25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 5 EK M 2011 ÇARŞAMBA 12 Başbakan, Güney Afrika ziyaretinde “İlkeler çiğnenirse dost olan arkadaşı da bir kenara bırakırız” dedi DIŞ HABERLER [email protected] Erdoğan her kıtadan Esad’a yükleniyor Erdoğan ve Güney Afrika Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kgalema Montlanthe, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için memorandum imzaladı. (Fotoğraf: AA) Yıldırım 2011 bugün başlıyor Hatay’da kritik tatbikat Dış Haberler Servisi Karışıklığın sürdüğü Suriye ile sınır kenti Hatay, bugün başlayacak Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) “Yıldırım2011” tatbikatına ev sahipliği yapacak. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, TSK’nin 2011 yılı planlı tatbikatlarından olan “Yıldırım 2011” seferberlik tatbikatı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın İskenderun’daki 39’uncu Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nda gerçekleşecek. Açıklamada, 513 Ekim tarihleri arasındaki tatbikat geçen yıl Balıkesir’de yapılmıştı. Kimi yorumda, her yıl başka bir yerde yapılan tatbikatın bu kez Suriye sınırı yakınlarında düzenlenmesine dikkat çekildi. Reuters ajansının haberinde, tatbikatın Suriye’ye yönelik Türkiye’nin tampon bölge oluşturma planları yaptığı yönündeki spekülasyonları yeniden alevlendireceği ifade edilirken bu iddianın geçmişte Türk yetkililer tarafından reddedildiği de vurgulandı. Dış Haberler Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a ağır eleştiriler getirerek “dostluklarımızı ilkeler üzerinden sürdürürüz, bu ilkeler çiğnenirse dost olan arkadaşı da bir kenara bırakırız” diye konuştu. Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kgalema Motlanthe ile ülkenin idari başkenti Pretoria’daki görüşmesinin ardından basına konuşan Erdoğan, Suriye’de savunmasız insanlara yapılan saldırıların “insani ya da vicdani açıklaması olamayacağını” söyleyerek bunları Esad’la konuştuklarını belirtti. Başbakan Erdoğan şöyle konuştu: “Bunları Sayın Esad ile çok konuştuk. Demokrasiye geçiş süreciyle ilgili bu konuda çok görüşmelerimiz oldu. Aslında dostluğumuz, arkadaşlığımız çok çok ileri olan bir anlayışımız vardı. Ama biz, dostluğumuzu, arkadaşlığımızı ilkeler üzerinden sürdürmeliyiz. Eğer bu ilkeler çiğnenirse, bu ilkeler bir kenara bırakılırsa o zaman biz, dost olan arkadaşı da bir kenara bırakırız. Çünkü bizim için aslolan Suriye’nin halkıdır, Suriye’nin kendisidir” dedi. Erdoğan Suriye’de yaklaşık 40 yıldır olağanüstü hal olduğunu, Esad’ın babasının Hama ve Humus’ta neden olduğu ölümlerin bugün yeniden gündeme geldiğini ifade etti. Erdoğan “Biz, bunları hiç beklemiyorduk. Ama ne yazık ki böyle bir gidiş, 910 kilometre sınırı olan bir Türkiye’yi ciddi manada üzmüştür, çünkü akrabalık bağları ekonomik ve siyasi alanlarda işbirliğini geliştirmek istediklerini kaydetti. Başbakan Erdoğan Filistin’in devlet olma sürecini önkoşulsuz desteklediklerini ve Güney Afrika Cumhuriyeti ile bu konuda düşüncelerinin örtüştüğünü bildiklerini ifade etti. İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2010 yılında 1.2 milyar dolar olduğunu belirten ve bunu yetersiz bulan Erdoğan, 2008 yılında 2.7 milyar dolara ulaştıklarını belirterek “çünkü bu potansiyelin her iki ülkede de olduğuna inanıyorum” dedi. Erdoğan 2000 yılında imzalanan “yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması antlaşmasının” onay sürecinin Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından tamamlanmasını beklediklerini de sözlerini ekledi. Erdoğan’a Güney Afrika ziyaretinde eşlik eden Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ise yerel bir nefesli çalgı olan vuvuzelayı denedi. Önce vuvuzelayı çalmak istemeyen “bana saz verin çalarım, ancak vuvuzela çalmam” diyen Çağlayan daha sonra bir gazetecinin çalgıyı denemesinin ardından eline alarak çaldı. Temasları sırasında kendisine verilen bir vuvuzellayı çalması istenen Başbakan Erdoğan ise gazetecilere “Ben size uçakta çalarım” diyerek olumsuz yanıt verdi. Hem ziyaret hem ticaret Vuvuzelalı Bakan mız var. Bu ifadelerimiz bir çıkar ilişkisine asla dayalı değildir. İnsani duygulardır, vicdani duygulardır” dedi. Erdoğan ayrıca BM Güvenlik Konseyi’ne gelmesi beklenen Suriye’ye yönelik yaptırım öngören tasarıyla ilgili olumlu bir karar çıkmasını umduklarını ve bundan sonra gerekli olan adımları hep birlikte atacaklarını kaydetti. Motlanthe ile görüşmesinde İsrail, Filistin, Sudan, Somali, Kıbrıs gibi konuları ele aldıklarını belirten Erdoğan “İnanıyorum ki birlikte yapabileceğimiz çok şey var” dedi. İnsanlığın otokratik sistemlerden, demokratik sistemlere geçişin yollarını aradığını, bunun Tunus’ta, Mısır’da, Libya’da, Suriye’de, Yemen’de görüldüğünü söyleyen Erdoğan, Güney Afrika ile Balkanlar, Ortadoğu ve Orta Asya gibi bölgelerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Güney Afrika ziyaretini tamamladıktan sona 9 Ekim günü Suriye’deki olaylardan kaçarak Türkiye’ye gelen yaklaşık 7 bin mülteciye ev sahipliği yapan Hatay’daki çadır kenti ziyaret edeceği bildirildi. Erdoğan’ın kamp ziyareti sırasında Şam yönetimine yönelik yaptırımları açıklamasının beklendiği kaydedildi. Erdoğan Tatbikat sürerken edecek kampları ziyaret 2 Kasım’da Türkiye’ye gelecek Clinton, Afgan zirvesine katılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 2 Kasım’da Türkiye’ye gelecek. Clinton, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun daveti üzerine İstanbul’da yapılacak Afganistan Dostluk Grubu Toplantısı’na katılacak. Ancak Clinton’ın ziyaretinde Akdeniz’de sondaj krizi, Kuzey Irak’a yönelik olası kara harekâtı, füze kalkanı projesi ve yönetim karşını gösterilen yaşandığı Suriye’ye yönelik yaptırımlar gibi kritik konuların da ele alınması bekleniyor. İstanbul’daki toplantı kapsamında 1 Kasım günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Pakistan ve Afganistan liderlerini üçlü zirvede buluşturacak. Clinton’ın ziyaret haberini doğrulayan ABD’nin Afganistan ve Pakistan Özel Temsilcisi Marc Grossman dün Bakan Davutoğlu’yla görüştü. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada ise NATO’nun Afganistan’da faaliyet gösteren Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti (ISAF) çerçevesinde Türkiye’nin üstlendiği Kâbil Bölge Komutanlığı görevinin bir yıllığına uzatılmasının kararlaştırıldığı bildirildi. PUT N MAKALE YAZDI: ‘Avrasya Birliği kuralım‘ Dış Haberler Servisi Rusya Başbakanı Vladimir Putin, eski Sovyet Cumhuriyetleri’ni “Avrasya Birliği” çatısı altında bir araya getirmek istediğini belirtti. Gelecek yıl yapılacak devlet başkanlığı seçimleriyle Kremlin’e geri dönmeyi amaçlayan Putin, Avrasya Birliği’nin küresel oyunculardan biri olacağını savundu. Rus İzvestiya gazetesinde yayımlanan makalesinde Putin, birliğin Rusya, Kazakistan ve Belarus arasında gelecek yıldan itibaren tüm ticari, sermaye ve işçi dolaşımı üzerindeki engellerin kalkacağı halihazırda var olan Gümrük Birliği üzerine inşa edileceğini ifade etti. “Yeni Avrasya Entegrasyon Projesi: Gelecek Bugünden Başlar” başlıklı makalede ülkenin Belarus ve Kazakistan’la olan ekonomik uyumuna övgü yapan Putin yazısına şöyle devam etti: “Daha iddialı bir hedef ortaya koyuyoruz; Avrupa Birliği (AB) ve diğer bölgesel koalisyonların deneyimlerinden inşa edilecek Avrasya Birliği.” Projenin yeniden bir Sovyetler Birliği’ni yaratmayacağını belirten Putin, birliğin hayata geçmesiyle tüm kıtada politik ve ekonomik olarak daha da yüksek bir entegrasyon seviyesine ulaşılacağını ve bunun küresel olumlu etkiler sağlayacağını savundu. Yeni birliğin, ekonomi ve para politikasını koordine edecek, ulusüstü bir birim olarak Vladimir Putin. gördüğünü belirten Putin, oluşumun yeni üyelere de açık olduğunu söyledi. Kazakistan, Belarus ve Rusya arasında 2009’da kurulan Gümrük Birliği’ne Kırgızistan ve Tacikistan’ın da dahil edileceğini kaydeden Putin, Ukrayna’yı ise bunun dışında kalma kararı nedeniyle eleştirdi. Avrupa Birliği ile bağlarının bozulmaması için projeye sıcak bakmayan komşu ülkelere de tepki gösteren Putin, Avrasya Birliği’nin AB ile oluşturulacak ortak ekonomik alanlarda söz sahibi olacağını savundu. Putin’in birlik çıkışının Devlet Başkanı Medvedev’in dış politika ajandasında ilk sıralarda yer alan Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü’ne katılma yönündeki çabalarının geleceğine ilişkin tartışmalara yol açacağı belirtiliyor. EŞŞEBAB’IN ÖĞRENC KATL AMI Af Örgütü’nün raporu Suriyeli muhalife rahat yüzü yok Güney Afrika’da bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mogadişu’da meydana gelen patlamayla ilgili, “Bunu bir defa slam adına yaptığını söyleyenlerin slamla alakası olamaz. Zira slam, bir terör dini değildir. slam, anlamı itibarıyla da bir barış dinidir” dedi. (Fotoğraflar: REUTERS) Dış Haberler Servisi Somali’nin başkenti Mogadişu’da, hükümet binalarının önünde Eşşebab örgütünün bombalı araçla düzenlediği intihar saldırısında en az 70 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı. Eşşabab’ın, silahlı eylemleri başlattığı 5 yıldan beri düzenlediği bu en kanlı saldırının, öğrencilerin Türkiye’nin sunduğu bursun sonuçlarını öğrenmek için sırada beklerken meydana geldiğini bildirdi. El Cezire’nin internet sitesinde yayımlanan Somali hükümeti açıklamasında, kayıpların çoğunun, Yüksek Eğitim Bakanlığı’nda burs sonuçlarını bekleyen öğrenci ve aileleri olduğu belirtildi. Türkiye’den incelemelerde bulunmak için Mogadişu’ya giden sağlık ekiplerinin bombalı saldırıdan son anda kurtulduğu belirtildi. Somali’deki faaliyetlerini arttıran Türkiye, Mogadişu’daki büyükelçiği yeniden açma sözü vermişti. Militanın bombalı aracını dört bakanlığın bulunduğu binaya sürdüğü sırada bazı bakanların binadan çıkmakta olduğu belirtilirken Batı destekli geçici hükümetten gelen açıklamada ölenler ve yaralananlar arasında üst düzey yetkililerinin bulunmadığı vurgulandı. Eşşebab, ağustos ayında Mogadişu’dan çekildiğini ancak bunun taktik bir adım olduğunu, Batı destekli hükümetle mücadelenin süreceğini açıklamıştı. Gözlemciler Bakanlığı yetkililerince karşılanan Türk sağlık ekibi, yapılması istenen bir toplantı için bakanlık binasına davet edildi. Türkiye’den gelen ekibin önce Türk personelini görmek istemesi üzerine toplantı öğleden sonraya ertelendi. Bu sırada Mogadişu’da, sağlık bakanlığının da olduğu bölgede bombalı saldırı gerçekleştirildi. Çok sayıda kişinin öldüğü saldırıda Türk heyetini karşılayan Somalili sağlık görevlileri de yaralandı. Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Somali sınırındaki Dadaab omali’de El Kaide bağlantılı Kampı’nda yaptıkları inceleörgütün, gençlerin Türkiye’den melerin ardından Mogadişu’ya geldiklerini belirtti. Havaalaburs almak için beklediği sırada Sağlık Bakanlığı düzenlediği saldırıda çoğu öğrenci nında Somalilikarşılandıklarını yetkililerince ve ailelerinden oluşan anlatan Coşkun, “Buradaki yetkililer, bizi çalışmalarıen az 70 kişi öldü. mızla ilgili toplantı yapmak üzere bakanlığa davet etti. Biz ğı 1991’den beri ciddi bir merkezi otori de ilk önce kendi ekiplerimizi görmek iste bulunmuyor. tediğimizi belirterek toplantıyı öğleden Saldırı, Sağlık Hizmetleri Genel Müdür sonraya erteledik” dedi. Yardımcısı Ali Coşkun, Sağlık Bakanlığı Türkiye’den gelen ekiplerin yanına ulaşDış İlişkiler Daire Başkanı Kamuran tıktan sonra saldırıyı duyduklarını ifade Özden ve Sağlık Bakanlığı Uluslararası eden Coşkun, “Eğer toplantı için oraya İlişkiler Koordinatörü Adnan Hasanoğlu, gitmiş olsaydık saldırıda belki biz de yaSağlık Bakanlığı’nın Somali’deki çalış ralanacaktık” diye konuştu. Coşkun, malarını incelemek üzere Mogadişu’da Türkiye’den gelen Sağlık Bakanlığı ekipbulunduğu sırada gerçekleşti. lerinin saldırıdan hiçbir şekilde etkilenMogadişu Havaalanı’nda Somali Sağlık mediğini vurguladı. de Eşşebab’ın gerilla tarzı vur kaç taktiği uygulayabileceği uyarısında bulunmuştu. Eşşebab’ın Uganda’nın başkenti Kampala’da 2010 temmuzu’nda düzenlediği saldırıda 76 kişi ölmüştü. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçen hafta Afrika Birliği’ni, ülkede bulunan 9 bin askerlik gücünü takviye etmesini istemişti. Somali’deki AB gücü, Burundi ve Uganda askerlerinden oluşuyor. Afrika Boynuzu’ndaki ülkede, devlet başkanının devrildiği ve iç savaşın çıktı S Dış Haberler Servisi Suriye’de rejim karşıtlarına karşı ordu güçlerinin operasyonları sürerken Uluslararası Af Örgütü’nden Suriyeli yetkililerin ülke dışında yaşayan vatandaşlarına karşı sistematik bir sindirme kampanyası yürüttüğü savunuldu. Örgütün raporunda, aralarında İngiltere, Almanya, Fransa, İspanya, İsveç, Şili, Kanada ve ABD’de muhalif eylemlere destek veren Suriyelilerin büyükelçilik personeli tarafından izlendiği ve tehdit edildiği iddiasına yer verildi. Konuya ilişkin 30 vakanın aktarıldığı raporda, kimlikleri Şam’a iletilen muhaliflerin Suriye’deki ailelerinin de tehdit edildiği, kimilerinin gözaltına alındığı, işkenceye uğradığı da ifade edildi. Raporda Batılı ülkelere konuya ilişkin derhal harekete geçme çağrısı yapıldı. Londra’daki Suriye büyükelçisi ise iddiaları yalanladı. İngiliz Times gazetesinin başyazılarından birinde ise ülkede yaşayan Suriyelileri İngiliz devletinin koruması gerektiği vurgulandı. “Londra’da acımasız otoritenin korkusuyla yaşayan insanlar olduğunu bilmek kabul edilemez” denilen makalede bir aktivistin, Londra’da Suriye rejimi karşıtı yürüttüğü kampanyanın, Şam’da babasının gözaltına alınmasına neden olduğunu iddia ettiği bildirildi. C MY B C MY B Cep telefonuyla çekilen görüntüye göre, Esad karşıtı gösteride Hıristiyanlık ve Aleviliğin sembollerinin de yer aldığı bir pankartla, Suriye halkının bir olduğu mesajı verilmek istendi. (AP)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle