Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 ARALIK 2011 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Bu açıklama Türkiye’nin izlemek istediği “komşularla sıfır soruna” gönderme niteliğinde idi. Ancak ne var ki Türkiye’nin Suriye ve İsrail ile var olan iyi ilişkileri bırakın “sıfır sorun” oluşturmayı, tümden “sıfır elde var sıfıra” dönüştürülmüştü! Eski bir atasözünü değiştirerek “Türkiye, ne Muhammet’e ne de Musa’ya yarandı!” diyebiliriz. 2. Nükleer silahlanmaya giden İran’a karşı Suriye benzeri yaptırımlara destek için Biden “Tehditle kimse bir şey kazanamaz” derken bizimkiler de İsrail’deki nükleer silahları gündeme taşıyacak. 3. Biden, İsrailTürkiye küslüğünü gidermeye çalışacak. Ankara ise Doğu Akdeniz’de Kıbrıslı Rumlarla İsrail’in petrol arama konusunda yarattıkları gerilimin Suriye ve İran’ın işine yarayacağına dikkati çekecek. Bu oluşumların ardından Rus donanmasından bazı gemilerin, uzun yıllar aradan sonra, Doğu Akdeniz’e inmesi de değerlendirilecek. 4. ABD’nin “ortak düşman” dediği PKK’ye karşı önlemler bağlamında Türkiye’ye üç “Üstün Kobra” helikopteri ve dört insansız “Predator” uçağının İncirlik’e yerleştirileceğini Blinken açıkladı. Bu ay sonuna değin Irak’tan askerlerini çekecek olan ABD’nin komşu ülkedeki boşluğu gidermek ve İsrail’in Iran karşısında güvenliğini sağlamak amacıyla Türkiye’de konuşlandırılmak istenen “radar ve füze kalkanına” Blinken’in değinmeyişi dikkati çekti. 5. Yüksek düzeyde bir Amerikalı siyasacı gelir de Kıbrıs sorununa, TürkiyeErmenistan ilişkilerine değinmez mi? Ya da İstanbul’da Fener Patriği’ni ziyaret etmez mi? Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını gündeme taşımaz mı? Ankara’ya gelir de “kıskanmasın, üzülmesin” diye Atina’ya gitmemek olur mu? Bunlar da elbette yerine getirilecek. Biden, pazar günü İstanbul’dan Atina’ya giderek yeni, teknokrat Başbakan Lucas Papademos ile de görüşerek bunalımdaki Yunanların yalnızca gönüllerini alacak. Anıtkabir ziyareti ve Ankara görüşmelerinden sonra Biden, cumartesi günü İstanbul’da “2. Küresel Girişimcilik Doruğu”nda bir konuşma yapacak. Konuşmasının odağını “Arap ülkelerindeki değişim” ağırlıklı olarak “Bu ülke halklarının yalnız siyasal özgürlük değil, ekonomik fırsatlar peşinde olduklarını” vurgulayacak. dishab@cumhuriyet.com.tr 13 El Arabiya’nın Türkiye temsilcisi Abdülfettah, sürece ilişkin ‘emperyalizmin yeni yüzü’ diyor ABD’nin Ziyaret Zamanlaması! BD Başkan Yardımcısı Joseph Robinette ‘Joe’ Biden, Jr’dan önce, kurşun geçirmez zırhlı araçları özel bir uçakla İstanbul’a geldi. 20 Kasım’da 69. yaş gününü, 24 Kasım’da “şükran gününü” kutladıktan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ayağa kalkmasından sonra, kısaca “Joe” denilen konuk başkan yardımcısıyla görüşmelere bugün başlanıyor. Hukukçu Joe Biden, ilk kez 30 yaşında seçildiğinde ABD’nin en genç altıncı senatörü olmuştu. Ne yazık ki seçimden birkaç hafta sonra eşi Neilia ile bir yaşındaki kızı Naomi trafik kazasında ölmüş, iki oğlu kurtulmuştu. Demokrat Biden, Cumhuriyetçi baba George Bush’un 1991 Körfez Savaşı’na karşı çıkmış, ancak oğul Bush’un 2003’teki Irak’ın işgalini desteklemişti. Biden’in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Erdoğan ile yapacağı ikili ve heyetlerle Biden. görüşmelerine Almanya’ya giden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu katılamayacak. Vaşington çıkışlı açıklamalarda Biden’in Türkiye ziyareti, “Bundan daha uygun bir zamanlama olamazdı!” diye yorumlanıyor. Ankara’da büyükelçilik yapmış olan Ross Wilson, “Son sekiz dokuz ayda TCABD ilişkilerinde dağlar kadar olumlu gelişmeler var. ‘Arap Baharı’ ve kargaşalı bölgede, özellikle Suriye’de, ABD’nin bu müttefiki daha da önem kazanıyor” yorumunu yaptı. “Al gülüm ve gülüm” olarak özetlenebilecek AnkaraŞam ilişkilerinin bu yılın mart ayında bozulmasıyla Vaşington ilişkilerinin düzelmesinin aynı günlere denk düşmesi elbette basit bir rastlantı değil! Biden ile nelerin görüşüleceğini şöyle özetleyebiliriz: 1. Kendisi görüşmelere katılmasa bile Davutoğlu’nun açıkladığı Suriye’ye yaptırımlar. Biden’in dış siyasa danışmanı Tony Blinken, ziyaret öncesinde “Türkiye, farklı dünyalar arasında köprü kurmada ve farklı ülkelerle ilişki kurabilme yeteneği gibi birçok alanda eşsiz role sahip” diye konuştu. ‘Bahar kışa dönüştü’ MİNE ESEN A Merkezi Dubai’de olan El Arabiya televizyonunun Türkiye temsilcisi Daniel Abdülfettah, “Arap Baharı”nın kışa dönüştüğünü savunurken Türkiye’ye ciddi eleştirilerde bulunuyor. Şam’a yönelik çıkışta Türkiye üzerinden bir psikolojik savaş başlatıldığını dile getiren Suriyeli Abdülfettah bölgesel gelişmelere ilişkin dünya güçleri arasındaki mücadeleye işaret ediyor ve Batı blokunun, Çin ve Rusya’nın etkin olduğu alanları kırmaya çalıştığını belirtiyor. Arap Baharı’nı nasıl değerlendiriyorsunuz, kışa dönüştü mü? ABDÜLFETTAH Dönüştü. Arap Baharı’nın en kötü dönemeç noktaları Bahreyn, Yemen, Libya ve Suriye. Bunların hiçbirinin bir bahara benzeyecek tarafı yok. Aslında bahar terimi Prag için kullanılmıştı. İsmi de ABD’den gelmişti. Peki Arap Baharı’nda kim kimi satıyor? ABD bu rejimlerin sahibiyse etkinliğinden vazgeçmiyor ki, bu nasıl bahar olsun?.. Bir “bahar” gibi gösterilen halk hareketi ise halkın bu işin tam içinde olmadığını gördük... Bunlar rejim liderini hedef alan bir vuruş noktası meselesi. Bu bahara sahip çıkan herkes bizi kandırıyor. Bir dış müdahalenin şeması çiziliyor. Emperyalizmin yeni yüzü, uygulama şekillerini ortaya koyuyorlar. Ankara’nın Arap medyası İstan line geliyor. Türkiye, üzerinden Suriye’ye psikolojik savaş uygulanıyor. Arap Ligi’nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Aslında çok büyük bir günah işleniyor. Çünkü Suriye Arap Ligi’nin kurucu üyesi. Neden kuruldu, Filistin davası için kuruldu. Bir Arap ülkesine ceza vermek, Libya’da olduğu gibi NATO’yu çağırmak için değil. Suriye’ye aldığı yaptırım kararına gelince içtüzüğü ezip geçtiler. Böyle bir karar Türkiye’ye ilişkin model ülke yorumlarına ne diyorsunuz? Arap Ligi zirvesinde alınır dışişleri ABDÜLFETTAH Aslında Türkiye bir model, örnek olabilir. Ben bakanları toplantısında alınamaz. olumlu yanlarını örnek almak isterim. Ama söylemde kalan birçok “Arap Baharı” dominosunda proje var. Anayasa konusu, Kürt meselesi, komşularla sıfır sorunu ipler kimin elinde, ABD’de de mi? gibi. 9 senede anayasayı değiştiremeyeceksiniz, sonra da bir komşu Bu savaş Batı ve Doğu, yani Çin, yönetime 15 gün süren var diyeceksiniz. Bunlar aslında Türkiye’nin Rusya ve İran gibi blokla, Siyonist samimi olmadığı, bir komplo içinde rol aldığı düşüncesi ya da kapitalist blok arasında. Yaoluşturuyor. Arap dünyasına da öyle geliyor. Geçmişte 06 plaka ni dünya baktı ki antidemokrat olaaraçla Suriye ye gittiğimde bedava benzini dolduruyorlardı, şimdi rak bilinen Çin, Rusya, İran büyügittiğimde ise benzini koyup beni dövmeye kalkıştılar. yor ve onlarla ilişkili Küba, Venezüella, K. Kore, Suriye, Hizbullah Yaptırımlarla ilgili Ankara transit var. Çin 2016’da dünyanın birinci çekleşmedi. Ama şimdi Sayın Davutoğlu, Suriye Arap Ligi’nin kararlarını geçiş için Irak’a yöneleceğiz diyor. ekonomisi olacak. İran bölgenin etkin kabul etmedi, yaptımları uygulayaca Ama 78 senedir Türkiye yeni Irak sı aktörü, hatta nükleer güce sahip olağız diyor. Aslında bu bir kandırmaca. nır kapısını açamadı. Neden, Kürdis biliyor... Öbür blok bunu kırmak geŞam istenilenleri yapsa da yapmasa da tan’ı bypass etmeye çalışıyor, Bağdat rektiğini düşünüyor. Bölgesel çatışma olasılığı var mı? karşısına çıkıyor. Bağdat Suriye’nin karar verilmiş. Bence yok. Tahran’da geçenlerde İnmüttefiki. Türkiye zavallılaşıyor. Artık ürkiye’nin Araplara Türkiye’nin satacağı bisküviler nereden giliz elçiliğini bastılar, bu bize 1979’u açılan kapısı kalmadı gidecek? Deniz üzerinden, başka çare hatırlattı. İsrail ve İngiltere’nin İran’a bir Ankara’nın Müslüman Kardeşler yok. Türkiye’nin Arap dünyasına açılan saldırı düzenleme planları olsaydı, psidestekli iktidarlar istediği savunuluyor... 2 kapısı yok, Suriye’si var. Öbür kapı kolojik olmasaydı al sana sebep. Sanı Türkiye sanıyor ki Suriye, Mısır, Tu Irak değil, Kürdistan.. Sanıyor ki bir aya rım Türkiye bu işte zararlı çıkmamak nus, Irak, Libya, tüm Körfez ülkelerin kadar Suriye’de bu iş bitecek. Medya da için yakında Şam’la yeniden barışma yode Müslüman Kardeşler iktidar olacak. yürütülen psikojik savaşın parçası ha luna gidecek. bul’dayken yaptırım açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’nin açıkladığı 9 maddelik yaptırımların bir şov olduğunu söyleyebilirim. İçerikte yeni bir şey yok. Uygulanmasına dönük bir aşama. Sayın Erdoğan’ın daha önce basında da yer alan bu yöndeki kararları Hatay ziyaretinde açıklayacağı belirtilmişti. Annesi vefat edince bu ziyareti ger Sanıyor ki bunlar Sayın Erdoğan kadar samimi, doğrucular. Bunlar yalancı, terörist, katil. Ankara sanıyor ki bunlar iktidara gelince Türkiye Osmanlı’ya dönecek, bölgenin lideri olacak. Peki, bu bölgenin sahibi yok mu? Bu bölgenin Türkiye’den önce bir İran’ı var. Rusya, Suriye, Hizbullah ekseni ne diyecek? Oturup izlemeyecekler. Arapların bir tabiri var “Soğan soymuyorlar şu anda”. T Myanmar’da tarihi buluşma ANKARA’NIN SURİYE POLİTİKASI ‘Sınır ekonomisi durdu’ MURAT KIŞLALI BD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Nobel Barış Ödülü sahibi Myanmarlı muhalif lider Ang San Suu Çii A ile bir araya geldi. Clinton ve Ang San Suu Çii, Yangon kentinde üst düzey Amerikalı bir diplomatın evinde akşam yemeğinde buluştu. Daha önce telefonda konuşmalarına karşın ilk kez yüz yüze görüştüklerini söyleyen Clinton, Ang San Suu Çii’nin kendisi için ilham kaynağı olduğunu belirtti. Dünyanın en ünlü kadın siyasetçileri arasında yer alan Clinton ve Ang San Suu Çii, bugün de muhalif liderin konutunda bir araya gelecek. 50 yılı aşkın süredir Myanmar’ı ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı olan Clinton, dün sabah Devlet Başkanı Thein Sein ile bir görüşme yapmış ve ABD’nin, Myanmar ile ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ve yeniden büyükelçi göndermeyi planladıklarını bildirmişti. (Fotoğraf: AFP) Kenan Kıral’ın acıları… oldu. Bunların bazıları basına yansıdı. Bazılarından tek satırla da olsa söz edilmedi. Bugün bu köşede bir olaya değinmek istiyorum. Dört yaşındaki Kenan Kıral’ın araba tamircisi babası işsizdi. Bu nedenle dedesinin evine sığınmışlardı. Ailecek dede evinde yaşıyorlardı. Kenan hastalanınca Van Yüzüncü Yıl Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Tanı acıydı: “Lösemi (kan kanseri)”… Annesi 1 yaşındaki kardeşine bakacağı için babaannesi hastanede yanındaydı. Deprem, löDeprem, 15 gündür semi tedatedavisi süren küçük visi süren Kenan’ı hastanede küçük Kenan’ı hasyakaladı. Babaanne, tanede yakaladı. torununu kucakladığı gibi 100’den fazla lösemili çocuk dışarıya fırladı. Babaanne, o kurtuluş anını anımsamakta hâlâ var. Oysa bunların temiz bir ortamda yaşamaları ve iyi güçlük çekiyor. beslenmeleri gerekiyor. LÖSEV Zarar gören hastanenin bu amaçla Van’da bir çadır bahçesinde Kenan günlerce kurarak bu çocuklara hizmet tedavisiz, ilaçsız, bir anlamda vermeye çalışıyor. sokakta kaldı. LÖSEV’in Van Çocuklarımızı ve torunlarımızı temsilcisi çaresizlik içindeki depremlerden koruyucu Kenan’ın yardımına koştu. önlemlerin yanı sıra onların da Durumu Ankara’ya bildirdi. lösemi hastalığına karşı açık Kenan, annesi Perihan ile kapı olduklarını da hiç akıldan birlikte Ankara’ya LÖSEVçıkarmamak gerekiyor... LÖSANTE Lösemili Çocuklar oğal afetler acılarla D doludur. Van’daki dizi depremler de nice acılara sahne Hastanesi’ne getirildi. Evleri de zarar gördüğü için, 1 yaşındaki kardeşi, babası, babaannesi ve dedesiyle birlikte çadırda kalıyor. Hastalık acısını üzerinden atamadan depremin korkunçluğunu yaşayan Kenan hakkında annesi “Çok korktuğu için şu sıralar ürkek ve suskun!” diyor. Ailesi yoksulluk içinde olan Kenan’a Ankara’da LÖSEV bakıyor. Ama Van’da tedavileri yarım kalan, ilaçsız, Kenan gibi Suudi gazeteci ‘Medya yalancı, ğunu belirtti ancak buna açıklık getirmedi. Türkiye’nin, özellikle son on yıldır geleneksel Batı yanlısı politikadan uzaklaşıp Arap dünyasıyla daha yakın ilişki kurduğunu kaydeden Suudi gazeteci, medyayı sert bir dille eleştirdi. “Batı medyası da, Mısır medyası da, Türk medyası da yalancıdır” diyen Taha, sözlerinin Suudi basını için de geçerli olup olmadığı sorusuna “Evet, o da dahil” yanıtını verdi. “Gazetelerin, televizyonların, ajansların hepsi ticarethane. Her şeyi para için yapıyorlar” diyen Usame O. Taha, ülkesinin Suriye karşıtlığına ters düşen görüşler de dile getirdi. “Batı basını da Türk basını da Suriye’de olan bitenin hepsini değil, görmemiz gereken taraflarını veriyorlar. Nereden biliyorlar Suriyelilerin ya da Ortadoğuluların değişim istediklerini?” diyen Taha, Suriye’deki gelişmelere ve adı geçen ülkeye yönelik yaptırımlara ilişkin ne düşündüğünü ise açıklamaktan çekindi. ğimiz, Arap Ligi’nin de tedbir olarak gördüğü hususu ciddi olarak düşündüğümüzü söyleyebilirim. Şu anda böyle bir tedbir konuşulmamıştır.” her şeyi para için yapıyor’ MUSTAFA K. ERDEMOL Açılışı Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından yapılan iki günlük Türk Arap Medya Forumu, Arap dünyasından gazetecilerin Türkiye’ye ilişkin görüşlerinin sanıldığından farklı olduğunu gösterdi. Foruma katılan kimi gazeteciler, Türkiye’nin Ortadoğu’da bir saygınlığı olmakla beraber, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bölgenin lideri gibi görülemeyeceğini vurguladı. Katarlı gazeteci Ahmed Ashur, Araplar olarak bir “kahraman” beklemediklerini belirterek Erdoğan’ın da bir kahraman değil, “Arap hassasiyetini” dile getiren cesur bir lider olduğuna dikkat çekti. Erdoğan’a, Türkiye’ye ve medyaya ilişkin en ilginç değerlendirmeyi ise Suudi Arabistanlı gazeteci Usame O. Taha yaptı. Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada Türkiye’nin Ortadoğu’da yaptıklarını “iyi” olarak değerlendiren Taha, Türkiye ile Suriye arasındaki gerginliğin de “doğal” oldu ARINÇ AÇIKLADI Suriye’ye tampon bölge masada İstanbul Haber Servisi Hükümetin iki bakanından Suriye’ye tampon bölgeyle ilgili farklı açıklamalar geldi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun aksine, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Suriye’ye tampon bölge konusunu ciddi olarak düşündüklerini söyledi. Arınç, İstanbul’da Arap gazetecilerin sorularını cevapladı. Arınç, şunları söyledi: “Suriye içindeki muhalifler ve muhalefet hareketini destekleyenler kendi çalışmalarını yapabilirler, biz bunun ne örgütleyicisiyiz ne de öncüsüyüz. Ancak tampon bölge dedi Yaptırımlara yanıt Bu arada Suriye resmi haber ajansı Sana, Türkiye’nin açıkladığı yaptırım kararlarına cevaben, Suriye hükümetinin iki ülke arasındaki serbest ticaret anlaşması kapsamındaki tüm çalışmaları askıya aldığını duyurdu. Ajans, Suriye hükümetinin; Türkiye ile ilgili başka kararları da değerlendirdiğini belirtti. ANKARA Hükümetin Suriye politikasının, sınır kentlerimizde bu ülkeyle yapılan ticareti olumsuz etkilediği belirtildi. Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Özçiloğlu, hükümetin Suriye’de izlediği politika ile ilgili olarak “Şu anda ekonomimizi durdurmuş durumda” derken Reyhanlı Ticaret Odası Başkanı Nihat Kılıç da, “İzlenen politika otellerimizi, esnafı, nakliyecileri çok olumsuz etkiledi. Bunun sorumlusu ABD’dir. Amerika’nın amacı Suriye’yi aradan çıkarmak, sonra İran’a yönelmektir” diye konuştu. Eski Adana Sanayi Odası Başkanı ve CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş ise “Türkiye’nin AKP iktidarında ABD taşeronluğuna soyunarak komşularıyla savaş durumuna gelmesinden Türk vatandaşı olarak utanç duyuyorum” dedi. Bazı oda başkanlarının Cunhuriyet’e yaptıkları açıklamalar şöyle: ? Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Özçiloğlu: Hükümetin Suriye’ye yönelik yaklaşımı şu andaki ekonomimizi durdurmuş durumda. Çünkü sınır boylarındaki tüm illerde, ekonomimiz Suriye’ye bağlı. Hükümetin açıklamaları, konuya yaklaşımı, daha ılımlı, tedbirli olabilirdi. Biraz erken konuştuk. Sonra geri çekildik ama önceki konuşmalar olumsuz etkiledi. Orada akrabalarımız, kardeşlerimiz var. Gidip geliyoruz da. Ticaretimiz olumsuz anlamda çok etkilendi. ? Reyhanlı Ticaret Odası Başkanı Nihat Kılıç: Türkiye’nin Suriye politikası ekonomik açıdan bizi olumsuz bir şekilde etkiledi. Turizmimizi, alışveriş sektörünü, esnafı hepsini çok olumsuz etkiledi. Ayrıca Suriye üzerinden nakliyat da gerçekleşemiyor. Araç sürücüleri yağmalamalar olur diye korkuyor. Orada Türklere ikinci sınıf muamele yapıyorlar. Çok sayıda turist geliyordu, hepsi kesildi. Bunun sorumlusu Amerika diye düşünüyoruz. Amerika’nın amacı Suriye’yi aradan çıkarmak, sonra İran’a yönelmek. ? Eski Adana Sanayi Odası Başkanı ve CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş: Özellikle dünyaya emperyalizme karşı savaşı, özgürlüğü kazanmayı öğretmiş olan bir ülkenin bugün AKP iktidarında ABD taşeronluğuna soyunarak komşularıyla savaş durumuna gelmesinden bir Türk vatandaşı olarak utanç duyuyorum. Çünkü şu anda ekonomik, siyasi, sosyal olarak Türkiye’nin Suriye’yle savaş durumuna gelmesini gerektirecek hiçbir mantıklı neden yok. Sadece taşeronluktur Türkiye’nin yaptığı. Suriye hükümetinin kendi halkına zulüm yaptığı söyleniyor, İran da yapıyor, Rusya da Çeçenlere yapıyor aynısını. Bütün bunlara savaş mı açacağız peki? BM kendini feshetti tüm yetkileri Türkiye’ye mi verdi? Sen kendi içinde sorunlarını hallettin de sıra Suriye’ye mi geldi? Türkiye bu batağa girerse çıkamaz. Ekonomik olarak olumsuz etkilemeye başladı ama ekonomik etkileri henüz çok büyük değil. Etkiliyor ama yıkıcı bir etkisi şimdilik yok. Orayla gıda, yedek parça ticareti yapan firmaları olumsuz etkilediği doğru tabii ki. İlişkilerin psikolojik olarak yeniden normalleşmesi de vakit alır. C MY B C MY B