25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ARALIK 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER CEZAEVİ ÖNÜNDEKİ NÖBET EYLEMİ YAĞMUR, ÇAMUR VE SOĞUĞA KARŞI 83 GÜNDÜR ARALIKSIZ SÜRÜYOR 9 Arşive Gerek Var mı? Devletin özür dileyeceği bir şey varsa çok uzağa, çok geçmişe gitmeye gerek yok aslında. “Hayata Dönüş Operasyonu” davası on yıl sonra hâlâ devam ediyor. 2000 yılında, F tipi hücreye geçişe karşı direnen mahkumlar açlık grevlerine başlamışlar, koğuşlarına kimseyi sokmamışlar ve bunun üzerine süren pazarlıklar sonuç vermeyince operasyon yapılmıştı. Farklı cezaevlerine aynı gece yapılan operasyonlarda 32 mahkum ve 2 asker hayatını kaybetmiş pek çok kişi yaralanmıştı. Bu, aslında devletin, o zamanki üst düzey yetkililerinin de söylediği gibi, gücünü göstermesinden başka bir şey değildi. ??? Terör örgütü yöneticilerinin tutuklu üyelerini açlık greviyle ölüme mahkum etmesini kabul edemeyeceğini söyleyen devlet, önce arabulucularla teslimiyet istemiş, bu olmayınca da ortalığı yakıp yıkmıştı. Bütün bunlar, karışık bir tarihi dönemde, belirli bir bölgede, bir devletin varlığını tehdit edecek nitelikte filan da değildi. Yalnızca on yıl önce ve devletin kendi hapishanelerinde olmuştu. Kendi hapishanelerini yönetemeyen, oralarda istediği düzeni sağlayamayan devlet sonunda bunu inanılmaz bir güç gösterisiyle sağlamaya kalkışmıştı. Konuyla ilgili kitap da yayımlandı, belgesel de... Yalnızca burada değil, bütün dünyada yanmış, darp edilmiş tutukluların görüntüleri izlendi. Olayda ağır yaralananlardan birinin AİHM’de açtığı davada Türkiye mahkum oldu. ??? Dava bugünlerde hâlâ sürüyor. 39 asker bu davada sanık olarak yer alıyor. Tutanaklarda kimin emir verdiği, kimin emri uygulattığı bile tam olarak belli değil. Hatta mahkumların aslında birbirlerini yaktığı gibi iddialar öne sürülüyor. Gaz bombaları, ağır silahlar ve binlerce askerle, polisle, her ne suç işlemiş olursa kendisine emanet edilmiş, kapalı bir cezaevinde, silahsız olarak bulunan insanlara yapılan bu operasyon için arşivlere bakmaya gerek var mı? Bunun için tarihçilere ihtiyaç var mı? Yurttaşlar nöbet eylemine yurdun dört bir yanından gelerek destek veriyor. Nöbet aralarında kömür sobasında ısınıp konteynırlarda kalıyorlar. Silivri’de onurlu direniş ALİ AÇAR Ergenekon ve Balyoz davalarında tutuklu bulunan gazeteci, asker ve aydınların serbest bırakılması, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması istemiyle Silivri Cezaevi önünde kurulan çadır ve konteynırlarda sürdürülen nöbet eylemi yağmur, çamur, soğuğa karşı 83 gündür aralıksız olarak sürüyor. Nöbet eylemine katılan milletvekili, sanatçı, yazar ve yurttaşlar duruşmalardaki hukuksuzluğa dikkat çekerek, “Buradaki mahkemelerde yargılama yapılmıyor. Burası toplama kampına dönüştürüldü. İktidara muhalif olanlar toplanarak, yurtseverlerden intikam alınıyor” dediler. Silivri Cezaevi önünde 83 gündür sürdürülen nöbet eylemine Artvin, Eskişehir, Diyarbakır, Van, Eskişehir ve Ankara başta olmak üzere yurdun birçok yerinden gelerek destek veren yurttaşları kaldıkları çadır ve konteynırlarda ziyaret ettik. Çadır ve konteynırlarda sürdürülen direnişe ilişkin bilgi veren çadır sorumlusu Hıdır Hokka, buradaki eyleme ilginin ve katılımcı sayısının giderek arttığını belirtti. Nöbet eylemine bugüne kadar milletvekili, sanatçı, aydın, gazeteci ve yurttaşlardan olmak üzere 2 bin 800’ün üzerinde kişinin katıldığını ve 30’ar dakika dönüşümlü olarak güvenlik için nöbet tutulduğunu anlatan Hokka, en büyük sıkıntılarının ise jeneratör için mazot, su, gıda ve ısınma sorunu olduğunu söyledi. Tutuklu bulunan her yurtsever için bir ağaç dikildiğini kaydeden Hokka özetle şunları kaydetti: “Şimdiye kadar 363 kişi adına çam fidanı diktik. Bunların arasında gazeteciler Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek, Çetin Doğan, Kuddusi Okkır gibi birçok isim yer alı Tarık Akan, Bedri Baykam ve CHP’li Tanal çadırın ziyaretçilerinden. Yurdun dört bir yanından geldiler utuklu bulunan yurtseverlere destek vermek amacıyla Artvin’den kalkıp gelen ve 7 gündür nöbet tutan Hasan Yıldız, “Ben ülkemin bağımEnder Arıhan Hasan Yıldız sızlığını istiyorum. Ben ülkemin emperyalistler eliyle tutuklanan subaylarının, yurtseverlerinin, aydınlarının, gazetecilerinin bırakılmasını istiyorum. Ben Mustafa Kemal cumhuriyetini istiyorum. Onun içinde burada namuslu ve onurlu insanlar için nöbet çadırında bulunuyorum” dedi. Meriç Özerler ise nöbet için Adana’dan geldiğini belirterek, “Hükümete karşı olmayı suç sayıyorlar. Ancak ne olursa olsun bu yalan imparatorluğu yıkılacak” diye konuştu. Antalya’dan çadıra nöbet için gelen Ender Arıhan da 10 günlük nöbet için geldiğini, burada “Biz” olmanın Kırca da Hokka ve arkadaşlarına destek oluyor. önemine dikkat çekmek için bulunduğunu söyledi. yor. Ağaç geldikçe tutuklu bulunan her bir yurtsever için ağaç dikmeye devam edeceğiz. Nöbet eylemlerinin 56. gününde mahalli sanatçılarla birlikte konser verdik. Tutuklu bulunan subaylar, gazeteciler ve yurtseverlerden gelen istekleri hep birlikte söyledik. Tuncay Özkan ‘Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine’, Atilla Uğur Paşamız ‘Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor’ adlı parçayı istedi. Direnişimizin 100. gününde konser vererek türkülerimizi cezaevindekilerle birlikte söyleyeceğiz.” taşlarımız bunun bir siyasi hesaplaşma olduğunun farkında. 3 gece orada kaldım ve yurttaşlarda bu düşünce hâkim. Buradaki siyasi hesaplaşmayı gören yurttaşlar da burada omuz omuza kenetlenerek direniyorlar. Ben de bu hukuksuzluğu gördüğüm için direnişe katılıyorum” dedi. Oyuncu Levent Kırca ise Bodrum’da ölen köpeğinin arkasından ya T şadığı bir anısını anlatarak özetle şunları söyledi: “Köpeğin ölümünün ardından yardımcılarım hüngür hüngür ağlıyorlardı. Ben hiç tepki vermedim ve bunun üzerine psikoloğumu arayarak ben duygusuz bir adam mıyım diye sordum. Ardından duygusuz olup olmadığımı öğrenmek için kendimi çadırdaki nöbete yazdırdım. Nöbete katıldığım bir gün duruşmayı izlediğimde Üsteğmen Taylan Özgür Kırmızı’nın tahliye olduğu açıklandı. Arka tarafa dönerek elimi uzattım ve onlarla tokalaştıktan sonra ağladığımı hissettim. Balbay’ın tahliye kararı çıkmaması üzerine üzülen annesini teselli ederken bir kez daha ağladım ve psikoloğa gidecek durumum olmadığını, ağlanması gereken yerde ağladığımı gördüm. Burada olup bitenleri devrimci bir sanatçı olarak kamuoyuna duyurmaya devam edeceğim.” ‘Tanıklık etsinler’ Toplama kampı Nöbet çadırına 3 gece katılarak gece nöbetine kalan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Silivri Cezaevi’nin toplama kampına dönüştürüldüğünü söyledi. Tanal, “Yurt Emekli Albay Hasan Atilla Uğur’un eşi Pakize Uğur ise cezaevinde yaşanan hukuksuzluklara karşı aileler olarak cezaevi önünde direndiklerini söyledi. Pakize Uğur, “Nöbet çadırına insanlar gönülden ve şenlikli katılıyor. Yokluk içinde onurlu direnç sergileniyor. Ne kadar kalabalık olursa içeridekiler daha dirençli oluyorlar. Ülkesini seven yurtsever insanlar bir gün, bir saat şu mahkemeyi görsün ve burada yaşanan hukuksuzluğa tanıklık etsinler” dedi. Uğur, duruşmaların bir an önce sonuçlandırılmasını istediklerini mahkumiyet kararı da verilecekse beklemeye hazır olduklarını belirtti. AKP iktidarında MemurSen patlama yaptı ? ANKARA (ANKA) CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar’ın soru önergesine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in verdiği yanıt, MemurSen’in üye sayısının son 9 yılda adeta patlama yaptığını ortaya koydu. Çalışma Bakanı’nın verdiği bilgiye göre, 1 milyon 874 bin 543 kamu görevlisinden 1 milyon 195 bin 102’si sendikalı. 97 sendikada en fazla üye ise 515 bin 378 ile MemurSen’e ait bulunuyor. MemurSen’in üye sayısı 2003’te 98 bin 146 iken bu sayı 2011’de 515 bin 378’e çıktı. KORGENERAL ATMAN, SAHTE BELGELERİ ÜRETENLERİN TAKİPÇİSİ OLACAĞINI SÖYLEDİ Tunceli’de ‘Dersim Mitingi’ ? Haber Merkezi Türkiye’de son günlerde gündemden düşmeyen ‘Dersim olayları’ ile ilgili tartışmalar sürerken, kentte 10 Aralık günü sivil toplum örgütleri tarafından miting düzenleme kararı alındı. Tunceli Belediye Başkanı BDP’li Edibe Şahin’in çağrısı üzerine bir araya gelen ilçe belediye başkanları ve 30 sivil toplum örgütü temsilcisi, miting öncesi biraraya gelerek 193738 yıllarında meydana gelen olaylarla ilgili Tunceli halkıyla bir deklarasyon hazırlanacak. Kaba sahtekârlıkla karalanıyorum CHP: Temel çürük Balyoz davasının dünkü duruşmasını CHP milletvekilleri Umut Oran ve Ali Özgündüz ile izleyen CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nur Serter, “Burada çiğnenen hukuku acıyla izledik. Bu davanın temeli çürük” diye konuştu. ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan da Silivri Cezaevi önünde yaptığı konuşmada, “Burada siyasi bir dava görülüyor. Burada bir hukuk yok” dedi. HATİCE TUNCER Atilla Uğur’dan ‘yaşam hakkı’ dilekçesi İstanbul Haber Servisi İkinci Ergenekon davasında tutuklu bulunan emekli Albay Atilla Uğur’un avukatları, müvekkillerinin sağlık durumunun hayati risk taşıması nedeniyle tahliyesini talep ettiler. Emeki Albay Uğur’un avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdikleri dilekçede, Atilla Uğur’un 28 Kasım Pazartesi günü Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildiğini anlattılar. Avukatlar, Uğur’un daha sonra kalp ritim bozukluğu ve damarlarındaki tıkanıklığın artmış olma şüphesiyle hastanede tedavi altında olduğunu belirttiler. 2 yıl önce epilepsi tanısı konulduğunu ve 2002 yılından bu yana kalp damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle ciddi kalp rahatsızlığı bulunduğunun altını çizen avukatların dilekçelerinde, “Uğur ve ailesi, hayati risk taşıyan kalp rahatsızlığı ile ilgili bypass, stend veya balon takılması gibi operasyon seçeneklerinden birini kendi seçeceği hastanede kendi seçeceği bir doktor eliyle yaptırmak istemektedir. Bu her şeyden önce en doğal insan haklarından biridir” denildi. ‘Mendil satan çocuk, aileden alınacak’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, sokakta çalıştırılan ve suça karışan çocukların ailelerinden alınarak yurda yerleştirileceğini açıkladı. Toprak, “Hiç kimse çocuk yaşta çocuklar suça bulaştı diye, cezaevine girdi diye kimse ah vah etmesin. Timsah gözyaşlarını da akıtmasınlar. Herkes aklını başına almak durumundadır” dedi. Diyarbakır Valisi Toprak, Dicle Üniversitesi’nde düzenlenen Dünya Engelliler Günü etkinliğinin ardından kentte molotoflu saldırı başta olmak üzere suça itilen çocuklarla ilgili açıklamalar yaptı. Toprak, ebeveynlik hakkını kötüye kullanan ailelerle ilgili ceza kanununda hükümler bulunduğunu belirterek, bu tür çocukların ailelerinin önce uyarılacağını daha sonra çocukların ailelerden alınarak yurda yerleştirileceğini ifade etti. Balyoz Harekât Planı davasında savunmalarını sürdüren emekli ve muvazzaf subaylar, suçlanmalarına dayanak olan dijital kayıtların sahteliği, zaman, mekân ve kişi çelişkilerini bir kez daha vurguladılar. Tutuklu sanık Korgeneral Turgut Atman, kendisinin yazdığı iddia edilen yazıyı göndermeden, yanıtının kendisine gönderildiğini anlatarak “Kaba sahtekârlık niteliğindeki bu oluşum içinde yer alarak şahsımı, insanlık onurumu ve aile yaşamımı karalayan, çalan her kişi ve kurum ve organizasyondan şikâyetçiyim ve takipçisi olacağım” dedi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın dün 55. duruşması gerçekleştirildi. Tutuklu sanık, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Değerlendirme ve Denetleme Başkanı Atman “Kimliği dahi tespit edilemeyen, ne idüğü belirsiz bir muhbir ve sahtekârlık ürünlerinin savcılık tarafından senaryolaştırılarak iddianame diye önümüze konulması manidardır” dedi. Atman şu çelişkilere dikkat çekti: “Benim yazdığım iddia edilen Word belgesi üzerindeki çalışmaya Diyarbakır’da 5 Mart 2003’te başlıyorum, 7 Mart’ta tamamlayarak o dönemde henüz TSK’de mevcut olmayan veya nasıl iletildiği sadace bu paçavrayı hazırlayan sahtekârlar tarafından bilinen yollar vasıtasıyla birilerine gönderiyorum. Ben 6 Mart’ta Diyarbakır’da yazıyı yazarken, Bandırma’da 6. Ana Jet Üssü Harekât Komutanı Beyazıt Karataş, bana cevap yazmaya başlıyor. Yani ben henüz Diyarbakır’dan yazımı göndermeden Karataş, bir öngörü veya telepati yoluyla benim yazımın varlığına ve içeriğine ulaşarak ve yazımı dayanak göstererek bana cevap yazmaya başlıyor.” Suçlanmasına kaynak olan dijital kayıtlara ilişkin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve Bilişim Suçları Şube Müdürlüğü’nün inceleme yaptığını belirten Atman “İnceleme ve veriler bu düzenbazlığı doğrulamaktadır. Bu iki rapor arasındaki çelişkili zaman bilgileri ve içerikleri de incelenmesi gereken ayrı bir sahtekârlık konusudur” dedi. Tutuklu sanık Kurmay Albay Servet Bilgin de Suga Harekât Planı ekinde yer alan “baskı.doc” adlı dijital belge ile suç landığını belirterek belgenin tarihindeki çelişkiye dikkat çekti: “Bu yazıyı 27 Aralık 2002 tarihinde saat 16.08’de oluşturduğum ve tanımadığım Cem Gürdeniz’in bu yazının üzerinde çalışarak saat 17.44’te kayıt ettiği iddia edilmektedir. Aradaki fark 1 saat 36 dakikadır. Bu tarihte Beykoz’da görevliydim. Görevli olduğum TCG Yıldızgemisi’nde kurumsal bir iletişim ağı yoktu.” Tutuklu sanıklar Albay Sinan Topuz ve önceki gün tutuklanan Tümamiral Ahmet Sinan Ertuğrul’un savunmalarnı yapmalarının ardından 224 sanıklı Balyoz davasında 185 tutuklunun savunmaları tamamlandı. Başkan Ömer Diken “Tülay Delibaş’tan başlayalım. Malum pozitif ayrımcılık anayasaya da geçti” diyerek Hâkim Yarbay Tülay Delibaş’a öncelik tanıdı. Suç tarihinde ikinci çocuğuna hamile olduğunu ve riskli bir hamilelik dönemi yaşadığı için izne ayrıldığını ifade eden Delibaş, “Ben suç tarihlerinde çocuğuna anne sütü veren bir anneydim. Hiçbir hukuk dışı faaliyetin içinde olmadım” dedi. Davaya 5 Aralık pazartesi günü devam edilecek. 8 roketatar mermisi yakalandı ? SİİRT (Cumhuriyet) Siirt Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamaya göre İl Jandarma Komutanlığı’nca yapılan istihbari çalışmalar doğrultusunda, Baykan İlçe Jandarma Komutanlığı’nca düzenlenen operasyonda, teröristlerce menfez altına gizlenen bidon içerisinde, 8 RPG7 roketatar mühimmatı, sevk barutu ve M1 piyade tüfeğine ait 3 fişek ele geçirildi. Suriye sınırında Kobra’lı denetim ? ŞIRNAK (Cumhuriyet) Suriye’de yaşanan iç karışıklıkların ardından TürkiyeSuriye sınırında son 3 gündür Kobra helikopterleri keşif uçuşuna başladı. Şırnak’ta bulunan 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’ndan kalkan 2 Kobra helikopteri son 3 gündür TürkiyeSuriye sınırında havadan denetim yaptı. Helikopterlerin, Suriye’nin Andiver ve Derka Xamku kasabalarındaki hareketliliği de gözlemlediği belirtildi. ‘Nasıl Bir Demokrasi’ ? İstanbul Haber Servisi Bakırköy Kent Konseyi Gençlik Meclisi tarafından düzenlenen “Nasıl Bir Demokrasi” konulu panele konuşmacı olarak Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu katılacak. Panel, 6 Aralık 2011 Salı günü Ataköy 9. Kısım’daki Yunus Emre Kültür Merkezi’nde, saat 14.00’te başlayacak. Yeni Bilim Akademisi tanıtılıyor ? İstanbul Haber Servisi Yeni Bilim Akademisi’nin kuruluşu, bugün saat 10.30’da gerçekleştirilecek bir toplantı ile kamuoyuna duyurulacak. Toplantı, Taksim’de bulunan Grand Öztanık Hotel’de yapılacak. Yeni Bilim Akademisi, 17 eski TÜBA üyesi tarafından kurulmuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle