25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 2011 PAZAR 4 HABERLER CHP inanç, mezhep, yaş, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği gibi unsurları kapsayan bir yasa önerisi hazırlıyor Bir Aydın: Esin Afşar Sevgili, Son zamanlarda sıkça gittiğim, Teşvikiye Cami avlusunda, son yolculuğuna çıkanları uğurlayanlara bakarken hep aynı hisse kapılıyorum. Sanki avludaki bizler, “taht misali o musalla taşındaki bir namazlık saltanat” sıramızı tevekkülle bekleme sırasındaymışız gibi geliyor. Perşembe günü, bunları düşünürken bir dostun “Nasılsın?” sorusuyla karşılaştığımda birden ağzımdan şu sözler döküldü: Henüz burada “tahttaki” sıramın gelmesini bekliyorum. Buna da bir haller olmuş der gibisinden ters ters baktı suratıma. Bana sorarsan, bunları tek düşünen ben değilim; dostların arasında da aynı şeyleri aklından geçirenler eminim vardır. Doğrusunu istersen Esin Afşar için bunu hiç düşünmemiştim. Çünkü o benim için hep gençti ve ölüme çok uzaktı. Onu hasta iken görmediğimden hep genç olarak anımsayacağım ve bende hep gençliğimizin simgesi olarak kalacak. “Esin Afşar ardında ne bıraktı?” sorusuna kendi şu yanıtı vermiş: Evlatlarıma eserlerimle, ödüllerimden başka bir şey bırakmıyorum. ??? Bilmiyorum bunu söylerken en büyük eseri olan yaşamı boyunca bıkmadan usanmadan sürdürdüğü “aydın tavrı”nı yani “onurunu” da bıraktığı iftihar vesileleri arasında sayıyor muydu? Belki de, Sinanoğulları’nın çocukları arasında, bu tavır son derece de doğal kabul edildiği için sanki çok olağan bir şeymişcesine üzerinde durulmadan yaşanıyordu. Esin Afşar “Aydınlar Dilekçesi”ni Kenan Evren’e sunan heyet mensubu olarak, daha o anda tarihi onur mangasındaki yerini almıştı. Aydınlar Dilekçesi tarihimizin en büyük onur vesilelerinden biri ve 12 Mart utancımızın lekesini silen bir aydın yiğitliği belgesidir. Düşün ki, topa tüfeğe devletin erkine sahip olan diktatöre, kendi yüreklerinden başka hiçbir şeyleri olmayan bir avuç aydın, “Biz buradayken bunu yapmana izin vermeyiz!” diyorlardı. 12 Eylül’ün utanç ve karanlığı anımsanırken bu olayı da akıldan çıkarmamak gerek. Aydınlar Dilekçesi olayının önemini kavramayanlar ya da küçümsemek isteyenler, imzacılarının sayısının az olduğunu ileri sürerek olayı sulandırma peşindedirler. Oysa o dönemin kısıtlı iletişim olanakları altında imkân olsaydı, çok daha geniş kitlelerin imzaya hazır oldukları gerçeğini bırak bir yana ama aydın tavrında asıl önemli olanın nicel değil, nitel yanı olduğunu nasıl görmezden gelebiliriz ki? ??? Fransa’da Nazi işgali döneminin yüz akı, direnişçilerin sayılarının ne kadar az olduğunu, hatta işbirlikçilerle, hiçbir şey yapmadan edilgin duranlar karşısında azınlıkta olduklarını öne çıkararak direnişin o şanlı yanını gölgelemek mümkün mü? Evet aydın tavrının ortaya konmuş olması yani nitel yanı önemli, nicel yanı değil. Esin Afşar örneğinde aydın tavrının bir başka özelliğini de görmek mümkün. Aydın, bizde kimilerinin kasten çarpıttıkları gibi halkından kopuk değildir. Bari doğumlu, diplomat kızı Esin, tezek yakılan kerpiç evlerde büyümemiş olmasına karşın ezgilerinde tınılarında halkıyla bütünleşmeyi gerçekleştirmiş biriydi. Aydın tavrının bir başka özelliğini de yine Esin de görmek mümkündü. Her şey Esin Afşar’ın üstüne vazifeydi. Özgürlükler ve demokrasi için mücadele ederken, gürültü, sigara dumanı gibi kimi konular onun için ikincil sorunlar olarak, kenara atılacak türden değildi. O yüzdendir ki, Evren’e karşı da mücadele etti, sigaraya karşı da. Yani muzırı büyük küçük diye ayırmadı. Esin Afşar, ardında eserlerini, onur dolu aydın tavrını bıraktı bize... Bir de büyük özlemi... Özlenenler âlemindeki yerini almış diğer benzerleri gibi onu da çok özleyeceğiz. Nefret suçları adımı ? Nefret suçlarının mağdur ettiği pek çok farklı toplumsal grup olduğunu söyleyen CHP’li Aykan Erdemir, sorunun çözümünün hükümetin STK’ler ile işbirliği yapması ve devletin sorumluluk üstlenmesi ile önlenebileceğini belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, partisinin nefret suçları yasa önerisiyle ilgili çalışmalarını anlattı. Nefret saikli suçların mağdur ettiği pek çok farklı toplumsal grup olduğunu belirten Erdemir, çözüme AKP hükümetinin dayatmacı tavrıyla değil, STK’lerle eşgüdümlü çalışarak ulaşılabileceğini savundu. Çalışmalarıyla ilgili Cumhuriyet’e bilgi veren Erdemir, parti olarak inanç, mezhep, yaş, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği gibi unsurları kapsayan bir yasa önerisi üzerinde çalıştıklarını söyledi. Yasa önerisiyle, yargı sistemine eklenecek düzenlemelerle, bir suçun nefret söylemi içerdiği veya belirli bir toplumsal gruba duyulan nefretten kaynaklandığı tespit edildiği takdirde cezanın ağırlaştırılması, vatandaşlara, özel sektöre ve kamu görevlilerine verilecek hassasiyet eğitimleriyle, nefret suçlarının kurumsallaşmasının önlenmesi hedefleniyor. Nefret suçlarının kamunun pek çok uygulamasında görülebileceğine dikkat çeken Erdemir, “Kamunun ve özel sektörün bütün pratiklerinde bunlar var. İşyeri ilişkileri çok önemli bir alanı nefret suçlarının. Özellikle kamu hizmetlerinin nefret suçlarından arındırılması çok elzem bir olay. Nefret suçları kamu gücü kullanılarak işleniyor” dedi. Nefret suçlarının genellikle belirli toplumsal gruplara mesaj niteliği taşıdığını, bu gruplara nefret saikli suçlar yoluyla toplumsal hayatta istenmedikleri mesajının verildiğini belirten Erdemir, Türkiye’de ise bu tip eylemlerle en çok karşılaşanların Aleviler, trans bireyler ve eşcinseller ile gayrimüslim azınlıklar olduğunu aktardı. Hükümetin nefret suçlarının önlenmesi için faaliyet gösteren STK’lerle veri paylaşımı yapmadığını söyleyen Erdemir, nefret suçlarının ancak devletin sorumluluk üstlenmesiyle üstesinden gelinebileceğini ifade etti. Erdemir, “En önemli sorunlardan biri veri eksikliği. Veri olmadan sistematik bir ayrımcılık olduğu ifade edilemiyor” diye konuştu. Kılıçdaroğlu’ndan bebeğe yardım eli ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “tamgün” yasası mağduru 30 aylık Efe bebeğe yardım eli uzattı. CHP Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, Aylin Özer, acil ameliyat olması gereken bebeği Efe için Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nden randevu alamayınca CHP Özel Kalem Müdürlüğü’nü arayarak Kılıçdaroğlu’ndan yardım talebinde bulundu. Çocuğunun durumuyla ilgili bilgi veren Özer’in mesajı Kılıçdaroğlu’na iletildi. Kılıçdaroğlu, bunun üzerine doktor olan Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’yı Efe bebeğin sorunuyla ilgilendirmesi için görevlendirdi. ‘İl yönetiminde yapı bozulmayacak’ ? İstanbul Haber Servisi CHP Örgütlenme ve Örgüt Yönetimleri’nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, İstanbul il yönetiminin mevcut yapısını tasvip ettiklerini ve buradaki temel yapıyı bozmayacaklarını söyledi. Matkap, “Durum siyasi bir sonuç doğurmuyor. Ancak hukuken yönetimin yerine MYK’de yeniden atama yapılması gerekiyor ve bu yapılacak. İstifa etmeyenlerle yola devam edeceğiz” dedi. Matkap, parti tüzüğüne göre, il ve ilçe yönetimlerinde üye tam sayısının altına düşüldüğü takdirde, yönetimin de düşmüş sayıldığını belirterek bu maddeyi değiştireceklerini belirtti. Baykal’dan ‘hırsız’ açıklaması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, önceki gece Beysukent’te evine girilmesi olayıyla ilgili emniyetin gerekli çalışmayı sürdürdüğünü, “Olayın hırsızlık dışında bir şey olabileceği” yönünde açıklamasının olmadığını söyledi. Baykal, evinde bir ses duyduğunu, seslenmesi üzerine de şahsın kaçtığını anlattı. Baykal, olay üzerine evine alarm taktırdığını bildirdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle