18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM 2011 SALI 4 HABERLER Savcılık AKP’li Belediye Başkanı Külcü hakkındaki yolsuzluk iddialarına ilişkin soruşturma başlattı T. Erdoğan’ın Yolu Yandaşları Recep Tayyip Erdoğan’ın Time dergisine kapak olmasıyla ne denli iftihar etseler azdır. Çünkü Tayyip Bey’in ünlü derginin kapağı olması ne rastlantı, ne derginin güç bir ortamda kendisine geçtiği bir kıyaktır. Gerçekten de Erdoğan, günümüz dünya liderleri arasında, Time’ın temsil ettiği zihniyet açısından örnek gösterilebilecek kişidir... Erdoğan’ın kendisini örnek haline getiren zor yolu nedir? Soruna yanıt ararken, Tayyip Bey’in siyasal yıldızının parladığı dönemin, küreselleşen kapitalizmin en büyük düşmanının ulus devletler ve ulusalcılık olduğu bir zamana rastladığına da dikkat etmek gerek. Tayyip Erdoğan, son rotası belirlenmeden çok önce, yola daha yeni koyulmaya başladığında da, Türkiye’deki mimarı Mustafa Kemal olan ulus devlet modeline ve onun ayrılmazı laikliğe karşıydı. Tayyip Bey’in siyasal çizgisinin iki değişmezi bunlar ise, bir üçüncüsü de muhafazakâr değerlerdir. Burada da Tayyip Bey’in siyasal rotası ile dönemin revaçta yönelişi bağdaşmakta ve onun yolunu bir zamanlar üçüncü dünya diye adlandırılmış ülkeler için bir örnek konumuna sokmaktadır. ??? Ama Tayyip Erdoğan’ın yolunu küreselleşen dünyanın egemenleri açısından tavsiyeye şayan kılan değişmezleri değil, değişkenleridir. Gerçekten de, Erbakan’ın, “Milli Görüşçü” kervanı ile yola koyulmuş olan Tayyip Bey daha sonra, “bu gömleği çıkarmış”, kapitalizmle olan çelişkilerini (görünüşte bile kalıyor olsa) tümden gidermiştir. Küreselleşen dünyada, ülkesine biçilen rol ve önerilen kalkınma yöntemini benimsemiş olan Tayyip Bey, Erbakan’ın “Milli Görüşçü” İslami akımını, “ılımlı İslam”a dönüştürmüştür. Burada, çoğunlukla yanlış anlaşılan ılımlı İslam deyimi üzerinde durmamız gerekir. Yanlış anlaşılma bizatihi ılımlı sözcüğünden kaynaklanmaktadır. Çoğu alanda, devlet ve toplum düzenini din kurallarına göre belirlemekte beis görmeyen politika ile laiklik gibi, olmayacakları uzlaştırma yöntemiyle kavramları boşaltma anlamına gelen “ılımlı” sözcüğünün yerine “uyumlu” deyiminin oturtulmasıyla “Tayyibizm”in içeriği daha kolay anlaşılabilecektir. Uyumlu sözcüğünün küresel kapitalizm ile uyumluluk demek olduğunun altını çizmeye bilmem ki gerek var mı? Tabii böyle bir rotanın belirli ölçüde bir modernleşmeyi de öngördüğü bu anlamda, Erdoğan muhafazakârlığının Batı’yı hiç rahatsız etmeyen, hatta kimi talepleri frenlemek açısından güven veren muhafazakârlık olduğunu, eğitimin ve teknoloji kullanımının da bu sınırlar içinde tutulduğunu da belirtmek gerek. ??? Tayyip Bey klasik muhafazakârlıkla bağdaştırılması güç unsunları başarıyla bir araya getirirken, 1 Mart tezkeresi olayında olduğu gibi, kimi yol kazalarıyla karşılaşmış olmakla birlikte, zaman içinde bunları aşmayı becermiş, bazen de, uyumluluğunun, seçmen tabanıyla yaratabileceği tedirginlikleri gidererek, “one minute” benzeri popülist çıkışları başarıyla yürürlüğe koymuştur. Ne kadar gelir dağılımını daha da bozucu bir politika izlerse izlesin, genelde kitlelerin varlıklarını değerlendirmelerine imkân sağlayan ekonomik politikaları, toplumun bütün ekonomik kazanımlarını gözünü kırpmadan gözden çıkaran özelleştirme girişimleriyle ayakta tuttuğu düşük bütçe açığı uygulamasıyla sürmesini sağladığı sıcak döviz girişiyle desteklediği ekonomik politikasının da etkisi ve muhafazakâr kitleleri popülist yöntemlerle kendine bağlı tutan siyasetiyle Erdoğan yolunu başarıyla yürümektedir. Kabul etmek gerekir ki, bütün topları değme usta jonglöre taş çıkaracak maharetle düşürmeden çeviren Tayyip Erdoğan’ın başarısı öyle küçümsenecek türden değildir. Çorum’da kötü kokular SEYFETTİN METE ÇORUM AKP’li Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü’nün bir beton şirketinin gizli ortağı olduğu, belediyeye ait tüm işlerin bu firmaya yaptırıldığı, müteahhitlere de tüm beton işlerini bu firmaya yaptırmaları yönünde baskı yapıldığı ve Çorumspor adına toplanan milyarlarca lira tutarındaki bağışların kaybolduğu iddia edildi. Ortaya atılan iddiaların bazı yerel gazetelerde de yer alması üzerine, Çorum Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. Çorum Belediye Başkanı hakkında ortaya atılan yolsuzluk ve tehdit iddiaları kenti karıştırdı. İddialara göre, AKP’li Belediye Başkanı Külcü, bir beton santralı firmasına ortak oldu. Belediyenin tüm beton işleri bu firma tarafından yapılırken müteah ? Çorum Belediye Başkanı hakkında ortaya atılan yolsuzluk ve tehdit iddiaları kenti karıştırdı. İddialara göre, AKP’li Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, bir beton santralı firmasına ortak oldu. Belediyenin tüm beton işleri bu firma tarafından yapılırken müteahhitler üzerinde de işlerini bu firmaya yaptırmaları yönünde baskı kuruldu. Ayrıca Çorumspor adına toplanan milyarlarca lira tutarındaki bağışlar da buhar olup uçtu. hitler üzerinde de işlerini bu firmaya yaptırmaları yönünde baskı kuruldu. Ayrıca Çorumspor adına toplanan milyarlarca lira tutarındaki bağışlar da buhar olup uçtu. Tüm bu iddialar üzerine savcılık soruşturma başlatırken CHP ve MHP’li yetkililer Külcü’nün aklanana kadar koltuğunu bırakması gerektiğini söyledi. CHP Belediye Meclisi Grup Başkanı Sadık Örgel Çorumspor’a bağış adı altında birtakım paraların toplandığını, ama bu paraların nereye, nasıl harcandığının bilinmediğini defalarca belirttiklerini söyledi. Belediye başkanının kentin en güvenilir kişisi olması gerektiğini söyleyen Örgel, “O zaman bizi Çorumspor düşmanı olarak lanse etmeye çalışanlar, şimdi ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gördü” dedi. MHP İl Başkanı Ercan Daşdan da ortaya atılan iddialarla ilgili olarak Başkan Külcü’ye “aklan da gel” dedi. Daşdan, geçmiş yıllarda yaşanan “kasa operasyonunun” ardından bu iddiaların belediyede yaşanan ikinci olay olduğunu vurgulayarak ortaya atılan bu son iddialarının Çorum Belediyesi’nin itibarını ciddi biçimde sarstığını kaydetti. Daşdan, Başkan Külcü’nün mal varlığını açıklaması gerektiğini de belirtti. Belediye Başkanı Muzaffer Külcü de hakkında ortaya atılan iddialara sert bir üslupla cevap verdi. Hesabını veremeyeceği hiçbir iş yapmadığını Külcü: Tetikçilik yapılıyor söyleyen Külcü, “Çorum Belediyesi’nde yanlış, haksız, hukuksuz iş yapan şerefsizdir. Dün bize methiyeler dizip de bugün tetikçilik yapan da ona tetikçilik yaptıran da şerefsizdir. Elinde haksız iş yapıldığına dair bilgisi, belgesi, dosyası olup da götürüp Cumhuriyet Savcısı’nın önüne koymayan da şerefsizdir” diye konuştu. CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse de Çorum Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarının İçişleri Bakanlığı tarafından araştırılmasını istedi. Köse, CHP’li belediyelerde ortaya atılan en ufak bir söylentide dahi müfettiş göndererek incelemede bulunan İçişleri Bakanlığı’nın, yaklaşık 2.5 yıldır, ayyuka çıkan Çorum Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarına sessiz kalmasının düşündürücü olduğunu kaydetti. 5 TON SU ÜCRETSİZ OLACAK İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ALEVİLER YENİ ANAYASAYI TARTIŞTI Acıpayam Dikili’nin izinde ? CHP’li meclis üyelerinin istemiyle ilçede 5 tona kadar tüketilen sudan ücret alınmaması kararlaştırıldı. Benzer bir karar Dikili Belediye Başkanı Özgüven’in yıllarca yargılanmasına neden olmuştu. SEDAT KURT ‘Katılımcı bir anayasa yapılmalı‘ İstanbul Haber Servisi Divriği Ovacık Köyü Yardımlaşma Derneği, “ Nasıl Bir Anayasa” konulu panel düzenledi. Panelde konuşan avukat İsmail Hakkı Karaca, bugüne kadar yapılan anayasaların halkın taleplerine göre değil “dayatma anayasaları” olarak yapıldığını söyledi. Karaca, “Halk olarak hiçbir zaman yapılan anayasalara katkıda bulunulmadı. Anayasalar sürekli devlet merkezli oldu. Bu haliyle artık çekilmez hale gelen bu anayasanın değiştirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Yeni anayasa halkın da katılımıyla yapılmalıdır” dedi. Esenler’deki Ovacık Köyü Derneği Lokali’nde düzenlenen panelde genel özgürlükler, katılımcılık ve Alevi öğretisi açısından nasıl bir anayasa başlıkları altında değerlendirmeler yapıldı. Panelde konuşan avukat İsmail Hakkı Karaca, yeni anayasada üniversitelerin soran sorgulayan özerk bir yapıya sahip olması gerektiğinin altını çizerek “1982 Anayasası baskı altında, hayır propagandalarının suç sayıldığı bir ortamda onaylatılmıştır. Yani dayatılmıştır. Bu anayasada ise kadın kuruluşları, gençlik örgütleri, sendikalar ve diğer sivil toplum örgütlerinin her kesiminden görüş ve öneriler alınarak, katılımcı bir anayasa yapılmalıdır” dedi. Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu da bugüne kadar Türkİslam sentezi üzerinden anayasalar yapıldığını ifade ederek “Bundan önceki anayasa yapımlarında Alevi kurumlarına bağlı mülkler ve makamlar yok sayılmıştır. Tekke ve zaviyeler kanunu ile Aleviler kendini ifade edemez duruma getirilmiştir. Ne imar ne de köy kanunlarında Aleviler dikkate alınmıştır. Zorunlu din dersleri ile Alevi inançları yok sayılmıştır. Yeni anayasa ile inançlar özgür bırakılmalıdır. Aleviler olarak ezberlerimizi değiştirerek kutsal devlet anlayışından uzaklaşıp, yurttaşlarını koruyan bir devlet yapısı istemeliyiz” diye konuştu. CHP MYK TOPLANTISI YAPILDI DENİZLİ Denizli’nin Acıpayam Belediye Meclisi, gelecek yıl 5 tona kadar tüketilen sudan ücret alınmamasını kararlaştırdı. Karar, Belediye Başkanı Hulusi Şevkan geçen aylarda CHP’den AKP’ye geçmesine karşın, sayısal üstünlüğü elinde bulunduran CHP’li belediye meclis üyelerinin istemiyle alındı. Benzer uygulama daha önce de, Belediye Başkanı Osman Özgüven’in yıllarca yargılanmasına neden olan İzmir’in Dikili ilçesinde yaşama geçirilmişti. Belediyeler her yıl bütçe görüşmelerinde içme suyuna zam kararı alırken Denizli’nin büyük ilçelerinden Acıpayam’da tersine gelişmeler yaşanıyor. CHP’li Belediye Meclis Üyesi Şeref Tekin’in girişimiyle meclis gündemine gelen 5 tona dek içme suyunun ücretsiz kullanımına iliş kin önerge, oyçokluğuyla kabul edildi. Buna göre Acıpayam sakinleri 2012’de içme suyunu 5 tona kadar ücretsiz kullanacak. 11 üyeli mecliste 1 AKP’li ve 1 MHP’li üyenin dışında tüm üyeler evet oyu kullandı. AKP’li Belediye Başkanı Hulisi Şevkan’ın oylamalar öncesi salondan ayrılması dikkat çekti. Önerinin mimarı CHP’li Şeref Tekin, “Bu sayede en azından her hanede bir yurttaşımızın aylık su ihtiyacını ücretsiz hale getirdik. Keşke oy vermeyen diğer arkadaşlarımız da bu konuya bizler kadar duyarlı yaklaşmış olsalardı” diye konuştu. Daha önce 10 tona dek suyu yurttaşlara ücretsiz kullandırdığı için yargılanan Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, geçen yıl beraat etmişti. Özgüven, “Acıpayam’daki uygulamayı da örnek olması açısından önemli buluyorum” dedi. [email protected] ‘Sıfır sorundan savaşa hızlı geçiş’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler, hükümetin komşularıyla izlediği “sıfır sorun politikasının savaş politikasına çok hızlı bir geçiş yaptığını” söyledi. Güler, Suriye lideri Beşşar Esad’a “Gün gelecek sen de gideceksin” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Biz de diyoruz ki halkına zulmeden, yolsuzluklara göz yuman, hukuku çiğneyen her yönetici gidecek” mesajını verdi. CHP MYK toplantısı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında yapıldı. Toplantıda “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi” yasa tasarısının yakından izlenmesi kararı alındığını belirten Güler, “Bu yasa, kişiler üzerinde devlet terörü uygulanmasına olanak sağlar” dedi. Güler, Dersim olaylarına ilişkin açıklama yapan Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile basın toplantısıyla bu açıklamalara tepki gösteren 12 milletvekilinin savunmalarıyla ilgili olarak ise “Süreç devam ediyor” demekle yetindi. Dersim’e yönelik arşivlerin açılmasını ilk olarak Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiğini, iktidarın ise sessiz kaldığını belirten Güler, “Şimdi bu teklifi bize yapma hakkının Sayın Bülent Arınç’ta olmadığı kanısındayız” diyerek araştırma komisyonu kurulmasını öneren Arınç’a tepki gösterdi. Güler, İstanbul il yönetiminde istifa eden iki üyenin yerine atama yapıldığını belirtti. Aygün, ‘Dersim 1938 ve Zorunlu İskân’ kitabında yaşananların insanlığa karşı suç eylemi kabul edilmesini istiyor ‘Dersim, en büyük kitle kırımı’ TÜREY KÖSE ANKARA CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, “Dersim 1938 ve Zorunlu İskân” kitabında “1938 katliamı, nitelik ve nicelik olarak modern Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük kitle kırımıdır” derken “4070 bin kişinin öldürüldüğünü, 712 bin kişinin zorunlu iskâna gönderildiğini” ifade ediyor. Aygün, arşivlerin açılmasını ve 1938’de yaşananların “insanlığa karşı suç eylemi” olduğunun kabul edilmesini istiyor. Aygün’ün Dipnot Yayınları’ndan çıkan “Dersim 1938” kitabında çeşitli belge, tanıklık, sürgün listeleri ve bazı resmi yazışmalar yer alıyor. Kitabın başında “1931’de Dersim’de Pülümür’de doğan, 1938’de ailesiyle birlikte Bilecik’e sürgün edilen” şair Cemal Süreya’nın “Bizi kamyona dol durdular/ Tüfekli iki erin nezaretinde/ Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular/ Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar/ Tarih öncesi köpekler havlıyordu” dizelerine yer veriliyor. Aygün, kitabın 4. baskısının “sunuş” yazısında arşivlerin açılmasını isterken “Öte yandan 1938’de on binlerce insanın öldürülmesinin ‘insanlığa karşı suç eylemi’ olduğu kabul edilmelidir” görüşünü dile getiriyor. Aygün’ün kitabındaki bazı görüş ve değerlendirmeler şöyle: 1938 yılında Dersim’den zorunlu iskâna gönderilenlerin sayısı 712 bin arasındadır. 1937 ve 1938 yıllarında Dersim’de 40 ila 70 bin arasında kişinin öldürüldüğü tahmin edildiğine göre kalan “kılıç artıkları”nın 12 bininin sürgün edildiği ortaya çıkar. ‘Arşivler açılsın’ Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine kadar Dersim’e yapılan ve sonuç alınamayan “108 seferden sonra” en büyük askeri harekâtlar 1937 ve 1938 yıllarında yapılır. 1938 Dersim katliamında kimi kaynaklara göre, 4070 bin kişi civarında insan öldürülür. 1938 katliamı, nitelik ve nicelik olarak modern Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük kitle kırımıdır. Öldürülen insan sayısının on binlerle ifade edildiği tek hadise, Dersim 1938’dir. Ne Şeyh Sait ne de Ağrı olayında bu özellik vardır. Üstelik Dersim’de herhangi bir “isyan” dahi olmaz. Kitabın “ekler”inde Komünist Enternasyonal’in de Dersim’de yaşananları “gerici aşiret isyanı” olarak nitelendirdiğine ilişkin bir belge yer alıyor. Aygün, Komünist Enternasyonal’in “olaylara Türk hükümetinin resmi penceresinden baktığını” ifade ediyor. Metiner: Tunceli’nin adı Dersim olsun’ Genç: Erdoğan TSK arşivlerini açıklasın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’deki “Dersim tartışması” üzerine harekete geçen AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, “TBMM’de Dersim Araştırma Komisyonu oluşturulması” ve “Sabiha Gökçen Havaalanı’nın adının değiştirilmesi” önerilerinin ardından “Tunceli’nin adının Dersim olarak değiştirilmesini” istedi. Metiner, yaptığı yazılı açıklamada “Dersim halkının hafızalarında ‘Tunceli’ ismi, baskı ve sindirme politikalarıyla özdeşleşmiştir” ifadesini kullandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hüseyin Aygün’ün Dersim’le ilgili açıklamaları konusundaki soruları yanıtlayan CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, “Onlar parti yönetiminin halledeceği konular, ben parti yöneticisi değilim. Erdoğan’ın oyununa gelerek bu meseleleri bu kadar ayyuka çıkarmanın anlamı yok” dedi. Genç, Dersim tartışmalarıyla ilgili olarak Genelkurmay’ın arşivleri açıklamasını isterken “Tayyip Erdoğan yiğitse açıklasın. Bunları açıklayalım o zaman herkes saçının rengini görsün” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle