18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ŞUBAT 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Türk işçi yaşamını yitirdi Dış Haberler Servisi Libya’da tahliye olmak için gittiği limanda kalp krizi geçiren 46 yaşındaki Şaban Durmuş, yaşamını yitirdi. Kırşehir’in Kaman ilçesinde oturan ailesi acı haberle yıkıldı. Kaman kaymakamı Mustafa Çiftçi ile yetkililer Durmuş’un ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Durmuş’un eşi Sevim Durmuş “Daha iki hafta önce Libya’ya gitti. O gittikten hemen sonra da olaylar çıktı, telefonla konuşmuştuk. Sağlık durumu iyiydi, feribot beklediklerini söylemişti” dedi. 9 Libya’nın Bingazi Limanı’ndan feribotlarla tahliye edilen yolcular yaşadıklarını anlattı: SÖZDEN YAZIYA SÜHEYL BATUM Sopalarla nöbet tuttuk MEHMET EMİN BERBER MARMARİS Libya’nın Bingazi Limanı’ndan “Orhan Gazi1” ve “Osman Gazi1” feribotlarıyla tahliye edilen 59’u yabancı uyruklu 1780 yolcu, önceki geceyi Marmaris’te kendilerine tahsis edilen otellerde geçirdi. Yolcular, Libya’da yaklaşık 1 hafta süren sıkıntılı bir süreç geçirdiklerini ve 22 saat süren zorlu bir yolculuğun ardından Türkiye ulaştıklarını belirterek, temiz bir yatakta uyumanın mutluluğunu yaşadıklarını söylediler. Tahsis edilen otellerde kurulan masalarda kendilerine 100’er lira dağıtıldığını ifade eden yolucular, “Öğrendiğimiz kadarıyla yol harçlıklarını, Libya’da faaliyet gösteren şirketler dağıtıyor” dedi. “Osman Gazi1” feribotuyla Türkiye’ye gelen yolculardan Ömer Cinoğlu, yaklaşık 6.5 ay önce çalışmak için Libya’ya gittiğini belirtti. Cinoğlu, “Olaylardan sonra çalıştığımız şantiyeye yağmacılar geldi. Onları ellerimizde sopalar ve su borularıyla bekledik. Yaklaşık 100 kişi vardık. Ertesi gün gelen yağmacıları püskürtmeyi başardık. Havaalanına gittik. Burada ilk gün fazla sıkıntı yoktu. Sadece dar yerde yattık. Ardından bir grup havaalanına geldi. Bize iyi davrandılar. Battaniye ve yiyecek içecek verdiler bize. Bu sırada havaalanının çevresinde çatışmalar vardı. Havalimanının kontrol altında tutanlar bizi önce bir hangara, bir gece sonra ise stadyuma götürdüler. Ardından feribotla ülkemize geldik.” Libya’nın farklı kentlerinde çalışan ve tahliye operasyonu kapsamında feribotlarla Marmaris’e gelen 33 Suriyeli ise “Herkese teşekkür ediyoruz” dedi. Birisi 3 aylık olan 3 çocuğu ve eşi ile Bingazi’den Türkiye’ye geldiğini anlatan Suriyeli Mustafa Raşit, Geriye Gidiş Nasıl Olur Bakalım? Osmanlı İmparatorluğu’nun, özellikle de son dönemlerinin en önemli özelliği, “siyasal karar” üretememiş olmasıdır. Ekonomik, toplumsal ve de siyasal koşullar, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, özellikle son 100 yılında, hiçbir konuda “siyasal kararlar” alamaması, tam tersine önemli siyasal kararların, dış dinamikler tarafından alınması sonucunu doğurmuştur. Tabii ki bu gerçeğin yaşanmasında, iç dinamiklerin yetersiz kalması kadar, aydınların bir bölümünün, Osmanlı’nın son döneminin ekonomik, siyasal, toplumsal ve hukuksal koşullarının hiçbirinin farkında olmayan, tam anlamı ile emperyalist devletler tarafından yönlendirilen, “yarı aydınlar” olmaları da etken olmuştur. Öyle ki eğitim sistemi, bırakın Osmanlı’nın sorunlarına çözümler üretebilecek bir eğitimli insanlar grubu oluşturmayı, tam tersine birbirini hiç anlayamayan, birbirlerinden tamamen farklı değerleri benimseyen nesiller yetiştirmekten başka bir şeye yaramıyordu. Evet çağdaş değerleri benimseyen ve bu değerlerle bezenmiş kadroları yetiştirmeye uğraşan “okullar” kurulmuştu. Ancak yeterli değildi ve eğitim sisteminin birbirinden tamamen farklı esaslar ve değerlere dayanması, Osmanlı’nın toplumsal ve siyasal sorunlarına çözümler üretecek bir gelişmeyi ve dönüşümü sağlayamıyordu. İşte bu dönemin “iç dinamiklerinin” yetersizliğini doğuran en önemli etkenlerden biri, işte bu “parçalı eğitim sistemiydi”. Sadece eğitim sistemi mi? Aynı şekilde “hukuk sistemi” de bölünmüş, tüm yurttaşlarına aynı hukuksal güvenceyi sağlamaktan uzak, “parçalı bir hukuk sistemiydi”. Yurttaşlarına, din ya da mezheplerine göre, farklı kurallar ve farklı güvenceler ya da güvencesizlik getiren hukuk kuralları! Yurttaşlara eşit güvence ve koruma sağlayamayan, kadınlarına hiç sağlayamayan hukuk kuralları! Osmanlı, bu soruna da çözüm üretemedi. Ekonomi de aynıydı. 1838 sonrası yapılan anlaşmalarla, zaten güçsüz olan sanayinin yabancı mallarla ve kapitülasyonlarla rekabet edememesi ve dış borçlanmalar, Osmanlı’nın son döneminde yarı sömürge durumuna dönüşmesine neden olduğu gibi siyasal sistemin giderek daha da belirgin bir biçimde, “siyasal kararlar üretemeyen bir siyasal sisteme dönüşmesine yol açıyordu ve Osmanlı bu ekonomik, sosyal ve siyasal sistemi ile, bu hukuksal yapısı ile, bu yetersiz iç dinamikleri ile gerçek kararları alan dış dinamikleri ve dış baskılar ile ve bu ‘yarı aydınları’ ile, sorunlarına çözüm üretemedi ve maalesef çöküp gitti. Ve arkasından Atatürk dönemi geldi. Osmanlı’nın, sorunlu olan ve sorunlar yaratan hukuk sistemi, ekonomik sistemi, siyasal sistemi, toplumsal sistemi yerine, tamamen yeni bir sistem yaratıldı. Üreten, yerli sanayiye ağırlık veren, sanayileşmeye ağırlık veren bir ekonomik sistem. Eski dönemin, güvenceleri yeterli olmayan, kadınerkek arasında eşitlik ve güvence yaratamayan parçalı hukuk sistemi yerine, tüm yurttaşlar için ve tamamen laik kurallara dayalı bir hukuk sistemi. Eskinin birbirinden tamamen farklı olan, farklı değerlere ve farklı kurumlara dayalı “bölünmüş eğitim sistemi” yerine, parasız, zorunlu ilköğretime dayalı, kız, erkek ayrımı yapmayan, bireyleri paralı, parasız diye ayırmayan, laik, karma ve eğitim birliğine dayalı bir eğitim sistemi ve cemaatlere, tarikatlara, mezhep ya da dinlere değil, ulus anlayışına dayalı, inançların tümüne saygılı ama laik hukuk kurallarına bağlı, demokratik, laik, sosyal adalet anlayışına dayalı, bağımsız bir Cumhuriyet rejimi. İşte bu yeni rejim, artık tamamen farklı bir sistemdi. Ama en önemlisi, eskisinden tamamen farklı olarak, “kararlar” alabilen, “siyasal kararlar üretebilen” bir sistemdi. Beğenin beğenmeyin, limanlarını satın alan, demiryollarını yabancılardan satın alan, yasalarının tamamını değiştiren, üreten, toplu iğne üretemeyen bir ekonomiden, fabrikalar kuran, sanayileşme yolunda hızlı adımlar atan bir ekonomiye geçen bir toplumdu? Ve bugünlere geldik? Yani TEKEL’in içki bölümünün 292 milyona bir işadamına satıldığı, daha para bile ödenmeden 900 milyon dolara bir ABD firmasına satıldığı ve şimdi de 2.1 milyar dolara satıldığı bir ülke? Yani Devletin göz göre göre 600 küsur milyon dolar zarara uğratıldığı bir ülke. Pekiyi ne oldu da bugüne geldik? Kimler bizi yanlış kararlar üreten bir sisteme geri döndürdü? Nasıl döndürdü? Neden döndürdü? Tartışalım bakalım! Ankara’da Libya zirvesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da meydana gelen halk hareketleri ile ilgili gelişmeleri masaya yatırdı. Bu kapsamda, Libya’daki yurttaşların ülkeye getirilmesi için sürdürülen tahliye operasyonu ile ilgili alınabilecek ek tedbirler görüşüldü. MGK, şubat ayı olağan toplantısı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında gerçekleştirildi. 4.5 saat süren olağan toplantıda, ağırlıklı olarak Ortadoğu’daki gelişmeler ve Libya’daki Türk vatandaşlarının tahliyeleri ele alındı. Toplantı sonrası yayımlanan MGK bildirisinde, “Tunus, Mısır ve Libya’daki gelişmeler ve bunların bölgesel yansımaları değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, değişim ve dönüşüm sürecinin bölgesel barış, istikrar ve refaha hizmet edecek şekilde sonuçlandırılmasına atfedilen önem ifade edilmiştir” denildi. Bildiride, Türk vatandaşlarının durumuyla ilgili olarak da “Ayrıca bu ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızın talepleri üzerine yürütülen tahliye talepleri değerlendirilmiş, bundan sonraki süreçte alınabilecek ilave tedbirler görüşülmüştür” denildi. Ayrıca, terörle mücadede gelinen son noktanın da toplantıda değerlendirildiği kaydedilen bildiride, yurttaşlara sağduyu çağrısında bulunuldu. Ankara’da dün, gün boyunca yapılan toplantılarda Libya’daki Türklerin getirilmesine dönük çalışmalar ve alınacak önlemler masaya yatırdı. Bu kapsamda MGK öncesinde de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bir toplantı yapıldı. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ise Libya’da iş yapan müteahhitlerle bir araya geldi. Çağlayan, “Türkiye’ye getirmiş olduğumuz vatandaşlarımızın, çalışanlarımızın daha fazlasını tekrar bu bölgeye göndereceğiz” dedi. Güllüoğlu durdurdu Haber Merkezi Baklavacı Güllüoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Güllü, 9 Eylül 2010 tarihinde Libya Trablus’ta açtıkları bayilerindeki faaliyetlerini geçici olarak durduklarını açıkladı. Libya’da bulunan çalışanlarının da dün sabah sağ salim Türkiye’ye döndüklerini belirten Güllü, “Gelişmeleri yakından izliyoruz, 6 ay önce açtığımız bayimiz Libya halkı tarafından çok sevildi ve benimsendi. Yurda dönen çalışanlarımızın moralleri ve sağlıkları yerinde” dedi. Libya’dan tahliye edilen yolcular çiçeklerle karşılandı. yaşanan olaylar esnasında Bingazi halkının Türkiye’ye olan sempatisini gördüğü için Türk konsolosluğundan yardım istediğini söyledi. Yardım talebine olumlu yanıt aldığını belirten Raşit, “Marmaris’te gördüğümüz misafirperverlik ise bizi çok mutlu etti” diye konuştu. Bingazi’deki Garyounis Üniver sitesi’nde görev yapan Alman vatandaşı Franz Kraft da, şunları söyledi: “Türk hükümetine müteşekkir olduğumuzu belirtmek istiyorum. Orada bekleyen ve oradan çıkmak isteyen birçok arkadaşımız var. Umarım onlar da bizim yakalamış olduğumuz şansı yakalar.” ‘Herhangi bir yorum yok’ İstanbul Haber Servisi Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Beykent Üniversitesi’nde düzenlenen “ Kıbrıs’taki Gelişmeler ve Beklentiler” konulu panele katıldı. Panelin bitiminde Büyükanıt’a Balyoz Soruşturması kapsamında tutuklanan muvazzaf askerleri ziyaret edip etmeyeceği ve tutuklanacak isimler arasında yer aldığı iddiası soruldu. Büyükanıt “Herhangi bir yorum yok” dedi. ‘Devlet güvence versin’ MUSTAFA ÇAKIR ANKARA DİSK ve TMMOB, hükümete Libya’daki işçiler konusunda çağrıda bulundu. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, işçilerin iş akitlerinin ne olacağı konusunda belirsizlikler bulunduğunu söyledi. Çelebi, çalışanların mağdur edilmemesi için hükümetin acilen bir önlem paketini açıklaması gerektiğini dile getirirken kısa dönemde işçilerin ücretlerinin İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanabileceğini söyledi. Çelebi, “Sosyal devletin gerekleri yerine getirilmeli. Uzun dönemde ise yeni iş olanakları yaratılmalı” diye konuştu. İşçilerin taşınmasının yanı sıra, bundan sonraki yaşamlarını sürdürebilecekleri iş alanlarının yaratılmasının da önemli olduğunu kaydeden Çelebi, çalışanların mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini söyledi. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Mehmet Soğancı da Libya’da Türkiye’den giden bin mimar, mühendis ve şehir plancısı bulunduğuna dikkat çekti. Soğancı, meslektaşlarının ciddi hak kayıplarının olduğuna işaret ederek “Bütün hak kayıplarını giderecek biçimde devlet güvence vermek zorundadır” dedi. Balyoz itirazı reddedildi İstanbul Haber Servisi İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Balyoz davası kapsamında haklarında tutuklama ve yakalama kararı verilen 163 sanıktan 162’sinin kararın geri alınması talebini değerlendirdi. Aralarında emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın da bulunduğu 162 sanığın talebi İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Mahkeme, 11 Şubat’ta verilen kararın CMK’nin 268. maddesi kapsamında yerinde olduğunu belirtti. Vize koşulu ilişkileri gerdi Türkiye’nin vize kolaylığı şartına bağladığı geri kabul anlaşmasını onaylayan AB, Ankara’nın koşulunu kabul etmedi. Davutoğlu tepki gösterdi BRÜKSEL / ANKARA (Cumhuriyet) Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin bugün gerçekleşecek Ankara ziyareti öncesinde Türkiye ile AB arasında ipler gerildi. Türkiye tarafından imzalanan “göçmenlerin geri kabulüne” ilişkin anlaşmayı onaylayan AB Bakanlar Konseyi’nin, AKP hükümetinin istediği “vize kolaylığını” çıkarmaması Ankara’da tepki yarattı. Vize kolaylığı sağlanana kadar anlaşmanın yürürlüğe konulmayacağını açıklayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Vize diyaloğu değil vize muafiyeti istiyoruz” dedi. AB, Türk vatandaşlarına vize kolaylığı sağlanması konusunda Dışişleri Bakanlığı’nın beklentilerini karşılamadı. AB içişleri ve adalet bakanları, göçmenlerin geri kabul anlaşmasına onay vererek Ankara’yla vize diyaloğu başlatma kararı aldı. Ancak, anlaşmayı imzalamak için Türkiye’nin masaya koyduğu önkoşulu kabul etmedi. AB Komisyonu’nun içişlerinden sorumlu üyesi Cecilia Malström, vize işlemlerinde bazı kolaylıklar sağlanması olasılığı dışında yeni bir müjde vermedi. Malström, işadamlarına çok girişli vize verilmesini teşvik, vize uygulamalarında uyum, öğrenci ve araş SARKOZY’DEN SANCILI Z YARET doğan’ın bugün yapacakları görüşmelerde Türkiye’nin AB üyelik süreci konusundaki tutumunu ısrarla gündemde tutması bekleniyor. Ziyaret öncesinde AFP’ye konuşan Başbakan Erdoğan ise Sarkozy’nin Fransa Cumhurbaşkanı olarak değil, G20 ülkeleri başkanı olarak Türkiye’ye yapacağı ziyaretin Fransa ile Türkiye arasındaki dostluğun seviyesinde olmadığını söyledi. Erdoğan, “Fransa cumhurbaşkanı olarak ağırlamak isterdik, ama G20’nin başkanı olarak geliyor. Türkiye ve FransızTürk ilişkileri bundan daha fazlasını hak ediyor” dedi. Erdoğan, Sarkozy’nin göreve gelmesinden beri Türkiye’ye ziyarette bulunmamasından da üzüntü duyduklarını söyledi. (Fotoğraflar: MEHMET EMİN BERBER, AA) Güneş’ten 11 AKP’liye dava ANKARA (AA) CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş, AKP’li 11 milletvekili hakkında toplam 220 bin liralık manevi tazminat davası açtı. CHP’den yapılan yazılı açıklamada, davanın “Yalan ve iftiraya dayalı söylentiler hakkında, Güneş aleyhine gerçekdışı açıklama yaptıkları” gerekçesiyle açıldığı bildirildi. Erzurum Emniyet Müdürü merkezde ERZURUM (Cumhuriyet)Erzurum Emniyet Müdürü İbrahim Çelik, 13 Ocak 2010 tarihli İçişleri Bakanlığı’nın Kararnamesi ile Erzurum Emniyet Müdürü görevine atanan İbrahim Çelik, sürpriz bir şekilde Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı Polis Başmüfettişi görevine atanarak merkeze alındı. Yaklaşık 14 ay süreyle Erzurum Emniyet Müdürü olarak görev yapan Çelik’in hafta sonu ilden ayrılacağı öğrenildi. Emniyet Müdürü Çelik’in, merkeze alınma nedeni açıklanmadı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Fransa Cumhurbaşkanı Nictırmacılara ve başka bazı gruplara viholas Sarkozy, günübirlik ziyaret ze muhafiyeti, konsoloslukların arttıiçin “G20 dönem başkanı” sıfatı ile rılması gibi konularda çalışmalar yabugün Ankara’ya geliyor. pılabileceğini belirtti. Ankara ise göçSarkozy’nin ziyareti de sancılı bir menlerin geri kabulü anlaşmasını imortamda gerçekleşecek. Türkiye’nin zalamanın karşılığı olarak Türk vatanAB üyeliğine karşı çıkan Fransa lidaşlarına vize kolaylığı sağlanmasını derinin ziyareti öncesinde Türkibekliyordu. Karara tepki gösteren Dışye’ye “Ziyaişleri Bakanı Davutoğlu ise reti G20 “Vize diyaloğu değil vize toplantıları muafiyeti istiyoruz. Vize nedeniyle muafiyeti hedefine dönük yapıyorum. müzakere süreci başlatılGündemimaksızın, göçmenlere ilişmiz AB olkin geri kabul anlaşmasını mamalı. hayata geçirme sürecinin Görüşmebaşlatılması mümkün deler sonrağildir” dedi. Diplomatik sında basın kaynaklar, Türkiye’nin vitoplantı yazelerin kaldırılması konula’yı getirmiyor. pılmasını y eşi Car sundaki talebinin “diyalog Sarkoz istemiyobaşlatma” adı altında surum” mesajını gönderdiği belirtilidi. landırılmasının arkasında Almanya, Sarkozy’nin ziyaret sonrasında AB Avusturya, Hollanda ve Fransa’nın meselesinin gündeme gelmesini enyer aldığını ifade etti. Türkiye anlaşgelleme yönündeki girişimine karşı mayı imzaladığı takdirde AB’de yasaÇankaya Köşkü, ikili görüşme sondışı bulunan Türk vatandaşları ile rasında Cumhurbaşkanı Abdullah üçüncü ülkelerden yasadışı yollarla Gül ile Sarkozy’nin ortak basın topTürkiye üzerinden AB’ye geçiş yapan lantısı yapacağını, Fransa tarafına kişilerin ve vatansızların Türkiye’ye iletti. Gül ve Başbakan Tayyip Ergeri kabulünü taahhüt etmiş oluyor. Erdoğan, Almanya’ya gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, 27 Şubat’ta Almanya’ya giderek CEBİT Bilişim Fuarı’nın açılış törenine katılacak. Erdoğan, daha sonra AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun daveti çerçevesinde 1 Mart’ta Belçika’ya gidecek. Ağar davasında sona doğru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Susurluk davası kapsamında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın yargılanmasına devam edildi. Mahkeme, dosyayı heyet değişikliği nedeniyle incelemeye alarak kararın 26 Mayıs’ta açıklanmasına hükmetti. Heyet değişikliğinin nedeni ise “kozmik oda”da arama yapan hâkim Kadir Kayan’ın duruşmaya katılmaması oldu. ‘Üyeliğe karşıyım’ Sarkozy ise gazeteci Mehmet Ali Birand’a verdiği röportajda “Türkiye ile AB’nin tam üyeliğe kadar gitmeksizin, mümkün olduğunca sıkı ilişkiler yürütmeleri gerektiğine inanıyorum” dedi. Başmüzakereci Egemen Bağış ise “Müktesebatta tam üyelikten başka alternatif yoktur. Olmayan bir şeyi Türkiye’ye sunmak mantık dışı” dedi. Emekçi kadınlar alanlarda İstanbul Haber Servisi Sendikalar ve sivil toplum örgütleri, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü 5 Mart’ta Kadıköy’de miting düzenleyerek kutlayacak. TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nda yapılan açıklamada, “Kadın emeğine dönük saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde tek ses olacağız” denildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle