18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM 2011 SALI 12 bilmiyorlardı! Bakan “2012 yılının ilk yarısında bitirmeye çalışacağız. 2.5 milyon dosya elden geçirilecek. Zamana gerek var. Bitince yasa çıkacak, uygulamaya 2013’te başlanacak” diye ekledi. Çelik, 2007’den bu yana ne yaptı? Neden 2013? Çünkü o yıl yerel seçim var, emeklilere yine havuç gösterilecek. Havuç ne kadar? Bakanın NTV’de açıkladığına göre 10 lira ile 200 lira arasında değişecek! Bu “zam” değilmiş, “adalet için eşitleme” imiş! 1986’da işçiler kandırıldı, “yüksek prim” ödettirilerek “süper emeklilik” olayı yaratıldı. Ama o kandırmacayı yutan işçiler bugün “süper” yaşamıyor, “sefilleri” oynuyorlar. O tarihten sonra emeklilik konusunda 13 değişik aylık düzenlemesi yapıldığı için “aynı oranda prim ödeyen” iki işçiden 2000 öncesinde emekli olan 850 lira, sonrasındaki 2300 lira aylık alıyor! Bir araştırmaya göre, emeklilerin yüzde 80’inin aylıkları açlık sınırı olan 900 liranın altında. Bir başka araştırma 10 emekliden 4’ünün çalışmak zorunda olduğunu ortaya koydu. Bunun da adı “toplumsal güvenlik”! Havuç 2013 seçiminden önce yeniden uzatılacak. Türkiye İstatistik Kurumu rakamları bakın ne diyor: Türkiye’de 2009 yılında 367.971 kişi ölmüş. Bunların yüzde 7.2’si 65 yaşın yukarısında, yüzde 43.2’si ise 75 yaşın ötesinde! Böylece AKP hükümetinden 2013 yılına gelindiğinde “intibak” bekleyen emeklilerin çoğu zaten “sonsuzluğa” uzanmış olacaklar! Böylece fatura azalacak, AKP hükümeti 10200 lirayı mezarlarının başına bıraksa bile, kabristanlarda testi ile su döken çocuklar o paraya tenezzül bile etmeyecekler. İşte AKP’nin havucu, işte zavallı emekli işçinin yazgısı! DIŞ HABERLER [email protected] Mısır’da ölü sayısı 35’e çıkarken seçimlere bir hafta kala hükümet istifasını sundu için sürücü, bir sopaya bağladığı havucu tepesinden sarkıtır, hayvan da ona ulaşmak için gider durur. İşte bu kandırmacayı AKP hükümeti zavallı emeklilere uyguluyor! 2007 seçimlerinden sonra Faruk Çelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı oldu. 19 Ekim 2007’de Milliyet gazetesinde, 2000 öncesi emekliler için bir “intibak yasasının” çıkarılacağı, 2 milyona yakın işçi emeklisinin adaletsiz olan Emeklilerin Havucu! arikatürlere sıkça yansıyan bir olgu vardır! Hani bir arabanın K önüne koşulmuş eşeği kandırmak İsyan istifa getirdi Dış Haberler Servisi Mısır’da geçen cuma gününden beri tırmanan çatışmalarda ölü sayısı 35’e çıkarken 28 Kasım’da seçimlere hazırlanan ülkedeki geçici hükümet istifa etti. Mısır’ın resmi Nil televizyonunun haberine göre, Mısır Bakanlar Kurulu sözcüsü Muhammed Hicazi, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Başbakan İsam Şeref’in, siyasi sorumluluk ve ülkenin içinden geçtiği durum karşısında kabinenin istifasına dair dilekçeyi Askeri Konsey’e sunduğunu belirtti. Hicazi, son günlerde yaşanan şiddet olaylarından dolayı hükümetin duyduğu derin üzüntüyü de dile getirdi. Yüksek Askeri Konsey’den ise istifayı kabul edip etmediğine dair net bir bilgi gelmedi. Bu arada Hüsnü Mübarek rejiminin halk ayaklanmasıyla yıkılmasının ardından ülkede denetimi elinde bulunduran askerlerin yönetimi sivillere devretmesi talebiyle yapılan gösteriler ve çatışmalar dün de devam etti. Ölü sayısı 35’e yaralı sayısı da 1750’ye yükseldi. Çatışmalar sürüyor Mısır Başsavcılığı, olaylarda ölen 13 kişinin cesetleri üzerinde yapılan otopsi sonucunda 4 protestocunun gerçek mermiyle öldürüldüğünü saptadıklarını açıkladı. Başkent Kahire’de halk ayaklanmasının sembolü Tahrir Meydanı’na açılan caddelere göstericiler barikatlar kurarken, gözyaşartıcı gazla müdahale eden polise protestocuların zaman zaman molotofkokteyli attığı bildirildi. Sahra hastanesine saldırı Polisin dün çatışmalar sırasında bir sahra hastanesine göz yaşartıcı bom ba atarak saldırdığı, kentte yoğun olarak göz yaşartıcı gaz bulutlarının görüldüğü de gelen haberler arasında. Mısır’da yayımlanan El Şerok ve El Düstur gazeteleri ise güvenlik kuvvetlerinin göstericilere karşı göz yaşartıcı CR bombası kullandığını, bu gazın insanlarda kansere yol açtığını öne sürdü. AA’nın haberine göre İsmailiye kenti sakinleri, göstericilerin, kent merkezindeki karakolların bazılarını ateşe verdiğini, bazı karakollara saldırı düzenlediğini söyledi. İskenderiye’de de güvenlik güçlerinin protestoculara müdahalesi sonucunda yaralananların sayısının 1000’e çıktığı duyuruldu. Süveyş ve Sina Yarımadası’ndaki El Ariş kentinde de güvenlik kuvvetlerinin göstericiler ile çatıştığı gelen haberler arasında. Çoğunluğunu Bedevi aşiretlerinin oluşturduğu protestoculara, İslami Cemaat mensuplarının da katıldığı bildiriliyor. El Ariş’te Bedevilerin bir polisi öldürdüğü öğrenildi. Bakanın istifa tepkisi çeşitli ke gösteriler yönetime karşı süren en bu yana geçen cuma gününd ylarda 1750 ola şiddetlendi. Çıkan raf: AP) toğ (Fo dı. an kişi yaral sır’ın RALI Mıri 1750 YA ke as e ntlerind aylıklarının dengeleneceği duyuruldu. Çelik gitti. Ömer Dinçer bakan oldu. Dinçer, seçimlere bir yıl kala “emekli aylıkları arasındaki dengesizliğin giderileceğini, en düşük aylığa yaklaşık 300 TL ayarlama yapılacağını, haksızlığın bir ölçüde önleneceğini” söyledi. 12 Haziran seçimine yine bu havuçla gidildi. Seçim sonrasında Çelik yine bakan oldu. İşçi emeklilerinin aylıklarına ilişkin sorunun 19751980 yıllarında başladığını anımsatarak bunun nedeninin “1981’den 2000’e kadar uygulanan aylık bağlama sistemindeki farklılıklardan kaynaklandığını” söyledi. Sanki emekliler bu nedeni Olaylar sürerken Kültür Bakanı Emad Ebu Gazi istifa etti. İstifanın, hükümeti protesto niteliği taşıdığı belirtiliyor. Mısır’da 28 Kasım’da yapılacak seçimler öncesinde patlak veren çatışmalar bazı adayların kampanyalarını durdurmalarına yol açtı. Son gelişmeler seçimlerin sağlıklı bir şekilde yapılamayacağı, hatta belki de erteleneceği endişesini doğurdu. Neonazi çete devletten nemalanmış OSMAN ÇUTSAY Rus siyaset bilimci Mintusov Türkiye tanımı: Van’da ‘Ay Işığı Sonatı’! “dinlenmediği” gerekçesi ile yayınlarına son verildiğini yazmış, Van’da lisede müzik öğretmeni Ferhat Şimşek’in yakarışına yer vermiştim. Şimşek’ten bir ileti aldım. Özetle şöyle diyor: “(…) Yazınızdan sonra birçok telefon aldım. Bir edebiyat öğretmeni aradı, bazı müzik gereçleri temin edebileceğini söyledi. Borusan kütüphanesinden Seri Hanım aradı, kitap verebileceklerini söyledi. Flüt sanatçısı Mehmet Mestci aradı, okulumuz için bir müzikçalar alacağını söyledi. İstanbul Üniversitesi’nden piyanist Cana Gürman konservatuvarda bir kampanya başlattıklarını ve çalgı aracı bağışında bulunacaklarını söyledi. Mersin Polifonik Korosu bağışlarını esirgemeyeceğini iletti... Çok duygulandım. Gerçekten böyle bir ilgi beklemiyordum. Duyarlı müziksever ve müzisyenler el ele verip çok güzel şeyler başaracağımıza inanıyorum. (…) Ben yeni açılacak okulumda bir müzik dersliği kurup çocuklara müziğin evrensel dilini öğretmeye canla başla çalışacağım. Bu kampanya sadece benim okulumla sınırlı kalmasın isterim. Van’daki, daha doğrusu Doğu’daki bütün okulların bir müzik dersliğinin olması tek arzum… Van’a geldiğim günden beri klasik müzik etkinliği yapılan bir yere maalesef rastlayamadım. Sizin kanalınızla şunu da belirtmek isterim ki, buradaki gençler öğrenmeye ve yeni şeyler keşfetmeye çok istekliler. Hayatında hiç klasik müzik dinlemeyen bir öğrencimle aramda geçen diyaloğu sizinle paylaşmak isterim.” Şimşek, lisedeki öğrencisine cep telefonundan Beethoven’in “Ay Işığı Sonatı’nı” dinlettikten sonra öğrencisi şöyle diyor: “Hocam! Biz buralarda hiç böyle müzikler dinlemedik. Bu müzik bana dağların ardındaki sahte gerçeği öğretti. Buralarda hep türküler dinlenir, halaylar ve zılgıtlar çekilir. Böyle müzikleri bize dinlettiğiniz için size çok teşekkür ederim.” Şimşek ekliyor: “Bu dinletiyi, uma günü klasik, caz, pop C müzik yapan TRT3 radyosunun pek çok kentimizde telefonuma kaydettiğim 2 dakikalık bir süre içinde yapabildim. Diyeceğim o ki 2 dakikalık cep telefonu dinletisiyle yaşama olan bakış açılarını değiştiren çocukların bir müzikçalarla ya da gerçek bir konserle neleri değiştirebileceğini varın siz düşünün...” Acaba TRT Genel Müdürlüğü’ne yeniden seçilen İbrahim Şahin “Ay Işığı Sonatı’nı” dinledi mi? Dinlememiş olacak ki ay ışığını bile pek çok kentten esirgiyor! Aynı görüşü pazar günü Akşam gazetesinde Fazıl Say şöyle doğruluyor: “Müziği iyi yapıyorsan, yaşamında ilk kez klasik müzik dinleyen, hatta klasik müziği sevmeyen bir insana bile ulaşırsın. Dinleyici o anda senin yarattığın ortam ve havadır. Örneğin Anadolu kentlerinde turne yaparken insanlar bileti neredeyse çıktıktan 15 dakika sonra bitiriyor.” Van Lisesi’nin müzik öğretmenine, TRT3’ün aşamalı kapatılmasına ilişkin iletiler aldım. Kimileri artık önemli bir turizm, iş kenti olan Gaziantep’te, Kocaeli’nde, Sakarya’da bile TRT3’ün sesinin kesildiğinden yakınıyorlar. Kimileri “TRT3 solmasın” adı ile bir çalışma başlattıklarını bildirdiler. Kimileri de “anayasa karşısında her vatandaşın eşit olduğunu” anımsatarak bir kamu kurumu olan TRT3 radyosunu dinleyen kentlerle, yayının kesildiği kentlerdeki vatandaşlar arasında eşitsizlik yaratılarak “suç işlendiğine” dikkati çektiler. Değerli okurlarımdan “deprem sonrasında öğrencilerimizi yeniden yaşama döndürebilmek için müzik dersliğimizdeki ‘portemize’ bir ‘nota’ da siz koyun…” yakarışını sizlerle yeniden paylaşmak istedim. “Van Şehit Koray Akoğuz Lisesi’nin” bu özverili müzik öğretmeni Ferhat Şimşek (0507 750 33 89) ile okul müdürü Servet Aytekin’in de (0505 841 96 13) geçici adreslerini yineliyorum: “Ahmet Yurtsever Kız Teknik ve Meslek Lisesi İskele Caddesi Çalı Durağı (Şehit Kemal Görgülü İlköğretim Okulu)”. “Van depremi” için gönderilen paketlere “kargo” ücreti alınmıyor. Siz de yalnız Van’da değil tüm ülkedeki okullara bir nota koyun! FRANKFURT İki Almanya’nın birleştiği 1990’dan bu yana 21’i Türk 182 kişiyi öldürdükleri ortaya çıkan Neonazi çetelere ajan sızdırarak para karşılığı bilgi toplamaya çalışan devletin, bu yolla, 8 Türk’ün katili “Nasyonal Sosyalist Yeraltı” (NSU) örgütüne katkıda bulunduğu belirtildi. Federal Meclis bünyesinde ve kamuya kapalı olarak toplanan Parlamento Denetim Kurulu Başkanı Thomas Opermann, devletin Neonazi örgütlerden bilgi sızdırmak için kullandığı bu tür ajanlara sağladığı maddi olanakların NSU’ya da aktarılmış olabileceğini kabul etti. Askeri İstihbarat Hizmetleri de (MAD) tartışma lardaki yerini aldı. MAD’nin 1998’de bir anda yeraltına geçen Uwe Mundlos, Uwe Böhnhardt ve Beate Zschäpe hakkında uyarıldığı ileri sürüldü. Çetenin gözlerden kaybolduktan sonra bulunduğu yerle ilgili ihbarın değerlendirilmeye alınmadığı ortaya çıktı. Federal Başsavcılık, NSU olayında 6 zanlının bulunduğunu duyururken, yeni ipuçlarının sadece Doğu Almanya’daki Thüringen eyaletinde faşist terör örgütünün 20’den fazla destekçiye işaret etmesi anlamlı bulundu. Bu isimlerden bazılarının o bölgedeki Anayasayı Koruma Dairesi hizmetinde olduğu da iddia edildi. Federal İçişleri Bakanı HansPeter İslamcıterörün hedefiyiz Friedrich ise suçlamalarını reddederken, Neonazi örgütlere sızdırılan muhbir ve ajanların buralardan çekilmesinin “çok tehlikeli” olacağını savundu. Friedrich’in, Almanya’nın “İslamcı terorizmin hedefinde olduğunu” ileri sürmesi de eleştiriyle karşılandı. Friedrich, Der Spiegel dergisine verdiği demeçte, 11 Eylül saldırılarının yapılabileceğine de o zamana kadar kimsenin inanmadığını belirterek “Aşırı sağcılarda da bugüne kadar mümkün görmediğimiz şeylere rastlıyoruz” dedi. Alman meclisinde NSU’nun kurbanları için tören düzenleneceği açıklanırken, Adalet Bakanlığı terör kurbanlarının ailelerine 10’ar bin Avro tazminat ödemeye hazırlandığı bildirildi. ‘Daha dindar, daha az laik, demokrasisi geri’ MUSTAFA K. ERDEMOL İran: İsrail’in, bize saldırmasını istiyoruz’ EKBER KARABAĞ İngiltere ve Fransa’dan İran’a yeni yaptırımlar PARİS / LONDRA (AA) İngiltere ve Fransa, nükleer askeri programından vazgeçmesini sağlamak için İran’a karşı yeni yaptırımlar gündeme getirdi. İngiltere, İran’ın nükleer programı konusundaki “endişelerini” ifade etmek amacıyla mali kuruluşlarının, merkez bankası dahil İranlı muhatapları ve bankalarıyla iş yapmasını durdurması talimatı verdi. Fransa da ortaklarına, İran Merkez Bankası’nın “şimdiye kadarki” malvarlıklarını dondurma ve İran petrolünü satın almayı durdurma önerisinde bulundu. Fransa’nın şimdiye kadar görülmedik çaptaki bu yeni önerilerinin Almanya, Kanada, ABD, Japonya ve İngiltere yöneticileri ile AB Komisyonu Başkanı’na iletildiği belirtildi. ABD’nin de İran’a karşı ambargoyu ağırlaştıran kararlar açıklaması bekleniyor. TAHRAN İran’ın nükleer alanındaki çalışmalarının askeri saldırı yöntemleri ile durdurulması gerektiğini dile getiren İsrailli yetkililerin tehditlerine İran’dan ilginç bir yanıt geldi. İran’ın üst düzey Devrim Muhafızları komutanlarından Emir Ali Hacizade, İsrail’in İran’a saldırmasını “arzuladıklarını” bildirdi. İran HavaUzay Kuvvetleri Komutanı olan Tuğgeneral Hacizade, Fars Haber Ajansı’na şu ifadeleri kullandı: “En büyük arzularımızdan biri, onların bu işi yapmasıdır. Çünkü uzun zamandan beri birikmiş olan enerjimizi harcamak, İslam ve Müslümanların düşmanlarını (İsrail) daimi olarak tarihin çöplüğüne göndermek istiyoruz”. Sovyetler Birliği döneminde uzun yıllar Sovyet Bilimler Akademisi’nde bilimsel çalışmalar yürüten ve Rusya Devlet Başkanı Dımitriy Medvedev ile Başbakan Vladimir Putin’in danışmanlıklarında bulunan Rus siyaset bilimci İgor Mintusov, “eski dönemlere göre daha çok dindar, daha az laik” olduğunu belirttiği Türkiye’de “demokrasinin de gerilediğini” söyledi. Uluslararası Politik Danışmanlar Topluluğu’nun İstanbul’daki 44. Dünya Konferansı’na katılan Rus siyaset bilimci, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, Türkiye’de askerin toplumdaki “anahtar” rolünü kaybetmesinin olumlu olduğuna dikkat çekti, ancak “toplumda laiklikten uzaklaşma” işaretlerinin de arttığını iddia etti. Türkiye’nin Suriye konusundaki tutumuna da değinen ve Şam’a aldığı tavrın Erdoğan’ın Arap dünyasındaki popüleritesini arttırdığını ileri süren Mintusov, “Ancak gözlemim şudur ki Sayın Erdoğan uluslararası sorunları kişiselleştirme eğiliminde” dedi. Türkiye’nin Suriye’deki muhalefetle “çok ilgili” olduğunu da kaydeden Mintusov, Başbakan Erdoğan’ın Esad rejimini istemeyen Batılı ülkelerle adeta “satranç” oynadığını da vurgulayarak, bu oyunda henüz kimin kazanacağının belli olmadığını ifade etti. RusyaSuriye ilişkilerine de değinen İgor Mintusov, iki ülkenin neredeyse kırk yıla varan çok köklü dostlukları olduğunu, Esad rejiminin demokratik olmamasına rağmen bunun müttefik olma pozisyonunu ortadan kaldırmadığını belirtti. ÜLKEDE MUHAFAZAKÂR PARTİ TEK BAŞINA İKTİDAR OLDU Kriz, İspanya’yı sağa çekti Haber Merkezi Avro Bölgesi’nin 4. büyük ekonomisine sahip olan krizdeki İspanya’da halk erken seçim için sandık başına gitti. Seçim sonucunda Muhafazakâr Halk Partisi tarihi bir zafer kazanarak tek başına iktidara geldi. Sosyalistler ise demokrasi tarihindeki en kötü sonuçlarını aldı. İspanya’da 2004 yılından bu yana, iki dönemdir süren sosyalistlerin iktidarına son veren Halk Partisi, 2000 yılında, Jose Maria Aznar döneminde elde ettiği 183 milletvekilini geçmeyi başardı. Parti, İspanya demokrasi tarihinde ilk defa bu seçimlerde, 350 sandalyeden oluşan mecliste 186 vekile sahip oldu. Ekonomik krizle mücadele eden ve 5 milyondan fazla işsizin bulunduğu İspanya’da, Mariano Rajoy başbakanlığında kurulacak yeni hükümetin öncelikli hedefi ekonomi olacak. Önündeki sürecin kolay olmayacağını ve ekonomik kriz için çalışacağını ifade eden Rajoy, “Mucizeler olmayacak, bunun sözünü vermedik. İyi şeyler yaptığımızda sonuçlar ı gelecektir. Herkesi buna güvenmeye çağırıyorum” dedi. Eski İçişleri Bakanı Alfredo Perez Rubalcaba’yı başbakan adayı olarak gösteren Sosyalist İşçi Partisi ise İspanya demokrasi tarihindeki en kötü seçim sonucunu aldı. Son seçimlerde 169 milletvekiline sahip olan parti, bugünkü seçimler sonrasında Mariano Rajoy 110 milletvekiline düştü. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle