25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 ARALIK 2011 PERŞEMBE 6 Genelkurmay yalanladı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, bir grup jandarma personeli teğmenin Başbakan Tayyip Erdoğan, ailesi ve hükümet aleyhine internet üzerinden faaliyet yürüttüğüne ilişkin iddialar hakkında adli soruşturma başlatıldığını açıkladı. Genelkurmay’ın internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, bir gazetede yer alan “Küstah teğmenleri kim koruyor” başlıklı haberin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Açıklamada, “Bilginin Genelkurmay Başkanlığı’na ulaşmasını müteakip Jandarma Genel Komutanı tarafından 2 Aralık 2011 tarihinde adli soruşturma emri verilmiştir” denildi. HABERLER Danıştay’ın Davutpaşa’da bir iş merkezinde meydana gelen patlama ile ilgili kararı ‘Başkan yargılanabilir’ ? Danıştay 1. Dairesi, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın hakkında soruşturma açılmasına izin verdi. İstanbul Haber Servisi Davutpaşa’da bir iş merkezinde meydana gelen, 21 kişinin öldüğü, 116 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin 9 sanığın yargılandığı davaya Danıştay 1. Dairesi’nin kararı damga vurdu. Danıştay 1. Dairesi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın olaydan dolayı kusurunun bulunmadığını belirtirken Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın’ın “alt birimlerin denetimlerinde yetersiz, kayıtsız kaldığı ve sorumluluğu bulunduğunu” vurgulayarak hakkında soruşturma açılmasına izin verdi. Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Zeytinburnu Belediyesi Zabıta Müdürü Feruz Kutsal, Ruhsat ve Denetim Müdürü Rüstem Tekin, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nden emekli olan Şevket Yıldırım, eski İmar ve Şehircilik Müdürü Servet Kırna, patlamanın olduğu atölyede işçi olarak çalışan Hasan Altay ve eski İmar Müdürü Hatice Küçükakyüz ile taraf avukatları ve bazı müştekiler katıldı. Duruşmada Ramazan Çavdar ise “tanık” olarak dinlendi. Tanık Çavdar, olay tarihinde Zeytinburnu Belediyesi’nde zabıta memuru olduğunu anlatarak “Bu işyerine gittiğimi hiç hatırlamıyorum. Öncelikle evrak gereğini yerine getiriyorduk. Aradan zaman geçtiği için hangi yerlerde ruhsatsız olduğu için işlem yaptığımızı hatırlamıyorum” dedi. Mahkeme heyeti başkanı Seval Yıldırım da Zeytinburnu Belediye Baş ‘ÖZERKLİK YETMEZ’ Zana’nın sözleri tepki çekti Davutpaşa’da meydana gelen patlamada 21 kişi yaşamını yitirmişti. Demokrasi ve Yolsuzluk: İlerleme Yok Türkiye’nin uluslararası konumunu araştıran onlarca konuda, son zamanlarda üç güncelleme oldu: Demokrasi Endeksi, Yolsuzluk Algı Endeksi ve İnsani Gelişmişlik Endeksi.(*) Bu araştırmaların sonuçlarına baktığımızda diyecek tek söz var: Türkiye cephesinde değişen bir şey... Yani, ne kadar kötüysek, o kadar kötüyüz! Dahası, yolsuzluk göstergelerinde Türkiye daha alt basamaklara düştü! Önce buna bakalım: Bir dizi kriter dikkate alınarak, ülkelere 100 arası puan veriliyor. 10 puan en temiz ülke, 0 puan ise en berbat ülke! Transparency International kurumunun The Corruption Perceptions Index 2011 raporu, 182 ülkeyi kapsıyor: Puanımız 4.2. Yerimiz ise 61’incilik! 2010 araştırmasında ise 178 ülke vardı, Türkiye’nin puanı 4.4’tü ve sıralamadaki yeri ise 56 idi! Gerileme büyük! 5 ülke aşağı düştük! Geçen yılki raporda, 2009 yılına göre puanımız yine 4.4 olmasına rağmen 61’inciydik ve 56. sıraya yükselince hükümet üyesi Babacan yolsuzluğun azalmakta olduğunu belirtmişti! Şimdi, hem puanımız düştü hem de iki yıl önceki sıramız! Yolsuzluklar, rüşvetler bacayı daha çok sarmış! Şüphesiz, Deniz Feneri ve bazı AKP belediyelerinde ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet olaylarını iktidarın yok sayma politikası, Türkiye’yi geriletti! Bu durumun Türkiye’ye ekonomik etkisi mutlaka olur çünkü yabancı yatırımcılar, Türkiye’nin bu endekslerdeki durumuna bakarak karar veriyorlar! Türkiye 2008’de ise 4.4 puanla 58. sıradaydı! (ayrıntı için*) İyileşme yerine kötüleşme! Burada size 2011’in en iyi ve en kötülerini de verelim: En iyi üç: Yeni Zelanda, Danimarka, Finlandiya... Puanları 9.6 ve 9.4. En kötüler: (son altı ülke): Özbekistan, Afganistan, Myanmar, Kuzey Kore ve Somali (1 puan)! ??? Gelelim Demokrasi Endeksi’ne: The Economist Intelligence Unit’ın her yıl gerçekleştirdiği “Index of Democracy 2011” raporu, daha umutvar değil. Bu araştırma ülkeleri dört grupta değerlendiriyor: Tam demokrasiler, Kusurlu demokrasiler, Melez rejimler ve Otoriter rejimler. 2010 raporunda Türkiye, 167 ülke arasında 5.73 genel puan ve 89. sırayla, üçüncü grupta Melez Rejim ülkeleri arasındaydı.(*) 2011 raporu ise yine 167 ülkeyi kapsıyor. Türkiye yine 5.73 genel puanıyla bu kez 88. sırada. Aslında, ayrıntısına bakarsak, değişen bir şey yok: 5 alanda: Seçim sistemi ve çoğulculuk, Hükümetin icraatı, Siyasal katılım, Siyasal kültür ve Medeni haklarda Türkiye’nin puanları, geçen yılın puanlarıyla da aynı. Sıra dostlarımız, bizden daha iyi durumda olan Arnavutluk (87.), Malavi, Honduras... Bizden daha kötü olan sıra dostlarımız ise Ekvador (89.), Tanzanya, Nikaragua. AKP’nin ileri demokrasisi, ülkeyi bir türlü “kusurlu demokrasiler” ligine doğru bile ilerletmiyor! Bulunduğu lig, başına demokrasi sözü bile fazla görülen ve melez rejimler denen ülkeler grubu... Kusurlu Demokrasi ligine geçebilmemiz için, önümüzde 9 ülke var! Kusurlu da olsa demokrasi liginde kimler var, birkaç isim: Brezilya, Hırvatistan, Romanya, Tayland, Paraguay, Sırbistan, Moğolistan, Makedonya, Filipinler… İnsani Gelişmişlik Endeksi’ni başka bir yazıya bırakalım ve demokrasi konusunda Türkiye’nin neden mesafe alamadığının tipik olayları olarak, basın özgürlüğüne darbeleri ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’i anımsayalım: Diyordu ki: “Terörün başka bir ayağı daha var. Bilimsel terör var, resim yaparak tuvale yansıtarak; şiir yazarak şiire yansıtarak.. günlük makale yazarak...” Anlıyorsunuz! Akdoğan’dan BDP’ye yanıt ? Haber Merkezi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı ve Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, son günlerde bazı AKP milletvekillerinin BDP’nin kapatılmasını istediklerine dair yapılan haber ve yorumlar üzerine değerlendirmede bulundu. Akdoğan siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Partiler değil şahıslar cezalandırılmalı” dedi. kanlığı’na yazılan yazılara cevap verdiği ve 3 klasör halinde dosyaların mahkemeye geldiğini söyledi. Şikâyetçi avukatı Özlem Özkan ise söz konusu yazıları incelediğini belirterek, “Patlamanın meydana geldiği işyerinin bulunduğu yerde görev yapan zabıta memurlarının ve ruhsat denetimi yapan memurların isimleri bildirilmiş. Bu kişilerin tanık olarak dinlenilmesini istiyoruz” diye konuştu. ‘Danıştay kararını sundu Avukat Özkan, ayrıca Danıştay Birinci Dairesi’nin 26 Ekim 2011 tarihli kararını mahkemeye sundu. Mahkeme heyeti de eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. Danıştay 1. Dairesi kararında, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınlarının itirazı üzerine İBB Başkanı Topbaş ve Zeytinburnu Belediye Başkanı Aydın ile ilgili ön inceleme yapıldığı anlatıldı. Belediye teşkilatının en üst amiri olarak teşkilatı sevk ve idare etmekle görevli olan Zeytinburnu Belediye Başkanı’nın alt birimlerinin denetimlerde yetersizliği konusunda kayıtsız kaldığı ve sorumluluğunun bulunduğunun vurgulandığı kararda, Başkan Aydın’a isnat edilen eylemin hakkında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte olduğu belirtildi. Kararda, İçişleri Bakanlığı’nın 15 Nisan 2011 tarih ve Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 2011 / 174 sayılı kararının Aydın için soruşturma izni verilmemesine ilişkin kısmının kaldırılmasına hükmedildi. Danıştay 1. Dairesi, Aydın hakkında gerekli işlemlerin başlatılması için kararın bir örneğinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine oybirliğiyle karar verdi. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı ise olayla ilgili Aydın hakkında iddianame hazırlayacak. KCK’nin Diyarbakır’daki ana davasına 31. duruşmayla devam edildi Ersanlı’ya mektup ? İstanbul Haber Servisi Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KADER), KCK operasyonları kapsamında tutuklanan Prof .Dr. Büşra Ersanlı’ya mektup gönderdi. “Sevgili Büşra, yeni yılın kutlu ve özgür olsun” cümlesi ile başlayan mektupta, “Umutlu bekleyişimizi sürdürüyoruz. Kendine iyi bak. Çünkü bize ve bu ülkeye lazımsın” denildi. Yine Kürtçe savunma krizi MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin kent yapılanması olduğu belirtilen KCK’nin Diyarbakır’daki ana davasının 31. duruşmasında yine Kürtçe savunma krizi yaşandı. Sanıkların Kürtçe savunma talebi karşısında mahkeme heyeti mikrofonları kapattı. Avukatlar, Kürtçe için “Bilinmeyen bir dil” olarak tutanaklara geçmesine tepki göstererek “Hangi dil de konuştuğunun tespit edilmesini talep ediyoruz. Adını koyalım” dedi. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 104’ü tutuklu 152 kişinin yargılandığı KCK ana davasının 31. duruşmasına milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle ile kapatılan DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı’nın da bulunduğu 17 kişi mazeret bildirerek duruşmaya katılmazken 87 tutuklu sanık ve 4 tutuksuz sanık ile avukatları hazır bulundu. Tutuksuz sanık Veysel Yıldırım ile ilgili iddiaların okunmasıyla başlayan duruşmada, “Mercek” kod adlı gizli tanığın iddiaları okundu. Yıldırım’ın Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nde çalıştığı, Sarmaşık Derneği aracılığıyla örgüte yardım ettiği ve işverenlerden para topladığı iddia edildi. İddialara Kürtçenin Zazaca lehçesinde cevap veren Yıldırım’ın mikrofonu kapatı lırken, Zazaca kayıtlara “Bilinmeyen bir dil” olarak geçti. Bunun üzerine söz alan avukat Feride Laçin, mahkeme başkanı Menderes Yılmaz’a , “Bilinmeyen bir dil diyorsunuz. Hangi dilde konuştuğunun tespit edilmesini talep ediyoruz?” dedi. Mahkeme başkanı da bunun üzerine “O zaman Türkçe dışında bir dil konuştu diyelim” dedi. Laçin ise “Hayır adını koyalım” diyerek karşılık verdi. DİYARBAKIR / ANKARA (Cumhuriyet) İngilizce yayın yapan Kürt Rudaw adlı internet sitesine konuşan Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, “İşin başında özerklik istediğimiz doğrudur; ama bugün Türkiye’deki Kürtler, özerkliğin yetersiz olduğunu düşünüyor. Kürtler, kendi geleceklerini referandumla tayin etmeli. Referandumun sonucu, Türkiye’deki Kürtler için özerklik de olsa, federalizm de olsa bağımsızlık da olsa biz kabul edeceğiz” dedi. Zana’nın sözlerini değerlendiren CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, “Beraber mi, yan yana mı, ayrı ayrı mı yaşayacağız?” sorularını, kendilerine sormaları gerektiğini söyledi. İnce, “Beraber yaşayalım diyorsan oturur konuşuruz, Kürtlerin ne sorunu varsa çözeriz. Ayrı devlet kuracağız diyorsan, Türkiye Cumhuriyeti masa başında kurulmadı, savaş meydanlarında kuruldu. Bedelini ödersin, gelir alırsın” diye konuştu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmayı dinleterek “Bülent Arınç ile Leyla Zana’nın ifadeleri ve sözleri arasında ne fark var?” diye konuştu. Vural, Arınç ile Zana’nın “aynı zihniyetin yolcuları” olduğunu belirtti. Vural, “Sen kim oluyorsun Bülent Arınç? Arınç’ın ifadesi, bu millet içerisinden yeni milletler çıkarmak, bu siyasal coğrafyayı bölmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüştür” diye konuştu. Ümit ifade verdi ? ANKARA (AA) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturması kapsamında, 2 Mart 1995’te kaybolan ve bugüne kadar kendisinden haber alınamayan Tarık Ümit’in amcasının ‘tanık’ olarak ifadesine başvuruldu. Cemalettin Ümit, dün sabah saatlerinde Ankara Adliyesi’ne geldi. Cemalettin Ümit, burada, soruşturmayı yürüten savcılara ifade verdi. HASDAL’A ZİYARET SORUŞTURMASI Koşaner ve 3 eski kuvvet komutanı suçlanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) gili görevsizlik kararı vererek dosya Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet yı Yargıtay Cumhuriyet BaşsavcılıBaşsavcılığı, Hasdal Askeri Ceza ğı’na gönderdi. Yargıtay görev suçu evi’nde yatan muvazzaf askerleri zi bulsaydı komutanlar Yüce Divan’da yaret eden eski Genelkurmay Başka yargılanacaklardı. Ancak Yargıtay nı Orgeneral Işık Koşaner’in de ara Başsavcılığı, yaptığı incelemenin arlarında bulunduğu komutanlar hak dından dosyayı görev suçu olmadığı kında soruşturma başlattı. Soruştur iddiası ile tekrar Özel Yetkili İstanbul manın, “terör örgütüne yardım ya Savcılığı’na gönderdi. Savcı Muamtaklık ve görevi kötüye kullanma” mer Akkaş, Yargıtay’dan gelen dossuçu kapsamında yapıldığı öne sü ya üzerindeki çalışmalarını sürdürüyor. Komutanların soruşrüldü. Ekim ayı sonunda turma kapsamında önüHasdal’daki tutuklu asmüzdeki günlerde ifadeye kerleri ziyaret eden Geçağrılabilecekleri öne sünelkurmay Başkanı Orrülüyor. general Necdet Özel’in Muvazzaf generallersoruşturmaya dahil olup den, Ergenekon ve Balolmayacağı ise bilinmiyoz davası tutuklularına yor. Silivri Cezaevi’nde yaEski Genelkurmay Başpılan ziyaretlere Silivri kanı Işık Koşaner, eski Cumhuriyet BaşsavcılıDeniz Kuvvetleri Komuğı’ndan yasak gelmişti. tanı Eşref Uğur Yiğit, esSanıkları; sadece aileleri, ki Kara Kuvvetleri Koavukatları ve yasa gereği mutanı Erdal Ceylanoğkendilerinin talep ettiklelu ve eski Hava Kuvvetri üç yakınları ziyaret leri Komutanı Hasan AkIşık Koşaner edebiliyor. Özel, Balyoz say, 18 Şubat 2011’de Balyoz davası kapsamında tutukla davasından tutuklu yargılanan konarak Hasdal Cezaevi’ne konulan mutanları Hasdal Askeri Cezaevi’nde 24’ü general ve amiral toplam 102 ziyaret etmesiyle ilgili olarak şunları söylemişti: muvazzaf subayı ziyaret etmişti. “Tutuklu TSK personeli, aynı Bu ziyaret sonrası Genç Siviller ve Adalet Platformu, İstanbul Cumhuri ortak kaderi paylaştığımız silah yet Başsavcılığı’na ayrı ayrı suç du arkadaşlarımdır. Ziyaretimin amayurusunda bulundu. Sabah gazetesi cı insanidir. Ziyaretimize başka nin haberine göre, yapılan suç duyu anlamlar yüklemek yanlıştr. TSK ruları birleştirildi ve soruşturma açıl hukukun üstünlüğüne her zaman dı. Soruşturmaya, 2011/2036 dosya önem vermektedir, bu safhada başka bir değerlendirme yapmayı uynumarası verildi. Savcılık ilk olarak soruşturmayla il gun bulmuyorum.” TÜBA’da uzlaşma? Hükümet, Türkiye Bilimler Akademisi’ne kendi üyelerini seçme hakkını veriyor mu? Böyle sevindirici bir gelişme var. TÜBA Başkanı Yücel Kanpolat ve yardımcısı Tarık Çelik’in, Bakan Nihat Ergün’le görüşmelerinden olumlu işaret geldi; Bakan’a “YÖK ve TÜBİTAK doğrudan atama yapmasın, isim önersin, TÜBA genel kurulu da kendi adaylarıyla birlikte bunlar arasından üye seçsin..” önerildi. TÜBA bir de yasa taslağı sundu. Önceki gün yapılan Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısında da Bakan’dan olumlu işaretler geldi... Hükümetin TÜBA hakkında önyargılarını yıkarak kurumun evrensel niteliğini değiştirmekten vazgeçmesinden şüphesiz ki Türkiye kazanır! Umarım bu gerçekleşir! (*) Uluslararası araştırma kurumlarınca dünyanın gidişatı üzerine yapılan araştırmaların pek çoğunu “10 Yıldır AKPUluslararası Göstergelerle Türkiye” (Cumhuriyet Yayınları) kitabından sonra, zorunlu olarak yakından izlemeye başladım. Hep daha iyiye gitme umuduyla! Ama bu umut hangi yıllardan sonra gerçekleşecek merakla bekleyeceğim! PKK kuryesi yakalandı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Kırsaldan aldığı talimat ve patlayıcıyı metropollerdeki teröristlere ulaştıran Hüsnü Ç. adlı kurye Hakkâri polisinin takibi sonucu yakalandı. Üzerinden HPG kaşeli sözde vergilendirme mektubu çıkan Hüsnü Ç’nin örgütün önemli isimlerinden Yüksekova sorumlusu “Yılmaz Kurdo” kod adlı Yusuf Saydut’un talimatları hareket ettiği bildirildi. Saydut’un Avcılar’daki bombalı saldırı talimatını verdiğini tespit etti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle