18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 EK M 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 AB, Yunanistan’a verilecek yardımın ikinci dilimini erteledi, ikinci paketin büyüklüğü de gözden geçirilecek Komşuya para yok Hindistan değiliz Yardım diliminin onaylanmasının kasım ortasına kadar beklenebileceğinin açıklanması, Atina yönetimi üzerindeki baskıyı arttırırken, Yorgo Papandreu, özel sektör maaşlarının düşürülmesini sert tepkiyle karşıladı. Papandreu, Hindistan olmaya niyetlerinin olmadığını belirtti. Ekonomi Servisi Avro Bölgesi Maliye Bakanları, önceki gün Lüksemburg’da yaptıkları görüşmede ayrıca ilk mali yardım paketi kapsamında Yunanistan’a verilen kredinin bir sonraki diliminin serbest bırakılması için kasım ortasına kadar beklenebileceğini açıklayarak, mali yardım koşullarını karşılaması için Atina yönetimi üzerindeki baskıyı arttırdı. Avro Bölgesi Maliye Bakanları Grubu Başkanı JeanClaude Juncker, 21 Temmuz’da üzerinde uzlaşmaya varılan fakat henüz yürürlüğe girmeyen ikinci mali yardım paketine özel sektörün katılımını yeniden gözden geçirdiklerini açıkladı. Juncker, ayrıca Avrupa kurtarma fonu AB’nin yeni talepleri, Papandreu’nun sert tepkisine yol açtı. Dünya Ekonomisi çerisinde Türkiye Geçtiğimiz hafta Türkiye ekonomisini yakından ilgilendiren iki önemli uluslararası rapor okuduk. Bunlardan birincisi IMF’nin güz döneminde yayımlanan Dünya Ekonomik Görünümü raporu idi. Raporun alt başlığı “Yavaşlayan Büyüme, Artan Riskler” temasını işlemekteydi. IMF, 2011’in ilkyarısında gelişmiş ülkelerde gözlenen yavaşlamanın yılın ikinci yarısında derinleşebileceği tehlikesine uzun süredir işaret ediyor; söz konusu devletlerin hükümetlerinin bir an önce koordineli ve dayanışma içerisinde olarak yeni bir genişleme politikası uygulaması çağrısını yapıyordu. IMF yakın dönem projeksiyonlarında bir bütün olarak dünya ekonomisinin büyüme hızının 2011 ve 2010 yıllarında yüzde 4.0’a gerileyeceğini ve yüzde 5 olarak gerçekleşen 2010 büyüme hızını ancak 2014’ten sonra yakalayabileceği öngörüsünü dile getirmekteydi. IMF’nin Türkiye ekonomisine ilişkin projeksiyonları ise, ulusal ekonomimizin 2011’de yüzde 6.6 büyümesinden sonra, 2012’de yüzde 2.2’ye yavaşlayacağını tahmin etmekteydi. IMF’nin öngörülerine göre 2012’de Türkiye ekonomisinin beklenen performansı, Hırvatistan (yüzde 1.8) ve Macaristan (yüzde 1.7) ile birlikte gerek dünya ekonomisinin; gerek kalkınma olan, yükselen piyasa ekonomilerinin (yüzde 6.1); gerekse de Türkiye’nin arasında bulunduğu Orta ve Doğu Avrupa bölgesinin (yüzde 2.7) altında olacaktır. IMF bu olguyu Türkiye’nin yüksek dış kırılganlıklarına ve dengesiz büyüme sürecine bağlamaktadır. Geçtiğimiz hafta izlediğimiz ikinci rapor ise Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile OECD uzmanlarının G20 ülkeleri için ortaklaşa hazırladıkları “Kısa Dönemde İstihdam ve İşgücü Piyasası Görünümü” başlığını taşımaktaydı. Raporda Türkiye ekonomisinin 2008 krizi sonrasında G20 ülkeleri arasında en hızlı toparlanma başarısı gösterdiği vurgulanıyordu. Raporda geçen verilere göre, 2008’in birinci çeyreğine görece, Türkiye ekonomisinde toplam istihdam artışı yüzde 9.5’e ulaşmakta ve milli gelirin artışıyla birlikte söz konusu ülkeler arasında en yüksek performans elde eden ülke olarak değerlendirilmekteydi. Her iki rapor da birbirini tamamlamakta ve bizim uzun süredir Türkiye ekonomisinin büyüme, yatırımlar ve istihdam performansı üzerine aktarmakta olduğumuz gözlemleri doğrulamaktadır: Türkiye ekonomisi uluslararası sermaye girişleri arttığında büyüyen; sermaye girişleri yavaşladığında ise durgunluğa sürüklenen ve hatta krize giren, edilgen bir konumdadır. Türkiye ekonomisinin dış sermayeye aşırı bağımlı ve dış borçlanmayı özendirici bu kırılgan yapısı son yirmi yıldır izlenen denetimsiz finansallaşma ve çarpık küreselleşme politikalarının sonucudur. Türkiye ekonomisi 2009’da küresel krizden en şiddetli etkilenen ekonomiler arasındaydı. Nitekim, sözünü ettiğimiz ILOOECD çalışması, 2009’da Türkiye ekonomisinin G20 ülkeleri arasında en şiddetle daralan ekonomi olduğunu göstermektedir (Şekil 2B, sf. 3). 2009’un yavaşlayan sermaye girişleri ortamında (dikkat ediniz, sermaye çıkışı değil, sadece yavaşlama) Türkiye ekonomisinin 2008 başına görece yüzde 13’lük bir küçülmeyle söz konusu G20 ülkeleri arasında en fazla etkilenen ekonomi olduğu belgelenmektedir. Türkiye ekonomisinin 2010 ve sonrasında gösterdiği canlanmanın ardında da gene sermaye girişlerinin yoğunlaşması yatmaktadır. Türkiye 2010 ve sonrasında birikimli olarak 108.2 milyar dolarlık finansal sermaye girişi elde etmiştir. Bu dönemde (2010 Mart ayı itibarıyla) Türkiye’nin toplam dış borçları 30 milyar dolar artmıştır. Kısa vadeli dış borçlar ise 49.7 milyar dolardan, 77.2 milyar dolara yükselmiş; yani neredeyse tamamıyla kısa vadeli dış borçlanmaya dayalı bir dış finansman yaşanmıştır. Bütün bunlara ilave olarak, Türkiye’ye 2010 sonrasında net hata ve noksan adı altında toplam 15.3 milyar dolarlık kayıt dışı sermaye girişi (yerli sıcak para) gerçekleşmiştir. Bütün bu veriler ışığında, Türkiye ekonomisinin 2009’daki şiddetli daralmasının ardından, 2010 sonrasında gerçekleştirdiği büyüme performansının belirleyici değişkeninin spekülatif ve kayıt dışı nitelikli yabancı sermaye girişleri olduğu gözükmektedir. Yakın tarihi deneyimlerimizden elde ettiğimiz dersler ışığında, 2011’de küresel ekonomide risklerin yükselmesi ve sermaye hareketlerinin yavaşlamasını öngören çalışmaların Türkiye için anlamı durgunluk ve istikrarsızlıktır. Olası bir “ama şimdi artık her şey değişik” savunusu ise gerçekdışı ve sorumsuzca bir davranıştır. anista Atina’da n’da, başken t sürdüre incelemelerin i n Avrup a Birliği (AB), Av ru Bankas pa Merkez ı (AM Uluslara rası Par B) ve a Fonu Troyka’s (IM açığın a ının, bütçede F) k zaltılma sıyla il i yeni bulunm önlem talebind gili a ile yenid sı üzerine, hük e oplantı iptal üme en a Yunan m nlaşmazlık çık t Maliye bakanları ayrıca Yunanishaberle edyasındaki tı. tan’a yapılacak 8 milyar Avro’luk bir re g çeşitli b öre Atina’da sonraki kredi ödemesinin onaylanakanlıkla tema rla ması beklenen 13 Ekim toplantısıTroyka’n slarda buluna n ın, bütç nı iptal etti. Belçika Maliye Baka201120 12 döne edeki açığın nı Didier Reynders, toplantı sonminde d da azalt aha ılm rası yaptığı açıklamada, “Yunasektörd ası için özel e maaşla nistan kredinin kasım ayının düşürü rın ikinci haftasında serbest bıraBaşbak lmesiyle ilgili ta an Yorg lebi kılması gerekeceğini bize iletoP tarafınd an sert apandreu ti” diyerek mali yardımın bir tepkiyle k Troyka’narşılandı. sonraki dilimi için yeni ve daın ta ha ileri bir tarih verdi. eden Pa lebine itiraz pandreu “Yunan , ista k önlem yok iş sözle n’da, ulusal to şmeleri koruyan ve işçil plu Yunanistan Maliye Bakanı Hindista prosedürler va eri Evangelos Venizelos, bütçe r. Biz n de niyetim ğiliz, olmaya d açığının daraltılması çerçeiz yok” a Troyka’n d vesinde alınan önlemlere ın, kam edi. ardında unun yenilerinin eklenmeyecen öze maaşlar l sektördeki ğini söyledi. Venizelos, ı da yevmiye sine dö “Çin Yunanistan’daki ödemenüştürm çalıştı ler için “kasada bulunan haberle ğı” ifade edilen eye rde, meblağın kasım ayı orkonuda hükümetin bu talarına kadar yeterli sürdürm ki itirazlarını olduğunu, bu konuda Troyka esi durumund (Fotoğraf: AA) sorun yaşanmadığını” kaçınılm ile yeni bir kriz a, az oldu in da vurguladı. ğu belir tildi. olarak da bilinen Avrupa Finansal İstikrar Fonu’nun mali gücünün arttırılması için göz önüne alınan ana seçenekler arasında Avrupa Merkez Bankası’nın bulunmadığını ifade ederek, kurtarma fonunun finans piyasalarını yatıştıracak boyutta büyütülemeyeceği yönündeki endişeleri güçlendirdi. Çin yevmiye s istemiyo ini rlar Yun Troyka arasındaki anlaşmazlık, Avrupa borsalarında satışa yol açarken, ülkede protestolar da yeniden şiddetlendi. Papandreu’nun istifa edeceği söylentileri yalanlandı. Sendikalardan çağrı Atina yönetimiyle T E Sendikalardan Başbakan’a: Baskılara boyun eğme Mali krizdeki Yunanistan’da, AB, Avrupa Merkez Bankası, IMF temsilcileri “Troyka’sı”nın, çalışanların maaşlarında kesintilere gidilmesi yönündeki talebi tepkilere neden oldu. Yunanistan İşçi Sendikaları Federasyonu (GSEE) Başkanı Yannis Panagopulos’un, “Hükümete, baskılara boyun eğmemesi” çağrısında bulunduğunu ve “GSEE’nin uzlaşı kabul etmeyeceğini” vurguladığını duyurdu. Öte yandan, Yunanistan Esnaf ve Tüccarlar Konfederasyonu Başkanı Dimitris Asimakopulos da Troyka’nın talebinin “felaket” olduğu değerlendirmesinde bulundu. Asimakopulos, “Talebin kabulü halinde vahşi bir ortama sürüklenileceğini, maaşların 400500 Avro’ya düşmesiyle Çin, Hindistan ve Bulgaristan durumuna gelineceğini, bunun da işletmelerde kepenklerin çığ halinde inmesine yol açacağını” söyledi. Bakanlık binaları işgal edildi Yunanistan’da hükümetin, 30 bin kamu çalışanının kızağa alınmasını da içeren ek kemer sıkma önlemlerine gitmeyi planlamasına karşı protesto eylemleri gerçekleştiriliyor. Atina’da bu sabah erken saatlerden itibaren yollara dökülen protestocu gruplar çeşitli bakanlık binalarını işgal etti. Ekonomi, kalkınma, tarım, sağlık, adalet ve kültür bakanlıkları işgal edilirken üniversite öğrencileri de eğitim bakanlığında gösteri düzenledi. Yunanistan Kamu Çalışanları Konfederasyonu (ADEDY), dün devlet dairelerinde çeşitli eylemler yapıldığını, bugün de 24 saatlik genel greve gidileceğini açıkladı. Söz konusu greve, Yunanistan şçi Sendikaları Federasyonu (GSEE) da katılıyor. AB banka hisseleri büyük düşüşte Ekonomi Servisi Avro Bölgesi’ndeki borç krizinin bankacılık sektörüne yayılmasına ilişkin endişelerle Avrupa’da bankacılık sektör endeksi yüzde 4’ü aşan kayıplar yaşandı. En çok değer kaybeden hisseler bankacılık olurken Dexia yüzde 22.46, BNP Paribas yüzde 5.15 ile kapandı. İşlemciler önceki günkü satış baskısının devam ettiğini belirtirken Avrupa borsaları yüzde 3.5’e varan kayıplar yaşadı. Avrupa’nı Stoxx Europe 600 endeksi yüzde 4.01’lik günü tamamlarken Fransa CAC 40 2.61, Almanya DAX 2.98, İngiltere’nin FTSE 100 endeksi 2.58’den kapandı. Bir toplumu “ötekileştirmekten” kurtarmanın en önemli ve belki de en basit aracı müzik. Bunu ağustos ayında Türkiye’ye de gelerek konser veren Venezüella Gençlik Senfoni Orkestrası ile yakından gördük. Gençleri müzikle kucaklayan, yoksulluğun ve suçun dünyasından uzaklaştırarak onları üreten bireyler haline getiren El Sistema, bugün 280 müzik merkezinde 350.000 gence ulaşan, bünyesinde 150’yi aşkın gençlik, 70 çocuk ve 30 senfoni orkestrası barındıran geniş çaplı bir sosyal sistem. 1975’ten bu yana, farklı politik görüşlerden 10 farklı yönetimin desteğini alarak bugünkü hayranlık uyandıran konumuna gelen El Sistema, devlet ve bağışçıların destekleriyle yaşatılıyor. Önümüzdeki beş yıl içinde Venezüella’da bir milyon çocuğa ulaşmayı hedefliyor... Pazar günü Viyana’da izlediğim 95 genç insan bana bunları düşündürttü. Yaşları 16 ila 22 arasında değişen genç müzisyenler onlar... Türkiye’nin dört bir yerinden.. Adana’dan, Antalya’dan, Eskişehir, Bursa, İstanbul’dan... Şef Cem Mansur yönetiminde Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’nın çalgıcıları... Pazar günü Viyana’nın tarihi konser salonla Dolar kritik eşikte Ekonomi Servisi AB Maliye Bakanları “Yunanistan’a yatırım yapanlar yüzde 21’den daha fazla iskontoya hazır olsun” deyince, piyasalar karıştı. Kurlardaki yükseliş, sadece Türkiye özelinde değil. Gelişen piyasaların tümünde, özellikle de Doğu Avrupa kurlarındaki satışlar, Türk lirasındaki satışlara paralel sürüyor. Serbest piyasada dolar 1.9020 lira seviyesine ulaşarak Türk lirası karşısındaki tarihi rekorunu yeniledi. Önceki gün 1.8710 lira ile rekor seviyeden kapanış gerçekleştiren dolar düne de hızlı başladı. Sabah açılışta 1.8880 lira ile en yüksek düzeye ulaşan dolar yükselişine devam etti. Öğle saatlerinde yukarı yönlü harerından Wiener Konzerthaus’da son derece başarılı bir konser verdiler. Hem konseri hem de provasını izledim, gençlerle sohbet etme fırsatı buldum. Edirneli bir çocukla, Adanalı bir çocuğun yan yana gelip üstelik Beethoven’ın Mozart’ın kenti Viyana’da çalarken neler paylaştığını görmek heyecan vericiydi. Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası ülkenin yozlaşmış eğitim ve kültür sistemi içinde bir vaha gibi. Her yıl konservatuvarlardan başvuran 400’e yakın genç arasından sınavla seçiliyorlar... Sabancı Vakfı’nın desteği, Akbank’ın öncü sponsorluğu ve Toplum Gönüllüleri Vakfı çatısı altında çalışmalarını yürütüyor. Şefleri ise Cem Mansur. Sınavda başarılı olan gençler Sabancı Üniversitesi’nde 3 haftalık yoğun bir kamptan sonra Avrupa’da turneye çıkıyorlar. Proje 2008 yılından beri sürüyor. Bu yıl Köln ve Münih ile başladı. Viyana ile sürdü. Orkestra Linz ve Essen konserleri ile turneyi tamamlayarak Türkiye’ye dönecek. Cem Mansur gençlere üst düzey orkestra müzisyen Borsa 3.78 düştü Önceki gün yurtdışındaki düşüşlerden kısmen etkilenen İMKB dün satışlarla başladı. Global korkuların tetiklediği borsada yüzde 2’yi Dolar/TL, Avro Bölgesi borç krizine yönelik devam eden aşan kayıplar yaşandı. Borendişeler ve risk iştahında azalma sonucu Euro/dolar sa günlük bazda 2.250,50 puan ve yüzde 3.78 azalarak paritesindeki düşüşe paralel yeni bir rekor kırdı: 1.9020. 57.209,16 puandan kapandı. ketini sürdüren doların satış fiyatı durumunda yeni hedefin Piyasanın kapanışı itibarıyla Kapalıçarşı‘da 1.8980 liradan 1.8900 lira seviyesinin üstüne çıkarak 1.95 olarak ortaya çıkabialınan dolar 1.9010 liradan, 1.9000 sınırını test etti. leceği değerlendirmesini 2.5130 liradan alınan Avro Merkez Bankası’nın 140 milyon yaptı. Doların aylık değer 2.5180 liradan satılıdı. Serdolar tutarında döviz satım ihalesini artışı yüzde 8.94 oldu. best piyasada önceki kaTBank Başekonomisti Veaçtığı yönündeki haberlerin ardından panışta 1.8710 lira olan bir miktar yatay seyir izleyen dolar yis Fertekligil, dolarda haredolar güne 1.8880 liradaha sonra tekrar yükseldi ve 1.9020 ketin dışarıdan kaynaklandığını dan, 2.4910 lira olan lirayı görerek Türk lirası karşısında ta Merkez Bankası’nın da sert müAvro 2.5050 liradan dahale sinyali vermemesi dolayırihi bir rekor kırdı. başlamıştı. Uzmanlar 1.90 seviyesinin kritik olduğuna dikkat çekerken buranın aşılması sıyla, 2 liraya doğru bir hareketin yaşandığına dikkat çekti. servatuvara göndermek istemiyor” diyor. Üstelik bugünün konservatuvarlarının eskiye kıyasla çok daha donanımlı ve çok daha iyi eğitim verdiğinin de altını çizerek. Öğretmeni eğitmek ‘Mozart Neden Önemli? Gel Sana Bir Anlatayım..’ liği bilgisi ve sosyal sorumluluk bilinci verdiklerini söylüyor. Aslında asıl verilmeye çalışılan “siz yapabilirsiniz”i göstermek. Gençlik Filarmoni Orkestrası’nın Avusturyalıları bile ayakta alkışlatan konserini izlerken Türkiye’nin eğitim sistemi, kültürsüzlük, yozlaşı yeniden yüreğimi dağlıyor. “Madem yapabiliyoruz... Pırıl pırıl gençleri yetiştirebiliyoruz neden bunu katman katman ülkenin geneline yayamıyoruz? Neden toplumun önemli bir kesimi evrensel değerlerden bu kadar bihaber?” sorusu tekrar tekrar beynimi oyuyor... Konserin ertesi günü Mansur ile kahvaltıda bir araya gelip sohbet ediyoruz. Orkestra Mansur’un çocuğu gibi ama sohbet ilerleyip de Türkiye’deki eğitim sistemine bütünsel olarak yaklaştımızda sorunların büyüklüğü de ortaya çıkıyor. Mansur “Türkiye’de müzisyen olmak 40 yıl önce bugün olduğundan çok daha itibarlıydı. Bugün ana babalar çocuğum çalgıcı mı olacak deyip çocuklarını kon Öyleyse bu tezat niye? Maden iyi bir eğitim var neden istenmiyor? Mansur bunu “YÖK’le birlikte konservatuvarlarda parasız yatılı eğitimin kaldırılmasıyla” açıklıyor. “Eskiden” diyor “Anadolu’nun en ücra köşelerinde bile öğretmenler kulağı olan öğrenciyi bulur, ailesi ile konuşur onu parasız yatılı olarak konservatuvarı olan bir ilde okumaya ikna ederdi...” Tabii talep olmamasının başka nedenleri de var. Cem Mansur “Gençlerde ‘profesyonel müzisyen olma’ idealini oluşturamamızın nedenlerinden biri de gençlerin önlerini göremiyor olması. Ciddi bir kadro sorunu var. Bir giren emekli olana kadar orada kalıyor, dolayısıyla gençlere yeterli kadro yok” diyor. “Klasik müziği insan hayatının içine sokmanın aslında zor olmadığını Diyarbakır’da Mardin’de verdiğimiz klasik müzik konserleri ile gördük” diyen Mansur topluma “nasıl olsa onlar anlamaz” diye baktıkça sorunun süreceğini, “Bethoven, Mozart neden önemli? Gel sana bir anlatayım...” demenin zor olmadığını vurguluyarak “Çoksesli müzik aydınlanmanın bir ürünü. Özgürlüğün, insanca yaşamın, insan haklarının, demokrasinin ürünü. Aydınlanma döneminde bu değerler için mücadele verildiği için bu adamlar ortaya çıktı” diyor. Tıpkı Fazıl Say, tıpkı Cihat Aşkın gibi Cem Mansur da müziği toplumun damarlarının içine sokmaya çalışan bir sanatçı. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında yürüttüğü “Müziğin Dokunduğu Yaşamlar” projesi kapsamında öğrenciler kadar müzik öğretmenlerine dokunmaya ve müzik sohbetleri yaparak onlara müziğin bir toplumdaki en önemli eğitim aracı olduğunu anlatmaya çalıştı. Keza 2005 yılında mimar Mehmet Selim Bakiler tarafından kurulan ve varoş çocuklarını müzikle tanıştıran “Barış için Müzik” oluşumu gibi... C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle