18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2011 PAZAR 6 HABERLER Yeni sonuçlara göre 28 ilde nüfus azaldı, 53 ilde arttı. Nüfus artışı vekil sayısını da etkileyecek BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI İlgi büyük kentlerde NÜFUS BÜYÜYOR AMA... ANKARA (AA) Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’ndan (TİSK) dün yapılan yazılı açıklamada, nüfus artış hızının sürekli düştüğünün varsayıldığı ancak oranın 2008’de binde 13.10 iken 2009’da binde 14.50’ye ve 2010’da da binde 15.88’e yükseldiği ifade edildi. Ülkenin gelecekteki kamu hizmetlerine ilişkin planlamalarda bu varsayımın dikkate alındığı belirtilerek “Bu durum devletin el yordamıyla, gerçeğe uymayan verilerle hizmet üretmeye çalıştığını gösteriyor. Nüfus artışı büyürken devlet küçüldüğünü varsayarak iş yapıyor” denildi. Hüseyin Çelik Çok özel bir resmi görevi var: AKP Genel Başkan Yardımcısı, Tanıtım ve Medya Başkanı, Parti Sözcüsü. Hımmm... Avrupa’nın belli başlı ülkelerinde iktidar ve ana muhalefet partilerinin tüzük ve yapısına baktım. Görebildiklerimin hiçbirinde, genel başkan yardımcısı statüsünde böyle tanımlanmış bir görev yok. Basın merkezleri var vs. Çelik’in web sitesine girdim ve siteye konmuş açıklamalarına baktım. Her konuda konuşuyor. Sadece parti ile ilgili değil, hükümete, Erdoğan’a, olaylara, hatta diğer bakanlara ve icraatlarına yönelik muhalefetin tüm laf atmalarına, suçlamalarına bir yanıtı var. Tabii, gazeteler daha zengin. Bazen “parti” bazen bir “bakan” oluyor.. Hükümet sözcüsü gibi de! O kadar “yetkili” ki, öğretmenlerin sorunları da, polislerin istekleri de, neredeyse hemen her şey ondan sorulabiliyor! Kayseri Belediyesi’ndeki yolsuzluk atağına göğsünü geriyor, Elazığ Belediyesi’ndeki yolsuzlukta da, izin vermeyen bakanını koruyor. Hüseyin Çelik, esas olarak bir kaleci... Hükümet kalesine yollanan her “topu” tutmak, parti ve hükümet “oyuncularına” kanat germek onun ana görevi. Aynı zamanda bir “şutör” de, yani rakip kalelere durmadan saldırı halinde. Bütün bu icraatı sırasında, ahlaki olsun olmasın, uysun uymasın, haklı veya haksız, doğru veya yanlış, bütün “araçları” kullanır. Bir demagog? Evet, fazlasıyla! Önemli olan, bir dizi laf kalabalığı içinde, su üzerinde kayığını yüzdürebilmek! Bu açıdan başarılı bir propagandist! Günde beş kez de olsa konuşur; bu alanda Başbakan’la yarış halindedir! Erdoğan onu boşuna “propagandadan görevli başkan yardımcısı” yapmadı! “Hakkaniyet”li, “demokratik” görünmeye çalışır. Ama konuşmaları çelişki içindedir: Örneğin, Süheyl Batum’un, Silivri tutuklularını milletvekili gösterme önerisine şöyle çatar: “Ergenekon’u halkımız çok iyi biliyor.. henüz yargılama sürdüğü için insanları suçlu olarak damgalamayız... CHP her zaman zaten karanlık güçlerin.. millet iradesine karşı çıkanların yanında olmuştur. Darbelerin arkasındaki güç, şakşakçısı ve zaman zaman hazırlayıcı güç olmuştur.” (25 Ocak; CHP, hakaret davası açtı mı, yoksa yedi yuttu mu bilemem.) Bir yandan yargılananlar için “masumiyet karinesi” der, ama onları darbeciler diye mahkum eder ve CHP’ye saldırır! “8 yıldır iktidardasınız, Türkiye neden dünya demokrasi endeksinde, ‘a) demokratik, b) eksik ve hataları olan ama demokratik, c) melez, d) otoriter’ rejimler sıralamasında, üçüncü kategoride, ‘melez’ rejimler arasında yer alıyor” diye sorarsınız.. (Şirin Payzın’ın programı, 28 Ocak) Bunları duymaz, kendisi bir kategori uydurur hemen, “Türkiye bürokratik cumhuriyet rejimiydi, şimdi demokratik cumhuriyete geçiyor” der! “İnsan hak ve ihlalleri, işkence, kötü muameleyi araştıran evrensel raporlarda neden hâlâ ön sıralarda”, “Neden AİHM’de en çok davalı ilk üç ülke arasındayız” diye sorarsınız... Verdiği yanıta bakar mısınız: “8 yıl ülkelerin hayatında nedir ki?” Demokrasiyi yerleştirmek için anlaşılan bir otuz kırk yıla daha ihtiyaçları var! Oysa AKP’nin “demokrasi” yolunda attığı her adım, ülkeyi “demokrasi endeksi”ndeki en alt kategoriye, diktatörlükotoriter rejimlere yaklaştırmaktadır! “Silivri tutuklularını ne zaman bırakacaksınız” diye sorarsınız. Biz mahkeme değiliz. Bu mahkemenin işi... Gönül ister ki tutuksuz yargılansınlar. Şunu diyebilir miyiz: “Çelik, Silivri’de yargılamalar tutuksuz yapılmalıdır, düşüncesinde.” Yo böyle demiyorum, yargıçlar bunu bilir, belki delilleri karartma durumu vardır. Bunun için yeni hukuk reformu yapmamız gerekir. Sayın Çelik, bütün deliller toplanmış, sorguları yapılmış, 3 yılı aşkın süredir içerideler... Hangi delillerden bahsediyorsunuz! Kamu vicdanı sızlıyor, Silivri’de tahliye kararı veren bütün yargıçları görevden aldınız... “Mahkeme bilir” diyorsunuz... Çelik engelsiz propaganda yapmayı sever. 8 yıllık iktidar ve siyaset hayatı, bir kitaba konu olacak zenginliktedir. O aynı zamanda “iktidarın tarihçesi”dir de. Van Üniversitesi operasyonu, başarı hanesinde mümtaz bir yere sahiptir... Üstlendiği görevi yerine getirmede çok başarılıdır! Bu hakkını verdim, Çelik de teşekkür etti... Erdoğan Cumhurbaşkanlığı’na geçince, Parti liderliğini hak edecek bir çalışma temposu içindedir! Yine de aklıma, hiçbir demokratik Avrupa ülkesinde olmayan “AKP Genel Başkan Yardımcısı, Tanıtım ve Medya Başkanı, Parti Sözcüsü” sıfatı ve bu doğrultudaki hayatı geliyor... Yaşlandım galiba, belleğimde tarihten, buna benzer izler var, ama onları bulup çıkartamıyorum, neydiler acaba!.. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı nüfus artışı, Yüksek Seçim Kurulu’nun illerin milletvekili sayısını yeniden hesaplamasını gündeme getirdi. Genel seçimde yeni milletvekili dağılımının esas alınabilmesi için YSK’nin kısa süre içinde illere göre milletvekili sayısını netleştirmesi gerekiyor. TÜİK’in açıkladığı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2010 Nüfus Sayımı Sonuçları’na göre, Türkiye nüfusu 73 milyon 722 bin 988 kişiye ulaştı. Nüfustaki artış, YSK’nin yeni nüfusa gö re illerin milletvekili sayısını yeniden hesaplamasını gündeme getirdi. Yeni nüfus sonuçlarına göre 28 ilde nüfus azaldı, 53 ilde arttı. YSK’nin yeni listeyi şubat ayı sonunda açıklaması bekleniyor. Çünkü haziranda yapılacak seçim takvimi işlemeye başlayacak. Siyasi parti yönetimleri, nüfusu azalan illerde liste hazırlarken daha ince eleyip sık dokumak zorunda kalacak. Buna karşın, adaylık için nüfusu artan büyük illere yö İnce eleyip sık dokuyacaklar nelik ilginin artması bekleniyor. Siyasi partiler, TÜİK’ten hangi ilin kaç milletvekili çıkaracağına ilişkin kesin listeyi bekliyor. Resmi olmayan hesaplamalara göre, İstanbul, Şanlıurfa, Bursa ve Antalya’da vekil sayısı 1’er artacak. İstanbul’un milletvekili sayısı 85, Şanlıurfa 12, Bursa 18, Antalya 14 milletvekili çıkaracak. Mersin, Elazığ, Edirne ve Afyon’da vekil sayısı birer düşecek. Yeni dönemde Mersin 11, Elazığ 4, Edirne 3, Afyon ise 5 milletvekili ile Meclis’te temsil edilecek. Diğer illerde ise değişiklik yok. Türk ve Amerikalı oyuncuların ve dansçıların yer aldığı oyunun yönetmenliğini Zishan Uğurlu, koreografisini Sevin Çeviker yaptı. Oyunun ardından Ahmet Bodur ve Burçin Verekdal’ın sunduğu tango gösterisi de izleyiciler tarafından ilgiyle takip edildi. Ayşe Eldek, New York’ta büyük beğeni toplayan ‘Sevmek’ adlı oyununu, ‘Gazi’nin Hüzünlü Aşkı’ adlı kitaptan esinlenerek yazdı. Oyunda, Büyükadalı Ermeni kızın Atatürk’e ulaşma çabası anlatılıyor. Ermeni kızın Ata’ya aşkı Broadway’de NEW YORK (AA) Türk Amerikan Repertuvar ve Eğlence Tiyatrosu (TARTE), Büyükada’da yaşayan Ermeni bir kızın Atatürk’e olan aşkını konu alan “SevmekTo Love” isimli oyunu New York’ta sahneledi. Manhattan’da Broadway Caddesi’nde bulunan “Symphony Space” adlı sanat merkezinde sahnelenen ve büyük beğeni toplayan oyunu başta Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan, New York Başkonsolosu Mehmet Samsar ve eşi Feruze Samsar olmak üzere, çok sayıda Türk ve ABD’li seyirci izledi. Danslarla zenginlik kazanan oyun İngilizce sahnelendi. TARTE’nin kurucusu ve sanat yönetmeni, “Sevmek” oyununun yazarı Ayşe Eldek, “Bu oyunu Gazi’nin Hüzünlü Âşığı isimli kitaptan esinlenerek yazdım. İstanbul Büyükada’da yaşayan ve Ermeni olan bir kızın Atatürk’e olan aşkı ve ona ulaşmak için gösterdiği çabaları yansıtmaya çalıştım. Bu, sakladığımız sevgiyi ortaya çıkartmak için küçücük bir hatırlatma projesi. Oyunu, hem Avrupa’ya, hem Türkiye’ye, hem de değişik yerlere götürmeyi planlıyoruz” dedi. ÇALIŞANA BELGE İMZALATILSIN ‘Mobbing yemin belgesi’ AYŞE SAYIN C MY B C MY B ANKARA “İşyerinde psikolojik taciz” olarak tanımlanan “mobbing”i, iki ayrı alt komisyon kurarak “mercek” altına alan TBMM’ye, mobbinge karşı “yeminli, yasal yaptırımlı” öneri sunuldu. KadınErkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun bilgisine başvurduğu, mağdurların örgütlendiği tek kurum Mobbing Derneği Başkanı Hüseyin Gün’ün rapor halinde komisyona sunduğu bazı öneriler şöyle: Kamuda ya da özel sektörde çalışanlar işe başlamadan önce mobbing yapmayacağına dair yemin belgesi imzalayarak imzalı belgenin bir sureti dosyasına bir sureti ise kendisine verilmeli. Hastanelerin bünyesinde psikolojik taciz destek klinikleri oluşturulmalı. Psikolojik şiddete maruz kalanlara gerekli tıbbi yardım ücretsiz verilmeli. Kamu görevlileri etik mevzuatı düzenlenerek mobbing suç sayılmalı. Yapan kadar mobbinge göz yuman da ceza almalı. Zorbaların tedavisi yasal olarak zorunlu hale getirilmeli. Psikolojik taciz gördüğü için çalışma gücünü belli oranda kaybedenlere malulen emekliye ayrılabilme imkânı getirilmeli. Mobbing mağduru dava açabilmeli, aynı konuda şikâyet edebilmeli. Emniyet teşkilatı için ayrı düzenleme gerekmekte. Emniyette psikolojik tacize maruz kalanların şikâyetlerini mobbing konusunda ihtisaslaşmış en az 3 kişiden oluşan mülkiye müfettişleri kurulu incelemeli. İşyerinde psikolojik taciz ortamının olmadığı sertifikalandırılmalı. Kurum ve kuruluşlar denetlenmeli, sonrasında yetkin kuruluşlardan “Bu işyerinde mobbing ortamı yoktur” sertifikası alınmalı. http://orhanbursali.blogspot.com [email protected] Arınç, TRT alacaklılarını korudu ANKARA (ANKA) TBMM Genel Kurulu’nda, torba tasarının kabul edilen maddesiyle birlikte TRT’nin alacakları da yeniden yapılandırılacak. TRT’nin bandrol ücreti ve enerji payı olmak üzere açılan 357 davada 341 milyon 782 bin 919,13 TL alacağı olduğunu açıklayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Milletvekili Turgut Dibek’in soru önergesine TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in bilgi notuyla yanıt verdi. Arınç, TRT’nin alacak listesindeki firmaları “ticari sır” kavramının ihlali gerekçesiyle açıklamadı. ‘Seçimlerin güvenliği kalmadı’ ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu)Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu Antalya Büyükşehir Belediyesi, ADD ve Eğitimİş’in düzenlediği panelde konuştu. Kanadoğlu, seçmen kütüklerinin İçişleri Bakanlığı’nca tespiti ve seçim sonuçlarının UYAP sistemiyle YSK’ye aktarılması nedeniyle seçimlerin güvenliğinin kalmadığını söyledi. Panelde Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ve Eski YARSAV Başkanı ve YARGISEN Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da birere konuşma yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle