18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK 2011 CUMARTESİ HABERLER EMRE KONGAR CUMHURİYET SAYFA 3 Gül, YÖK Başkanı’ndan ‘öğrencilerin sorunlarının çözümü’ için gerekli önlemlerin alınmasını istedi AYDINLANMA Büyük Oyun Büyük oyun 1945’te başladı: İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan Soğuk Savaş’ta Türkiye, Sovyetler’e karşı Batı’nın ileri karakolu görevine getirildi. Ülke, özellikle de siyaset ve eğitim, bu yeni göreve uygun olarak yeniden düzenlendi. (İsterseniz moda deyimle “dizayn edildi” de diyebilirsiniz.) Bu yeni düzenleme, feodal yapıyı tasfiye eden bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin Köy Enstitüleri, Halkevleri gibi bazı kurumlarını ortadan kaldırdı… Feodal düzeni, yani toprak ağalığını, tarikat ve cemaatleri güçlendirdi… Cumhuriyeti kuran devrimci partiyi, CHP’yi, onun destekçilerini güçsüzleştirdi… Bunu yaparken, laik ve demokratik ideoloji yerine dinci ve milliyetçi ideolojileri kullandı… Bu yeniden düzenleme süreci, Demokrat Parti döneminde tam bir totaliter diktatörlüğe dönüşürken, 27 Mayıs 1960 müdahalesi oldu… Türkiye 1961 Anayasası ile yeniden demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti çizgisine oturtuldu. Ama bireyi devlet karşısında güvenceye alan, temel hak ve özgürlükleri koruyan bu düzen, Türkiye’deki feodal kalıntılar üzerinde siyaset yapan toprak ağalarının, tarikatların, cemaatlerin ve Türkiye’yi dinci ve milliyetçi çizgilerde kolayca yönlendirmek isteyen dış güçlerin hoşuna gitmedi. İçteki feodal kalıntılarla, dışta Türkiye’yi denetlemek isteyen güçler ittifak ettiler ve özgürlükçü 1961 Anayasası, 12 Mart 1971 askeri darbesi ile sınırlandı, kısıtlandı ve aynen 1945’te olduğu gibi Türkiye’yi yeniden düzenleme süreci bir kez daha başladı. Özgürlükçü, laik, demokrat güçler, yargı, üniversiteler, sendikalar gibi özerk kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları, bağımsız aydınlar tasfiye edilmeye başlandı. Aslında bu “yeniden düzenleme” süreci, askeri müdahaleler aracılığıyla siyaseti yeniden biçimlendirirken, asıl yapılanma eğitim alanında başlatıldı: Bunu da 12 Mart 1971 darbesinin Cumhurbaşkanı olan Cevdet Sunay açıkça ilan etti: “Ülkenin geleceğini bu solcu gençlere mi bırakacağız, tabii ki geleceğimizi milliyetçi, vatanperver, dindar gençlere emanet edeceğiz” mealindeki sözlerle hem normal liselerdeki dinci eğitimin hem de imam hatip okullarının önünü açtı. 1961 Anayasası’nın demokratik kalıntıları bu “yeniden düzenleme” sürecinde engelleyici olunca… Bu kez tam tasfiye için 12 Eylül 1980 darbesi devreye girdi. 1980 darbesi sadece siyaseti değil, eğitimi de (zorunlu din dersleri, imam hatiplerin yaygınlaştırılması ve benzer pek çok önlemle) yeni bir ivme ile dinci çizgiye iyice oturttu. Tabii bu arada Sovyetler’in çöküşü ile başlayan Küreselleşme döneminde, Samuel P. Huntington’un öncülük ettiği uluslararası “kimlik siyaseti” bu “dincileşme” sürecine büyük bir dış destek sağladı. Ülkenin büyük dönüşümü, dinci eğitimle sağlandı. Hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakülteleri imam hatip mezunlarıyla dolduruldu. Sonuç olarak yargı ve idare, din eğitimi ile yetiştirilen meslek memurlarının denetimine girdi. “Büyük oyun”: 65 yıl önce, 1945’te başladı… 40 yıl önce 1971’de, özellikle eğitimle yeni bir ivme kazandı… 20 yıl önce 1980’de, iyice kurumlaştı. Bugünkü Türkiye bu “Büyük oyunun” son perdelerinin veya son perdesinin oynandığı bir sahnedir! [email protected] www.kongar.org Protestolar meyvesini verdi KÖŞK YEMEĞİNE JAGUAR DAMGASI ‘Biz öğrencilerin sorunlarını jaguarla gezen bilemez’ KIVANÇ EL ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ankara’daki öğrenci temsilcilerine verdiği yemeğe öğrencilerin lüks araçları damga vurdu. Yemeğe jaguar marka aracıyla gelen Bilkent Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Alper Yasin Altınel, “Maddi durumumuz iyi diye durumu kötü olan arkadaşlarımızın sorunlarını dile getiremeyeceğimizi düşünmek komik” dedi. Köşk’e taksiyle çıkan, ancak Gül ile görüşemeden ayrılan Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, “Öğrenci sorunlarını jaguar ile gezenler bilmez. Harç parası dahi bulamayanlar bilir” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Polisin coplu, biber gazlı ve tazyikli suyla şiddet uyguladığı öğrenci eylemlerinin ardından yaşanan tartışmalar üzerine “seçme” öğrenci temsilcilerini Çankaya Köşkü’nde ağırlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’dan öğrencilerin sorunlarının çözümü için gereken önlemleri almasını istedi. Cumhurbaşkanı Gül’ün YÖK Başkanı Özcan ile makamındaki görüşmesi yaklaşık 40 dakika sürdü. Gül, YÖK Başkanı Özcan’ı kabulünde, önceki gün Çankaya sof rasına davet ettiği öğrencilerden dinlediği ve not aldığı sorunları aktardı ve çözümünü istedi. Öğrenci temsilcileri, Gül ile yemekte, polisin öğrencilere karşı daha yumuşak davranmasını talep etmişlerdi. Gül’den talimat Gül ile görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özcan, “Öğrencilerin sorunlarını cumhurbaşkanımız ile paylaştık. Yurtlarla ilgili olsun, yaşanan olaylar olsun hepsini konuştuk. Biz de neler yapacağımızı anlattık” dedi. Öğrencile rin daha fazla konuşmalarına imkân tanınması halinde sokaktan çekileceklerini söyleyen Özcan, “Bu eylemleri yapanlar küçük marjinal gruplar” diye konuştu. Öğrencilerin üniversite idaresinde daha etkin rol oynamaları için Gül’ün kendisine talimat verdiğini belirten Özcan, “Daha önce rektörlüklere yazı yazmış ve rektörlerden öğrencileri daha fazla dinlemelerini ve karar alma süreçlerine dahil etmelerini istemiştik” dedi. Özcan, öğrenci konseylerinin de daha etkin hale getirilmesi için çalışma yapılacağını söyledi. Dört liseliye soruşturma ALİ AÇAR Okullarındaki kantin fiyatlarını protesto eden öğrencilerin ifadesi alınacak Mustafa Kaya: Başta harçlar çok sorunumuz var Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önceki gün Ankara’daki 11 üniversitenin 14 temsilcisine verdiği yemeğe jaguar marka araç ile gelinmesi tartışma konusu oldu. Köşk’teki yemeği protesto ederken Cumhurbaşkanı Gül tarafından Köşk’e çağrılan, ancak aralarında topladıkları parayla taksiye binebilen öğrencilerden Mustafa Kaya, “Cumhurbaşkanına bir rapor sunacağız. Gençliğin sorunlarını içeren bir kurultay toplayacağız. Bunun Cumhurbaşkanlığı himayesinde yapılmasını isteyeceğiz. Cumhurbaşkanı da orada bulunsun, gençlerin sorunlarını ilk elden dinleyebilsin. Bizim en öncelikli talebimiz üniversite özerkliğine müdahalenin son bulmasıdır. Üniversitelerdeki gerici yapılaşma, harçların yüksek oluşu, ödeyemeyen arkadaşlarımızın durumu, yurtlar. Bizim sorunlarımız bunlar” dedi. Öğrenciler “Üniversite özerk bir kurum olabilir mi?, 12 Eylül’den bugüne baskı aracı YÖK, Ekonomik çıkmaz ve cemaat eli” gibi bildirilerle sorunlarını aktardı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Sarıyer Behçet Kemal Çağlar Lisesi’nde geçen günlerde kantin fiyatlarını protesto eden 4 öğrenciye “öğretmenlere ve idarecilere saygısız tavır takınmak ve basına açıklama yapmak” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Soruşturma başlatılan öğrencilerden Çağla Ural, “Geçen hafta yazılı olarak ifade verdik. Bazı hocalarımız okuldan atılmamamız için mücadele ettiklerini söylediler. Biz okuldan atılacak hiçbir şey yapmadık” dedi. ‘Okul idaresi bizi fişlemiş’ Soruşturmaya ilişikin sorularımızı yanıtlayan öğrencilerden Çağla Ural, geçtiğimiz hafta yazılı olarak ifadelerinin alındığını anımsatarak şöyle devam etti: “Bizlere, ‘bir grup öğrenci olarak eyleme katıldınız’ diye soruluyor. İfademizde biz eylemi bir grup öğrenci olarak değil, bütün okul öğrencileri olarak gerçekleştirdiğimizi söyledik. Fiyatları fahiş bulduğumuz için böyle bir eylem yaptık. Okul idaresi bu tür olaylara tepki gösterdiğimiz için bizi kafasında fişlemiş. O gün polis ‘Üniversitelerden sonra liselere de mi indiniz’ diye soruyor. Olayların bu noktaya getirilmesine neden olanlar ortada.” Alper Yasin: Biz öğrencilerin tarafındayız Toplantıya jaguarla gelerek dikkatleri üzerine çeken Bilkent Üniversitesi öğrenci temsilcisi Alper Yasin Altınel de, araba konusunun tartışılmasından rahatsız olduğunu ifade ederek, “Önemli olan araba değil, bizim ne söylediğimiz. Maddi durumum iyi diye öğrenci sorunlarından anlamıyor muyuz? Ben buna ekonomik sınıf ayrımcılığı derim. Kimse ayrımcılık yapmamalı. Biz herkesle sofraya otururuz. Maddi durumu iyi olan bir insan maddi durumu iyi olmayan bir öğrencinin derdinden anlayamaz mı? Öğrencilerin bu kadar derdi varken benim jaguarımıın konu edilmesi komiğimize gitti. Biz öğrencilerin tarafındayız ne iktidarın ne muhalafetin ne de başka bir yapılanmanın” dedi. Altınel, Çankaya’daki görüşmenin daha önce yaşanmadığını ve sorunların dile getirilmesinde bir şans olduğunu söyledi. Sorunlarını aktardıklarını anlatan Altınel, “YÖK Başkanı’nın Köşk’e gitmesi bizi ümitlendirdi” diye konuştu. Altınel’in babasının doktor olduğu ve Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde de özel bir tıp merkezinin bulunduğu öğrenildi. Altınel’in başkanlığını yürüttüğü Öğrenci Konseyi’nin genel sekreterliğini YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın oğlu İzzet Kaan Özcan yapıyor. ‘İstenen AKP gençliği’ ‘Öğrenci Çalıştayı’nda tüm katılımcılar iktidarın eğitim politikalarını eleştirerek öğrencilere polis şiddetini kınadı ALİ AÇAR Üniversite öğrenci grupları ve üniversite bileşenlerince gerçekleştirilen “Öğrenci Çalıştayı” Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki üniversitelerden gelen öğrencilerin katılımıyla dün Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Üniversitelerin AKP eliyle cemaat ve sermayeye teslim edildiği vurgulanan çalıştayda, bileşenlerin taleplerini içeren 12 maddelik bildirge yayımlandı. Üniversitede sorunlarının tartışıldığı çalıştayın divanını oluşturan öğrenciler adına açılış konuşmasını yapan Neval Kösedağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün öğrenci grupları ile yaptığı toplantıyı eleştirerek “Üniversitelerin gerçek temsilcileri burada. Yandaş öğrencilerin üniversiteler hakkında söyleceği pek fazla söz yok” dedi. EğitimSen 6 No’lu Şube üyesi Levent Dölek de üniversitelerin mücadelesinin tüm ülkeyi etkisi altına aldığını ifade ederek “Üniversitelere bizim diyen rektörler de çıktı. Ancak üniversite onların babasının malı değil. Üniversitelere sahip çıkan rektörlerin üniversiteyi sermayeye peşkeş çektiğini de görüyoruz” diye konuştu. Öğretim Üyeleri Derneği adına konuşan Tahsin Yeşildere de AKP’nin kendi istediği gibi bir genç lik yaratma çabasında olduğunun altını çizerek “İktidar ve muhalefet partileri ile YÖK temsilcilerinin burada olmaması onların üniversiteye bakış açılarını ortaya koyuyor” dedi. Üniversite Konseyleri Derneği adına konuşan Prof. Dr. Nesrin Gören ise üniversite öğrencilerinin marjinal grup gibi gösterilmeye çalışıldığını dile getirdi. Konuşmaların ardından öğrencilerin sorunlarını dile getiren sunumları yapıldı. ‘Biz suç işlemedik’ Bazı öğretmenlerin kendilerine okuldan atılmamaları için mücadele ettiklerini söylediğini anlatan Çağla Ural, “Bizim okuldan atılmamamız için mücadele ettiklerini söylediler. Uzaklaştırma cezası alacağımızı söylüyorlar. Okul idaresi ise televizyona ve basına açıklama yapmamızı suç olarak gösteriyorlar. Ailem bile bana bu konuda tepki göstermezken idarenin bu tavrı çok anlamsız. Biz okuldan uzaklaştıralacak ve atılacak bir suç işlemedik. Bu bizim sicilimize işlense bile biz buna tepki göstermeye devam edeceğiz” diye konuştu. Güner Akın Lisesi öğrencisi Hasan Mert Kaynar da Behçet Kemal Çağlar Lisesi’nin öğrencilerinin gözünde başka anlam ifade etmeye başladığını, arkadaşlarının okuldan atılması durumda tepkilerini kitlesel olarak göstereceklerini söyledi. Başbakan’a bildiri Öğrencilerin Başbakan Tayyip Erdoğan’a verilmek üzere hazırladığı bildiride yer alan maddelerden bazıları şöyle: Eğitim her kademede eşit ve parasız verilmeli. Öğrenciye iş güvenceli gelecek sağlanmalı. Bilimsel eğitimin engelleri kaldırılmalı. YÖK kaldırılmalı. Öğrencilere yönelik baskıya son verilmeli. Üniversitelerdeki sivil polis ve özel güvenlik elemanlarının görevlerine son verilmeli, öğrencileri izleyen kameralar kaldırılmalı. Atanan rektörler üniversiteleri temsil etmiyor. Üniversite öğrencilerinin ücretsiz ve sağlıklı alanlarda barınmaları sağlanmalı. Gül’den iki kuruma ‘yandaş’ atama KIVANÇ EL ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİLERİ 3 ÖĞRENCİYİ DARP ETTİ İÜ’de aranma gerginliği İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi’nde üst aramasına karşı çıkan üniversite öğrencileri ile özel güvenlik elemanları arasında tartışma çıktı. Tartışmanın ardından okul çıkışı öğrencilere sataşan güvenlik görevlileri 3 öğrenciyi darp etti. İÜ’de dün öğle saatlerinde meydana gelen olayda 3 öğrenci derse girmek için okula geldi. Bunun üzerine özel güvenlik elemanları öğrencilerin çanta ve üstlerini aramak istedi. Öğrencilerle güvenlik görevlileri arasında yaşanan tartışma kısa sürede büyüdü. Çıkan kavgada 3 öğrenci darp edildi. Üniversitede özel güvenlik görevlileri tarafından darp edilen öğrencilerden Aycem Asav okula girmeye çalışırken üst ve çanta araması ile karşılaşması üzerine arama işlemini yaptırmak istemediğini belirterek, “Yarım saat okulun kapısında bekledim. Daha sonra sivil polislere beni gösterdikten sonra içeri aldılar. Dışarı çıkarken küfre maruz kaldık” dedi. ANKARA – Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi’nin boş bulunan üyeliğine YÖK’ün önerdiği üç isim arasından Prof. Dr. Erdal Tercan’ı atadı. Tercan’ın “Türbana Özgürlük Bildirisi”nde imzası bulunuyor. YÖK Genel Kurulu tarafından belirlenen adaylar içinden kadrosu Ankara Üniversitesi’nde olan ancak Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı olan Tercan Yüksek Mahkemeye üye atandı. Tercan, Antalya’da dekan olmasına karşın haftanın büyük kısmının Ankara’da geçirmesiyle gündeme gelmişti. Prof. Dr. Hayrettin Ökçesiz de kadrosu başka üniversitede olan bir kişinin dekan atanmasına karşın dava açmıştı. Çeşitli yerel yazılarda söz konusu durum eleştirilmiş Tercan’ın “bir cemaate” yakın olduğu da iddia edilmişti. Bildiri mimarı da YÖK’e YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ TEKNOPARKI DAVUTPAŞA YERLEŞKESİNDE AÇILDI İstanbul’un ortasındaki YTÜ Davutpaşa Yerleşkesinde 103.000 m2 alanda 40.000 m2 inşaat alanı olan Teknopark 1.Fazı Ocak 2010’da açıldı. 2. Faz 9.500 m2’lik bölüm 2011 Şubat ayında, 3. Faz 9.500 m2’lik bölüm 2011 Ekim ayında açılacaktır. YTÜ 100.Yılını kutlarken, Şirketleri ve Yazılımcıları Üniversite ve İnovasyon ortamında ARGE yapmaya davet ediyor... “Türbana Üniversitelerde Özgürlük” bildirisini hazırlayan 2 isimden biri olan YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan’ın danışmanı Prof. Şaban Çalış, Gül tarafından YÖK üyesi atandı. Tüblek için ‘Dünya Hali’ Haber Merkezi Türk karikatürünün unutulmaz imzalarından Nehar Tüblek anısına düzenlenen karikatür yarışmasının bu yıl 16.’sı yapılıyor. Yarışma Beşiktaş Belediyesi ile Karikatürcüler Derneği’nin ortak etkinliği olarak gerçekleştiriliyor. Bu yılki konusu “dünya hali” olarak açıklanan yarışmanın 1.’lik ödülü 3.000 TL olarak belirlendi. Yarışmaya son katılım 5 Şubat. Suç duyurusunda bulunacaklar Darbelere maruz kalan Caner Burçtaşkaya ise saldırının arkasında güvenlik kurumlarının etkin bir biçimde kurumsallaştırılmasının yattığını kaydederek, “Özel güvenlik görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağız” diye konuştu. YILDIZ TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİ TEKNOPARK A.Ş. Güngören ve Esenler arası, İSTANBUL www.teknopark.yildiz.edu.tr YTÜ KAMPÜSÜTEL: 0212.483 70 00 FAX: 0212.483 70 02 Nehar Tüblek C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle