19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ARALIK 2011 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Kalite Ödülleri; Bosch Bursa Dizel Enjektör Fabrikası, İGDAŞ, CocaCola İçecek Ankara Fabrikası ve Farba’nın Kalitenin yıldızları ? Ulusal Kalite Ödülleri sahiplerini buldu. Ödüller kalite uygulamalarında kuruluşlara referans olurken ulusal, bölgesel ve global pazarlarda farklılaşma olanağı sunuyor. Ekonomi Servisi Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve TÜSİAD tarafından bu yıl 19’uncusu düzenlenen ‘Ulusal Kalite Ödülü’ töreninde, Mükemmellikte Süreklilik Ödülü Bosch’un Bursa Dizel Enjektör Fabrikası’na verildi. Ulusal Kalite Büyük Ödülleri’ni; ‘Büyük Ölçekli İşletmeler kategorisinde’ İGDAŞ (İstanbul Gaz Dağıtım), ‘Büyük Ölçekli İşletmeler Operasyonel Birim kategorisinde’ CocaCola İçecek Ankara Fabrikası kazandı. Sağlık Bakanlığı Karabük Devlet Hastanesi kamu kategorisinde Jüri Teşvik Ödülü’ne layık görüldü. Hamdi Akın: Fark yaratarak büyüyoruz İki gün süren “20. Kalite Kongresi”nde iş dünyasının önde gelen isimleri deneyimlerini paylaşırken dünkü oturumlarda Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ve Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Zafer Kurtul soruları yanıtladı. HAMDİ AKIN: Bu yıl yatırımlarımız 4 milyar dolara yaklaşacak. 20122013 yıllarında bu yatırımları realize etmek için çalışacağız. Bir işe başlarken yalnızca “fark yaratmak” için hareket etmiyoruz, fark yaratarak işlerimizi büyütmeyi amaçlıyoruz. Aksi durum yel değirmenleriyle savaşmaya benzer. Freeshop, yiyecek içecek bölümleri, güvenlik, otopark gibi havaalanı işletmesinin tüm alt alanlarında kendi uzman kadrolarımız var. Hiçbir işi dışarıdan hizmet alarak yapmıyoruz. Dünyada hiçbir havaalanı şirketi yok ki bütün bu bilgilere sahip olsun. ZAFER KURTUL: Bankacılık sektörümüz, mali sektörümüz çok iyi durumda. Bizde tüketici kredilerinin boyutları düşük. Bu da çok önemli bir avantaj. Ülkemizin bir eksik, riskli tarafı cari açık. Cari açığı çözmeden Türkiye’nin sürekli bir büyüme sağlaması mümkün değil... Kalitesizliğin maliyetini de ölçüyoruz. Kalitenin bir maliyeti var. Kalite süreciyle özellikle yabancı ortaklarımızdan çok şey öğrendik. Brisa’yı örnek verebiliriz. Aydınlanma, İnsanlık Onuru, Direnişin... Anıtı Hukukfelsefe bilimlerinin bileşkesinin zirvesinde, cilt cilt kitaplar kaç tiraj yapar? Server Tanilli Hoca’nın fuarda kitap imzalama kuyruğu, piyasacıların “best seller”lerini aratmıyor. Kulağına eğiliyorum: “Hocam başını kaldır da bak, seni tanıyan, hoca olarak sevenler, kuyruktakilerin çok azı değil mi? Üstelik yaş ortalaması çok genç...” 18 yılını yurtdışında sürgünde geçirmiş olmasına karşın bu büyük sevgiye, ilgiye gülümsüyor. Hemen en önde ciltlerle birden kitaplarını imzalatmakta olan genç doktor karıkocaya takılıyor, “Bunları okuduğunuzda dünyanızın nasıl değişeceğini biliyor musunuz?” diyor. Aynı neşeli takılmayla “Bilmez olur muyuz, değişmek için alıyoruz Hocam..” yanıtını alıyor... 1978’de terör saldırısı sonucunda felç olduktan sonra, akıl almaz bir direnişle yaşama dönmek için yurtdışında tedavi görürken bu kez 12 Eylül’ün saldırısı ile 1402’lik olmuş, bilimsel kimliğine kucak açan Batı dünyasında, Fransa’da üniversite hocalığına devam etmek zorunda kalmıştı. 18 yıllık sürgün yıllarında, her gününü ülkesinde böylesine yoğun yaşayan bir başka solcu, aydın tanımadım. Türkiye’de yaşananları günü, anı ile izliyor, aydın sorumluluğu, insan olma hallerini paylaşmanın bir yolunu buluyordu... O güne ait bir yazı, özel bir gün için çevremden de hep duyduğum üzere gece yarısı sonrası telefonlarından söz etmiyorum sadece... 12 Eylül sonrasının ilk ciddi anayasa eleştirisi toplantısındayız. Prof. Sağlam, Prof. Kaboğlu hocalar çok anlamlı açıklamaları ile başımıza örülen çorapları anlatıyor. Oturumu yönettiğim için elime bir telefon tutuşturuluyor. İnanılır gibi değil, Hoca Fransa’dan arıyor, telefon bağlantısı ile 12 Eylül anayasasına karşı sadece hukukçu değil, sorumlu aydın kimliği ile onurlu duruşunu birkaç cümle ile çok çarpıcı özetleyiveriyor... Dinleyenlerin duyarlılığı, tepkileri birden katlanıyor... ??? Hoca’nın 18 yıllık sürgün sonrası ülkemize dönüşü, üniversitelerimizde kapıların açılması ile değil, arada ürettiği sayısız bilimsel ama halka da ulaşan, uygarlığa, Aydınlanma’ya ışık tutan kitapları ile oluyor. TÜYAP’ın, fuarın onur konuğu olarak, bizden hiç kopmamış, direnişin, Aydınlanma’nın anıtı Tanilli Hoca’yı, sadece öğrencileri, dostları, tanıyanları değil, kitapseverler, hiç tanımamış olanlar bağırlarına basıyor... Gözlerinden sevinç ışıkları fışkırıyor, tekerlekli sandalye ile akıl amaz bir tempoda o fuardan bu fuara, o şehirden bu şehire, toplantıya koşturuyor. Fransa’ya derslerine bir koşu gidip, soluğu yine Türkiye’de alıyor. Nerede olduğunu, daha ne kadar yeni kitap üretiğini, etkinliğe katıldığını izlemek olanaksızlaşıyor... Bir tek olması gereken her yerde, durması gereken her duruşta yerini aldığını, soluksuz ürettiğini söyleyebilmek olanaklı. Yarım beden bu tempoya bu kez bombasız isyan ediyor. Hoca felç geçirmiş, bir kez daha konuşma yetisini kaybetmiş... Hastane odasına giriyorum. Önünde sayısız not kâğıdı, zor anlaşılan bir ses, dönmeyen diliyle konuşma çalışmaları yapıyor. Deneyli, yeniden konuşabilmek, kaldığı yerden çalışmalarını, konuşmalarını sürdürebilmek için kararlı. Bana tekerleme çalışmaları ile öylesine kanıtlıyor ki... Yanından moral vereceğine almış olarak, sevinçle ayrılıyorum. Bir iki ay geçmeden bu kez Fransa’dan telefonla, derdini anlatabilir konuşmayla bunu hemen kanıtlıyor... ??? Polisin çok ağır, orantısız güç kullandığı, dayaklı, göz yaşartıcı bombalı 1 Mayıs denemelerinden sonra, aradan 31 yıl geçmiş olarak DİSK önderliğinde inadına 1 Mayıs Meydanı’na, Taksim’e girişin kararı verilmiş. 2009 1 Mayısı’nda Hoca tekerlekli sandalyesinde, toparlanmış, o sırada tutuklu Manisalı Hoca ile Balbay’a, tüm yargısız infaz tutuklularına özgürlük isteyen pankartı ile en önde... Sağlık sorunlarının, yaşanmışlıklarının tek bedeli, artık kolay akan sevinç gözyaşları içinde, Cumhuriyet Anıtı’nın etrafından direnerek başarmanın onur turunu atıyor... Hoca’ya yetmez ki.. Bir gün kitap fuarından Balbay’ı ziyarete, Silivri’ye gittiğini duyuyorum. Bir başka gün hastanede İlhan Selçuk’u ziyarete geliyor, gazeteye uğramayı hiç atlamıyor. Fazilet Kuza’yı, Cumhuriyet Kitap’ta çalışanları durmadan arayarak basılmakta olan yeni kitaplarının okumalarını, kapaklarını, basılma süreçlerini sorguluyor... Yarım beden, bir daha bir daha bu yormaya isyan ediyor... Hoca’nın son yılları ağırlıklı hastanelerde, sayamadığım kadar çok ameliyat, ağır tedavi altında geçiyor. Kangren olan bacakları sonuna kadar kesiliyor, iltihaplar tam temizlenemediği için, aylarca günün çoğunu yüzükoyun yatırılarak geçirmek zorunda kalıyor... Hoca yaşama karşı duruşu, direncinden hiç ödün verir mi? Yeniden konuşma yetisini arttırıyor, milimetrik hesaplamalarla doktorların istediklerinin gereğini yerine getirirken, haberleri, oturumları atlamıyor... Yaşama sevincini, direncini hiç kırmıyor. Bu ağır tabloda “Balbay’ı ziyarete, Silivri’ye gidelim” telefonu geliyor... Yasak nedeni ile ancak gözlerimle çekebildiğim fotoğraf karesinde, Hoca tekerlekli sandalyesinde tek eliyle, var gücü ile yükselmiş, öteki eliyle Balbay’a dokunmaya çalışırken, Balbay parmaklıktan düşecek kadar aşağıya sarkmış... Elleri bir türlü kavuşamazken, sahneye dayanamayan bir görevli ayağı ile tekerlekli sandalyeyi itiveriyor... Elleri kavuşuyor... Farba oto devlerine üretiyor Ulusal Kalite Başarı Ödülü de Farba AŞ’nin oldu. Bayraktarlar Holding bünyesindeki Farba; Toyota, Renault, Ford, Tofaş, Temsa, Otokar, Karsan gibi Türkiye’de kurulu otomotiv üreticilerinin yanında Daimler/Almanya, Ford/İngiltere, Renault/Fransa, Volkswagen/Almanya gibi firmalara ihracat yapıyor. Türkiye’de KalDer tarafından temsil edilen Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı’nın (EFQM) Beş Aşamalı Mükemmelliğe Yolculuk Programı kuruluşları gelecekte daha da başarılı olmak için motive eden ve onları sistematik iyileştirme yapmada destekleyen bir program.Ulusal Kalite Ödülleri’nin, Türkiye’nin en büyük ve itibarlı kalite etkinliği olduğunu belirten Kalite Ödülü Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Durman, değerlendirmede referans alınan EFQM Mükemmellik Modeli’ndeki tanım ve kavramların güncellendiğini ve günümüzün eğilimleri ile daha da güçlendirildiğini söyledi. Ödüller sahiplerini buldu Farba Genel Müdürü Ayhan Gürbay, Coca – Cola İçecek Ankara Fabrikası Müdürü Şahin Keykan, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan, İGDAŞ Genel Müdürü Bilal Aslan, Bosch Bursa Dizel Enjektör Fabrikası Genel Müdürü Andreas Wolf, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Cansen Başaran, Kalite Ödülü Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Durman (soldan sağa) ödül sevincini paylaştılar. KOBİ’LERE FİNANSMAN DESTEĞİ ‘Fark Yaratmak’ ana temasıyla düzenlenen 20. Kalite Kongresi’nde konuşan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, önümüzdeki günlerde Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) ile bir işbirliği protokolü imzalayacaklarını belirterek, “KOBİ’lerin eğitimlerine finansman desteği sağlanacak” dedi. KalDer’in amacının artık sadece işletmelerin rekabet ortamına hazırlanması olmadığını, amaçlarının, Türkiye’nin yaşam kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunmayı içeren bir zenginliği taşıdığını söyledi. Geride bırakılan 20 yılda 80 bin üzerinde kişiye Mükemmellik Modeli eğitimi verildiğini ifade eden Doğan, “2012’de ‘Kalite Akademisi’ programı üniversitelerimizle işbirliği içinde başlayacaktır. Akademi programı altında olan ‘Kalite Uzmanı Sertifika Programı’ ile eğitimde yeni bir açılımı gerçekleştireceğiz” dedi. HER ŞEYDEN ÖNCE NİTELİKLİ EĞİTİM Kongrede konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, “İnsan sermayesini dünya ekonomileriyle rekabet edebilecek niteliğe yükseltmeden hiçbir ülkenin fark yaratması mümkün değildir” dedi. Boyner, yüksek bir refah düzeyine ulaşabilmek, bunu sürdürülebilir kılmanın ancak eğitimin öncelikli ve nitelikli bir alan haline dönüştürülmesiyle mümkün olacağını kaydetti. Enerji bağımlılığı protokole girdi BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Türkiye’nin enerjide Rusya’ya olan bağımlılığı, iki ülke arasındaki Enerji İşbirliği Protokolü’nün Bakanlar Kurulu’nca onaylanması sonrasında resmileşti. Protokolün ikinci maddesinde “Taraflar, Rus petrol şirketleri ile ticari anlaşmalarda yer alan miktarlar için Rusya Federasyonu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne petrol ve petrol ürünleri sevkıyatını destekleyecekler” taahhüdü yer aldı. Rusya Başbakanı Putin’in 2009’da Ankara’ya yaptığı ziyarette imzalanan protokol önceki gün onaylandı. Protokolde yer alan bazı maddeler şöyle: ? Taraflar, Türkiye, Rusya Federasyonu ve üçüncü ülkelerde hidrokarbon arama ve çıkarma konusunda Türk ve Rus petrol şirketleri arasında ortak girişimler kurulmasını teşvik edecekler. ? Taraflar, SamsunCeyhan Ham Petrol Boru Hattı projesinin gerçekleşmesinde yer almaya hazırlar. ? Taraflar, petrol ürünlerini pazarlamada kullanılmak üzere ortak ödeme sistemlerinde işbirliği yapacaklar. José Mariano LópezUrdiales Bloon’a bağlı uzay modülünü tasarladı. Türkiye’den uzaya yolculuk başlıyor ? Uzay seyahati için kayıtlar 1 Ocak 2012 itibarıyla alınacak ve ilk yıl için 100 uçuş yapılacak. 4 saat uzayda seyahat etmek isteyenlerin 110 bin Avro’yu gözden çıkarması gerekiyor. Ekonomi Servisi VIP Turizm, İspanyol zero2infinity şirketi ile 2014’te, uzaya turist taşıyacak. Bloon adı verilen özel tasarlanmış bir balonla yakın uzaya 4 saatlik bir yolculuğa çıkacak olan konuklar, atmosferin ince ve parlak mavisinin göründüğü sınıra yolculuk yapacak. Bloon ile 1 saatlik yükselişin ardından 36 kilometre irtifada yaklaşık 2 saat seyahat edilecek ve bunu 1 saatlik yumuşak iniş takip edecek. Seyahate uzman pilotlar eşlik edecek. Bloon projesi VIP Turizm Üst Yöneticisi (CEO) Ceylan Pirinçcioğlu ve zero2infinity’nin kurucusu José Mariano LópezUrdiales’in de katılımıyla açıklandı. Uzay seyahati için kayıtlar 1 Ocak 2012 itibarıyla alınacak ve ilk yıl için 100 depar (uçuş) yapılması amaçlanıyor. Uzayda seyahat etmenin bedeli ise 110 bin Avro olarak belirlendi. Yolculuk için Bloon’ların Konya ya da Eskişehir’den havalanması planlanıyor. T.C. BUCAK (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI 2010/41 Satış Tapu Kaydı: BURDUR ili, BUCAK ilçesi, Cami Mah. mahallesi/köyü, 41 pafta, 105 ada, 8 parsel, 463 m2, Apartman. Özellikleri: Taşınmaz ilçe merkezine yaklaşık 400 m. kadar doğu yönde, Mahmudiye caminin 50 m kadar güneydoğusunda, kuzey yönden umuma açık çıkmaz yol, güney yönden halen mevcut dere ve diğer yönlerden şahıs arazileri ile çevrilidir. Taşınmaz üzerinde tek katlı yığma usulle yapılmış, içerisinde oturulmayan dış duvarları sıvasız, pencere ve kapıları ile çatısı ahşap, çatı üzeri kiremit örtülü, yaklaşık 50 yıllık %70 yıpranmış, elektrik ve suyu mevcut, 86,00 m2 büyüklüğünde bir yapı mevcuttur. İmar Durumu: Bucak Belediyesi imar planı ve yerleşik alan sınırları içerisinde, imar planına göre ayrık nizam 3 kat, taban alan yoğunluğu 0,40 olan ikamet ve konut alanına ayrılan yerlerdendir. Satış Saati: 10.30 10.40 Arası Muhammen Bedel: Bilirkişi raporuna göre arsa değeri m2’si 50,00 TL üzerinden 28.150,00 TL, bina değeri 11.558,40 TL olmak üzere toplam 39.708,40 TL olup, taşınmaz bu bedel üzerinden satışa çıkartılacaktır. Satış Şartları: 1Satış 02/01/2012 PAZARTESİ günü yukarıda belirtilen saatler arasında Burdur Bucak Adliyesi Güney Kapısı Ön Bahçesi adresinde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen değerin yüzde 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış ve paylaştırma giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedele alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 12/01/2012 PERŞEMBE günü aynı yer ve saatler arasında ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklıların alacaklar toplamını, satış ve paylaştırma giderlerini geçmesi ve arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40’ını bulması lazımdır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20’si nispetinde Türk Lirası peşin para veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcıya istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tapu alım harcı, damga vergisi ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde memurluğumuza bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaktır. 4Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve yüzde 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla memurluğumuza başvurmaları gerekmektedir. İşbu ilan tebligat yapılamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 17/11/2011 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (İİK. m.126) (Basın: 74112) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle