23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 ARALIK 2011 CUMA 6 HABERLER Fener’e dokunan yanıyor Bahar Yanılgısı 1 Çok dilde bahar yanılgısına karşı uyarıcı deyişler vardır. Bizim “Tek çiçekle bahar” olmaz deyişi de üstünkörü bahar yanılgısına karşı bir uyarı. Şaşkınların acele iyimserlikle, sahte baharlarda üşütecekleri mevsime daha çok var. Ama bir süredir, bir bahar aldanması, daha doğrusu aldatmacası ile karşı karşıyayız. Emperyalizmin bu büyük aldatmacası “Arap Baharı”dır. Çeşitli Arap ülkelerinde, yerleşik dikta rejimlerinin yıkılmasıyla birlikte, yerlerine demokrasilerin geleceği beklentisi doğuruyor, “Arap Baharı” deyişi. Oysa, nasıl tek bir çiçekle bahar olmuyorsa, salt diktaların yıkılmasıyla kendiliğinden demokrasi de gelmiyor. Nitekim Arap ülkelerinde de öyle oldu. Diktalar, biri hariç, Batı’nın da desteğiyle birbiri ardından yıkılmaya başladılar. Ama, yıkıldılar da ne oldu? Yerlerine, oturmuş demokrasiler geldi veya böyle bir sürecin sinyalleri alındı mı? Tunus’tan Libya’ya, oradan Mısır’a kadar söz konusu ülkelere baktığımız zaman hiç de böyle bir görüntüyle karşılaşmıyoruz. ??? Şu anda uzun ve karmaşık bir seçim sürecine girmiş olan Mısır’da rejimin geleceği bizim masalların tekerlemesini andırıyor. Masalların sonunda kötü adama sunulan seçenek “Kırk katır mı, kırk satır mı?”dır. Demokrasi yoksulu Mısır’ın önünde de, ordu sultası ile Müslüman Kardeşler hegemonyası dışında herhangi bir alternatif görünmüyor. Doğrusu Mısır’ın deneyimleri ve sosyal birikimi, ordu sultasına karşı koymasının daha kolay olduğunu gösteriyor. Orduyu tehdit eden unsurlar içinde, demokratlar, liberaller ile Müslüman Kardeşler bir arada bulunuyorlar. Terazinin öbür kefesinde bulunan ordu ise yıllar yılı bir yandan kaba güce dayanırken, bir yandan da Müslüman Kardeşler “tehdidine” karşı kimi liberal çevrelerin desteğini sağlamıştı. Artık ordu yalnızlığa itilmiş, Tahrir Meydanı’nı yeniden dolduran kalabalıklar, ordunun denetimi sürdürme girişimlerine karşı seslerini yükseltmişlerdir. Ama salt ordunun tasfiyesi, İhvan’ın ipoteğinden kurtulup demokrasi yolunu açacak gibi de görünmüyor. İslamcıların geçmişte izledikleri çizgi ve savundukları görüşler de onların demokratik bir alternatif oluşturma umutlarını çoktan suya düşürmüş bulunuyor. ??? Maşrık’tan( Doğu) Magribe (Batı) bütün Arap dünyasında durum aynıdır. Arap ülkeleri için tek demokratik umut, oralarda egemen olacak olan İslami yönetimlerin ne kadar ılımlı olacakları noktasına odaklanmış bulunuyor. “Ilımlı İslam” deyiminin, aslında küresel kapitalizm ile “Uyumlu İslam” anlamına geldiğini bilip de, onu bu şekilde okuyanlar, ılımlılığın yakıştırma niteliğinden hareketle, bu konuda fazla umut beslemiyorlar. Bu arada kendi ülkesinde AKP örneğinde, ılımlı İslam gerçeğini yaşayarak görmüş olan CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran 28.11.2011 tarihli Cumhuriyet’teki, “Ilımlı İslam Arap Baharı’nı Arap Cehennemine Çevirmesin” başlıklı yazısında, Sosyalist Enternasyonal’in katılmış olduğu 28 29 Ekim 2011 Girit Toplantısı’ndan da aldığı esinle, yükselen İslamcı hareketlerin totaliter rejim özlemini ortaya koyduğunu haklı olarak vurgularken, bölgede ayağa kalkan milyonların ilham kaynağının Atatürk olduğunu ileri sürüyor. Keşke öyle olsaydı. Ama sanıyorum ki, Umut Oran yanılıyor. Çünkü aslında ortada bir Arap Baharı yok. Söz konusu olan emperyalizmin de körüklediği bir bahar yanılgısıdır. Konuyu birlikte irdelemeyi yarın da sürdürelim. Tamöz, Deniz Feneri parasının gittiği şirketlerin İBB’den usulsüz şekilde aldığı ihalelerle ilgili soruşturmadan da alındı ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Deniz Feneri e.V soruşturmasını yürüten üç savcının görevden alınmasının ardından, konuyla bağlantılı kritik bir soruşturmaya daha müdahale edildiği ortaya çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB). Deniz Feneri’nden milyonlarca Avro’nun gittiği belirtilen Zahid Akman ve Zekeriya Karaman’ın şirketlerine verdiği ihaleleri mercek altına alan savcı Mehmet Tamöz, çok geçmeden bu soruşturmadan da alındı. Söz konusu dosyanın boyutunun Deniz Feneri vurgu nundan daha büyük olduğu belirtildi. Almanya’da “yüzyılın bağış yolsuzluğu” olarak adlandırılan Deniz Feneri vurgununun Türkiye ayağına ilişkin savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ün açtıkları soruşturma sürerken buna paralel ikinci bir soruşturma başlatılmıştı. “YİMPAŞ”, “BOTAŞ”, “yargıda rüşvet” ve “enerji ihalelerinde yolsuzluk” gibi kritik davalar açan savcı Mehmet Tamöz’ün yürüttüğü soruşturmanın konusunu ise Deniz Feneri zanlılarının sahibi veya ortağı olduğu şirketlerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden al dığı bazı ihaleler oluşturdu. Edinilen bilgiye göre, “ihaleye fesat karıştırılması” suçundan yürütülen soruşturmada, belediyenin temizlik gibi bazı ihalelerinin usulsüz şekilde Deniz Feneri e.V. yolsuzluğu şüphelilerinin şirketlerine verildiği ifade edildi. Bu ihaleleri mercek altına alan savcı Tamöz, söz konusu ihale dosyalarını belediyeden istedi. Mehmet Tamöz, iki savcıyla birlikte Deniz Feneri dosyasına bakmaktan alınmasına karşın bu soruşturmasına devam etti. Ancak bir süre sonra Deniz Feneri ile İBB arasında yapılan ihalelere yönelik soruşturma dosyası Mehmet Ta möz’den de alındı ve başka bir savcıya verildi. Bu soruşturmanın boyutunun Deniz Feneri vurgunundan daha büyük olduğu belirtildi. İBB’den üst düzey yöneticilerin soruşturmada şüpheli konumunda olabileceği ifade edildi. Dosyanın Tamöz’den alınmasının ardından soruşturmanın ne yönde ilerleyeceğiyse soru işaretlerine neden oldu. Savcı Mehmet Tamöz, telefon dinlemelerinin yapıldığı teknik büronun sorumluluğundan da alınmıştı. turmaya ve delillere müdahele ettiği, sorumluluğu altında görev yapan Dernekler Dairesi raporlarını sumen altı ettiği, arama kararlarını şüphelilere sızdırdığı, hazırlanan raporların idari ve adli gereğini yapmadığı” gerekçesiyle Beşir Atalay hakkında gensoru açılmasını istedi. CHP’den Atalay hakkında gensoru önergesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, İçişleri Bakanlığı döneminde Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili tavrı nedeniyle Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay hakkında gensoru önergesi verdi. CHP’nin önergesinde “Atalay’ın Deniz Feneri Derneği soruşturmasında kamu birimlerinin inceleme ve denetim raporlarının gereğini yapmadığı, şüphelilerle ilgili arama kararlarını sızdırdığına dair somut bulguların söz konusu olduğu” vurgulandı. “Deniz Feneri soruşturması sürecinde doğrudan müdahil olduğu, çıkar yapılanmasını himaye ettiği, görevini kötüye kullandığı, soruş YOLSUZLUK RAPORU: Tokat’ta bir inşaatta çalışan yöre işçileri, Kürt işçilere saldırdı: 2 yaralı Tehlikeli gerginlik ? Bir site inşaatında işçiler arasında başlayan gerginlik, “etnik” kavgaya dönüştü. Polis, sloganlarla şantiyeyi basmak isteyen gruba karşı Kürt işçileri güvenlik çemberine alarak bölgeden çıkardı. SAVAŞ KALKAN Ruanda’ya bile fark attık Haber Merkezi Uluslararası Şeffaflık Örgütü, her yıl geleneksel olarak yayımladığı şeffaflık listesini açıkladı. 183 ülkenin, yolsuzluk ve rüşvet sıralamasının yapıldığı listede en temiz ülke Yeni Zelanda olarak açıklandı. Geçen yıl 56’ncı sırada bulunan Türkiye ise bu yıl 5 basamak gerileyerek 61’e indi. Türkiye’deki kamu sektöründe yolsuzluk ve rüşvetin, Namibya ve Ruanda gibi Afrika ülkelerinden daha yaygın durumda olduğu belirtildi. Ülkelerin iş ve siyaset dünyasındaki yolsuzlukları gözlemleyen sivil toplum örgütü “Transparency International” (Uluslararası Şeffaflık), dünya yolsuzluk sıralamasını yayımladı. Türkiye, 183 ülkelik yolsuzluk ve rüşvet sıralamasında 61. sırayı Küba ve Letonya ile paylaştı. Rapora göre, Avro Bölgesi krizinin merkezindeki iki ülke olan Yunanistan ve İtalya’da yolsuzluk ve rüşvet Türkiye’den daha yaygın durumda. Yunanistan’da yolsuzluk Gambiya’dan bile kötü durumda olurken, İtalya yedi gelişmiş ülke arasında en çok yolsuzluğun bulunduğu ülke oldu. “Transparency International”dan yapılan açıklamada, “Kısmen de olsa kamu sektöründeki rüşvet ve vergi kaçakçılığı ile mücadele edemedikleri için borç krizinde olan Avro Bölgesi ülkeleri, AB ülkeleri arasında en az puan alan ülkeler oldu” ifadesine yer verildi. Örgüt, raporunda ilginç bir tespitte de bulundu. Buna göre Arap Baharı’nı tetikleyen en önemli faktörlerden biri de yolsuzluk. TOKAT Tokat’ta bir inşaatta çalışan Güneydoğulu Kürt işçilerle yöre işçileri arasında yaşanan tartışma etnik kavgaya dönüştü. Polisin müdahale ettiği olaylarda iki işçi yaralandı. Dışarıdan gelen ve “Kahrolsun PKK” sloganı atan 5060 kişilik bir grup şantiyeyi basmak istedi. Kürt işçiler geniş güvenlik önlemleri arasında bölgeden çıkarıldı. Tokat’ta kent merkezindeki Topçam Mahallesi’nde devam eden Yazıcıoğlu sitesinin inşaatında iki işçi arasında yaşanan tartışma nedeniyle Güneydoğulu Kürt işçilerle yöre halkından işçiler arasında gerginlik çıktı. Bir anda büyüyen kavgada işçiler kalaslarla birbirine girdi. Çıkan olaylarda yaralanan işçilerden Salih Günhan ve Hüseyin Dilibal ambulanslarla Tokat Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralı işçilerin hastanedeki tedavisinin sürdüğü bildirildi. Gerginliğin sürmesi üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Büyüyen olayları sakinleştirmekte zorlanan polis havaya ateş açtı. İşçiler arasında önceki gün de gerginlik yaşandığı belirtildi. İşçilerden Ferhat Tuğran, “Küçük bir İşçiler arasındaki gerginliğin büyümesi üzerine havaya ateş açan polis, bölgede geniş güvenlik önlemleri aldı. tartışma kavgaya dönüştü. Yaşanan gerginliğin üzerine dün gece (önceki gece) dışarıdan bir grup geldi. ‘Burada sizi istemiyoruz. Buradan defolun’ diye bağırdı. Polis geldi bizi ablukaya aldı. Burada can güvenliğimiz yok” dedi. 5060 kişilik bir grupsa yaşanan gerginlik üzerine dün şantiyeyi basmak istedi. Bunun üzerine polis çevredeki güvenlik önlemlerini arttırdı. Polis grubu şantiyeye 2025 metre uzakta durdurdu. Grup, “Kahrolsun PKK”, “Bunlar Kürt değil, terörist” sloganları attı. Polisin uyarısı üzerine grup olay yerinden uzaklaştı. Kürt işçiler polisin aldığı geniş güvenlik önlemleri arasında konvoy eşliğinde bölgeden çıkarıldı. TRT’NİN DİNK MAHKÛMİYETİ BOZULDU İstanbul Haber Servisi TRT’yi “Şahların Labirenti” isimli programda, Hrant Dink’in Maraş katliamının faillerinden olduğu kanısı uyandıran ifadeler nedeniyle tazminat ödemeye mahkum eden mahkeme kararı bozuldu. Dink’in avukatı Fethiye Çetin, dava konusu yayının açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek, Yargıtay’ın kararının düzeltilmesini istedi. TRT 1’de, 28 Aralık 2008’de yayınlanan programda, Maraş katliamının anlatıldığı bölümünde, Hrant Dink’in fotoğrafı tam ekran gösterilirken, Ökkeş Şendiller, “Ermeni Garbis Altınyan’ın ve yedi tane sünnetsiz cesedin Aleviyle Sünniyle Kürtle Türkmenle Avşarla ne alakası olabilir. Bir, buradan bakıyoruz ki, bu işin arkasında dış mihrakların da parmağı var” şeklinde konuşmuştu. Dink’in kişilik haklarına saldırıldığını savunan avukatları da TRT, Bey Yapım ve Ökkeş Şendiller’e dava açmıştı. İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ise TRT, Bey Yapım ve Ökkeş Şendiller’i tazminat ödemeye mahkum etti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, mahkemenin kararını oy çokluğuyla bozdu. Kararda, “yayının tümü nazara alındığında, gerçeklik, doğruluk, tarafsızlık ilkelerine uygun olduğu, hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmediği, davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı sonucuna varılmaktadır” denildi. Daire Başkanı Şerife Öztürk ise kararın onanması gerektiğini belirterek, çoğunluğun görüşüne katılmadı. GÜNEYDOĞU’DA CANLI BOMBA ALARMI DİYARBAKIR/HATAY (Cumhuriyet) Şanlıurfa, Gaziantep ve Adıyaman’da güvenlik güçleri, bombalı eylem yapmak için Türkiye’ye giriş yaptığı ileri sürülen kadın terörist için alarma geçti. Hatay’daki Amanos Dağları’nda terör örgütü PKK’ye yönelik operasyon başlatıldı. İstihbarat birimleri, terör örgütü PKK’nin Türkiye’ye bir kadın bombacı militanını gönderdiğini tespit etti. Örgüt mensubunun güzel göründüğüne, şık ve düzgün giyimli olduğuna dikkat çeken istihbarat birimleri, yanında miktarı bilinmeyen C4 ve A4 tipi patlayıcı bulunan 1.65 boyunda 25 yaşlarındaki, buğday tenli kadın teröristin, en son Mardin Kızıltepe’de görüldüğünü bildirdi. Suriye üzerinden Türkiye’ye girdiği tahmin edilen teröristin yakalanması için yurt genelinde çalışma başlatıldı. Bingöl’de önceki gece güvenlik güçleri, kent merkezinde eylem hazırlığında olan PKK’lilere operasyon düzenlendi. Operasyonda 2 PKK’li ve teröristlerle işbirliği yapan M.S.İ, patlamaya hazır bir bomba düzeneği ile yakalandı. Mersin’in Aydıncık ilçesinde 12 Kasım’da düzenlenen operasyonla terör örgütü PKK’nin Amonos sorumlusu “Fırat Siverek” kod adlı Kenan Yıldızbakan’ın da aralarında bulunduğu 8 teröristin yakalanmasının ardından elde edilen bilgiler doğrultusunda 4 gün önce Amanoslar’da operasyon başlatıldı. Operasyonun devam ettiği bildirildi. Öte yandan Şırnak ve Cizre’de 27 Kasım’da gözaltına alınan 22 kişiden 15’i tutuklandı. ELAZIĞ’DAKİ YOLSUZLUK Yargılama başladı Yurt Haberleri Servisi Elazığ’da eski belediye binasının yıkılıp yerine yapılan iş merkezi inşaatında “görevlerini kötüye kullandıkları” öne sürülen AKP’li Belediye Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu ile aralarında encümen üyeleri ve belediye birim müdürlerinin de bulunduğu 8 kişinin yargılanmasına dün başlandı. Selmanoğlu, İzmir’de düzenlenen Elazığ Tanıtım Günleri’ne gittiği için duruşmaya katılmadı. Cumhuriyet, Elazığ Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarını bir yıldan bu yana kamuoyunun gündemine taşıyor. Elazığ 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına sanıklar Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu ile Haluk Çakır, Abdurrahman Gazi Sakın ve Sezai Çelik katılmadı. Diğer sanıklar Harun Reşit Polat, Kâzım Karataş, Enver Geçen, Mehmet Hanifi Karabulut’un yer aldığı duruşmada Selmanoğlu ve Sezai Çelik’in avukatları ile şikâyetçi taraf Kenan Altungök’ün avukatı Engin Alanoğlu da hazır bulundu. Duruşmada hâkim Mustafa Alçık, sanıklara, iddianameye göre 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezalarının istendiğini söyledi. Selmanoğlu’nun avukatı Aziz Dinç ihalenin KİK’de açık bir şekilde ilan edildiğini söyledi. Altungök’ün avukatı Alanoğlu da sanıkların “görevi kötüye kullanma” değil, “ihaleye fesat karıştırma” gerekçesiyle yargılanmaları gerektiğini savunarak bunun için mahkemenin görevsizlik kararı vererek davayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk etmesini istedi. Ara kararında, görevsizlik hakkındaki kararın gelecek celsede hükmedilmesini kararlaştıran mahkeme, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Bakanlık’tan Silivri açıklaması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlığı, Silivri Cezaevi’nde tutuklu Hayrettin Ertekin’in, hastanede unutulduğu, taksi tutup cezaevine döndüğü iddialarının gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Yapılan açıklamada, söz konusu iddia ile ilgili bir şikâyetin olmadığı kaydedildi. Ekşi 6 bin TL tazminat ödeyecek ? KAYSERİ (AA) CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın açtığı davada 6 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkum edildi. Ekşi, bir makalesinde Rize İkizdere’de kurulması planlanan HES ile ilgili AKP’ye sert eleştiriler yapmıştı. ‘Koçoğlu ile ortaklığım yok’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Senoz Vadisi sakinlerinden Sinan Akçal’ın Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada ileri sürdüğü Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Koçoğlu ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun ortaklığı bulunduğu iddiası üzerine Bakanlık açıklama yaptı. Açıklamada, “Eroğlu’nun herhangi bir kişi ve kuruluşla ortaklığı bulunmamaktadır” denildi. Yücelman’ı andık Spor Servisi Gazetemiz spor servisi kurucularından, Türk spor basınının duayeni spor müdürümüz Abdülkadir Yücelman, dün aramızdan ayrılışının 2. yılında Eyüp’teki aile kabristanında anıldı. ‘Büyük Usta’nın anma törenine gazeteciler Erdoğan Arıpınar, Özlem Kızıltepe, yazarlarımız Kaşif Töre, Adnan Dinçer, Şevki Gökerman, Deniz Tüfekçi, eski İstanbul Üniversitesi Spor İşleri Müdürü Sebahattin Akın ve amigo Paşalı Birol’un yanı sıra oğlu Levent Yücelman, kızı Seray Yücelman ile sevenleri ve yakınları katıldı. Yazarlarımızdan Halit Deringör ve Erdal Batmaz, eski hakemlerden Sinan Er ve Prof. Dr. Hasan Kasap telefonla taziyelerini iletti. Slogan atan kızını tokatladı ? SAMSUN (Cumhuriyet) Samsun’da görevli memurun çalışmasını engellemek iddiasıyla gözaltına alınan Demet B. (19) adliyeye sevki sırasında, ‘ABD defol, füze kalkanı değil parasız eğitim istiyoruz’ slogan attı. Bunun üzerine Ankara’dan gelen babası Celal B. (53) de slogan atmasını engellemek için kızını tokatladı. Levent KKTC’de gözaltına alındı ? Haber Merkezi İzmir polisinin “çıkar amaçlı suç örgütü”ne yaptığı operasyon kapsamında aranan Haluk Levent, Kıbrıs’ta gözaltına alındı. Levent, Türkiye’ye getirilecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle