19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 ARALIK 2011 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Akademisyenlere itibar ve onur çağrısı Öğretim üyeleri dernekleri yayımladıkları ortak bildiride akademisyenleri KHK’yle yapısı değişen TÜBA’da görev almamaya çağırdı. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türkiye’deki öğretim üyeleri dernekleri, ortak bildiriyle akademisyenleri TÜBA’da görev almamaya çağırdı. Akdeniz, Ege, Abant İzzet Baysal ve İstanbul üniversitelerinde örgütlü öğretim elemanları ile Üniversite Konseyleri Derneği ve Tüm Öğretim Elemanları Derneği, 3 Kasım tarihli KHK sonrası TÜBA’da yaşanan gelişmelerle ilgili ortak açıklama yaptı. “TÜBA’nın onur ve itibarını kurtarmak bilim insanlarımızın elindedir” denilen bildiride, “Ülkemizin ilk ve tek bilimler akademisinin yapısında amaçlanan değişim, bilim dünyasının kabul edemeyeceği bir girişimdir. Dünyanın hiçbir ülkesinde atamalarla, gerçek bir bilim akademisi kurulamamıştır. Atamalarla bilim akademileri yaşatılamaz. Ülkemiz bilim insanları bu girişimi boşa çıkarabilir. TÜBA üyelerinin önemli bir kısmı yapılan düzenlemenin anlamını açığa çıkarmış ve atamalarla kurulacak bir akademide yer almayacaklarını belirtip istifa etmişlerdir. Onların bu onurlu ve bilim insanlığına yakışır tutumlarını destekliyoruz” görüşlerine yer verildi. Açıklamada, şu çağrı yapıldı: “Asıl yapılacak olanın oluşturulmaya çalışılan kurumda yer almamak olduğuna yani atanmayı kabul etmemek olduğuna inanıyoruz. Bilim insanlarımızı, ‘Bilimler Akademisi’ adlı bir kurumda atanarak görev almamaya çağırıyoruz. Atanmamak sizin ellerinizdedir. Siz istemeden atanamazsınız. Sizleri, atamayla oluşan bir kurumda yer almayarak ülkemiz bilim dünyasının onurunu ve itibarını korumaya davet ediyoruz. Bilimsel yaşamınız ve bilim, politikacıların dar görüşlü ve hırslı dünyalarına teslim edilemeyecek kadar özgün ve duyarlıdır. Bilim insanlarımızı atanmayı kabul etmeyerek hükümete, yaptığı yanlıştan dönmekten başka şansı olmadığını göstermeye çağırıyoruz.” İnkâr Etmek de Yasak... Eğer kanun teklifi yasalaşırsa Fransa’da, “Ermeni soykırımı yapılmadı” diyenler 1 yıl hapis ve 45 bin Avro para cezasına çarptırılacaklar. Böylece Türkiye, uluslararası bir mahkeme onaylamamasına rağmen “soykırım” suçu işlemiş kabul edilecek. Başbakan, Fransızlara kendi geçmişlerini ve işledikleri suçları hatırlatırken Dışişleri Bakanı da ilişkilerin zedeleneceğini söylüyor. Davutoğlu, “Ben gittiğimde bunu inkâr edersem tutuklanacak mıyım” diye de sormuş. Fransa zaten soykırımı kabul etmiş bir ülke. Gazetelerinde, televizyonlarında bu konudaki haberlerde “soykırım” sözcüğü kullanılıyor ve zaten kamuoyunda bu konuda neredeyse kesin bir kanaat var. Fransızlarla ilgili tarihi gerçekleri açıklamak bir işe yarar mı? Bence hiçbir işe yaramaz. ABD, Fransa, Almanya, İngiltere gibi ülkelerle ilgili tarihe geri gitmeye gerek yok ki... Bugüne bakmak yeter... ??? Bu tür konularda, tarihi gerçeklerden çok sizin onları nasıl anlattığınız ve karşı taraflara nasıl kabul ettirdiğiniz önemli. Türkiye ne Ermeni meselesinde ne de Kıbrıs konusunda kendi tezlerini yıllardan beri kabul ettirebiliyor. ABD de dahil bütün bu ülkeler, bu konuları işlerine geldiği an kullanmaya devam ediyorlar. Türkiye bu konularda uluslararası kamuoyu oluşturmayı asla başaramadı. Bırakın uluslararası kamuoyunu, kendi tezleri konusunda kendi aydınlarını bile ikna edebilmiş değil. Ermeni olaylarıyla ilgili kitap basılamıyor bazı ülkelerde. Basılsa satılamıyor. Bu konuda Türkiye’nin tezlerine yakın belgeler ya da kitaplar yayımlayanların başına neler geldiği de biliniyor. ??? Burnumuzun dibindeki Kıbrıs’ta yaşananlarla ilgili ne yaptık? Orada Rumlar çoğunluk olduğu, yıllar süren bir yok etme politikası izledikleri halde savaştan sonra “mağdur” taraf olup bütün dünyanın desteğini almadılar mı? Üstelik nasıl bir “mağduriyet” ise bugün Rum kesimi, AB üyesi ve dünyanın en zengin toplumlarından biri. Türkiye bu konuda, son dakikada topu kalesinden çıkarma, ticari ilişkileri gündeme getirme gibi taktiklerle yazık ki fazla bir sonuç elde edemez. Bu olsa olsa bazı şeylerin bir süreliğine ertelenmesini sağlar. Bu konularda Türkiye’nin kendi tezlerini yeniden gözden geçirmesi ve en azından bundan sonra ortaya çıkaracağı tezleri zikzaklar çizmeden ve kararlı bir biçimde savunması gerekir. Yoksa uluslararası ilişkilerde tarihi gerçeklerin ortaya çıkarılmasının samimi bir gerekçe olduğuna inanmaya devam ederiz. 25 üniversitedeki 1170 yöneticinin yüzde 82.5’i erkek, 17.5’i kadın Kadına tepede yer yok Güney Kıbrıs’ta, KKTC’nin yönetimindeki bölgeler için de belediye başkanı seçildi FİGEN ATALAY Milliyetçiler REŞAT AKAR yükselişte LEFKOŞA Güney Kıbrıs’ta geçen pazar günü gerçekleşen yerel seçimlerde, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın partisi komünist AKEL oy kaybına uğrarken milliyetçi partilerin yükselişe geçtiği görüldü. Geçmiş seçimlerde yüzde 32 dolayında bir oy potansiyeline sahip olan ana muhalefetteki Rum Seferberlik Partisi (DİSİ) bu kez yüzde 38 oranında oy alarak, en yakın takipçisi AKEL’e yüzde 10 fark attı. DİSİ’nin desteklediği bağımsız aday Konstantinos Yorgacis de yüzde 57 oranında oy alarak Lefkoşa Belediye Başkanı seçildi. Kıbrıslı Türkleri yok etmeyi amaçlayan Akritas Planı’nın elebaşlarından EOKA’cı Polikarpos Yorgacis’in oğlu olan Konstantinos Yorgacis, aşırı sağcı partilerden Demokrat Parti (DİKO) tarafından da desteklendi. Güney Lefkoşa’nın eski belediye başkanı, AKEL adayı Eleni Mavru ise yüzde 37 oranında oy alarak koltuğunu kaybetti. Güney Kıbrıs’ın beş büyük kentinde belediye meclisi üyeliklerinin çoğunluğunu kazanan DİSİ seçimlerin galibi olarak gösterilirken 546 bin 111 kayıtlı seçmenin yaklaşık yüzde 30’unun sandık başına gitmediği belirtildi. Kilisenin etkili olduğu Baf kentinde AKEL ile DİKO’nun desteklediği Savvas Vergas oyların yüzde 49.10’unu alarak yeniden belediye başkanı seçildi. Limasol’da da AKEL, DİKO ve EDEK’in desteklediği Andreas Hristu da oyların yüzde 57.92’sini alarak yeniden belediye başkanlığına seçildi. AKEL, Lefkoşa gibi Larnaka kentindeki belediye başkanlığını da DİSİ’ye kaptırdı. Andreas Luriciatis yüzde 55.41 oranında oy alarak Larnaka Belediye Başkanı seçildi. Üniversitelerin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın yönetim piramidinde kadının adı yok. Çalışanlarının yüzde 60’ını kadınların oluşturduğu eğitim işkolunda, eğitim yönetiminde kadınlar ancak yüzde 6.5 oranında yer alabiliyor. Eski EğitimSen Genel Başkanı Alaattin Dinçer’in yaptığı “MEB’in yönetim birimleri erkeklere teslim” başlıklı araştırdama 2100 kadın ve erkek yönetici incelendi. Araştırma sonuçlarına göre 300 üst düzey yöneticinin yalnızca 45’i kadınlardan oluşuyor. Kadınlara en çok görev verilen genel müdürlükler, Kız Teknik Öğretim ve Yükseköğretim Genel Müdürlüğü. 45 kadın yöneticinin 30’u bu iki genel müdürlük bünyesinde görev yapıyor. Dinçer, “Çalışmada ulaşılan en çarpıcı sonuç ise, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bünyesinde hiçbir kadına görev verilmemiş olmasıdır. Ayrıca ulaşılan bir başka sonuç, kadınlar piramidin tepesine doğru değil, daha çok tabanına doğru özellikle şube müdürü düzeyinde görevlendirilmektedir” diyor. Piramidin tersine Alaattin Dinçer, sonuçları şöyle yorumluyor: “MEB’in merkez ve taşra teşkilatında görev yapan bürokratlar arasında kadınların oranı oldukça düşük. Özellikle merkezden çevreye gidildikçe kadınların yönetim yapısı içinde daha az yer aldıklarını görmekteyiz. Ülkenin eğitim politikaları ve her türlü eğitim projeleri, genel müdürlükler ve Talim Terbiye Kurulu bünyesinde yer alan çalışma birimlerinde ve kurullarında belirlenmektedir. Bu yönüyle bakıldığında; erkek egemen olan yönetsel kadrodan, cinsiyet eşitliğine uygun açılım ortaya koymasını beklemek gerçekçi bir yaklaşım olamaz.” Alaattin Dinçer’in, 25 kamu üniversitesini esas alan “Üniversitelerin yönetsel piramidinde kadınların adı yok” başlıklı çalışması da üniversite yönetimlerinde kadınların yer almasının ne denli güç olduğunu gösteriyor. 25 üniversitedeki erişilen toplam 1170 yöneticinin yüzde 17.5’i kadınlardan yüzde 82.5’i erkeklerden oluşuyor. Kadın akademisyenlerin yönetim piramidinde en az yer aldıkları üniversiteler, Erzurum Atatürk ve Diyarbakır Dicle üniversiteleri. Kadınların yönetimde en çok yer aldıkları üniversiteler ise Boğaziçi, Ankara ve Hacettepe. Kadınlar daha çok enstitülerde, sağlık bilimlerinde ve yardımcı görevlerde yer alıyor. Üniversitelerde zaten az olan kadın yönetici oranı yönetim piramidinin tepesine doğru daha da azalıyor. ‘Van Yüzüncü Yıl’da eğitim başlıyor ? VAN (Cumhuriyet) Van’da 23 Ekim’de meydana gelen 7.2 ve 9 Kasım’da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki iki depremde binaları hasar gören Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde (YYÜ) 26 Aralık’ta eğitime başlanıyor. 4 grup halinde hızlandırılmış eğitimin verileceği üniversitede devam zorunluluğu olmayacak. İlk eğitime başlayacak fakülteler ise tıp fakültesi ve diş hekimliği olacak. Ayrıca öğrenciler yeni açılacak bir link üzerinden interaktif olarak eğitimine devam edip sınavlara hazırlanabilecek. Nisan ayından itibaren de üniversitede normal eğitime geçilecek. YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal konuyla ilgili yaptığı açıklamada, 9 ayrı senatonun bu kararı aldıklarını söyledi. Rektör Prof. Dr. Battal, yoğunlaştırılmış eğitimle geç saatlere kadar eğitim verilerek 9 haftalık açığın kapatılacağını belirtti. Öğretmenlere maaş öğrencilere sıra bile yok Kolejde eğitim skandalı ALİ AÇAR Girne’ye de başkan seçtiler Pazar günkü yerel seçimlerde KKTC yönetiminde olan bazı bölgeler için de belediye başkanlığı seçimleri yapıldı. Glafkos Koriolu “Girne Belediye Başkanı” oldu. Sözde “Maraş Belediye Başkanlığı”na ise tek aday olan Aleksis Galanos yeniden seçildi. Sözde “Lapta Belediye Başkanlığı”nı Neoptolemos Koçabas, sözde “Karava (Alsancak) Belediye Başkanlığı”nı da tek aday olan Yoannis Papayoannu yeniden aldı. eTR Ödülleri sahiplerini buldu Ekonomi Servisi TÜSİAD ve Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) tarafından, AVEA ana sponsorluğundaki 9. “eTürkiye (eTR) Ödülleri” sahiplerini buldu. Kamudan Vatandaşa eHizmetler kategorisinde Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü “Otokontrol 5664” projesiyle; Kamudan İş Dünyasına eHizmetler kategorisinde Türk Standartları Enstitüsü (TSE) “BelgeNET” projesiy le; Kamudan Kamuya eHizmetler kategorisinde ise Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü “Kamu Personel Harcamaları Yönetim Sistemi” projesiyle ödül aldı. Büyük Ölçekli Belediye ödülü, “Koski Mobil İş Takip” projesiyle Konya Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğüne (KOSKI); Orta Ölçekli Belediye ödülü “Fatih Mobil” projesiyle Fatih Belediyesine; Küçük Ölçekli Belediye ödülü “Karasu Akıllı Kent” projesiyle Karasu Belediyesi’ne verildi. “Küçük Kazanımlar” projesiyle Küçükçekmece Belediyesi’ne ve “Yeni Kart” projesiyle Yeni Mahalle Belediyesi’ne TÜSİADTBV eTR Yürütme Kurulu tarafından Özel Ödül verildi. Kaski Spor ile Maccabi Bnot maçı ACI KAYBIMIZ Üniversitemiz FenEdebiyat Fakültesi Eski Dekanlarından Emekli Öğretim Üyesi ACI KAYBIMIZ Sevgili Eşim, Biricik Babamız ATATÜRK Sevdalısı E. Yarbay NUH İsrail’e karşı ırkçı slogana dava KAYSERİ (Cumhuriyet) Kayseri’de geçen ay Kaski Spor ile İsrail’in Maccabi Bnot ekibi arasında oynanan karşılaşma sırasında ırkçı slogan atan 30 kişi hakkında İsrail’e hakaret ettikleri gerekçesiyle yürütülen soruşturma tamamlandı. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede şüphelilerin “Din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet veya mezhep farkı gözeterek hakaret” suçlarını işledikleri vurgulandı. İddianamede 30 şüphelinin, Eurocup kadınlar basketbol müsabakası sırasında toplu olarak Filistin bayrakları açtıkları ve hep birlikte “kahrolsun İsrail” şeklinde slogan attıkları belirtildi. İddianame Kayseri 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Yeni yasa kapsamında yargılanacak şüphelilerle ilgili davanın ilk duruşması 27 Ocak 2012’de. Prof. Dr. Hasan Asaf GÜNHAN Sayın 17 Aralık 2011 Cumartesi günü vefat etmiştir. Cenazesi 20 Aralık 2011 Salı günü Üniversitemiz Taşkışla Binası’nda saat 10.00’da yapılacak törenden sonra Şişli Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Kilyos Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve İTÜ Camiasına başsağılı dileriz. İTÜ REKTÖRLÜĞÜ MEHMET SİN Eşi NURSEN, Kızları BETÜL ve AYTÜL C MY B C MY B 17.12.2011 Cumartesi günü vefat etmiştir. Hastalığı süresince emeği geçen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin tüm hekim, hemşire ve personeline, cenazesine katılan tüm sevenlerine ve dostlarımıza teşekkür ederiz. Mekânı cennet olsun. Kozyatağı ve Bahçeşehir’deki Koç Eğitim Koleji’nde görevli öğretmenlerin maaşlarını alamadığı gerekçesiyle eğitim durma noktasına geldi. Kozyatağı’ndaki Koç Eğitim Koleji’nde okul sıralarına kadar haciz gelirken, veliler eğitim hakkının engellendiği gerekçesiyle okul sahibi hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Öğretmenler ise yaptıkları açıklamada “Öğretmenlerin çoğu kirada oturuyor ve ciddi maddi sorunlar ile karşı karşıya. Bu soruna bir an önce çözüm bulunsun” dediler. Veliler de 1 haftadır çocuklarını okula göndermediklerini, okulda sıra dahil birçok eşyaya haciz geldiği için eğitimin durma noktasına geldiğini söylediler. Veliler şunları söylediler: “Pazartesi günü Kozyatağı’ndaki okula acil olarak çağırıldık. Okula haciz geldiği bildirildi ve çocuklarımızı alarak okuldan ayrıldık. Öğretmenler de paralarını alamadığı için derslere girmiyorlar. Yıllık 12 ila 18 bin lira arası para veriyoruz. Suç duyurusunda bulunacağız.” Bahçeşehir’deki Koç Eğitim Koleji’nde öğretmenlik yapan Aytül Özer ise 21 Kasım’da okulu bıraktığını söyleyerek “Son 2 haftaya kadar okulda ısınma sistemi yoktu. Elektrikli soba ile çocukları ısıtmaya çalışıyorlardı. Okulda öğretmenler odasında bir bilgisayar dahi yok. Ben dahil birçok öğretmen paralarını alamadı. Okul sahipleri hakkında suç duyurusunda bulundum ve Milli Eğitim Bakanlığı’na eğitimin aksadığı yönünde şikâyette bulundum. Ancak bir sonuç alınamadı.” Özer, okulun kamuoyunca yakından bilinen Koç Grubu ile hiçbir ilişkisi olmadığını, isim benzerliği yüzünden davalık olduklarını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle