19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ARALIK 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 ‘İMAM HATİPLİLERE AYRICALIK’ Hayalet şehir Depremin ilk gününden beri süren “eşgüdüm eksikliği” ve deneyimsizlik sürüyor. İlk depremden sonra “evlerinize girebilirsiniz” çağrıları, ikinci depremde insancıkların ölümüne yol açmış ve ardından gelen korku, Van’ı giderek “hayalet şehir”e doğru itmiş. CHP İl Başkanı Cemal Şen, yalnızca kendi oturduğu mahalledeki sokakta 250300 aile otururken bugün bu sayının 1520’e düştüğünü söylüyor. CHP’nin açtığı “Evim Evindir” kampanyası ile birçok aileyi özellikle Akdeniz’e kendisinin gönderdiğinden söz eden Şen, geceleri de partililerle birlikte depremzedelere yardım dağıtmaya adanmış: “Bir ambar tuttuk. Bize gönderilenleri her gece ailelere bizzat iletiyoruz. Mahallelerde hâlâ çadır yerine naylon örtüler arasında kalan Vanlılar çok.” Van Kalesi’nin hemen altındaki Selimbey Mahallesi’nde o tür çadırımsılara tanık oluyoruz. Tavuklar ve çocuklar hep birlikte yol kenarındaki yazlık çadırlarda kışı atlatmaya çabalayanlar şimdiye değin aldıkları yardımı “Yaz da öğrensin millet” diyerek şöyle aktarıyorlar bize: “İki kilo zeytin, iki kilo peynir, bir kutu salça. Kendi kendimize kavruluyoruz burada.” Eve dönüş zor iderek ıssızlaşan il, kendine gelebilecek mi? İnşaat Mühendisleri Odası G Van Şubesi’nden Ünal Keser’e göre, evlerin hasar saptamaları yapılmadan insanlar evlerine dönemeyecekler ve dolayısıyla yaşamın günlük doğal akışına katılamayacaklar. Hasar saptaması yapılsa bile mevsim koşulları nedeniyle hasarlı binaları güçlendirmenin zorluğundan da söz ediyor Ünal Keser: “Yıkılan evlerin çoğunluğu bizim denetimlerimizden önce yapılmış yapılardı. Bir anlamda denetimli binalar insanları kurtardı.” Göstermelik katsayı eşitliği MAHMUT LICALI Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ Kaçışların hızlandığı kentte geride kalanlar zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyor Van insansızlaşıyor, ıssızlaşıyor, yoksullaşıyor ‘Parlayan yıldızdı şimdi yatalak hasta’ Başkanı Kadri Salaz’ı dinleyelim: “Parlayan yıldızdı Van. 4050 sanayi tesisi vardı, 2 bin işçisi vardı. İran ile ekonomik ilişkileri sürüyordu. Ekonomisi canlıydı. Deprem vurdu onu. İşçiler işe gidemiyor, işyerlerinde çalışmalar durdu. Van, yalnızca nabzı atan bir yatalak hasta şimdi. Ciddi müdahale edilmezse, göç ile birlikte yaşama geri döndürülmesi zor.” Muşamba çadırlarda kalmak zorunda kalan depremzedeler çamurla da mücadele ediyor. IŞIK KANSU ANKARA YÖK meslek liseleri ile genel liselere üniversiteye giriş sisteminde eşitlik getirme gerekçesiyle katsayı uygulamasını fiilen kaldırırken ağırlıklı olarak alan derslerinin okutulduğu meslek liselerinin haftalık ders çizelgeleri üniversite sınavlarında soru yöneltilen konularla tam olarak uyuşmuyor. İmam hatip liseleri haftada 12 saat seçmeli ders alma imkânı tanınırken diğer meslek liselerinin haftada 6 saat seçmeli ders okuma imkânı veriliyor. YÖK’ün üniversiteye giriş sisteminde katsayıyı 0.12’de eşitleyerek meslek liseleri ile genel liselerin eşit koşullarda sınavlarında ter dökeceği söyleminin haftalık ders çizelgeleri yalanlıyor. Meslek lisesi veya genel lise kökenli adaylar ön lisans ve bazı lisans programlarına yerleştirme yapılan YGS’de eşit şartlarda sınava girse de tıp, hukuk, siyaset bilimi, öğretmenlik gibi yükseköğretim programlarını kazanmak için ortaöğretim 10, 11 ve 12. sınıf müfredatındaki konuları bilmek zorunda kalıyor. Bu aşamada imam hatip liseleri dışında kalan meslek liselerinin 10, 11 ve 12. sınıf müfredatıyla sorumlu olunan ortaöğretim müfredatının aynı olmaması meslek liselerinin katsayının eşitlense bile üniversiteye girişte bir adım geride kaldığını gösteriyor. Eğitimİş Genel Başkanı Veli Demir, hukuki dayanakları hazırladıktan sonra yargıya başvuracaklarını açıkladı. Demir, katsayı oranının eşitlenmesinin bilimsel ve pedagojik bir karar olmadığını belirterek “Katsayı siyasi bir karardır” dedi. Demir, kararın imam hatip liselerine ayrıcalık sağladığını savundu. Eğitimİş yargıya başvuracak 90’LARDAKİ CİNAYETLER apalı olmayan bir şey yok zaten Van’da. Bakkallar dıK şında hani neredeyse tüm dükkânlar kapalı. Açsalar da alışveriş yapan yok. Van Genç İşadamları Derneği İhalesiz rant dağıtımı Van afet bölgesi ilan edilmedi bugüne değin. Ama, iktidara yaslananlar afetten yağ çıkarmakta pek hünerli. İhale Yasası’nın 21/b maddesini çalıştırıyorlar. İhalesiz rant dağıtma çarkları şakır şakır dönüyor. Enkaz mı kaldırılacak, ihalesiz ver yandaşa. Depremzedelere hazır yemek mi dağıtılacak. İhalesiz ver yandaşa. Onarım mı yapılacak, ihalesiz ver yandaşa. Afet bereketi denen böyle bir şey... İş, basın özgürlüğüne filan gelince “piyasa” bir anda duruyor. İpekyolu gazetesi çalışanları Muhittin Botan ve Cengiz Aslan, çadırda yürütüyorlar işlerini. Önümüzdeki günlerde yeniden günlük yayına başlamaya hazırlanıyor. Ancak, önlerine karlı dağlar çıkmak üzere: “Vergilerin erteleneceği söylenmişti. Aralık ayında bitecekmiş erteleme. Şimdi çadırda hem gazete çıkarmaya hem de stopaj ve sigorta primi ödemeye çabalayacağız.” VAN Göl kıyısındaki o kenti de kendimize benzetmişiz. Çatlamadık, patlamadık, yıkılmadık yeri kalmamış. Bir ev, bir apartman gösterseler, “İşte bu ayakta kalmıştır, yapanlar başım, gözüm üstünedir” deseler, dişimizi kıracağız. Hani nerede... Ara ki bulasın. Valiliğin önünden geçiyoruz. Kadınlar ayrı kuyrukta, erkekler ayrı kuyrukta. Yoksullukta birler ama törede ayrı gayrı olmak şart! Kuyruk yılan gibi uzamış gidiyor. İnsanlar, topu topu 50 liralık yardım için sabahın köründen beri bekleşiyor. Necati’nin fotoğraf makinesini görünce, her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Özellikle de kadınlardan: Muhsine, “Ev” diye yalvarıyor. Hediye, “Yardım gelmiş diyorlar. Bize uğramadı hiç” diye inliyor. Artü, “Çare” diye ünlüyor. Vahide, “Kocam özürlü. Üç çocuk ortada. Çadır yok” diye ağlıyor. Kadınları yarıp gelen Bedevi’nin ise gözleri çakmak çakmak: “İmkânı olanlar Van’dan ayrıldı. Biz gidemedik, gidemedik.” Birincisi, ikincisi derken deprem 300 bine yakın insanı göç ettirmiş. Van’da garibanlar kalmış yalnızca. Bir de memurlar. Onların derdi başlarından aşkın: Başbakan ‘Van’dan hiçbir memur ayrılmayacak’ dedi. Ayrılmadık. Evimiz hasarlı, çadırımız yok, geceleri, onun bunun çadırına sığınıyoruz. Arabada kalıyoruz. Okulların sıraları üzerinde uyuyoruz. Perişanız. Halk bizden yardım istiyor, biz ki yardıma muhtacız! Anneler, çocuklar başka kentlere gönderilmiş. Babalar kalmış geri Yurttaşlar valilik önünde 50 liralık yardım için sabahın köründen beri bekliyor. ‘Ölüm listesi vardı ama...’ ALİCAN ULUDAĞ de. Ayrılık, hasret, korku, soğuk, yorgunluk derken evler gibi çökmüş ruhlar. Babalar niye gitmemiş ki? ‘Ciğerlerimiz donuyor’ Evleri bekliyorlar. Ha yıkıldı ha yıkılacak evleri... İçeride eşya bekler, dışarıda binlerce hırsız kol gezer. Geceleri, elde kurusıkılar, av tüfekleri erkekler uykusuz, evlerinin çevresinde dolaşıyor. Bir karaltı, bir kıpırtı gördüler mi havaya sıkıyorlar. Dan, dun, pam, ciuuvvv! Geceler, Teksas sanki. Geceler, Sibirya sanki. Eksi 10 olsa, öp de başına koy. Çadırlarda odun sobası, katalitik ya da elektrik sobası yetmiyor, yine de aç çakal gibi ısırıyor soğuk. Çocuklar, öksürük aksırık sabahı zor ediyor. Battaniye yetmiyormuş, bulduğu halıyı bile seren var üstüne. Mimar Sinan kalksa mezarından, adını verdikleri çadır kenti görse, utancından yine girerdi toprağa. Ortalık çamur içinde. Bereket kış ayındayız. Yaz olsa tifo, kolera ile saklambaç oynayacak çocuklar. 488 çadırda 5 bin kişi yaşıyor. “Çadır verin, girelim içeri” diyen Vanlılara izin yok. Gerekçe hep aynı: ‘Kapasitemiz doldu.’ Görevlilerin haklı yanları yok mu? Var hiç kuşkusuz. Tuvalet, duş, su yetmiyor. Trafo kaldırmıyor. Çadır kentte yaşayanların orada olmaları bir şans, çadır bulmaları bir şans. Yine de soluk yüzlerle yakınıyorlar: ‘Ciğerlerimiz donuyor. Bize ev lazım.’ Mescit açmışlar çadır kentte, beş vakit ezan okunuyor. Okullar ise kapalı. Üniversite de kapalı. ANKARA 1990’lı yıllarda “öldürülecek Kürt işadamları listesiyle” ilgili iddialara bir yenisi eklendi. Faili meçhul cinayetler soruşturmasında tanık olarak ifade veren işadamı Atilla Yıldırım, “Ben ölüm listesini öyle bilmiyorum. Öldürülecek gazinoculara ilişkin bir listenin olduğunu duydum” dedi. Yıldırım, zaten bunu salı günü ifade veren eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’ün de savcıya söylediğini ifade etti. Suç örgütü lideri Sedat Peker, soruşturma kapsamında savcıya verdiği ifadede, Korkut Eken’in işadamlarından para alması konusuna da değinmişti. Peker bu konuyu bir görüşmesinde Yıldırım’a anlattığını belirterek, “Bunun üzerine Yıldırım bana gülerek, ‘Olay bildiğin gibi değil. Ben Korkut abiyi işadamı Ahmet Hamoğlu ile tanıştırdım. Hamoğlu’nun yanına çantasız geldik. Giderken Korkut abinin elinde bir James Bond çanta vardı’ dedi” ifadesini kullanmıştı. Peker, o dönemde PKK’ye yardım eden işadamlarına yönelik hazırlanan listedeki bazı şahısların öldürüldüğünü, herkesin konuştuğunu, kendisine göre Hamoğlu’nun da bu kapsamda para verdiği yorumunu yapmıştı. Yıldırım, Hamoğlu ile Korkut Eken’i kendisinin tanıştırdığını doğruladı. Yıldırım, “Para alışverişinde ben de yanlarındaydım. Eken, çok sıkışık durumda olduğunu söyleyerek mahkeme masrafları için para istedi. Hamoğlu da büyük bir zarfta para verdi. Ne kadar verdiğini bilmiyorum” diye konuştu. Yıldırım, “Hamoğlu parayı ölüm listesinden çıkmak için mi verdi” yönündeki soru üzerine, “Bilmiyorum” dedi. Ölüm listesini bilip bilmediğine ilişkin soruya ise Yıldırım, “Gazinocular için ölüm listesi olduğunu Mehmet Bey (Mehmet Eymür) de savcıya söylemiş” karşılığını verdi. TOPLUMSAL BELLEK PLATFORMU DEPREMZEDELERE ÇARŞI MORALİ ÇYDD BAŞKANI ÇELİKEL: PROJEYLE 50 BİN ÖĞRENCİYE BURS VERDİK 100 bin kişi gitmek istiyor VAN (Cumhuriyet) Van’ı vuran depremlerin ardından diğer illerdeki kamu misafirhanelerine 29 bin kişi gönderildi. BJK Çarşı grubu, depremin en çok zarar verdiği Erciş’e yardım malzemesi getirdi. Toplum Merkezi önünde uzun kuyruklar oluşturan depremzedeler, bir an önce gitmek istiyor. Sosyal Yardımlar Genel Müdürü Aziz Yıldırım, “100 bin civarında insanımız gitmek için dilekçe verdi” dedi. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de Van ve Erciş’te 5 Aralık’ta başlayacağı açıklanan ilk ve ortaöğretimde eğitimin teknik heyetlerin incelemelerini tamamlayıncaya kadar başlamayacağını açıkladı. AA af: ELEK r ğ o F Fot DER N Ö ‘Bir ışık da siz yakın’ Turkcell’de engel yok ngelli yurttaşların sorunlarını gözeten Turkcell, Karaman’daki Turkcell Global Bilgi’nin Çağrı Merkezi binasını engelli dostu olarak tasarladı. Merkez engelli yurttaşlar için iş kapısı da oldu. Çalışanların yarısı engelliler için ayrıldı. Sosyal Güvenlik Kurumu hizmetlerine ilişkin çağrıları yanıtlayan merkeze günde ortalama 8 bin çağrı alıınıyor. Merkezde görme engelli Ahmet Çopur (42) ile konuşma engelli Merve Uyar (22) birlikte çağrı alıyor. Çopur çağrıyı yanıtlarken Uyar bilgileri giriyor. C MY B C MY B E İstanbul Haber Servisi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) 16 yıldan bu yana sürdürdüğü “Bir ışık da siz yakın” projesi ile bugüne dek 50 bine yakın üniversite öğrencisine burs verildi. ÇYDD Başkanı Prof. Aysel Çelikel, ülkemizde 1824 yaş arası gençlerin yüzde 44.3’ünün öğrenimini yarım bıraktığını belirterek, “Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde liseden mezun olanların oranı yüzde 70 iken Türkiye’de bu oran yüzde 26. Ülkemizdeki 1519 yaş arasındaki gençlerin üçte biri ne okuyor ne de çalışıyor. Gelin gençlerin öğrenimine devam etmelerine destek verin. Bir ışık da siz yakın” dedi. Çelikel, kampanya ile ilgili reklam filminin ise önümüzdeki günlerde tele vizyonlarda yayımlanacağını söyledi. ÇYDD, Türkiye’nin her köşesinden yükseköğrenim kurumunu kazanmış, ekonomik yetersizlik içinde olan gençlere burs sağlamak için başlattığı “Bir ışık da siz yakın” projesinde gelinen aşama ile ilgili dün Taksim Hill Otel’de bir basın toplantısı düzenlendi. Prof. Dr. Çelikel, “ÇYDD kurulduğundan bu yana 100 binin üzerinde burs vermiştir. 100’er kişilik 4 kız öğrenci yurdunu da yakında açacağız. Duyarlı kişilerin ve kurumların bir öğrenci için ayda 150 TL bağışta bulunarak bir gencin hayatına ışık yakmalarını bekliyoruz. Derneğimizin hesabına bağış yapabileceğiniz gibi 5264’e SMS atarak da gençlerin hayatına bir ışık yakabilirsiniz.” ‘Faili meçhuller araştırılsın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Suikastlarla öldürülen aydınların ailelerince kurulan Toplumsal Bellek Platformu üyeleri, bir kez daha “faili meçhul cinayetlerin araştırılması için araştırma komisyonu kurulması amacıyla” siyasilerin kapısını çalaşacak. Platform üyeleri, komisyon takigbiyle Şubat 2010’da Meclis’e dilekçe vermişti. Bu talep, yaklaşık 2 yıl sonra Genel Kurul’da görüşülmüş ve CHP, BDP ve hatta MHP’nin kabul oylarına karşın 15 kez AKP’nin oylarıyla reddedilmişti. Üyeler bu taleplerini yeniden gündeme getirmek için pazartesi günü 10.00’dan itibaren Meclis’te olacak. Sivas davasının 6 Aralık’taki duruşmayla zamanaşımına uğrayacak olmasına dikkat çekecek platform, söz konusu duruşmaya da katılacak. BDP ve CHP ile görüşecek olan platforma AKP’den henüz yanıt gelmedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle