18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 ŞUBAT 2011 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kılıçdaroğlu, Yalçın’a sahip çıktı, Ergenekon soruşturmasında mantık kalmadığını söyledi POLİTİKA GÜNLÜĞÜ 5 HİKMET ÇETİNKAYA ‘Nerede bu örgüt?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Odatv’nin sahibi gazeteci Soner Yalçın’ın gözaltına alınmasıyla ilgili olarak “Yandaş değil, besleme değil. Soyadı ‘Yalçın’, kaya gibi. Her türlü desteğimiz arkasında” açıklamasını yaptı. Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında yaptığı konuşmada verdiği mesajlar ana başlıklarıyla şöyle: Gül’ün diyet borcu: Şaşırtan öyle demeyelim de davranışını kısmen yadırgadığımız, o kadar da olmaz dediğimiz kişilerden birisi de Sayın Cumhurbaşkanı. Yasa geldi, kimseyi dinlemedi, imzaladı. Noter bile önüne gelen metne bakar hata var mı yok mu diye. Diyet borcunu ödeyenlerin zaten ya Bir Yurtsever Gazeteci: Soner Yalçın... Pendik’e gidiyordum, yolda telefonum çaldı... Hürriyet’ten Yalçın Bayer arıyordu: “Hikmet, Odatv basıldı, haberin var mı?” Yalçın’a haberim olduğunu söyledim... Pendik’ten hızlı feribotla Yalova’ya geçecek, oradan Anadolu yollarına vurup, neler olup bittiğini öğrenmeye çalışacaktım. Yol boyunca Odatv’ye yapılan baskını, gazetedeki arkadaşlardan ve radyodan öğrenmeye çalıştım. “Odatv.com”, deneyimli gazeteci ve televizyoncu Soner Yalçın’ın kurduğu, en çok tıklanan haber sitesiydi. Site, Ergenekon aramalarıyla ilgili video görüntülerini yayımlamıştı. Özel yetkili savcı, bu nedenle Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Ayhan Bozkurt’u, “Ergenekon üyeliği ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” iddiasıyla gözaltına aldırmıştı. Ben Yalova’ya geldiğimde, Odatv’nin Taksim Gümüşsuyu’ndaki binasında polis aramasını sürdürüyordu. Bekir Coşkun’un değindiği gibi, vicdanların sustuğu bir dönemden geçiyorduk. Gazeteci örgütleri olayı kınamışlardı ama, Odatv’nin önünde CHP milletvekili Çetin Soysal ve dörtbeş gazeteci dostu vardı. İçim acıdı... Olayların gelişmesini izlemek için dün bu konuya girmek istemedim. Aydınlık bir günün sabahında İzmir’de Kordonboyu’nda kahvemi yudumlarken gazeteleri okuyorum. Mustafa Balbay, ikinci Ergenekon davasında söz alıp şöyle demişti: “Burada içeri alınacak kişilerin listesini yapmıştık. Soner birinci sıradaydı.” Balbay, benim “kelle avcısı” olarak nitelediğim emekli Albay Arif Doğan için de önemli şeyler söylemişti. Arif Doğan, birçok hukuksuzluğu anlatmış, adam öldürdüğünü söylemişti... Bunu açık açık belirtmekten hiç çekinmedi... Balbay bu nedenle savcılara soruyordu: “Arif Doğan ile ilgili ne yaptınız? Arif Doğan delil çokluğundan serbest, bize delil yokluğundan tutukluluğa devam kararı...” Vicdanların sustuğu burasıdır işte! Kelle avcısı dışarıda televizyon televizyon dolaşıyor, kimleri nasıl öldürdüğünü anlatıyor ve adına “çatışma” deyip çıkıyor. Bir emekli tuğgeneral var Silivri’de yatan... KocaeliSapancaDüzce üçgenindeki faili meçhul cinayetler sorulmuyor sorgusu sırasında kendisine. Türkiye’de muhaliflerin sesi birer birer kesilecek mi? Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay’ın altını çizdiği gibi, basın özgürlüğü yok edilecek mi? İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal’ın öne sürdüğü “İleri faşizmle karşı karşıyayız” sözleri, bizleri düşündürecek mi? Dün değindim gibi, darbelere de karşıyım hukuksuzluğa da... Soner Yalçın muhalif bir gazeteciydi, onun yazdığı kitaplardan faili meçhul cinayetleri, özellikle Cem Ersever’in kim olduğunu, devlet içinde örgütlü çeteleri öğrenmedi mi bu toplum? Soner Yalçın sapına kadar gazetecidir... Ne kalemini satar ne de düşüncelerini... Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç’in belirttiği gibi, “Odatv’ye yapılan baskın, hukuka ve basın özgürlüğüne indirilen bir darbedir”. Yıllardan beri söylüyorum, 28 Şubat Pentagon destekli postmodern bir darbeydi ve AKP’yi iktidara getirmek için yapılmıştı... Büyükanıt’ın emuhtırası da öyleydi... O muhtıra 2007 seçimlerinde yüzde 1013 oranında oy getirdi. Yaşamı boyunca darbelere karşı çıkan Soner Yalçın nasıl olur da Ergenekoncu olur? Eee, Balbay ve Tuncay olursa neden olmasın! 12 Eylül darbesine karşı çıkan, bunun bedelini ödeyen Balbay, günlüklerinden 714 gündür tutuklu... Ben askeri mahkemelerde yargılandım geçmişte... Orada, bugünkü gibi bir hukuksuzluk yoktu. Böyle bir süreci gazetecilik yaşamımda hiç görmedim. Bir kez daha ortalıkta “Atatürkçüyüm” ve “Ulusalcıyım” diye dolaşanlara da sözüm var: Ulusalcılık “millicilik” yani “yurtseverlik” tir... Kör milliyetçilik değil... Hem darbelere karşı çıkacaksınız, hem de demokrasiyi savunup gericifaşist iktidarla mücadele edeceksiniz. Sizler “ulusalcılığı” kör milliyetçilik sanıyorsunuz, gerici, dinci, faşist partilerin değirmenine su taşıyorsunuz. Soner Yalçın bunlarla mücadele etti gazetecilik, televizyonculuk ve yazarlık yaşamında... “Bay Pipo”yu Doğan Yurdakul’la yazdı, bir zahmet alıp okuyun... Ve siz kendilerini liberal, demokrat gören gazeteciler, Fethullahçı tosuncuklar, vicdanınızın sesini dinleyebiliyor musunuz? Soner Yalçın ve arkadaşları, kör milliyetçi değil, darbelere, devlet içinde örgütlü silahlı güçlere karşı çıkan, onların maskelerini indiren yurtsever gazetecilerdir... Darbe soruşturmalarında yargıya yapılan müdahalelere dikkat çeken Kemal Kılıçdaroğlu, “Kimse soruşturma açma demiyor ama sen aynı olay dolayısıyla yan yana bile gelmeyen insanları aynı potanın içine koyup biz bunları nasıl aynı potada eritiriz ve hepsine baskı uygularız anlayışıyla çıkarsan olmaz” dedi. Gözaltına alınan gazeteci Soner Yalçın’a da destek veren CHP lideri, Ergenekon üyeliği suçlamalarıyla ilgili olarak “3 yıldır devam ediyor ama istediğiniz zaman üye olabiliyorsunuz. Nerede bu örgüt, gideceğim üye olacağım! Akıl, mantık yok” diye konuştu. pacak başka bir şeyleri yoktur. Vatanseverlere çağrı: TBMM Başkanı usulen başkan. Yargı bağımlı ve taraflı. Hâkim benim istemediğim kararı vermeyecek mi? Elimde HSYK var, vurun kellesini, vuracaklar. Ve medya, konuşamayan, yazamayan medya. Geçmişte hangi partiye oy vermiş olursa olsun, bütün vatanseverleri görev başına çağırıyorum, CHP çatısı altına çağırıyorum. Darbe edebiyatı: 3 yıldır darbe edebiyatı gidiyor. Ama darbe olmadı. 500 600 kişi toplanıp darbe planı yapıyormuş. Nasıl bir darbe, varsa bir adam darbe yapıyorsa adam gibi bulursun çıkarır yargılarsın, mesele biter. Kimse suçluyu korumuyor. Kimse soruşturma açma demiyor ama sen aynı olay dolayısıyla yan yana bile gelmeyen insanları aynı potanın içine koyup biz bunları nasıl aynı potada eritiriz ve hepsine baskı uygularız anlayışıyla çıkarsan olmaz. Dolmabahçe buluşması: Son tutuklamalarla ilgili olarak Sayın Genelkurmay Başkanı’yla mahkemenin savcısı görüştüler. Biliyorsunuz, Erdoğan mahkemenin savcısı. Şimdi siz, yargı bağımsız diyebilir misiniz, o yargı tarafsız diyebilir misiniz? Esir kampı gibi: Ne zaman çağırsalar herkes gidiyor mahkemeye, kaçan göçen yok, birdenbire 100 küsur kişiye tutuklama kararı verdiniz. Tarafsız ve bağımsız yargıcımız, ka SÜRPRİZ TOPLANTI Baykal’la Halk TV’yi görüştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Halk TV’nin yayın hayatına son vermesinin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile TBMM’deki makamında görüştü. Baykal, 1 saat 45 dakika süren görüşmeden ayrılırken gazetecilerin soruları üzerine, “Hasret giderdik, sohbet ettik” dedi. Bir gazetecinin, “Halk TV de konuşuldu mu” sorusuna Baykal, “Onu da konuştuk” yanıtını verdi. “Antalya İl Başkanlığı ile ilgili bir sıkıntı gündeme geldi mi” sorusuna da Baykal, “Hayır hayır, örgüt konularına girmedik” dedi. Görüşmeden, Halk TV’nin yayınını sürdürmesi konusunda olumlu bir noktaya gelindiği öğrenildi. Ayrıca Baykal’ın yakın çevresine, “Halk TV’nin sorununu çözmek için iyi niyetli bir anlayış sergileniyor” dediği belirtildi. Grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, üç yıldır mesafe alınmayan darbe soruşturmalarını ve toplu gözaltıları eleştirdi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) CHP BAŞVURU YAPTI ‘KORKUYORLAR’ Tekin: Oy komplosu kurdular ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun referandumda oy kullanamamasıyla ilgili olarak, “O bir komploydu, oy kullanmama değildi. Genel başkandan korkuyorlar,” dedi. Tekin, benzer bir problemin gelecek seçimde yaşanmayacağını da kaydetti. CHP’ye alınan seçmen bilgi ve üye kayıt araçlarının 5 ile uğurlanması törenine katılan Tekin, “5 araç daha yapılacak ve 10 araç Edirne’den Ardahan’a kadar dolaşacak. YSK’nin uzun süredir yapamadığı bir işi yapıyoruz. 52 milyon seçmenin rahatlıkla kendisinin seçmen olup olmadığını görme imkânı olacak. Nüfus daireleri, seçim kurulları önünde yığılma olmayacak” dedi. Mevcut 5 aracın Sivas, Malatya, Kocaeli, Konya ve Eskişehir’e yola çıkacağını ifade eden Tekin, “CHP’nin 41 projesini Anadolu’da tanıtma imkânımız olacak” diye konuştu. Araçlarla “5 saniyede” CHP’ye üyelik işlemi de yapıldığını belirten Tekin, “500700 bin üye bekliyoruz” dedi. Tekin, bir gazetecinin Kılıçdaroğlu’nun referandumda oy kullanamamasını anımsatarak “Genel başkan da oy kullanacak yani?” demesi üzerine, “O bir komploydu, oy kullanamama değildi. Hiç kimse de sormadı, sayın genel başkan dışında onlarca siyasetçi varken neden sadece genel başkan seçildi? Genel başkandan korkuyorlar. Ama daha da çok korkacaklar” diye konuştu. HSYK ile Sayıştay yasalarına iptal istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile Sayıştay’ı yeniden yapılandıran yasaların bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle dün Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. CHP’nin dünkü grup toplantısında milletvekillerinden başvuru için imza alındı ve akşamüzeri dilekçe Anayasa Mahkemesi’ne götürüldü. Başvuruda, Sayıştay Yasası’nın denetime ilişkin hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istendi. Sayıştay’ın yerindelik denetimi yapamamasını, idarenin takdir yetkisini sınırlayacak ve ortadan kaldıracak karar alamamasını hükme bağlayan ve uzman alımında sözlü mülakatta kamera kullanılmasını ortadan kaldıran maddelerin de iptali istendi. CHP, Yargıtay ve Danıştay’da yeni daireler kurulmasına ilişkin yasanın Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi için de hazırlık yapıyor. pıları kapatın derhal diye bağırıyor. Afrika’daki esir kampındalar çünkü. Adam yurtdışında, tutuklama kararı çıkınca geliyor, buyurun ben geldim diyor, kaçan yok. Eğer delilleri karartacaklarsa hay hay peki, bunlar yokken siz insanları hangi gerekçeyle tutukluyorsunuz, yarın bunlar beraat etti diyelim, çünkü çoğu sahte belgelerin. Odatv baskını: Soner Yalçın kalemini satmaz, besleme, yandaş değil. Soyadı gibi “Yalçın”, kaya gibi bir adam. Yeni bir televizyon kanalı kuracaktık, onu kurdurtmamak için bunu yapıyorlar, sonuna kadar direneceğiz diyor. O hortumcu, yandaş olsaydı sırtı sıvazlanırdı. Onurlu, dik duran, saygın, kalemini satmayan bir gazeteci. Siz onu arama yaparak, baskı kurarak susturacağınızı sanıyorsanız yanlış yere çarptınız. Bizim de her türlü desteğimiz onun arkasında olacak. Ergenekon nerede? Ergenekon terör örgütüne üye olmak... Ben merak ediyorum, 3 yıldır devam ediyor ama örgüte istediğiniz zaman üye olabiliyorsunuz. Nerede bu örgüt, gideceğim üye olacağım. Akıl, mantık yok. Ama bunlar için hukuk diye bir kavram yok ki. Ben bildiğimi okurum, istediğimi tutuklarım ve istediğim yargıca da düşürürüm. İstediğim kararı verdirtirim, yargıcı değiştiririm, yargıyı ben kendim kurarım. Bu mudur hukuk? Dokunulmazlıklar: Bizim dokunulmazlığımızı kaldır arkadaş, istemiyoruz. Demokrasinin, yargının bu kadar kirlendiği ortamda hiçbir CHP’li dokunulmazlık zırhına bürünmek istemiyor. Bize dokunmak için suç üretebilirler, hepimizi gözaltına alabilirler. Hepsini göze alıyoruz, senin dokunulmazlığın kalsın, bizimkini kaldır, biz her türlü bedeli ödemeye hazırız. İyimaya’ya silah sorusu: Adalet Komisyonu Başkanı’nın Kenan Evren’in avukatı olduğu ortaya çıktı. Ben para almadım demiş. Bu daha kötü, demek ki gönül birliği var, bu daha büyük ayıp. Para almadı ama bir şey aldı, tabanca aldı mı almadı mı? Bir darbeci ne verir? Tabanca. [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Haşim Kılıç’ın Yargıtay ve Danıştay’a yönelik sözleri tepki çekti CHP’Lİ KADINLARA ‘SESİNİZ ÇIKSIN’ ÇAĞRISI ‘Kahve ağzı, yakışmadı’ Hasan Gerçeker: Uyuyorlar ne demek, bu, sokaktaki mahalle kahvesindeki insanın söyleyeceği bir söz. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ve Danıştay Başkanı Mustafa Birden, iş yükü tartışmalarına yönelik “Yüksek yargı bugüne dek uyumaktan başka bir şey yapmadı” diyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a tepki gösterdi. Yüksek yargıyla ilgili düzenlemeyi CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğini anımsatan Gerçeker, Kılıç’a “Önüne gidecek konuda neden konuşuyor” diye sordu. Gerçeker, “Uyuyorlar” ifadesini de “mahalle kahvesindeki insanın söyleyeceği bir söz” diye nitelendirdi. Kılıç’ın “uyuyorlar” sözüne, yüksek yargı başkanlarının tepkisi sert oldu. Gerçeker, bir yüksek yargı başkanına böyle bir açıklama yapmanın yakışmayacağını belirterek “İş yükümüzü biliyorlar, elini vicdanına koysun” dedi. Üye, tetkik hâkimi ve diğer personelin köle gibi çalıştıklarını söyleyen Gerçeker, “Arkadaşlarımın emeğine saygı nedeniyle bu açıklamaları yapıyorum. Bizim kendimizi savunmaya ihtiyacımız yok. Elini vicdanına koyup düşünmesi lazım. Böyle bir tabir kullanmak yüksek yargı mahkemesi başkanına yakışmıyor” diye konuştu. Göreve geldiğinin 15. gününden itibaren iş yüküyle ilgili her türlü yola başvurduğunu ifade eden Gerçeker, dönemin Adalet Bakanı’yla, Adalet Komisyonu Başkanı’yla, Adalet Bakanlığı Müsteşarı’yla bu konuları görüştüklerini anlattı. ‘Neden konuşuyor?’ Gerçeker, “Yargıyla ilgili bu düzenlemeyi muhalefet partisi Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğini söylüyor. Önüne gidecek konuda neden ruyor. Gelenler de mecburen yüzlerce yasa değişikliği yapıldığı için lehe yasanın uygulanması için dosyaların bozulmasıyla sonuçlanıyor” diye konuştu. Bilgehan: Eşlerinizin susturulmasını beklemeyin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Kadın Örgütlenmesi ve Kadın Kolları’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülsün Bilgehan, CHP’li milletvekilleri ve parti yöneticilerinin eşleriyle dün bir araya gelerek, eşlerinin illerdeki siyasi çalışmalarına destek istedi. Bilgehan, kadınlarla birlikte Nezihe Araz’ın eserinden uyarlanan “Kuvayi Milliye Kadınları” adlı tiyatro oyununu izledi. Etkinlik öncesi, partili kadınlar bir süre önce kardeşini yitiren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile sohbet ederek, başsağlığı dileklerini ilettiler. Toplantıda konuşan Bilgehan, “Hakikaten Atatürk’ün, kurucularımızın hayal ettiği Türkiye’den çok çok uzaktayız. Ülkemizin gerçeği bu. Bu durum kadınlar açısından işin başa düştüğünü gösteriyor. Gelin birlikte olalım, çünkü çok ihtiyacımız var buna... Tablo böyle. Türkiye böyle, özellikle son günlerde olan gelişmeleri de izlediğiniz zaman eşlerinizin susturulmasını beklemeden sizin sesiniz çıksın. Çünkü eşlerinizin susturulmasını beklersek çok geç olacak. Onun için kadın erkek bir seferberliğe başlamamız gerekiyor” dedi. Cumhuriyeti kuranlar ve yaşatanlar arasında çok önemli kadınlar olduğunu belirten Bilgehan, “Kendimizi onların torunları olarak düşünüyoruz” dedi. Türk kadınının Fransa’dan 10 yıl, Belçika’dan 18 yıl önce seçme ve seçilme hakkını aldığını ifade eden Bilgehan, bu nedenle bugün kadınların birçok alanda başarılı olduklarının altını çizdi. “Ne yazık ki bizim bildiğimiz Cumhuriyet kadınlarının Türkiye’si, Türkiye’nin bir bölümü. Asıl gerçekler başka yerlerde yatıyor” diyen Bilgehan, asıl bilgileri BM ve AB raporlarından verdiğini belirtti. BM’nin kadın erkek eşitliği açısından raporlarına bakıldığında Türkiye’nin dünya sıralamasında 134 ülke arasında 126’ncı olduğunu söyleyen Bilgehan, son 5 yılda ise Türkiye’nin 21 sıra geriye gittiğini kaydetti. Birden: Şık değil Danıştay Başkanı Birden de özellikle kamuoyunda yanlış empoze edilen bir konuyu açıklamak istediğini belirterek anayasaya göre Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay’ın birbirlerine eşit seviyede kurumlar olduğuna dikkat çekti. Birden, “Bugüne kadar kendi başkanı olduğum yüksek mahkeme dışında hiçbir yüksek mahkemenin çalışmalarıyla ilgili bir konuşma yapmadım. Böyle bir konuşma doğru da olmaz, şık da olmaz. Herkes kendi görevini yaparsa, başkalarının görev alanlarına bu konuda yeterli bilgisi olmadan müdahale etmezse sorun olmaz” dedi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Mahmut Acar, Hizbullah ana davasının geç sonuçlandığı yönündeki iddialar üzerine, “Bu davanın dairemize geldiği tarih ile sonuçlandırıldığı tarih arasındaki süre 3 aydır. Bu dosyayı inceleyen yargıca, 43 bin sayfa belgeyi incelemesi, rapor hazırlaması, davanın müzakereye hazır hale getirilebilmesi için bir iki aylık sürenin yeterli olmadığı açıktır” dedi. Arap dünyası ile kıyaslama Yunanistan’ın 5 yılda 11 sıra ilerleyerek 58. sıraya ulaştığını belirten Bilgehan, “İşte Türkiye’nin gerçeği budur. Bugün gündemde olan, büyük bir mücadele içerisinde olan Arap dünyasının kadınlarıyla kendimizi kıyasladığımızda da gerçekler düşündüğümüz gibi değil. Değişimde, Tunus, İran, Suriye, Cezayir’in gerisindeyiz. 4 milyon okuma yazma bilmeyen kadınımız var. İşgücüne katılımda dünyada 131. sırada geliyoruz. Ürdün, Fas, İran, Lübnan, Tunus, Mısır’ın gerisinde sadece Suudi Arabistan’ın bir basamak ilerisindeyiz. Bunlar hakikaten insanı dehşete düşüren gerçekler. Kıyaslama bu şekilde” dedi. Mustafa Birden: Herkes kendi görevini yaparsa, başkalarının görev alanlarına bu konuda yeterli bilgisi olmadan müdahale etmezse sorun olmaz. konuşuyor. Hiçbir şekilde yüksek mahkeme başkanlarının böyle bir polemik içinde olmasını istemem; hoş bir şey değil, çok çirkin bir durum. Yüksek mahkeme başkanının böyle bir ifade kullanması çok yakışıksız. Uyuyorlar ne demek, bu, sokaktaki mahalle kahvesindeki insanın söyleyeceği bir söz” dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Yargıtay’daki dosyaların zamanaşımına uğrayacağı yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Gerçeker, “Zamanaşımına uğrayan dosyaların yüzde 90’ı Yargıtay’a gelmeden zamanaşımına uğ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle