23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 OCAK 2011 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP İstanbul İl Başkanı Nebil İlseven, göreve birinin desteği ile gelmediğini söyledi 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Sorumluluğum büyük’ MİYASE İLKNUR Bayır: İlk hedef taşeron İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP İzmir İl Başkanlığı’na atanan Tacettin Bayır, Buca Belediyesi’nde taşeron olarak çalışan, ancak işlerine son verilenlerin sorununu bugün çözeceğini söyledi. İşçilerin taşeronlaştırmaya ve sendikasız çalıştırılmaya karşı eylem yapmak amacıyla belediye önüne kurduğu çadırı bugün halay çekerek kaldıracağını dile getiren Bayır, “İşçilerin sorunu işsizlik değil mi? Bu sorunu çözeceğim. Belediye başkanımı da partimi de kamuoyu önünde tartıştırmam” diye konuştu. Zeybek mazbata aldı ANKARA (ANKA) DP’nin yeni Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek mazbatasını aldı. Zeybek’in ilk işi ise bir an önce Genel İdare Kurulu’nu (GİK) toplayarak, “en yakın çalışma arkadaşları”ndan oluşturacağı Başkanlık Divanı’nı seçmek olacak. Ara dönemi vakit geçirmeden doldurmak isteyen Zeybek’in bu hafta bitmeden 50 üyeden oluşan GİK’i toplaması bekleniyor. Kopyadan yakalandı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) AKP Burhaniye İlçe Başkanı Sıdıka İmran Tolacıoğlu’nun, lise diploması almak için girdiği sınavda kopya çektiği gerekçesiyle hakkında tutanak tutulduğu ve sınav salonundan dışarı çıkarıldığı öğrenildi. Tolacaoğlu’nun coğrafya sınavı sırasında çantasındaki notlara bakarken yakalandığı öğrenildi. Başbakan’a eleştiri ANKARA (ANKA) Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Atilla Sertel, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’a “Erdoğan ve Kof Kabadayılık” yazısı nedeniyle dava açmasına ilişkin bir açıklama yaptı. Sertel, Erdoğan’ın kendisine yönelik eleştirileri “bertaraf” etme niyetinde olduğunu ifade etti. CHP’de son günlerin en popüler ismi oldu Nebil İlseven. İl başkanlığı için kulislerde toto oynanırken kimse onun ismini zikretmek şöyle dursun aklına bile getirmemişti. Ancak son bir haftada birden bire onun adı öne fırladı ve birkaç gün sonra atandı. Bu kez de kim tarafından Kılıçdaroğlu’na önerildiği tartışma konusu oldu. Bu da yetmedi eski defterler karıştırılarak TMSF’de görev yaparken attığı imzalar gündeme geldi. Başbakan’ın da onu hedef alan açıklamalarıyla ismi siyasi gündemin göbeğine oturuverdi. İlseven’le merak edilen konuları konuştuk. İl başkanlığına atandığınızda önce itirazlar yükseldi. Ama bir hafta içinde oldukça popüler oldunuz. Bu beklenmedik popülarite sizin için avantaj mı yoksa dezavantaj mı? İlseven: Bunun kolay bir şey olmadığı ortada ama sonuçta görevlendirmenin zamanlamasından kaynaklı bir popülarite bu. Seçim dönemi yaklaşırken özellikle İstanbul’un seçim sonuçlarına etkisi ve İstanbul halkının bu seçimlerde gelişmeye başlayan eğilimlerinin bunda etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü son birkaç gün de olsa örgütlerde gittiğimde görüyorum ki belli bir hareketlilik var. İnsanlar CHP’den önemli sonuçlar bekliyor. Her şeyden önce parti Türkiye’de iktidara talip olmuş ve o yönde organize oluyor. İstanbul’u bu hedefi gerçekleştirme yönünde organize edip o sonuca katkı sunarsak Türkiye’deki sonucu da etkileyebileceğiz. Bu kadar ilgi, benim şahsımdan ziyade partimizin kurumsal varlığı ve beklentilerle ilgili. Onun için üzerimde bireysel olarak çok büyük bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Ama aynı zamanda partimizin de böyle bir noktaya gelmiş olmasını, partimize olan güven ve beklentilere yorduğum için beni biraz ferahlatıyor. Ben aslında kendimi şanslı bir il başkanı olarak görüyorum. Çünkü herkes şu aşamada hem partililerimiz hem partimize gönül veren insanlar ama hem de geniş toplum kesimlerinin tam da bize destek vermeye ve bize doğru yönelmeye başladıkları bir dönemde göreve gelen bir il başkanı olarak bu önemli desteği kendime önemli bir imkân ve bir şans olarak görüyorum. Başbakan’ın sizi hedef NEBİL İLSEVEN’İ KİM GÖREVE TAŞIDI? İlseven: Bir kere bu, Nebil İlseven’e haksızlık. Onu tartışacak durumda değilim. Ama hepsinden önemlisi CHP’ye haksızlık. Çünkü ben CHP’de bir kişinin veya bir grubun talimatı ve organizasyonuyla bir görevlendirme yapıldığını görmedim. Her türlü baskının yapıldığı ortamlarda bile Türkiye’de üzerinde en çok mühendislik yapılmaya çalışılan yapının CHP’nin olduğunu biliyorum. Neden? Biz sonuçta cumhuriyetin kuruluşundan beri varolan bir siyasi örgütlenmeyiz hâlâ. İnsanlar bizden bir şeyler bekliyor. Dolayısıyla bir kişinin ya da bir zümrenin organizasyonu sonucu partinin önemli bir pozisyonuna yapay olarak getirilmesi söz konusu değil. Bu CHP’ye haksızlık. Saydığınız şıklar arasında en son şık olan “hiçbiri”ni biraz açmamız lazım. Sonuçta benim genel başkanla tanışmadığım fikri tamamen yanlış. Biz onu hem bürokratlığı hem bürokratlığı ile siyasete geçiş yaptığı dönemde, siyasete atıldıktan sonra da parti yetkilimiz olarak tanışıklığımız yeni bir şey değil. Hatta bazı arkadaşlar, “Ya genel başkan seni tanıyormuş” diyerek şaşkınlıklarını belirttiler. Tanır tabii. Ama biz bunu magazin konusu yapmayız. Çünkü parti içinde herkesle belli bir ilişkimizi hem bir parti disiplini hem bir parti ahlakı hem de insani ilişkiler çerçevesinde götürürüz. Bundan dolayı diğer şıklar tamamen geçersiz. ‘Seçim hedefine odaklandık’ Son on yıl içinde örgüt baştan aşağı değiştirildi ve eski örgütten eser kalmadı ama yine de örgütü tanıyıp seçime hazırlanma konusunda zamanınız dar. Bu handikapı nasıl aşacaksınız? Bugünkü örgüt yapısının değiştiği yönündeki tespitiniz doğru. Örgüt yapısı belli toplumsal olumsuzluklardan etkilendi. Ama yine gidip baktığımda yeni parti kimliğinde olumsuzlukların dışında çok olumlu gelişmeler de var. Genç insanlar, iyi bir statüsü, işi gücü olduğu halde partiye katkı sunmaya çalışanlar, CHP örgütünde aşağıda yerini almışlar. İstanbul’da iktidar olamayan partinin Türkiye’de iktidar olamayacağı ortada. Bu sizi korkutmuyor mu? Tam tersine bize daha büyük bir şevk veriyor. Aslında bizim şansımızı da katlıyor. Çünkü biz artık idari ve örgütsel olarak vaktimizi ve enerjimizi israf ettiğimiz konuları bu dönemde kenara koyabileceğiz. Ümit ediyorum ki örgüt içinde de birlik beraberlik sağlayarak hedefe kilitleneceğiz. Bu noktada gerekli koşulların olduğunu görüyorum. Bizim örgütümüzde çok alıştığımız bazı ayrışmalar ve farklılıkların bir kenara itilerek seçim hedefine odaklandığını görüyorum. Nasıl bir seçim kampanyası hedefliyorsunuz? Seçim kampanyalarıyla ilgili iki konu var. Bir, genel merkezin gerek yöntem gerek içerik olarak Türkiye genelinde bir politika oluşturması lazım. O çalışma herhalde önümüzdeki haftalar içinde sonuçlanacak. Bir de bizim burada kendi içimizde arkadaşlarımız bizden materyal bekliyor. Elimizde çok ciddi bir materyal var. Genel başkanımızın kurultayda 42 maddelik bir ana çerçeve çizdi. Biz şimdi dayanışma ve destek grupları dediğimiz, seçim büroları dediğimiz oluşumlarla yavaş yavaş mahalle ve sokaklarda anlatmaya başlıyoruz. İstanbul 56 bin sokakta isim tespit etmiş ve yola çıkmış durumdayız. Onun denetimi ve izlenmesini başlatıyoruz. İktidarı destekleyen geniş bir medya grubu var. Doğan grubu da yanlış anlamaları önlemek için size mesafeli duracaktır. İşiniz zor olmayacak mı? İşimiz kolay değil doğru. Ama ben parti de yönetici iken de hep söylemişimdir. Bu medya kalaycılığına saplanıp kalmayalım. Niye? Sonuçta medya neyse onu verir. Bir yere kadar çarpıtır veya görmezden gelir. Ama olanı çok fazla saklayamaz. Sen önce etkiyi yarat. Geçmişte sonuçlarına “aa” diye şaşırdığımız seçimlerde galip gelen partiler medya desteğiyle o sonuçları almadılar. DSP de, MHP de, RP de hatta AKP de medya desteğiyle başarı sağlamadılar. Medya desteği önemlidir ama tek koşul değildir. Tunuslular, Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma anıları ile Türkleri ve Türkiye’yi sevmeyi sürdüren bir topluluğun bireyleri olduklarını bu kez de gösteriyorlar. Ülkelerindeki son gelişmeler bu sevgiyi tazeleyen sokak gösterileri ile de tazelenmiş oldu.Osmanlı’nın adil davranışının gecikmiş mükafatı olarak da adlandırabileceğimiz bu gösterileri asıl etkileyen unsur ise onların 2011’de gerçekleştirmek istedikleri değişimi, bizim 1950’de ve kansız bir şekilde uygulamaya başlamamız ve bu yolda hem kalıcı hem de büyük aşamalar kat etmiş olmamızdır. Bunu öncelikle, elbette halkımızın 1923 Aydınlanma Devrimini başarmış olmasının yanı sıra olgunluğuna da borçluyuz. Ama, bu önemli öğelerin yanı sıra o tarihte tek partili yaşama son verilmesi zamanınıh geldiğini, çevresindeki birtakım müfrit demokrasi karşıtlarını dinlemeden açıklayan ve bu doğrultuda hemen uygulamaya geçilmesini isteyen ‘Milli Şef’ İsmet İnönü’nün öngörüsünün etkisini unutmamamız gerekiyor. Adı Yasemin Devrimi Olsa da! İsmet Paşa faktörü “Paşam henüz zamanı değil” ya da “Bir süre daha bekleyelim”cilerin uyarılarını iyi ki dinlemeden çok partili yaşamı ve o yaşamın gerektirdiği çok partili gizli seçimi yargı güvencesi altında yaptıran İsmet Paşa’nın, sandıktan çıkacak sonuçla partisinin 27 yıllık iktidarından düşeceğini bildiğini yaşayan belki de tek ve en yakın tanığıyım ben. Ülkesini Fransız sömürgesi olmaktan kurtararak 1956 Martı’nda bağımsızlık ilan eden Habib Burgiba’yı,Tunus’un Mustafa Kemal’i olarak algılayanlar, onun laiklik anlayışını yeteri kadar bilmeyenlerdir. Zira Burgiba, laik bir düzen uyguladığını sanarak camileri kapatma, namaz vakitlerini kendi keyfine göre ayarlama yolunu seçmiştir. Bugün laik Cumhuriyet karşıtlığı yapmak için, “camilere asker doldurulduğunu” söyleyenler var ya? Onlar, Cumhuriyet düşmanlığı yapmak amacıyla İkinci Dünya Savaşı sırasında sınırlarımızı korumak için silah altına alınmış çocuklarımıza barınak sağlamak zorunda olan bir devletin bulunduğunu unutmuş görünmek isteyenlerdir. Yoksa Atatürk’ün de, halefi İsmet İnönü’nün de laiklik anlayışları dinlere ve elbette İslam dinine içten saygılı davranmak, ama devleti laiklik ilkesine bağlı bir yapı içinde tutmak olmuştur. Onların ardından Cumhurbaşkanı olan Bayar da partisindeki aykırı seslere rağmen aynı yolu izlemiştir. Hurafe ve dini politikaya araç yapma sevdalılarının bunun aksini iddiaları ise çoktan değerini yitirmiş söylentiler olarak kalmıştır.Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Asya’da laikliği, demokratik rejimin vazgeçilmezi olarak görmek isteyenler için Türk modelinin başvurulacak en sağlıklı seçenek olduğunu; Bin Ali’nin şu anda ülkesinden apar topar kaçmak zorunda bırakaldığını unutmamakta yarar var. İsmet İnönü, öngörüsü ve çok partili özgür seçimli demokrasiye inancı nedeniyle zamanında pembe devrim denilen değişimi gerçekleştirmemiş olsaydı Türkiye tam bir Ortadoğu ülkesine döner, darbecilerden birisi gelir ötekini devirirdi. Bugün bir kahraman olarak anısını yaşatıyorsak bu sadece İnönü Savaşlarının galibi Lozan Antlaşması’nın imzalayanı olmasından değildir. Uşak İstasyonu’nda başına atılan taşı, Topkapı’da otomobilinin önünü keserek kendisini tartaklamaya kalkışanları bile sessiz bir hoşgörüyle izleyerek arkalarında örgütlü kimseler olduğu türünden evhamlar içinde girmeyecek kadar kendisine güven duymasındandır da!Tunus, adını ‘Yasemin Devrimi’ koymuş olduğu değişimi umarız en az kansız bir şekilde atlatır. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] CHP İl Başkanı Nebil İlseven, “Birilerinin desteği olduğunu iddia etmek hem bana hem partime haksızlık” diye konuştu. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) BU KADAR AKTİF BİR GÖREVİ NEDEN SEÇTİ? İlseven: Ben ve benim gibi iş dünyasından birçok arkadaşım hiçbir zaman ülke sorunlarına duyarlılığımızı kaybetmiş kişiler değiliz. Benim partide gerek bireysel gerek örgütsel çalışmalara olan yakınlığım sürdü ama mutfağında aktif olarak görev talep etmedik. Bunun da nedeni çok açık. Sonuçta 2425 bin çalışanı olan bir grubun üst yöneticisi olarak bizim kendi bireysel çıkışlarımızı ve tavırlarımızı, o kadar insandan sorumlu olduğumuz bir pozisyonda geri tutabilmemiz gerekiyordu. Bu durum bizim en başta profesyonel olarak, o insanlara ve yaptığımız işlere karşı bir sorumluluğumuzdur. Ben bu anlamda aktif siyasete uzak durdum. Üstelik de böyle bir sorumluluk noktasında görev yaparken, bir bölümü de bunun altını çizmek istiyorum basınla ilgili bir kurumda olunca bu daha da bir hassasiyet kazanıyor. Ben hiçbir zaman bizim basın iştiraklerimizle doğrudan ilgilenen veya yönetim sorumluluğu taşıyan bir pozisyonda olmadım. Sonuçta ben basının da olduğu grupta belli profesyonel sorumluluk göstermemiz normaldir. almasıyla kendinizi seçmene tanıtma gibi bir reklam ihtiyacınız da kalmadı gibi. Yok, ben olayı Sayın Başbakan’ın bir saldırısı olarak görmüyorum. O bir tespit yapıyor. Tespiti de kendi siyasal duruşu itibarıyla bir şekilde ifade ediyor. Bizim esas reklamımızın tabanda olacağını düşünüyorum. Biz eğer tabandaki geniş kesimlere dokunabilirsek, onları tekrar partimize ısındırabilir, partimizi de tekrar onların beklentileri, ihtiyaçları çer çevesinde düzenleyebilirsek ve onların yanında olduğumuza inandırabilirsek en büyük reklamı yapmış oluruz. İl başkanlığı görevi için teklif sizden mi gitti, yönetimden mi? Biz parti içinde çeşitli pozisyonlarda görev yapan arkadaşlarımızla partiyi büyütme ve farklı yönetim modelleri üzerinde fikir alışverişinde bulunuyorduk. Sonuçta beklemediğimiz süreçler yaşadık. Partimiz bir devinim süreci içine girdi ve kimsenin önceden planlamadığı, idari ve siyasi olarak bir değişim süreci içine girdik. Düşüncelerimizi paylaştığımız bu arkadaşlar, “Biz bunları konuşuyorduk, işte şimdi sırası geldi, görev kabul eder misin” deyince benim “bir düşüneyim” deme lüksüm yoktu. Hiç de planlanmadık bir hızla ve gerçeklikle bu görevlendirme karşımıza çıktı. Bu durumda artık bir radikal karar vermemiz gerekiyordu. Biz de o kararı verdik. İki kentte üç bombalı saldırı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Batıkent Sitesi yanında bulunan askeri lojmanın dış duvarının dibine konan ses bombası, büyük bir gürültüyle patladı. Olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Diyarbakır 7. Kolordu Komutanı’nın resmi konutunun bulunduğu Paşa Konağı mevkisinde BBP Diyarbakır İl Başkanlığı ile Alperen Ocağı’nın bulunduğu 3 katlı binaya da ses bombası atıldı. Tunceli’de ise Kredi Yurtlar Kurumu’na ait binada patlama oldu. Saldırının ses bombasıyla yapıldığı bildirildi. İÜ’deki uygulamaya ilişkin kararını açıklayan mahkeme, ‘İstanbul’da olağanüstü hal yok’ dedi ‘Arama izni’ iptal edildi İstanbul Haber Servisi İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi, İstanbul Üniversitesi’nin (İÜ) fakülte, yüksekokul ve diğer idari binalarının yakın çevresinde polise 1 yıl süreyle arama yetkisi veren kararı iptal etti. Somut bir suç şüphelisi olmayan kişiler hakkında 1 yıl süreyle genel arama kararının özel hayatın gizliliğini ve masumiyet karinesini ihlal edeceğini, bunun da anayasaya aykırı olduğuna karar veren mahkeme, İstanbul’da “olağanüstü hal olmadığına” vurgu yaptı. İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 30 Kasım 2010’da aldığı arama kararına DSP İl Başkanı Ercüment Tahiroğlu’nun yaptığı itirazı inceleyen İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi, itirazı kabul ederek, önleme araması kararının iptaline hükmetti. Mahkeme, söz konusu kararın temel hak ve özgürlüklerin anayasa ve yasaların aksine yönetmelikle sınırlandırılması gibi bir uygulamayı ortaya çıkarabileceğini vurgulayarak İÜ’de güvenliği tehdit edici faaliyetlerin neler olduğunun talep yazısında ve itiraza konu kararda açıklanmadığına dikkat çekti. Kararda, önlenmesi amaçlanan suçun ne olduğunun da belli olmadığı vurgulanarak “İstanbul’da diğer illerdeki gibi halen olağan yürürlükteki rejimin uygulandığı, olağan üstü hal veya sıkıyönetim uygulaması yapılmadığı, milli güvenlik ve kamu düzenini sarsıcı somut olayların belgelendirilmediği, genel sağlık ve genel ahlakın korunmasını öngören herhangi bir duruma somut olguya dayalı olarak yer verilmediği anlaşılmaktadır” denildi. Restoran basan polis sürüldü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Çayyolu’nda yanlarında aileleri bulunan çocuklar hakkında içkili bir restoranda bulundukları gerekçesiyle işlem yapan ve açılan soruşturma çerçevesinde ifadesi alınan Çocuk Şube Müdürü Selçuk Doğuş, personel emrine alındı. Çocuk Şube Müdürlüğü’nden Sorumlu Müdür Yardımcısı Turgay Karabulak ise İnşaat Şube Müdürlüğü’nden sorumlu Müdür Yardımcısı oldu. Çocuk Şube Müdürlüğü’nde Müdür Yardımcısı olan çalışan Serkan Tecirlioğlu Mamak İlçe Emniyet Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. YGS başvuru süresi bitiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Üniversiteye girişte birinci basamak sınavı olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na (YGS) başvuru süresi bugün sona erecek. Adaylar 2011ÖSYS kılavuzuyla aday bilgi formuna ÖSYM’nin http://www.osym.gov. tr internet adresinden ulaşabilecek. Erdoğan’a sarılacivert koruma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın giriş çıkış yaptığı Başbakanlık Merkez Binası’nın kapısında saygı nöbeti tutan muhafız polislerin kıyafetleri değiştirildi. Korumaların kıyafetlerinin, sarılacivert olarak değiştirilmesi dikkat çekti. Polisler, bugünden itibaren yeni kıyafetleriyle saygı nöbeti tutacaklar. ‘Ölçülü olmak zorunda’ Kararda, önleme aramasının sınırlı ve ölçülü olmak zorunda olduğu vurgulanarak, herhangi bir ceza soruşturmasında dahi bir defaya mahsus olmak üzere arama izni verildiği belirtildi. Bu kararın “hâkimin karar verme yetkisinin devri anlamına gelebileceği”ne dikkat çekildi. Sarıyer Behçet Kemal Çağlar Lisesi’nde kantin fiyatlarını protesto eden öğrencilerin “basına açıklama yaptıkları” gerekçesiyle okuldan uzaklaştırıması öğrenciler, veliler ve eğitimciler tarafından protesto edildi. Okuldan uzaklaştıralan öğrencilerden Çağla Ural’ın annesi Nursel Yiğit Ural, Sarıyer İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçe vererek kararın geri alınması istedi. EğitimSen 3. Nolu Şube Başkanı Nebat Bukrek de öğrencilerin cezalandırılmasının hukuksuzluk olduğunu söyledi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) YÖK ve STK’ler işbirliği yapacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, dün çeşitli düşünce kuruluşları temsilcileriyle yemekte bir araya geldi. Toplantıya 11 düşünce kuruluşu ve araştırma merkezinin temsilcisi katıldı. Özcan, “Çağdaş üniversite imajını yakalayabilmek için YÖK’te ve YÖK Kanunu’nda ne gibi değişiklikler yapmak gerektiği konusunda fikir aldık” dedi. C MY B C MY B OKULDA PROTESTO
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle