18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 4 bin 700 çiftlik kapatıldı Almanya’da dioksin skandalı büyüyor, zehirli yemler sanıldığından daha çok dolaşımdaymış OSMAN ÇUTSAY SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Hibrit Rejim.. ve ‘On Yıl’ Kararı Arkada bıraktığımız 2010’un son günlerinde,“Economist Intelligence Unit”, bizde umulmadık ilgi uyandıran bir “demokrasi endeksi” araştırması yayımladı… Çok yazılıp çizilen araştırmaya göre, mercek altına tutulan ülkeler, 1. Tam demokrasiler, 2. Kusurlu demokrasiler, 3. Hibritkarma rejimler, 4. Otoriter rejimler şeklinde sınıflandırılıyor; Türkiye 167 ülke arasında “Nikaragua” ile, Honduras, Zambiya, Tanzanya, Filistin, Uganda, Senegal, Pakistan, Haiti gibi “hibrit/karma rejimler” adı verilen garibanlar grubunda 89. sıraya oturuyordu… “Hibrit rejimin” tam ne anlama geldiğini incelediğimde, karşıma şöyle tanımlar çıktı: “Sahte demokrasi”, “içi boş demokrasi”, “düşük yoğunluklu demokrasi” vs... “Sahte/içi boş/düşük yoğunluklu demokrasi” ya da “hibrit rejimler” büyük farklılıklar gösterebiliyordu… Hepsi de “sözüm ona” olan bu demokrasilerin, gerçekte kimi üst gruptaki “kusurlu demokrasilere” yakın olabilirken, kimi damardan “otoriter rejimler” sınıfına dahil olabilecek, demokrasiden çok “dikta” özellikleri gösteren ülkelerdi. Siyasitarihi gelenekleri farklı ve iki uca açık, böylesine geniş/değişken özellikler gösteren ülkelerin “hibrit” tanımıyla ele alınması bundandı. yüksek dozda dioksin saptandığı ortaya çıktı. Almanya’da kanserojen içeren hayvan yemleriyle beslenen tavuk, hindi ve domuz gibi hayvanlardan elde edilen ürünlerin sanılandan fazla dağıtımda olduğunun ortaya çıkması paniği arttırdı. (Fotoğraf: REUTERS) FRANKFURT Kanserojen nitelikli dioksin kullanılarak üretilmiş hayvan yemlerinin ve bu yemlerle beslenen tavuk, hindi ve domuz gibi hayvanlardan üretilen gıda ürünlerinin, sanıldığından çok daha yaygın bir dağıtıma tabi tutulduğu ortaya çıktı. Girdi olarak dioksinli sanayi yağları kullanılan yemlerin uzun bir süredir dolaşımda olduğu, bu konuda sektör içindeki analizlerde geçen yılın mart ayında ilk sinyallerin alındığı bildirildi. Yetkili mercilere bildirilmeyen “işletme içi analiz sonuçlarında”, skandalın merkezindeki şirketin ürünlerinde Ürünler piyasaya sürülemeyecek Dioksinli hayvan yemleri kullanılan işletmelerden 4 bin 700’ünün kapatıldığı açıklanan Federal Almanya’da, en büyük darbeyi Aşağı Saksonya eyaletindeki üreticilerin aldığı kaydedildi. Bu eyalette özellikle domuz besi çiftliklerinde dioksinli yemler kullanıldığı belirtildi. Kapatılan işletmelerin, ürünlerini ikinci bir duyuruya kadar piyasaya süremeyecekleri hatırlatıldı. Almanya Alman Köy lüler Birliği (DBV), bir açıklama yayımlayarak, zehirli yem üretiminde payı olanların uğranan zararı karşılamaları gerektiğini bildirdi. Federal Tarım Bakanı Ilse Aigner de AB yetkilileriyle bağlantı kurdu ve bu alanda artık Avrupa çapında geçerli ortak bir düzenlemeye gidilmesi gerektiğini söyledi. Almanya Tarım Bakanı dün söz konusu hayvanlarla bağlantılı olarak insanlarda sağlık sorunu görüldüğüne dair ellerine bir bilgi gelmediğini söyledi. Dioksin, insanlarda aralarında kanserin de bulunduğu kimi hastalıkların gelişimi ile bağlantılı kabul ediliyor. ‘Demokrasi’ ‘hukuk devleti’ olmadığında “Demokrasi”“diktatörlüğe” açılan uçlar arasında değişen farklılıklar göstermelerine rağmen, bu “hibrit” grup ülkelerinin ne var ki birleştirici çok temel, ortak bir özelliği vardı: O da hepsinin istisnasız hepsinin “hukuk devletinden” yoksun olmasıydı… “Demokrasiler” ve “kusurlu demokrasilerle”, tu kaka edilen “hibrit rejimler” ve “otoriter rejimler” arasındaki tayin edici sınır buydu… “Hukuk devleti”ni bir ekvator gibi düşünün… “Hukuk devleti” / “hukuk devletinden” nasiplenen ülkeler; ekvatorun üstündeki “demokrasiler” ve “kusurlu demokrasiler” oluyor… Bu kavramı ihlal eden ülkeler, ekvator altında kalıyor… Biz; “ekvator altına” gömülen ülkeler arasındayız... Niye? Çünkü “demokrasiye geçiş” tarihi bellenen 1946’dan beri, “hukuk devletini” yerleştirememiş, içselleştirememişiz… Söz konusu kavramı bir ölçüde benimsemiş olsaydık, bugün Türkiye’nin üzerine kâbus gibi çöken “on yıllık tutukluluk kararı” diye bir utanç kaynağımız olmazdı… Sorumluluk ister Yargıtay, ister hükümet; ister muhalefeti, basınıyla... Kimde olursa olsun… “Hukuk devleti” normlarını kendisine pusula seçen bir ülkede böyle bir karar yüce Meclis önüne gelemez; “yasalaşma” aşamasına ulaşamazdı... Çünkü bu ölçüde insafsız bir hukuksuzluğu ortak insanlığın müktesebatına dönüşen bir tarihi görmezden gelmek pahasına “yasalaştırmak” düşünülemezdi… ARJANTİN LİDERİ Kirchner Türkiye’ye geliyor Dış Haberler Servisi Arjantin Devlet Başkanı Cristina Kirchner Ortadoğu gezisi kapsamında Kuveyt ve Katar’dan sonra 2021 Ocak’ta Türkiye’ye gelecek. Ziyaretle ilgili açıklama yapan Dışişleri Bakanı Hector Timerman özellikle Türkiye ile ilişkileri daha ileri düzeye götürmek istediklerini söyledi. İki ülkenin halihazırda bazı alanlarda işbirliği yaptığını hatırlatan Timerman, Birleşmiş Milletler’i yeniden yapılandırma ve şekillendirme çabaları ile 20 büyük ekonomiyi bir araya getiren G20’deki çalışmaları örnek gösterdi. Arap kökenli nüfusun kayda değer düzeyde olduğu Arjantin’in kadın Devlet Başkanı Katar ve Kuveyt’te de temaslarda bulunacak. Nüfusu 40 milyon kadar olan Arjantin’de çoğunluğu Osmanlı döneminde baskı hissettiği için Lübnan ve Suriye’den kaçanların kurduğu ve bugün sayısı 3 milyonu bulan bir Arap nüfusu da bulunuyor. Arjantin geçen günlerde Filistin devletini tanıyan Latin Amerika ülkeleri arasına katılmıştı. Tunus’ta avukatlar greve gitti İşsizliği protesto gösterilerinin ardından ülkedeki 8 bin avukatın neredeyse tamamı eylem yaptı ‘MÜCADELEYİ ANLATIYOR’ Assange’ın kitabı nisanda çıkacak Dış Haberler Servisi İngiltere’de şehir dışındaki bir malikânede ev hapsinde yaşayan Julian Assange İngiltere’deki yayıneviyle kitabının nisan ayında piyasaya sürülmesi hakkında anlaştı. Yayınevinden kitap anlaşmasıyla ilgili yapılan açıklamada, Assange’ın “devletsiz ve çığır açan” medya kuruluşu WikiLeaks hakkında eşsiz bir bilgiye sahip olduğu söyleniyor. Yayınevinin basın açıklamasında Assange’ın, “İnsanlarla devletleri yeni bir ilişki biçimi oluşturmaya zorlamak için küresel düzeyde verdiğimiz mücadeleyi anlatıyorum” sözleri de aktarılıyor. Dış Haberler Servisi Tunus’ta son günlerde artan işsizliği protesto eylemlerinin ardından binlerce avukat önceki gün greve gitti. Tunus Barolar Birliği Başkanı Abdürrazak Kilani, ülkedeki 8 bin avukatın yüzde 95’inin greve katıldığını duyurdu. Başkent Tunus’ta avukatlar adliyenin önünde toplanırken, polis geniş güvenlik önlemleri aldı ancak göstericilere müdahale etmedi. Ülke çapında grevler, gösteriler ve intihar girişimlerinin meydana geldiği, bir rapçi ve iki blog yazarının tutuklandığı da bildiriliyor. 26 yaşındaki bir üniversite öğrencisi geçen ay Sidi Buzid kentinde kendini ateşe vermiş, bunun ardından geçen hafta yapılan protesto gösterileri polis tarafından bastırılmıştı. Polisin satış izni olmadığı gerekçesiyle sattığı meyve ve sebzelere el koymasını protesto etmek amacıyla kendini ateşe veren genç Muhammed Buazizi, geçen salı günü hayatını kaybetti. Avukatlar yılbaşı öncesinde de Sidi Buzid’deki protesto eylemlerine destek gösterileri İşsizliği protesto eylemine, insan hakları davalarına bakan avukatlar da katıldı. (AFP) yapmışlar, polisin müdahale ettiği avukatlardan dövülenler olmuştu. Tu testo gösterilerinde rolü olduğu belirtili zayir’de bu hafta başkent Cezayir ve dinus’taki olayların hemen ardından Ceza yor. Cezayir’de ekonominin kötü gidişa ğer şehirlerde işsizliği, konut sorununu, şeyir’de de gösteriler patlak vermişti. Böl tı ve istihdam olanaklarının sınırlı olma ker ve petrole yapılan zamları protesto gösgede internet kullanımındaki artışın pro sı gençler arasında tepkiye yol açıyor. Ce terileri gerçekleştirildi. Sekiz yüz yıllık fark! Batı demokrasilerinin üzerinde yükseldiği “hukuk devleti” normlarının temel taşlarından olan “habeas corpus”, taa 800 yıl öncesinin “Magna Carta”sına gidiyor… “Özgür kimse.. yasal şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek, malmülkünden yoksun bırakılmayacak, kanun dışı ilan edilmeyecek, sürgün edilmeyecek, hangi şekilde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır” diyor İngiltere’de 1215 yılında ilan edilen “Magna Carta!” Sekiz asır önce ilan edilen “Büyük Özgürlük Şartı/Magna Carta”, insanlar “yasal şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak!” buyuruyor… Batı demokrasilerinde, “hukuk devletinin miladı/başlangıç noktası” kabul edilen bu ilkenin üzerine yüzyıllar içinde, sonra adım adım diğer tamamlayıcı unsurlar eklenmiş… “Güçler ayrımının” babası Montesquieu Aydınlanma çağı 18. yüzyıl ortasında çıkıp adı yeterince açıklayıcı olan “L’Esprit des Lois Kanunların Ruhu”nu yazmış… Ardından “devlet zorbalığı karşısında temel hak ve özgürlüklerin” mücadelesini veren 1789 Fransız İhtilali yaşanmış; “İnsan Hakları Beyannamesi” ilan edilmiş ve derken arka planı yüzyılların kazanımlarıyla doldurulan bir “temel özgürlükler insan hakları müktesebatı” oluşmuş… İşte bu upuzun ve her satırı büyük mücadelelerle kazanılmış “müktesebat” çerçevesinde; hapiste, hüküm giymeden “on yıl tutuklu kalmak” diye bir şey yok.. mümkün değil… Bu; Yargıtay’daki dosyaların çokluğu, yargının yavaşlığıyla filan “mazur gösterilebilecek”, “meşrulaştırılabilecek” bir konu değil. DNA’sında “hukuk devleti” olan herhangi bir ülkede, kabul edilebilir/akıl hafsala alan değerlendirmeler değil bunlar… Ne var ki “hukuk devleti” ile barışık değilseniz; tutukluluk süresini, keyfe keder, dilediğiniz kadar uzun tutabilirsiniz… Şematik olarak özetlediğim, “hukuk devleti” mücaledelesinin emekleme yıllarında; nitekim ki “demokrasinin beşiği” Batı ülkelerinde de yaşanan olaylar bunlar… Alexandre Dumas’nın “Monte Kristo Kontu” örneğin; baştan sona bunun, “imzasız bir ihbar mektubuyla” hakkında herhangi bir hüküm olmaksızın “14 yıl” zindana tıkılan bir karakterin serüvenini anlatıyor. Dumas’ya 19. yüzyılın ortasında ilham kaynağı olan öyküleri, bugün biz hayatın içinden örnekler olarak yaşıyoruz… “Hibrit rejim” “demokrasi” farkı bu işte sevgili okurlar. Yarın buradan.. kaldığım yerden devam edeceğim. [email protected] Müslümanlar, dayanışma için Noel’de, Hıristiyanların yanındaydı. (REUTERS) Müslümanlar canlı kalkan Dış Haberler Servisi Hıristiyan Kıptilere yönelik saldırıların arttığı Mısır’da Noel dün kutlanırken, Müslümanlar dayanışma amacıyla kiliselerin önünde zincir oluşturdular. Noel dolayısıyla ülke çapında sıkı güvenlik önlemleri alındı ve 70 bin polis görevlendirildi. Kiliseler bomba uzmanı ekipler tarafından yakın takibe alınırken, kiliselerin önüne araba park edilmesi yasaklandı. Müslümanlar da Noel ayini sırasında canlı kalkan oldular. Polis yetkilileri güneydeki Minya kentinde bir kilisenin içinde basit bir patlayıcı düzeneği bulunduğunu, ancak düzeneğin ateşleyicisi olmadığını duyurdular. Yılbaşında 21 kişinin ölümüne yol açan bombalı saldırının meydana geldiği İskenderiye kentindeki Azizler Kilisesi’ndeki ayine sıkı güvenlik önlemleri altında yüzlerce kişi katıldı. Ayinde bulunan Hıristiyanlar, acılarının çok büyük olduğunu, ancak Müslümanların verdiği destekten ötürü kendilerini daha güçlü hissettiklerini söylediler. Abbasiye Katedrali’nde Mısırlı Kıptilerin ruhani lideri Papa 3. Şenuda’nın yönettiği ayine Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in oğulları Ala ve Cemal Mübarek de katıldı. İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI 9 OCAK 2011 PAZAR Saat: 11.00 Ocak ayı aydınlanma kahvaltısında konuğumuz; değerli yazarımız, İSTANBUL CUMOK ÇAĞRILARI BUGÜN 8 OCAK 2011 Saat: 13.00 Kadıköy Belediyesi C.K.M’nin Cumhuriyet Gazetesi ile birlikte düzenlediği ACI KAYBIMIZ MİNE G. KIRIKKANAT Türkiye’de kadın ve çocuk hakları, Şiddet Yeni silah yasası, Alevilerin örgütlenmesi ve hakları, Merak ettikleriniz, soru ve cevaplarla ilk kez Cumhuriyet Okurları ile buluşuyor. Yazarımız söyleşi sonunda kitaplarını imzalayacaktır. Yer: ADEN OTELİ – KADIKÖY RIHTIM İletişimYer ayırma: 0533 438 50 22 0537 871 82 34 0532 275 21 42 Lütfen yerinizi ayırtınız. A.Büfe kahvaltı ederi: 20.TL. • • • • • MUSTAFA BALBAY “MESLEKTE 30. YILA SAYGI” etkinliğinde yazarlarımızla buluşuyoruz. Caddebostan Kültür Merkezi büyük salonda yapılacak söyleşi sonrası yazarlarımız Mustafa Balbay’ın Silivri’de yazdığı ilk kitabı YARIN 9 OCAK 2011 Türkiye Cumhuriyeti’nin, İlk kadın siyaset bilimcisi, İlk kadın senatörlerinden, İlk kadın gazetecilerinden, Siyasal Bilgiler F. İlk kadın asistanı, İlk kadın doçenti ve ilk kadın profesörü, İlk kadın kürsü kurucusu, “HOCALARIN HOCASI” Haluk İŞÖZEN’i kaybettik... Oda Yönetim Kurulu ve Danışma Kurulu Eski Üyesi, Şubemiz Yönetim Kurulu Eski Sekreter Üyesi Haluk İŞÖZEN’i kaybettik. Cenazesi 8 Ocak 2011 Cumartesi günü Eyüp Sultan Camii’nde İkindi namazı sonrası Eyüp Mezarlığı’na defnedilecektir. Ailesinin, yakınlarının, dostlarımızın, arkadaşlarımızın ve meslektaşlarımızın başı sağolsun. BALBAY CUMHURİYET’TİR. 17 OCAK’TA SİLİVRİDEYİZ. NERMİN ABADAN UNAT 9 Ocak 2011 Pazar Saat 11.30’da Aden Otel’de “Hayatını Seçen Kadın” isimli kitabını imzalayacaktır. www.cumok.org www.cumok.org TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle