19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ARALIK 2011 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 4. EGEART SANAT GÜNLERİ 17 canı yanmaz, canı beyaz olanlar gibi acı duymaz, acıdan yorulmaz onlar. Tarihin kıyısında duranlar, kahramanlar safında anılmayanlar, olsa olsa bazen ‘güruh’ bazen ‘kitle’ en çok da ‘topluluk’ olarak geçenlerdir ki onlar... Can Yücel’in “Şan verdiler ortalığa” dedikleri de onların arasından çıkmaz, onlar olsa olsa ‘can verdiler ortalık yerde’ diye anılırlar. Öyle de olur, canı siyah olanlar ortalık yerde can verirler. Hepimizin gözleri önünde. Dünyanın her yerinde, Türkiye’nin her yerinde. Kimi ‘vurun kahpeye!’ küfürleriyle ‘alkollü ve konsomatris’ olmanın bedelini öder karakollarda. Canı siyah olanın adı da siyahtır çünkü, sıfatı da. Onu aklayacak hiçbir şey yoktur. Kiminin de hem canı siyahtır hem rengi siyah, ‘kaçak’ olarak geldiği bir ülkenin karakolundan ‘göçmüş’ bir canı siyah olur öteki dünya adlı bir ülkeye. İlkine geçmiş olsun diyelim de ikincisine ne diyeceğiz, göçmüş olsun mu? Oldu bile. Geçti gitti, göçtü gitti. Canı siyahlar: Hem çoklar hem azlar. Dünya kadar kalabalık bir azınlık olanlar. Tarihin kuyularından ve koyularından bazen bir sesin gölgesi gibi simsiyah duyulanlar. Artık canının siyahı ruhuna geçmiş olanlar. Sesine, gözlerine, yüzüne, içine, varsa sonrasına, geleceğine, siyah kederi kaderine geçmiş olanlar. Nice yavuz kırımlardan, kıyımlardan, Dersim’in kayıp kızlarından, sessizlikte yatan ölülerine, Maraş’a, Çorum’a, Gazi Mahallesi’ne, Sivas’a canı siyah olanlar. Yalnız yazamıyorum bu yazıyı. Hep birilerini yardıma çağırıyorum. Türküleri, uzun havaları, Âşık Mahzuni Şerif’i, Can Yücel’i, Turgut Uyar’ı: “Çünkü açlık çoğunluktadır/ ve ezecektir gücüyle dünyayı”. Bilemiyorum öyle mi, canı siyah olanlar da çoğunluktadır ama dünyanın ezdiği de, üzdüğü de onlardır. Canı siyah olanın kanı da siyah olur ve kaderin kafiyesi varsa eğer simsiyah bir kederdir. Bu siyah yazı için yorduğum kelimelerden, aralarındaki boşluklardan, virgüllerden özür dilerim. Peki canı siyahlardan, yani canının değeri olmayanlardan kim özür dileyecek ve özrünün gereğini yerine getirecek acaba? 502 sanatçı, 2465 yapıt Kültür Servisi Ege Üniversitesi tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen “Uluslararası EgeArt Sanat Günleri”, İzmir’in 19 farklı noktasında izleyiciyle buluşuyor. Sanat Günleri’nde resimden heykele, seramikten fotoğrafa, videoya uzanan 25 ülkeden 502 sanatçının çalışmaları yer alıyor. Toplam 2465 yapıtı sanatseverlerle buluşturan EgeArt Sanat Günleri’nin bu yılki onur ödülleri ise Türk resim sanatına yaptığı katkılar nedeniyle Prof. Dr. Turan Erol ile Türkiye’nin çağdaş sanat yaşamına sağladığı kurumsal katkılar nedeniyle Doğançay Müzesi’ne verildi. Şair, ressam İlhan Berk, ressam Ferruh Başağa, Füreyya Koral ve heykeltıraş İlhan Koman’ın da “Usta’ya Saygı” başlığı altında çeşitli sunumlarla anılacağı etkinlik, 25 Aralık’ta sona erecek. Prof. Dr. Sıtkı M. Erinç, sanatın daraldığı, horlandığı ve yönlendirildiği günümüz ortamında EgeArt’ın, tüm kitlelere hitap edebilen ve İzmir’in dört bir yanına dağılan etkinlikleri ile tüm sanatseverler için umut kaynağı olduğunu söyledi. ‘Kadife Devrim’in simgesiydi Eski Çekoslovakya’nın ilk seçilmiş devlet başkanı, ünlü oyun yazarı ve şair Vaclav Havel yaşamını yitirdi 1960’lardan başlayarak kaleme al yayımlanan “Olga’ya Kültür Servisi Eski Çekoslovakya’nın seçilmiş ilk ve son dev dığı oyunlarıyla ünlenmiş, birkaç Mektuplar”da anlatmıştı. kez Nobel Edebiyat Ödülü’ne let başkanı (198992), Çek CumVerdiği insan hakları, ifade özaday gösterilmişti. Varlıklı ve ayhuriyeti’nin ilk devlet başkanı gürlüğü ve demokrasi mücadelesi dın bir aileden gelen Havel, (19932003), ünlü oyun yazarı ve boyunca Havel’in şiarı “Gerçek 1963’te Prag’daki bir tiyatroda şair Vaclav Havel, dün yaşamını ve sevgi yalanlar ve nefrete gasahnelenen “Garden Parti” adlı yitirdi. Uzun süredir rahatsız olan lebe çalmalıdır” olmuştu. oyununda sosyalist yönetimin Havel 75 yaşındaydı. Ağır bir siÖzellikle “absürd” tiyatronun gara tiryakisi olan Havel, 1990’la baskıcı tutumuna sert eleştiriler önemli yazarlarından sayılan Hayöneltmiş, 1968’de “Prag rın sonlarında akciğer kanserine vel’in “Görüşme”, “Kutlama” ve Baharı”nın bastırılmasından sonyakalanmış, geçirdiği akciğer ve “Çağrı” adlı tek perdelik üç oyubağırsak ameliyatlarıyla nu İstanbul Şehir Tiölümün eşiğinden dönmüşyatroları’nda bir arada ? Uzun süredir rahatsız olan ve pek çok ameliyat tü. Havel, 2008’de yapılan oynanmış, “Largo Desolato” adlı oyunu bir söyleşide, “Bir politigeçiren Havel 75 yaşındaydı. Verdiği insan hakları, da Dostlar Tiyatrosu kacı olarak mı, yoksa bir ifade özgürlüğü ve demokrasi mücadelesi boyunca tarafından sahnelenoyun yazarı olarak mı “Gerçek ve sevgi, yalanlar ve nefrete galebe mişti. hatırlanmak istersiniz?” Havel’in ölümünün sorusunu, “Bir yurttaş çalmalıdır” sözünü kendine şiar edinmişti. Havel aynı ardından, Havel’in olarak yaşayan, o yüzden zamanda bir caz ve rock müziği tutkunuydu. politikadaki baş rakide yaşamının bir bölümübi ve 2003’te onun yenü politikacı olarak geçira yönetim tarafından yazarlık ve rine devlet başkanı olan Vaclav ren bir oyun yazarı oldueditörlük uğraşına son verilerek, Klaus, “Havel, Çek devletinin ğumu söylemek isterim” diye kol emekçisi olarak çalışmaya yeni döneminin simgesiydi” deyanıtlamıştı. zorlanmıştı. Sosyalist yönetimi di. Polonya’daki Dayanışma hareSosyalist yönetim döneminde ağır bir biçimde eleştiren “Charketinin kurucusu ve eski devlet demokrasi ve insan hakları mücater 77” muhalefet grubunun ilk başkanı Lech Walesa da Havel’in delesinin simgelerinden ve desözcüsü olan Havel, 1979’da “ulusların özgürlüğü ve demokmokrasiye barış içinde geçişte “devlete karşı yıkıcı faaliyette rasinin büyük savaşçısı olduğu“Kadife Devrim”in öncülerinden bulunmaktan” dört buçuk yıl hanu” söyleyerek, “Onun bilgelik biri olarak kabul edilen Havel, pis cezasına çarptırılmış, hapiste dolu sesi Avrupa’da özlenecek” Çekoslovakya’nın Çek Cumhuridedi. Almanya Başbakanı Angela yeti ve Slovakya olarak barışçı bir ağır zatürreeye yakalanmış, bütün dünyadan gelen protestolar ve Merkel ise, Havel’in büyük inbiçimde ikiye ayrılmasında da diplomatik baskılar sonucunda sancıllığı kadar kendini özgürlük önemli bir rol üstlenmişti. 1983’te serbest bırakılmıştı. Have demokrasiye adamışlığının da Aynı zamanda bir caz ve rock vel, hapishane anılarını 1988’de unutulmayacağını söyledi. müziği tutkunu olan Havel, Canı Siyah Bazen yazı sadece başlığından ibaret olsa diye geçiririm içimden. Başlık, yazının kendisi olsa ve devamını kimse sormasa, ben de yazmasam, okuyan kendi halince, meşrebince sürdürse yazıyı, bir boşluğu paylaşsak! Çünkü bazen kelimeleri fazla yorduğumuzu düşünürüm, yazan yazarken okuyan okurken yorar yazıyı. Bir de hepimiz farklı bir anlama yorarız ya, o zaman işte canı çıkar kelimenin de, virgülün de, boşluğun da, yazının da. Canı çıkar da ne olur, küser mi bize yazı? Küssün isteriz, küsülü olmak iyi olduğundan değil ama küsecek biri olmak yine de iyidir. Eh bir bakıma da küsmek şımarmak değil midir? Şimdi kelimeyi, yazıyı şımartacak zaman değil. Ne zaman oldu ki derseniz de ne diyeceğimi bilemem. Kelimelerin de utandığı ne çok şey var, utanır ve yazılmak istemezler. Anlarım onları. Yazıya gönülsüz dururlar, “Ağam bugün soğuk sudan bakıyor” dediği gibi türkünün, soğuk sudan bakarlar. Ortalıkta görünmek istemezler. Çünkü ortalıkta olup bitenlerden ötürü hem üzülürler hem utanırlar. Ben şimdi onlardan iki tanesini seçiyor, yan yana getiriyor ve ‘canı siyah’ diye bir başlık yapıyorum. Canı siyah, çeşmi siyah gibi bir şey mi? Âşık Mahzuni Şerif’in unutulmaz türküsünde “İşte gidiyorum çeşmi siyahım/aramıza dağlar sıralansa da” diye ayrılık acısıyla arkasından gözyaşı yerine ömrünü döktüğü kara gözlü yâr mı? Dökülen ve sökülen bir ömür var, ayrılık acısı da var, fakat ne yazık ki aşktan değil bu acı. İşkenceden, ölümden, zulümden doğru bir acı. Canı siyah: Rengi de siyah olabilir. Buradaki ‘siyah’ bir renk değil ama bir tür ‘kader’, bir tür ‘yazı’. “Ne karaymış şu alnımın yazısı” diye başlayan uzun havayı bilirsiniz. Oradaki gibi tıpkı. Alın yazısı kara yazılanların, içyazısı siyahla daha da koyulaştırılanların yazısı, kaderi, kederi. Canı siyah olanların canı acımaz, ‘Ünye de Fatsa Arası’nın galası yarın ? Kültür Servisi Yönetmenliğini Esra Alkan’ın yaptığı “Ünye de Fatsa Arası” adlı belgeselin galası, yarın 20.30’da Beyoğlu’ndaki Atlas Sineması’nda yapılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Dairesi Başkanlığı’nın desteklediği “Ünye de Fatsa Arası” adlı mizahi belgeselde Esra Alkan, ÜnyeFatsa insanının birbirleri arasındaki çekişmeli yaşamlarını beyazperdeye taşıyordu. Alkan, “Ünye de Fatsa Arası” adlı belgeselde, ilginç ve bilinmeyen kültürel, sanatsal, tarihsel ve yöresel zenginliklerin anlatıldığını söyledi. Belgesel, 11. Frankfurt Türk Film Festivali’nde de gösterilmişti. Okan Bayülgen’in objektifinden sokak oyunları ? Kültür Servisi “Okan Bayülgen’in Objektifinden Kaybolan Sokak Oyunları” fotoğraf sergisi Türkiye’nin dört bir yanındaki alışveriş merkezlerinde sergilenerek “sokak oyunları”na dikkat çekilecek. ETİ’nin ÇEKÜL Vakfı ile hayata geçirdiği “ETİ ÇEKÜL Kültür Elçileri Projesi” kapsamında hazırlanan sergi İstanbul’da 20 22 Aralık İstinye Park’ta, 2325 Aralık Kanyon’da, 2629 Aralık’ta da Carousel AVM’de görülebilecek. ‘Ustalara Saygı’ toplantısı Nisa Kadıbeşegil için Bir Cumhuriyet aydınına saygı Kültür Servisi Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantılarının 112. etkinliği, hayatının 83 yılını resim, edebiyat ve sanatla yoğuran Nisa Kadıbeşegil için gerçekleşiyor. Etkinlik, Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde 21 Aralık Çarşamba günü saat 20.00’de başlıyor. Faruk Şüyün’ün hazırladığı saygı gecesinde, Nisa Kadıbeşegil’in yaşamından kesitler sunulacak, resim çalışmalarından da örnekler sergilenecek. Etkinliğe, yurtdışında olmaları nedeniyle gönderdikleri yazıları ile Cüneyt Ayral ve Enis Batur’un yanı sıra, Buket Uzuner, Fatih Çekirge, Metin Celâl Zeynioğlu, Naim Dilmener, Oruç Aruoba, Refik Algan, Sennur Sezer, Tahsin Yücel, Tarık Günersel’in de bulunduğu önemli edebiyatçı ve gazetecilerin yer aldığı birçok isim ile oğulları Salim ve Ahmet Kadıbeşegil katılacak. Jackson’ın eşyalarına 1 milyon dolar ? BEVERLY HILLS (AA) Amerikalı pop yıldızı Michael Jackson’ın son günlerini geçirdiği malikânede bulunan kişisel eşyaları açık arttırmada yaklaşık 1 milyon dolara satıldı. Julien’s Müzayede Evi müdürü, 2009’un Haziran ayında hayatını kaybeden sanatçının üç çocuğuyla birlikte yaşadığı malikâneden gelen eşyaların gün boyu süren açık arttırmada satıldığını belirterek daha önce 200400 bin dolar olması beklenen gelirin tahmin edilenin neredeyse üç katına çıktığını söyledi. MIKE JOYCE ISTANBUL’DAYDI ‘The Queen Is Dead’ 25 yaşında ZÜLAL KALKANDELEN The Smiths grubunun alternatif rock tarihinin klasikleri arasında yer alan “The Queen Is Dead” albümü bu yıl 25 yaşına girdi. Grubun, dünyanın çeşitli kentlerinde yapılan kutlama etkinliklerine katılan davulcusu Mike Joyce, cumartesi günü İstanbul’daydı. Albümün 25. yılı için Tomtom Mahallesi’nin gözde mekânlarından Indigo’da düzenlenen özel gecede, Joyce’un postpunk, new wave, indie ve modern rock müziğin hit şarkılarına yer verdiği DJ seti dinlendi. The Smiths’in kariyerinde ayrı bir önemi olan “The Queen Is Dead”, 1986’da yayımlandığında, aynı Sex Pistols’ın “God Save the Queen” adlı şarkısı gibi monarşi karşıtı mesajlarıyla toplumu sarsıp uyandırma işlevi gördü. Albüme adını veren şarkı, Muhafazakâr Parti lideri Margaret Thatcher’ın liberal ekonomiye ağırlık veren politikalarının altında ezilen Britanya halkının ve kendini dışlanmış hisseden bir kuşağın adeta marşı haline geldi. www.zulalkalkandelen.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle