19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 ARALIK 2011 CUMA 4 HABERLER Şike tartışmasında Erdoğan duruma el koydu. Yasaya oy vermeyen AKP’lilerin listesi çıkarılacak Hopa Tutuklusuyuz Biz de Onlar Gibi... Bu yazıyı okurken, kendinizi bu sabah, aylardan beri konuğu olduğunuz ceza ve tutukevinde erken kalkıp hazırlanmış, sonra merdiven altında, “Amerikan” tabir edilen şekilde elleriniz arkadan kelepçelenmiş (bu şekli daha da zahmet veriyor) sevk zinciri ile birbirinize bağlanmış, sonra ne derecede tehlikeli olduğu geçenlerde içindekilerle birlikte yanmış olan araç olayında ortaya çıkmış olan cezaevi aracına bindirilmiş ve Ankara’da Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’ne duruşma için getirilmiş olarak düşünün! Kapalı sevk aracından indiğinizde önce kimseyi göremeyeceksiniz. Sonra sizi duruşma salonuna sokarlarken yakınlarınızı, dostlarınızı, gazetecileri fark edeceksiniz. Bir an buruk bir kavuşma sevinci saracak içinizi, el de sallayamayacaksınız kelepçeleriniz çözülmeden... Sonra umutla sorgunuzun yapılmasını bekleyeceksiniz. Tutuklu insan umutla yaşar. Umut iyidir. Yaşama direnci verir... Umut kötüdür, boşa çıktığında, direnç daha da kırılır... Zarar yok! Kendinizi toparlar, önünüze yeni hedefler koyarsınız. Bir an silkinin ve kendinizi sorguya ve savunmaya hazırlayın! Birazdan sıra size gelecek. ??? Bütün bunları canlandırmakta zorlanıyor musunuz? Zorlayın kendinizi biraz! “Ne gerek var bunlara” diye sormayın! Her an, her yerde hepimizin, herkesin başına gelebilecek şeylerdir bunlar. Bugün Hopa davası günü. Bugün çoğu öğrenci, 28 kişi terör örgütü üyesi olmak, terör örgütünün talimatıyla eylem yapmaktan yargılanıyorlar. Yargılananlar tutuklu. Tutukluyuz Hopa olayından biz de tıpkı onlar gibi, farkında olmasak bile... Çünkü günümüz Türkiyesi’nde tutukluluk herkesin başında, kim bilir nerede, nasıl, kaç yaşında... Ve bir sorguluk saltanatın olacak, taht misali o sanık sandalyesinde. Yargılanan 28 kişi için 1752 yıl arası hapis cezası isteniyor. Her şey 31 Mayıs günü Hopa’da başlıyor. O gün Tayyip Bey’in seçim toplantısı yapılırken, miting alanından duble yolla ayrılmış bir köşede, HES’lere karşı gösteri yapıyorlar insanlar; bayraklar, pankartlar asılıyor binalara; polis biber gazı sıkıyor göstericilere. Kalp hastası olan Metin Lokumcu kriz geçirip ölüyor. Bu ölümü protesto edenler arasından polis tutuklamalar yapıyor; Trabzon’daki mitingde Hopa’dakileri eşkıya ilan ediyor Tayyip Erdoğan. ??? M. Lokumcu’nun ölümünü protesto eden gençler, Tayyip Bey öyle buyurduğundan terör örgütü üyesidirler, teröristtirler artık. Suç delilleri de şunlardır: Muhtelif yasaklanmış kitap, 150 cm. uzunluğunda, 2cm. kalınlığında sert plastik sopa, 90 x90 çapında poşi, 4 adet 60 cm. tahta sopa, üzerinde TTB yazan şemsiye, 1 sopasız flama. Bunlar suç delilleridir ve bu delillerle insanların terör örgütü üyeliğinden 52 yıla kadar hapisleri istenebilmektedir. Zorla saçları kestirilen arkadaşlarıyla dayanışma için saçını kestiren öğrencilerin bu davranışı da örgüt üyeliği delili kabul edilmiş, onlar da tutuklanmışlardır. Hopa tutukluları yargı önüne çıkıyorlar bugün. Siz de kafanızdan, düşsel bir yolculukla onları güzergâhlarından izleyin! Ben öyle yapıyorum. Çünkü hepimiz, Hopa tutuklusuyuz. Yoksa siz buna inanmayanlardan, hukukun tutsak olduğu yerde özgür kalınabileceğini sananlardan mısınız? Muhaliflere gözdağı ERDEM GÜL ANKARA Futbolda şike yasasının Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilmesi üzerine ikinci kez aynen yasalaştırma kararı AKP’yi karıştırınca duruma bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan el koydu. Parti yönetimi, yasanın ikinci kez çakırılmasını Erdoğan’ın istediğini belirterek muhaliflere “disiplin” uyarısı yaptı. TBMM Adalet Komisyonu, Cumhurbaşkanı Gül tarafından bir kez daha görüşülmek üzere TBMM’ye gönderilen yasayı aynen kabul etti. Yasa bugün Genel Kurul’da görüşülecek. Bu durumda Gül, yasayı yayımlamak zorunda kalacak ancak Anasaya Mahkemesi’ne dava açma yetkisi de var. Vetolu şike yasasını aynen geçirme kararı, AKP’nin hem kendi içinde hem de partiyle Köşk arasında ikili sıkıntı ? AKP yönetiminin şike yasasına ilişkin olarak “Yasaya muhalefet Erdoğan’a muhalefettir” kartını açması üzerine, veto edilen yasaya ret oyu kullanan AKP’liler açık muhalefetten çark etmeye başladı. Halen muhalefetini sürdüren AKP’lilerin pazar günü yapılacak oylamalarda ret oyu vermeyecekleri ancak parti yönetiminin zorunlu tutmamaması durumunda oylamaya katılmayacakları belirtiliyor. ya yol açtı. AKP yönetiminin yasayı aynen geçirip ikinci kez Köşk’e göndereceğini açıklaması da partide çatlak seslerin sona ermesini sağlamadı. Parti içindeki sıkıntı ve AKPKöşk restleşmesi şeklindeki görüntü üzerine Başbakan Erdoğan, ameliyat sonrası dinlendiği evinden duruma bizzat el koydu. AKP yönetimi, özellikle yasaya yönelik, “Bu, Aziz Yıldırım’ı kurtarma yasasıdır. Örtülü aftır” şeklinde demeç vererek muhalefet eden milletvekillerini “Erdoğan ısrarlı” teziyle kıskaca aldı. Parti yönetiminden “Yasanın ikinci kez aynen geçirilmesi kararı doğrudan Başbakanımıza aittir. Buna muhalefet etmek parti kararına, Genel Başkan’a muhalefet etmektir” mesajları yayıldı. AKP yönetiminden, önceki gün Grup yönetimiyle telefonla yaptığı değerlendirmede Erdoğan’ın, “Parti içinde bir dağınıklık istemiyorum. Yasaya evet oyu vermeyen milletvekillerinin listelerini de bana iletin” dediği bilgisi iletildi. Bu bilgiyle, AKP kararına muhalefet eden milletvekillerine disiplin uyarısı yapıldı. Parti yönetiminin “Yasaya muhalefet Erdoğan’a muhalefettir” kartını açması üzerine, ret oyu kullanan AKP’liler yasaya açık muhalefetten çark etmeye başladı. Halen muhalefetini sürdüren AKP’lilerin pazar günü yapılacak oylamalarda, Erdoğan’dan gelen mesajlar üzerine bu kez ret oyu vermeyecekleri, ancak parti yönetiminin zorunlu tutmaması durumunda oylamaya katılmama yoluna gidecekleri belirtiliyor. Erdoğan’ın açıkça devreye girmesi, medya önünde yasayı eleştiren isimlerin de açıklamalarını yumuşatmalarına neden oldu. Daha önce “Gül’ün veto kararına katılıyorum” diyen Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, “Parti nasıl davranıyorsa herkes onun arkasında olur. Biz bunlara son derece önem veren bir partiyiz” diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da, “AKP’de çatlak” iddiaları üzerine, “Böyle bir şey yok. O birilerinin temennisi” dedi. Gül: Gelirse yine inceletirim İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avusturya’ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gül, geçen hafta veto ederek TBMM’ye gönderdiği şike yasası ile ilgili yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin anayasal demokrasiyle idare edildiğini anımsatarak şöyle devam etti: “Anayasal demokrasilerde kurumlar var ve yetkileri açıkça belli. Bunlar arasında da gayet medeni bir ilişki çerçevesinde demokratik olgunluk çerçevesi içerisinde uygulamalar gerçekleşiyor. Bu çerçeve içerisinde bahsettiğiniz yasa ile ilgili benim kanaatlerim ve görüşlerim kamuoyunun da bildiği gibi açıktır. Şimdi kanun yapıcı Meclis’tir, parlamentodur. Dolayısıyla bu süreçler bu şekilde işleyecek. Tabii ne olacak, Meclis’ten nasıl gelecek, ona bakarız. Ona göre nedir. İnceletirim. Bunlardan memleketin bugünkü huzurunu kaçırmak gibi bir düşünce içerisine kimsenin girmemesi gerekir. Bunlar demokratik olgunluğun gereği neyse öyle karşılanması gerekir.” ŞAMİL TAYYAR: Tek realite var o da Erdoğan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, şike yasasının aynen geçmesi durumunda ülkenin çok zarar göreceğini belirterek “Tarihe not düşüyorum, inşallah haksız çıkarım” dedi. Genel Kurul’da oylamaya katılmayacağını belirten Tayyar, şike tartışmalarının Köşk hesapları nedeniyle yapıldığı iddialarına ilişkin “AKP’de tek bir realite var, o da Tayyip Erdoğan, ötesinde ne hizip, ne klip olur ne başka bir şey olur” diye konuştu. AKP’li Hakan Şükür, şike yasası üzerindeki tartışmalarla ilgili olarak, kendisinin bu konuda taraf olduğunu, cezaevinde arkadaşları bulunduğunu belirterek bir şey söylemesinin uygun düşmeyeceğini vurguladı. AKP’li Tayyar ise yasayla ilgili açıklamaları nedeniyle parti yönetiminden kimsenin kendisini aramadığını belirterek “Genel Kurul’a niye gelip ret oyu vermiyor diye soruyorlar. Bu şık olmaz. Benim gelip Genel Kurul’da kendi partimle çatışıyormuşum gibi. Ben sadece kamuoyunu bilgilendirme görevi yapıyorum. Tarihe not düşüyorum. İnşallah haksız çıkarım. O zaman da kamuoyundan özür dilerim. Bu kanunun aynen geçmesi halinde bu ülkenin göreceği çok zarar var” dedi. Bir gazetecinin, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın “Teklifteki imza aslında Başbakan’ın imzasıdır” dediğinin anımsatılması üzerine Tayyar, “Keşke o zamanlar söyleselerdi bunu. Biz de bu imzanın kime ait olmuş olduğunu bilirdik” diye konuştu. “Cumhurbaşkanı seçimiyle alakalı olduğu söyleniyor” ifadesi üzerine de Tayyar, “Hiçbir alakası yok. Yok Köşk hesabı, yok cemaat mesafeli. Bunların hepsi hikâye. AKP’de tek bir realite var, o da Tayyip Erdoğan. Ötesinde ne hizip, ne klip olur, ne başka bir şey olur. Ben Tayyip Bey’i Allah için seviyorum, başkaları koltuk için seviyordur, onu bilemem” dedi. ‘Kesinlikle kanser değil’ Başbakan Erdoğan’ın ameliyatında yer alan cerrahlardan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, “Başbakan Erdoğan kesinlikle kanser değil. Çıkartılan polipler iriydi ama iyi huyluydu. Başbakanımızın bağırsağından 2025 santimlik bir bölüm alındı. Kalın bağırsağındaki kısalmalar insan yaşamı için sorun teşkil etmez hatta olmadan yaşayanlar bile var” dedi. Yağmura aldırış etmeyen yurttaşlar, ziyaretçi defterlerini yardım beklentisiyle doldurdu. Erdoğan’ı ziyarete gelenler için açılan defter dilek ağacı gibi oldu ‘Geçmiş olsun, iş var mı?’ SİBEL BAHÇETEPE Geçen hafta sindirim yollarından ameliyat olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Üsküdar Kısıklı’da bulunan evinde istirahat ediyor. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, Başbakan Erdoğan’ın sağlık durumunun çok iyi olduğunu belirterek “Ne kadar istirahat edeceğini Başbakanlık ya da kendilerinin açıklaması daha doğru olur” dedi. Erdoğan’a “geçmiş olsun” dileklerinde bulunmak isteyenler için bugüne dek açılan dört defterin dolduğu belirtildi. Ziyaretçi defterinde “geçmiş olsun” dileklerinin yanı sıra çok sayıda yurttaşın “sıkıntı ve isteklerinin” yer aldığı yazıların da bulunması dikkat çekiyor. Bir ilkokul öğrencisinin “Başbakanım babam için sizden yardım istiyorum. Babam müteahhit, uzun zamandır çalışmıyor. Babama yardım edin” isteği yazı lırken Murat Bozkut isimli bir yurttaşın ise Başbakan Erdoğan ile çok kısa bir süre de olsa görüşmek istediğini ifade ettiği ve deftere telefon numarasını yazdığı dikkat çekti. Eşi ile birlikte Erdoğan’ın konutunun önüne gelen iki çocuk babası Fahrettin Ergen isimli yurttaş ise 3 yıldır işsiz olduğunu ifade ederek “Başbakan Erdoğan’dan şoförlük işi istiyorum. Bu sorunumun çözülmesi için kalkıp buraya geldim” diye konuştu. CHP’li vekiller, AKP içinde yaşanan tartışmanın nedeninin ‘şike’ olmadığı düşüncesinde ‘Cemaat özlü Köşk kavgası’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, “AKP içinde Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve parti liderliği konusunda cemaat özlü kavgalar vardır” derken İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da, “Mevcut durumda cumhurbaşkanı seçiminin 30 Haziran 2012 ile 28 Ağustos 2012 tarihleri arasında yapılması gerektiğini” söyledi. Tanal, dün Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz ve Bursa Milletvekili İlhan Demiröz ile birlikte parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarını değerlendirdi. “Hiçbir kurum Başbakan Erdoğan’ın rızasını almadan açıklama yapmıyor. Bu, korku imparatorluğu yaratıyor” diyen Tanal, Cumhurbaşkanı Gül’ün bile görev süresini bilmediğini savundu. Süheyl Batum ise “Dünyada, Cumhurbaşkanının görev süresini bilmeyen başka bir demokrasi görmenin mümkün olmadığını” belirtti. CHP Mersin Milletvekili İsa Gök de düzenlediği basın toplantısında, 2012 yılı Mayıs ayında halkın önüne sandık konması gerektiğini söyledi. Gök, “AKP içinde Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve parti liderliği konusunda cemaat özlü kavgalar vardır. Kamuoyunun karşısına çıkarak konuşan isimler belli cemaatlerin sözcüsü olarak konuşuyor. Selden kütük kapma yarışı ve bu kaostan faydalanmak isteyenler var. Cumhurbaşkanı ile AKP grubunun arasındaki kavganın kaynağı şike değildir. FB üzerinde bir cemaatin operasyonu ve bu kulübün buna direnişi vardır. Acaba operasyon sonuçlanmadığı için mi veto geldi?” görüşünü dile getirdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle