Katalog

SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2011 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Yedi kentte düzenlenen eşzamanlı operasyonda çoğunluğu gazeteci 50’den fazla kişi gözaltına alındı KCK’de basın dalgası ALİ AÇAR/MAHMUT ORAL İsyanların Diyalektiği Kuzey Afrika ülkelerindeki isyanı, ayaklanmaları anlamakta zorlandığımız bir gerçek. Bunun en önemli nedeni de herhalde gelişmeleri belirleyen farklı faktörleri analiz etmeye çalışmak yerine, tek bir nedene bağlama kolaycılığı olsa gerektir. Bu kolay yollardan birisi, olup bitenleri gerçeklerden birine, Batı’nın bu bölge, genel olarak Ortadoğu üzerindeki niyetlerine bağlamak, tüm diğer öğeleri bir yana bırakmaktır. Bu kolaycılıktan kendimizi kurtarabilmek için bölgeyle ilgili okumalar yapmak, bu konuda kafa yormuş yazarlara, bilimcilere başvurmak iyi olacaktı. 2008’de Türkiye’nin entelektüel dünyasında şöyle bir hatırlanıp sonra herhalde fazla magazinel bulunmadığı için unutulan Samir Amin’in yeniden okunmaya başlanması bu açıdan ilaç gibi gelmiştir. Bütün yorumculara, özellikle de gazetelerin kendilerini Batı haber ajanslarına sıkı sıkı bağlamış dış habercilerine tavsiye edilir. Samir Amin’in Monthly Review’de çıkan makalesini aktaran Emre Kongar Hoca’ya bu nedenle teşekkür borçluyuz. Korkut Boratav Hoca da Samir Amin’in yine aynı derginin Ocak 2008’de yayımlanan “Siyasal İslam ve Emperyalizm” başlıklı bir yazısını sıcağı sıcağına aktararak konunun Türkiye açısından önemine dikkat çekmiş ve tartışmaya açmıştı. Tartışıldığını hatırlamıyorum. ??? Samir Amin 2008’de ekonomik krizin nedenlerini irdelerken durumun finans ve para piyasalarındaki deregülasyonun doğrudan bir sonucu olduğunu söylüyordu. Ortaya çıkan krize çözüm olarak da finans sistemine hâkim olan oligopollerin yeni çözümler aramadıklarını, yalnızca kriz öncesine dönebilmeyi amaçladıklarını vurguluyordu. Kimilerinin sandığı gibi Keynezyen yöntemlerin falan arandığı yoktu. Krizin sahipleri için çözüm, makineyi yeniden işler hale getirmek, bunun için gereken likiditeyi sağlamak ve bunu işsizlikle, resesyonla, reel gelirlerin düşürülmesiyle, emeklilik maaşlarının azaltılmasıyla karşılayabilmekti. Amin, Batı’nın ya da daha açık bir ifadeyle emperyalizmin özellikle enerji kaynaklarını denetimine alma çabasını da buna bağlıyor ve askeri yöntemlerden kimilerinin sandığı gibi Obama’yla vazgeçmeyeceğinin altını çiziyordu. Vazgeçmemişlerdir. ??? Ama kimi zaman el attığınız alan tehlikelerle, sürprizlerle dolu olabiliyor. Petrol ararken, sonucu sizin için de pek hayırlı olmayabilecek isyanlarla karşılaşabiliyorsunuz. Her zaman Libya düşmüyor, diktatörlerden bıkmış isyancılar sizin bulduğunuz askeri çözümleri beğenmeyebiliyorlar. Samir Amin’in ülkesi Mısır’da olduğu gibi. Yine de emperyalistler strateji ve taktik bakımından oldukça zengin bir kataloğa sahiptirler, genç isyancılar ise şimdilik karmaşık, örgütsüz ve isyanı emperyalistler adına bastırmaya ve iktidar olmaya aday, Batı kültürüyle savaşan ama kapitalizmle savaşmayan İslamcılarla kuşatılmış görünüyorlar. ??? Samir Amin, Mısır halkının uzun bir uykudan sonra yeni bir devrim dalgasının içinde olduğunu söylüyor, uluslararası durumu, yerel koşulları gerektiği gibi kavrayabilen bir hareketin ilerleme yolunu açabileceğini umuyor. Emperyalistlerin kaybetmemek için bölgeyi ateşe atmaktan çekinmeyeceklerini Irak’ta gördük. Onların, Mısır’da da öteki Arap ülkelerinde, bu arada Türkiye’de de güçlü ve iktidar sahibi müttefikleri var. İsyancıların ise hiçbir şeyleri yok. Ama belki de hiçbir şeyi olmamak iyi bir şeydir. ‘Haber alma hakkına gasp’ KCK operasyonları kapsamında gazetecilerin gözaltına alınması, gazeteciler, meslek odaları ve demokratik kitle örgütleri tarafından protesto edildi. Taksim Meydanı’nda bir araya gelen gazeteciler, sloganlar eşliğinde Galatasaray Meydanı’na yürüdü. Burada basın açıklamasını okuyan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Sekreteri Alper Turgut, muhalif basının susturulmak istendiğini belirterek, “Bu şekilde haber alma hakkımız da gasp edilmektedir” dedi. GÖP kınadı Dönem başkanlığını TGC’nin yaptığı Gazetecilere Özgürlük Platformu, muhalif olan her gazetecinin “Terör örgütü üyeliği ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” iddiasıyla gözaltına alınmasını kınadığını açıkladı. Yapılan açıklamada özetle şunlar kaydedildi: “Türkiye basın ve düşünce özgürlüğü açısından çağdaş demokrasilerde rastlanmayan bir sindirme dönemine girdi. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını, TMK ve TCK’deki basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddelerin değiştirilmesini ve tüm meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz.” İSTANBUL/ DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin kent yapılanması olduğu belirtilen KCK operasyonları kapsamında dün gerçekleştirilen son dalga, basını vurdu. 7 kentte düzenlenen eşzamanlı operasyonda aralarında uluslararası Fransız Ajansı AFP, Dicle Haber Ajansı (DİHA), Etkin Haber Ajansı (ETHA), Özgür Gündem, Birgün ve Vatan gazetelerinden çoğunluğu muhabir 50’den fazla kişi gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından KCK’ye yönelik sürdürülen soruşturma kapsamında dün sabah saatlerinde İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla başta İstanbul olmak üzere Mersin, Diyarbakır, Van, Şırnak, Ankara, Şanlıurfa ve İzmir’de Özgür Gündem Gazetesi ve Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) büroları, Etik Ajans ve Gün Matbaası ile BDP’li yöneticilerin evlerinin de bulunduğu çok sayıda adrese eşzamanlı operasyon düzenlendi. DİHA’nın Diyarbakır’daki merkez bürosundaki aramalar nedeniyle gazeteciler içeriye giremedi. DİHA uzun süre haber geçemedi. Van’daki baskın ise haber çalışmalarının yapıldığı çadıra yönelik oldu. DİHA’nın Ankara bürosunda da dün sabah erken saatlerde arama başlatıldı. BDP’li milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Sakık, Sabahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder ve Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol gazetecilere destek vermek için DİHA bürosuna geldi. Söz konusu adreslerde yapılan aramalarda çok sayıda haber kupürü, CD ve bilgisayarların harddisklerine el konuldu. Operasyonda çok sayıda gazeteci ile BDP’li yönetici gözaltına alındı. İstanbul’da gözaltına alınanlar sorgulanmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Diğer illerdekilerin de İstanbul’a getirileceği belirtildi. Kaplan: Sivil darbe ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, KCK operasyonlarıyla gazetecilerin gözaltına alınmasını “sivil darbe” olarak nitelendirdi. Kaplan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında,“Tansu Çiller’in 1994’te yarım bıraktığı işi, Kürt basınını susturma planını bugün AKP sonuçlandırmaya çalışmaktadır. Bugün yapılan operasyonların 1994’teki saldırılarla hiçbir farkı yoktur” dedi. Kaplan “Bu tutuklamalar; AKP hükümetinin otoritermilliyetçibaskıcıtekçi bir zihniyetle Türkiye’yi yeniden dizayn etme projesinin bir parçasıdır” diye konuştu. Fotoğraflar: VEDAT ARIK Gözaltındaki gazeteciler DİHA İmtiyaz Sahibi Zuhal Tekiner, DİHA Haber Müdürü Ramazan Tekgöz, DİHA Yazıişleri Müdürü Fatma Koçak, DİHA Diyarbakır muhabiri Mazlum Özdemir, DİHA muhabiri Evrim Kepenek, DİHA Ankara muhabiri Kenan Kırkaya, DİHA Şanlıurfa muhabiri Sadık Topaloğlu, DİHA Diyarbakır Kürtçe servisi editörü editörü Semiha Alankuş, DİHA İstanbul editörleri Ömer Çelik ve Çağdaş Kaplan, DİHA İstanbul İngilizce servisi editörü Güneş Ünsal, ETHA editörü Arzu Demir, Birgün gazetesi muhabiri Zeynep Kuray, Özgür Halk ve Demokratik Modernite Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Nahide Ermiş, Demokratik Modernite çalışanı Berhvedan Yaruk, ETİK Ajans Müdürü Davut Uçar, gazeteciler Hüseyin Deniz, İsmail Yıldız, Sevinç Tuncelili, Dilek Demirel, Çiğdem Aslan, Cihan Albay, Vatan gazetesi muhabiri Çağdaş Ulus, AFP foto muhabiri Mustafa Özer, Gün Matbaası çalışanı Hamza Sümeli, Fırat Dağıtım çalışanları Ertuş Bozkurt ve Şeref Sümeli. ÖDP Genel Başkanı Taş: Devlet terörü Operasyona tepki amacıyla dün öğle saatlerinde bir grup, Taksim’de bulunan Özgür Gündem gazetesinin önüne gelerek destek açıklaması yaptı. Eylemde, “Dün bomba, bugün kelepçe. Özgür basın susturulamaz” pankartı açıldı. Özgür Gündem ve DİHA çalışanı gazeteciler de operasyonlara tepki amacıyla fotoğraf makinesi ve kameralarını gazete binasının önüne bıraktı. Burada grup adına açıklamayı okuyan Derya Okatan “AKP hükümeti, Türkiye cezaevlerinde tutuklu bulunan 66 gazeteci ile yetinmemiş olacak ki, bugün de (dün) 25’i aşkın arkadaşımızın gözaltına alınması emrini verdi. Şimdi, tutuklu gazetecilerin sayısı 80’lere 90’lara ulaşacak. Bu mudur ileri demokrasi? Bu mudur özgürlük, basın özgürlüğü” dedi. Özgür Gündem gazetesi önünde yapılan eylemde konuşan ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ise sözün bittiği bir nokta olduğu ve düşünceye yönelik, haber alma hakkına yönelik bir devlet terörü uygulandığını söyledi. DİSK Başkanvekili Tayfur Görgün de “AKP polis fezlekesi ve yandaş yargısı ile özgür basını susturmaya çalışıyor” diye konuştu. BDP MYK üyesi Filiz Koçali de gözaltına alınacakların listesinin adliyedeki savcıdan hademesine kadar bilindiğini öne sürdü. 29 kişi tutuklandı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) BDP’li belediyelere yönelik geçen hafta düzenlenen imar izinleri ve ruhsat işlemlerinden rüşvet alınması ve terör örgütüne aktarılmasıyla ilgili soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan 54 kişiden 15’i, Siirt’in Kurtalan ilçesinde ise terör örgütü PKK’nin kent yapılanması KCK’ye yönelik operasyonda 19 kişiden 14’ü tutuklandı. Tanilli’nin kitabı hakkında yasak kararı olmamasına karşın cezaevine sokulmadı Uygarlık Tarihi’ne yasak ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Geçen ay yitirdiğimiz gazetemiz yazarı Prof. Dr. Server Tanilli’nin hiçbir mahkeme kararı olmamasına karşın “Uygarlık Tarihi” adlı kitabının “sakıncalı” bulunarak cezaevindeki tutuklu ve hükümlülere verilmediği ortaya çıktı. Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi Cezaevleri ve İnfaz İzleme Komisyonu 2011 raporunda, tutuklu ve hükümlülerin dışarıda rahatlıkla ulaşılabilen kitaplara erişemedikleri bilgisine yer verildi. Raporda, “Basın savcılıklarınca tedbir altına alınmamış, hâkimlik kararı ile yasaklama veya toplatma kararı verilmemiş her türlü süreli yayın ve kitap cezaevi idareleri tarafından keyfi olarak sınırlandırılmaktadır, günlük gazeteler için dahi fiili yasak ve engellemeler getirildiği gözlenmiştir. ‘Faşizme Karşı Birleşik Cephe Dimitrov’, ‘Komünist Manifesto’, ‘Mao Seçme Eserler’, ‘Server Tanilli Uygarlık Tarihi’ gibi bazı kitaplar 1970’li yılların toplatma kararları gerekçe gösterilerek verilmemekte yine Ece Temelkuran’ın ‘Ne Anlatayım Ben Sana’, ÇHD tarafından basılan ‘Hayata Dönüş OperasyonuKoğuştan Hücrelere’ isimli kitaplarsa haklarında hiçbir toplatma kararı bulunmamasına karşılık ‘sakıncalı’ bulunarak tutuklu ve hükümlülere verilmemiştir” denildi. Raporda, F tipi cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin çözüm önerileri yer aldı. Öneriler arasında tecrit modeline son verilmesi, hasta tutukluların serbest bırakılması, cezaevlerinin demokratik kitle örgütleri tarafından denetlenmesi, işkence ve kötü muamele iddialarına yönelik etkin soruşturma yapılması sıralandı. Fotoğraf: MEHMET KEMAN/AA Ağbaba’nın parlamentoda düzenlediği basın toplantısına Canan’ın akrabaları da katıldı. Cevap ve Düzeltme Yurt Haberleri Servisi Tokat’ın Turhal ilçesindeki Küçük Sanayi Sitesi Camisi’nde geçen cuma günü görev yapan imamın Alevileri “Hz. Ali’nin yolundan gitmemekle, ramazanda oruç tutmamakla, cenazelerini camiden değil cemevinden kaldırmakla” suçlaması tepki çekmiş, konuyla ilgili haber gazetemizin 5 Aralık tarihindeki sayısında “Bizi yok sayıyorlar” başlığıyla yayımlanmıştı. Haberde adı geçen imam Emir Demir, o tarihte camide görev yapmadığını, Samsun Aşıkkulu Eğitim Merkezi’nde 6 aylık eğitiminin devam ettiğini açıkladı. Demir “Bu haber tamamen gerçek dışı, Hayal mahsulü bir iftiradır. Gerçekleri yansıtmayan bir haberdir” dedi. Bir açıklama yapan Turhal Müftü Vekili İbrahim Özdemir ise, “Haber ile ilgili bizi Diyanet aradı. Emin Demir’in yerine görev yapan ve o gün hutbe okuyan görevlinin ismini ben size söyleyemem. Olayı gazete haberinden biliyoruz. Cemaatten birkaç kişiyi de çağırıp bilgi istedik. Diyanet’ten bilgi gelecek, verilecek talimata göre hareket edeceğiz” diye konuştu. 30 yıldır hapiste olan Canan’ın üç kuşak yakınları Meclis’te ‘Babamla sinemaya gitmek istiyorum’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP milletvekili Veli Ağbaba, 30 yılı aşkın süredir cezaevinde bulunan Tahir Canan’ın ailesiyle birlikte düzenlediği basın toplantısında “Artık bu insanlık ayıbı, demokrasi utancı, hukuk katliamı son bulsun” çağrısı yaptı. Tahir Canan’ın babasını “hiç dışarıda görmemiş” olan 19 yaşındaki oğlu İmran Canan “Ben artık babamla sinemaya gitmek istiyorum. Parka gitmek yerine cezaevinin avlusunda volta attım, kaydıraktan kaymak yerine ranzadan atladım. Normal aktiviteler yapmak; babamla sinemaya gitmek, özgür hayatta buluşmak istiyorum” dedi. Ağbaba’nın dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısına Canan’ın üç kuşaktan akrabaları da katıldı. Dedesini hiç görmemiş olan 4 yaşındaki Nehir de basın toplantısına katılanlar arasındaydı. Ağbaba, “Canan’ın 12 Eylül cuntacılarının mahkemelerinden çıkan kararlarla neredeyse bütün ömrünü hapiste geçirmesi hangi hukukla, hangi akılla, hangi vicdanla bağdaşır? Tahir Canan’ın 4 çocuğu babasız büyüdü. Şimdi 5 torunu dedesiz büyüyor. Bu insanlık ayıbı değildir de nedir? Canan 2025 yılına kadar 14 yıl daha cezaevinde tutulmak isteniyor. Böyle olursa 45 yıl hapis yatarak ancak 72 yaşında tahliye olabilecek” dedi. Ağbaba, “12 Eylül’le hesaplaşacağını söyleyen AKP’nin Canan’dan özür dilemek yerine ondan yediği yemeğin parasını istediğini” anlattı. Canan’ın eşi Gül Nigar Canan, bütün başvurularına “Yargıya talimat veremeyiz” yanıtı aldıklarını vurgularken, “Biz yargıya talimat verilmesini istemiyoruz. Meclis’in çözüm olmasını istiyoruz” dedi. Torunu Elif Zelal “Sosyal Bilgiler dersinde ‘İnsanın özgürlüğü kısıtlanamaz’ diye bize öğretiliyor. Dedem neden özgür değil” diye sordu. Füze protestosuna 31 gözaltı EDİRNE (Cumhuriyet) Trakya Üniversitesi Edirne Gençlik Derneği, Halk Cephesi ve Liseli DevGenç üyeleri İlhan Koman Parkı’ndaki “Füze Kalkanı Değil Demokratik Lise İstiyoruz” eylemine polis müdahale etti. 31 kişi gözaltına alındı. C MY B C MY B