24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 KASIM 2011 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 İstanbul’da düzenlenecek Dünya Türk Girişimciler Kurultayı’na 90 ülkeden 2 bin 200 Türk katılacak Girişimci zenginiyiz ? TOBB/DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu, kendisini anavatanına ait hisseden milyonlarca Türk’ün dünyada artık iş sahibi, siyasetçi, sanatçı olduğunu belirtirken “Artık göçmen işçi topluluğu değil, Türk diyasporasıyız” dedi. Ekonomi Servisi Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nca (DEİK) 1819 Kasım’da İstanbul’da düzenlenecek olan Dünya Türk Girişimciler Kurultayı, dünyanın dört bir yanındaki Türk girişimcilerini bir araya getirecek. Kurultaya, Barbados Adası, Afganistan ve Mozambik’in de aralarında bulunduğu 90 ülkeden 2 bin 200 Türk girişimci katılacak. TOBB/DEİK ve Dünya Türk İş Konseyi Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kurultayın dünyanın dört bir yanındaki Türk girişimcilerle anavatanın “geleceği birlikte tasarlama platformu” olacağını belirtti. Hisarcıklıoğlu, “Artık bizim yurtdışındaki varlığımız Almancı göçmen işçi topluluğundan ibaret değil. Kendisini anavatanına ait hisseden milyonlar, dünyanın dört bir yanında iş sahibi, siyasetçi, sanatçı, edebiyatçı olmuş. Artık göçmen işçi topluluğu değil, Türk diyasporasıyız” ifadesini kullandı. Fransız Bilimler Akademisi’nin 2006’da Dünya Türk Diyasporası haritası hazırlattığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, eskiden sadece Avrupa merkezli olan Türk nüfusun, şimdi başta Amerika ve Rusya olmak üzere dünyanın dört bir yanına dağıldığına dikkat çekti. Hisarcıklıoğlu “Profesyonel Türk yöneticilerin sayısı 3 bini geçti. Bizim diyaspora olarak örgütlenmemiz lazım. Bu kurultay, organizasyon gücümüzü geliştireceğimiz platform olacak” dedi. Global Girişimcilik Hafta sı gong töreniyle başladı Türkiye Odalar ve Borsa lar Birliği (TOBB), Ende vor ve Massachusetts aIns titute of Technology En terprise Forum (MIT EF ) Türkiye ev sahipliğind e, Global Girişimcilik Pla tformu paydaşlığında düze nlenen Global Girişimcil ik Haftası, İMKB’de düze nle nen gong töreniyle ba şladı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İMKB Ba şkanı Hüseyin Erkan, Glob al Girişimcilik Haftası Pla tformu Başkanı Gülden Yıl maz, TOBB Genç Giriş imciler Kurulu Başkanı Ali Sabancı, Endeavor Yö netim Kurulu Üyesi Murat Özyeğin ve MIT EF Ba şkan Yardımcısı Selçuk Kip er “İçindeki girişimciyi ha rekete geçir” sloganıyla bir likte gongu çaldı. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Türkiye’nin petrolü as lın da girişimcisidir. Bizim zenginliğimizse toprağ ın üstünde” dedi. Piyasa Demokrasisi (!) Dünya ekonomik krizi, çıkışa ilişkin reçeteleri acılaştıkça, piyasalar düzeninin demokrasiye ilişkin çarpık bakışı daha bir açık, pervasız dillendirir oluyor... Piyasa düzeninin ekonomistleri, sistemin ağırlığını, kalitesini, gücünü sürekli aşağıya çektiği siyaset, iktidarların giderek daha sık değiştirilmesi, düzenin koşullarına, yeni dayatmalarına, çözüm reçetelerine uymada daha sadık, söz vermişlerin getirilmeleri, toplumlar için umut olarak pazarlanmalarının da yetmeyeceğini açıklıyorlar... Yunanistan ve İtalya’daki krizle bağlantılı iktidarların düşürülmesi, sırada İspanya, başka AB ülkelerinin lider ve partilerinin olması ile ilişkili son değerlendirmelerde, “yetmez” diye söze giren yorumcular, sosyal devlet düzeni üzerine kurulmuş Batı demokrasilerinin seçmen oyuna dayalı siyasetçileri, partilerinin sonunun geldiğini savlıyorlar. Sistemin ayakta kalabilmesi için kısa dönemli teknokratlar eline teslim edilmiş hükümetlerin alacakları önlemlerin, piyasalar düzeninin ünlü kavramı ile “reformlarının” yetersiz kalacağının altını çiziyorlar. Bir adım ileri, yoksul güney dünyasında, özünde krizlerin subabı, ayakta kalmasında önemli araç olan, ağırlıklı ırklardinlermezhepleraşiretler eksenindeki sıcak savaşların, harcamaların savaş ekonomisi eksenli canlandırmaları, paylaşım aktarımlarının da giderek büyüyen ekonomik kriz, boyutları için yeterli çözüm olamadığını vurguluyorlar... Yunanistan’a yapılan, yapılması öngörülen yardımların karşılığının, bir numaralı yardımsever ülke Almanya’ya, Türkiye ile sınır dalaşı yüzünden çok yüksek kalan askeri harcamalardan doğrudan ödemeleri olarak geri döneceği gerçeği satır arası haber olarak kalıyor. Almanya yardımın olmazsa olmaz koşulu olarak ortaya koyduğunda, Yunanistan’da iktidarın teknokratlara devredilmesi demokrasinin bir cilvesi gibi gerçekleşiveriyor... İtalya’da çok zengin, arkasında dev medya desteği ile en uzun soluklu iktidarda kalabilmiş Başbakan Erdoğan’ın da “kankası” Berlusconi istifa edince sokaklarda “kurtulduk” diye sevinç gösterileri düzenleniyor... ??? Bizde çoğunluk dış politika yorumcuları, komşularla sıfır sorundan Suriye ile çok tehlikeli bir gerilim noktasına hızlı gelişin açıklamasını yapmakta zorlanırlarken Ortadoğu’da ABD’nin kendi askeri gücünü, ekonomisine maliyetini düşürme gerçeği çerçevesinde, “İran’a karşı İsrail, Suriye’ye karşı Türkiye... ” sloganını pervasız ortaya atanlar, dahası savunanlar var... Kimileri Türkiye’nin zengin kuzey dünyasının krizden çıkarılış reçeteleri kapsamında, komşuları ile dönüşü olmayın bir savaşa sürüklenmesinin bedelinin kaygısında, “Suriye’de Türk bayrağını, Atatürk posterlerini yakanlar, yırtanların zengin ülkelerin ajanları olmadığı ne malum?” sorgulamasını gündeme getiriyorlar. Türkiye’nin Arap Baharları sonrasında, yeni Osmanlıcılık sloganları, rol model olma düşleri ile bu ülkelerdeki iç savaşlar bataklığına sürüklenmesinin nasıl da geleceğimiz için yaşamsal tehdit oluşturacağının altını çiziyorlar... Libya’da zengin kuzey dünyasının çıkarları adına NATO devreye sokularak Türkiye’nin içine sokulduğu rolün sonuçlarının Suriye için söz konusu olamayacağını, SuriyeLibya koşullarının farklılıkları ile çok çıplak mantıkla anlatmaya çalışıyorlar... Dahası Dışişleri bakanımızın çantasında taşıdığı Libya direnişçilerine nakit yardımlarının karşılığının bile en azından yakın tarihler için getirisinin olabileceği çok kuşkulu... Dün kimi televizyon kanallarının son Libya sokakları görüntüleri ile yansıttıkları, bu dünyanın en kaliteli petrolünün sahibi ülkede, toparlanmanın çok da kolay olamayacağının çok çıplak, acı kanıtları. Kaddafi’yi deviren aşiretler, güçler arasındaki yeni iktidarı oluşturabilme çıkar çatışmaları işin tuzu biberi. Sıradan bir çatışmada dün onlarca Libyalının öldürülmesi yeni kaosun iç karartan göstergesi... Zengin kuzey dünyası, daha doğrusu ABD eksenindeki Arap Birliği’nin, diktatörlük, insan hakları ihlalleri standartları Suriye’ye baskın çıkabilecek ülkelerinin, aldıkları üyeliğini askıya alma yolundaki yaptırım kararları, Türkiye’nin sürüklendiği kaosta nefes almasına yeterli olmuyor... Türkiye, dünün gelişmelerinde bile, Suriye’de siyasetin yönlendirdiği apaçık elçilik saldırılarında mağdur ancak Suriye’deki iç savaşta da taraf, bulaşık konumu ile medya gündemindeydi. Suriye’nin iç savaş direnişçilerini Türkiye’nin desteklediği suçlamalarını onaylar üslupta, Dışişleri bakanımızın Suriye muhalefetindeki organizatör rolü saklamayan ilişki açıklamaları düşündürücüydü. Arkasından gelebilecek gerilim, çatışmacı tırmanış daha da ürkütücü... Ekonominin her zaman geçerli paylaşım dengeleri değişimi, çıkar çatışmaları, sistemin krizleri süreçlerinde, derinlikli eş boyutta savaşlar kuralı; bir kez daha insan hakları, demokrasi kaygılarını umursamaz, çoğunluk için acımasız sonuçları kaçınılmaz çatışmaları körükleyen oyunların sahneye konulması ile işletiliyor... Boyner: Yenilikçilik teşvik edilmeli Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Ümit Boyner, Türkiye’de ekonomik yapının ve yatırım ortamının yenilikçiliği teşvik etmesi için ekonomik, teknolojik ve yasal altyapıyla insan kaynaklarını kapsayan bütüncül politikaların izlenmesi gerektiğini söyledi. Ümit Boyner, işletmelerin daha yenilikçi olabildikleri ve kurumsal yapılarını daha sağlıklı, şeffaf, yenilikçi bir düzeye getirebildikleri ölçüde ekonominin de sağlıklı büyüme hedeflerine daha kolay ulaşabileceğini bildirdi. Boyner, girişim sermayesi şirketlerinin kuruluşuna ilişkin esnek olmayan mevzuat hükümlerinin ele alınması gerekebileceğini kaydederken girişim fonlarının yatırımlarından çıkış stratejilerinin uygulanmasına dönük mevzuata dayalı sıkıntıların da giderilmesi gerektiğini vurguladı. Monti ve Papadimos’un zamanı yok Derviş, Yunanistan ve İtalya’da kurulan yeni hükümetlerin kendilerine gerçek bir demokratik destek sağlayamadan kısa sürede başarı şansları olmadığını söyledi NEW YORK (AA) Avrupa’da yaşanan borç krizini AA’ya değerlendiren Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı, Sabancı Üniversitesi Danışma Kurulu üyesi Kemal Derviş, Avro Bölgesi’nde yaşanan sorunun İrlanda veGüney Avrupa’nın ağır borç yükü altındaki ülkeleriyle Kuzey Avrupa’nın güçlüleri arasındaki dengesizlikten kaynaklandığını ve bu iki kanat, ortak paranın gerektirdiği disiplin ve ortak egemenliği geliştirecek bir siyasal irade göstermeden çözümlenemeyeceğini söyledi. Derviş, AA muhabiri Özlem Şahin Şakar’a verdiği ayrıntılı demeçte, yeni hükümetlerin başarı şansını özetle şöyle değerlendirdi: ? Yunanistan’da başbakan atanan Lukas Papadimos ve İtalya’da Mario Monti, gerçekten ehliyetli, bilgili, tecrübeli insanlar. Fakat bir demokraside, politik süreçten gelmeden, sadece teknik bilgiye ve dünyadaki saygınlığına dayanarak bakan başbakan olmak zor. ? Eğer sadece birkaç ay işbaşında kalacaklarsa, birtakım çıkar grupları da bunu anlarlarsa, başarılı olmaları zor. Neticede 45 ay içinde belki meclisten bazı kararlar geçirilebilir ama esas iş bürokrasinin de halkın da desteğiyle bir programı uygulamak. ? Bu olmadan her iki ülkede de bugünlerde siyasal süreçte yaşanan göreli rahatlama kısa süreli kalır. Uzun vadeli bir perspektifin açılması için gerçek bir demokratik desteğe ihtiyaç var. Bu nasıl çözülür merak ediyorum. ? İtalya’da Mario Monti en az 1 yıllık destek istedi. Aslında bu bile kısa ama para piyasaları, Avrupa’daki diğer Piyasalarda Monti iyimserliği kısa sürdü Ekonomi Servisi İtalya’da Mario Monti’nin başbakanlığa atanmasından sonra, güne yükselişle başlayan piyasalardaki iyimserliği rekor borçlanma faizi bozdu. Uzakdoğu borsaları Monti’li İtalya’ya olumlu tepki vermiş ve günü yüzde 2.5 dolayında artışla tamamlamıştı. Avrupa borsaları da günün ilkyarısında yüzde 1’e varan yükselişler yaşadı. Ancak İtalya, Monti döneminde yapılan ilk tahvil ihalesinde rekor faizle borçlandı. 3 milyar Avro’luk 5 yıl vadeli tahvil ihalesinde, borçlanma faizi Avro’nun dolaşıma geçmesinden bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Ekim ortasında yüzde 5.3 ile borçlanan İtalya’nın borçlanma faizi yüzde 6.29’a yükseldi. Avrupa Merkez Bankası, ihalenin ardından İtalyan devlet tahvilleri alımına başladı. Ancak bu yetmedi. Avrupa borsalarında kayıplar yüzde 1’i aştı. İMKB ise 0.58 düşüşle kapandı. Öte yandan JPMorgan, İtalya’nın en az 12 ila 18 aylık bir AB/IMF programını kabul etmek zorunda kalacağını öngördü. liderler bunu istiyor diye iki ülkede de demokrasiye ara vermek ne doğru ne de mümkün. Dolayısıyla teknik yöneticilerin, hiç değilse bir ölçüde, siyasal ağırlığı olan kamuoyu önderlerine dönüşmesi gerekecek. Bu mümkün mü göreceğiz. ? Tabii kriz, hele derinleşirse, küresel ekonomiyi etkileyince Türkiye’yi de etkileyecek, etkilemeye başladı zaten. Türkiye ekonomisi hem esnek hem çeşitlenmiş bir ekonomi, dolayısıyla Avrupa bağımlılığı çok aşırı değil ama gene de bağlıyız tabii. Vodafone ve Koç’tan 600 gence iş Ekonomi Servisi Vodafone Türkiye, bölgesel kalkınmaya katkıda bulunmak amacıyla, Koç Bilgi Grubu şirketlerinden Callus işbirliğiyle hizmete giren ve istihdamı 600’e ulaşan Vodafone Samsun Çağrı Merkezi’nin resmi açılışını gerçekleştirdi. 16 milyon TL’lik yatırıma mal olan Vodafone Samsun Çağrı Merkezi, 5 bin metrekarelik alanda Türkiye genelinde Vodafone abonelerine hizmet sunuyor. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray, bugüne kadar Türkiye’ye yaptıkları 10.9 milyar liraya ulaşan yatırımlarla Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecinde daha iyi, daha donanımlı bir geleceğe taşınmasına katkıda bulunmayı görev saydıklarını vurguladı. Açılışta, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Vodafone abonesinin çağrısını alarak merkezin teknolojisini bizzat deneyimledi. BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 21538 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT Haliç Üniversitesi öğrenci giriş kimlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. MEHMET FATİH ULUTAŞ vefat etmiştir. Cenazesi 13.11.2011 günü defnedilen aziz meslektaşımıza Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI Hande ARSLAN OECD Bakanlarını Türkiye yönetecek ? Türkiye, İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) 2012 Bakanlar Konseyi Başkanlığı’nı üstlendi. OECD, Bakanlar Konseyi Toplantısı da 2224 Mayıs tarihlerinde Paris’te düzenlenecek. Türkiye, kurucu üyesi olduğu OECD’nin bakanlar konseyi toplantısına en son 1986’da başkanlık yapmıştı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle