19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 2011 PERŞEMBE 4 HABERLER CHP’de parti içi muhalefet, Tunceli Milletvekili Aygün’ün açıklamalarına bildiriyle tepki gösterdi Kriz ve Demokrasi “Tuz yüklü kervanım mı var ki, fırtınadan korkayım” tavrıyla krizlere aldırmayanlardan olmayıp, geçirmekte ya da geçirememekte olduğumuz krizden çok korkuyorum. Çünkü krizlerde servet transferi hep yoksuldan varsıla doğru olur ve daima “alttakinin canı çıkar”. İsteyenler korkmamakta, “teğet geçecek” ya da “ bişşiiy olmaz!” demekte özgürdürler... Zamanı gelince de görürler! Ama bilin ki, alarm zillerini çalanlar artıyor. Bakın, IMF’nin yeni patronu Christine Lagarde ne diyor: Gelecek on yılın kayıp on yıl olmasından korkarım. AB’nin iki büyük patronundan biri olan Merkel de geri kalmıyor, Avrupa 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en zor dönemini geçiriyor olabilir, diyor. Küreselleşen dünyada yalnız Türkiye gibi gelişmekte olanlar değil, hemen herkes ekonomik yaşamda başkasının kefaretini de ödüyor, gelişmişler, azgelişmişlerin krizlerinden görece korunur, kendi krizlerinin yükünün bir bölümünü de onlara yükleyebilirken, altta kalanların böyle bir olanağı yok, onlar çifte yükü taşıyorlar. ??? Yaşamakta olduğumuz kriz, bizde de başlamadı, AB’de de. Yaşamakta olduğumuz, 2008 ABD’de başlayan krizdir ki, eski kıtaya geldiğinde onun Akdeniz ülkelerinden, onlara özgü hastalıklarını da alıp, büyüyerek, şiddetlenerek, herkesi telaşlandırarak sürmektedir. Bilerek, isteyerek, finans kapitalin bütün dünyayı, her biri kendi başına suç olan, (ama çok büyükler tarafından yapıldığı ve kovuşturulması halinde çıkacak büyük patırtı herkesi sürükleyeceği için yaptırımsız kaldı) adi yalanlarla beslediği gayrimenkul krizi, güya güvenli denetleme firmaları da dahil olmak üzere, finans dünyasının devlerinin hangi düzeyde sahteciliğin içinde olduklarını göstermekle kalmadı, aynı zamanda tıpkı büyük 1929 krizinde olduğu gibi, aşırı şişirilmiş saadet zinciri düşünün nasıl aldatıcı ve yıkıcı olduğunu da bir kez daha kanıtladı. Ama 2008 krizinin bir başka önemli sonucu daha oldu. Kapitalizmin teorik dayanağı piyasanın, görünmez sihirli elinin her şeyi düzelteceği, yani sistemin krizlerden yine kendi kurallarıyla çıkacağı varsayımının geçersiz olduğu ortaya çıktı. Dünyanın en büyük kapitalist ülkesi, bu kez krizden devletin batmakta olan kurumları kurtarmasıyla kurtuldu. ABD’de 2008 krizi, kapitalizm efsanesini can evinden vurdu. ??? 2008’de Amerika’da kapitalizm teorisini can evinden vuran kriz, Atlantik’i geçip eski kıtaya geldi ve orada da 2011’de temsili demokrasiyi can evinden vuruverdi. Şöyle ki: Demokrasiler, halkların kendileri için neyin en iyi olduğuna karar verme ve o yönde davranma yetisine sahip oldukları varsayımına dayanırlar. Seçimlerin temelinde bu “doğruyu seçebilme” varsayımı yatar. Oysa, özellikle Yunanistan ile İtalya, uzun bir süre, kendi demokratik mekanizmalarını çalıştırarak, büyümekte olan tehlikeyi fark etmeyi, fark ettilerse bile, onarmayı beceremediler. İş bu kadarla kalsa iyi. Bu yetmiyormuş gibi, yangın büyüyüp, ateş bacayı sarınca da, kendi demokratik yapıları içinde, onarımı gerçekleştirecek mekanizmayı çalıştırarak, seçilmişler arasından, çözümü bulacak ve uygulayacakları seçemediler, IMF’den ve AB Merkez Bankası’ndan adamlar getirerek siyasi karar mekanizmasının başına oturttular. Bu davranışın anlamı açıkça şudur: Arkadaş biz seçim mekanizmamızla bunu çözemiyoruz buyurun siz çözün! İşte 2008’de ABD’de de kapitalizm teorisini can evinden vuran kriz, 2011 de Avrupa’nın hasta demokrasisini de böyle vurdu. Görüyorsunuz, krizler yıkıcı ve kahredici oldukları kadar, öğreticidirler de. Tabii ders almayı bilenler ve isteyenler için!.. ‘Suskunluk kabul edilemez’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün “Dersim katliamının sorumlusu CHP ve devlettir” açıklamasına bir bildiriyle sert tepki gösteren 12 milletvekili, “başta Genel Başkan olmak üzere parti organlarını tavır koymaya ve gereğini yapmaya” çağırdı. CHP MYK Aygün’den savunma istedi. Grup yönetiminin bildiriyi okuyan Haluk Koç hakkında da soruşturma açılmasını talep edeceği bildirildi. CHP’deki “Dersim katliamı” tartışması parti içi muhalefetin ilk kez kamuoyu önüne bir bildiriyle çıkmasıyla sonuçlandı. CHP milletvekileri Haluk Koç, İzzet Çetin, Gürkut Acar, Osman Kaptan, Arif Bulut, Yıldıray Sapan, Dilek Akagün Yılmaz, Ahmet Toptaş, Metin Lütfi Baydar, Fatma Nur Serter, İsa Gök ve ‘Verilen söz namustur’ Başbakan Tayyip Erdoğan’ın AKP’nin imzalamadığını söylediği tutuklu milletvekilleriyle ilgili protokol metnini gazetecilere gösteren CHP Sözcüsü Birgül Ayman Güler, AKP’li Nurettin Canikli ve Ahmet Aydın ve Haluk İpek’in metinde imzalarının olduğunu belirtti. Güler, “Verilen sözü, hele söz yazılmışsa namus sayarız” dedi. Hüseyin Aygün Nedret Akova’nın imzalarını taşıyan bildiri dün bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Bildiriye eski Genel Başkan Deniz Baykal’a yakınlığı bilinen Osman Kaptan’ın da destek vermesi ve 4 Antalya milletvekilinin imza koyması dikkati çekti. Haluk Koç’un okuduğu bildiri metninde şu değerlendirmelere yer verildi: “CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün bir yayın organına yaptığı açıklamalar, bu çerçevede kabul edilebilecek de ğerlendirmeler değildir. CHP’ye oy veren, zor koşullarda mücadelesini yürüten ve umut olarak görmek isteyen milyonlarca yurttaşımız haklı olarak bu gelişmelere isyan etmektedir. En başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere CHP organlarını bu konuda tavır koymaya ve gereğini yapmaya davet ediyoruz. Şu durum çok iyi bilinmelidir; CHP tesadüfen kurulmuş, siyaset mühendislerinin projelendirmesi ile kendisine rota arayan tarihi ile hesap TBMM’DE BİR İLK YAŞANDI İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Kadın vekiller arasında gerilim sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda önceki gün akşam BDP’nin KCK operasyonları nedeniyle İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hakkında verdiği gensoru önergesi görüşmelerinde Genel Kurul’da ilk kez kadın milletvekilleri arasında itişmeye varan tartışma yaşandı. AKP’li Ayşenur Bahçekapılı ile BDP’li Pervin Buldan arasındaki gerilim dün de sürdü. BDP’liler tarafından KCK operasyonlarıyla ilgili olarak hakkında verilen gensoru üzerine konuşan Bakan Şahin, operasyonlar kapsamında tutuklanan Prof. Dr. Büşra Ersanlıyı eleştirdi ve “Dinler tarihi dersinde teröristbaşı Abdullah Öcalan çok özür diliyorum peygamber olarak gösterilmektedir... İslam dininin uydurma bir din olduğu söylenmekte… Kürtlerin bir dini olması gerekiyorsa bunun ancak Zerdüştlük olabileceği anlatılmakta masum beyinlere” dedi. Şahin’in bu sözleri üzerine Genel Kurul salonu karıştı. AKP ve BDP’li milletvekilleri arasında yaşanan gerilim sırasında AKP sıralarına kadar gelen BDP’li Pervin Buldan ve Sebahat Tuncel, AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’yla tartıştı. Buldan, Bahçekapılı’nın Tuncel’i iterek şiddet uyguladığını söyledi. Bahçekapılı ise saldırıya uğrayan arkadaşlarını korumak istediğini söyledi. laşmaktan korkan bir siyasi parti değildir. CHP, yüzyıl öncesinden kalan hesapların yeniden masaya yatırıldığı bu dönemde de kendisini başkalaştırmaya zorlayan iç ve dış talep sahiplerine direnecek kadar güçlü ve birikimlidir.” Bildiride, “CHP Genel Başkanı ve CHP yetkili organlarının bu gelişmeler karşısındaki suskunluğunu kabul etmenin mümkün olmadığı” vurgulanırken “Sessizlik ve tepkisizliğin dolaylı yoldan söylenenleri onaylamak anlamına çekilebileceği unutulmamalıdır. CHP, Türkiye gündemini işgal eden çeşitli konularda ideolojik tutarlılık ve politik söylem birliği geliştirme noktasında duyarlı davranmak zorunluluğundadır. Muhafazakâr ve neoliberal tavsiye odaklarının kılavuzluğuna uyum sağlamaya dönük siyasi tavırların, partimizi ve temel ilkelerimizi kamuoyunda tartışılır hale getirdiği artık görülmelidir” ifadesine yer verildi. Bildiride, “Bu tespitler, bir parti içi muhalefet geliştirme amacıyla ortaya konulmamıştır. Amacımız, partimiz tabanındaki ve kamuoyundaki tartışmalara karşı tüm yöneticilerimizi ve milletvekillerimizi söylem ve duruş birlikteliğine çağırmaktır” vurgusu da yapıldı. CHP Sözcüsü Birgül Ayman Güler dün MYK toplantısından sonra yaptığı açıklamada Hüseyin Aygün’ün savunmasının istendiğini bildirdi. Güler, bir soru üzerine “Bu kuşkusuz CHP’nin resmi görüşü değildir. Arkadaşımızın kendi görüşlerini dile getirdiği açık. Yaptığı açıklama rahatsızlık yarattığı için MYK kendisinden savunmasını talep ediyor” diye konuştu. MYK; Aygün’den savunma isterken CHP Grup başkanvekillerinin de Haluk Koç’tan savunma isteyeceği bildirildi. Edinilen bilgiye göre MYK’de “Konuyu ele alacağımızı söylemiştik. Buna rağmen Haluk Koç bir basın toplantısı yapmakta ısrar etti. Fırsatçılık yaptı” değerlendirmesi yapıldı. Koç ise “Savunmanız istendi mi?” sorumuza “Henüz böyle bir şey yok. Eğer böyle bir şey olursa bunu şeref kabul ederim” karşılığını verdi. Savunması istendi Özür dilemediler Önceki gün yaşanan bu tartışmanın ardından Bahçekapılı dün TBMM Genel Kurulu’nda söz alarak tartışmaya ilişkin, “Buldan bana hakaret etti ve ‘terbiyesiz’ dedi. Şiddete karşıyız. BDP milletvekilleri de karşı ama lütfen samimi olsunlar” açıklamasını yaptı. Buldan ise Bahçekapılı’nın gerçekleri saptırmaya çalıştığını belirterek “Sayın Bahçekapılı, Sayın Tuncel’i elinizle iteklediniz. Ben de yanınıza geldim ve ‘özür dileyin’ diyecektim ki elimi ittiniz ve aynı saldırıyı bana da yaptınız. Sonra size ‘terbiyesiz’ dedim. Sizden özür bekliyorum” dedi. Tartışmalar üzerine TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, her iki grup başkanvekilinin de birbirlerinden özür dilemeleri için ısrar etti. Bahçekapılı ve Buldan özür dilemeyince, Mumcu, “Öyle anlaşılıyor ki karşılıklı özür dilemekten kaçınıyorsunuz” dedi. [email protected] BDP’li 20 parti yöneticisi suç işlediklerini belirterek savcılığa başvurdu Kendilerini ihbar ettiler İstanbul Haber Servisi BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, “Tutuklu arkadaşlarımın suçu neyse, ben de işledim. Kendimi ihbar ediyorum” dedi. Açıklamalara, yazar Özgür Mumcu, sanatçı İlkay Akkaya, gazeteci Yıldırım Türker ve çok sayıda hukukçu destek verdi. Selahattin Demirtaş ve Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali ile Milletvekili Sebahat Tuncel’in de aralarında bulunduğu 20 parti yöneticisi, suç işlediklerini belirterek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbarda bulundu. Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar’a verilen dilekçede, “KCK adı altında yapılan bu operasyonlarda tutuklanan ve yargılananların yürüttükleri faaliyetlere katıldım ve katılmaya devam ediyorum” denildi. BDP’li yöneticilerin ülke genelinde bu ihbar eylemini yapacakları belirtildi. Adliyenin önünde açıklama yapan Demirtaş, Başbakan’ın ve İçişleri Bakanı’nın yargıya müdahale ettiğini belirterek “Sayın Başbakan ve İçişleri Bakanı BDP ile ilgili iddianameyi canlı yayınlarda, medyanın önünde kendileri yazıyorlar. Bizimle ilgili ‘paralel devlet yapılanması kuruyorlar’ iddiasında bulunanlar, paralel devletin kendisidir. Bugün Türkiye’de cemaat örgütlenmesi paralel devletin kendisidir” dedi. İdris Naim Şahin’in yönelttiği suçlamaları kabul ettiğini dile getiren Demirtaş, “BDP’nin Eş Genel Başkanı olarak bütün arkadaşlarımın işlediklerini iddia ettiğiniz suçlarını her gün yapıyorum. Tutuklu öğrenciler, akademisyenler, belediye başkanları, her ne suç işlemişlerse, özgürlükler adına hangi bedeli ödemişlerse biz de ödemeye hazırız” diye konuştu. Kartepe deniz otobüsünü kaçıran Mensur Güzel’in bugün yargıç karşısına çıkan kızkardeşi Şeyma Güzel’le ilgili soruyu da yanıtlayan Demirtaş, “Görüntülerde bir tuhaflık yok. Bir vekilimiz, gençlik meclisi üyemizi kendi aracıyla havaalanına bırakıyor. Tuhaflık şu ki 1 yıl önceki olayla ilgili bir görüntüyü polis, 1 yıl sonra başka bir olay vesilesi ile servis ediyor. Partimizi siyasi lince tabi tutma çalışıyor” dedi. KISA... KISA... Kaçırılan asker ve polis Terör örgütü PKK tarafından kaçırılan Uzman Çavuş Kemal Ekinci ve polis memuru Nadir Özgen’in görüntüleri yayımlandı. İyi olduklarını söyleyen Ekinci ve Özkan, yetkililer ve sivil toplum örgütlerinden kendileri için girişimde bulunmasını istedi. 7 PKK’li teslim oldu PKK’nin Irak kamplarından kaçan 1’i kadın 7 terörist, Habur’da teslim oldu. Teröristler savcılığa sevk edildi. Sanıklardan suç duyurusu İstanbul’daki KCK soruşturması kapsamında tutuklanan 147 sanığın avukatları, tutuklama kararı veren hâkimler ve soruşturma savcısı Adnan Çimen hakkında suç duyurusunda bulundu. Madımak’a yeni bedel Sivas’ta eski Madımak Oteli için belirlenen kamulaştırma bedelinin temyizden dönmesi üzerine davanın yeniden görülmesine başlandı. Yeni kamulaştırma bedelinin aralık ayı içinde belirlenmesi bekleniyor. Atalay hakkında gensoru MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, deprem ve deprem sonrasıyla ilgili Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay hakkında gensoru vereceklerini açıkladı. İntibakta ilk ödeme 2013’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, emekli maaşlarına ilişkin İntibak Yasası’na ilişkin düzenlemeyi 2012’nin ilkyarısında bitirmeye çalışacaklarını ilk ödemenin 2013’te olacağını belirtti. Toprak ifade verecek Özel Yetkili Ankara Başsavcılığı’nın yürüttüğü Susurluk soruşturması kapsamında sorgulanan Sedat Peker’in “Halis Toprak’ın öldürülmesi için devlette görevli bazı kişiler teklifte bulundu” iddiası üzerine İşadamı Halip Toprak ifadeye çağrıldı. MİLLETVEKİLLERİ KÜRSÜYE FENERLE ÇIKAMAYACAK Uslu önlemleri AYŞE SAYIN ‘Dink’in katli bir devlet cinayetidir’ ANKARA (Cumhuriyet) BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Hrant Dink cinayetiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Dink’in katletilmesinin “bir devlet cinayeti” olduğunu savunan Önder, “Halen bu kadar pervasızlığın kol gezmesi, oyalamanın resmi bir devlet politikası haline gelmesinde bize şunu düşündürtüyor. Bu MGK eliyle kararlaştırmış bir cinayettir duygusunu bütün vicdanlarda son derece yüksek bir ihtimal olarak ortaya koyuyor” görüşünü savundu. Bir gazetecinin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki günkü grup toplantısında BDP’ye dönük sözlerini anımsatması üzerine de Önder, “Gelse de olur gelmese de olur lafı laf olarak bir kıymet arz etmiyor, ama zihniyet olarak çok önemli şeyler içeriyor” diye konuştu. ORMAN BAKANI EROĞLU’NDAN 2B AÇIKLAMASI: Gelir belli değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 2B arazilerine ilişkin yasa tasarısının yeni yıldan önce TBMM’ye geleceğini belirtti. Eroğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bakanlığının bütçesinin görüşmelerine verilen ara sırasında gazetecilerin 2B arazileri ile düzenleme konusundaki sorularını yanıtladı. Eroğlu, 2B arazi satışından ne kadar gelir beklendiğinin sorulması üzerine, “Daha belli değil. Çünkü, rayiç bedelinin yüzde kaçı olacağı kanunla belirlenecek. Devletin bizzat tapu verdiği yerler var. O bakımdan, şu anda rakam vermek doğru değil” dedi. Bakanlığının taslak hazırladığını anımsatan Eroğlu, “Geçtiğimiz pazartesi günü Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın başkanlığında toplantı yaptık. Bütün bakanlar yaptığımız sunum üzerine düşüncelerini ortaya koydu. Buna göre taslak yeniden düzenlenecek” diye konuştu. Eroğlu, “Taslağa eklenen bir şey var mı” sorusunu, “Var. Rayiç bedellerinin tespiti, satışı nasıl olacak, ödeme şekilleri nasıl olacak? Onlar az çok belirlendi” diye yanıtladı. Eroğlu, 2B arazilerine ilişkin taslağı 15 gün içinde Bakanlar Kurulu’na sunacaklarını belirterek, “Yeni yıldan önce Meclis’e geleceğine inanıyorum ama buna Bakanlar Kurulumuz karar verecek” dedi. Eroğlu, bütçeye ilişkin sunumunda da 2B orman alanlarında kullanım kadastrosu işlemlerinin tamamlanmak üzere olduğunu belirterek, “300350 bin hektarlık 2B alanı için son hazırlıkları yaptık” diye konuştu. ANKARA TBMM Genel Kurulu’nda, “Deniz Feneri” davasına göndermede bulunmak için elinde “fenerle” kürsüye çıkan CHP’li Kamer Genç’in AKP’li İdare Amiri Salim Uslu tarafından “iteklenerek” kürsüden indirilmesi olayının ardından Meclis çalışmalarına bir dizi “sınırlama” getirildi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, siyasi parti gruplarının grup başkanvekillerine verdiği yemekte Genel Kurul’da milletvekillerinin kürsüye, “fener” dahil, herhangi bir eşya ya da ürünle çıkmaması konusunda “ilke kararı” alındı. Çiçek’in, partilerin grup başkanvekillerine pazartesi akşamı verdiği yemekte, AKP’liler ile CHP’liler arasında, Genç olayı nedeniyle, “özürkınama” restleşmesi yaşanırken Meclis’in çalışma düzeni ve gerginliğin önlenmesine dönük bir dizi önlem alınması konusunda da görüş birliğine varıldı. Milletvekillerinin pankart, fener gibi eşya ya da ürünlerle çıkmamaları, grupların milletvekillerini bu konuda uyarmaları konusunda ilke kararı alındı. İdare amirlerinin, öncelikle kendi partilerinden milletvekillerine müdahale etmeleri kararlaştırıldı. Muhalefet, Genel Kurul’da kendilerine gündem dışı söz verilmemesinden yakınınca, haftada 9 kez verilen gündem dışı söz hakkının AKP ve CHP tarafından 3’er, MHP tarafından 2, BDP tarafından da 1 sözcü tarafından kullanılması benimsendi. Oy pusulalarındaki “hile” olasılığına karşı oy pusulası gönderenlerin gerçekten salonda olup olmadığının saptanması için ayrıca “yoklama” yapılması kararlaştırıldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle