19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2011 PERŞEMBE 4 HABERLER Erdoğan özür diledi fakat AKP’li milletvekilleri araştırma komisyonu kurulmasını reddetti Güle Güle Hocam Melih Cevdet Anday, o enfes cuma yazılarından birinde bir gün Türkiye’nin en büyük sorununun Rönesans Reform ve Aydınlanmayı yaşamamış olması olduğunu yazmıştı. Şaşırmıştım, Melih Cevdet Anday bunu nasıl yazabilirdi, o ki, Türk Rönesansı’nın ve Aydınlanması’nın en parlak örneklerinden biriydi. Melih Bey daha sonra, geç de olsa güdük de kalsa, bir Türk Rönesansı’nın yaşandığını kabul etti ve o parlak zekâsıyla şu saptamada bulunmayı da unutmadı: Bu nasıl bir Rönesans ve Aydınlanma ise hem bizleri yaratıyor, hem de Türk İslam sentezini... Cumhuriyetin tarihine dikkatle bakanların ilk gördükleri şey Türk Rönesansı ve Aydınlanması’dır. Bu olguyu görmeden Cumhuriyete bakanlar, orada hiçbir şey görmemişler demektir. Kuşkusuz bu hareket gökten zembille inmemiş, ilk kıpırdanmalar Osmanlı’nın son dönemlerinde başlamıştır. Türk Aydınlanmasının savaşımcıları sanıldığından fazladır ve her biri de Cumhuriyetin öğretmenleridirler. Melih Cevdet Anday, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Vedat Günyol, İlhan Selçuk gibi, uzun yıllar Cumhuriyet gazetesinin 2. sayfasını kürsü olarak kullanmış olan bu ön sırada yer alan Aydınlanma hocaları arasında, Server Tanilli de vardır. ??? Bu aydınlanma hocasını ilk gördüğüm günü çok iyi anımsıyorum. 1961 yılıydı ve bir Medeni Hukuk dersinde kısa boylu biri Hukuk Fakültesi 1. sınıf amfisinin kapısından girip, sağ elinin işaretparmağı ileride, konuşarak ilerledi... İlk söylediği sözü de anımsıyorum: Grotius... Sonra bir an durakladı ve sordu: Grotius’u bilmiyor musunuz?.. Grotius’u hiç duymadınız mı?.. Çok şaşırmıştı. Bilmiyorum, sonradan altı ciltlik “Yüzyılların Gerçeği ve Mirası” adını alacak olan “Uygarlık Tarihi”ni yazmayı ve bunu ders olarak öğrencilerine okutmayı o zaman mı geçirdi ilk kez aklından. Türkiye’de aydının ve Aydınlanmacının rolünün yeterince anlaşılmadığını sanırım, her şeyin yukarıdan verildiği, kolayca elde edildiği için kıymetinin bilinmediği yolundaki yanlış düşünce de buradan kaynaklanmaktadır. Bu düşüncenin bir dayanağı olmadığını bize yaşadığımız olaylar göstermiştir. Türkiye’nin Aydınlanmacıları Cumhuriyetin adsız kahramanları, yirminci yüzyılın örneğine belki başka gelişmekte olan ülkelerde rastlanan ilginç mahluklarıdırlar. ??? Türkiye’nin aydını 20 yüzyılda, geçmişi, bugünü ve geleceği aynı anda nice baskı ve mihneti de sırtlanarak yaşamış, kendine özgü bir yaratıktır. Onlar, canlarını dişlerine takmış, çok çaba harcamış, çok ağır bedeller ödemişlerdir. Türk aydınlanmacıları, ateşi tanrıların katından çalıp, insanlara ulaştıran Porometheus gibi cezasız kalmadılar, yaptıklarının bedelini ödediler. Hapiste, bininci gününü doldurmuş olan, bu kafilenin üstatlarına oranla yenilerinden sayılacak, Mustafa Balbay bunlardan biridir. Hepimizin olduğu gibi, onun da hocası olan Server Tanilli ise, mahkemeler ve baskılarla dolu geçirdiği yaşamında, Aydınlanmaya sıkılan kurşun ile 7 Nisan 1978’den itibaren boyundan aşağısı felç olarak tekerlekli sandalyede yaşamak zorunda kalmıştır. Ne var ki, bilgenin, devrimcinin özgürlüğünü hiçbir şey alamıyor elinden. Server Tanilli, tekerlekli sandalyedeki o 33 yılını çoğu kişiyi kıskandıracak bir özgürlük ve verimlilik içinde geçirmiş, kaleme aldığı eserler birbirini izlemiştir. Aydınlanmanın ateşiyle aydınlanmış olan bu öncü Hoca tüm yaşamını Aydınlanmaya, demokrasiye, emeğin kutsallığına adamış olarak yaşadı. O hepimizin devrimci hocasıydı. Ama, o benim hukuk fakültesindeki hocamdı da... Güle güle Hocam!.. Meclis’te Dersim tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP’nin “Dersim olayları için araştırma komisyonu kurulması”na ilişkin araştırma önergesinin Meclis’te öncelikle görüşülmesi için verdiği grup önerisinin önceki günkü görüşmelerinde AKP’li Mehmet Metiner’in sözleri Meclis’i gerdi. Dersim’i 21. yüzyılın “Kerbela’sı” olarak nitelendiren Metiner, “Dersim tenkil ve tebdile maruz bırakıldı. Türkiye Cumhuriyeti seçkinlerinin modernleşme politikaları ile bağlantılı ret asimilasyon amaçlı bir operasyondur. Dersim’de isyan yoktur. Kürtlük temelli bir amaçla isyan etmediler. Dersim isyanını PKK terörü ile karşılaştırırsak yüzleşmeyi yanlış yere çekeriz” sözlerine MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural sert tepki gösterdi. Ancak Metiner, sözlerini “Başbakan’ın özrü doğru anlaşılmalı, yanlış yere çekerek Atatürk düşmanlığı Cumhuriyet hesaplaş ? Başbakan Erdoğan’ın “katliam” olarak nitelendirdiği Dersim olayları ile ilgili “özür dilemesi”ne rağmen, Meclis’te Dersim’le ilgili araştırma komisyonu kurulmasına “geçit verilmedi”. TBMM Genel Kurulu’nda önceki gün BDP’nin, “Dersim Olaylarını Araştırma Komisyonu” kurulması için verdiği grup önerisi, AKP ve MHP’lilerin oylarıyla reddedildi. Aralarında İsmet İnönü’nün torunu Gülsün Bilgehan’ın da bulunduğu bazı CHP’liler öneriye destek verdi. masına dönüştürülmesinin çarpıtma olduğunu millet biliyor” diye sürdürdü. Bunun üzerine yerinden söz alan Vural, “Maalesef TBMM, Türk milletinin egemenliğini kullanan Meclis’te bu millete katliamcı diyecek bir kara lekeyi bu milletin ak alnına sürme basiretsizliğini göstermiştir. Kendisini kınıyorum” sözleriyle tepki gösterdi. Metiner’in sözlerine BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da yanıt vermek isteyince, AKP’li TBMM Başkanvekili Sadık Yakut söz vermedi. Buna sinirlenen Kaplan, “AKP’nin bütün Meclis başkanvekilleri taraflı davranıyor” diye tepki gösterince Yakut da “Sözleri size iade ediyorum” karşılığını verdi. Vural’ın kendisine sataştığı gerekçesiyle yeniden söz alan Metiner ise BDP ve MHP’yi “PKK ile Dersim’i yan yana getirip, bu olaylardan farklı şekilde nemalanmakla” suçlayınca tansiyon yine yükseldi. Önerinin aleyhinde konuşan AKP Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ise Dersim konusunun TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nca araştırılmasının daha doğru olacağını savundu. BDP Grup Başkanvekili Kaplan, bu öneriye tepki gösterdi. Kaplan, Tunç’un “Burası Dersim’i konuşacak yer değildir” derken, “özür dileyen Başbakan” tablosunun diğer yanda olduğunu belirterek özür dilemenin yerinin Meclis kürsüsü olduğunu ifade etti. Kaplan, AKP’ye “Allah birdir diye önerge versek aynen karşı çıkarsınız” diye bağırdı. MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu da söz alarak “Dersim’de birtakım olaylar olduysa tarih kayıtlarına bakılır. Başında da TBMM zabıtları vardır. Bu kararı Meclis vermiştir. Harekâtın detayları burada mevcuttur. Menderes de Celal Bayar da vardır işin içinde. Bugün özür dileyenlerle BDP’nin verdiği önerge aynıdır” diye konuştu. CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç ise Dersim olayı üzerinden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “vurulmaya” çalıştığını belirterek “19371938’de tek parti vardı ve Atatürk de cumhurbaşkanı idi. Cumhuriyetin kuruluşu ile hesaplaşmaya çalışıyor Tayyip Bey. Özür dilemek bir şey ifade etmiyor. Önce araştıralım, belki özür dileyecek bir şey yok” diye konuştu. Tartışmaların ardından BDP’nin grup önerisi AKP ve MHP oylarıyla reddedilirken bazı CHP milletvekilleri de öneriye destek verdi. CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, dün yaptığı yazılı açıklamada Dersim olayları ile ilgili bir araştırma komisyonu kurulması önerisininin reddedilmesiyle “AKP’nin ikiyüzlü tavrının belli olduğunu” söyledi. Geçen günlerde yaptığı açıklamanın çarpıtılarak verildiğini belirten Bilgehan, “Ben bir CHP milletvekili olarak dün Meclis’te Dersim’le ilgili bir araştırma komisyonu kurulması için verilen önergeye olumlu oy verirken, AKP grubu oybirliğiyle reddetti” dedi. ‘Olumlu oy verdim CHP’Lİ VEKİL TUFAN KÖSE: İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN AKP’Lİ HÜSEYİN ÇELİK: Çorum’a da müfettiş gönderin ? Çorum Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarını TBMM gündemine taşıyan CHP’li Köse, maaşı hacizli başkanın iki yılda beton santralına nasıl ortak olabildiğinin araştırılmasını istedi. SEYFETTİN METE Kökümüz 1923 değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ameliyat olması nedeniyle AKP’nin önceki günkü grup toplantısının yapamadığı için Kılıçdaroğlu’nun suçlamalarına yanıt vermek amacıyla” basın toplantısı düzenledi. Çelik, kimsenin soyuyla sopuyla dertlerinin olmadığını, soy milliyetçiliğini basitlik ve hafiflik sayacaklarını kaydederek “Dersimli Kürt Alevi bir aileden olan Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Ben Türkmenim’ diye ortaya çıktı. Niçin? Çünkü, ‘CHP’de ulusalcılar beni yer’ diye korkuyor” dedi. Çelik, babasının alacaklarıyla ilgilenip borçlarıyla ilgilenmeyene denilece‘TARİHİMİZDEN ‘ahmak’ ğini kaydederek cumhuriyeti KORKMUYORUZ’ “Biz kuran partiyiz diye övüneceksiniz, CHP Genel Başkan Yarama cumhuriyeti dımcısı Gürsel Tekin, yaptığı kuran partinin iyiyazılı açıklamayla Çelik’e likleri söz konusu yanıt verdi. Tekin “Biz, Saolacaksa buradan yın Başbakan’ın da AKP yönemalanmaya kalneticilerinin de Cumhuriyet kışacaksınız, fakat ‘O partinin yaptığı dönemiyle hesaplaşmak ishatalar bizim hatatediklerini çok iyi biliyoruz. larımız değil’ diyeOnlar sinsice faaliyet gösteceksiniz. Bu kendi rirken biz açık açık diyoruz başına çok büyük ki tarihimizden korkmuyoçelişkidir” diye koruz... Günahıyla da sevabıynuştu. la da tarihimize sahip çıkı“Tabuları ayakyoruz” ifadelerini kullandı. ların altına atacaklarını” belirten Çelik, “Türkiye Cumhuriyeti devleti, evet 1923’te kurulmuştur, ama bizim kökümüz 1923 yılında falan değildir. Biz kökü mazide olan âti bir devletiz. Osmanlı döneminde yapılan yanlışları da savunmak zorunda değiliz” diye konuştu. Başbakan Erdoğan’ı öven Hüseyin Çelik, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun aslında, dünya çapında bir lider olan AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a muhalefet ettiği için kendisine şeref payı çıkarması lazım” dedi. ÇORUM AKP’li Çorum Belediyesi hakkındaki yolsuzluk iddialarını Meclis gündemine taşıyan CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse, “İçişleri Bakanlığı, CHP’li belediyelerin kapılarında neredeyse maaşlı memur gibi çalışan müfettişlerinden bir kısmını da Çorum Belediyesi’ne göndersin” dedi. TBMM oturumunda gündem dışı söz alan CHP’li Tufan Köse, Çorum Belediyesi’nde yaşanan yolsuzluk iddialarını gündeme getirerek şöyle konuştu: “Çorum Belediye Başkanı Külcü 2009’da bir kamu kuruluşundan yönetim kurulu üyesi olarak almakta olduğu maaşı hacizli olarak geldi Çorum’a, maaşı hacizliydi. İki yılı aşkın süredir Çorum’da Belediye Başkanı’nın imar ve ihale işlerinde yaptığı yolsuzluklar dedikodu olarak dolaşıyordu. Ama 15 Kasım’da yerel basın daki bir gazeteci bu işi dedikodu olmaktan çıkardı ve iddialı bir halde Çorum kamuoyunun bilgisine sundu. Bir süre Çorum kamuoyunu oyalayan Belediye Başkanı 2009’da maaşı hacizli olarak geldiği Çorum’da bir hazır beton santralına ortak olduğunu açıklamak zorunda kaldı.” İçişleri Bakanlığı’nı göreve çağıran Köse, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belediye başkanları şehir eminleridir, en güvenilir insanlardır. Değil hakkında iddia olması, dedikodu bile çıkmaması gerekir diye düşünüyorum. İçişleri Bakanlığı’ndan da özellikle buradan rica ediyorum. CHP’li belediyelerin kapılarında neredeyse maaşlı memur gibi çalışan müfettişlerinden bir kısmını da Çorum Belediyesi’ne göndersin de Çorum kamuoyu da Çorum Belediyesi’nde neler dönüyor, bunları öğrensin. Özellikle bunu istiyorum.” [email protected] ‘Hırsım kalmadı’ İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ‘Bende bir daha başkan olma hırsı yok’ dedi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyonun ardından sıkıntılı günler geçiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yeniden bu göreve aday olmak gibi bir hırsının olmadığını söyledi. Ege Bölgesi’nde yayın yapan televizyon kanalında programa katılan Kocaoğlu, belediye başkan adaylığı konusunu son 6 aya bıraktığını belirterek “60 yaşına geldim. Bundan sonra insan olarak hırsım kalmadı. Bende bir daha belediye başkanı olma hırsı yok. Belediye başkanı olduğum müddetçe, zamanımın saniyesini, hatta salisesini değerlendirip İzmirli hemşerilerime hizmet etme ve onlara layık olma, bunun huzuruna varma hırsı var” dedi. HRANT DİNK VAKFI TTB, Erdoğan’ın operasyon için kamudan ayrılmak zorunda kalmış bir hekimi seçtiğine dikkat çekti: 2012 ajandasının konusu ‘Davalar’ İstanbul Haber Servisi Hrant Dink Vakfı’nın 2012 ajandası çıktı. Her yıl olduğu gibi Türkçeİngilizce ve Ermenice olarak üç dilde hazırlanan ajandanın bu yılki konusu “Davalar”. Ermenistanlı vicdani retçi Vahan Bayatyan, kürtaj hakkını kazanan Jane Roe, Maymun Davası’nda evrim teorisini öğrettiği için cezalandırılan John Scopes Davalar’da bireysel mücadeleleri anılan isimlerden sadece birkaçı. Ajandada ABD’de siyahbeyaz ayrımının protestosuna dönüşen Rosa Parks yargılaması, Nelson Mandela ve arkadaşlarının onlarca yıl hapis cezasına çarptırılmasıyla sonuçlanan Rivonia Davası; azınlık vakıflarını kendi ülkelerinde “yabancı” sayan Yargıtay kararı, Festus Okey’in davası ile Susurluk Davası’nın aralarında olduğu pek çok dava yer alıyor. Ajandada bulunan 53 davaya altmışa yakın fotoğraf eşlik ediyor. Tercih doğru, ya mevzuat? ‘Tamgün yasası delindi’ CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Başbakan Erdoğan’ın ameliyatını kamudan ayrılıp özel hastaneye geçen Prof. Dr. Dursun Buğra’nın yapmasını, “Bu ameliyat sırasında oluşturulan prosedürle, millet iradesi bypass edilerek KHK ile çıkarılan Tamgün Yasası delinmiş oldu” diye değerlendirdi. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin kamu hastanesi olduğunu anımsatan Çıray, “Bu kamu hastanesine Tamgün Yasası nedeniyle kamudaki görevini bırakmış ve özel Amerikan Hastanesi’nde çalışmaya başlamış olan Buğra’nın çağrılmış olması, ameliyatı gerçekleştirmesi ironik bir tablodur. AKP Tamgün Yasası’na inanmıyorsa neden çıkardı” diye sordu. Çıray, gazeteci Serpil Çolak’ın beynindeki baloncuk nedeniyle olacağı ameliyata Tamgün Yasası nedeniyle hekiminin giremediği örneğini de anımsatarak bu uygulamayı ikiyüzlülük olarak nitelendirdi. FIRAT KOZOK SİBEL BAHÇETEPE ANKARA/ İSTANBUL 26 Kasım Cumartesi günü geçirdiği ameliyatın ardından Başbakanlık ambulansıyla hastaneden ayrılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, istirahat sürecini Kısıklı’daki konutunda geçiriyor. Erdoğan’ın konutunun yaklaşık 500 metre uzaklığında bulunan İSPARK’a ait Heliport alanında Sağlık Bakanlığı’na bağlı ambulans helikopter bekletiliyor. Başbakan’ın ameliyatını gerçekleştiren Prof. Dr. Dursun Buğra’nın ameliyatta kullandığı aletleri kendisinin getirdiği belirtildi. İddialara göre Buğra, yaklaşık 1.5 metre olan kalın bağırsağın 2025 santimetresini ameliyatla aldı ve patolojik inceleme için alınan örnek başka bir laboratuvara gönderildi. Erdoğan’ın bir süreden beri bağırsaklarında yaşadığı ‘ülserli kolit’ rahatsızlığı nedeniyle ilaç tedavisi gördüğü ve düzenli diyet yaptığı iddialar arasında yer aldı. Erdoğan, kendisini arayan ancak görüşemeyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’i de telefonla arayarak teşekkür etti. Yüksek enfeksiyon riski taşıyan Erdoğan’a yakın çevresinden ve siyasilerden dün de hiçbir ziyaretçi kabul edilmedi. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi tarafından yapılan yazılı açıklamada “Başbakan’ın daha önce birçok yöneticimizin aksi ne, ortaya çıkan sağlık sorununu Türkiye’de çözümlemiş olması tarafımızdan memnuniyetle karşılanmıştır” denildi. Erdoğan’ın Marmara Üniversitesi’ni tercih ettiği ancak hastane kadrosunda olmayan bir cerrahi kadro ile sağlık sorununu çözme yolunu seçtiğine dikkat çekilen açıklamada Prof. Dursun Buğra’nın “Tamgün” Yasası nedeniyle uzun yıllar çalıştığı üniversiteden ayrılmak durumunda kaldığına dikkat çekildi. Açıklamada “Yürürlükteki hukuksal mevzuat ile diğer bireyler için yasaklanmış ve Sağlık Bakanı’nın ‘milli iradeyi temsil ederek’ hassasiyet gösterdiği bu uygulama Başbakan için yürürlükten kaldırılmış gözükmektedir” denildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle