24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ŞUBAT 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 PARAMETAPARAı MUSTAFA SÖNMEZ Fon, Türkiye ve kimi yükselen ekonomiler için bir kez daha ‘aşırı ısınma ve cari açıkta kötüleşme’ uyarısı yaptı IMF’den açık uyarısı Ekonomi Servisi Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye dahil başlıca yükselen ekonomilerdeki güçlü büyüme ve bölgeiçi ticaretin, gelişmiş ekonomilerden gelen zayıf talebi telafi ettiğini bildirdi. IMF Türkiye ve kimi yükselen ekonomiler için bir kez daha ‘aşırı ısınma ve cari açıkta kötüleşme’ uyarısı yaptı. IMF’nin Paris’te 1819 Şubat’ta düzenlenen, G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankaları Guvernörleri toplantısı çerçevesinde hazırladığı ‘Küresel Ekonomik Beklenti ve Politika Zorlukları’ raporu açıklandı. Raporun ‘Yükselen piyasalarda sert iniş riski artıyor’ başlıklı bölümünde Türkiye’den söz edi CHP’nin Yönetime Katılma Projeleri Olmalı AKP’den birçok anlamda farkını koymak durumunda olan CHP’nin bir tek “Aile Sigortası” projesinin bile, AKP’yi nasıl hop oturtup hop kaldırdığı görüldü. CHP, AKP’nin yapamayacağı, kendi kimyasına uygun yeni projeler üretmeye devam etmeli, seçim meydanlarına bu projelerle çıkabilmeli. Bunlardan biri yolsuzluklara, keyfiliğe karşı, demokrasiyi güçlendirmeye de yarayacak kamu kuruluşlarının yönetimine çalışanların katılımını sağlayacak projeler olabilir. Demokratikleşmenin yaşanabilmesi için kamu yönetiminde saydamlık, katılımcılık, hesap verebilirlik, tutarlılık gibi çağdaş kavramlar hayata geçirilmeli. AKP iktidarı, bu saydıklarımızdan fersah fersah uzak. Artık gizlenmeyen bir ajanda ile sivil bir dikta, adım adım inşa ediliyor. Yolsuzluklar örtbas ediliyor. Yargının iyice ele geçirilmesi ile, rüşvet, kayırmacılık, yolsuzluk önünde hiçbir engel kalmayacak. CHP’nin, AKP iktidarına, demokrasi alternatifi ile karşı çıkışı lafta kalmamalı; halka, özellikle çalışan sınıfa, emeklilere somut projeler önerilmelidir. Yerel yönetimleri güçlendirmek ve daha çok söz ve karar sahibi yapmak, yerel yönetimlerde mahallelere kadar inen demokratik yapıları kurgulamak ve işletmek, bir projedir mesela. Bir başkası, çalışan sınıfı doğrudan ilgilendiren kamu kuruluşlarında çalışanların temsilini içeren yönetim projeleri ile seçmenin karşısına çıkmaktır. Hangileridir bu kuruluşlar? Başta, 16 milyon çalışanın sigorta primleri ile ayakta duran Sosyal Güvenlik Kurumu. 2010 yıllık harcaması 112 milyar TL ile merkezi bütçenin yüzde 40’ına ulaşan bu kurumda, çalışanların, emeklilerin ve onların ailelerinin hiçbirinin söz hakkı yok. Bu devasa kuruluş, RTE’nin has adamı Çalışma Bakanı Ömer Dinçer’in iki dudağının arasındaki tasarruflarla yönetiliyor. AKP’li belediyelerin, yandaş şirketlerin prim borçları hasır altı ediliyor. “Sağlıkta Dönüşüm” mahreçli Dünya Bankası ürünü neoliberal icraatta, SGK büyük bir keyfilik içinde yönetiliyor. Bu kurumda, sigortalıların, emeklilerin, yeşil kartlı yoksulların, yardıma muhtaç yaşlıların, özürlülerin temsilcileri yer almalı. Uluslararası Para Fonu: Ülkeler var olan politika kaldıraçlarını kullanmazlarsa, cari işlemler açığında, Brezilya, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerde şimdiden bulunduğu taban çizgisinin de ötesinde bir kötüleşmeye katkıda bulunabilir. lirken ise şöyle denildi: “Bu arada gelişmiş ekonomilerde uzun bir dönem için beklenen düşük faiz oranları, yükselen ekonomilere sermaye akışlarına katkıda bulunmaya devam edecek. Sermaye akışları, yükselen ekonomilerde talebin, dış talepten iç talebe doğru yeniden dengelenmesini destekleyebilecek iken büyük ve çalkantılı sermaye akışları politika zorluklarını da ortaya atabilir. Ülkeler var olan politika kaldıraçlarını kullanmazlarsa, büyük sermaye akışları, aşırı ısınma riskine, cari işlemler açığında, kimi ülkelerde (örneğin, Brezilya, Hindistan, Güney Afrika ve Türkiye) şimdiden bulunduğu taban çizgisinin de ötesinde bir kötüleşmeye katkıda bulunabilir.” IMF raporunda dünya ekonomisi hakkında ise şu genel değerlendirmeler yapıldı: G20’nin gelişmiş ekonomilerinde etkinlik beklenenden daha ılımlı oldu fakat büyüme bas kılanmış ve hâlâ yüksek işsizliği önemli ölçüde düşürme konusunda yetersiz kaldı. Son haftalarda finansal dalgalanma azalırken, Avro bölgesi ekonomileri periferisindeki stresin temelinde yatan konular çözümsüz ve finansal etkileri aracılığıyla da merkezle bağlantılı kaldı. Hızlı toparlanma doğrultusunda aşağı yönlü riskler gelişmiş ekonomilerde yüksek kalmayı sürdürüyor; aşırı ısınma riski gelişmekte olan ekonomilerde artıyor. Avro bölgesi periferisinde bankacılık sektörü ve ülke riskleri sonucu olarak ortaya çıkan finansal sektör gerginliğinin yoğunlaşması ve genişlemesi, bölgede ve olasılıkla ötesinde, toparlanma önünde önemli bir risk. İŞ DÜNYASI UYARDI: Gıda sektörüne zarar vermeyin Ekonomi Servisi İş dünyasının temsilcileri “Türkiye’de üretilen gıda ürünleri sağlığa zararlıdır” algısına neden olabilecek yaklaşımların gıda sektörüne zarar verdiğini belirterek firmaların birer suçlu gibi gösterilerek markalarına ve ticari itibarlarına zarar vermekten kaçınılması gerektiğini belirtti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ömer Cihad Vardan, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük, İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Atilla Sümer ile Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz imzasıyla yapılan ortak açıklamada şunlar dile getirildi:  Sektör nüfusun doyurulması gibi hayati bir amaca hizmet etmesi itibarıyla da son derece stratejik ve adeta üzerine titrenilmesi gereken bir sektör. Son yıllarda atılım içinde ve dünyada büyük başarıyla rekabet ediyor. Sektör, istihdamın yoğun olduğu bir alan.  Gıda halk sağlığını doğrudan ilgilendiren bir konu. Bu çerçevede, medyanın gıda sektörüne gösterdiği hassasiyet, insanların doğru bilgilendirilmesi ve halk sağlığının korunması açısından memnuniyet verici. Ancak, kanaatimiz odur ki bir kamu görevi olarak addettiğimiz bu görevi yerine getirirken medyamızın ilave bazı hassasiyetleri de dikkate alması gerekir.  Sektörü de yakından ilgilendiren tartışma ve haberlerde yer alan yanlış bilgilendirmelerle ‘Türkiye’de üretilen gıda ürünleri sağlığa zararlıdır’ algısına neden olabilecek negatif yaklaşımlar dikkati çekmektedir. Bu konuda duyarlı ve dikkatli davranılması gerekir. Turkcell yöneticilerinin katıldığı toplantıda Turkcell’in 2011’de yüzde 79 arası büyüme hedeflediği belirtildi. ÇALIŞANLARIN YÖNET M NE KATILAB LECEKLER KURULUŞLAR 121 milyar TL bütçeli SOSYAL GÜVENL K KURUMU Merkezi bütçenin yüzde 40’ına denk bir bütçesi var. Memur, işçi ve BağKurlu 16 milyon kişi prim ödüyor. Yaklaşık 9 milyon emekli kurumdan maaş alıyor. 35 milyon (bağımlı) nüfus, sigortalılardan dolayı kurumdan sağlık hizmeti alıyor. Ayrıca, yeşil kartlı sigortalı 10 milyon nüfusu doğrudan ilgilendiren bir kuruluş. 46 milyar TL varlığı 10 milyona yakın sigortalıdan alınan işsizlik olan ŞS ZL K FONU primleri, gelir kaynaklarından önemli bir bölümünü oluşturuyor. 2011 başında kasasında 46 milyar TL var. Bugüne kadar işsizler için 5 milyar TL harcarken AKP’nin bütçe açığı için 10 milyar TL kaynağı kullanıldı ve son Torba Yasası ile AKP iktidarı daha çok kullanmak istiyor. Bankası Bankaların aktiflerinin yüzde 32’si 3 KAMU BANKASI: Z RAAT, HALKBANK VE Ziraat, Halkbank ve Vakıflar Bankası’na ait. VAKIFLAR BANKASI 2010’da 213 milyar TL’lik mevduat topladı ve toplam mevduatlardan yüzde 40 pay aldı. Kamu bankaları, aynı yıl 135 milyar TL’ye yakın kredi kullandırdı. 2 bin 567 şubesinde 46 bin kişi çalışıyor. 28 KAMU KT SAD Özelleştirmeden geriye kalan KİT’ler ve TEŞEBBÜSÜ (K T) özelleştirilmeye hazırlanan 28 KİT’te hâlâ 188 bin kişi çalışıyor. 2009 yılında 162 milyar TL’lik ciro gerçekleştirdiler. Ara bağlantı ücretleri düştü Turkcell’in 2010 geliri eridi Turkcell ara bağlantı ücretleri indirimi nedeniyle 800 milyon TL gelir kaybı yaşadı. Şirket 2010 için gelirlerini yüzde 10 arttırmayı planlarken ara bağlantı ücretleri nedeniyle artış yüzde 1’de kaldı. Ekonomi Servisi Dün 17. kuruluş yıldönümünü kutlayan Türkiye’nin en büyük GSM operatörü Turkcell, 17 yılda altyapıya 18 milyar lira yatırım yaptığını açıkladı. Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, şirket gelirlerinin, bir önceki seneye göre yüzde 1 artışla 9 milyar lirayı aştığını belirterek amortisman, vergi ve faiz öncesi kârın (AVFÖK) 2 milyar 948 milyon lira, AVFÖK marjının ise yüzde 27.7 olarak gerçekleştiğini kaydetti. Ciliv, Turkcell’in 2010 sonu ve dördüncü çeyrek finansal sonuçlarını açıkladığı toplantıda, düşen ara bağlantı ücretleri nedeniyle gelirlerde düşüş yaşandığını söyledi. Ciliv’in konuşmasının satır başları şöyle:  2009 sonunda 35.4 milyon olan Turkcell’in abone sayısı 2010 sonunda 33.5 milyona geriledi. Bu düşüş, çift SIM kart kullanımındaki azalmadan kaynaklandı.  Kullanıcı başına ortalama gelirler (ARPU) 2009’daki 18.5 lira seviyesinden yüzde 5.4 artışla 19.5 liraya çıktı. Abone başına aylık kullanım miktarı 134.3 dakikadan, yüzde 33.4’lük bir artışla 179.1 dakikaya ulaştı.  Turkcell’in genel kurulu nisan ayında. Önemli bir genel kurul, bağımsız üyeler konusunu önümüzdeki aylar belirleyecek.  Turkcell’in temettüsünün artabileceği düşüncesindeyiz, kârın yüzde 50’sinin üzerine çıkabiliriz ama kesin kararı genel kurul verecek.  Ara bağlantı ücretlerinde artış olması gerekir, enflasyon onu gerektiriyor.  Avrupa’nın başka ülkelerinde faaliyet gösterme planlarımız var. 17 YILDA NELER YAPILDI Şubat 1994’ten bu yana şebekesinde 282 milyar dakika ses, 220 milyar adet SMS, 525 milyon MMS taşıyan Turkcell, kuruluşundan bu yana toplam 18 milyar TL yatırım yaptı. Şebekedeki toplam data trafiği ise 15 milyar Mb oldu. Anadolu’da açtığı çağrı merkezleri ve 17.750 bayisi ve iş ortağını da kapsayan ekosisteminde 50 binden fazla kişiye istihdam sağlayan Turkcell, 17 yılda gerçekleştirdiği ‘Kurumsal Sosyal Sorumluluk’ projeleriyle bugüne kadar 200 bin gence destek verdi. 19 milyonu 2010’da olmak üzere 25 milyon mobil uygulama indirildi. 17. yıldönümü dolayısıyla, cep telefonundan ilk görüşmeyi dönemin Başbakanı Tansu Çiller ile gerçekleştiren 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile telefon bağlantısı yapıldı. Akçansa’dan çevreye yatırım Ekonomi Servisi Son üç yılda tüm faaliyetleri için 50 milyon liranın üzerinde çevre ve sürdürülebilirlik yatırımı gerçekleştiren Akçansa, önümüzdeki 3 yıl içinde, çevre ve fabrika modernizasyonunu kapsayan 100 milyon doların üzerinde yatırım yapmayı planlıyor. Çimento üretiminde kullanılan hammaddelerin alternatif hammaddelerle ikamesine büyük önem verdiklerini ve bu konuda detaylı araştırmageliştirme faaliyetleri yürüttüklerini belirten Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal, tüm fabrikalarda 2008’de yüzde 2.84 seviyesinde olan alternatif yakıt kullanım oranını 2012’de yüzde 10.2’ye, 2020’de yüzde 29’a çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Şirket faaliyetlerinden doğan sosyal, çevresel, ekonomik etkileri ve 20122020 dönemine ilişkin hedeflerini içeren Sürdürülebilirlik Raporu’nu kamuoyuna açıkladı. Buna göre, şirketin sürdürülebilirlik yolculuğunda odaklandığı 6 ana eksende 20072009 döneminde kaydedilen gelişmeleri mercek altına alan rapor, Küresel Raporlama Girişimi (GRI) tarafından “B” seviyede onaylandı ve Akçansa, ilk sürdürülebilirlik raporuyla bu seviyede onay alan “ilk şirket” unvanını elde etti. Limak halka arza hazırlanıyor Ekonomi Servisi Limak Holding Yönetim Kurulu Baş Halka arz ile Limak Yatırım’ın orta ve uzun vadeli hekanı Nihat Özdemir, bu yıl Limak Yatırım’ı halka arz et deflerini destekleyecek kaynak sağlamanın yanı sıra şirketin meye karar verdiklerini belirterek “Tüm çalışmalarımı kurumsal ve marka değerini arttırmayı hedefliyoruz. Halka zı gerçekleştirdik. Martın ilk haftasında Ser arzdan elde edecekleri gelirin önemli bir kısmını yine yatımaye Piyasası Kurulu’na başvurumuzu rım odaklı değerlendireceğiz.  20112015’te büyüme hedefgerçekleştireceÖzdemir, Limak Yatırım’ın orta ve lediğimiz havacılık, enerji, limanğiz” dedi. Özdecılık, otoyol özelleştirmeleri ve köpmir, düzenlediği uzun vadeli hedeflerini destekleyecek rü yapımında seçimden sonra bir yatoplantıda 35 yıl kaynak sağlamanın yanı sıra şirketin önce bir inşaat kurumsal ve marka değerini arttırmayı tırım ve özelleştirme hamlesi olacak. Bu yatırımlarda yerimizi alacağız. şirketi olarak iş planladıklarını söyledi.  Limak Yatırım, “akıllı ve kahayatına başladırarlı” bir yatırım şirketi. ğı Limak’ın, bu Portföy büyüklüğü 9’u Türkiye’de, 4’ü Gürcistan’da olgün inşaat, çimento, turizm, enerji, altyapı projeleri, havacılık ve gıdada faaliyet mak üzere 13 hidroelektrik santralı, Sabiha Gökçen ve Kogösteren, yaklaşık 20 bin kişiye istihdam sova Priştina olmak üzere 2 havalimanı, İskenderun Limasağlayan bir şirketler topluluğu haline nı, 3 milyon 250 bin abone ve 2.2 milyar lira ciroya ulaşan geldiğini anlattı. Özdemir, holdingin faali Uludağ Elektrik Dağıtım ve Çamlıbel Elektrik Dağıtım olNihat mak üzere iki elektrik dağıtım şirketi yer alıyor. yetleri ve planlarıyla ilgili şunları anlattı: Özdemir CHP’nin yönetim biçimine müdahil olması, çalışan sınıfın, onların sendikalarının ivedi olarak yönetimine girmelerini önereceği bir kurum da İşsizlik Sigortası Fonu. Yine, AKP iktidarının çiftliği gibi kullanılan bu kurumda, çalışanlardan kesilen primler çarçur ediliyor. AKP iktidarı, son torba yasası ile, 3 yıldır tepe tepe kullandığı İşsizlik Fonu kaynaklarını iyice hortumlamanın yasal altyapısını da hazırladı. Son 3 yıldır buradan bütçeye aktarılan kaynaklar neredeyse 10 milyar TL’yi buldu. GAP yatırımlarında kullanıyoruz, teranesiyle, bütçe açığına yama olarak kullanılan bu fonun şu anda 46 milyar TL varlığı var ve bu fonlar, yeni talanlara amade. Fondan işsizler için, işçiler için bugüne kadar kullanılmış kaynak 5 milyar TL’yi bulmuyor bile ve bunların bir kısmı da yandaş firmalara, eğitim vs. gerekçesiyle kullandırıldı, kullandırılıyor. CHP’nin çalışanların yönetimine açmayı vaat edeceği iki diğer kamu kurumu grubu, kamu bankaları ve KİT’ler. Üç kamu bankası Ziraat, Halkbank ve Vakıflar Bankası’nın 46 bin çalışanı var. Kamu bankalarının özellikle kredi kullanımında AKP iktidarının doğrudan müdahalesi söz konusu. SabahATV medya grubu, RTE’nin damadının yönettiği Çalık’a 1.1 milyar dolara satılırken 10 yıl vadeli 750 milyon dolarlık kredinin, talimatla, kamu bankalarına verdirildiğini unutmayın. Bu kamu bankalarının özelleştirilmesine karşı çıkılmalı ve keyfiliklere, usulsüzlüklere, kamu bankası çalışanlarının örgütlerinin yönetime ve denetime müdahalesiyle engel olunmalıdır. Haraç mezat satılan onca KİT’ten geriye 28 kuruluş kaldı. Bunların da 6 tanesi de satılmak üzere tezgâhta. Bu kuruluşlar da iktidarın çiftliği gibi kullanılıyor. 188 bin kişinin çalıştığı bu KİT’lerin yönetim ve denetimlerinde işçi konseylerinin söz ve karar sahibi olması sağlanmalı. CHP’nin ilkeleri arasında olan “yönetime katılma”, bu tür somut projelerle seçmene sunulabilmeli. [email protected] http://mustafasnmz.blogspot.com NEFES ALAN NAYLON POŞET TARSUS (AA) Mersin’in Tarsus ilçesinde faaliyet gösteren bir firma, içine konulan sebze ve meyvelerin bozulmadan aylarca muhafaza edilmesini sağlayan naylon poşet üretti. Maraton Plastik Ambalaj Sanayi Ticaret Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Serdal Biçer, 3 milyon TL’lik yatırım ve 2.5 yıl süren ve 500 bin TL’ye mal olan ArGe çalışmasıyla ürettiği poşetin ihracatçıların en büyük sorunu olan sebze meyve bozulmalarına karşı işini kolaylaştırdığını bildirdi. MEHMET BALDUK İSTİFA ETTİ KAHRAMANMARAŞ (Cumhuriyet) Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Mehmet Balduk, görevinden istifa etti. Bir dönem TOBB ikinci başkanlık görevini de yürüten Mehmet Balduk, 16 yıldır yaptığı TSO Başkanlığı’ndan istifasını açıkladı. Balduk görevi kendi isteği ile bıraktığını kaydederek, “Ömrümün en verimli çağını buraya, bu şehre verdim. Bu görevdeki misyonumu tamamladığımı düşünüyorum. TSO’ya yeni heyecan gelmesi için görevimden istifa ediyorum” dedi. TEKFEN, BORU HATTI YAPACAK Ekonomi Servisi Tekfen İnşaat ve Tesisat Türkmenistan’da Güney Yoloten Gaz Sahası Projesi’nde alt yüklenici olarak proses sahası yardımcı tesisleri işlerinin yapılması ve doğalgaz boru hattı inşası işini yapacak. Tekfen Holding’in Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda yayımlanan özel durum açıklamasında, projenin toplam büyüklüğünün 261.4 milyon dolar olduğu belirtilerek “Projenin süresi 24 ay olarak belirlenmiştir” denildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle