18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 ŞUBAT 2011 SALI CUMHURİYET SAYFA 15 Uyurgezer pencereden düştü KONYA (AA) Konya’da Selçuklu İlçesi Molla Gürani Mahallesi Taşova Sokak’ta bulunan 11 katlı apartmanın birinci katında yaşıyan 71 yaşındaki Mehmet Kara, gece saat 04.00 sıralarında evinin penceresinden 5 metre aşağıdaki beton zemine düştü. Kara ailesi duydukları sese uyandı ve pencereden aşağıya baktıklarında Mehmet Kara’yı yerde yatarken gördü. Olay yerine gelen 112 Acil Servis, Mehmet Kara’nın hayatını kaybettiğini belirledi. Yakınları polise Mehmet Kara’nın uyurgezer ve gözlerinin bozuk olduğu yönünde ifade verdi. Polisin olayla ilgili soruşturması sürüyor. Bakan teşhisi koydu! Bir kişinin öldüğü, 9 işçinin hâlâ toprak altında olduğu kömür üretim sahasını inceleyen Yıldız, ‘sıra dışı bir toprak kayması’yla karşı karşıya olunduğunu söyledi SERMET ÇUHADAR MAVİ SÜRGÜN SERDAR KIZIK Özgürlük Ekmek Gibi, Su Gibi... İnsan yaşamının değersiz görüldüğü, ucuz sayıldığı birçok ülke var elbet. Geri kalmışlar ya da gelişmekte olanlar... Dünya egemenleri deney tahtası olarak kullanıyor bu ülkeleri, aynı zamanda büyük bir kazanç kapısı. Küresel sömürü sisteminin kâr uğruna yapmadığı rezillik, kurmadığı tezgâh yok. Başta doğanın kendisi olmak üzere her bir canlı üstünde oyun oynanıyor. Bitkilerin, tohumların, gıda ürünlerinin genetiği değiştiriliyor. Baskıysa baskı, dayatmaysa dayatma, yasaysa yasa, diledikleri gibi at oynatıyorlar... Geçen hafta “tohumdaki kirli oyunu” anlatmıştık, AKP iktidarının yerli tohum satışını yasaklamasını ve yabancı tekellerin önünü açmasını. Bu kez yediklerimize, içtiklerimize, katkı maddelerine değinmekti asıl planımız. İktidara, hazır gıdalarda kullanılan mısır şurubu ithalatını soracaktık; obeziteye, kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine kadar birçok kronik hastalığa yol açan nişasta bazlı şekeri (NBŞ)... Amerika’da kullanımı yüzde 2’yle sınırlanan, birçok AB ülkesinde yasaklanan NBŞ’deki kotanın, Türkiye’de neden yüzde 15’lere çıkarıldığını... Son 10 yılda her türlü tatlı ve şekerleme, çikolata, bisküvi, kek, kola, hazır meyve suyu satışları artarken, şeker üretimimizin azaldığını da ayrıntısıyla sorgulayacaktık. Olmadı... Kişisel açıdan şaşırmadığım ancak yine de toplumu sarsan gelişmeler büyük bir gündem yaratınca, sorunu ayrıntılarıyla irdeleyemedik. Çünkü özgürlük de sağlıklı yaşama hakkı gibi, su gibi, ekmek gibi çok önemli. Çevre ve Orman Bakanı’nı protesto etmeye niyetlenirken, “ileri demokrasinin koruyucusu ve kollayıcısı” polisin yere yıkıp ensesine bastığı, soluğunu kestiği üniversitelilerin özgürlüğü çok önemli. Torba yasasına karşı çıkarken biber gazına boğulan işçinin, memurun, mühendisin özgürlüğü önemli. Küresel bir oyunun yerli ve yabancı planlayıcıları tarafından yalan, yanlış ve sahte delillerle tutuklanan, hapse atılan, asker ve sivillerin özgürlüğü çok önemli. Sesi kısılan, korkutulan, tehdit edilen, sorgulanan, alınan, içeri atılan gerçek gazetecilerin, internet yazarlarının özgürlüğü de çok önemli. “Hukuk” diyorlar bu özgürlüğe. Hukuk ne kadar var, ne zaman var ? Beş yıl, on yıl içeride yattıktan sonra mı? Cezaevlerinde öldükten sonra mı? Yediğimiz içtiğimiz gıdalardaki zehirlerden söz edecektik güya. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tuttu, “... Baskı tabana yayılacak. Önce CHP’lileri, sonra gazetecileri içeri alacaklar” dedi. Bunun adı, faşizm mi, ayak sesleri mi? [email protected] İstinat duvarı çöktü: 1 ölü KOCAELİ (AA) Kocaeli’nin Gölcük ilçesine bağlı Değirmendere Cumhuriyet Mahallesi’nde 3 katlı apartmanın inşaatında çalışan Salman Ergün ile Şerif Polat, çöken istinat duvarının altında kaldı. Salman Ergün, olay yerinde yaşamını yitirdi. Yaralanan Şerif Polat, hastaneye kaldırıldı. NATO’dan yakıt çalıyorlardı İstanbul Haber Servisi İstanbul Avcılar’da çamaşır suyu imalathanesinde NATO boru hattından yakıt çalındığını belirleyen polis ekipleri imalathaneye operasyon düzenledi. Polis, bir minibüsün içine gizlenmiş 3 tonluk deponun içine uçak yakıtı dolduran üç kişiyi gözaltına aldı. İşyerine 30 metre uzaklıktaki boru hattına vana takılarak tonlarca yakıt çalındığını tespit edildi. İki patlamaya 3 gözaltı OSTİM ve İvedik’te meydana gelen ve 20 kişinin öldüğü patlamalarla ilgili hazırlanan ön rapor tamamlandı. OSTİM’deki patlamanın gerçekleştiği işyerinin sahiplerinden Aydın Özkan ile işyerinin imalat sorumlusu Mustafa Saydan gözaltına alındı. İvedik’teki patlamanın gerçekleştiği işyerinin sahibi Numan Güleç ve eşi de dün emniyete ifadeye çağrıldı. İfadenin ardından, Metsan firmasının sahibi Numan Güleç gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişilerin, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde ifadesi alındı. Gözaltılara gerekçe olarak oksijen tüplerinin ruhsatlara uygun kullanılmaması gösteriliyor. Öte yandan patlamalara ilişkin kapsamlı raporlarla ilgili çalışmaların sürdüğü öğrenildi. ‘Parasız eğitim’e müdahale İstanbul Haber Servisi Liseli Gençlik üyelerinin Şişli’deki Cevahir Alışveriş Merkezi önünde açmak istedikleri “parasız eğitim çadırı”na polis müdahale etti. Polis ve zabıtalar, çadır malzemeleri, pankart ve dövizlere el koydu. Bu müdahalede kimse gözaltına alınmazken, öğrenciler aynı yere ikinci defa çadır açmak istedi. Gene izin verilmemesi üzerine liseliler oturma eylemi yaptı. KAHRAMANMARAŞ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Afşin’deki Çöllolar açık kömür üretim sahasında meydana gelen göçüğün ardından arama ve kurtarma çalışmalarının heyelan riski bulunan alanların dışında sürdürüleceğini söyledi. AfşinElbistan B Termik Santralı’na kömür sağlayan Çöllolar kömür sahasında meydana gelen göçükte toprak altında kalan 9 işçi için endişeli bekleyiş sürerken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız bölgede incelemelerde bulundu. Santralda bir açıklama yapan Bakan Yıldız, olayın siyasete çekilmesinin yanlış olduğunu vurgulayarak “Bazı siyasi parti temsilcilerinin ve milletvekillerinin yapmış oldukları açıklamalarla konuyu siyasete alet etmeye çalıştıklarını duydum. Buna çok üzüldüm” dedi. Bölgede göçük değil heyelan yaşan dığını ifade eden Yıldız kömür çıkarma faaliyetlerinin resmi olarak durdurulduğunu belirtti. Yıldız, sıra dışı bir toprak kaymasıyla karşı karşıya olduklarına dikkat çekerek literatürde, dünyada ve Türkiye’de 5060 milyon metrüplük heyelana ilişkin bir çalışma olmadığını, dünyada bu büyüklükte bir heyelanın olduğunun de pek bilinmediğini ifade etti. Heyelanın neden kaynaklandığına ilişkin henüz net bilgilere ulaşılamadığına, söylenebilecek bir nedenin doğruluğunun sondaj ve laboratuvar sonuçlarıyla teyit edilmesi gerektiğine dikkati çeken Yıldız, bunun için zamana ihtiyaç olduğunu söyledi. Uzman ekip gitti TTK Genel Müdür Yardımcısı Çetin Onur da göçükte kaybolanların bulunması ve yapılacak çalışmalarla ilgili 3 mühendisten oluşan uzman ekibin, Kahramanmaraş’a gittiğini açıkladı. YAKAMOZ BEDRİ BAYKAM ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] Siyaset/Sanat: Tarih Nasıl Yazılır? Mısır’da Tahrir Meydanı’nda yaşanan olayları aktarırken, çoğu zaman spikerler “Tarih gözümüzün önünde yaşanıyor” dediler. Özde doğru olan bu sözler, “yadsınamaz şekilde” dünyanın gözü önünde cereyan eden haklı bir başkaldırının tüm dünyaya anında ulaşmasını simgeliyor. Şimdi diyeceksiniz ki, “Evet, bunları biliyoruz zaten, ne olmuş ki?” İyi de, hayat o kadar düz değil. Bırakın detayları, yaşananlar, 50 yıl sonra nasıl hatırlanacak? Bugünün penceresinden, bir Milliyet yazarı NTV’de şunları söyledi: “Tankların üstünde halk ve askerleri kol kola görmek yabancı olmadığımız 27 Mayıs 1960 sahneleri gibi.” Tabii Başbakan bu yorumu izledi mi bilemem ama eminim onun da kafası hayli karışık. Bir yandan Mısır halkını alkışlayıp Mübarek’e karşı isyancıları tuttuğunu söylerken, diğer yandan da herhalde 27 Mayıs devriminin gerçekten benzeri o sahneler hakkında içinden “Vay Ergenekoncular” diyordur! Özetleyelim: Biri kalkıp 50 sene sonra “Mısır’da halkın taptığı son derece sevecen demokrat bir Mübarek vardı. Ama komplolarla Tahrir Meydanı’na paralı askerler yığıp onu düşürdüler. ‘Halk isyanı’ diye diye, faşist rejim getirdiler, hukuku katlettiler, orduyu içten vurdular” diyebilir! Güldünüz mü? “Amma da saçmalamışsın, her şey dünyanın gözü önünde yaşandı” mı dediniz? Yanıt: 50 yıl sonra, Şubat 2061’de buluşuruz, kim haklı bakarız. Ama bahisçilere bazı örnekler hatırlatmakla yetineyim: Mesela, 50 yıl önce 27 Mayıs günü bu ülkede yaşanan devrim, özünde Mısır’dakine çok paraleldi. (Tabii Mısır ordusu, sürecin sonunda 1961 Anayasası gibi demokrat bir çıkış yapabilecek mi, göreceğiz!) Faşist bir dikta rejimi, posası çıkmış bir demokrasiyi öldürmek üzereyken, gençlerin ve muhalefetin başlattığı, halkın destek verdiği bir ‘demokrasi için başkaldırı’, askerin son noktayı koymasıyla hedefe ulaştı. Gazeteler, radyolar, yüz binlerin devrimi meydanlarda kutlayışını aktardılar, dünya alkış tuttu! Bugün bunların anımsanması yasak! Ya da 1980’de, 12 Eylül öncesi günde otuz gencin birbirini acımasızca öldürdüğü, bunun karşısında siyasilerin birbirleriyle konuşmaya bile tenezzül etmedikleri karanlık dönemleri bugün bu şekliyle hatırlatan var mı? Ya da Mısır’dan Mübarek’in yok oluşunu kutlayan halkın sevinç gözyaşlarını izlerken, aklıma cahil düşünce özürlülerinin “diktatör” diye çamur attıkları Atatürk’ün vefatı üzerine yaşanan o büyük ulusal acı geldi... Bir ülkenin, liderini bu şekilde uğurlaması tarihi bir olaydır. Cumhuriyet’in 100. yılını görebilirsek, 1938’de de halka “ağlasınlar” diye zorla soğan dağıtıldığını “kanıtlarlarsa” (!) şaşırmayın... Herkes tarihi kafasına göre yeniden yazıp kendisine kâr çıkarma peşinde! Bugün yakın tarihimiz hakkında fitnelenen yalanlar, belki son Mısır olayları hakkında ileride bekleyen sahte yorumlarla aynı! Sanat tarihi mi? Herhalde siyasal arenada yaşanan bu yorum kepazeliklerinden çok etkilenmişler ki, son zamanlarda dünyanın en saygın alanında yaşananlar da, şu anlattıklarımdan daha farksız değil! Son yıllarda çıkan iki kitap ve piyasada yaşanan suni pompalamalar, insanı şaşırtmanın ötesinde güldürüyor. Çağdaş sanatın çok daha yaygın bir kapsama alanına eriştiği bu son yıllarda, “Bu piyasayı 1996’dan sonra ben kurdum” diye ortaya atlayan küratörlerin ötesinde, sanat piyasasında üflenmiş baloncuklar yaratmaya çalışan veya “ölüm borsası” oynayan spekülatörler, “bu kervana yolun yarısından itibaren katıldım ama en şatafatlı kitabı hazırlayıp dünyaya yayarsam veya en pahalı fiyatı eserime koyarsam, buraların kralı ben olurum” diyen hırslı genç sanatçılara kadar, her cins vakaya bu topraklarda rastlayabiliyoruz! Bu sahte tarih üretimi, kronolojilerin ve yaşanmışlıkların yok sayılması, ortaya kimi insanların yüzleri kızarmadan bastırıp piyasaya verebildikleri yayınlar çıkarmış. Hadi diyelim ki “User’s Manual”, bir sanatçı ve onun kozasının yarattığı affedilir bir gençlik pişmanlık vakası. Peki Garanti Bankası gibi ciddi ve saygın bir kuruluş, “Unleashed” isimli komik, sözde “Çağdaş Türk Sanatı” yayınına sponsor olurken, genel kültürden bile eline tutuşturulan taslağın güncel deyimle “kâğıttan kaplan” (!) olduğunu algılayamadı mı? Yoksa taslağa dahi bakılmadı mı? Bu perşembe, saat 18 20.30 arası, Taksim’de Piramid Sanat’ta bu kritik konuyu irdeleyeceğiz. (www.piramidsanat.com) “Sanat tarihi nasıl yazılır, nasıl yazılmaz” panelinde ben, Yusuf Taktak (Sanatçı Öğretim Görevlisi), Sevil Dolmacı (Sanat Tarihçi), Balkan Naci İslimyeli (Sanatçı), Hasan Bülent Kahraman (Sanat Eleştirmeni) ve Ekrem Kahraman (Sanatçı Yazar) nesnel ölçütlerin neler olduğunu hatırlayacağız. HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc yahoo.com BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ [email protected] UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] [email protected] www.bedribaykam.com SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Çocuklarda 1 D vitamini eksikliğine bağlı 2 olarak ortaya 3 çıkan ve ke 4 mik büyüme5 sinde bozukluğa neden 6 olan hastalık. 7 2/ Günlük ya 8 şama ait küçük ve geçici 9 belgeleri toplama 1 2 3 4 5 6 7 8 9 şeklindeki koleksi 1 Z OO F İ L İ T yonculuk. 3/ Oruç 2 O R T A A Ş A R ayı. 4/ “Misket li 3 ON A R I M S A monu” da denilen, 4 F İ Ğ R E K A T acı sulu küçük limon cinsi... Ispar 5 O T M A S A L A L A ta’nın Sütçüler ilçe 6 B O Z U K 7 İ L E K L İ K A sinde antik bir kent. S 5/ Afrika’nın güney 8 O R A M A K ucundaki burnun 9 A G O R A F O B İ adı... Yapılmış, gerçekleşmiş iş. 6/ Bir elektroliz aygıtındaki artı kutup... Küçük mağara. 7/ Çit, perde... Bir tür yeşil meşe çalısı. 8/ Tedavi... Fas’ın plaka imi. 9/ Yemişlerin yenen bölümü... Kulak iltihabı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Mide asidinin yemek borusuna kaçması şeklinde ortaya çıkan hastalık... “Beni görüp yönün dönersin” (Karacaoğlan). 2/ Bağışlama... Yoksullara yiyecek dağıtan hayır kurumu. 3/ Tevfik Fikret’in, çocuklar için yazdığı şiirlerini içeren yapıtı... Bir nota. 4/ Üstü kapalı olarak anlatma... Yuvarlak patlıcana verilen ad. 5/ Bir sanat yapıtında işlenen ana konu... Hekimlik. 6/ Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü... Brezilya’nın eski başkentinin kısa söylenişi. 7/ Anadolu Selçukluları döneminde KonyaAksaray yolu üzerinde yapılan ünlü kervansaray. 8/ Tifo gibi bazı hastalıklara eşlik eden kas zayıflığı. 9/ Emanet... Letonya’nın para birimi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle