19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ARALIK 2011 PAZAR 12 PAZAR YAZILARI Sinekkaydı tıraşlı Neonaziler Krizin gölgesindeki Noel talyanlar, “Yok canım biz Yunanistan değiliz!” deseler de Mario Monti’nin tam da yılbaşı öncesi “özveri paketi”nden dökülenler doğrusu pek de kaygı duyulmayacak gibi değil. 2012’ye yeni umutlar yüklemek isteseler de bu yılki Noel ve yılbaşı heyecanı krizin gölgesinde kaldı. Noel babayı ve getireceği hediyeleri bekleyen küçük çocuklar bir yana, herkes biraz kaygılı görünüyor. Yılbaşı öncesi haftanın yedi günü müşterilerine hizmet veren süpermarketlerde Noel akşamının şu 12 çesit yemek yapılan “cenone”sine hazırlanan İtalyanlar krizin acı reçetesini geçici de olsa Noel tatlılarıyla silme çabasında. Her yıl olduğu gibi iç malzemesi kuru yemişlerle hazırlanan bir tür çörek olan Milano’ya özgü İ A www.ahmetarpad.de [email protected] [email protected] C MY B C MY B lman ordusuna aşırı sağcıların sızdığı, 2004 yılında kapsamlı bir raporla kanıtlanmış, kimi birimlere Neonazilerin sızmış olduğu ve yıllardır önemli çalışmalarda bulunduğu gerçeği ortaya çıkarılmıştı. Günümüz Alman ordusunda askerlerin yüzde on ikisi yabancı kökenli. Alman televizyonu ARD kısa süre önce ilginç bir araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Ordu bünyesindeki sosyal bilimler enstitüsünün yeni bir araştırması silahlı kuvvetlerde yabancı düşmanlığının ve ırkçılığın son yıllarda önemli bir aşamada olduğunu belgeledi! Araştırmaya göre, ordudaki yabancı düşmanlığı özellikle temel eğitim sırasında, alt kademelerde ve Doğu Almanya’daki ordu birimlerde görülüyor. Araştırmaya katılan yabancı kökenli Müslüman askerler özellikle önlerine domuz eti konduğundan ve üstlerinin önyargılı olduğundan şikâyetçi. Alman insanına yabancı düşmanı diyen, ona haksızlık etmiş olur. Ancak son yirmi yıldır toplumsal sorunların artması sonucu günlük yaşamın sürekli zorlaştığı ülkede gittikçe daha çok insan, kendine oluşturduğu “adalarda” yaşamakta. Almanlar artık sadece yabancıya değil, kendi vatandaşına da yabancı! Bu nedenle 1930’lu yıllarda atılan tohumların ikide bir yeşermesine, yabancı düşmanlığı ile ırkçılığın kendine bereketli topraklar bulmasına şaşmamak gerek. Hitler’in intiharı ile bu ülkede Nazilerin kökünün kuruduğunu sanmak da saflık olur. Ne de olsa Almanya’yı kuranların ve kısa sürede ülke ekonomisini güçlendirenlerin arasında çok sayıda kalburüstü eski Nazinin olduğu bilinen bir gerçek. Böyle bir ortamda onlarca yıldır Almanya’nın batısında ve de doğusunda Türklerin evlerine ve işyerlerine saldırıların olması, Afrikalılarla Asyalıların sokak ortasında ölesiye dövülmesi, Yahudi mezarlıklarının talan edilmesi, sinagogların yakılması na yazık ki bir yerde “olağan”! 2001’de Avrupa STUTTGART Komisyonu’nun İnsan Hakları Raporu Almanya’da “mide bulandırmıştı”. Çünkü bu kuruluş tarihinde ilk kez, AHMET ARPAD Avrupa’nın en büyük ülkesini, insan hakları konusunda kınamıştı. Raporda “Ülkedeki yabancı düşmanlığı, ırkçılık, antisemitist düşünce ve hoşgörmezlik önemli bir sorun olarak kabul edilmelidir” deniliyordu. Ortaya çıkan son korkutucu gelişmelerin ardından politikacılar, ülkenin doğusunda her seçimde oy oranlarını arttıran Almanya Nasyonalist Partisi’nden (NPD) yine korkmaya başladı. 2003’te ve 2006’da yasaklamak istemişlerdi bu partiyi, ancak sunulan kanıtları yetersiz bulan Anayasa Mahkemesi buna izin vermemişti. Ülkede, özellikle Doğu Almanya’daki Neonazilerin pek önemsenmediği, hatta yabancı düşmanı aşırı sağcı girişimlere göz yumulduğu, kimi yörede insanların görmezlikten geldiği şu günlerde peşpeşe ortaya çıkıyor. NPD’yi sonunda yasaklasalar da tüm dazlakları içeri tıksalar da bu işin sonu gelmez. Geri planda ipleri ellerinde tutan takım elbiseli, sinekkaydı tıraşlı, kravatlı, Mercedes’li Neonazileri değil sorgulamak, yanlarına bile sokulamazlar. Savaş sonrası Almanyası’nda üst düzey görevlere gelmesini becermişlerin torunlarına 1945’ten bu yana hiç kimse dokunamıyor. Yıllar önce: “Nasyonal Sosyalist Parti’yi yasaklamakla aşırı sağcılığın önüne geçemezsiniz” diyen Günter Grass haksız değil. Altın bin üyesi olan bu partiyi kapatınca Almanya’da yabancı düşmanlığının ve Neonazilerin bir anda ortadan kalkacağını sanmak saflıktan da öteye bir şey! Önemli olan, 15 milyon yabancı ve yabancı asıllının yaşadığı Almanya’da toplum bilincini değiştirmek, insanlara eğitim ve iş vererek ülkeyi yaşanılır yapmak... Zor bir çıkar yol! Belki de şimdi dikkatleri yine Nasyonal Sosyalist Parti’ye çekenler, gerçekte iplerin kimlerin elinde olduğunu örtbas etmek istiyorlar? ediyor bu yıl İtalyanlar... “panettone” ile Verona’nın MİLANO Berlusconi geçen hafta özellikle pandispanya tadındaki Milano’da hava çok kirli olduğu “pandoro”su birbiriyle için şehrin taşıt trafiğine yarışıyor. Bolluk ve bereket kapatıldığı bir gün ünlü getirdiğine inanılan ve yılbaşı markaların sıralandığı akşamının vazgeçilmez Montenapoleone’ye makam “lenticchie al cotechino/domuz sucuklu mercimek” yemeği ASLI KAYABAL aracıyla geldi. Alışveriş yapan eski başbakan, “İtalyanlar iyi için marketlerde mercimeklerin durumda. Restoranlar hep dizili olduğu raflara sürekli mercimek takviyesi yapılıyor. Gastronomik dolu, yer bulmak mümkün değil” dedi. Restoranlar Berlusconi’nin dediği gibi her zevkler bir yana yılbaşı ağaçları ve gece doluyor mu bilmiyorum ama çiçekleri de krizden payını aldı. İtalyanlar alışveriş etmeyi, küçük de olsa Vatandaşların plastik camlardan bile yakınlarına hediye almayı seviyor. Belki vazgeçtiğini geçen gün gazetelerde Noel’in etkisi, belki de Çizme’nin üzerine okudum. Her yıl Noel’de hazırlanan ve çöreklenen ağır havadan sıyrılıp süslenen çam ağaçları yerine kokinalarla uzaklaşmak için olsa gerek bugünlerde hazırlanan aranjmanlar ve bonsaileri tercih mağazalar hediye turuna çıkanlarla dolup taşıyor. 2012’yi karşılamaya hazırlanan İtalya’da Monti’nin dümenindeki, gemi güç bir rotaya işaret ediyor. Sarp kayalıklar arasında seyreden bu gemi İtalyanlara yeni ve çok büyük özveriler gerektiren yeni bir yaşamın gelmekte olduğunu fısıldıyor... Milano’da yeni yıl öncesinin kalabalığında gezinirken Cimitero Maggiore yakınlarında kapucin rahiplerinin Monastichiera adlı bir hediyelik eşya mağazası açtıklarını gördüm. Bugüne kadar İtalya’da çesitli manastırların duvarları arasında saklı kalan, tarifler ve formüllerle hazırlanan onlarca ürün satılıyor Monastichiera’da: Tarifi Bolzano’daki Novacella manastırı eczanesinde kayıtlı, yaprakları ezilerek hazırlanan bir bitki çayı, Padova’daki Praglia manastırının ürünü ballar, Betlem manastırından gelen doğal bisküvitler, formülleri İtalya’daki manastır kitaplıklarında saklı likörler, marmelatlar, sabunlar, manastır yapımı şaraplar, hediye arayışındakilere onlarca alternatif sunuyor. 2012’nin farklı ve güzel bir yıl olması dileğiyle... [email protected] Sonunda bitiyor... fff, nihayet sonuna geldik şu aralık Grand Otel’in süitlerinde uyuyan ödül sahiplerini sabah karanlığında, baskınla ayının. Ritüellerden sıkılmıştım. uyandırmak da bir Lucia geleneği. Ernest Önce İsa’nın doğumunu kutlamak Hemingway’i de böyle uyandırmışlar da için dört hafta önceden başlanıp her hafta adamcağız az kalsın kalpten gidiyormuş. bir mum yakıldı. O arada, bir de Nobel Hemingway tabii akşamdan kalma. Şarkı vardı. Ödül töreni ve şölen 10 Aralık’ta sesleriyle gözlerini açıp da karşısında ama ödül kazananlar bir hafta önce bembeyaz giysili, başları ışıklı genç geldiğinden o hafta yığınla etkinlik kızları görünce kendisini cennette izledik. Alternatif Nobel (Right meleklerin arasında zannetmiş. Livelihood) töreni daha farklı. Orada “Lucia’dan bana ne” deme dünyaya insani bir yüz şansınız da yok. Hele okula kazandırmak isteyenler STOCKHOLM giden çocuğunuz varsa. Bütün toplandığından atmosferi anneler bir gün önce evlerde değişik. Nobelciler fraklı, Lucia çörekleri yapar. Çocuklar alternatifçilerin töreni samimi, bu çörekleri ertesi gün okulda entelektüel titreşimli. Temiz, arkadaşlarının velilerine pak giyim yeterli. Bu törenler satacaktır. Yani bütün veliler biter bitmez Lucia başladı. OSMAN İKİZ evlerinde yaptıkları çörekleri Sabah karanlığında bütün ertesi gün para ödeyerek satın okullarda, işyerlerinde gelin alır. Paralar da sınıf kumbarasına gider. kıyafetini andıran beyaz giysili, kafalarında ışıklı taç taşıyan genç kızlarla, Yıl içinde bu gibi etkinliklerde toplanan paralar çocukların okul bitimine birkaç kırmızı kukuletalı genç çocuklar, kortej gün kala yapacakları seyahat içindir. halinde gelip Lucia şarkılarını söylerler. Aralık kasvetinde ışıklı huzur dağıtıyorlar Lucia’yı da atlattık derken Noel telaşı başlar. “İsa’dan bana ne” demeniz para da diyebiliriz. Sonra baharatlı sıcak şarap etmez. Zaten deseniz de cevap hazırdır: içilir. Sabahın erken saatlerinde başlayan “Baba İsa yoksullardan yanaydı. Onun bu ritüel bazıları için soğuk şaka da için Romalılara öldürttüler.” Bu gibi olabiliyor. Nobel’den kazandıkları konulara girmektense hediyeyi alıp milyonları cebe indirmenin rehavetiyle, kurtulmak evladır. Ama bununla da bitmez. Çocuğunuzla çıkıp annesi için hediye almak gerekir. Tabii annesinden habersiz. Sonra da anne çocuğunu alıp çarşıya gidecek ve baba için hediye alacaktır. Yani günümüzde Noel, çarşının kasasının doldurmaktan başka bir şey değil. O yüzden aralık ortasından 24’üne kadar bu alışveriş histerisi benim gibi birçok kişiyi deli ediyor. İsa’yı kullanıp millete alışveriş yaptırıldığını çocuklara nasıl anlatacaksınız. ABD Başkanı Franklin Roosevelt’in 1929 krizinden sonraki yıllarda satışların artması, ekonominin canlanması için Şükran Günü’nün tarihini bile değiştirdiğini nasıl Dikkatli ve istekli bakana, kendisine izah edeceksiniz. emek verene her keresinde başka güzel Edemezsiniz çünkü çocukları artık bir yüzünü gösteren Brüksel’in, yaklaşık televizyonlar programlıyor. 250 ahşap ev stantlı ilginç Noel pazarı Rooseveltvari kararlara da gerek yok. Brükselliler için gayet sıradan bir Çocukların gelir dağılımından da haberi pazarken İngilizler tarafından yok. Bu Noel furyası içinde, İsveç’te Avrupa’nın en orijinal Noel pazarı gelir dağılımının 1980’den bu yana seçiliyor. bozulmakta olduğuna ilişkin bir araştırma Brüksel yeni yıla Grand Place’da havai yayımlandı. Koca araştırma iki satırlık fişek gösterisi ile büyük bir etkinlikle haberlerle geçiştirildi. Ne de olsa önemli girecek. 2012 yılının Belçika için olan çarşı. Bize de Noel hediyesi sosyalist başbakanlı bir koalisyon Paris’ten geldi. hükümeti tarafından sağcı politikaların Karikatürü andıran Sarkozy’nin, Fransa uygulandığı bir kemer sıkma parlamentosunun yüzde 10’unu bile yılı olacağı kesin. bulmayan tetikçileri ifade özgürlüğüne Bankalar, spekülatörler ve ibretlik bir satır attı. Hem de demokrasi derecelendirme büroları tarafından adına. Cezayir kökenli Valerie Boyer çıkartılan krizin faturasını ödemek her yasayı “Unutmak demokrasinin en zaman olduğu gibi dar gelirliye ve büyük ayıbıdır” diye savundu. Ama çalışanlara düşecek! 2012 başından aynı kadın Cezayir olaylarını itibaren Noel pazarı yerini “Ortak hatırlamıyor. Bayılıyorum bu Pazar” kaygılarına bırakacak! demokrasiye. İnsanlık tarihinin en büyük Eşim “Şarabını iç, yoksa soğuyacak!” buluşu. Ne elektrik, ne buhar makinesi, diye uyarınca daldığımı fark ettim. ne penisilin. En büyük buluş demokrasi. Böylece içtiğim sıcak şarap sayısı ile Zavallı Sokrat. “Nereden buldum ben geleceğe olumlu bakma arasında doğru bunu” diye kafasını duvarlara vurmuştu. orantılı bir ilişki olduğunu Brüksel Noel O günden bu yana insanlar kandırılıyor Pazarı’nda keşfetmiş oldum. ve kandırılanlar kendilerini kandıranları Hem ortam daha bir güzel hem de desteklemek için seferber oluyor. Belçika’nın geleceği daha bir parlak Var mı böyle başka bir buluş. görünmeye başladı. Hey garson, bir Bayılıyorum şu demokrasiye. sıcak şarap daha lütfen! Ö Avrupa’nın en orijinal Noel pazarı! zencefil, tarçın, karanfil gibi oel ağaçları ve ışıklandırması ile baharatların katılımıyla yapılan sıcak süslenen Avrupa’nın diğer şarap Noel pazarında geçici de olsa kentlerini olduğu gibi Brüksel’i de kasım ayı sonundan itibaren geneksel Belçika biralarını gölgede bırakıyor. Belçika biralarının yanında tatlılardan ve güzel kokulu içki ve Pèket/jenever gibi yerel cin/likör türleri şaraplardan kaynaklanan “Noel de tadılmayı bekliyor. Atmosfer, Kokusu” kapladı. İngiliz Tur korolar, geçit törenleri, sokak sanatçı operatörlerinin Avrupa’nın en orijinal grupları, orkestra ve konserler ile Noel pazarı seçtiği Brüksel Noel Pazarı renklenirken kentin tarihi merkezi bu yıl 25 Kasım’da başladı ve 1 Ocak Grand Place’da müzik eşliğinde 2012 tarihinde sona erecek. gerçekleştirilen ışık gösterileri Grand Place ile Place Sainteher yıl daha fazla ilgi Catherine Meydanı BRÜKSEL uyandırıyor. Uyum, gizem ve arasındaki 2 kilometrelik büyüleyici bir deneyim için alanda yüzlerce tezgâh ve hafta sonları kent merkezinde ahşap dağ evi şeklindeki olmak yetiyor. Işık, müzik, stand, teraslar, ışıklandırılmış dansçılar ve akrobatlar, şiirsel kocaman bir dönme dolap, bir koreografi sergiliyorlar. atlıkarınca, kızak pisti ve buz ERDİNÇ UTKU Grand Place’a yerleştirilen dev pateni pisti Brüksel’in Noel ağacı ise artık etkinliğin göbeğinde bir panayır havası ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bu estiriyor. yılın konuk ülkesi Yunanistan. Noel süslemeleri, hediyelik eşyalar, el Bu ülkeye ayrılan 8 stantta, Yunan el yapımı oyuncaklar ve Noel sezonu sanatları, kültürsanatı ve yiyecektatları bu havayı pekiştiriyor. Buharda içecekleri tanıtılıyor. pişirilmiş salyangoz, istiridye, zencefilli Noel Pazarı’nda bulunan buz canavarı, çörek, orman mantarı, pamuk şekeri, aslında 40 metre uzunluğundaki bir buz şekerle kavrulmuş badem, fıstık, krep, dinazoru ve büyük küçük herkesi wafel/gofret, speculaas, sosis, kızarmış yutuyor. Noel pazarı ise krizmiriz patates, kestane ve her türlü tatlı, demeden cüzdanınızda ne varsa mideye çikolatalı ve şekerli yiyecek soğuk götürüyor. havalarda içinizi ısıtmaya yetmezse Hele yanınızda çocuklarınız varsa, imdadınıza sıcak şarap yetişiyor. onlara hayır demek mümkün olmuyor! Şaraba çesitli meyve aromaları ve N
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle