18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 OCAK 2011 PAZAR KÜLTÜR CUMHURİYET SAYFA [email protected] 19 Karikatürle fıkra Ali Ulvi Ersoy ölümünün 13. yılında dostları ve yakınları tarafından anıldı Kültür Servisi 1998 yılında kaybettiğimiz gazetemiz çizerlerinden Ali Ulvi Ersoy dün Karikatürcüler Derneği’nin Yerebatan Sarnıcı’ndaki galerisinde dostları ve yakınları tarafından anıldı. Aralarında Ali Ulvi’nin eşi Alev Ersoy, gazetemiz imtiyaz sahibi Orhan Erinç, çizerleri Musa Kart ve Kamil Masaracı’nın yanı sıra Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker, Tonguç Yaşar, Meral Simer, Erdoğan Bozok, Erdoğan Başol, Orhan Doğu, Yurdagün Göker’in de bulunduğu anmada, Kadıköy Belediyesi’nce Ali Ulvi için de bir “karikatürlü ev” yapılacağı açıklandı. Peker, her zaman çizgileriyle ve yaşam tarzıyla örnek olmuş bir sanatçı olan Ali Ulvi’nin orijinal çizimlerinden oluşan serginin de 12 Şubat’a kadar açık kalacağını duyurdu. Erinç ise, Demokrat Parti’nin son döneminde Ali Ulvi’nin belirterek “Bugün yaşasaydı başkanlık sistemine övgü düzen insanların düştüğü trajikomik durumu çizerdi” dedi. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün Anadolu yakasında iki katlı ahşap bir evi restore ettirerek Ali Ulvi için bir karikatür evi yapılmasına önayak olacağını duyuran Masaracı, “Siyasal karikatürün en önde gelen isimlerindendi. Sadece iç politika değil dış politikanın da izlerini çizimlerinde bulmak mümkündü” dedi. Yurdagün Göker ise Ali Ulvi’nin her zaman arayış içinde olan bir karikatürist olduğunu ve mizahta dozajı arttırarak çizdiğini belirtti: “Politik karikatürün önde gelen çizerlerindendi. Türkiye’de karikatürle fıkra yazan adamdı Ulvi. Onun çizimlerinin derinindeki felsefeyi anlamak için vakit harcamak gerekirdi. ” ESİNTİLER ZEYNEP ORAL yazan adam Şampiyonluk Çeşitlemeleri... Hafta içinde çeşitli gazetelerde, Anadolu Ajansı’ndan yansıyan bir haber vardı: Türkiye’nin şampiyonluğuyla ilgili bir haber. Durun! Hemen sevinmeyin! Bu şampiyonluk bilim alanında değil, sanat alanında değil, spor alanında değil, tıp, hukuk, ekonomi alanlarında değil… Bu şampiyonluk Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM’de) kazandığımız bir şampiyonluk! 2010 yılına ilişkin sonuçlar açıklandığında, Türkiye’nin, 2010 yılında AİHM’de en çok mahkumiyet alan ülke olduğu belirlendi. Türkiye, 278 davada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin en az bir maddesini ihlal etmiş… Bizden sonra sırada Rusya (217 dava), sonra Romanya (143 dava) var... AB ülkeleri arasında ise birincilik İtalya’da (98 dava). Nasıl ama! Bu şampiyonlukta, AB şampiyonunu açık arayla geride bırakmışız. Türkiye’nin mahkumiyeti 278 İtalya’nın mahkumiyeti sadece 98!!! Şampiyonluk deyince… Geçen cumartesi, PEN Yazarlar Derneği’nin genel kurul toplantısından çıktığımda, kendimi İstiklal Caddesi’nde tam da o ıslıklı protesto yürüyüşünün ortasında buldum! Muhteşemdi! Galatasaray Fenerbahçe Beşiktaş taraftarları bir arada tek vücut olmuş! O anda bana kuş cıvıltısı ya da pastoral bir senfoni gibi gelen ıslık sesleriyle bütünleşince harikulade bir manzara oluşturuyordu. İyi ki Arena’da Başbakan’ı ıslıklayan protestocuların tek tek saptanıp haklarında soruşturma açılmasından vazgeçildi. Binlerce insan için iddianameyi hazırlamak bile bir ömre sığamazdı. O işin tek çıkar yolu vardı: ÜLKEDE ISLIK ÇALMAYI YASAKLAMAK! Böylece bir şampiyonluk daha elde edebilirdik! Ağızdan çıkanı kulakların duymadığı “şaheserler” yarışında, tümceler hızla kirleniyordu… Birinciliği Başbakan’ın “Tıksırıncıya kadar içiyorlar”ına veriyorduk ki, sözünü geri alması üzerine vazgeçtik. Birinciliği Bülent Arınç’ın “Hayat seks ve içkiden ibaret değildir”i aldı ve şampiyon oldu… Hitler’in Propaganda Bakanı Goebbels “Bir yalanı ne kadar çok tekrarlarsanız, halk o yalana o kadar çok ve o kadar çabuk inanır” diyordu. Ne yapılmak istendiğinin farkında mısınız? Şimdi de içkiye “seks” iliştirildi, eklendi, yamandı. Seksle içki, içkiyle ahlaksızlık bütünlendi… Hani bir zamanlar “komünist” söylencesi vardı… Koca eve geldiğinde kapıda başka kasket görürse çeker gidermiş… Hani malum, komünistlerde eşler bile paylaşılırmış ya(!)… Ya da “mum söndü” iftirası… Olmayanı var gibi göstermek; tekrarlamak, tekrarlamak; bilinçaltına çağrışımlarla yerleştirmek… Ağızdan çıkanlar kirliydi, şampiyonluk “Hayat seks ve içkiden ibaret değildir”e verildi. Çünkü ayrımcılığı biraz daha tırmandırıyordu. Örtünen, namuslu kadın başı açık, ahlaksız kadın… Müslümanlar laikler… Liberaller Atatürkçüler… Benim bir türlü anlayamadığım bu yanlış karşıtlıklara, bu kasıtlı ayırımcılığa bir yenisi eklendi: “Hayat seks ve içkiden ibaret değildir” diyenler ve “Hayat seks ve içkiden ibarettir” diyenler… Sanki böyle bir şey diyen ya da savunan varmış gibi… Tekrarlayın, tekrarlayın, tıksırıncaya kadar tekrarlayın, bakarsınız halkımız ona da inanır! Sevgili Özdemir Asaf’ı yitireli 30 yıl oldu. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum. “Yaşamak değil, / beni bu telaş öldürecek” diyen, “Yalnızlık paylaşılmaz / Paylaşılsa yalnızlık olmaz” diyen, “Sustuğunu bilen olgundur, bildiğini susan değil” diyen, “Beni öyle bir yalana inandır ki, / Ömrünce sürsün doğruluğu” diyen, “Benim söylemek için çırpındığım gecelerde,/ Siz yoktunuz” diyen, “Öyle bir kelime söylesem ki deyorum, / Dışarıda bir başkası kalmasa” diyen, “Her seven / Sevilenin boy aynasıdır / Sevmek / Sevilenin o aynaya bakmasıdır” diyen Özdemir Asaf… Sevgili şairi ben de bugün, şu birkaç dize ve Ergenekon iddianamesine de girmiş olan “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu. / Birinciliği beyaza verdiler” şiiriyle anmış oldum. [email protected] www.zeyneporal.com Anmaya Ali Ulvi’nin eşi Alev Ersoy, gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç’in yanı sıra, Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker, Tonguç Yaşar, Musa Kart, Kamil Masaracı, Erdoğan Başol, Yurdagün Göker’in de bulunduğu pek çok çizer katıldı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) “Uçtu Uçtu” karikatürü nedeniyle Cumhuriyet gazetesinin kapatıldığını anımsatarak hem karikatür sanatına hem de basın mesleğine çok büyük katkıları olduğunu belirtti. Sanatçı ile uzun yıllar birlikte çalı şan Tonguç Yaşar, Ali Ulvi’nin çok zeki ve entelektüel biri olduğunu ve sosyal, siyasi konulardaki karikatürleriyle tanındığını söyledi. Kart ise onun bütün iyi karikatüristler gibi iyi bir filozof olduğunu Rakı tarihinin izini süren Rakı Ansiklopedisi Yeni Rakı ve Overteam Yayınları işbirliği ile hazırlandı Rakı kültürünün A, B, C’si Yaşayan rakı kültürünü bütün yönleriyle ele alan ansiklopedi, öncelikle rakı tarihine ilişkin bilgileri tazeliyor, genişletiyor; bugüne kadar genellikle 17. yüzyıldan bu yana işlenen rakı tarihini 16. yüzyılın başlarına kadar götürüyor. Kültür Servisi Yeni Rakı, rakı kültürünü geliştirme amacıyla üstlendiği projelerden birini daha hayata geçirdi. Yeni Rakı ve Overteam Yayınları işbirliği ile hazırlanan, Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan “Rakı Ansiklopedisi”, okuyucuyla buluştu. İlk baskısı 3000 adet basılan Rakı Ansiklopedisi, hem Türkiye’de hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kitapçılardaki yerini aldı. 500 yılın üzerindeki tarihsel kesitte rakı kültürünün izinin sürüldüğü Rakı Ansiklopedisi’nde, edebiyattan müziğe, gastronomiden folklora, popüler kültüre kadar birçok farklı alandan derlenmiş 1755 madde, bazıları daha önce hiç gün ışığına çıkmamış 1000’i aşkın görselle birlikte sunuluyor. Erdir Zat’ın yayın yönetmenliğini üstlendiği; Çağatay Anadol, Fügen Basmacı, Çiçekten Becel, Murat Belge, Raşit Çavaş, Necdet Sakaoğlu, Ahmet Örs ve Vefa Zat’ın danışma kurulunu oluşturduğu, 55 yazarın da katkıda bulunduğu “Rakı Ansiklopedisi”, rakı kültürünün hem yurtiçinde hem de yurtdışında tanıtılması adına önem taşıyor. Yaşayan rakı kültürünün bütün yönleriyle kavranmasını sağlayacak bilgiler ışığında sistematik bir başvuru kaynağı oluşturmak amacıyla hazırlanan ansiklopedi, öncelikle rakı tarihine ilişkin bilgileri tazeliyor, genişletiyor; bugüne kadar genellikle 17. yüzyıldan bu yana işlenen rakı tarihini 16. yüzyılın başlarına kadar götürüyor. Başka bir ifadeyle, yaşayan rakı kültürünün ayrılmaz parçası olan üç temel kavramı; rakı, meyhane ve çilingir sofrası, tarihin ışıRakı Ansiklo ğında mercek altına alıpedisi’nde ede nıyor. Tarih, edebiyat, biyattan müzi mizah, sanat, müzik, siğe, gastrononema, folklor, kent külmiden folklora türü, eğlence kültürü giuzanan 1755 bi alanlardan derlenen maddeye maddeler, rakı jargo1000’i aşkın nundan seçilmiş 600’ü görsel eşlik aşkın sözlük maddesiyediyor. le ve rakının çevresinde oluşturduğu toplumsal, kültürel olguları değerlendiren incelemelerle harmanlanıyor. Bu anlamda Rakı Ansiklopedisi’ni, “rakı” temasına odaklanan bir “popüler kültür tarihi ansiklopedisi” olarak değerlendirmek de mümkün. Yeni Rakı’nın “İstanbul Meyhaneleri ve Balık Lokantaları” kitabı ve “Rakı Ansiklopedisi” ile rakı külliyatını oluşturma amacıyla yaptığı projelerin son ayağını da, hazırlık çalışmaları süren ve rakı üzerine yapılmış en kapsamlı film olma özelliği taşıyacak olan “Rakı Belgeseli” projesi oluşturacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle