19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EKİM 2011 ÇARŞAMBA HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın CHP’li belediyelerle ilgili iddialarını 1 hafta içinde açıklamaya çağırdı: Gensoru vereceğiz DEVLET BAHÇELİ: Küstah ve çirkef hareket ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümetin son zamlarını “güncelleme” olarak nitelendirmesini “küstahlık ve çirkeflik” olarak niteleyerek “O halde milletimiz doğalgazı da elektriği de kullanmasın. Otomobile de binmesin ve ekmek yerine pasta yesin” sözleriyle tepki gösterdi. MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında AKP hükümetinin “güncelleme” olarak nitelendirdiği ardı ardına gelen zamlara tepki gösterdi. Cari açığın vahim gelişmelerin habercisi niteliğinde olduğuna işaret eden Bahçeli, “Güncellenen hayat pahalılığıdır, eziyettir. Anlaşıldığı kadarıyla güncelleme rezaletlerine devam edilecek, her şey ateş pahası olacaktır” diye konuştu. Telefondan sigaraya, alkol ürünlerinden otomobil vergilerine kadar her şeyin zamlandığını kaydeden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Libya muhaliflerine elden para verirken hiç utanmayan ve çekinmeyen AKP hükümetinin; zora düşünce vergi zamlarıyla vatandaşımızı sıkboğaz etmesi kendi karanlık mizacının ve art niyetinin doğal bir sonucudur.” Konuşmasında AB İlerleme Raporu’na da değinen Bahçeli, AB’nin Türkiye’ye kapılarını açma niyetinde olmadığını bu raporla da bir kez daha ortaya koyduğunu kaydettti. Bahçeli, AB’nin ilerleme raporlarını Türkiye’nin içişlerine “müdahale” amaçlı kullandığını savundu. Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz Feneri e.V. soruşturmasıyla ilgili “köstebeklikle” suçladığı Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ı “azletmeye” çağırdı. Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Güneydoğu gezisine “gizlice” gitmesini de eleştirdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Beşir Atalay’ın inkârının yalan olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, AKP’ye ‘Köşeyi döndünüz’ dedi. Münih İzlenimleri... Öğle saatlerinde Münih’e yaklaşık 60 kilometre ötede Alp Dağları eteğindeki Bad Wiessee Gölü kıyısında yürürken sisin örtüsü altındaki yeşilliklerin yavaş yavaş sarardığının gözlemledim... Göl kıyısında insanlar vardı... Gökyüzü masmaviydi... Hava sıcaklığı ise 10 derece... Banklarda oturan, göldeki ördeklere ekmek kırıntısı atan yaşlılar... Önceki akşam Münih’ten İstanbul’a döndüm... Hava buz kesiyordu. Ve dün sabah notlarıma baktım. Oysa gündem yoğundu... Üst üste gelen zamlar, Roma’da, Berlin ve Frankfurt’ta vahşi kapitalizme karşı başkaldıran işsizler, emekliler, kısaca orta sınıf... İsrail’in onbaşı Gilad Şalid’e karşılık 1027 Filistinli tutukludan ilk aşamada 477 tutukluyu salıvermesi... Acaba kaç Filistinli Türkiye, Suriye, Ürdün ve Katar’da sürgünde yaşayacak henüz bu belli değil. Türkiye’ye bakınca... Eli kanlı PKK, akşam saatlerinde Bitlis’te biri 2 yaşında bebek üç sivil, 5 polisi şehit etti... Artık yeter!.. Yeter!.. Dönelim Münih’e... Alman Türk Dostluk Federasyonu’nun (TDF) ödül törenini izlemek için gittim Münih’e... Genel Başkan Cihan Sedan açış konuşmasında önemli konulara vurgu yaptı. Düşünce özgürlüğünden, ırk ayrımcılığına dek mesajlar verdi. Dedi ki: “Dünyamızın içinde bulunduğu bu keskin ve tehlikeli dönemeçte, değerlerin kaybolmaya yüz tuttuğu, insanın tüketici diye adlandırıldığı, kapitalin dolayısıyla materyalizmin tüm değerlerin üstüne koyulduğu, yozlaşmanın normalleşme sayıldığı, doğanın katledildiği yeni dünya düzeninde yolumuzu yitirmeye aday gibi görünmekteyiz.” Cihan Sedan’ın konuştuğu saatlerde binlerce kişi Berlin ve Frankfurt’ta vahşi kapitalizme, bankacılık sistemine, para babalarına karşı eylem yapıyordu. Cihan Sedan’ın da altını çizdiği gibi “ayrımcılık” etnik ve “dinsel” kimliğe dayalı siyaset anlayışı insanlığa zarar veriyordu. Bunun için tarihten ders almak gerekmiyor muydu? 50 yıldır Almanya’da yaşayan Türkler vergi veriyor, milletvekili, meclis üyesi seçiliyor, yatırım yapıyordu... Onun için de çifte yurttaşlık hakkı istiyorlardı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hakkındaki savlarla ilgili olarak “Bunların tamamı külliyen yalandır” diyen Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’a “Vallahi de billahi de anlattıklarımın tamamı külliyen doğru. Gözlerine bakınca doğruyu söylemediğini anlıyorsunuz” karşılığını verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Alman vakıflarıyla ilgili olarak CHP’li belediyeleri hedef alan açıklamalarıyla ilgili olarak da CHP lideri, “İftira atmak, yalan söylemek bir Başbakan’a yakışır mı? Bir hafta süre var. Konuştu konuştu. Konuşmadıysa gensoru vereceğiz, gelip Meclis’te konuşsun” dedi. Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında yaptığı açıklamalar özetle şöyle: Atalay’ın gözleri: Köstebeği geçen hafta açıkladım, Sayın Beşir Atalay yazılı bir açıklama yaptı. “Bunların tamamı külli Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında Atalay’a ve AKP’ye yüklendi. (NECATİ SAVAŞ) yen yalandır”. Vallahi de billahi de anlattıklarımın tamamı külliyen doğru. Kanal 24’te Sayın Beşir Atalay canlı televizyon programına çıktı. Bir yandaş medya klasiği. “Ben o tarihte bölgenin milletvekiliyim, benim ofisimden elbette telefon edilebilir” diyor bakan. Kendisi o telefon görüşmelerinin yapıldığı tarihte Kırıkkale milletvekili bile değil. Bir perişanlık. Zaten gözlerine bakınca doğruyu söylemediğini gözlerden anlıyorsunuz. Çünkü gözler yalan söylemez, o gözler Beşir Atalay’ın gözleri olsa dahi. Kırıkkale’ye değil, Irak’a: Sayın Beşir Atalay “Benim ofisimden herkes aranır” diyor. Bir bakan’ın özel kaleminden herkes aranmaz. Orası yol geçen hanı mı? “Korumaya sordum hatırlamıyor” diyor. Koruma savcıya “Bakan Kırıkkale’ye gidecekti haber verdim” diyor. Bakan ertesi gün Kırıkkale’ye değil Irak’a gidiyordu. Ey ahlak neredesin, üç kez kapıya vur belki AKP duyar. Diyojen’in feneri: Miletin gözünün içine baka baka sıkılmadan Porsche’ye binme, diyor. Sanki gemicikleri olanlar bizmişiz gibi. Dünyalığınızı yaptınız köşeyi döndünüz. Ekmek bulamayanlar da pasta yesin, diyecek. Bazı köşe yazarları yalakalar, bunlar vizyon sahibi, diyorlar. 2011’de cari açık 42.2 milyar dolar diyorlar. Gerçekleşen ne 72 milyar dolar. 9 yıl boyunca birileri havadan zengin edildi. Ahlaksız rant ekonomisi var. Kamer Bey’in elinde fener var. Diyojen ne diyor! “Gölge etmeyin başka ihsan istemez.” Fenerin o ışığını AKP’de ahlaklı bir adam görür de sesini yükseltir belki. Prof. Dr. Faruk Şen’le de konuştum Almanya’daki Türklerin sorunlarını... Şen şöyle dedi: “50. yılı yanlış kutluyoruz. Sirkeci’den kalkan ve Münih’e giden ilk trenleri ve Türk işçilerini anımsıyoruz. Artık kaliteli Türkler var Almanya’da. Eğitimli, birikimli, yetenekli. Bunlar da sermayeleriyle ve birikimleriyle Türkiye’ye geri dönüyorlar. Artık bizim Münih, Frankfurt, Berlin’den geri dönen Türkleri anımsamamız gerekmez mi? Türkiye’de 75 bin Alman yaşıyor. Türkiye uyum bakanlığı oluşturulup Almanların uyum sağlaması gerekmez mi ülkemize?” Kültür Ödülü’nü kazanan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Kızılcahamam toplantısı nedeniyle Münih’e gelemedi. Danışmanı İbrahim Sarıtaş ödülünü aldı... Sarıtaş’la sohbet ettim uzun süre... Yurtdışında eğitim görmüş, yabancı dil bilen genç bir bilim insanı... Şöyle konuştu: “Arkeolojik kazı çalışmalarında ödenek 16 kat arttırılıp 34 milyon liraya çıkarıldı... Kültür merkezi sayısı 42’den 98’e çıktı... Devlet Tiyatroları’nın sahne sayısı 23’ten 58’e, opera ve balelerin turne sayısı ise 98’den 380’e ulaştı.” TUI Holding Türkiye Temsilcisi Hüseyin Baraner’de oradaydı... Baraner, Türkiye’ye gelen Alman turistlerinin sayısının 5 milyona çıktığını söyledi... Almanya’da Türklerin sorunları yok mu? Elbet var! Türklerin yüzde 30’u işsiz... Almanların yüzde 22’si; Türklerin yüzde 44’ü yoksulluk sınırı altında yaşıyor... İslamofobi ve Türkofobi bizleri etkiliyor... Irkçılık Almanya’da ivme kazanıyor... Başbakan Merkel’in sert ve dışlayıcı politikası Türkleri geri dönmeye zorluyor. Evet... Münih izlenimlerim bu kadar... ‘İçişlerine müdahale’ Kışanak: İnanç faşizmi Türban önerileri nedeniyle partisini eleştiren Başbakan Erdoğan’a yanıt veren BDP Eşbaşkanı, KCK operasyonlarına da tepki gösterdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, kadın milletvekillerinin “türbanla” Meclis çalışmalarına katılması için parti olarak verdikleri içtüzük değişikliği önergesi nedeniyle kendilerini “Zerdüştlük”le suçlayan Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Bunu suçlama, ayrımcılık konusu olarak gündeme getirmek, cehalet değilse, bu da inanç faşizmidir” yanıtını verdi. Partisinin grup toplantısında konuan Kışanak, Başbakan ve hükümet sözcülerinin, arka arkaya yapılan zamları “güncelleme” diye geçiştirmeye çalıştığını kaydeden Kışanak, “Hükümet, yapılan zammı gizlemek için ideolojik kılıfa büründürerek, sigara ve alkollü içeceklerle sınırlamaya çalışıyor. Dünyada enerjiye, benzine motorine, elektriğe, benzine zam yaptığınız zaman bütün ürünlere otomatik olarak yansıyacak zam dalgasının startını verir. Şimdi bunu yaşıyoruz. Başbakan ve ilgili bakanları laf ebeliğiyle işi örtbas etmeye, gündemimizden kaçırmaya çalışıyorlar” dedi. Hükümetin, “Sigara içmeyin, alkolü az tüketin” denilerek, zam furyasını milletin gözünden kaçırmaya çalıştığını kaydeden Kışanak, “Bize reva gördükleri yaşam, karanlık bir evde battaniyeye sarılmış, köyde kara sabanla çift sürülen bir yaşamdır” dedi. AKP hükümetinin elinin yoksulların cebinde, gözünün de emekçilerin kazanımında olduğunu kaydeden Kışanak, yurttaşların “iktidar sarhoşluğuyla” kendisini “dikensiz gül bahçesinde” gören hükümeti alaşağı edeceğini savundu. KCK operasyonları kapsamında dün de Aydın, Muğla, Urfa ve Mardin’de yapılan gözaltı operasyonlarında 34 arkadaşlarının gözaltına alındığını anımsatan Kışanak, kendilerine karşı siyasi soykırımın sürdüğünü savunararak, “Başbakan talimat veriyor, hedef gösteriyor, AKP polisi, yargısı harekete geçerek bulabildikleri her yurtseveri, demokrasi barıştan yana olan herkesi gözaltına alıp tutukluyor” dedi. ÜSKÜP’TE 7. ULUSLARARASI ATATÜRK KONGRESİ Arınç’tan Atatürk övgüsü ÜSKÜP (AA) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Atatürk gibi muharebe meydanlarında efsanevi bir komutan, modern bir cumhuriyet kurmayı başaran başarılı bir devrimci lidere, dünya siyasetinde kolayca rastlamak mümkün değildir. Zaten tarihçiler de ittifakla Atatürk’ü, geçtiğimiz yüzyıla damgasını vuran birkaç liderden birisi olarak kabul etmişlerdir” dedi. Arınç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Makedonya Cumhurbaşkanı Georgi İvanov’un himayelerinde Başbakanlık Atatürk Araştırma Merkezi ve Makedonya Bilimler ve Sanatlar Akademisi işbirliğiyle düzenlenen “7. Uluslararası Atatürk Kongresi”ne katıldı. Geçen yüzyıla damgasını vuran, Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk adına böylesine önemli bir kongrenin düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik eden Arınç konuşmasını şöyle sürdürdü: “Atatürk’ü kendi çağdaşlarından ayırt eden yanı da değişime ve yeniliklere açık olmasıdır. O düşünceyi ve eylemi kendi kişiliğinde birleştirmeyi başarmış, hem değişim ve dönüşümü öncelikle kendi düşüncelerinde yaşatmış hem de bunu toplumunda gerçekleştirebilmiştir. Onun mücadeleci kişiliği aynı zamanda, işgal altında yok olmanın eşiğine gelmiş bir imparatorluktan, sağlam temellere sahip, değişime açık, millet iradesine dayanan, tam bağımsız bir cumhuriyet vizyonuna da sahiptir. O hem geleceği gören, hem mücadeleci hem de devrimci özellikleri ile milleti ve devleti için tarihin akışını değiştirmiştir.” Arınç, Atatürk’ün yalnızca savaşçı bir lider olmadığını kaydederek, “O büyük bir savaşın ardından, modern bir Cumhuriyet kurabilmiş reformcu liderlerden birisidir” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle