Katalog

1 ARALIK 2011 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 Bakanlar Kurulu’na yetki verilmiş. Geçen hafta, “Van” için Bakanlar Kurulu bu yetkisini derhal yapılabilecek şeyler için önerilerimizi kullanarak soruna çözüm ortaya koymuştuk. Özellikle vergisel getirebilir. yaklaşımlar başta olmak üzere pek Eğer bu durumda suiistimallerin çok düzenleme önermiştik. Yazımıza olacağı düşünülüyorsa, satış büyük ilgi oldu. Dernek ve vakıflar anında vergi uygulanıp bağışın başta olmak üzere, Van’daki gerçekleştirildiği belgelenince, vatandaşlarımızdan da vergi iadesi yapılması yöntemi de yapılabilecekler konusunda birçok düşünülebilir. öneri geldi. Geçmişte pek çok konu için bu Bunların en önemlisi, bölgeye şekilde uygulama yapıldı. Örneğin; bağışlanacak prefabrike konutlar 2005 yılında İzmir kentinde başta olmak üzere, her türlü yapılan Dünya Üniversitelerarası malzemenin temininde katma değer Spor Oyunları’na ilişkin olmak vergisi ve özel tüketim vergisinin üzere ilgili kurum ve kuruluşlara kaldırılmasına yönelik öneriydi. yapılacak teslim ve hizmet ifaları Bu öneri bölgede hayatın normale İyilik yapayım derken vergi ödemek KDV’den istisna edildi. dönmesi, öncelikle barınma ihtiyacının zorunda kalmak neresinden bakılırsa Milli Eğitim Bakanlığı’na bilgisayar ve sağlıklı şekilde karşılanması açısından bakılsın adil değil. donanımlarının bedelsiz teslimleri ile yaşamsal önemde. Bu öneri, eğitime bunlara ilişkin yazılım teslimi ve hizmetleri, yeniden başlayabilmek ve bölgeden kaçışı özüm çok basit bu mal ve hizmetlerin bağışı yapacak önlemek adına da değerli. Yapılması gereken tek şey, bölgeye olanlara teslim ve ifası KDV’den istisna Bölge halkının psikolojisi sağlam binalara edildi. dahi girmeyi engelliyor. Prefabrike konutlar, bağışlanacak prefabrik yapılar başta olmak üzere, diğer ihtiyaç maddelerinde KDV ve 2009 yılı Mart ayında İstanbul’da prefabrike öğrenci yurtları ve eğitim ÖTV’nin oranını sıfırlamak. Bunun için yasa yapılan Beşinci Dünya Su Forumu’nun binalarına bu gözle bakmak gerekiyor. çıkarmaya bile gerek yok. Mevcut organizasyonu içinde yapılacak mal Prefabrike yapılarda bugün itibarıyla yüzde uygulamada, KDV ve ÖTV oranlarını mal teslimleri ile hizmet ifaları KDV’den istisna 18 katma değer vergisi uygulanıyor. 20 bin grupları itibarıyla belirleme konusunda edildi. liraya bir prefabrike konut aldığınızda 3 bin Bu üç örneği çoğaltmamız 600 lira KDV ödemek mümkün. Van için zorunda kalıyorsunuz. yapabileceğiz daha çok şey Bu açıdan bir vatandaşımız var. Bıkmadan, usanmadan bölge halkı için 20 bin liradan yapılabilecekleri hatırlatmaya vazgeçebiliyorsa, devletimiz devam edeceğiz. de 3 bin 600 lira KDV’den kolaylıkla vazgeçebilir. Hayırsever Tanilli’yi sevgiyle anacağız vatandaşlarımızın büyük bir İşyeri devrinde; çoğunluğu ve yardımsever devredenin kıdem tazminatı Aydınlanmacı, toplumcu dernek ve vakıflarımız vergi sorumluluğu var mıdır? fikir ve ürünleriyle düşün mükellefi değiller. Bu Sorularınız için maliTunç Önder dünyamızı cozum?ismmmo.org. nedenle bağışlanacak Devreden işverenin kıdem tr adresine mail ataberraklaştırmada emeği malzemelerin alımı sırasında bilirsiniz. Tüm sorutazminatı sorumluluğu devir büyük olan, yakından ödenen KDV’nin indirim lar eposta ile tek tarihinden itibaren iki yıl tanımanın onuru ve konusu yapılması mümkün tek cevaplanasürer. Bu süre sonunda caktır. gururunu yaşadığım değil. Mükellef olanlar dahi sorumluluğu ortadan kalkar. değerli hocam Server bu işlemi yapamıyor, gider Tanilli’yi hep sevgiyle veya maliyet olarak dikkate anacağım. alabiliyorlar. Yeşil kartlının 1 Ocak sendromu 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren sosyal güvenlik reformuna göre; 1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe girecek genel sağlık sigortası ile yeşil kart uygulamasında önemli değişiklikler olacak. Çünkü bu tarihten itibaren herkes genel sağlık sigortalısı olacak ve çalışançalışmayan herkes yararlanacak. Yeşil kartlılar içinse SGK’nin yapacağı gelir testi belirleyici olacak. Harcamaları, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılacak. Kişilerin banka hesapları, kredi kartı harcamaları, elektrik, doğalgaz, su kullanımı ve diğer birçok kaleme bakılacak. Aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden yani 279 liradan az geliri olanların primleri devlet tarafından ödenirken fazla olanlar ise kademeli olarak prim ödeyecek. Buna göre aylık geliri; 279 ile 837 lira arasında olanlar 33 lira, 837 ile 1.674 lira arasında olanlar 100 lira, geliri 1. 674 liradan fazla olanlar ise 200 lira dolayındaki primlerini kendileri ödeyecekler. Van İçin Daha Fazlası 2 Müstahak!.. Derin kederler içindeyim... Böyle mi olmalı ya da hep böyle mi olur?.. Acı, elem, keder hep üst üste mi gelir?.. İlle de yüreğinin delik deşik olması, kanlar içinde kalması mı gerekmektedir?.. Bir kere de bir acı yetmez mi ki, hep daha fazlası yüklenir üzerine?.. Biliyordum, dün itibarıyla sevgili Balbay’ın esaret altında 1000 günü doluyordu... Hücrede tek başına ise 276. günü!.. Tuncay’ın 1159 güne ulaştığını, Doğu Perinçek’in 45 ayı geride bıraktığını, diğer bir deyişle, 4 yılı devirmesine yalnızca 90 gün kaldığını da biliyordum. 4 yılı deviren ve hâkim önüne dahi çıkmayan tutukluların olduğunu da biliyordum. Silivri tutsaklarının dramını, bizlerin, halkın trajedisini, olanları ve olacak olanları da gayet iyi görüyor, biliyordum. Yani içim parçalanarak da olsa ne yapacağım, nasıl tepki göstereceğim belliydi. Yani hazırlıklıydım... Ama aynı gün bir aydınlanma savaşçısının ölüm haberine hiç hazırlıklı değildim. 12 Eylül’ün, faşizmin en karanlık yıllarında “Uygarlık Tarihi”ni, 6 koca cilt “Yüzyılların Gerçeği ve Mirası”nı elimden düşürmediğim Server Tanilli’yi bir daha hiç göremeyecek, konuşamayacak olma gerçeğini kabullenmeye ise hiç mi hiç hazırlıklı değildim... Sonra yaşadığımız acımasız sürecin dayattığı kan tadında gerçekliği düşündüm... Tutsaklık ve ölüm!.. ??? Balbay, 1000’inci günü hücresinde karşılarken, Server Tanilli sonsuzluğa kanat çırparken, aynı zaman dilimi içinde, yine bir hücrede bir başka kalp ağrısı, bir başka yürek sıkıntısı yaşanıyordu... Daha 17 gün önce aynı koğuşta bir yürek durmuş, bir ölüm yaşanmıştı... Kaşif Kozinoğlu, Adalet Bakanlığı’nın açıklamasına göre aşırı spor sonrası kalp krizi geçirmiş ve yaşamını yitirmişti... Kozinoğlu’nun ölümü üzerine tartışmalar sürerken, bu kez aynı koğuşta kalan ve ‘Abdullah Öcalan’ı sorgulayan komutan’ olarak bilinen Albay Hasan Atilla Uğur “kalp kaynaklı yoğun göğüs ağrısı” teşhisiyle hastaneye kaldırıldı. İşin ilginç ve bir o kadar da vahim tarafı, İkinci Ergenekon davasında tutuklu olarak yargılanan emekli Deniz Yüzbaşı Hasan Ataman Yıldırım, koğuş arkadaşı Kozinoğlu’nun ölümünün ardından yaptığı açıklama ve verdiği dilekçede, Albay Uğur’un da başına bir şey gelmesinden korktuğunu açıkça dile getirmişti. İki hafta sonra korktuğu oldu!.. Aynı koğuşta, iki hafta içinde, iki kalp krizi. Tesadüfe bakın... ??? Silivri davaları ise bildiğiniz gibi... Örneğin, Balyoz davasında mahkemeye sunulan “bilirkişi raporu” iddianamede ileri sürülen delilleri anında çürütüverdi!.. Boğaziçi Üniversitesi tarafından hazırlanan bilirkişi raporu, “Eskişehir’de emekli Albay Hakan Büyük’ün evinde ele geçirildiği iddia edilen ancak albayın reddettiği flash bellek üzerinde yapılan incelemede, dijital verilere elle müdahale edildiği” belirtildi. Yani Türkçesini söyleyecek olursak; delil üretildi!.. Peki n’oldu derseniz, dava aynı şekilde devam ediyor, değişen bi şey yok!.. Öyle olunca da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk yargıcı Işıl Karakaş’ın dediği gibi, “Basın özgürlüğü ve insan hakları ihlallerinde en kötü devlet” unvanını açık ara elde tutuyoruz. Böyledir zaten; Adaletin gücünün, gücün adaletine teslim olduğu “ileri demokrasilerde” müstahak olunan durum tam da budur... Ç İŞYERİ DEVRİ VE KIDEM TAZMİNATI SORUMLULUĞU Dersim Sıçrama Tahtası Edildi PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Kurtuluş’tan sonra 1923’te Başkomutan Mustafa Kemal’in öncülüğünde oluşturulan Cumhuriyetimize karşıtlığa Dersim İsyanı araç olarak kullanıldı. Sayın Başbakan R.T. Erdoğan, 23 Kasım günlü AKP’nin genişletilmiş il başkanları toplantısında, nedeni çok düşündürücü bir öfkeyle 193738 yıllarında Dersim’de Cumhuriyet karşıtlarınca meydana getirilen kalkışmanın bastırılma olaylarını kasıtlı bir katliam olarak ele aldı. Bu gösteri niteliğindeki açıklamalarında CHP ve özellikle de başta Atatürk’ün ölümünden sonra TBMM’nin onayıyla Cumhurbaşkanı yapılan Milli Mücadele arkadaşı İ. İnönü olmak üzene İktisat Bakanı Celal Bayar, Ali Çetinkaya, hatta Ata’nın manevi kızı, dünyanın ilk kadın harp pilotu Sabiha Gökçen’e varana kadar kürsüden herkese öfke kustu. Ayrıca; memlekette son günlerin can alıcı, acı verici Van depreminin maddi manevi yıkıntıları içimize işlerken, savaş çanları çaldırdıkları kadim dost Suriye’yle dostluğu yitiren senaryolar yazılırken, acımasız PKK başta soydaşları olmak üzere saldırılarını sürdürürken, Başbakan’ın 7374 yıl önceki Tunceli olaylarını il başkanları toplantısında ortalığa saçarak adeta inançları içine alan bölücülüğe yönelmesini anlamakta güçlük çekiyorum. Hem de yakın tarihimizin Çorum, Maraş katliamlarıyla Sivas’ta irticanın kurguladığı kınanası Madımak yangınında kavrulan aydınlarımızın dumanları hâlâ tüterken... Onları ve de İngilizlerin Dersim kalkışmasındaki kışkırtıcılık belgelerini görmezden gelişi, çok üzüntü verici oldu... ??? Bu esef verici bilgilendirmeleri yaparken de dayanağının Necip Fazıl Kısakürek’in “Son Devrin Din Mazlumları” adlı kitabı olduğunu söyleyip göstererek açıkladı. Şairliğine toz konduramayacağım N. F Kısakürek’in kişiliği ve fikirleri yaşadığı sürece tartışılır olmuştur. Ben üniversite öğrencisiyken Sirkeci’de eskiden PTT binasında olan mahkemede bir duruşmasına merakla katılmış, yaşamında çizdiği zikzaklı kişiliğinin yansımasını o duruşmadaki savunmasında şaşkınlıkla izlemiştim, O yaşamının büyük bölümünde o günlerin tek partisi CHP ile kavgasını hiç bitirmemişti. Söz konusu kitapta yücelttiği ‘din mazlumları’na şöyle bir göz atılırsa ki onlar Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı yandaşlarıdır başta padişah II. Abdülhamit olmak üzere, isyancı Şeyh Sait, Menemen’de Kubilay’ın başını gövdesinden ayırarak, sopaya takıp sergileyenlerin yöneticisi Kadıköylü Nakşibendi şeyhi Esat Efendi ve Dersim isyanının yöneticisi İngilizlerin taşeronu Seyit Rıza ile diğerleri sıralanmıştır. ??? Bu olayda yurtseverleri çok üzen bir konu da sözde CHP’li, hem de partiye Sayın Kılıçdaroğlu tarafından hemşerilik duygularıyla, bir de Dersim olayını kitaplaştırdım demesiyle alınan ve miletvekili de yapılan Hüseyin Aygün’ün, “Dersim olaylarından o günlerin tek partisi CHP sorumludur. İsyanın bastırılmasını emreden de Atatürk’tür” diyerek Başbakan Erdoğan’a karşıtlık bayrağını açtırmasıdır. Böylece bir de 1. Cumhuriyete düşmanca karşı olanların ağzına çiğnenecek sakızı vermiştir. Aydınlanmayı ve gerçek devrimi yadsıyan dönek yandaş gazetecilerin sütunlarına malzeme olmuştur. Bu konuda Celal Bayar’ın avukatı, Hüsamettin Cindoruk’un açıklamalarına göre, o dönemde Tunceli, tel örgülerle kapatılmış. Öyle ki devlet bile oraya giremiyormuş. İsyan başlayınca Atatürk “İsyancıları vurun” emrini vermiş. Bu tüm dünyada iktidarların yurdu korumak için yapmaları gereken bir işlem değil midir?.. Kınanacağına kahramanca isyanı bitiren şehit ve gazilere borçlulukla teşekkür gerekmez mi?.. ??? Başbakan konuşurken gördüğüm, sonra da basında fotoğraflanan ve içime güven duyguları getiren görüntüye de değineceğim. Toplantının konuşma kürsüsünün sol yanında Yüce Atatürk’ün devasa bir resmi vardı. Atamız gene her zamanki gibi özenli giyinişi, yakışıklı ve kendine has dik duruşuyla ileriye bakıyor ve bizleri kurduğu laik, demokratik, sosyal Cumhuriyeti, sonsuza dek korumaya çağırıyordu. Ulu Atam, sen hiç kaygılanma. Ulusun bu komutu çok zor koşullar içinde de olsa sonsuza dek yerine getirecektir. Anıtkabir’inde çiçekler içinde huzurla yatışını sürdür! ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] 1/ Doğu Anado 1 lu’da bir dağ ve bu dağda bulunan 2 Türkiye’nin en 3 büyük krater gö 4 lü... Suudi Ara5 bistan’ın plaka imi. 2/ Yunan 6 abecesinde bir 7 harf... İçyüz. 3/ 8 Birleşmiş Milletler adına yönet 9 mek üzere kimi büyük 1 2 3 4 5 6 7 8 9 devletlere verilen ve 1 MA Ç A H E L Ç killik... Temel, esas. 4/ 2 E R E Z L O T A “Hile, düzen” anlamın 3 T A Ç P İ K E T da argo sözcük. 5/ Al4O K M A Z A K gılanan nesnelerin te5N A B İ G A İ M mel niteliği... Çin mü6 O E K O U R A ziğine özgü, yedi telli 7 M A K A D A M R bir çalgı. 6/ Uzaklık D A V A R O işareti... Baş çoban... 8 İ S Yetenek. 7/ Halk ede 9 U Z O A Y A N biyatında dört dizeden oluşan şiir türü... Zeybek. 8/ Yaşanılmış olan süre, yaş... “Bir insan daha var çok şükür evde / var” (Orhan Veli). 9/ Takımada... Üzerine ayakkabı giyilen, kısa konçlu, hafif ve yumuşak bir tür ayakkabı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Adıyaman ilinde, üzerinde Kommagene krallığı dönemine ait dev anıtlar bulunan ve “ulusal park” kapsamına alınan dağ... Nazi partisinin hücum kıtasını simgeleyen harfler. 2/ Derebeylik Japonyası’nda en aşağı sınıfı oluşturan halk... Adıl. 3/ Susığırı... Lütfi Akad’ın bir filmi. 4/ Deniz ve hava taşıtlarını yönlendirmede kullanılan aygıt. 5/ Bir nesnenin uzayda kapsadığı yer... “Biz kimseye tutmayız / Kamu âlem birdir bize” (Yunus Emre). 6/ Tantal elementinin simgesi... Kurnaz, açıkgöz... İlaç. 7/ Engel... Kabadayı. 8/ Mezar... AleviBektaşi inançlarını dile getiren bir şiir türü. 9/ Asya’da bir göl... Kendinden geçmiş olan, sarhoş. C MY B C MY B