19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ARALIK 2011 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çarkın 3. kez savcıya ifade verdi. Çarkın’ın avukatı Tarık Ümit’in mezar yeri için mahkemeye başvurdu 7 Keşif için izin istendi Kürkçü: Devlet öldürdü Şehit eşi: Aklım almadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesine yönelik kurulan alt komisyon, Şehit Binbaşı Bülent Yavuz’un eşi Hülya Yavuz’u dinledi. CHP’li Hüseyin Aygün ve BDP’li Ertuğrul Kürkçü, Bülent Yavuz’un devlet tarafından öldürülmüş olabileceğini söyleyince, Hülya Yavuz, “Benim aklım almadı” sözleriyle itiraz etti. Yavuz, “Bakıyorum milletvekillerin terörist cenazelerine gidiyorlar gerine gerine” diye sitem etti. Kürkçü “Bunları dinlemek zorunda değiliz” dedi. Kürkçü’nün, JİTEM itirafçısı Ulaş Özer’in, “Telsizden destek istiyorlardı. Talimatla sesler gelmesin telsizleri kapattık” ifadeleriyle ilgili görüşlerini sorması üzerine de Yavuz, “Bu şahsın verdiği bilgilerin doğruları yansıtmadığını düşünüyorum. Hangi asker askeri öldürür?” dedi. ALİCAN ULUDAĞ Ne Olacak Bu CHP’nin Hali? Önceki gün, bir Meclis araştırma komisyonunun çağrısına uymak için Ankara’ya gittim. Uçakta, çocukluğundan tanıdığım CHP’li bir parlamenter ile koltuk komşuluğu yaptık. O kırkbeş dakikalık yolculuk sürecinde, bana partisinin üst yönetiminden, özellikle de genel başkanından şikâyetlerini sıraladı. Bir siyasal partinin çoksesli olması, AKP’de olduğu gibi “neylerse lider eyler” korosunun sahne almaması elbette istenilen bir şeydir. Ancak, hizip çekişmelerini vazgeçilmez bir ilke olarak görüp ülkenin sosyal demokrat partisine ne getirisi olduğunun da hesabını yapmak koşulu ile. Kurultay tartışmaları yerine, yurttaşın sorunlarına el koyup, çözüm seçeneklerini anlatmak koşuluyla. Genç milletvekilinin, Baykal’ın yerine Kılıçdaroğlu’nun gelmesini sağlayan süreçte aktif çalışmalar yapan ekipte olduğunu da biliyordum. Liderin dar kadroculuk yaptığını ileri süren bir dizi eleştirisini dinleyerek 45 dakikalık yolculuğu tamamlamış olduk. Doğrusunu söyleyeyim: Ana muhalefet genel başkanı ile, bu seyahat sürecinde bir araya gelmeyi düşünmemiştim. Ama o CHP’li parlamenterin böylesine kötümserlik sergilemiş olmasının neden olduğu çağrışımla başkente gelmişken Sayın CHP Genel Başkanı’nı da ziyaret ederek hem çok gecikmiş olan bir kutlama görevini yerine getirmiş olmak, hem de 12 Eylül darbesi öncesinde üst yöneticileri arasında görev aldığım CHP’de neler olup bittiğini bir de kendisinden dinlemek istedim. Kendisine özgü nezaketi ile MYK toplantısının gündemde olmasına karşın zaman ayırdı. O nedenle de söyleşi sürecimizi olabildiğince kısa tutmaya özen gösterdim Kılıçdaroğlu, başkentteki masasında oturmaktan daha çok, partisinin örgütünü dinlemek, halkın nabzını tutmak amacıyla dolaşmaktan yana olduğunu söylüyor. CHP ile iktidar partisi arasındaki makası kapatmanın yöntemi olarak tanımladığı bu strateji için il ve ilçe örgütlerinin mahalle birimlerini canlı tutmaları gerektiğinin altını çiziyor. 23 Aralık’ta, devrim şehidi Asteğmen Kubilay adına düzenlenen törenlere katılmak amacıyla Menemen’e gideceğini, bütçe görüşmelerinin ardından da yine ülkeyi harmanlamaya başlayacağını anlatıyor. “Tek istediğim, CHP’li parlamenterlerimizin ve örgütümüzün mahalle birimleri ile yakından ilgilenerek yurttaşlara kendimizi tanıtmaları ve ülke sorunlarını anlatmalarıdır” diyor. CHP Genel Başkanı’na, bu tür isteklerine parti grubunda ve örgütte ne ölçüde uyulmakta olduğunu sormadım. Ama benimle uçak yolculuğu yapan genç parlamenter dostumun, bir dönem genel başkanlıktan ayrılması için bayrak açtığı Deniz Baykal’dan aldığı davete uyarak eski lideri ile görüşeceğini de biliyordum. Siyasal partilerde çokseslilik, demokrat olmanın alfabesidir. Giderek tek adam partisi olma yolunda koşar adım atan AKP’yi, bu açıdan ne kadar beğenmezsek, CHP’yi de, hizip çekişmelerini vazgeçilmez olarak alışkanlık haline getirenleri de o ölçüde eleştirmeliyiz. CHP’nin oylarını yükseltmesini bekleyenler... Siz de “Ne olacak bu partinin hali” demez misiniz? Kara propaganda yapmadım Emekli Albay Özüer: HATİCE TUNCER Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi’nde askeri müdahaleye zemin hazırlamak, hükümeti zora sokmak amacıyla kurulduğu iddia edilen internet sitelerinde kara propaganda yapıldığı iddialarına ilişkin “İnternet Andıcı” davasına devam edildi. Savunmasını yapan tutuklu sanık emekli Albay Sedat Özüer “Vatanını seven bir insan olarak bu iddiaları hakaret sayarım” diye konuştu. Özüer, İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesinin basında yer almasından bir hafta sonra firari sanık Tümgeneral Mustafa Bakıcı’nın “fişi çekin” emri üzerine 19 Haziran 2009 saat 23.59’da Andıç uyarınca hazırlanmakta olan sitelerin kapatıldığını söyledi. Özüer, “Pkkgerçeği.com” adlı siteyi yönettiğini anlatarak “Sitede hükümet aleyhine kara propaganda yapmadık. Sitede Başbakan, Cumhurbaşkanı ve diğer siyasilerin PKK’yi eleştiren açıklamalarını da paylaştık” dedi. Sedat Özüer, Dursun Çiçek’in ıslak imzasının bulunduğu iddia edilen “İrtica ile Mücadale Eylem Planı”nın Taraf gazetesinde yayımlandığı 12 Haziran 2009 günü Bilgi Destek Dairesi’ne sabah 07.45 sıralarında gittiğini ve 2 subayın bu konuda kendisini bilgilendirdiğini anlattı. 12 Haziran sabahı bilgisayarların açılmaması emrini verdiğini söyleyen Özüer, “Saat 10.00 sıralarında askeri savcılıktan bir subay ve bir astsubay geldi. Çiçek’in görev yaptığı şubedeki 14 bilgisayarı aldılar. Ben de hazirun olarak bulundum” dedi. Özüer, evrak kırpma işleminin yapıldığı, personelin geç saatte mesaiye çağrıldığı 19 Haziran 2009 akşamına ilişkin şunları anlattı: “Daire Başkanvekili Mustafa Bakıcı’nın ‘Arşiv yönergesine göre işlem yapılsın. Ben de denetlemeye geleceğim’ emri üzerine işleme başlandı. Emir Harekât Başkanı’ndan gelmiş. Personeli çağırdık. Arşive kaldırılması gerekenleri, işlemi bitenleri tutanak altına aldık. Gazete kupürleri, lazım olur diye sakladıklarımızı imha ettik. ‘Evrak imha edildi’ deniliyor ama bir yıl sonra bende 11 bin 765 sayfa evrak çıktı.” Pekgüzel’in “12 Haziran’da Eylem Planı yayımlanmış, askeri savcılık soruşturma açmış. Böyle bir zamanda niye bu işlem gece yapıldı” sorusu üzerine Özüer, “Biz de aramızda keşke hafta içi gündüz saatlerinde yapsaydık diye konuştuk. Bu da Bakıcı’nın tezcanlılığı” dedi. 2 Şubat 2009’da Taraf’taki haber üzerine 4 Şubat’ta internet sitelerinin kapatıldığını anlatan Özüer, “İnternet Andıcı için hazırlık yapılması istendi. Emri Harekât Başkanı Mehmet Ersöz, Bilgi Destek Dairesi Başkanvekili Mustafa Bakıcı’ya vermiş” diye konuştu. İnternet Andıcı’nın Genelkurmay Başkanı’na arz edilmek üzere anlamına gelen “Komutana arz” başlığıyla ve Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız’ın imzasıyla 2 Nisan’da Bilgi Destek şubelerine dağıtıldığını anlatan Özüer “Dursun Çiçek Albay ‘hazırlık yapalım’ dedi. Sayfa düzeni, şube müdürlerinin kredi kartlarıyla alan adı alınması gibi hazırlıklar yapıldı” dedi. Pekgüzel’in “Siteler ne zaman kimin emriyle kapatıldı” sorusu üzerine Özüer, “Siteler zaten yayında değildi. İçeride açık ama kullanıma kapalıydı. Mustafa Bakıcı ‘fişi çekin’ dedi. 19 Haziran 2009, 23.59’da proje subayı Murat Yüzbaşı (Uslukılıç) fişi çekti” diye konuştu. Savcı Pekgüzel, Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’e çapraz sorgusunda “TSK içerisinde Ergenekon adıyla bir yapılanma olduğu iddialarını” ilk kez ne zaman duyduğunu sordu. Pekin “Soruşturma başladıktan sonra duydum... Ama TSK içinde böyle bir yapılanma olduğuna ihtimal vermedim. Hafızamda yer etmedi. Bunlar James Bond filmlerinde olabilecek şeyler” diye konuştu. Pekgüzel “MİT’in Genelkurmay’a gönderdiği Mart 2007’de İşçi Partisi’nin TSK içinde karargâhevleri adıyla faaliyetleri olduğuna ilişkin bilgi notundan haberiniz var mı” diye sordu. Haberinin olduğunu söyleyen Pekin “Genelkurmay, Hava Kuvvetleri’ne soruşturma açılması emri gönderdi. Üzerinde dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı’nın parafı olan nüsha daha sonra İzmir’de İşçi Partisi’de bulundu” diye konuştu. ANKARA 3 Mart 1995’te kaçırılan MİT elemanı Tarık Ümit’in infaz edildiğini ve cesedin gömüldüğü yeri gösterebileceğini açıklayan eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın, dün faili meçhul cinayetler soruşturmasını yürüten savcıya 3. kez ifade verdi. Çarkın’ın avukatı da ifadenin ardından mahkemeye başvurarak Tarık Ümit’in gömüldüğü yerde keşif yapılması için izin istedi. Mahkeme onay verirse Çarkın’ın göstereceği yerde kazı yapılacak. Soruşturmayı yürüten özel yetkili savcılar Hakan Yüksel ve Mehmet Özgür’ün talimatı üzerine, Ayhan Çarkın ile eski özel harekât polisi Ercan Ersoy, dün tutuklu bulundukları cezaevinden Ankara Adliyesi’ne getirildi. Ersoy, yaklaşık bir saat kaldığı adliyede soruları yanıtsız bıraktı. Çarkın ise yaklaşık 1.5 saat ifade verdi. İfade öncesi ve sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çarkın, “Süreci takip etmeye devam edin. Adalete güvenin. Karanlıklar aydınlanacak” dedi. Çarkın, “Soruşturma büyük başlara uzanacak mı” sorusuna “inşallah” karşılığını verdi. Bir soru üzerine herhangi bir tehdit almadığını dile getiren Çarkın, İbrahim Şahin ve 6 özel timcinin tahliyesi konusunda “Adalete biz karışamayız. Ben üzerime düşeni yapacağım” dedi. Edinilen bilgiye göre, savcı Yüksel, delillerin karartılması ihtimaline karşı Çarkın’a Ümit’in gömüldüğü yeri sormadı. Sadece Taraf’a söylediklerinin doğru olup olmadığı sorusunu yöneltti. Çarkın da doğru olduğunu yineledi. Çarkın’ın avukatı Gülay Koçyiğit de ifadenin ardından Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, Ümit’in gömülü olduğu yerde keşif ve kazı için izin talebinde bulundu. Çarkın ifadesinde, 28 Temmuz 1996’da öldürülen kumarhaneler kralı Ömer Lütfi Topal cinayetine ilişkin de “Bu parasal bir olaydır. Kumarhanelerin ele geçirilmesi için işlenmiştir... 16 yıl önce yapılan faili meçhuller vardı. Biz inanarak yaptık. Meğer bunlar devlet, millet için değilmiş” diye konuştu. Aygün, Çarkın’la görüşecek TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesine yönelik alt komisyon üyesi Hüseyin Aygün pazartesi Ayhan Çarkın’la görüşecek. Ali Deniz ve Baran’a yine tahliye yok Parmak izi incelemesi bir buçuk yıl sonra HİLAL KÖSE Kürt açılımıyla ilgili basın açıklamasına giderken Ümraniye Esenşehir’de 6 Aralık 2009’da gözaltına alınan Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) üyesi üniversite öğrencileri Ali Deniz Kılıç ve Baran Nayır, dünkü oturumda da tahliye edilmedi. Mahkemenin tanık olarak çağırdığı, öğrencileri gözaltına alan ve sahte tutanak düzenledikleri öne sürülen iki polis memuru dünkü oturuma da getirilmedi. Mahkeme, polisleri bulmayan, tutuklu yargılamanın uzamasına neden olan sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. İki polisin zorla getirilmesine karar verildi. Ali Deniz ve Baran, PKK üyesi oldukları ve molotof bulundurdukları iddiasıyla dün 5. kez mahkemeye çıktı. Sahte yakalama tutanağına imza atan polislerin hayatlarına devam ettiklerini, maaşlarını tıkır tıkır aldıklarını ancak mahkemeye ifade verme ye gelmediklerini belirten Kılıç, “Bizim, delil karartma ihtimalimizden söz ediliyor. Ortada bir karartma varsa bunu polisler yaptı” dedi. Öğrencilerin avukatı Ercan Kanar ise şöyle konuştu: “25 aydır, yasa eliyle zulme dönüşen bir tutukluluk var. Polis tutanakları sahte. Üstelik çocukların bu moloflarda parmak izi yok. Polisler duruşmaya gelselerdi soracaktık. Neden parmak izi incelemesini gözaltına aldıklarında yapmadılar? Bu inceleme bir buçuk yıl sonra yapıldı.” Davayı Nisan 2012’ye erteleyen heyet, öğrencileri, “üzerlerine atılı suçun niteliği, olay ve yakalama tutanakları içeriğine göre kuvvetli suç şüphesinin varlığı” gerekçesiyle tahliye etmedi. Ali Deniz Kılıç’ın babası Alaaddin Kılıç, polislerin poşette molotofkokteyli bulduklarını iddia ettiğini söyleyerek bu polislerin yalancı tanıklık yapmaları için iki küçük çocuğa baskı yaptıklarını iddia etti. T.C. BAŞBAKANLIK TOPLU KONUT İDARESİ BAŞKANLIĞI TOKİ Fotoğraf: UĞUR DEMİR Vicdani redde saygı duyun ? İstanbul Haber Servisi Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, hükümeti vicdani ret hakkına saygı duymaya çağırdı. Af Örgütü, Türkiye’nin, Avrupa Konseyi’nde düzenlenen Bakanlar Komitesi’nin insan hakları toplantısında, vicdani retçilerin haklarına dair 2006’da verilen AİHM kararını uygulama konusunda başarısız olduğuna dikkat çekti. KİRA ÖDEMEK YERİNE, KENDİ EVİNİZİN TAKSİTLERİNİ ÖDEYİN! ALT GELİR GRUBU PROJESİ KAPSAMINDA: 1 terörist öldürüldü ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır Kurşunlu Dağı’nda 10 12 kişilik terörist grup kıstırılırken çıkan çatışmada 1 terörist daha öldürüldü. Bölgede kaçan diğer PKK’lileri etkisiz hale getirmek için hava destekli operasyonların devam ettiği bildirildi. Terör örgütü PKK’nin Irak’ın kuzeyindeki kamplardan kaçan biri kadın 10 terörist, Şırnak’ın Silopi ilçesi yakınlarında güvenlik güçlerine teslim oldu. DİYARBAKIR ERGANİ 2. ETAP’TA 64 ADET KONUT SATIŞA SUNULUYOR En Düşük Konut Fiyatı 55.635,TL. En Yüksek Konut Fiyatı 60.368,TL. Bursa’da tehlikeli gerginlik ? BURSA (Cumhuriyet) Bursa’da ağırlıklı olarak üniversite öğrencilerinin yaşadığı Nilüfer ilçesine bağlı Görükle’de karşıt görüşlü öğrenciler arasında kavga çıktı. Kavgada iki öğrenci sırtından satırla, bir öğrenci de darp sonucu yaralandı. Arkadaşlarının yaralandığını duyan 150 kadar öğrenci bozkurt işareti yaparak Görükle’de yürüyüş yapıp slogan attı. Sol görüşlü üniversite öğrencilerinin konakladığı bazı yurtlara saldırı girişimi polis ve jandarma tarafından engellendi. % 12 peşinat ve 180 ay vade 271,TL. 295,TL. arası aylık taksitlerle (İlk taksit ödemesi, konut teslim tarihini takip eden ay başlayacaktır) ‘Bunlar Bond filmlerinde olabilir’ Takside bomba bulundu ? İstanbul Haber Servisi Sultanbeyli’de polis ekipleri, şüpheli gördükleri bir taksiyi durdurdu. Taksideki aramada, arka koltukta el yapımı, boru tipi, parça tesirli bomba bulundu. Gözaltına alınan şoför, emniyette ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılırken 3 kişi tutuklandı. 09/01/2012 27/01/2012 tarihleri arasında T. Halk Bankası A.Ş. Ergani Şubesi’ne başvuru yapmanız yeterlidir. Detaylı Bilgi için : www.toki.gov.tr’yi ziyaret edebilirsiniz. İrtibat Telefonu: 0 (312) 565 20 65 Not: Proje, konut büyüklükleri ve mahal listelerinde bir çelişki olduğu takdirde, uygulama projesi ve sözleşmedeki bilgiler esastır. (Basın: 78197) Adli Tıp’tan boş kutu gönderdiler ? ANTALYA (AA) Alanya’da 30 haftalık hamile olan 17 yaşındaki A.A, 18 Şubat’ta bir hastanede ölü doğum yaptı. Savcılık talimatıyla cenaze, DNA testi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Ancak daha sonra mühürlü kutu içerisinde Alanya’daki aileye gönderilen ve içerisinde bebek cesedi bulunması gereken kutu boş çıktı. Savcılık olayla ilgili araştırma başlattı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle