23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EKİM 2011 ÇARŞAMBA CUMHURİYET Beşiktaş cadı kazanı HİLMİ TÜRKAY Dünya kulübü olma yolundaki Beşiktaş’ın hali içler acısı. Öyle şeyler yaşanıyor ki inanılır gibi değil. Yöneticiler, kulüpte sabahtan akşama kadar oturuyor. Ertesi gün bakıyorlar ki ya birileri transfer olmuş ya da birileri gönderilmiş. Şaka gibi. Bir yöneticinin kulübe gelipgidenden bilgisi olmaz mı? Soruyoruz, yanıt son derece ilginç: “Sizlerden öğreniyoruz”. Mustafa Denizli’nin gönderilmesi buna bir örnek. Kulüp fokur fokur kaynıyor, tam bir cadı kazanı. Başkana yakın kişiler marka arabaları ile günlerini gün ediyor. Son 3 aylık dönemde, 50 aracın benzin gideri dışında günlük masrafı 980 TL. Efsane başkan Süleyman Seba’nın suçu neydi? Başkanlık yaptığı 16 yılda, son model arabalara bindiğini göreniniz oldu mu? Çünkü Güveneroğlu Seba bu yapıda bir insan değildi. Gerçi onun zamanında kulüpte fazla para yoktu ama Seba’nın saygınlığı vardı. Bir sözü imzaydı. Şimdi para var da neye yarıyor? Har vurup harman savruluyor. Borç geldi 500 milyon TL’ye. Beşiktaş böyle giderse batacak. Kimse gidişattan memnun değil. Başkan Yıldırım Demirören’e yakın olanlar mecburen susuyor ama diğerleri patlama noktasında. UEFA’nın mali kriterlerine göre borcun ödenmesi için Siyah Beyazlıların önünde 1.5 yıllık süre var. Yani kulübün 31 Mayıs 2013’e kadar lisans alabilmesi için devlete, şahıslara KULÜPTE HERKES BİRBİRİNİN ALTINI KAZMAYA ÇALIŞIYOR, BORÇ 500 MİLYON TL’YE ÇIKTI SPOR SAYFA 17 SIVOK, C ARVALHAL’İ ELEŞTİRDİ Halis’le Selim’in Suçu Ne? Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasıydı yat yarışçılığı 1920’li yıllarda modernleşme çabasındaki Türkiye’ye. Yıllar yılı Türk insanı da ‘Ata yadigârı’ bu spora sahip çıktı; hatta sporun ötesinde sosyal bir ihtiyaç olarak gördü. Ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki at yarışçılığını organize etmek üzere de 1950’de Türkiye Jokey Kulübü kuruldu. Adı üzerinde ‘Jokey’lerin Kulübü, yönetecek, yönlendirecekti bu sporu. Aradan yıllar geçti. Ankara, İstanbul, İzmir derken Adana, Şanlıurfa, Diyarbakır, Elazığ’da hipodromlar kuruldu, İngiliz ve Arap atı yetiştiriciliğinde Türkiye hatrı sayılır ülkeler arasına girdi. Gün geldi, Türk jokeyler uluslararası arenada at koşturdu, madalya, kupa kazandı. Gün geldi, TJK etrafında dönen ‘ekonomi’ bacasız bir sanayiye dönüştü, yurt savunmasından, olimpiyatlara, çocuk esirgeme kurumlarından, kanserle mücadele derneklerine kadar onlarca kurula hayat verdi jokeyat sahibiantrenörseyisbayiyarışsever 6’lısı. Ve elbette TJK de her geçen gün büyüdü. Son rakamlara baktım, 2.5 milyar liralık (eski para ile 2.5 katrilyon) bir para dönüyor hipodrom civarında. Yalan olmasın, 120 bin kişinin de karnı doyuyor. En az 2530 bin kişi evine ekmek götürüyor, milyonlarca yurttaş, hem heyecan hem de tahminle gelecek ‘irili ufaklı’ ikramiyenin peşinde. Bu organizasyon da TJK’nin omuzlarında. TJK bir dernek. 2 yılda bir genel kurulu yapılıyor ve 110 civarında üyesi var. Ve bu 110 kişinin içinde ne yazıktır ki bir tane ‘ilaç için’ jokey yok. En son rahmetli Ekrem Kurt üyeymiş o da hayata veda etmiş yıllarca önce. Yani kulübün adı ‘Türkiye Jokey Kulübü’ ama bu yapılanmanın içinde at yarışçılığının asıl sahipleri, emeğini, terini akıtan jokeylerden tek temsilci bulunmuyor. Oysa, dernekler yasasının teammülüdür; o branşın asıl sahipleri ‘olağan’, ‘doğal’ üyesidirler bu kurumların. Bu bağlamda, ünleri Türkiye’yi aşıp yarışçılığı, işi artık yaşam biçimli olarak gören Halis Karataş’lara, Selim Kaya’lara büyük haksızlık yapılıyor desek yalan söylemiş olmayız. Oysa onlar olmasa inanın kimse bu sporu bu denli sahiplenmez. Çünkü onlar halkın gözünde birer kahraman. Düşünün, Dubai’de, İngiltere’de, orada burada madalya kazan, gençlerin ‘idolü’ ol, almadık kupa bırakma sonra TJK’ye bırakın üye olmayı, ‘üyelik teklifi’ bile yapılmasın... Araştırdım, kimdir bu TJK üyeleri? Çoğunluğu birbirinden değerli at sahibi beyefendiler... Ama haraları olan, hatta 700800 safkanı bulunan bazı at sevdalıları da tıpkı Karataş ve Kaya gibi giremiyormuş kulüp çatısı altına. Ancak kupa kazandıklarında kabul ediliyorlarmış ‘üst’ kata. Elbette kurumların tüzüklerine saygılıyız, teamül ve kurallar da o çatıları ayakta tutan temel unsur. Ama adında ‘Jokey’ ifadesi bulunan bir kulübün ‘bir tek’ jokey üyesi yok ise benim de diyecek en ufak lafım yok. Sadece TJK adına sizlerden özür dileyebilirim Halis kardeş, Selim kardeş... Ki sizleri yakından tanıyoruz. Biriniz deli gibi at sevdalısısınız, boş vakitlerinizde gider yeni doğan tayları izlersiniz. Diğeriniz bir uçak pilotu ciddiyetinde kendinizi yarışa hazırlarsınız ama TJK’de kabul görmezsiniz! Yazık! SCHUSTER’DEN JEST Beşiktaş’ın eski teknik direktörü Bernd Schuster’den Siyah Beyazlı kulübe ilginç bir teklif geldi. Alman çalıştırıcı, şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında tutuklu bulunan eski yardımcısı Tayfur Havutçu cezaevinden çıkana kadar Beşiktaş’ta hiçbir ücret almadan görev yapabileceğini Siyah Beyazlı yönetime bildirdi. Bu konuyu yaptığı toplantıda masaya yatıran yönetim, Schuster’e teşekkür ederek “Yolumuza Carlos Carvalhal ile devam edeceğiz” yanıtını verdi. Öte yandan Beşiktaş, Dinamo Kiev’le yarın yapacağı UEFA Avrupa Ligi E Grubu üçüncü maçı için bugün Ukrayna’ya gidecek. yönde verecek, bu da bir başka soru işareti... Şurası gerçek ki hem Serdal Adalı hem de Tayfur Havutçu, cezaevindeyken başkandan gereken sıcaklığı görmedi. Sanırım kararlarını olumsuz yönde verecekler. Her ikisini de Beşiktaş’ta görmek isteriz. Çünkü işlerinde son derece başarılıydılar. Siyah Beyazlıların yarın oynayacağı Dinamo Kiev maçı çok önem taşıyor. Gözlerimiz yabancıların üzerinde olacak, bakalım nasıl bir grafik çizecekler. B eşiktaş’ın savunma oyuncusu Sivok, teknik direktör Carvalhal’i eleştirdi. Lig Tv’ye konuşan Sivok, “Takım oyunu neden istenilen duruma gelemedi” sorusuna, “Bu soruyu bana değil aslında başkalarına sormak lazım. En tepedekiler, örneğin antrenörümüz bu sorunu çözebilir. Herkesin şapkasını önüne koyup kendine bakması lazım” şeklinde yanıtladı. Çek futbolcu, “En güçsüz yanımız saha içindeki disiplinsizliğimiz” derken ilk 11’in sürekli değişmesiyle ilgili “Sürekli oyuncuların değişmesinin olumlu bir şey olduğunu söyleyemeyeceğim. Takım iskeletinin belli bir düzende olması gerekiyor. Kayserispor yenilgisi bizim için tatsızdı, bu şekilde oynamaya devam edersek bu skorlar daha da gelebilir” yorumunu yaptı. KISA... KISA... KISA... KISA... ve sporculara olan borcunu temizlemesi gerekiyor. Taraftarın geçen pazar günü yapmak istediği tepki yürüyüşü yağmura takıldı. Gerçi bir grup taraftar yine de Maçka Parkı’nda toplanarak Demirerön’i eleştirdi. Ulvi Güveneroğlu, 32 yıldır Beşiktaş’ın içindeki bir isim. Bir taraftan görevlendiriyorsunuz, diğer yandan da işinden ediyorsunuz. Bu nasıl iştir? Birilerinin “Kalacak” dediğine, bir başkası “Hayır, kalmayacak” yanıtını veriyor. İkinci başkan Metin TÜRK Telekom Arena’ya yaya yolu yapılacak. Metro hattını da rahatlatması hedeflenen yol, stadyumdan Seyrantepe Köprüsü’ne bağlanacak. F.BAHÇE’nin resmi twitter hesabının 300 bin üyeye ulaşması nedeniyle takipçileri arasında başlatılan yarışmada seçilen 10 mesajın sahibine forma hediye edilecek. 19 Yaş Altı Ulusal Futbol Takımı, özel maçta Moldova’yı 50 yendi. Goller Okan Derici, Erhan Kartal, İbrahim Yılmaz, Emre Torun ve Kerem Demirbay’dan geldi. BEDENSEL engelli halterciler uluslararası turnuvada 40 kiloda Nazmiye Muslu altın; 44 kiloda Çiğdem Dede, 52 kiloda Özlem Becerikli, 67,5 kiloda İzzettin Kanat gümüş madalya kazandı. İTALYA’DA Juventus, emektar kaptanı Alessandro Del Piero (36) ile sezon sonunda yollarını ayıracak. A.GÜCÜ Başkanı Cengiz Topel Yıldırım, futbolculara bugün 1 milyon lira ödeme yapacak. FIFA kokartlı hakem Fırat Aydınus, yarın UEFA Avrupa Ligi G Grubu’ndaki MalmöMetalist Kharkiv maçını yönetecek. ULUSLARARASI Güreş Federasyonları Birliği Başkanı Raphael Martinetti, Türkiye’de yapılan Dünya Büyükler Şampiyonası’ndaki başarılı organizasyon için Federasyon Başkanı Bekir Çeker’e teşekkür mektubu gönderdi. PFDK, Trabzonsporlu futbolcu Murat Tosun’a 2 maç men cezası verdi. 6’LI 147354 (Ankara); 7.885.52 TL verdi. POTADA AVRUPA GÜNÜ EFES SIRBİSTAN YOLCUSU Keçeli, Güveneroğlu için çok bastırdı ama sonuç alamadı. Demirören’in yanında olan Fahrettin Curoğlu’nın kararı daha ağır bastı. Bugüne kadar kimler gönderilmedi ki? Altyapıda yeniden değişime gidilecekmiş! Peki hocanın durumu? Portekizli başarısız, Roland Koch’a bıraksalardı daha başarılı olurdu. Carlos Carvalhal’ın yerine aday var mı? Mustafa Denizli’nin ismini duydum. Bana göre zor ama! Tayfur Havutçu cezaevinden çıkarsa kararını ne Spor Servisi Basketbolda temsilcilerimiz THY mücadelede sahaya çıkacak. Oktay Euroleague sezonunu açıyor. Bu sezon İstanbul’da Mahmuti yönetiminde bu sezon düzenlenecek ‘Final Four’da yer almak isteyen tarihinde ilk kez THY Euroleague’de yer alacak Galatasaray Medical Park Anadolu Efes, Fenerbahçe Ülker ve Galatasaray ise Polonya Medical Park, ilk hafta deplasmanına maçlarında zorlu rakipleriyle çıkacak. D karşılaşacak. Grubu’nda WTA Kadınlar Tenis Prokom’la TSİ Turnuvası’nın Anadolu Efes, THY düzenleneceği Sinan Euroleague C Grubu’nda yarın TSİ 21.45’te mücadele edecek Sarı Erdem Salonu’nda 20.00’de Partizan ile yapacağı maç Kırmızılıların maçı yapılan çalışmalar için bugün Sırbistan’ın başkenti nedeniyle bu ayki Belgrad’a gidecek. Lacivert Beyazlılar, da NTV Spor’dan maçlarını Abdi İpekçi 13.00’te Türk Hava Yolları’na ait uçakla yayınlanacak. Erkeklerin yanı sıra Spor Salonu’nda Belgrad’a hareket edecek. Anadolu kadınlarda da Avrupa yapacak Fenerbahçe Efes, 19.30’da Belgrad’ta bir mesaisi bugün sürecek. Ülker, bugün A antrenman yapacak. Efes’te Kerem FIBA Kadınlar Euroleague’de Grubu’nda İspanyol Gönlüm dışında herhangi bir Galatasaray Medical Park, A temsilcisi Caja Laboral’i sakat oyuncu Grubu’ndaki ikinci maçında USK ağırlayacak. Marko bulunmuyor. Prague ile TSİ 19.00’da karşılaşacak. Tomas, Mirsad ve Engin’den İlk haftayı ‘bay’ geçen Fenerbahçe ise B yoksun Sarı Lacivertlilerin Grubu’nda Polonya’dan Polkowice’yi karşılaşması 20.00’de başlayacak ve NTV Caferağa’da ağırlayacak. Mücadele saat Spor’dan naklen yayınlanacak. Yeni 20.00’de başlayacak. transfer Thabo Sefolosha ilk kez bu Furkan Aldemir Vidmar Kulübün Kimliği Forma! Dünya hızla değişiyor. Zaman zaman her değişikliğin, gelişmekle paralel olmadığına değindim. Çünkü yenilik ya da değişiklik olduğunda, “Acaba bu değişim, gelişmişliğin ifadesi midir” diye düşünürüm. Değişimler bile değişiyor. Buna ayak uydurmak çok zor. En azından şu cep telefonlarına bakın. Sahra telefonundan cep telefonuna gelmişiz. Hangi markanın ne kadar fonksiyonu var bilemiyorum. Her yıl yeni modelleri çıkıyor. İlk günler, kapitalist firmalar, “Acaba Türkiye’de tutar mı” dediler ama neredeyse cep telefonsuz kimse kalmadı. Ayakkabı boyacısı hem boyasını yapıyor hem de cep telefonu ile konuşabiliyor. Tabii biz de çok değiştik ama gerçeği söylemek gerekirse henüz gelişemedik. Daha doğrusu boyuna değil, enine doğru genişliyoruz. ‘Obezite’ye doğru. Bu sağlıklı bir genişleme değil, sanki ‘kortizon’ şişmanlaması... Futbolda bizim kuşağı düşünelim; oynanacak bir saha yok... Saha değil sanki tarla. Ya giyilen formalar, çoraplar? Formaların genellikle kol altları sökülmüş ve ıslak. Top ayakkabıları ise gülle gibi. Ya oynanan top? Allah muhafaza sırımlı tarafı kafanıza gelmesin. Dünyanız kararır. Islandığı zaman, ayakkabıdan formaya kadar hepsi iki misli ağırlık kazanır ama nasıl bir hırs, nasıl bir azimdir ki maç esnasında farkında bile olunmaz. Acısı maç bittikten sonra yaşanır. Yere düşüp yatıp kalmak mı? O da nedir? Ancak sedyelik hale gelen futbolcu yerde yatar. Bugünkü futbol sahaları ise hayallerin ötesi bir şey. Şimdiki futbol maçlarındaki futbolcu şovları ise hiç bilinmiyor. Futbolcular, gol attıktan sonra ağızları bir karış açık olarak sağa sola koşuşturup el kol hareketleri yapmıyorlardı. Saç uzatmak, uzatılmış saçı ensede toplamak, saç boyamak gibi şeyler görülmüyordu. Sokak oyunu olan futbol maçları şimdi gösteri sanatına benzedi. Formalarımız sökük, zaman zaman da rengi soluktu ama tek tipti. Kulübümüzün kimliğini gösterirdi. Başka renkli forma giymek aklımızın ucundan bile geçmezdi. Bütün bunlar bir değişimin göstergesi. Kınamıyorum, sadece ister istemez kıyaslıyorum. Evet tüm bunlar bir değişim ama bana göre gelişim değil. Yapılanlar hep taklit. Kendimize özgü bir yenilik getiremedik ve getiremiyoruz. Tüm bu değişikliklere rağmen ben dahil eskiyi arayanlar çok. ‘Eski’ci olmamama rağmen. Şimdi, futbolcularımızın forması ne renk olursa olsun pek önemli değil. Önemli olan o formanın içindeki insan ve onun davranışları, duyguları. Bu açıdan da eskiyi arayanlarımız çok. Değişim konusu, bana bir anımı hatırlattı. Bir tarihte Finlandiya’nın Helsinki şehrinde deniz kenarında hem alışılmış antrenmanımı yapıyor hem de etrafı tanımaya çalışıyordum. Kıyıda demirlemiş tekneleri izlerken benim gibi güne erken başlamış bir adama; “Çok zengin bir ülkesiniz galiba” demiştim. O da bana; “Evet, bir sorunumuz yok ama ben, eski Helsinki’yi arıyorum” demişti. Teknoloji hayallerin ötesine geçse bile sanırım hiçbir ülke mutlu olamıyor. Yaşam iyiden iyiye güçleşiyor. Dünyadaki zenginlerle yoksunlar arası iyiden iyiye açılıyor. Bu nedenle eskiyi arıyorlar. Futbolda da öyle değil mi? C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle