24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 KASIM 2011 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Beklemekten yorulduk ? Tanıl Küçük: Elde edilen başarılar ve kazanımların bizi yanıltmaması lazım. Ben bunu ekonomi yönetimi için söylüyorum. En son Maliye Bakanımızın aldığı tedbirlerde biraz içimiz buruldu. Ekonomi Servisi İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, 2011’den sonrasının dünya ve Avrupa için zor olacağını, Türkiye’nin bu zorluklardan nasibini almamasının düşünülemeyeceğini vurguladı. 61. hükümet kurulduğunda hem yaptıkları temaslarda, hem hükümet bildirisinde, hem daha sonra bakanların söylemlerinde hep sanayinin sorunlarına eğilineceği mesajını aldıklarını kaydeden Küçük, “Söylem düzeyinde çok güçlüydü ama en son Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’in aldığı tedbirlerde biraz içimiz buruldu. Biz ısrarla kaldırılmasını ifade ettiğimiz, sıfırlanmasını ifade ettiğimiz bir vadeli ithalattan alınan yüzde 3’lük bir vergi var, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu, mesela onun tekrar 2001 krizi boyutuna çekilmesi, yüzde 6’ya çekilmesi... Önümüzdeki zor süreci iyi anlıyoruz. Ama bazı tedbirlerin alınması da Türk sanayisinin rekabet gücü açısından, hayatiyetini devam ettirmesi açısından çok önemli. İçinde bulunduğumuz ortamda bizce ekonomi yönetiminin, hükümetin, klasik alışkanlıklarını bir yana bırakması, daha farklı enstrümanlar ortaya koyması lazım” dedi. İSO Başkanı, Türk sanayicinin her zaman üzerine düşeni yapmanın gayreti içerisinde olduğunu söyledi: Sağlıkta Geri Vites Sağlıkta geri vitese takılı kalmış bir araba gibi, sağlık hizmeti, doktor eğitiminde çok tehlikeli bir gidiş söz konusu iken. Bugün sadece Cumhuriyet döneminin değil Osmanlı’nın da onuru olmuş İstanbul’daki odak fakültelerin gerçekten uluslararası değerde bilim insanları, İstanbul Tıp, Cerrahpaşa Tıp fakülteleri öğretim üyeleri, asistan, uzman hekim, öğrencileri, sağlık çalışanları hep birlikte grev yapmak zorunda kalmışlarken. Nasıl oluyor da evrensel hizmet ve eğitimin, halk sağlığının çöküşüne konu olan, parlamento iradesi de yok sayılarak oldubitti ile sivil diktatoryal iradenin ürünü olarak gündeme gelen KHK’lerle yasa değişiklikleri, halka hizmet gibi pazarlanabiliyor?.. Pazar günü aydın namusu, bilim sorumluluğunun simgesi, uluslararası tıp hizmeti, topluma, halk sağlığına, eğitime katkıları ile marka olmuş, gerçekten dertleri para kazanmak olsa kolayca köşe dönebilecek değerlerin karşımızda dizilmiş, dertlerini anlatma çabalarını dinledikçe, uzun zamandır olmadığı kadar içim karardı.. En çok da bilim insanlarının, bilimsel verilerle anlatmaya çalıştıkları çarpıcı sorunları dinlerken, medyatik önyargılardan biraz olsun utanabilen gazeteci arkadaşlarımın, “Bakan anketlere göre çok popüler, başarılı. Halk sağlık hizmetlerinden çok memnun.. Demek ki siz derdinizi anlatamıyorsunuz” tonundaki çıkışlarında içim sızladı.. Sağlıkla ilgili gerçek tüm araştırmalar, halkın sağlık hizmetlerinden yararlanmasında gelişmenin olumsuz olduğunu ortaya koyuyor. Somut bire bir yaşayanların da bildikleri gibi, sosyal güvenlik sistemleri içinde sağlık hizmetlerinden yararlanmada hızlı bir çöküş söz konusu. Hele de nüfus kâğıdı eskimeye başlayanlar ve sorunlu hastalıkları olanların insanca tedavi olması, yaşam hakkı için dudak uçurtan paralar isteniyor. Yanıltan görüntü olsa olsa acil durumlar için özel sağlık kurumlarına gidebilmeden. Tamam, sosyal güvenlik sigortaları çoğunluk özel hastanelerde de geçiyor. Ancak tedavinizin karşılığı muayene farkından başlayan, zorunluticari üstüne üstük sağlığa da zararlı tahlillerle kabaran faturalar önünüze çıkıyor. Sahibinin sesi medya güdülemesi sayesinde kendi yaşadıklarımızın bile bilincine varamadan, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi, kalitesi düşerken lüks tüketim tadında pazarlanmasına alkış tutuyoruz.. ??? Erdoğan hükümetinin çok medyatik Sağlık Bakanının pazarlamasında, sağlığın sorumuluk alanına giren tüm kurum, uzmanların dile getirdikleri gerçekler ile çatışan, yeni yasal değişiklikler ise doktor eğitimi, yetiştirilmesi ile birlikte, tıp fakültelerinin geleceğine rahmet okutacak içerikler taşıyor. Tek gösterge hizmeti veren, alanların toptan “22 Kasım’da grevdeyiz” deme noktasına gelmiş olmaları, illgili meslek kuruluşlarının tümünün çığlık içerikli uyarıları değil elbette.. “Başka Hacettepe, Cerrahpaşa, Çapa.. yok...” durumu anlatmaya, kavratmaya yönelik sloganlar sadece elbet.. KHK’lerle devletin elindeki anlamlı tüm tıp fakültelerinin içinin boşaltılması, özel üniversiteler, hastanelere yönelişi, kimlik, marka olmuş bilim insanlarımızı da devlet eliyle halka hizmet, eğitim kurumunda tedavi ile tıp bilimini geliştirmek, öğrenciyi gerçek doktor olmaya yöneltme icraatının daha ilk aylarının sonuçları çok vahim.. Karşımızda çok özel alanların cerrah, tedavi uzmanları, parmakla sayılan uluslararası üne de sahip bilim insanları, üniversite hastaneleri içinde hastalara dokunma yasağının gelmesi ile birlikte, öğrencilerine uygulamalı ders yaptıramama cezalıları olarak duruyorlar.. Bir “he” deseler, lüks otel gibi pazarlanan markalı hastanelerin, özel üniversitelerin kadrolarında belki de çok elverişli çalışma ortamı da bulacaklar.. Olan, devletin elindeki, zaten çok pahalı olan tıp eğitiminden yararlanan, doktor olacak yeni kuşaklara olacak.. Olan eğitim kapsamı içinde çok zorluklu, çok pahalı özel hastalıklarda da tedavi hakkını bulabilen hastalara olacak. Veriler birbirinden çarpıcı, utandırıcı. Erdoğan iktidarlarında özel hastaneler, özel üniversitelere çok ciddi destekler veriliyor.. Sonuçta devletin kesesinden olmak üzere sigorta sistemlerinden ödenmesi gereken paralar üniversite hastanelerinde kabul edilenlerin kolayca 510 katına çıkarılabiliyor. Fakülte fakülte, bölüm bölüm son KHK’ler sonrası gelişmelerin sonuçları da var; Cerahpaşa’da bir tek dahili bilimlerde yüzde 35, cerahi bilimlerde yüzde 50 bilim insanı, doktorun, ücretsiz izin, mesai dışı çalışıyor olma, emekli olma durumlarına bağlı sağlık hizmetinden çekilmeleri gerçeği yaşanmış. Tabii ki alanlarının çoğunlukla en uzman, en önemli kişileri olmaları bağlantılı da, çok önemli ameliyatlar, yaşamsal değerde sağlık hizmetleri durmuş. Medyanın karayı ak yapma kirli oyununa, iktidarın sağlığı paralı yapma operasyonunda gözü kara gidişine karşın, yoksa siz hâlâ toplumsal sağlık kaygıları duyanların, sorumlu uyarıları yapmaya çalışanların “Tıp eğitimi ve sağlıkta yıkıma karşı” bugün yapacakları grev eyleminin yanında duranlardan mısınız? Sanayi Kongresi başlıyor Ana teması ‘Sürdürülebilir Rekabet Gücü: Dalgaları Yöneterek Geleceği Tasarlamak’ olarak belirlenen İSO 10. Sanayi Kongresi ve İnovasyon Sergisi 1415 Aralık 2011’de İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Kongrede, 5 oturumda, 28 konuşmacı yer alacak. Bu yıl ilk günkü konuk konuşmacı Prof. Paul Romer, ikinci günkü konuk konuşmacı da Prof. Amar Bhide olacak. İş Bankası tasarrufta atağa geçti Maximum Kart’ından ya da Ekonomi Servisi İş mevduat hesabından Bankası, “Kumbara Fonu, 12 ay boyunca aylık Üstü Kalsın ve Bireysel en az 100 TL’lik Kumbara Emeklilik Hesabı” Fonu alma sözü veren İş kampanyaları ile bu yıl üç Bankası müşterileri 500 koldan tasarrufa odaklandı. adet Kumbara Fonu İş Bankası Genel Müdür kazandı. Banka kumbara Yardımcısı Yalçın sayısını 2012’de 300 Sezer, Türkiye’de bine çıkarmayı tasarruf bilincinin öngörüyor. yerleşmediğini Banka, 2001’de kurulan 18 Temmuz’da belirterek tasarrufu Kumbara Fonu’nda 223 başlatılan Üstü Kalsın teşvik eden bin 424 yatırımcı ve 264 kampanyasında ise 15 düzenlemeler milyon TL fon Kasım itibarıyla 85 yapılması gerektiğini büyüklüğüne ulaştı. bin talimat ve 2.5 söyledi. milyon TL fon Sezer, yıl içinde Banka kumbara büyüklüğüne ulaşıldı. insanlara fazla sayısını 2012’de 300 Sezer, yıl sonunda 3 hissettirmeden küçük bine çıkarmayı milyon, 2012 sonunda da birikimlerle tasarruf öngörüyor. 50 milyon TL’lik fon etmeleri için çalışmalarına büyüklüğü hedeflediklerini hız verdiklerini anlattı. belirtti. Sezer’in verdiği bilgiye göre Banka, Anadolu Emeklilik nezdinde banka, 2001’de kurulan Kumbara Fonu’nda 223 bin 424 yatırımcı ve yürüttüğü Bireysel Emeklilik Hesabı 264 milyon TL fon büyüklüğüne kampanyası ile de 3 milyar TL fon ulaştı. 1 Mart30 Eylül arasında tutarı elde etti. MNG Kargo, tam otomasyona geçti Ekonomi Servisi MNG Kargo Genel Müdürü Aslan Kut, Ankara, Adana, Bursa ve İzmir’de faaliyete geçirilen ve İstanbul’da üç ayrı bölgede altyapı çalışmaları devam eden 7 “Teknolojik Aktarma Merkezi (TAM)” kurarak kargo işlemlerinin artık el değmeden otomatik olarak yapılacağını ve kargo sektöründe bu yeni yatırımla yeni bir dönemin başlayacağını söyledi. Bugüne kadar, her bir aktarma merkezinde saatte 3 bin 500 kargo ayrıştırılırken otomasyon sistemi yatırımı sayesinde ayrıştırılan kargo sayısının saatte 10 bin 500 adede yükseldiğini belirten Kut, havaalanlarındakine benzer ileri teknolojiye yapılan bu yatırımla şirketin kargo işleme hızı ve kapasitesinin üç kat arttığını dile getirdi. 2004’ten itibaren temelleri atılan proje için “yeni bir şirket kuracak kadar” yatırım yaptıklarını ve en ileri teknolojinin kullanıldığı aktarma merkezlerinin günde bir milyon adet kargo işleme hacmine sahip olduğunu belirten Kut, bu sistemle her aktarma merkezinde günde en az iki saat zaman tasarrufu sağlanacağını anlattı. 12 bankanın kredi kartları soruşturmada Ekonomi Servisi Rekabet Kurulu (RK), daha önce başlattığı ön araştırmanın ardından mevduat ve kredi faizleri ile kredi kartı ücretlerini ortak olarak belirledikleri yönündeki iddialar çerçevesinde Akbank, Denizbank, Finansbank, HSBC, ING Bank, TEB, Garanti Bankası, Halk Bankası, İş Bankası, Vakıfbank, Yapı Kredi ve Ziraat bankalarıyla, Garanti Ödeme Sistemleri ve Garanti Konut Finansmanı Danışmanlık hakkında soruşturma başlattığını duyurdu. Haber üzerine banka hisselerindeki düşüş hızlandı. Soruları yanıtlayan RK Başkanı Nurettin Kaldırımcı’nın verdiği bilgilere göre, 12 banka hakkındaki soruşturma kararı, kuruma gelen tüketici ve konut kredileri ile ilgili şikâyetlerle ilgili bir ön araştırma yapıldıktan sonra alındı. Soruşturma sonunda “bankalar mutlaka ceza alacak” diye bir durum söz konusu değil. Ek süre talep edilmezse soruşturma bir yıl içinde sonuçlanabilir. RK, geçen martta, rekabeti ihlal gerekçesiyle Akbank, Garanti, İş, Vakıflar, Yapı Kredi, Denizbank ve Finansbank’a toplam 72 milyar 337 milyon lira idari para cezası kesmişti. BAŞBAKAN SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A AÇIK MEKTUP Sayın Başbakan; Van depremi’nin yol açtığı insani felaket karşısında, kaçak yapılaşma ve kentlerin imar sorunu, yakıcı biçimde gündeme geldi. Bu temel sorunların çözümünün ertelenemez olduğunu siz de açık biçimde ifade ettiniz. Bu sorunların başında imara aykırı yapılanmalar var. Bir başka sorun da, kaçınılmaz olarak üzerimize gelen depreme karşı, doğru bir planlama ile zararlarının en aza indirilmesini amaçlayan program çalışmalarıdır. Bunları beceremiyoruz… Çünkü, “hayatın değerini rant olarak tanımlayan” birileri var ve bunların yükselişi önlenemiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü tarafından, Üniversitelere hazırlatılan Deprem Master Planı’nda, olası depremin hangi sonuçları doğuracağı internet sayfalarında açıkça ilan edilse de, kimsenin gücü bunlara yetmiyor. Örneğin, Mecidiyeköy’de Başbakanlığa bağlı Toki’nin maliki bulunduğu ALİ SAMİ YEN STADI ve LİKÖR FABRİKASININ bulunduğu 60.000 metrekarelik arazide geleceği düşünmeyen bir planlama, bütün çabalarımıza karşın inatla yürütülüyor. Şişli halkının, Stk’ların, Bilirkişi Raporlarının açıkça imar mevzuatına aykırı olarak nitelediği imar uygulaması bu arazide başlatılmak isteniyor. Şayet yapılırsa, soluk borumuz bir yerinden tıkanıyor olacak… Diğer yandan, bu uygulama başlarsa, beklenen İstanbul depreminde, Avrupa yakası toplanma merkezi ve çadır kuracağımız bu denli büyük bir başka arazi de kalmayacak. Kurtulsak da öleceğiz yani… Biz yıllardır gücümüz yettiğince, hukuk mücadelemizi duyarlı Şişli halkıyla birlikte yürütüyoruz. BU İLAN, SİZİ DE MÜCADELEMİZE ORTAK ETMEYİ AMAÇLIYOR. Lütfen, Başbakanlığa bağlı olan Toki’ye bir talimat verin… Vazgeçsin 6 adet 165 metre yükseklikteki gökdelenlerinden… Beklenen bir depremin “kurtarma üssünü” orada kuralım… Ölmeyelim yani… Göz göre göre ölmeyelim… Göz göre göre… Göz… İlaç fiyatları karakolluk olacak Ekonomi Servisi Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) ve Türkiye İlaç Sanayi Derneği adına düzenlenen ortak bildiriyi açıklayan İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz, Sağlık Bakanlığı’nın kararlarına karşı “hukuki süreci başlattıklarını” açıkladı. Tokgöz özetle şunları söyledi: L Nisan 2009’dan beri kamu ilaç alırken Avro’yu 1.9595 TL’de sabitledi. Son 2.5 yılda ilaç endüstrisi kamuya 2.5 milyar TL değer aktardı. Bu mağduriyet giderileceğine yenileri geldi. L 5 Kasım’da kamu ilaç alımlarında iskontolar arttırıldı. 10 Kasım’da ilaç fiyatları düşürüldü. Böylece sektöre 2 milyar TL’yi aşan yeni bir maliyet geldi. L Eczanelerin stok zararları da bize yüklendi. Devlet taraf olmadığı bir alanda zorlayıcı düzenleme yapıyor. Buna karşı hukuki süreç başlattık. L Fiyatlar, AB’nin en ucuzundan bile yüzde 53 ile 65 düşük. Endüstrinin varlığı ve istihdam tehdit altında. Bu düzeltilmezse ilaca erişimde sorun yaşanır. Aynur Boldaz Berlin’de yılın girişimcisi oldu Ekonomi Servisi Her yıl Berlin’in gelişimine katkıda bulunan girişimcilere verilen ödül, bu yıl ilk kez yabancı kökenli ve kadın olan Aynur Boldaz’a verildi. 1987’de Almanya’ya gelen Boldaz, 2000’da Berlin’de kurduğu temizlik şirketi ile hastane, okul ve bankalara temizlik hizmeti sağlıyor. Boldaz, “Ben Türk’üm ve çalışanlarımın da çoğu Alman. İnsanlara zamanın artık değiştiğini gösteriyorum” dedi. Boldaz, Türkiye ve Almanya’da 29’u engelli 200 işçiye imkân sağladıklarını aktardı. Dursun ÇALTI Şişli Çevre Platformu Dönem Sözcüsü C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle