18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2011 PAZARTESİ [email protected] 12 DIŞ BASIN Tunus’un devrik devlet başkanı tam da İran şahının kaçış yıldönümünde ülkesini terk etti Bin Ali’nin benzer kaderi irçok insan hakları örgütü tarafından Bin Ali yönetimi diktatörlükle suçlansa da Batılılara bağlı diğer Arap liderleri gibi, Bin Ali ve hükümeti onlar tarafından az eleştiri konusu oluyordu. Batılılar ve özellikle ABD’nin Pehlevi’yi himaye etmesinde hiçbir kuşku yok. 1953’teki ABD darbesiyle Şah Pehlevi’nin İran’a geri getirilmesi, bu ülkenin İran’daki siyasal, kültürel, ekonomik ve askeri olarak tam nüfuzunun başlangıç noktası oldu. Beyaz Saray, Muhammed Rıza Şah’a bölgedeki kendi jandarmalığını yapacak kadar destek verdi. yıl önce 16 Ocak tarihinde ülkesini terk eden İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin kaçış yıldönümü İranlılarca anıldığı gün, Tunus Cumhurbaşkanı Zeynelabidin Bin Ali ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bu iki kişinin ortak yanı sadece ülkelerinden kaçış günlerinin aynı olmasıyla sınırlı değil; ikili arasında o kadar benzerlik var ki Bin Ali’yi ikinci Pehlevi olarak da adlandırabiliriz. Devrik İran şahı ile kaçan Tunus Devlet Başkanı Bin Ali’nin en dikkat çekici kader benzerliği, ülkelerinden kaçtıklarından sonraki süreç olmuş. 32 yıl önce can ciğer olduğu ABD tarafından kabul edilmeyen ve uçağına bu ülkeye giriş izni verilmeyen Muhammed Rıza Pehlevi, mecburen birkaç gün küçük Panama ülkesinde bekledikten sonra Mısırlı Enver Sedat’a gitti. Benzer şekilde Tunus Cumhurbaşkanı Bin Ali, Avrupalı ve Batılı dostlarınca geri çevrildi ve Suudi hanedanına sığınmaktan başka çare bulamadı. İkili, ülkelerindeki yönetim biçimi açısından da birbirine benziyordu. Bin Ali, kendini cumhurbaşkanı olarak adlandırsa da 24 yıllık yönetim şekli monarşi benzeri olmuş. Muhammed Rıza Pehlevi de yaklaşık 40 yıl İran’ı yönetti. 1953’te halk tarafından (Muhammed Musaddık önderliğinde) indirilse de kısa sürede ABD tarafından yapılan darbeyle tekrar yönetime geçip hükümetini 1979 kadar sürdürdü. Pehlevi ile DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ ‘Ali Baba Kaçtı.. Ya Kırk Haramiler’? Tüm özgürlüklerin rafa kaldırıldığı Tunus’ta insanların 23 yıldan bu yana ülkenin canına okuyan Bin Ali’nin dikta, polis, soygun ve talan rejimine artık yeter diyerek canları pahasına sokaklara dökülmesiyle göz açıp kapayana kadar bu rejim yerle bir oldu. Tunus halkı 14 Ocak’ta despotun para hırsından gözü dönmüş eşini, 1.5 tonluk çalıntı altın ve milyarlarca doları da yanına alarak ülkeden kaçmak zorunda bırakarak Arap âleminde neredeyse bir ilke imza atmıştır. Arap dünyasının küçük ne ki, eğitim düzeyi en yüksek ülkesi Tunus’ta şu sıralarda yaşanan karmaşa, aslında demokrasinin doğum sancıları olarak görülebilir. Ordunun işbaşına getirdiği meclis başkanı ise hükümeti kurma görevinin 1999’dan bu yana başbakan olan, dolayısıyla da ister istemez Bin Ali’nin 23 yıllık dikta rejiminde payı olan Muhammed Gannuşi’yi bir kez daha hükümeti kurmakla görevlendirmesi, bu arada alınan kimi iyileştirici düzenlemelere karşın hele Gannuşi’den başka eskinin çok sayıda bakanının da kilit noktalarda tutulmaları polis kurşunlarına göğüs gererek sokağa dökülen direnişçileri zerrece hoşnut etmemiştir. Başbakan Gannuşi’nin ortalığı rahatlatmak için Bin Ali’nin taşınır taşınmaz ülkede kalan nesi varsa el konmasından tutukluların salıverilmesine, ülke dışına kaçmak zorunda kalan muhaliflerin ülkeye dönmelerinin sağlanmasına uzanan bir dizi özgürleşmeye dönük düzenlemerle devreye sokması, dahası seçimlerin ardından politikadan çekileceğini açıklaması da sokaktaki yurtseverleri tatmin etmemiş, sendikalar da dahil olmak üzere muhalif güçler hükümetin bir an önce çekilerek sağlıklı unsurlardan oluşan bir ulusal selamet hükümeti kurulmasının yolunu açmasını talep etmişlerdir. Bu arada polisler de sokaktaki direnişçilere katılmışlar, yakın gelecekte sendikalı olmak istemlerini yinelemişler, dahası bundan böyle yurttaşlara karşı şiddet kullanmayacakları konusunda güvence vermişlerdir. Demokrasiye gidişin yol haritasında muhtemel kaza ve engelleri de, kuşkusuz yok değildir. Bin Ali’nin despot ve talan rejiminin kalıntıları, irili ufaklı işbirlikçileri yerel bir blog yazarının ifadesiyle, Ali Baba defolup gitmiştir, ama kırk haramiler hâlâ ülkededir ve halkın canı pahasına sokaklara dökülerek despotu ülkeden kaçmak zorunda bırakan zaferini çalmanın peşindedirler. Bu konuda çaba içinde olanlar salt Bin Ali rejiminin kalıntısı işbirlikçilerle sınırlı değil. Pusuda bekleyen bir başka tehlike ise ülkede ve ‘Mağrıp’in hemen tümünde köklü yapılanmaya sahip İslamcı tehlikeyi de göz ardı etmemek gerek. Örneğin Bin Ali döneminde baskı altında tutulan İslamcı parti Ennahda adlı muhafazakâr İslamcı parti, ılımlı görüntüsüne karşın demokrasi için Bin Ali rejimine rahmet okutacak çağdışı bir tehlike olarak kapıda beklediği de unutulmamalıdır. Aksi halde, Batılı bir yazarın anımsattığı gibi ‘La Fontaine’in tanımıyla rüzgârın solduramadığı yasemin çiçeğinin rengi, tıpkı bu ülkede şu sıralarda yaşanan “Yasemin Devrimi”nin de solması anlamına gelecektir. Dileğimiz, ne gerekirse yapılmalı, demokrasi treni kaçırılmamalıdır. Aksi halde insan hakları konusunda eski rejimin benimsediği ve 23 yıldan bu yana, kuşkusuz başta eski sömürgeci Fransa ve AB’nin çokuluslu tekelleri ve bankalarının çıkarları için Bin Ali rejiminin bağışlanmaz baskı rejimini, İslamcıların iktidarını önlediği bahanesine sığınarak yıllarca ve son dakikaya kadar görmezlikten gelmesinin payı da kuşkusuz unutulmamalıdır. Fransa ve AB’nin bu dolaylı desteği, bilindiği gibi bizzat Fransa Dışişleri Bakanı hanımın sokak gösterilerinin bastırılmasında deneyimli Fransız güvenlik güçlerinin Bin Ali’ye yardıma hazır olduğunu söyleyecek ölçüde ileri götürmesi ve Bin Ali kaçtıktan sonra da Sarkozy ikitidarının yüzü kızarmadan Tunus’un yanında olduğunu açıklaması ise şaşırtıcıdır. Gerçek şu ki, Fransa despot ve talancı Bin Ali rejiminin halkı aşağılaması stratejisi, muhalefetin düpedüz yasaklandığı, basının ağzının kapatıldığı gazeteci ve yazarların işkenceden geçirilerek tutuklandığı, işkence ve her türlü baskının günlük yaşamın ayrılmaz parçası olduğu, sivil toplum kuruluşlarının adının bile geçmediği, ekonominin tüm sektörlerinin haraca bağlandığı, rüşvetin ayyuka çıktığı bir soygun ve talan rejiminin bir yolunu bulup yeniden nüksetmesi, her şeyden önce turistlerin bile uğramadığı bir kasabada yoksul lise mezunu ve işsiz genç Muhammet Buazizi’nin meyve sattığı derme çatma barakasını yerle bir eden polise kendini ateşe vererek karşı koyması halkın 23 yıllık baskı ve talan rejimine karşı beslediği nefreti tetiklemiş ve sokağa dökülen kitleler, yüze yakın kurban vererek de olsa despotun ülkeden defolup gitmesini sağlamıştır. Tunus’un öğretim düzeyi yüksek aydınlık direnci demokrasi ve özgürlükler, işsizliğin sonlandırılması, ülke zenginliğinin adil dağılımının gerçekleşmesinde ülkesi için kendini ateşe veren Muhammed Buazizi’ye, polis kurşunları ya da Bin Ali’nin zindanlarında yaşamını yitiren tüm direnişçi yurtseverlere borçludur. B 32 Rusya’da seçim yılı VİTALİ İVANOV R Kaçarken milli serveti talan etmeleri Tunus ve Bin Ali’nin Ülkesinden kaçan kaçışıyla ilgili Pehlevi ABD tarafından yayımlanan haberler kabul edilmezken arasında Fransız Le benzer şekilde Bin Ali Monde gazetesi ilginç Batılı dostlarınca geri bir konuyu gündeme çevrildi. getirdi. Bin Ali ailesi, yanlarında 1.5 ton külçe altınla ülkeden kaçmış. Bin Ali’nin eşi Leyla Trabelsi, değeri 45 milyon Avro olan bu altınları bankadan alıp ülkeden çıkarmış. Tarihçiler, İran şahının saraylarındaki ve İstihbarat Teşkilatı SAVAK’ta bulunan belgelere dayanarak Şah ailesinin 16 Ocak 1979’da İran’dan ayrıldığında yüklü miktarda serveti çıkardığını bildiriyor. Uluslararası Af Örgütü’nün de içinde bulunduğu birçok insan hakları kurumu tarafından Bin Ali yönetimi diktatörlükle suçlansa da Batılılara bağlı diğer Arap liderleri gibi, Bin Ali ve hükümeti onlar tarafından az eleştiri konusu oluyordu. Batılılar ve özellikle ABD’nin Muhammed Rıza Pehlevi’yi himaye etmesinde hiçbir kuşku yok. 1953’teki ABD darbesiyle Şah Pehlevi’nin İran’a geri getirilmesi, bu ülkenin İran’daki siyasal, kültürel, ekonomik ve askeri olarak tam nüfuzunun başlangıç noktası oldu. Beyaz Saray, Muhammed Rıza Şah’a bölgedeki kendi jandarmalığını yapacak kadar destek verdi. Farsçadan çeviren: Ekber Karabağ (Günlük Politika gazetesindeki (Siasatrooz) 17 Ocak tarihli yorum) usya’da iki hafta boyunca devam eden yılbaşı kutlamaları nihayet sona erdi ve Sokaklar hareketlenecek 2011 yılı artık tam anlamıyla Bu yıl, adalet ve güvenlik alanında başladı. Bu yıl, önümüzdeki beşda değişikliklere sahne olacak. altı yılı belirleyecek olan önemli Devlet başkanının inisiyatifiyle siyasi gelişmeler yaşanacak. polis teşkilatında yapılacak olan Birincisi, 2012 yılının Mart ayında reformların yanı sıra ceza yapılacak olan devlet başkanlığı kanununda da önemli değişiklikler seçimlerinde kimin aday olacağı, meydana gelecek. Seçimlerle ve bu yıl belli olacak. Adaylıkların seçim kampanyalarıyla geçecek açıklanması için son tarih bu aralık olan bu yıl içinde “sokakların” ayı. Fakat, Dmitri Medvedev’le epey hareketleneceği beklenebilir. Vladimir Putin, kimin aday Geride bıraktığımız aralık ayında olacağı konusunda, daha erken bir sokak gösterilerinin nasıl etkin tarihte anlaşmaya varacaklar. olduğunu hatırlarsak, Burada hatırlatalım, devlet art 2012’de yapılacak olan devlet önümüzdeki dönemde bu başkanının görev süresi, 2008 gösterilerin daha da yılında yapılan değişikliklerle başkanlığı seçimlerinde kimin aday yoğunlaşacağını tahmin altı yıla çıkarılmıştı. olacağı bu yıl belli olacak. edebiliriz. Fakat, asıl mesele şu İkincisi, bu yıl parlamentonun Adaylıkların açıklanması için son ki siyasi sistemin sağlamlığını alt kanadı Duma için seçimler tarih bu aralık ayı. Fakat Medvedev’le ve istikrarını belirleyen husus, düzenlenecek. Fakat, Putin, kimin aday olacağı konusunda, onun sokak gösterilerinden Duma’nın seçimlerden sonraki hiçbir şekilde daha erken bir tarihte anlaşmaya yapısı, şimdikinden fazla bir etkilenmemesidir. Başka bir farklılık göstermeyecek. varacaklar. deyişle söylersek, ne kadar Bununla birlikte, bazı siyaset gösteri düzenlenirse bilimciler, seçim barajını düzenlensin, seçimler zamanında değişiklikler, beraberinde, Rusya sadece üç partinin geçeceğini yapılacak ve her şey önceden Parlamentosu’nun üst kanadı olan öngörüyor. Böylesi bir sonuç, belirlenen şekilde, normal düzende Federasyon Konseyi’ndeki iktidardaki Birleşik Rusya değişiklikleri getirecek. Böylelikle, gerçekleşecek. Böylece, bu yıl Partisi’nin yeniden parlamentoda muhalif göstericiler ne tür yerel birimlerin parlamentonun üst anayasal çoğunluğu sağlamasına gösteriler düzenlerse düzenlesin ve kanadıyla ilişkisi artarken bu imkân sağlayacak. Yine bunlar medyada ne kadar etki durum, parlamentonun üst hatırlatalım, 2008 yılında yapılan uyandırırsa uyandırsın, bunların, kanadının meşruiyetini de değişikliklerle, parlamentonun alt siyasi gidişat üzerinde hiçbir etkisi arttıracak. Beşinci olarak, yerel kanadının görev süresi, beş yıla olmayacak. yönetimlerin yapısında çıkarılmıştı. değişiklikler meydana gelecek. Üçüncüsü, Rusya’daki pek çok Rusçadan çeviren: Deniz Berktay Belediyelere yönelik idari federe yönetim bölgesinde yerel (İzvestiya gazetesi, Rusya, reformların sonucu olarak, meclis seçimleri düzenlenecek. 13 20 Ocak 2011) belediye başkanlarının doğrudan Mart’ta, aralarında Dağıstan’ın da bulunduğu 12 yönetim bölgesinde, yerel parlamento seçimleri düzenleniyor. Aralık ayında ise 7 federe bölgede seçimler var. Fakat, şayet yerel parlamento seçimlerinin federal parlamento seçimleriyle eşzamanlı olarak yapılmasına ilişkin yeni düzenleme kabul edilirse, bu durumda, en az 16 yönetim bölgesi, yerel parlamento seçimlerini erkene alacak. Böylelikle, bir yıl içinde en az 3035 seçim kampanyasının düzenlendiğine tanık olabiliriz. Dördüncüsü, yerel parlamentolardaki seçimlerle birlikte meydana gelecek seçilmesi usulü kaldırılırken belediye meclisi üyelerinin ağırlığı arttırılmış olacak. M T.C. KADIKÖY 7. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 20102759 TAL Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci artırma 3.02.2011 günü 12.0012.10 saatleri arasında KOŞUYOLU DOST OZAN SOKAK ACIBADEM YEDDİEMN OTOPARKI yapılacak ve o günün kıymetlerinin % 60’ına istekli bulunmadığı takdirde 8.02.2011 günü aynı yer ve saatte 2. artırmanın yapılacağı. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40 ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden K.D.V.’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği taktirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, satışa iştirat etmek isteyenlerin muhammen bedelin %20’si oranında nakit para ya da eş değerde banka teminat mektubu vermeleri şarttır. Fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. (İc.İf.K.l14/1, 114/3) Muhammen kıymeti LİRA (YTL): 50.000,00 YTL ADEDİ: 1 CİNS: 34 Eg 5604 Plakalı Isuzu Otobüs 2007 Model Beyaz Anahtarı Ruhsatı Yok Tipi Md 27/A/S Roybuis C 27 A/C Turbu (Basın: 4854) Yeşilkartımı ve nüfus cüzdanımı çalınmak suretiyle kaybettim. Hükümsüzdür. M.AHMET KORKUTOĞLU C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle