18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 2011 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 Temmuzda yüzde 2 zam alan kamu personeli, ek zam için bugün açıklanacak enflasyon rakamını bekliyor ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Ocakkasım döneminde yüzde 3.03 artan tüketici fiyatları, aralıkta enflasyon eksi çıkmadığı sürece, memura en az yüzde 0.52 oranında enflasyon farkı getirecek. Aralık enflasyonu yüzde 0.5 olursa ek zam yüzde 1.02’ye çıkacak. Gözler enflasyonda Kaçağa karşı 9 milyar lira yatırım ANKARA (AA) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenen tutarlara göre elektrikte kayıp ve kaçakların en aza indirilmesi için dağıtım bölgelerine 2015 yılına kadar 8 milyar 889 milyon 166 bin 181 lira yatırım yapılması öngörülüyor. Elektrik dağıtım bölgeleri içerisinde en fazla yatırım İstanbul’da Boğaziçi ve Anadolu yakası bölgelerinin özelleştirme ihalelerini toplam 6 milyar 723 milyon dolar teklif ederek kazanan MMEKA şirketi tarafından yapılacak. Şirket bu bölgelere 1 milyar 107 milyon lira yatırım gerçekleştirecek. Aynı şirket Gediz bölgesinde de 445 milyon lira yatırım yapacak. Böylece şirketin toplam yatırım tutarı 1 milyar 550 milyon liraya ulaşacak. Önümüzdeki 5 yılda Ankara ve 6 şehri içeren ve Sabancı Enerji’ye ait olan Başkent Elektrik Dağıtım AŞ tarafından da toplam 1 milyar 179 milyon lira yatırım yapılacak. 5 yıllık süreçte yüksek elektrik kayıp kaçaklarının yarı yarıya azaltılması planbin TL olarak hesaplandığını söyledi. lanan Güneydoğu Anadolu bölgesi de Cılga, pazarın büyümesinde çiftlerin düdağıtım yatırımlarında önemli bir ğün hazırlıklarını trendler doğrultusunpay alacak. da yapmasının da büyük etkisi olduğunu Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırbelirtti. Sektörde son yıllarda büyük bir denak illerini kapsayan Dicle bölğişim ve gelişim yaşandığını söyleyen Cılgesinde 524 milyon lira, Elazığ, ga, “Birkaç yıl öncesine kadar gelinlikten Bingöl, Malatya ve Tuncesektör olarak bile bahsedilmezdi. Dünya li’yi kapsayan Fırat dağıtım markalarının Türkiye’ye gelmesi ve yerli firbölgesinde 277, Van Gömaların markalaşması ile gelinlik pazarı ciddi lü dağıtım bölgesinde bir iş hacmine sahip oldu. Seri üretime geçen şirise 136 milyon lira ketler ihracat da yapıyor ve bu alanda Türkiye’nin yatırım yapılatoplam ihracatının 7080 milyon dolar olduğu tahcak. min ediliyor” dedi. ‘Sosyal Harcama’ Sancıları Türkiye seçimlere giderken ekonominin şimdiye dek sürekli biçimde göz ardı edilen sosyal ayağının önem kazanacağı görülüyor. CHP Kurultayı sonrasının tartışmaları bunun ilk işaretidir. Türkiye’nin de kurucu üyesi olduğu OECDEkonomik İşbirliği ve Kalkınma Gelişme Örgütüsosyal harcamaları şöyle tanımlıyor: sağlık ve emeklilik ödemeleri; artı, işsizlere; iş göremeyen engellilere; yoksul ailelere; evsizlere ve emekli geliri olmayan yaşlılara yapılan ödemeler. Sosyal harcamaların göstergesi olarak iki istatistik kullanılıyor: toplam ulusal gelirden sosyal harcamalara ayrılan pay; ya da kişi başına sosyal harcama. OECD’nin 23 Aralık’ta yayımlanan en son (2007) sayısal verilerine göre, Türkiye, yıllık yurtiçi ulusal üretim değerinin (GSYH) yalnızca yüzde 12.1’i kadar sosyal harcama yapmıştır. Sağlık, emeklilik ve yaşlılara yapılan ödemeler, Türkiye’nin sosyal harcamalarının tamamına yakınını oluşturuyor. Oysa, OECD ülkeleri ortalaması olarak bu oran yüzde 22.4’tür; yani, Türkiye’nin iki katı dolayındadır. Çoğu ülkede, başta işsizliğin azaltılması programları olmak üzere işsizlik ödemeleri, yoksulluk ve konut yardımları sosyal harcamaların içinde önemli bir yer tutuyor. OECD üyesi 27 ülke arasında yalnızca iki ülkenin, Meksika ve G. Kore’nin sosyal harcamalarının toplam ulusal gelirdeki payı Türkiye’den azdır (www.oecd.org, sosyal istatistikler). Kişi başına sosyal harcamalar bakımından da Türkiye çok geridedir. Kişi başına sosyal harcamaların OECD ortalaması 6600 ABD Doları’na çıkıyor; Türkiye’nin kişi başına harcamasıysa 1433 dolarda kalıyor. Bir başka anlatımla OECD ülkeleri kişi başına ortalama, Türkiye’nin tam 4.6 katı daha fazla sosyal harcama yapıyor. Türkiye’nin uluslararası karşılaştırmalarla sosyal harcama fotoğrafı bu. CHP Kurultayı’nda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, büyük bölümü sosyal harcama olan; kalanı da eğitimle ilgili, kimi somut, sosyal koruma ya da destek önerileri yaptı. AKP iktidarı ve yandaşı medya, anında yaylım ateşine başladı. Değirmenin suyu nereden gelecek, sen Hıdır mısın soruları havalarda uçuştu. Hesaplar yapıldı. O hesapların çoğu yanlış varsayımlara dayanıyor ve aşırı abartılıdır: o kadar ki, önerilerin karşılanması için bir hesaba göre 155 bir diğer hesaba göre 241 milyar lira gibi bir kaynak gerektiği ileri sürüldü. Türkiye’nin toplam ulusal geliri cari fiyatlarla 2010’da 1100 milyar lira dolayındadır. Eğer Kılıçdaroğlu’nun önerdiği sosyal harcamalar bir anda yapılırsa, bunların tutarı toplam gelirin yüzde 1422’si olacaktı. Belirtmek gerekir ki, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasındaki tutarların, üst sınırı alınsa bile, yalnızca 137.9 milyar lirası sosyal harcamadır; diğer önerileri sosyal harcama sayılmaz; bu tutarın ulusal gelir içindeki payı da yüzde 12.5’tir. Eğer bu harcama yapılsaydı, Türkiye OECD ortalamasını ancak yakalayacaktı. Ayrıca konunun birkaç açıdan irdelenmesi gerekir. Önce, Türkiye’nin sosyal harcamaları, hem merkezi yönetimde hem de yerel yönetimlerde, tam bir dağınıklık içindedir. Bu olgu, eleğe su dökülmesi gibi boşa para harcanmasına yol açıyor. Eğer sosyal harcama yönetimi etkin ve verimli olursa, büyük bir kaynak tasarrufu sağlanabilir. Sonra, OECD ülkelerinde doğrudan ve dolaylı vergiler arasında bir denge vardır. Türkiye’de ise çok ağır bir vergi adaletsizliği geçerlidir. Türkiye, kimi parasal işlemlerin; üretim dışı faaliyetlerin ve rant kazançlarının vergilerini, programlı bir biçimde arttırabilir. Ayrıca, ekonominin yüzde 45’i dolayında olan kayıt dışılığı azaltılabilir. Sonuçta, sosyal harcamalara daha çok kaynak ayrılabilir. Daha sonra, Türkiye’nin iş dünyası, artık sosyal harcamaların arttırılmasına karşı çıkmaktan vazgeçmek durumundadır. Sosyal harcamalara dayalı bir toplumsal koruma ağının varlığı, sağlıklı bir ekonomik, siyasal ve toplumsal gelişmenin kapısını açan anahtardır. Bireyin özgürleşmesi ve siyasetin demokratikleşmesi açısından da belirleyici olan, sosyal harcamalar, uzun dönemli ekonomik getirileri; toplumun yaşam kalitesini yükseltmeleri; gelir dağılımındaki aşırı bozukluğu bir ölçüde de olsa onararak toplumda adalet duygusunu güçlendirmeleri ile önemsenmelidir. Uyguladığı ekonomi politikasıyla yoksulluğu ve işsizliği arttıran, sonra da yoksulu, muhtacı ve işsizi hak sahibi saymayan; tersine, bunları sadaka isteyen dilenci durumuna düşüren ve yaptığı yardımları seçimlerde oya dönüştürmeye çalışan AKP, iktidardır. AKP anlayışının yerini çağdaş sosyal devlet uygulamasına bırakması, bunun için de, sosyal harcamaların, geç de olsa, ülke siyasetinin gündemindeki yerini alması gerekiyor. [email protected] Ekonomi Servisi Devlet memurları, sözleşmeliler ve memur emeklilerinin gözü bugün açıklanacak aralık ayı enflasyon rakamına çevrildi. İlk 6 aya ilişkin enflasyon farkı hariç, temmuzaralık döneminde Bütçe Kanunu kapsamında yüzde 2.5 oranında zam alan devlet memurları, aralık enflasyonu 0 çıksa dahi ek zamma hak kazanacaklar. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı enflasyon verilerine göre, temmuzkasım döneminde tüketici fiyatlarında yüzde 3.03 oranında artış meydana geldi. 5 aylık dönemdeki bu artış da, maaşlara yüzde 0.52 oranında enflasyon farkı verilmesi durumunu ortaya çıkardı. AA’nın haberine göre bugün açıklanacak aralık ayı enflasyonu eksi 0.52 veya bu rakamdan daha yüksek oranda eksi çıkmadığı takdirde, memurlar, sözleşmeliler ve memur emeklileri, enflasyon farkı alacak. Aralık ayı enflasyonu sıfır çıkarsa ek zammın oranı yüzde 0.52 olacak. Aralık enflasyonunun yüzde 0.5 olarak ilanı halinde enflasyon farkı yüzde 1.02’ye, aralık enflasyonunun yüzde 1 olması halinde ise enflasyon farkı yüzde 1.52’ye yükselecek. Bu arada 1 Ocak’ta yürürlüğe giren ve 16 yaşından büyük işçiler için 796.5 lira olarak belirlenen yeni asgari ücret de asgari geçim indirimiyle memur ve sözleşmelilere aylık 5.06 lira ile 8.6 lira arasında maaş artışı sağlayacak. Bekâr ya da evli ancak eşi çalışan bir memur ya da sözleşmeli için 5.06 lira olan asgari geçim indirimindeki iyileşme, evli ve eşi çalışmayan bir kamu çalışanı için 6.07 lira, eşi çalışmayan 1 çocuklular için 6.83 lira, 2 çocuklular için 7.59 lira, 3 çocuklular için 8.1 lira, 4 çocuklular için de 8.6 lira olacak. Öte yandan devlet memuru, sözleşmeli ve memur emeklileri, bu yılın ocakhaziran dönemi için de yüzde 4 oranında zam alacak. Memur ve sözleşmelilerin 15 Ocak’taki maaşları, öncelikle yüzde 4’lük maaş zammına göre hesaplanacak. Ekonomi Servisi Gelinlikçiden çiçekçiye, pastacıdan kuaföre, organizasyon şirketinden otellere yaklaşık 22 farklı işkolunu kapsayan evlilik sektörü giderek büyüyor. Düğün ekonomisinin hacmi 6.5 milyar liralık bir pazar haline geldi. Patika Fuarcılık tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenecek “Evlilik Dünyası”, düğün sektöründeki tüm yenilikleri evlilik hazırlığı yapan yaklaşık 60 bin çiftle buluşturacak. 4 6 Şubat 2011 tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek olan Evlilik Dünyası Fuarı’nın bu yılki konsepti ise “Sevgi ve Tolerans” olarak belirlendi. Patika Fuarcılık Genel Müdürü Didem Cılga, her yıl ortalama 650 bin çiftin evlendiği Türkiye’de, düğün maliyetinin en az 10 6.5 milyar liralık evlilik Sözleşmeliye geçmiş ikramiyesi Geçici işçiyken sözleşmeli memurluğa atananların geçmişe dönük ikramiye talebiyle açtıkları davalar sonucunda, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nde geçici işçi olarak çalıştırıldığı dönemler için ek ikramiye ödenmesi talebiyle müracaatta bulunan 180 çalışana 415 bin TL ilave ikramiye ücreti yatırıldı. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde de Türk SağlıkSen tarafından 340 sendika üyesinin ilave ikramiye almaları için dava açıldı. Duruşması biterek karara bağlanan 190 dava da çalışanlar lehine sonuçlandı. Şimdiye kadar hastanedeki 20 çalışan toplam 53 bin TL aldı. Üretici ile market farkı yüzde 478 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, aralık ayı itibarıyla üretici ve market arasındaki fiyat farkının bazı ürünlerde yüzde 478’lere ulaştığını belirterek, fiyat farkının yüksek olduğu ürünlerde yüzde 477.5 ile mandalina, yüzde 334.8 ile limon, yüzde 331.9 kuru incir, yüzde 277.7 ile patlıcanın ilk sıralarda yer aldığını anlattı. Bayraktar, marketlerde 2010’da fiyatı en çok artan ürünün yüzde 34.9 ile kuru kayısı, fiyatı en çok düşen ürünün ise yüzde 23.3 ile patlıcan olduğunu kaydetti. Aralıkta dana etinde üretici fiyatının yüzde 15 düştüğünü belirten Bayraktar, bunun market fiyatlarına yansımadığını söyledi. [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU / LONDRA Gençler, öğrenciler bu kez Tunus’ta tarih sahnesine çıktılar. Binlerce öğrenci, üniversite mezunu işsiz sokaklarda; polis göstericilere ateş açtı, yüzlerce yaralı ve tutuklu var. 17 Aralık’ta başlayan olaylar, cumartesi günü ben bu yazıyı hazırlarken hâlâ devam ediyordu. Sidi Bozid kentinde, üniversite mezunu, Mohamed Bou’azizi (26), iş bulamadığı için sokakta, sebze meyve satarak yaşamaya çalışıyormuş. 17 Aralık günü polisler tezgâhına el koyunca protesto etmek için üzerine benzin dökerek kendini yakmış. Alevler, bir süredir Tunus’ta yarısına yakını üniversite mezunlarından oluşan işsizler arasında biriken öfke üzerinde bir bomba fünyesi etkisi yapmış. Olaylar sürerken açlıktan, işsizlikten umutsuzluğa düşen, üniversite mezunu, Lahseen Naji, yüksek gerilimli elektrik tellerine tutunarak intihar etmiş. Naji’nin ardından, bu kez mikro kredi kapsamında aldığı borçları ödeyemeyen Ramzi al Abboudi adlı bir genç kendini öldürmüş. Sidi Bozid halkı esas olarak hayvancılıktan, türedi işlerden elde ettiği gelirle yaşamaya çalışıyor. Sidi Bozid’le aynı bölgedeki madenci kenti Gafsa da 2008’de işsizliğe, pahalılığa karşı benzer gösterilere sahne olmuş. (Le Nouvel Obs. 29/12) Sidi Bozid’de kendiliğinden başlayan isyan, hızla çevre kentlere, kasabalara yayılarak perşembe günü avukatların ve sendikaların dayanışma eylemleriyle başkente ulaştı. Cuma günü, Tunus’un olaylara gözlerini kapatan “yandaş” medyası, bakanlar kurulunda yapılan değişikliği, “İletişim Bakanı”nın (?) görevinden alındığına ilişkin haberleri verirken hükümetin paniğini yansıtıyordu. Bu Kez de Tunus’ta Gerçekten de Tunus’a uluslararası mali sermayenin, turist broşürlerinin, iktidardaki ailelerin, çevrelerindeki seçkinlerin, kıyı kentlerinde, Avrupalı turistler ve onlara hizmet veren kesim için geliştirilmiş (hizmet sektörü GSMH’nin yüzde 65’ini oluşturuyor), pırıltılı ve renkli yoğun tüketim merkezlerinin merceğinden bakarsanız adeta bir “ideal” (neoliberal politikaları benimseyerek) gelişmekte olan ülkeyle karşılaşırsınız. Önceki yıl Carnegie Vakfı’nın internet sitesinde yayımlanan bir yorum, ülkeyi Avrupalı, ABD’li yatırımcılara istikrarlı bir ekonomi ve güvenlikli bir yatırım ortamı sunabildiği için kutluyordu (age). Ekonomik büyüme 2009’da yüzde 3 oldu. Enflasyon yüzde 3’le mantıklı bir düzeyde devam ediyor. IMF, ekonomik büyüme hızının bu yıl yüzde 4’e ulaşmasını bekliyor. Ah, evet IMF! Tunus halen, IMF programlarının yardımıyla, “yeniden yapılanmaya” çalışan bir ülke. Özelleştirmeler devam ederken devlet, ekmek gibi temel gıdalara, sağlık ve eğitim gibi hizmetlere yönelik destekleri hızla azaltıyor, ekonomi dışa açılıyor, ülkeye yabancı sermaye akıyordu. Ancak mali krizle birlikte, Tunus’un temel müşterisi ve “efendisi” Avrupa Birliği’nin ekonomisi sarsılmaya başlayınca, ihracat gelirleri ve göçmen işçilerin gönderdikleri dövizler de hızla düşmeye, işsizlik, yoksulluk artmaya başladı. Kıyı kesimleri şimdilerde hâlâ parıltılı bir görüntü sergilemeye devam ederken, ülkenin esas olarak tarım ve hayvancılıkla geçinen orta ve güney kesimlerinde yoksulluğun, özellikle üniversite mezunu gençler arasında işsizliğin giderek arttığı görülüyor. Tunus, “serbest piyasa emperyalizmi” içinde devindikçe de mali krizle birlikte ekonomik ve daha da önemlisi toplumsal dokusunun sorunlarının giderek daha da ağırlaştığını görüyor. İşte Tunus’un başına çökmüş totaliter rejimlerden biri, tüm ekonomiyi giderek kendine tabi kılarken yaşam alanlarını tahrip etmeye devam eden bu neoliberal (“serbest piyasa emperyalizmi”) modeli. Diğer totaliter rejim de, Devlet Başkanı Zine al Abidine’in, 23 yıldır, hiçbir gerçek muhalefete, medya da hiçbir eleştirel sese izin vermeden, kesintisiz süregelen yönetimi. La Reppublica’nın yorumunda vurgulandığı gibi, Tunus’ta turizmin ana endüstri, turistlerin halkları kutsal, insan haklarıysa, çoğu zaman seçmeli. Rejime muhalefet edenler düşman… Sokaklarda gösteri yapan öğrencilerse yasaları çiğniyor ve polis de onları bastırmak için görev başında (31/12/2010). İşsizlerin isyanı Financial Times 2009’da, başkanlık seçimlerinden önce, yayımladığı bir yorumunda, Tunus’un Avrupa ile ortaklığının hızla gelişmekte olduğunu vurgularken, bu arada orta sınıfın da gelişerek ülke nüfusunun yüzde 80’ine ulaştığını ileri sürüyordu. Bu orta sınıf kavramı, dünya bankasının, işçi sınıfının hemen hepsini kapsayacak bir biçimde saptadığı bir gelir dilimi ölçüt alınarak tanımlanıyor. Bu bilgiye ülke nüfusunun yüzde 50’sindan fazlasının 25 yaş altında olduğuna ilişkin veriyi (wsws.org, 30/12) ekleyelim. Bu resmi de işsizlerin yarısının üniversite mezunlarından oluştuğuna ilişkin gözlemle tamamlayalım. Dünya Bankası da, resmi işsizlik oranının yüzde 14 olduğunu, ancak üniversite mezunları arasında yüzde 25’e ulaştığını saptıyor (Financial Times, 29/12/2010). O zaman sokaklara dökülen, polisle çatışan, “üniversite mezunu genç işsizler” olarak nitelenen kitlenin aslında, Tunus’ta büyük İki totaliter rejim birden Tunus yakın zamana kadar bölgesinde bir istisna, adeta bir “mucize” olarak görülüyordu (Al Ahram, 29/12/2010). bir toplumsal kesimi temsil ettiğini ve olayların patlak verme biçimine, sergilediği eylemlere, yayılma hızına bakarak da bunların, bugün, Tunus “proletaryasının” en dinamik kesimini oluşturduğunu düşünebiliriz. Protesto eylemleri, başkentin 200 km. güneydoğusundaki Sidi Bozid kentinde başladı, Le Monde ve Le Nouvel Observateur’un aktardığına göre başlar başlamaz polisle, ulusal muhafızlarla çatışma düzeyine sıçrayan protesto gösterileri hızla Sfaks, Susse, Meknassi, Keruan, Bizerte isimli kasabalara sıçramıştı. Le Monde gösterilerin 25 ve 26 Aralık’ta yeniden şiddetlendiğini bildiriyordu. Sidi Bozid’in yakınındaki 19 bin nüfuslu, Suk Jedid kasabasında göstericiler belediye binasını ateşe verdiler. Regueb’da yaklaşık 2 bin gösterici altı saat boyunca polisle çatıştı. İşsizliğe karşı slogan atan, “çalışma hakkı” isteyen göstericiler bir bankayı ve mahkeme binasını ateşe verdiler. Manzel Buzayen kentinde göstericiler barikatlar kurdular, bir yük trenini ve üç polis aracını yaktılar. Tüm bu gösterilerde polis göstericilere ateş açtı birçok gösterici yaralandı. Böylece gelişen gösteriler başkente de sıçradı. Avukatlar protestoları desteklemek için ve polis şiddetine karşı bir yürüyüş düzenlediler, öğrenci birliği (sendikası) eğitim bakanlığı önünde gösteri yaptı, sendikalar seslerini yükseltmeye başladılar. Tek resmi sendika olan Tunus Sendikalar Federasyonu’nun düzenlediği “barışçı yürüyüş”e binlerce insan katıldı. Asharq Al Awsat’ın yorumcularından Abdul Rahman al Raşid de geçen çarşamba günü köşesinde, Tunus olaylarının, işsizlik ve yoksulluk, yolsuzluk konusunda çok daha vahim durumda olan diğer Arap ülkelerine bir uyarı olduğunu söylüyordu. Nitekim cumartesi günü Al Ahram, gençlik örgütlerinin, pazar günü Kahire’de, Tunus eylemcileriyle dayanışma eylemi için çağrı yaptıklarını bildiriyordu… Akbank’tan KOBİ’lere 5 milyon Avro kredi Ekonomi ServisiAkbank, Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ve Avrupa Birliği Komisyonu işbirliği ile oluşturulan KOBİ Kalkındırma Kredisi’ni kullandırmaya başladı. KOBİ’lerin hammademakine alımı, enerji veya üretim verimliliği sağlama, inovasyon, mevcut tesisin modernizasyonu veya geliştirilmesi gibi pek çok amaç için kullanabilecekleri kredinin yüzde 20’lik dilimi faizsiz olarak sunuluyor. Minimum 4 yıl vadeli olarak planlanan kredi tutarı ise en az 200 bin, maksimum 5 milyon Avro. Krediden Türkiye’de yerleşik olan tüm KOBİ’ler yararlanabiliyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle