27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2011 PERŞEMBE [email protected] 12 DIŞ HABERLER Davutoğlu, ‘yolun sonuna gelen’ Şam yönetimine yönelik ekonomik yaptırımları açıkladı 9 maddelik yaptırım paketi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik 9 maddelik yaptırım paketini açıkladı. Suriye yönetiminin tutumuna göre bundan sonra da ilave tedbirler almayı değerlendireceklerini belirten Davutoğlu, “Önlemlerle ilgili gözettiğimiz temel ilke, her şeyden önce Suriye halkının incitilmemesine, yönetimin hatalarından dolayı halkın eza ve cefa çekmesine mahal verilmemesidir” dedi. Davutoğlu, dün düzenlediği basın toplantısında Suriye yönetiminin kendisine tanınan her fırsatı, son olarak Arap Ligi’nin sunduğu büyük fırsatı ve çıkış yolunu da heba ederek yolun sonuna geldiğini ve bu sonucu bizzat kendisinin hazırladığını belirtti. “Bizim ne Suriye ne de bölgemizi ilgilendiren herhangi bir meselede gizli gündemimiz olmamıştır, olmayacaktır” ifadelerini kullanan Davutoğlu, Türkiye’nin alacağı önlemleri şöyle sıraladı: ? 1 Suriye’de halkıyla barışık meşru bir yönetim işbaşına gelene kadar Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizmasının askıya alınması. ? 2 Suriye’de temel liderlik kadrosu mensubu olup, haklarında halka karşı şiddete ve hukuk dışı yöntemlere başvurdukları laşmasının askıya alınması. na dair iddialar bulunan bazı yetkililere se Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin “insani koyahat yasağı konulması ve bu kişilerin ül ridor” konulu bugün yapacağı toplantıya kemizdeki mal varlıklarının dondurulması. katılımının ise Rumların vetosuna takıldıSuriye rejiminin kuvvetli destekçisi ko ğı bildirildi. numundaki bazı işadamlarına da benzer tedbirlerin getirilmesi. ? 3 Suriye ordusuna her türlü silah ve askeri malzemenin satış ve tedarikinin durBAHADIR SELİM DİLEK durulması. ? 4 Türkiye toprakları, hava sahası ve ANKARA AKP karasuları kullanılmak suretiyle hükümeti, Suriye halkının üçüncü ülkelerden Suriye’ye silah zarar görmemesi için Arap ve askeri malzeme transferi yaBirliği’nin aldığı kararları, pılmasının uluslararası hukuka “nüans” ayarı ile uygulamaya uygun olarak engellenmesi. koymaya çalışmasına karşın alınması öngörülen önlemlerden en ? 5 Suriye Merkez Bankası ile fazla sıkıntıyı yine Suriye halkı çekecek. Türkiye’nin Şam ilişkilerin durdurulması. Büyükelçiliği’nin de Ankara’ya ulaştırdığı bilgilere göre ABD ve ?6 Suriye hükümetinin TürAB’nin yaptırım kararlarından sonra Suriye’de hayat pahalılığı yüzde kiye’deki finansal mal var50’den fazla arttı. Sadece mutfaklarda kullanılan gazın fiyatı 20 doların lıklarının dondurulması. ? 7 Suriye hükümeti ile kreüzerine çıktı. ABD ve AB’nin yaptırım kararlarından önce nüfusunun di ilişkilerinin durdurulması. yaklaşık yüzde 10’nun yoksulluk sınırında yaşadığı ülkede, Arap ülkeleri ? 8 Mevcut işlemler hariç ile birlikte Türkiye’nin de yaptırım kararı sonrasında bu oran yüzde Suriye Ticaret Bankası ile iş30’un üzerine çıkabilir. Yaptırım kararları en fazla Suriye’nin turizm lemlerin durdurulması. sektörünü vuracak. Krizin patlak vermesinin ardından, Suriye’de turizm ? 9 Suriye’deki altyapı proalanında faaliyet gösteren yaklaşık 50 bin kişi işsiz kaldı. Bu rakamın jelerinin finansmanı için imkısa süre içinde birkaç yüz bini geçmesi tahmin ediliyor. Suriye’de zalanan Eximbank kredi anyaklaşık 2 milyon kişi turizm sektöründen geçimini sağlıyor. ‘Sizi Tarihe Havale Ediyorum!’ Server Tanilli’yi 90’lı yıllarda ilk kez Strasbourg’un “Odyssee” (Odise) sinemasında görmüştüm. Tekerlekli sandalyesiyle Odyssee’de her yıl bu dönem aralık başında yapılan,“Türk sinema günlerine” gelmişti. Strasbourg ve civar Alman kentlerinden akan “gurbetçilerle”,Türk aydınları, sanatçılarını bir araya getiren sinema şenliğinin müdavimlerinden olan “Hoca”; film gösterileri ardından yapılan tartışmalara damga vurur, sinema üzerindeki yorumlarlarıyla etkinliğe can katardı. Tanilli’nin ölüm haberini aldığımda, gözlerimin önünde hemen, Avrupa’nın beş müze sinemasından biri olan “Odyssee”nin o tılsımlı ortamı canlandı... Salon dolusu insan tarafından memleket hasretiyle izlenen bir filmin ardından, Tanilli’nin ışıklar yanarken tekerlekli iskemlesinden söz alış anını düşündüm… Tanilli deyince aklıma gelen ilk özelliği bu, ölene dek hiç yitirmediği heycanı, yaşam coşkusu ve misyon sevdası entelektüel angajmanı oluyor. Ne kadar dolu bir insandı Server Tanilli… Ne kadar çok yönlüydü… Taşıdığı ışığı etrafa yaymaya ne kadar azimliydi… Sinema tutkusuna, ellerimin arasında tuttuğum “Uygarlık Tarihi” kitabında da uzun uzun yer vermiş… Lütfü Akad’dan Güney sinemasına dek uzanan etraflı bir Yeşilçam sineması sentezi var bu değerli kitabın içinde. ‘Sıkıntıyı halk çekecek!’ ? ‘Önlemlerle ilgili gözettiğimiz temel ilke, her şeyden önce Suriye halkının incitilmemesi, yönetimin hatalarından dolayı halkın eza ve cefa çekmesine mahal verilmemesidir’ diyen Davutoğlu, Ankara’nın ‘gizli bir gündeminin olmadığını’ vurguladı. SURİYE TEPKİSİ İran’dan Türkiye’ye: Alet olmayın EKBER KARABAĞ TAHRAN İran Meclis Başkanı Ali Laricani, Türkiye’nin Suriye politikasını eleştirerek Ankara’dan konuyu doğru şekilde değerlendirip diğerlerine alet olmamasını istedi. Yerli ve yabancı basın mensuplarının hazır bulunduğu bir toplantıda konuşan Laricani’ye, bir gazeteci, “AnkaraŞam arasında yaşanan gerilimi İran Meclisi nasıl değerlendiriyor” sorusunu yöneltti. Laricani, “Ankara, diğerlerinin tasarladığı ağa düşmemek için dikkatli olmalıdır. Türkiye’ye tavsiyemiz meseleyi doğru şekilde irdelemesidir. Ankara alet olmamalı bu çok önemli” diye yanıt verdi. İngiliz temsilciliklerine yapılan saldırı, BM Güvenlik Konseyi tarafından kınanırken Laricani, BM’nin tavrını “aceleci” olarak değerlendirdi ve öğrencilerin eyleminin İngiliz yönetimine karşı on yıllardır biriken öfkeden kaynaklandığını söyledi. İngiltere, Tahran’daki İngiliz diplomatların ülkeye çağırıldığını, Londra’daki İranlı diplomatların sınır dışı edileceğini açıkladı. İran Dışişleri Bakanlığı ise İngiltere’ye gereken karşılığın verileceğini bildirdi. Norveç’in, Tahran elçiliğini kapattığı belirtilirken İsviçre’nin başkenti Bern’deki İran Büyükelçiliği, dün akşam iki kişinin saldırısına uğradı. Saldırganların binaya taş ve yanıcı maddeler attığı bildirildi. Polisten işgalcilere orantısız güç olisin, belediye binası önünde P kurdukları kampı boşaltmaları için belediye başkanının pazartesi sabahına kadar tanıdığı sürenin dolması üzerine müdahale ettiği Wall Street’i İşgal Et eylemcilerinden 200’ü gözaltına alındı. ABD’nin Kaliforniya eyaletinin Los Angeles kentinde, Wall Street’i ve gelir dağılımındaki dengesizliği protesto eden eylemciler, belediye binasının bahçesinde kamp kurmuştu. Polisin 1400 kişilik bir güçle eylemcilere müdahale ettiği bildiriliyor. ABD’de eylül ortasında New York’ta doğan “Occupy” (İşgal) hareketinin ardından protestocular ülkedeki birçok eyalette çadır kampları kurarak eylemlerini sürdürmüştü. (Fotoğraf: EPA) ygar düşünce” yolunda vurulmak “Uygarlık Tarihi”, biliyorsunuz… Tanilli’nin vurulması ve ardından ömür boyu felçli kalmasına yol açan yapıt. Bu çok değerli yapıtı “Hoca”; 197275 yıllarında öğrencilerine verdiği “uygarlık tarihi dersi” notlarından oluşturuyor. Apar topar sonra kitap yüzünden DGM’de yargılanıyor. Mahkemede onu mahkum etmeyi başaramıyorlar. Ama arkadan vuruyor/vurdurtuyorlar. Yıllar süren acılar, ameliyatlar, tedaviler… bir daha onu ayağa kaldıramıyor ama iradesini de teslim alamıyor… Tanilli canla başla bilakis… kaldığı yerden… daha büyük bir azimle çalışmalarına devam ediyor. Durmaksızın yazıyor ve trajedinin ardından bir düzineyi aşan, birbirinden çarpıcı, ilginç eser üretiyor… “Uygarlık Tarihi”nin, Türkan Saylan’ın anısına ithaf edilmiş 23. baskısının arkasında, Tanilli’nin İstanbul DGM başkanlığına verdiği savunma var: “Yazdıklarım, yazılması gereken şeylerdi” diyor “Hoca” o tarihte zincire vurulmak istenen düşünceleri için; “Bugün yazmaya kalksam gene aynı şeyleri yazardım. Hiçbiri hakkında, en ufak bir pişmanlık duymuyorum. Kalemimden çıkmış her cümlenin her kelime ve hecenin altında, entelektüel şeref ve haysiyetim yatmaktadır. İnsanım; hayatta dönebileceğim şeyler olabilir. Ama entelektüel şeref ve haysiyetimden ölüm pahasına da olsa dönemem. Atilla İlhan’ın… mısraları geliyor aklıma. O sözler ki kalbimizin üstünde dolu bir tabanca gibi ölüp ölesiye taşırız. O sözler ki, bir kez çıkmıştır ağzımızdan uğruna asılırız.” Üçü de şimdi artık yok. Ne Server Tanilli. Ne Atilla İlhan. Ne de Türkan Saylan… Birer birer bizleri bırakıp gitseler de, arkalarında böyle çok yiğit bir “entelektüel şeref, haysiyet” mirası bırakıyorlar. Ruhları şad olsun, ışıklar içinde yatsınlar! “U “Pişman değilim” Norveç elçiliğini kapattı Rol modelliğini başkalarının belirlediği ortamda sergilenen bir olgu olarak yorumladı Arınç: Rol modeli değiliz MİNE ESEN / MUSTAFA K. ERDEMOL RUS UÇAK GEMİSİ GİDİYOR Akdeniz’de yoğun trafik Dış Haberler Servisi Rus donanmasına bağlı uçak gemisi Amiral Kuznetsov’un, 10 Aralık’ta yola çıkıp Avrupa’nın batısından dolaşarak Akdeniz’e gireceği bildirildi. Rus basınının haberlerine göre, uçak gemisine eşlik edecek bazı kruvazörler de Karadeniz’den hareket ederek İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından geçip Akdeniz’e inecek. Savaş gemilerinin Boğaz’dan geçmesi Montrö Antlaşması uyarınca Türkiye’nin iznine bağlı. Rusya’nın kuzeyindeki Murmansk askeri üssünde bulunan Kuznetsov’un 10 Aralık tarihinde buradan hareket edeceği ve Avrupa’nın batısından dolanıp Cebelitarık Boğazı’ndan geçerek aralık ayı sonunda Suriye açıklarına ulaşacağı belirtiliyor. Rusya, Suriye’ye müdahaleye karşı çıkarken Suriye konusunda Batı ile birlikte hareket eden Türkiye’nin, Amiral Kuznetsov’un Boğazlardan geçişi konusunda nasıl bir tutum takınacağı merak konusu. aşbakan Yardımcısı Bülent Arınç Türkiye’nin “Rol model olma gibi bir hevesi ve iddiası yoktur” dedi. Rol modelliğini, “Başkaları tarafından belirlenen bir rolün, senaryosunu başkalarının yazdığı, yönetimini başkalarının üstlendiği bir ortamda sergilenmesi ve sahnelenmesi” olarak tanımlayan Arınç, “Bizim bütün derdimiz kardeşlik hukuku temelinde dost ve kardeş ülkelere yardımcı olmaktır” şeklinde konuştu. İstanbul Conrad Otel’de düzenlenen TürkArap Medya Forumu “Değişim ve Süreklilik Ekseninde Medya, Yeni İmkânlar ve Fırsatlar” konulu toplantının açılış konuşmasını yapan Başbakan Yardımcısı, kardeş ülkeler için değişim ve dönüşümün adalet istikametinde olmasının, kaosun değil barış ve huzurun egemen kılınmasının en büyük dilekleri olduğunu vurgulayarak, “Türkiye olarak bizim tüm çabamız bu istikamettedir. Dış politikamızın da iç politikamızın da esası hukuk ve adalet eksenli bölgesel ve küresel barıştır. Biz kardeşlerimizin acı çekmesini değil, huzur ve mutluluğa ermesini diliyoruz” diye konuştu. Arap Baharı olarak adlandırılan sürecin önündeki en büyük sorunun “fitneyi bertaraf etme” sorunu olduğunu da belirten Arınç, ayrılığa ve mezhep ayrılıklarının tuzağına düşmemenin özellikle bu süreçte yaşamsal öneme sahip olduğunu kaydetti. Dün başlayan ve bugün de sürecek olan toplantıya merkezi Mısır’da bulunan Arap Gazeteciler Birliği Genel Sekreteri Makram Muhammed Ahmed’in de aralarında olduğu Arap dünyasının önde gelen medya kuruluşlarının temsilcileri katıldı. B Makram Muhammed Ahmed (Arap Gazeteciler Birliği Genel Sekreteri) İsam Ayyad (Lübnan) Arap Baharı’nı olumlu değerlendiriyorum ama başarılı bir sonuç için iyi yönetilmesi gereken bir süreç olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle tıpkı Türkiye’de olduğu gibi birçok toplantı ve konferaslarla gelişmelerin masaya yatırılması gerektiğine inanıyorum. İslamcıların “Arap Baharı” yaşayan ülkelerde iktidara gelmesini olumlu buluyorum. Zaten Arap ülkelerinde seçim olsa İslamcılar seçilir. Suriye’de şiddetin bir an önce sona ermesi lazım. Türkiye belki Tunus için bir rol model olabilir ama Mısır için kültürel farklılıkların da etkisiyle bu pek söylenemez. Ahmed Ashur (Katar) ‘İSLAMCILAR SEÇİLİR’ ‘MEDYAMIZ ZAYIF’ Türkiye medyası kurumlaşmış bir medyadır. Türkiye politikası nasıl Ortadoğu’da etkili ise medyası da etkilidir. Bence uyandırıcı, yönlendirici bir rol oynuyor. Ancak genel olarak Türkiye medyası da, Arap medyası da, Mısır medyası da çok zayıf durumdayız. Haber kaynağına ulaşmada, haber aktarmada başarılı değiliz. Arap medyası ile Türkiye medyasının daha çok işbirliği yapması, karşılıklı ziyaretler gerçekleştirmesi gerekiyor. Birbirimizi anlamanın bir yolu da bu. Fatima Ali Huraybi (Yemen) Başkan Ali Abdullah Salih’in yönetimi bırakmayı içeren anlaşma imzalamasıyla ülkemiz yeni bir döneme girdi. Ben Salih hükümetiyle çalıştım.Yolsuzluk ve ekonomik sorunlar halkta iktidara karşı tepkiler doğurdu. Ama tüm olumsuzluklarına rağmen Salih döneminde sosyal ve toplumsal alanlarda kadın haklarında ciddi ilerlemeler kaydedildi. Halkın son güne kadar Salih’e desteğinin olması ve Salih’in kimi ülkelerdeki halk hareketi tarzı isyanlarla hemen düşmemesi bunun göstergesi. Özellikle gençler, Salih’in kadın hakları konusundaki katkılarının farkında değiller. Geleceğe bakmak lazım henüz güneş pırıl pırıl değil. Libya, Mısır gibi ülkelerde İslamcılar iktidara gelebilir ancak Yemen’de El Kaide tehdidi nedeniyle Batı buna izin vermez. Biz de köktendincilerin iktidara gelmesini istemiyoruz. Bizim de Atatürk gibi liderimiz olsun istiyoruz. o İslamla modernliği bir arada tutabildi. albay’ ın 1000. gününde kıssadan hisse Tanilli’yi uğurlarken Mustafa Balbay da çok yazık ki “Silivri Toplama Kampı Zulümhanesinde” 1000. gününü doldurdu. Mustafa hapse girerken mini minnacık bir bebek olan ve babasını bugüne değin sadece demir parmaklıklar ardında görebilen oğlu Deniz, şimdi 4 yaşında! Başka söze gerek var mı? Mustafa hakkında o gün bugün kesinleşen yargı yok. Ama o “tek kişilik hücrede” hâlâ tutuklu! Ne acımasız bir toplumuz… Aydınlarını sayıları sanki çokmuş gibi! ne büyük hoyratlıkla harcayan toprakların insanıyız! “Uygarlık tarihi”mi yazdın? Al sana DGM! DGM olmadı al sana tekerlikli sandalye! Tanilli’ye 33 yıl önce reva görülen acımasızlıklar, bugün başka yollar ve biçimlerde sürdürülerek, “Silivri zulumhanesi” halini alıyor. Gazetemizde dün Tanilli’nin elinde “Balbay ve tüm aydınlarımızın yanı başındayız” yazılı bir pankartla çekilmiş bir fotoğrafı vardı. Tanilli, sağlık sorunlarına rağmen, Balbay’ın son duruşmalarından birine katılmıştı. Kimbilir o duruşmada neler geçti Server Hoca’nın aklından? Mustafa’ya bir an önce özgürlüğüne ve sevdiklerine kavuşmasını dilerken; Server Hocamızı, o tarihi savunmasında mahkeme heyetine yaptığı can alıcı hatırlatma ve bir kıssadan hisse ile uğurlayalım: “Ben, içinde yaşadığım çağa ve topluma karşı sorumluluğumu yerine getirdim. Şimdi sorumluluk sırası sizde…Unutmayınız ki siz de çağa ve topluma karşı sorumlusunuz… Her mahkeme kararı, onu verenlerin yalnız hayatları boyunca değil, onu verenler hayattan çekildikten sonra da anılır; iyi anılır, kötü anılır ama anılır… Sizleri, tarih ve toplum huzurunda sorumluluklarınızla baş başa bırakıyorum.” B ‘ERDOĞAN KAHRAMAN DEĞİL’’ ‘ATATÜRK GİBİ LİDER İSTİYORUZ’’ Türkiye’ye hem hükümet hem de halk düzeyinde ciddi bir sempati var. Sadece bir bölgede değil, tüm Arap dünyasında böyle bu. Buna rağmen Recep Tayyip Erdoğan bir kahraman değil bizim için. Ayrıca biz bir kahraman bekliyor değildik. O büyük bir lider sadece. Çünkü Gazze’ye ilişkin çıkışlarını beğendik, cesur bir işti yaptığı. Kendi liderlerini de böyle görmek isteyenleri etkiledi Erdoğan’ın tutumu. Şimdi de Suriye’ye ilişkin tavrı sempati topluyor. Bence Türkiye de Arap Birliği de Suriye konusunda daha fazla çaba göstermeli. Elie Fayad (Lübnan) ‘ERMENİ VE KÜRT SORUNUNU DA ÇÖZÜN’ Türkiye’nin Ortadoğu politikasını doğru buluyorum. Bölgeyle yüz yıllık ortak bir geçmişi var ama dikkatini yıllar sonra oraya yöneltebildi. Bu iyi bir gelişme. Lübnan’ın Türkiye politikası bir hayli dengeli. Modernleşme faktörü çok önemli, Türkiye bu anlamda başarılı bir örnek. Biz Araplar modernlik ile İslamiyet arasında net değiliz. Türkiye bu nedenle bir model. İkisini kaynaştırdığını görebiliyoruz. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle