiler, hemen yandaki Sağlık Bakanlığı’na doğru “Sağlık haktır satılamaz, bakan istifa” sloganları attı. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ise kendi fakültelerinin de içinde olduğu 6 tıp fakültesine “hastane binası karşılığında el konulduğu” gerekçesiyle “başımız sağ olsun” yazan tabutu alanda dolaştırdı. Mitingde sloganlara sağlık çalışanlarının oluşturduğu bir perküsyon grubu da sahneden eşlik etti. TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu konuşmasına Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket İsterim” şiirinden dizelerle başladı. Bu şiirdeki gibi bir dünya istediklerini dile getiren Bilaloğlu, “Dostlara moral, sağlığımızı bozanlara ise can sıkıntısı olmaya geldik” dedi. Bilaloğlu, sağlık çalışanlarına, “Bizi anlamayan iktidarların bir tedavisi var mı? Bunun için ısrarlı ve kararlı olmalısınız. Kararlı mısınız tedavi etmeye” sözleriyle seslenirken, alandan “evet” yanıtını aldı. Bu sırada Bilaloğlu ve alandaki on binlerce sağlık çalışanı “grev” sloganları arttı. Bilaloğlu bunun için herkesin hazırlıklara başlamasını istedi. Daha sonra on binlerce sağlık çalışanı “sağlıkta dönüşüm balonu, en başarılı sağlık bakanı balonu, aile hekimliği balonu” adlarını verdikleri beyaz balonları gökyüzüne bıraktı. Miting Ezginin Günlüğü konseriyle sona erdi. lhan SelçukTurhan Selçuk... İlhan Selçuk: Sözcüklerle çizen yazar. Turhan Selçuk: Çizgilerle yazan çizer. Kültür dünyamızın, sanat dünyamızın iki ustası. Yapıtları yaşam, yaşamları yapıt olan iki aydınlanma insanı. 8 Mart akşamı İMOGAİstanbul Grafik Sanatlar Müzesi’nde bu iki ‘aydınlanma bilgesi’ anısına ‘anma gecesi’ düzenlendi. Anlamlı bir toplantı oldu. Ali Sirmen, Miyase İlknur, Alev Coşkun konuştular. Herkes kendi içinde düşündü. Bu yazılardan ne çok şey almışlardı. Bu çizgileri ne büyük bir coşkuyla izlemişlerdi. On yıllar, yirmi yıllar, otuz yıllar. Böyle gelip geçmişler miydi? Hayır, gelip geçmemişlerdi. Bu yazılar, bu çizgiler kalıcıydı. Kalıyordu. Dahası, kendilerini üretiyorlardı. Yeniden okunuyor, yeni anlamlar kazanıyordu. Yeniden bakılıyor, yeni özellikler bulunuyordu. Öyledir. Bütün değerli yapıtlar öyledir. Yeniden okursunuz. Yeni okuduğunuzu anlarsınız. Yeniden bakarsınız. Çizgiler ilk kez gördüğünüzdür. Bir resme. Bir heykele. Bir insana da öyle bakmak gerekir. İlk kez görüyor gibi. Şimdi tanımış gibi. Ancak o zaman anlarsınız onu. Yoksa, ‘ben onu önceden tanımıştım’ der ve yanılırsınız. Şimdi, o, sizin tanıdığınız kişi değildir. Siz de, onu tanımış olan kişi değilsinizdir. Yeniden bakmak gerekir. Yeniden görmek gerekir. Yeniden okumak gerekir. ‘Görmüştüm’ demeden. ‘Okumuştum’ demeden. ‘Tanımıştım’ demeden. Değerli yaşamlar ölüp gitmiyor. Değerli yapıtlar silinip gitmiyor. İnsanlığın kitaplığında yerini alıyor. İnsan akıllarında yaşıyor. İnsan yaşamlarında yaşıyor. İnsanlar birbirinde yaşıyor. O akşam da birbirinde yaşayan insanlar oradaydı. Orada olmayanlar da vardı. Oradaki herkes de elbette orada değildi. Birbirinde yaşayan insanlar. Bir arada olmaları gerekmiyor. Birbirinde yaşamak. Birbirini anlamak. Birbirini tamamlamak. Birbirini paylaşmak. İşte bunu yaratan ‘ortak yaşama kültürü’. Bu kültürü yaşamamak belki de en büyük yoksunluk. Boşuna mı bu yazdıklarımız? Boşuna mı bu çizdiklerimiz? Bu yapılanlar boşuna mı? Zaman zaman bu umarsızlığa kapılan dostlarımız var. ‘Yazdık yazdık da ne oldu’ diyen dostlarımız. Bıktık artık diye düşünenler. Hayır, sevgili dostlarım. Yazdınız da boşuna mı gitti? Çizdiniz de bir şey değişmedi mi? Yanılmayın sakın. Siz yazıyorsunuz ve çok şey değişiyor. Siz çiziyorsunuz ve çok şey değişiyor. Ama ülkeniz iyiye gitmiyor mu? İstediğiniz gibi olmuyor mu? Keşke değişim öyle bir şey olsaydı, ama değildir. Değişim çok etkenli bir süreçtir. Her şey her şeyi değiştiriyor. Tarih uzun bir süreçtir. Her çalkantı yaşanacaktır. Ama sadece doğrular hiç değişmeden kalacaktır. Hiç unutmamamız gereken budur. Sadece doğrular. Kendini yenileyerek gelecekte de yaşayacaktır. MESLEK BAĞIMSIZLIK STEND Ankara dün son dönemin en geniş katılımlı eylemine ev sahipliği yaptı. TTB, SES, Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği, Türk Dişhekimleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Türk Hemşireler Derneği, Dev Sağlık ş’in de aralarında bulunduğu 16 sağlık örgütünün düzenlediği, tıp fakültesi öğrencileri, ile siyasi partilerin de destek verdiği mitinge katılanlar “iş güvencesi, gelir güvencesi, can güvencesi, mesleki bağımsızlık” istedi. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) MUĞLA TAB P ODASI BAŞKANI ‘Utanç protokolü kaldırılsın’ ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Hasta ve hekimin baş başa kalmasını önleyen Üçlü Protokol’ün, hekimleri insan haklarına aykırı davranmaya, hasta haklarını ihlal etmeye ve disiplin suçu işlemeye zorladığı savlandı. Üçlü Protokol’e uymadığı gerekçesiyle soruşturma geçiren Muğla Tabip Odası Başkanı Operatör Dr. Naki Bulut, bir hekim olan Sağlık Bakanı’nın Üçlü Protokol’de imzası bulunmasının utanç verici olduğunu savundu. 17 Ocak 2000 tarihinde imzalanan, 2003’te yeniden düzenlenen, o dönemin Adalet ve İçişleri bakanları ile halen görevde olan Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın imzasını taşıyan “Üçlü Protokol”, sekiz yıldır uygulanıyor. Protokol, hekimlerin tutuklu ve hükümlüleri muayenelerinde, güvenlik güçlerinin bulunmalarını öngörüyor. Bulut, 05.01.2010 tarihinde Muğla Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Polikliniği’nde görevliyken E. K. adlı hükümlü hasta, bir gardiyan ve bir astsubay tarafından muayeneye getirildi. Dr. Bulut, görevlilere hastayı muayene edeceğini, ancak kendilerinin dışarı çıkması gerektiğini söyledi. Ancak görevliler, Üçlü Protokol’ü anımsatarak bunu reddettiler. Bulut, hastanın mahremiyetinin göz ardı edildiği gerekçesiyle muayene yapmadı ve konuya ilişkin tutanak hazırladı. Bulut hakkında savcılık soruşturma başlatırken valilik izin vermedi. Bulut, *Bu protokolün altındaki imzalardan birinin bakanımıza ait olması utançtır. Derhal uygulamadan kaldırılmalıdır” dedi. ACI KAYBIMIZ Ankara Radyosu kanun sanatçısı Osman Güvenir ve Safiye Güvenir’in kızları, Cumhuriyet Savcısı Cemil Ayalp’in eşi, popüler müzik sanatçısı Yaşar Güvenir’in ablası, Handan Say ve Mihriban Ayalp’in annesi, Prof. Dr. Murat Güvenir’in halası, Nazra Okay’ın anneannesi, Ahmet Say’ın kayınvalidesi Ankara Barosu avutlarından EMİNE SAADET AYALP hanımefendiyi 13 Mart 2011 günü kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. AİLESİ C MY B C MY B Cenazesi, 14 Mart 2011 Pazartesi günü (bugün) Karşıyaka Mezarlığı Camii’nden, öğle namazı sonrasında toprağa verilecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle