18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2011 PAZAR 8 İstanbul Y Edirne PB Kocaeli Y Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli Y Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara K 5 2 5 6 8 6 4 3 6 6 6 6 2 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars K K K Y Y Y Y Y Y Y K K K 1 2 0 13 15 15 10 12 7 10 2 3 1 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra Y AmsterdamB Brüksel B Paris PB Bonn PB Münih PB Berlin PB Budapeşte B Madrid Y Viyana B 4 3 1 5 3 3 2 3 0 1 1 3 3 Belgrad B 2 Sofya B 1 Roma Y 12 Atina Y 9 Zürih B 1 Moskova K 2 Aşkabat Y 8 Taşkent B 7 Baku Y 8 Bişkek B 2 Tiflis Y 6 Kahire PB 20 Şam Y 12 Ülkemiz geneli çok bulutlu, Kıyı Ege ile Edirne, Tekirdağ, Çanakkale ve Antalya çevreleri dışında tüm ülke yağışlı geçecek. Yağışlar Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bilecik, Mardin, Diyarbakır, Batman, Hakkâri, Bitlis, Van ve Bingöl çevreleri kuvvetli olmak üzere, Marmara’nın güneydoğusu, İç Ege, Göller yöresi, İç Anadolu, batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolu çevreleri karla karışık yağmur ve kar, diğer yerlerde yağmur ve sağanak şeklinde olacak. Hava sıcaklığı kuzey ve iç kesimlerde 24 derece azalacak. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 30 Ocak GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK DİSK, ‘Acil demokrasi, kaybedecek vakit yok’ kampanyasıyla AKP’ye tepki yağdırdı GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY İkinci müjdeye gelince, iktidar da tabii iktidara geldiklerinde muhalefet partileri de yoksul aileleri rahatlatacak içerik açısından ortak vaatte bulunuyorlar. CHP diyor ki yoksullara; partiyi iktidara taşıyın. Kaynağı cebimde. Aile sigortası sistemi kuracak, her aileye her ay 600, yerine göre 700800 TL maaş bağlayacağım! MHP diyor ki yoksullara; iktidara gelirsem kadınlara ayda 320 TL maaş benden! AKP’nin böylesi vaatleri dillendirmesine gerek yok! Kışın kömür, yaz başlarında yiyecek, yeri geldiğinde elden para zaten dağıtıyor. Toplumsal bir konuda anlaştılar mı partiler; anlaştılar! Gerçekleşir mi gerçekleşmez mi bilemem ama, müjdeli haberlerle birey ve ulus olarak çok ama çook rahatladık! Hele RTE’nin Erzurum’da kısıtlı sayıda öğrenci konseyi temsilcilerine; “Ben İstanbul’da çok farklı bir lüks içinde yaşayabilirdim” diye başlayan açıklamalarını izleyince.. itiraf etmeliyim, böylesi halkıyla bütünleşmiş bir Başbakanımız olduğu için büyük keyif duydum. Bakın neden: Başbakan lüks yaşantısı olmadığının kanıtlarını sıralıyor. “Ama İstanbul’un varoşlarında yaşayanların nasıl yaşadığını biliyor muyuz” diye soruyor. Gidip orada bir evde, bir Roman’la bir Kürt, Boşnak kardeşinin evinde yemek yediğini, sohbet ettiğini söylüyor. Kasımpaşa’daki sokak arasındaki küçük basit evden İstanbul’un gözde bir semtindeki lüks villaya geçen, bir iki saatliğine de olsa kent varoşlarına giden bir Başbakan’ı Türkiye dışında dünyanın hangi gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkesinde bulabilirsiniz? Kuşkum yok; dünün yoksulu bugünün zengini Başbakan’ı varoşlarda karşılarında, evlerinde gören işsizler iş bulmuş gibi seviniyor. Açlık sınırında dolaşanlar, birden aksırıncaya tıksırıncaya kadar yemiş içmiş gibi hissediyorlar. Sandık günü helal oylar RTE’ye! Halk mutlu mu mutlu! Geriye ne kaldı? Başkanlık sistemi ile iki partili rejimi nasıl getireceğimize çözüm yolları aramak! Elhak Başbakanımız o konuda da “düşünüyor”. Başkanlık sistemi ile birlikte iki partili parlamentoyu “faydalı buluyor”. Sonra?... RTE’nin önerileri ha oldu ha olacakmış gibi; iki partili sistemin sosyal ve siyasal koşullar yaratacağını, iki partinin askerlerin özlemi olduğunu, RTE’nin hem Cumhurbaşkanı, hem başbakan, hem de parti lideri olmayı amaçladığını öne süren anayasa profesörleri mi istersiniz, her partiden karşı sert açıklamalar mı birbirini kovalıyor. Öyle bir Başbakanımız var ki.. kadrini değerini bilelim. Hakkını yemeyelim. Birden tek cümlelik bir öneri atıyor ortaya. Önerileri üzerinde, ister başkanlık, ister iki partili Meclis konularında toplumun bütün değerlerini kafa yormaya zorluyor. Nasıl Başbakan ama? Başkanlık sistemi ile iki partili Meclis’i nasıl gerçekleştireceğini soran, gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini araştıran yok ortalıkta. Türkiye demokrasiye 1946’dan itibaren Meclis’te iki partiyle açıldı: CHP ve DP! İki partili Meclis, 1950’den 1960’a kadar işledi. RTE’nin hasretini çektiği iki partili Meclis’te DP çoğunluğunun evet dediği yasalar kolaylıkla çıkarılabiliyordu ama.. demokrasiye kilit vuran, halkı ve basını baskı altına alan, yazarları hapishanelere kapatacak yasalar da, uygulamalar da iki partili Meclis’in marifetiydi. Seçim sistemi ne zaman ki nispi usule dönüştü.. iki partili Meclis’in de sonu geldi. Üstelik nispi seçim sistemi 1964’ten beri bir partinin tek başına iktidara gelmesine de engel olmadı. Ha belki de RTE’nin kafasında gizlediği bir yöntem, bir senaryo var; ama şimdilik açıklamak istemiyor olabilir. Örneğin iki partili sistemle Meclis’i dikensiz gül bahçesine dönüştürmek istiyorsa. …seçim sisteminde ufacık bir değişiklikle amacına ulaşmayı düşünebilir. Seçimlerde, 1950’den 60’a kadar DP’yi tek başına iktidarda tutan, iki partili Meclis’in oluşmasını sağlayan seçim sistemini… …bir fazla oy alan partinin her ilde seçimi kazanmasını sağlayan çoğunluk sistemini uygulayabilir. İşte o zaman; bugün düşsel görünen yüzde 5060 oy, AKP’nin cebinde! Olmaz olmaz demeyelim. Sekiz yılda olmaz, olamaz dediklerimiz gerçekleşmedi mi? ‘Haklarımız gasp edildi’ İstanbul Haber Servisi DİSK yük bir kaynağı da bu yasaya tışmalara da değinen Çelebi, Genel Başkanı Süleyman Çelebi, monte edilecek. İş müfettişleri ye “Başından beri gündemlerinde yargının, sendikal hareketin, emek rine hükümetin tayin ettiği me kıdem tazminatının kaldırılçilerin dört bir yandan kuşatıldığı murlar gelecek” sözleri ile eleş ması, aşağı çekilmesi veya fona nı belirterek “Bu iktidar ne zaman tirdi. Çelebi, Birleşik Metalİş Sen devredilmesi var. Sermaye daistihdam dese, ne zaman çalı dikası’nn esnek çalışma saatlerine yatıyor, iktidar da sonuna kaşanlarla ilgili reform yapsa hep karşı 15 bin emekçi ile 30 işyerin dar uyguluyor.” bizim haklarımızı gasp et‘Yarın geç kalırız’ ti” dedi. DİSK, “Acil deÇelebi, gençlik hareketine mokrasi, kaybedecek vakit Çelebi, emekçi harekete yönelik yönelik baskıları ve saldırıyok” kampanyası çerçevesaldırıların pervasızlaştığı bir süreç ları eleştirerek, “Gençlik sinde dün Mecidiyeköy Külyaşandığını vurguladı. Torba yasa sokağa inse hemen cop, tür Merkezi’nde İstanbul tasarısını da eleştiren Çelebi, su, gaz bombası... GençliTemsilciler Kurulu’nu top“Torba çuval oldu” dedi. ğin ayağa kalkmasını isteladı. Çelebi, artık emekçi hamiyorlar” dedi. Tunus, Mırekete yönelik saldırıların sır, Yemen, Cezayir’deki azgınlaştığı, pervasızlaştığı bir sürecin yaşandığını vurguladı. de greve hazırlandığını açıkladı. dikta rejimine, işsizliğe, yoksulluğa karşı halkın her şeyi göze alaÇelebi, torba yasayı “Torba artık rak meydan okumaya başladığıçuval oldu. Yasa Meclis’ten ge ‘Yandaşları büyüyor’ çerse esnek çalışmanın en kötü Başbakan’ın sık sık büyüyen nı belirten Çelebi, “Niye ayakkoşulları dayatılacak. Stajyer ekonomiden bahsettiğini ifade landılar çünkü çarık ayağı sıkuygulamanın yaygınlaştırılması eden Çelebi, sadece “kalbur üs tı. Gençlerimiz, çocuklarımız aslında çocuk işçiliğin yaygın tü yandaşların” ve sermayenin ve bizler eğer bugün meydan okumazsak yarın çok geç kalılaştırılması anlamına geliyor. büyüdüğünü söyledi. İşsizlik Sigortası Fonu’nun büKıdem tazminatı ile ilgili tar rız” uyarısında bulundu. Çelebi’nin cep telefonuna polis el koyuyor. Telefon gece açılıyor, içine kendisine ait olmayan telefon kayıtları yükleniyor ve kapatılıyor. O kayıtlar Çelebi’nin Hizbut Tahrir adlı örgüte Ergenekon adına “sızma” girişimlerinin kanıtlarından biri olarak iddianamenin eklerine konuyor. Çelebi sorgusu sırasında da tüm suçlamaları tek tek bilgisayar sunumlarıyla çürüttü. İkisini aktarmak isterim: Çelebi’nin gözaltına alınmadan önceki 23 Nisan’da İstanbul’a gelip bir okulda örgüt adına törene katıldığı iddia edilmişti. O gün Ankara’da olduğunu resmi kayıt ve yazılarla kanıtladı. Çelebi’nin Harp Okulu öğrencilerini yine örgüt adına fişlediği iddia edilmişti. Oysa okuldan aldığı resmi yazılarla gösterdi ki, eğitim programında sorumlu seçilen öğrenci, alanı içindeki arkadaşları hakkında her şeyi bilmek zorunda. Eğitim programının bir parçası. ZULÜMHANE’de söz ettim; Çelebi’nin annesi gardiyan. Annesi göreve giderken küçük Mehmet Ali’yi de götürürmüş. Mehmet Ali çocukluğunu mahpuslarla volta atarak geçirmiş. Kaderin cilvesine bakın ki, genç Mehmet Ali de yaşamının en güzel çağlarını yine hapishanede volta atarak geçiriyor. Hukuk biliminde “delil hukuku” adı altında ayrı bir alan var. Özellikle ceza davalarının en önemli halkasını bu oluşturuyor. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 170. maddesi bir iddianamenin olmazsa olmaz iki koşulunu şöyle sıralıyor: Suçdelil bağlantısı. Suç tarihi. Eğer bu iki konu net değilse, iddianame baştan sakatlanmış demektir. Ergenekon iddianamelerinde bu iki konunun da göz ardı edildiği ortada. Kamuoyu bu tür haberlere ne yazık ki “alıştı”. Çoğunlukla haber değeri bile taşımıyor. Çelebi’nin cep telefonu açıldığı ve sinyal verdiği için poliste yapılan yükleme ortaya çıkarılabildi. Bilgisayarda bunu kanıtlamak olanaksız. Çünkü bilgisayara yapılan yüklemede başka bir merkezle bağlantı söz konusu değil. Açıyorsunuz, ne yüklemek isterseniz yüklüyorsunuz. Bu işlemi yaptığınız tarihle bile istediğiniz gibi oynayabiliyorsunuz. İşte bunun önüne geçebilmek; yargılayanlar açısından vurgulamak gerekirse, sanıkların, “Poliste bilgisayarıma yükleme yapılmış” iddialarını boşa çıkarabilmek için bilgisayara el konulduğu anda “mühürlenmesi” gerekiyor. Bilgisayarın mühürlenmesi, el konulduğu anda içinde bulunan tüm verilerin toplam miktarını gösteren “hash değeri” olarak adlandırılan işlemin yapılmasıyla oluyor. O değer alındığı andan sonra bilgisayarı açıp bir nokta dahi konsa uzun sayılardan oluşan dizin bozuluyor. Yasa son derece açık. CMK 134. maddede sözünü ettiğimiz, “imaj alınması” olarak adlandırılan işlemden geçmemiş bilgisayar verilerinin “delil değeri taşımayacağı” belirtiliyor. Benim durumum yukarıda anlattığım örneğe uygun düşüyor. Gazetedeki bilgisayarlarıma el konduğu anda “imajı” alınmadı. Bu bilgisayarlar 1.7.2008 günü alınıp İstanbul’a götürüldü. Aylar sonra iddianame delil klasörleri bize verildiğinde gördük ki; bilgisayarların imajı 7.7.2008’de saat 04.16’da alınmış. Oysa o bilgisayar “verilerinden” bana 5.7.2008’de savcılıkça soru soruldu. Biz de dava sürecinde gördük ki; Ergenekon soruşturması “bitirilmek” üzere açılmamış. Sadece ucu değil, her tarafı açık. Bu usulsüzlükleri yapanlar hakkında ciddi bir işlem yapıldığını duymadık. Bu anlamda “Bırakın hukuki süreç işlesin”, “Yargılama sonunda her şey açığa çıkar” söylemleri de ne yazık ki gerçekçi değil. Hukuk yok ki, süreç işlesin... Gerçek bir yargılama yapılmıyor ki, her şey açığa çıksın. Herkesi bir kez daha Ergenekon’daki “insan kıyımına” duyarlı olmaya çağırıyorum. [email protected] Çelebi, dün Mecidiyeköy Kültür Merkezi’nde DİSK Temsilciler Kurulu’na hitap etti. Demirtaş, KCK davasındaki duruşmalara katılım olmayacağını söyledi ‘Sandalyeleri yargılasınlar’ BATMAN (Cumhuriyet) Batman’da sivil toplum örgütleri temsilcileriyle bir araya gelen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, KCK’de yargılanan Kürt siyasetçilerinin artık duruşmalara katılmayacaklarını belirterek, “Kürtçe bilinmeyen bir dil ise boş sandalyeleri yargılasınlar” dedi. BDP İl Örgütü’nün düzenlediği dayanışma yemeğinde konuşan Demirtaş, Başbakan’ın Batman ziyareti ve KCK davasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Halk tarafından seçilen kişiler tutukluyken 180 insanı katledenlerin serbest bırakıldığını ve böyle bir dönemde Başbakan’ın Batman’ı ziyaret ettiğini anlatan Demirtaş, “Tutuklu olan belediye başkanını suçluyor, ‘halkın iradesi suç işledi’ diyor. Bunları Batman’ın meydanında söylüyor. Demokratik bir ülkenin başbakanından beklenen, bir ilin belediye başkanının tutuklanmasından üzüntü duyduğunu söylemesiydi. Oysa, Başbakan da yıllar önce Siirt’te söylediği bir şiirden ötürü cezaevinde kalmıştı. Demek ki, Başbakan o cezayı boşuna çekmiş, cezaevinde bir şey öğrenememiş. Mazlumları anlamak yerine zalimlerin rolünü oynuyor” diye konuştu. Taksim’de ‘AKP’ye içiyoruz’ AKP’ye içiyoruz” adıyla sosyal paylaşım siteleri üzerinden örgütlenen çok sayıda yurttaş, Taksim Tünel’den Taksim Meydanı’na içki yasaklarını protesto ederek yürüyüş düzenledi. Ellerinde biralarla yürüyen grup, uygulanmak istenilen yeni alkol yönetmeliğini protesto etti. Tünel Meydanı’nda toplanan grup, “AKP için içiyoruz”, “Tayyip şaşırma alkolüme karışma” sloganları attı. Yürüyüşe çevredeki yurttaşlar da destek olunca grup, Taksim Meydanı’na vardığında yaklaşık 200 kişiye ulaştı. Yapılan açıklamada, eyleme katılan kimsenin “alkolik olmadığı” belirtilerek “Olması gereken, insanı alkolik yapan zeminin ortadan kaldırılmasıdır. Yani işsizlik, eğitim, toplumsal bilinç gibi” denildi. Açıklama şöyle devam etti: “Anlamadığımız nokta küçük yaşta evlendirilen, okula yollanmayan genç kızların korunması, üniversite mezunu gençlerin sorunları çözülmesi gerekirken, AKP ayrımcılık yaratacak uygulamalara imza atmaktadır.” (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) ‘AKP’nin politikası ikiyüzlü’ Başbakan’ın Batman halkını tahrik ve provoke ettiğini belirten Demirtaş, Başbakan’ın hedefinin bir daha tek başına iktidara gelip sultanlık ve padişahlık kurmak olduğunu savundu. Demirtaş, aralarında belediye başkanlarının da bulunduğu Kürt siyasetçilerinin KCK davasında bundan sonra duruşmalara katılmayacağını vurguladı. ÖDP 15. yaşını kutluyor ÖZERK ÜNİVERSİTE SAVAŞÇISI RAŞİD GANNUŞİ TUNUS’A DÖNÜYOR Kan davası durakta yakaladı İstanbul Haber Servisi İstanbul’da Fatih’te otobüs durağında bekleyen İrfan İnan’a 2 kişi silahla ateş ederek kaçtı. Kafasına isabet eden 4 kurşunla ağır yaralanan İnan, tüm müdahalelere karşın yaşamını yitirdi. Şüpheli D.İ. ve S.İ. kardeşler, olay yerinden kaçmaya çalışırken güvenlik timlerince yakalandı. Olayın akraba iki aile arasında çıkan kan davası sonucu yaşandığı ileri sürüldü. Tunaya unutulmadı İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin (SBF) kurucu dekanı, hukuk devleti, kişi hak ve özgürlükleri ve özerkdemokratik üniversite savunucusu Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, ölümünün 20. yılında anıldı. İstanbul SBF Mezunlar Derneği tarafından Tarık Zafer Tunaya ve eşi Melahat Tunaya’nın Aşiyan’daki mezarları başında gerçekleştirilen anma törenine İstanbul SBF Mezunlar Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri, Tunaya’nın öğrencileri, dostları ve yakınları katıldı. 20 yıllık sürgün bitti Dış Haberleri Servisi Yıllardır sürgünde olan EnNahda hareketi lideri Raşid Gannuşi, bugün ülkesi Tunus’a dönüyor. Nahda parti sözcüsü Hammadi Cibali, Paris’te yayımladığı bildiride, Gannuşi’nin 20 yıl sürgünün ardından bugün 12.30’da Tunus’a geri döneceğini belirtti. Cibali, Londra’da sürgün hayatı yaşayan Gannuşi’nin Tunus’ta yeni yönetimde yer almak için ülkesine geri dönmediğini, sadece sıradan bir yurttaş gibi faaliyetlerini yürütmek istediğini söyledi. Cibali, Gannuşi için büyük bir karşılama yapacaklarını, sokaklarda herhangi bir gösteri planlamadıklarını belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ÖDP, kuruluşunun 15. yılını kutladı. Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’ndeki kutlamaya yurdun dört bir yanından ÖDP’liler “İnsanca Yaşam, İnsanca Düzen için” sloganıyla katıldı. Etkinlikte Yeni Türkü, Sabahat Akkiraz, Ali Asker, Sevinç Eratalay, Gökhan Birden, Metin Kemal Kahraman, Bandista, Hasan Tatar, konser verdi. İZMİR (AA) Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin girişinde toplanan İzmir’deki spor kulüplerinin taraftarları, flamalar ve pankartlarla slogan atarak bir süre yürüdü. Taraftarlar adına basın açıklamasını okuyan Suphi Toprak, Türkiye’de tribünlerin kamerayla kontrol altına alındığını, uygulamanın tribünleri hapishaneye çevirme girişimi olduğunu söyledi. İzmirli taraftardan AKP’ye tepki ‘Özlüyoruz’ Törende yapılan konuşmalarda ünlü anayasa hukukçusu Tarik Zafer Tunaya’nın bilimsel çalışmaları ve yaşamından kesitler anlatılarak, Tunaya’ya duyulan özlem dile getirildi. ‘AKP’ye yakınız’ Gannuşi, bir röportajında “Ben Humeyni değilim. Türkiye’deki AKP’ye çok yakınız” demiş, “Ilımlı, modern İslam yanlısıyız” ifadesini kullanmıştı. Haber Merkezi Sayısal Loto’nun bu haftaki çekilişinde numaralar 6, 12, 29, 42, 46 ve 49 olarak belirlendi. 6 bilen bir kişi, 1 milyon 453 bin 629 lira 85 kuruş kazandı. 5 bilenler 2 bin 442’şer, 4 bilenler 26’şar, 3 bilenler 4’er lira kazandı. KOCAELİ (AA) İzmit ilçesindeki Kadıköy ve 42 Evler mahallelerindeki camiler ile Yahya Kaptan Mahallesi’ndeki mescitte çıkan yangınların ardından polis, M.N.B’yi gözaltına aldı. Zanlının üzerinden yaktığı ve yakmayı düşündüğü camilerin listesinin çıktığı öğrenildi. C MY B C MY B Sayısal 1.5 milyon TL kazandırdı Cami kundakçısı yakalandı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle