23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Spor kulüpleri ve takımlar, alkollü içki markalarını çağrıştıran isim, logo, amblem ve işaretler kullanamayacak Türk sporuna ağır darbe Ekonomi Servisi Tütün ve Alkol Piyasası Kurumu’nun (TAPDK) Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan yönetmeliğine göre, alkollü içki markaları spor kulüplerinin ve takımlarının isim ve tanıtımlarında kullanılamayacak. “Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışı ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliği”ne göre gelen kısıtlamalar şöyle:  Her çeşit alkollü içkinin televizyon, kablolu yayın, radyo ve kamu yayın araçlarıyla reklamının yapılması yasak olacak. Çocukları ve gençleri hedef alarak ve sportif faaliyetler ile bağlantı kurulmak suretiyle reklam yapılamayacak. Şeytani... Uzun yıllar insan hakları savunuculuğu, eylemlerinde öne çıkmış hukukçu arkadaşımız, askeri darbelerle hesaplaşma, demokratikleşme adına AKP iktidarını uzunca bir süre destekleyip “yetmez ama evet”çiler arasında yer almıştı.. Referandum öncesi tartışmalarda hâlâ AKP’nin öncelikli amacının üst yargıyı ele geçirmek değil, demokratikleşme, askeri darbelerle hesaplaşma ağırlıklı olduğunu savlıyordu.. Önceki gece referandum sonrası yargıda yaşanan gelişmeleri, bağımsız yargı, hak hukukun işleyişi, tutukluluğun işleyişi üzerinden tartışmaları.. iktidar icraatlarının katkıları ile geldiğimiz noktayı değerlendirirken, bir hukukçu olarak tepkisini anlatabilmek üzere birçok kez “şeytani plan” vurgulaması yaptı.. Hukukçu arkadaşımızın önyargılarını altüst eden “şeytani plan”vurgulamalarında, hakhukuk, adalet, yargının işleyebilmesi, siyasi iktidarın sorumluluğu üzerinden son günlerde altı çizilmek zorunda kalınan tüm gerçeklerin, atılan adımların zamana, sıraya dizilişleri de vardı.. Yıllardır davaların yığılmasına, hak ve hukuku ortadan kaldıran yıllara sarkmasına yol açan nedenler ortada: Savcıyargıç kadrolarındaki açıklar ortada dururken AKP iktidarı referandum öncesi atamalara direnmişti. Oysa şimdi şok yaratan tahliyeleri gündeme getiren yasa da, AKP iktidarının çıkardığı, yürürlüğünü belirlediği bilinen bir sonuçtu. Yargılamanın işlemesinde, her aşamadan doğrudan sorumlu iktidar, referandumla çizilen sınırlarda yetki aşımı yaparak HSYK’yi ele geçirdikten sonra ancak yargıdaki büyük kadro açığını gündeme alıyor. Bir adım ötesi, siyasi davalarda, AKP iktidarına karşı Ergenekon tutukluları örnek, tutukluluk süresini 10 yıla çıkarabilecek yoruma yol açan yasa düzenlemesi de Meclis değişikliği de, AB, demokrasi normlarına aykırı olarak aynı iktidarın eseriydi... Referandumun 12 Eylül’le, askeri darbelerle hesaplaşma, demokratikleşme sosunda asıl amacı olan, “katı laik cumhuriyet savunuculuğu yaptıkları varsayılan üst yargıda reformu gerçekleştirme” sloganı çürümüş, referandum sonrası iktidar icraatları ile “bağımsız yargı oluşturma amacı ile ters gelişmeleri açığa çıkarmış, iktidarın derdinin yargıya müdahale, yargıyı ele geçirme olduğunun” sayısız atağını ortaya koymuştu.. İşin vahameti yargı bağımsızlığı kaygılarını ikinci plana atan, yargının işlemez, davaların sonuçlanamaz, hak, adalet, hukuku ortadan kaldıran konumunda, İktidar bile bile, göz göre göre suç ortağı.. İnsanlık dışı cinayetlerin suçlularını sokağa çıkaran, AKP iktidarına karşı varsayılan düşünce suçlularını, aydınları içerde bırakan hukuk katilamlarının sorumlusu.. Gerçekler dudak uçuklatıcı.. İktidar bile bile 3 bin kadar açık kadronun zamanında doldurulmasına ayak sürümüştü. İstediği gibi el koyamadığı atamalar yerine, denetim altına alacağı referandum sonrası düzenin kurulmasını, istediği gibi kadrolaşabilme koşullarının yaratılmasını beklemeyi yeğlemişti. İktidar adına açıklamalar, tekziplerde tabii ki bu tez kasıtlı, propaganda olarak değerlendirilip yalanlanıyor, şiddetle yalanlanacak.. Ancak sadece başsavcılığın elinde tutukluları kapsayan 1227 dosya, henüz açılamamış 50 bin dosya duruyorsa.. Dünyanın hiçbir ülkesinde örneği olmayan karar bekleyen 1 milyon 869 bin dosya varsa.. Yüksek mahkemelere temyiz mahkemeleri konumunda görev yaptırılıyorsa.. Hukukun işleyebilmesi için temyiz görevinin bizde henüz kurulmamış ara mahkemelere verilmesi, üst mahkemelerin içtihat geliştiren mahkemeler konumuna dönüştürülmeleri gerekiyorsa. Bitmiyor, yargının işleyişinde önemli kurumlardan Adli Tıp’ta iş yığılması, bir yıl sonrasına gün verecek konuma düşmüşse, 100 bin üzerinde dosya birikmişse.. Yargılamanın anahtar kurumu poliste delil toplamalar, iddianamelerin hazırlanması belgeleri çok yetersiz kalıyorsa.. Bilirkişilik kurumları sağlıklı işlemiyorsa.. Yargılamanın her aşamasında ek bilgi, belgelerin toplanmasında süreçler çalışmıyorsa.. İşte iktidarın siyaseten ucuza kaçıp, kendi sorumluluğunu, ağır suçlarını saklama adına, üst yargıyı suçlamaya kalkıştığı Hizbullah davasından çarpıcı veriler.. Adli Tıp’tan 5 yıllık bir gecikme var. Yargılamanın 9.5 yıllık süreci mahalli mahkemede geçmiş. Dava sayısız dosyası ve belgesi ile 56 ay önce ancak üst yargıya gelmiş. İktidar önceden bilme, önlemlerini alma noktasında olduğu bu davadaki tahliyelerden üst yargıyı nasıl suçlayabiliyor? Türkiye ekonomik, sosyal, siyasal sorunları ile doğrudan bağlantılı, suç ve yargılama sayılarında dünya ortalamalarının birkaç katı dosya, suçlu adayı ile yüz yüze kalırken, yargı kadrolaşmalarında birkaç katı alt düzeylerde.. Dudak uçurtan siyasi polemik ise, AKP iktidarından gelen “istenirse birkaç saatte sonuç alınabilir” çıkışı. AKP’nin hakadaletin işlemesi kaygısı olmayınca, AB’ye uyum zorunluluğu kapsamında olan ara mahkemeleri kendi kararı da gündeme gelmiyor. HSYK’yi ele geçirmiş, AKP iktidarının seçimler öncesi acelesi, yüksek yargı başta, yeni kadrolaşmalarını fırsat bu fırsat gerçekleştirebilmek. EFES PİLSEN’Lİ YÖNETİCİLER ‘SESSİZLİK’ KARARI ALDI Spor Servisi Yeni düzenlemeye göre Türk basketbol tarihinin en başarılı takımı olan Efes Pilsen’in devri kapanıyor. Tütün ve Alkol Piyasası Kurumu Başkanı Dr. Mehmet Küçük, “Efes Pilsen’in ismini değiştirmesi gerekiyor” dedi. Küçük, yeni ismin “Efes” olması halinde yönetmeliğin gerektirdiklerine bakacaklarını söyledi. Gelişmelerin ardından Efes Pilsen Spor Kulübü’nün geleceğini görüşmek üzere Anadolu Grubu toplantı yaptı. Lacivert Beyazlıların Başkanı Tuncay Özilhan’ın liderliğinde toplanan yöneticiler ve avukatlar tasarıdaki maddeleri inceledi. Yöneticiler bu süreçte sessiz kalarak gelişmeleri yakından takip etme kararı aldı. Ünlüler reklamda olmayacak  Alkollü içki reklamlarında, bireysel ya da toplumsal nitelikli özel olaylara vurgu yapılarak, alkollü içki içmeyi özel olayların bir parçası olarak ilişkilendiren içerik kullanılamayacak. Çocukları ve gençleri hedef alan veya bu kişilerin ilgi alanına giren etkinlikler ve mekânlarda, alkollü içki markaları ya da markaları çağrıştıracak unsurlar kullanılamayacak. Burada belirtilen, reklam ve sponsorlukların olumsuz etkilerinden korunması hedeflenen ‘genç’ kavramı, ‘15 ile 24’ yaş arası dönem içinde bulunan kişileri kapsıyor. Ayrıca reklamda ‘genç görünümlü’ kişilerin yer alamayacağı hükmü getirildi.  İçki reklamlarında herhangi bir alanda özel başarıya sahip veya kamuoyunun güvenini kazanmış ya da yardım kuruluşları ile işbirliği içinde olan veya çocuk ve gençler yararına faaliyette bulunan, medyada isim yapması gibi nedenlerle çocuk ve gençler için örnek teşkil eden ya da edebilecek herhangi bir kişi, karakter veya grup yer alamayacak.  Alkollü içki markaları ile spor içerikli her türlü faaliyet ve organizasyonlar ile şirket şeklindeki yapılanmalar da dahil olmak üzere, spor kulüpleri ile takımlarının isim ve tanıtımlarında içki markalarını çağrıştıran isim, logo, amblem ve işaretler kullanılamayacak. ması gerekecek. Oysa Efes Pilsen’in dünyada örnekleri çok. Almanya’da Hamburg SV’nin sponsoru Carlsberg. Bir başka önemli futbol kulübü olan Shalke 04’ün stadyumuna bira markası Veltins sponsor. İngiltere’de 1’inci lig takımlarının yarısından fazlası bira firmalarının sponsorluğunda faaliyet gösteriyor. Ayrıca ünlü İngiliz futbol takımı Liverpool’un sponsoru da bir bira markası olan Carlsberg. Dünyadaki en önemli golf turnuvalarından biri olarak kabul edilen İskoçya’daki turnuvanın da sponsoru Johnnie Walker. Kısıtlamada ölçü kaçtı  Yönetmeliğe göre tütün mamulleri, dışarıdan görünmeyen ayrı bir bölmede, 18 yaşından küçüklerin doğrudan ulaşamaması için tedbir alınmak suretiyle satılabilecek. Akaryakıt istasyonlarının mağaza ve lokantalarında hacmen yüzde 5 alkolden fazla alkol içeren içkiler, süpermarket, büfe ve bakkallarda da hacmi 20 cl ve altındaki içkiler satılamayacak. Dünyada yaygın Aykırılıklar, dünden itibaren 1 yıl içerisinde giderilecek. Bu düzenleme Türkiye’nin basketbolda önde gelen kulüplerinden Efes Pilsen’i yakından ilgilendiriyor. Buna göre Efes Pilsen’in isim konusundaki değişikliği 1 yılda yap Madenler 105 emekçiye mezar oldu ANKARA (AA) Türkiye’de geçen yıl meydana gelen maden kazaları sonucu 105 maden işçisi hayatını kaybetti. Maden Mühendisleri Odası ve Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) verilerinden yapılan derlemeye göre geçen yıl 43’ü yeraltında, 18’i de yerüstünde olmak üzere Türkiye’deki maden ocaklarında toplam 61 kaza yaşandı. Geçen yıl ZonguldakKandilli, Gelik, Kilimli, Kozlu ve Karadon, KastamonuAzdavay, BalıkesirDursunbey ve Kepsut, SomaIşıklar, KütahyaGediz, EdirneKeşan ve Uzunköprü, Tekirdağ, EskişehirMihalıççık, GiresunDoğankent, MalatyaYeşilyurt, TunçbilekYörgüç, AnkaraAyaş, Nallıhan, Şırnak ve Uzunköprü, BoluMengen, Aydın kömür tesislerinde patlama, göçük, taş düşmesi gibi maden kazaları meydana geldi. Ayrıca MuğlaYatağan, Diyarbakır mermer tesisleri, AnkaraÇayırhan soda tesisi, Seydişehir alüminyum tesisi, SiirtKurtalan taşocağı, KayseriYayyalı çinko tesislerinde, MuğlaMilas feldispat, İstanbulSultangazi taşocağı, ElazığAlacakaya ve Palu, BursaOrhaneli, MalatyaHekimhan, SivasKangal, FethiyeGöcek krom gibi maden tesislerinde maden kazaları yaşandı. Söz konusu kazalar sonucunda 61 kişi yaralanırken, 105 kişi de hayatını kaybetti. Karadon tarihe geçti Projeye göre, güneşin hareketine paralel olarak hareket eden aynalar ortada yer alan bir kulenin tepesine odaklanıyor ve orada bulunan suyu 500 C’lere çıkararak bir türbini çalıştırıyor ve elektrik üretiyor. Elektrik, güneşin ışığından değil, ısısından faydalanılarak üretiliyor. İlk aşaması tamamlanan projede maliyet avantajı şu an için yüzde 30’lara ulaşmış durumda. Güneş el yakmayacak Alphan Manas’ın İsrail işbirliği ile ürettiği yoğunlaştırmalı güneş enerjisi teknolojisi ile maliyet yarı yarıya inecek PELİN ÜNKER Geçen yıl en büyük kaza 17 Mayıs’ta TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında meydana geldi. Kazada 11 kişi yaralanırken, yeraltında kalan 30 maden çalışanı hayatını kaybetti. Madencilerin ancak 28’inin cenazesi çıkarılırken, tüm çabalara rağmen 2 madenciye hâlâ ulaşılamadı. 19552010 arasında maden kazaları nedeniyle toplam 2 bin 915 kişi hayatını kaybetti, 326 bin kişi de yaralandı veya sakat kaldı. Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun, Türkiye’nin, madencilik sektöründeki iş kazaları konusunda 2010’da Rusya ve Hindistan’ın ardından dünyada 3. sırada yer aldığını kaydetti. DIŞARIDAN DA İLGİ VAR Manas, güneş enerjisi sistemlerinde dünyanın sayılı firmalarından birinin kendilerine ortaklık teklif ettiği bilgisini de verdi. Bu firmanın iş ortaklarından biri olduğunu söyleyen ancak isim vermeyen Manas “İlgili firma sahibi olduğumuz teknolojinin fiyat/performansının yüksek olması nedeniyle firmamızla hisse değişimiyle ortak olmak için teklif yaptı. Ortaklık görüşmeleri ocak ayı içinde başlayacak” diye konuştu. Proje büyüklüğü 450 milyar Avro olan Desertec’e ortak olmak için Brightwell Holding ve Greenway dünya çapındaki firmalarla işbirSolar Yönetim Kurulu Başkanı Alpliği görüşmelerine başlandı. Türhan Manas, İsrailli ortakları ve Tel kiye’de lisans dağıtılmaya başlanAviv Üniversitesi Fizik Mühendislidığında tabii ki üretici olarak da ilği bölümünün işbirliği ile “Yoğungimiz olacak” dedi. laştırmalı Güneş Enerjisi” (YGE) Dünyanın en büyük güneş enerjiteknolojisi geliştirdiklerini, bu si projesi olan Desertec, çölteknoloji ile güneş enerjisi lere yerleştirilen güneş paFransız elektrikli araç şirketi Tilter’i üretim maliyetini yarı yarıya nelleriyle temiz enerji üretsatın alarak ilk yerli hibrit oto projesine indirebileceklerini söyledi. meyi hedefliyor. Türkiye büimza atan Manas, şimdi de geliştirdiği Türkiye’nin en büyük soruyümeye devam ettikçe cari nunun bütçe açığı olduğuna ve güneş enerjisi teknolojisiyle gündemde. riskinin de artacağını bildiren bunun güneş enerjisi gibi satın Manas şöyle konuştu: Manas, dünyanın en büyük güneş enerjisi almada destek isteyen enerji“Devlet kendine düprojesi Desertec’e girmeye hazırlanıyor. ler için sıkıntı yarattığını anzenli gelir kaynağı yaralatan Manas, “Güneş enerjitarak buradan gelecek si maliyetleri diğer türlere göre 2 ‘Desertec’in kapısındayız’ paraları teknoloji satın almaya 3 kat daha pahalı. Yeni teknoloji harcamalı. Sadece İstanbul’daki 2 MW’lik bir deneme sistemi ku emlak rantı 100 milyar dolarlarla maliyetleri aşağı çekecek” dedi. Manas, güneş enerjisinde destek ol ruluşunun yakında başlayacağını be ifade ediliyorsa ve belediyenin mazsa yatırımın geri dönüşünün 15 lirten Manas, “Hedefimiz Kuzey imar yapısı ile oynamasının etkisi yıllara çıktığını, bu nedenle de güneş Afrika’daki ‘Desertec’ projesinde varsa bunun karşılığının alınenerjisi yatırımlarının cazip bulun çok önemli bir oyuncu olabilmek. ması gerekir.” madığını söyledi. Devletin şu an düşünülen Yenilenebilir Enerji Kanunu’ndaki destek oranını vermesi halinde, bunun her MW için bütçeye 350 bin dolar yük getireceğine işaret eden Manas, çıkacak kanunun ancak sınırlı sayıda yatırıma fırsat tanıyacağını aktardı. soner@cumhuriyet.com.tr SPK’den Doğan’a suç duyurusu Ekonomi Servisi Sermaye Piyası Kurulu (SPK), Aydın Doğan, Hanzade Vasfiye Doğan Boyner, İmre Barmanbek ile bazı kişiler hakkında, ‘Doğan Burda ve Çelik Halat’ın kârını, dolayısıyla mal varlığını azalttıkları’ gerekçesiyle, cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı. SPK’nin haftalık bülteninde, yapılan inceleme ile ilgili açıklamada, söz konusu dergiler için kullanılan kağıdın ve Çelik Halat’ın gereksinimi olana malzemelerin doğrudan üretici yerine, Doğan ailesinin sahipliğindeki şirketlerden alındığı, fiyatların ithal edilmiş gibi gösterildiğine dikkat çekildi. Karabük’te işçiye ‘iptal’ müjdesi Kardemir özelleştirmesi 2002’de iptal edildi. Ancak karar uygulanmadığı için işçiler zor durumda kaldı. Şimdi KİGEM, kurumun kamuya iadesi ve işçilerin iş kaybının önlenmesi için inceleme başlatıyor. MURAT KIŞLALI ANKARA Sendika değiştirme gerekçesiyle yaklaşık 266 işçinin işten çıkarıldığı Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nda (Kardemir), 1995’te yapılan özelleştirmenin, 2002’de Danıştay tarafından iptal edildiği ortaya çıktı. Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı (KİGEM) Genel Sekreteri Ayla Yılmaz “Kesinleşen iptal kararı uygulanmış olsaydı, işçiler çıkarılmayacaktı. Şu andaki yönetimin işçilere yaptığı uygulama geçersiz. Kardemir’in kamuya iadesi ve mağdur olan işçilerin iş kaybının önlenmesi için inceleme başlatıyoruz” dedi. Kardemir’de Danıştay tarafından iptal edildiği ortaya çıkan özelleştirme süreci şöyle gelişti: Dönemin Başbakanı Tansu Çiller başkanlığındaki Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK), 30 Aralık 1994’te Karabük Demir Çelik Fabrikaları Müessesesi’ni 1 TL bedel karşılığında, kuruluş çalışanları ile yöre işadamları ve halkının hissedarlığında kurulacak Kardemir’e devredilmesi kararı aldı. Kurum, 30 Mart 1995’te devredildi. Ali Açıkgöz isimli işçi, ÖYK kararının iptali istemiyle Zonguldak İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkeme 29 Mayıs 1998’de ÖYK kararının iptaline karar verdi. Bir dizi gelişme sonucu Kardemir’in devrine dayanak olan ÖYK kararı iptal edilmiş oldu. Bu süreçte Kardemir yönetimi, İMKB ve SPK’nin uyarılarına karşın 3 ailenin eline geçti. Yönetim, şirketin 2.644 işçisinden 266’sını, hükümete yakınlığıyla bilinen Hakİş’e bağlı Çelikİş’ten, Türkİş’e bağlı Türk Metal’e geçtikleri gerekçesiyle işten çıkardı. POSCO’dan Kocaeli’ye 350 milyon dolar yatırım AHMET KURT KOCAELİ Güney Koreli POSCO, Kibar Holding ve Daewoo International ortaklığıyla kurulacak yassı paslanmaz çelik soğuk haddeleme tesis projesi için ortaklık anlaşması imzalandı. Tesis için ilk etapta 350 milyon dolarlık yatırım yapılacak. Proje için imzalar Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar ve POSCO Paslanmaz ve Özel Çelikler Bölümü Başkanı Chang Kwan Oh tarafından atıldı. Kibar tesiste bin kişiye istihdam sağlanacağını ifade etti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle