25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 2011 PERŞEMBE 8 İstanbul S Edirne S Kocaeli S Çanakkale PB İzmir PB Manisa B Denizli B Zonguldak PB Sinop PB Samsun B Trabzon Y Giresun Y Ankara S 11 14 14 11 16 13 15 14 12 15 13 13 6 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S B S B B B B B B B PB PB K 8 9 0 17 16 16 10 13 7 7 3 2 0 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki K Stockholm PB Londra PB AmsterdamB Brüksel PB Paris B Bonn Y Münih PB Berlin PB BudapeştePB Madrid A Viyana PB 2 0 3 9 7 8 8 8 10 4 14 13 13 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam A A A A B K K K Y B B Y Y 18 17 19 17 11 0 5 3 8 7 7 18 15 Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz ile Ordu, Erzincan, Erzurum Kars ve Ardahan çevreleri yağışlı, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Yağışlar, Hopa çevrelerinde kuvvetli olmak üzere kıyılarda yağmur diğer yerlerde kar şeklinde olacak. Marmara ile iç ve doğu bölgelerde yer yer sis, iç ve doğu bölgelerde yer yer kuvvetli olmak üzere buzlanma ve don olayı görülecek. Hava sıcaklığı Marmara’da 13 derece artacak. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 10 Şubat GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK DİSK’ten bakanlığın torba yasayla ilgili sendikaları hedef alan açıklamalarına yanıt: ‘TRT’DE HAKARET EDİLDİ’ İDDİASI kadar olanaksızdır. KKTC haberleri kaç gündür gazetelerde boy gösteriyor. Yazılı, sözlü sazlı basında Başbakan’ın hırçın, saldırgan sözleri tartışılırken KKTC’de de Başbakan’ı eleştiren açıklamalar, yayınlar izleniyor. Fakat bu yayınlarda KKTC’de ekonomiden toplumsal yaşama kadar hemen her alanda giderek olumsuz işaretler veren kimi gelişmeler masaya yatırılmıyor. Geçende CNN Türk’teki bir söyleşi programında Kıbrıs konusunda dersine iyi çalışmamış Banu Güven’in yarım yamalak sorularından yararlanarak uzun uzadıya KKTC’yi savunan, dünden bugüne Türkiye’yi eleştiren bir konuşmacının görüşlerini izledik. Kıbrıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Niyazi Kızılyürek, KKTC’nin toplumsal siyasal gerginliklerden arınabilmesi için Kıbrıs sorununun bir an önce çözümlenmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Kıbrıs sorununu çözmek? Elli yıla yakın bir süredir gelen giden hükümetlerin ortak çabası ama… …KKTC’nin bütün dertlerine çare olacağı söylenen çözüm nedir, nasıl gerçekleşir? Bakalım: Bir süredir Güney Kıbrıs Rumları ile KKTC liderleri arasında soruna çözüm arayan görüşmeler yapılıyor. İddiaların aksine bir arpa boyu yol alınmadı bu görüşmelerde. Yönetimde paylaşım, toprak sorunu gibi kimi konularda uzlaşmaya yaklaşıldığı söylendi. Hatta iki tarafın federatif devlet konusunda da uzlaştığı açıklandı ve fakat: Kıbrıs sorunu yine askıda. Nasıl çözümlenebilir Kıbrıs sorunu? Kolay yol şu: Rumların dayattığı şu temel koşullar kabul edilerek çözüm bir anda gerçekleşebilir... (1) Londra anlaşmalarından kaynaklanan yetkiyle adada görev yapan, yıllardır Rum saldırganlığını varlığı ile önleyen Türk askeri Kıbrıs’tan ayrılır. (2) Türkiye Cumhuriyeti her alanda aradan çekilir. Mehmet Ali Talat’ın ve aynı kafada olanların önderliğinde Rum Cumhuriyeti’nde eşit hakları olan iki devletten biri olmaktan çıkar KKTC ve azınlık hakları olan bir cemaate dönüşür. Şu halimize bakın: Yıllardır Kuzey Kıbrıs Türklerini kanlı Rum baskısından kurtarmayı amaçlayan, yıllardır açıkladığı gibi ilgisini stratejik açıdan da gerekli gören Türkiye, bugün Kıbrıs’la kendi ulusal yararları için ilgileniyor diyen açıklamalarla karalanıyor. 1950’lerdeki toplumsal bir haykırış bugün hâlâ kulaklarımızda: “Kıbrıs bizim canımız/Feda olsun kanımız” ha? Yıllar sonra al yanıtını: Askerinle, memurlarınla (nedense her yıl gönderilen paralar yok bunlar arasında) Has….tir Türkiye! Ne ki bunun karşılığı Türkiye gerçeğini sindiren Kıbrıslı Türklere hak etmedikleri “besleme” sözcüğü olmamalıydı. Gündem kabarık. Kıbrıs tartışmalarının yanı sıra kâğıttan kaplan söyleminin yarattığı fırtına… ve Mısır! Önceki gün partiler Mısır konusunda da birbirine aykırı görüşler öne sürdüler. Fakat hiçbiri tabii öncelikle muhalefet RTE’nin Mısır’ın içişlerine karışan açıklamalarını eleştirirken aynı gün haberlerde yer alan bir olaydan söz etmedi. Mısır Dışişleri Bakanlığı, Türk Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı’yı çağırarak “Mısır halkının kendi iç meselesine ‘dışarıdan’ müdahale edilmesine kesinlikle karşı olduğunu” bildirdi. Mısır’ın Ankara Büyükelçisi Abdurrahman Selahaddin de, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na Mısır Dışişleri Bakanı Ahmet Ebul Zeyd’in aynı koşutta “Türkiye’nin Mısır’a model olamayacağını” ifade eden mektubunu verdi. Bu iki girişimin hedefindeki kişi, RTE! Ama muhalefet RTE’nin Mısır’la ilgili sözlerini eleştirirken bu iki olaydan söz etmedi. Örneğin RTE’yi eleştirirken Mısır’a “Ya’vu! Hükümeti içişlerine müdahale etmekle suçluyorsun ama; başta ABD bütün Batı, her gün Mübarek’in ve Mısır’ın ne yapması gerektiğini içeren planları Kahire’ye duyuruyor. Ama sesin çıkmıyor” denilebilirdi... Bu, iktidarı savunmak değil, Mısır’ın aymazlığını yüzüne vurmak olurdu. Hükümet aldatıyor MUSTAFA ÇAKIR ANKARA DİSK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın torba tasarı konusunda sendikaları hedef alan açıklamalarına madde madde yanıt verdi. DİSK, “Bakanlığın kurumlarımıza yönelik iddiaları kendilerinin bize yönelttiği suçlamadaki gibi asılsız, mesnetsiz, önyargılı mülahazalarla ortaya atılmış, yanlış, yanlı, iyi niyetten yoksun ve gerçekleri çarpıtma amaçlı iddialardır” değerlendirmesini yaptı. DİSK’in çalışmasına göre, hükümetin iddiaları ve konfederasyonun yanıtları şöyle: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na madde madde cevap veren DİSK, “gerçekler çarpıtılıyor” değerlendirmesinde bulundu. DİSK, hükümetin iddialarını “yanlış, yanlı, iyi niyetten yoksun ve gerçekleri çarpıtma amaçlı” diye niteledi. DİSK’in yanıtı: İşçilerin rızaları mıştır. Geri kalanı ya bütçeye ya da işverenlerin sigorta primi olarak SGK’ye aktarılmıştır. Yani fon amacı dışında yağmalanmıştır. Deneme süresi Hükümetin iddiası: Deneme Saylan’ın oğullarından suç duyurusu İstanbul Haber Servisi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Kurucu Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın oğulları Çağlayan ve Çınar Örge TRT Haber’de yayımlanan “Büyük Takip” adlı programda Saylan’a hakaret edildiği ve iftirada bulunulduğu gerekçesiyle TRT, yapımcı şirket, konuyla ilgili sorumlular ile programa katılan bazı kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Saylan’ın oğulları adına avukat Hasan Karataş tarafından hazırlanan suç duyurusu dilekçesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaştırılmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunuldu. TRT’de 14 Ocak 2011’de ekrana gelen “Büyük Takip” adlı programda “ÇYDD ve ÇEV dosyası” başlığı altında yayın yapıldığı anımsatılan dilekçede, TRT , “Büyük Takip” programının yapımcı şirketin yöneticileri ve yayında sorumlu kişiler, sunucu Ömer Özkök, program konuğu Yılmaz Dikbaş, Adnan Odabaşı, Aziz Üstel ve Adnan Zencir’in, Saylan’ın hatırasına hakaret ve iftira suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. Dilekçede, Prof. Dr. Saylan’ın İstanbul Üniversitesi’ndeki başı örtülü kızlara hipnoz yaparak 1 hafta sonra başlarını açtırdığı, Atatürkçülüğü bir maske olarak kullandığı ve İslam düşmanı olduğu gibi “tamamen akıl ve mantık dışı ve bir o kadar da çirkin” iddialara yer verildiği belirtildi. olmadan Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün taşra teşkilatlarına gönderilmeleri ve beş işgünü içerisinde işe başlamazlarsa işlerine son verilecek olması, işçilerin geçim sıkıntısına nasıl çare olacak? ilave hizmet alımı yapılmasına müsaade edilmeyecektir” gibi bir düzenleme yoktur. Hizmet alımının yolu açık tutulmaktadır. Sonuç olarak bu açıklama da hükümetin bir aldatmacasıdır. İşsizlik Fonu Hükümetin iddiası: İddia edildiği gibi İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaçları dışında kullanılması söz konusu değildir. DİSK’in yanıtı: İşkur verilerine göre 60 milyarın üzerinde bir kaynak oluşturan fondan bugüne kadar yapılan 14 milyar 666 milyon TL’lik çıkışın sadece 3 milyar 710 milyon TL’si işsizlik maaşı ödemeleri için kullanıl Taşeronlaşma Hükümetin iddiası: Bu düzenleme ile belediyelerde hizmet alımı yolu ile taşeronlaşmanın yaygınlaşacağı yönündeki iddianın hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. DİSK’in yanıtı: Kanun tasarısının ilgili maddesinde “bu ayrılacak işçiler gerekçe gösterilerek Belediye işçilerinin gönderilmesi Hükümetin iddiası: Bu, işçilerin lehine bir uygulama. Personeli norm kadronun üzerinde olan belediyeler, maaşları ödeme güçlüğüne düşmüşlerdir. süresinin 2 aydan 4 aya çıkarılmasının işçilerin bu süredeki ücretlerine, izin haklarına, ihbar tazminatına hiçbir etkisi bulunmamaktadır. DİSK’in yanıtı: Deneme kaydının bulunmadığı hallerde, iş sözleşmesi 1 gün bile sürse en az 2 hafta ihbar tazminatı söz konusu olacaktır. Bu uygulama bu hakkın gasp edilmesi anlamına gelmektedir. Geçici görevlendirme Hükümetin iddiası: Memurların kurumlar arasında 6 aya kadar kamu yararı ve hizmet gerekleri gibi gerekçelerle geçici görevlendirileceği, memurların ve işçilerin başka kurumlara ödünç verileceği iddiaları gerçekdışıdır. DİSK’in yanıtı: Torba yasanın 96. maddesinde kurumlar arası geçici süreli görevlendirme başlığı ile tanımlanan düzenlemenin başlığı bile hükümetin iddiasını yalanlamaktadır. Bu madde ile yasal sürgünlerin önü açılmaktadır. Esnek çalışma Hükümetin iddiası: Düzenleme ile çalışanlar hukuki güvence ve kayıt altına alınmaktadır. DİSK’in yanıtı: Amaçlanan kısmi zamanlı çalışmanın yaygınlaştırılmasıdır. Bu uygulamalar, emekçiler açısından düzenli bir gelir sağlamayan, eksik ve yetersiz istihdama yol açan uygulamalardır. Kartal’da taşeron işçi kalmadı İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun belediyelerde taşeronlaşmanın kaldırılmasını istemesiyle birlikte CHP’li belediyeler, teker teker taşeron işçi uygulamasına son veriyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ardından CHP’li Kartal Belediyesi de işçileri esnek ve güvencesiz çalışmaya mahkum ettiği gerekçesiyle protesto edilen “torba yasa” tasarısının Meclis’te görüşüldüğü bir dönemde taşeron işçi uygulamasına son verdi. DİSK’e bağlı Genelİş Sendikası’ndan yapılan açıklamada, belediye bünyesinde faaliyet gösteren Kartal Ulaşım, Turizm AŞ ile Kartal Yapı ve İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ firmalarında çalışan yaklaşık 750 işçi sendikalarına geçti. Açıklamada, belediye bünyesinde faaliyet gösteren Kartal Ulaşım, Turizm AŞ ile Kartal Yapı ve İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ firmalarında yeterli çoğunluğun sağlanmasıyla toplusözleşme masasına oturulacağı açıklandı. İş müfettişleri ‘Emekçi katilleri hesap verecek’ Türk İş, DİSK, KESK ve İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu (IMOK), geçen günlerde Ankara, Afşin ve Antalya’daki iş kazalarında 23 işçinin yaşamını yitirmesini, 50’den fazlasının da yaralanmasını protesto etti. Unkapanı’ndaki Sosyal Güvenlik Kurumu Bölge Çalışma Müdürlüğü önünde toplanan kalabalık grup, “İşçi katilleri hesap verecek”, “İşçileri güvencesiz çalışma öldürdü” dövizleri taşıyıp “Güvencesiz çalışmak istemiyoruz”, “İşçi cinayetleri durdurulsun” sloganları attılar. Grup adına açıklama yapan Tores Dinçöz, “İş cinayetleri bir kez daha göstermiştir ki, siyasi iktidar ve işverenler, işçilerin hayatını değil maliyetleri nasıl düşüreceklerini düşünmektedirler. Torba yasa dedikleri çorba yasa ile çalışma yaşamından iş güvencesine, sosyal güvenlikten sendikaya kadar onlarca hak gasp edildi. Haklarını arayan emekçilere ise biber gazı, tazyikli su ve cop reva görüldü” dedi. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) Hükümetin iddiası: İşçi şikâyetlerinin müfettişler eliyle değil de bölge müdürlüğü memurları eliyle incelenmesinin, denetimsizliği arttıracağı yönündeki iddialar doğru değildir. DİSK’in yanıtı: ILO sözleşmesine göre işçiler ya da sendikalar tarafından yapılan şikâyetler, işçinin iş sözleşmesi sona ermiş olsa da işçi halen işyerinde çalışıyor olsa da iş denetim birimi, yani iş müfettişleri tarafından incelenecektir. Bu hükme rağmen hükümetin bu işi kendi memurlarına devretme ısrarı düşündürücüdür. Sendikalar Yasası’nın değiştirilmesini hedefleyen kampanyaya hükümet duyarsız kaldı TERÖR ÖRGÜTÜNE BARIŞ ÇAĞRISI ‘İktidar sağır ve dilsiz’ İstanbul Haber Servisi DİSK’in “Sendikalar Yasası’nın değiştirilmesi” istemiyle başlattığı uluslararası kampanyaya “LabourStart.org” sitesinden çığ gibi destek geldi. LabourStart’ın düzenlediği mektup kampanyasına 80 ülkeden 2 bin 500 sendikacı katıldı. Kampanya kapsamında Brezilya’dan CUT Genel Sekreteri Joao Antonio Felicio, İsviçre’den SGB Genel Başkanı Paul Rehsteiner, İtalya’dan CGIL Ulusal Sekreteri Danilo Barbi, İspanya’dan UGT Uluslararası İlişkiler Sekreteri Manuel Bonmanti ve Hindistan’dan INTUC Genel Başkanı Sanjeeva Reddy, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ve ülkelerindeki Türkiye büyükelçiliklerine protesto mektubu göndererek “Türkiye’nin sendika yasalarını ILO sözleşmelerine uygun biçimde değiştirmesi ge MustazafDer’den PKK’ye mesaj DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Hizbullah ile arasında organik bağ olduğu gerekçesiyle kapatılmasına karar verilen ve dosyası Yargıtay’da görüşülen MustazafDer’in Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz, terör örgütü PKK’ye barış çağrısında bulundu. Yılmaz, devletin de Hizbullah’ı terör listesinden çıkarmasını istedi. MustazafDer şubelerine düzenlenen baskınlar ve çok sayıda kişinin Hizbullah bağlantısı iddiasıyla gözaltına alınması, derneğin kitlesel tepki göstermesine yol açtı. MustazafDer Diyarbakır Şubesi operasyonlara karşı “İslami Basın ve STK’lere Yapılan Hukuksuzluklar Paneli” düzenledi. Panelde konuşan Yılmaz, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Hizbullah tahliyeleri ile ilgili açıklamalarını anımsatarak PKK ve BDP’ye çağrıda bulundu. Yılmaz, Öcalan’ın, “Nasıl olur da halaylarla karşılanırlar. Öz savunma birlikleri devreye girsin” sözlerinin ardından operasyonlarının başlatıldığını öne sürerek : “İlk önce BDP ve PKK’ye çağrıda bulunuyorum. Geçmişteki kin ve nefreti bir kenara bırakın, şiddet dilini kullanmaktan vazgeçin. Devlet, Hizbullah’ı terör listesinden çıkartmalıdır” dedi. CHP: OSTİM araştırılsın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl ve arkadaşları, 20 yurttaşın yaşamını yitirdiği OSTİM ve İvedik’teki patlamalarla ilgili olası ihmallerin ve sorumluların saptanması için Meclis araştırması açılmasını istedi. Önergenin gerekçesinde, “patlamaların ardından ortaya çıkan bilgilerin, patlamalarda ilgili bakanlıkların ve kamu kurumlarının büyük ihmallerinin olduğunu ortaya koyduğu” ifade edildi. İvedik OSB’deki patlamada yaşamını kaybeden Aydemir Çapraz, Aydın Çapraz, Aytaç Akkaya, Dilek Gürer, Hüseyin Okçu, Ahmet Özdemir ve Servet Yurttaş dün toprağa verildi. Servet Yurttaş’ın ağabeyi Adem Yurttaş, kaynakçı olarak çalışan kardeşinin geride 3 çocuk bıraktığını ve acılarının büyük olduğunu kaydetti. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, “Haritada yerini bile bilmediğimiz ülkelerden başlattığımız kampanyaya destek gelmesi ne kadar sevindiriciyse, kendi ülkemizin uluslararası sözleşmeler karşısında sağır ve dilsiz kalması da o kadar üzücüdür” dedi. rektiğini” anımsattılar. “Sendikacıların İnternette Güne Başladıkları Yer” sloganıyla 1998’den bu yana 33 dilde yayın yapan LabourStart sitesi işçiler ve sendikacılarla ilgili haberler yayımlıyor. Siteye üye olan sendikacılar kampanya için hazırlanan bilgisayar programı sayesinde İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, Portekizce, İtalyanca ve Norveççe hazırlanmış protesto ve uyarı mektuplarını Başbakan Erdoğan’a ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’e gönderebiliyorlar. LabourStart, kampanya için hazırladığı web sayfasında her gün Türkiye’den işçi haberlerine ve özellikle torba yasa haberlerine de yer veriliyor. Kampanyanın ikinci haftasında yaklaşık 2 bin 500 kişi Başbakan Erdoğan’a ve Çalışma Bakanı’na protesto mektupları gönderdi. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün yaptığı değerlendirmede, “Haritada yerini bile bilmediğimiz ülkelerden destek gelmesi ne kadar sevindiriciyse, kendi ülkemizin uluslararası sözleşmeler karşısında sağır ve dilsiz kalması da o kadar üzücüdür” dedi. Labour Start üyelerinin protesto için ‘İktidar duyarsız’ AKP iktidarına gönderdiği mesajda şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’de yürürlükte olan ve çalışma koşullarını belirleyen Sendikalar Kanunu’nun 1980 askeri darbe döneminde düzenlenmiş olduğunu öğrendik. Ülkeniz, ILO’nun sendikal hak ve özgürlüklerin ‘insan onuruna yaraşır iş’ perspektifinin belkemiğini oluşturan 87 ve 98 No’lu sözleşmelerini imzalamış olmasına rağmen, iç hukukunuz hâlâ bu sözleşmelere uygun olarak değiştirilmemiştir. Bu nedenle, ILO’nun da dile getirdiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bir an önce ILO sözleşmeleriyle uyumlu yeni bir sendikalar kanunu yapmalıdır. Bunu gerçekleştirmek için hem işkolu hem de işyeri barajları ve noter şartı kaldırılmalı, sendikal nedenlerden ötürü işten çıkarılmalar yasaklanmalıdır.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle