18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ İstihbarat: Cengiz Yıldırım Ekonomi: Hasan Eriş Yazıişleri Müdürleri: Güray Öz (Sorumlu) Dış Haberler: Özgür UluMurat Ataş Miyase İlknur (Ek Yayınlar) soy Kültür: Celal Üster Spor: Arif Kızılyalın Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara BilgiBelge: Edibe Buğra Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıldız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kongar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: (0322) 3631211, Faks: (0322) 3631215 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 İdare Müdürü: Hüseyin Gürer Mali İşler: Bülent Yener Satış: Fazilet Kuza Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.47 Güneş: 7.19 Öğle: 12.21 İkindi: 14.47 Akşam: 17.12 Yatsı: 18.36 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 18 OCAK 2011 Otizm Vakfı’nda ömür boyu bakım olanağı İstanbul Haber Servisi Otizmli çocukların aileleri bir araya gelerek Ankara’da Otizm Vakfı’nı kurdu. Ankara Otistik Bireyler Derneği (ANOBDER) üyelerince Ankara’nın Çankaya ilçesinde kurulan Otizm Vakfı, Türkiye’nin değişik illerinde şube ve temsilcilikler açmayı planlıyor. Vakfın, otizmli bireylerin sağlık ve rehabilitasyon ihtiyacını karşılama, bu bireylere erken teşhis olanağını sunma, eğitim, iş, sosyal, kültürel faaliyetlerde bulunma, otizmli bireyi topluma kazandırma, vakıf bünyesinde kurulacak tesiste ömür boyu bakım ve barınmasını sağlamak gibi çok sayıda amacı bulunuyor. (0 312 436 72 61) Önce su gitti sonra kuşlar HES’ler ve barajlar sulak alanları bitiriyor. On yıl içinde en az üç kuş türü yok olacak İstanbul Haber Servisi Dünya Kuşları Koruma Birliği’nin son raporuna göre Türkiye kuş türlerini ve doğal yaşam alanlarını Avrupa’da en hızlı kaybeden ülke oldu. Bilimsel çalışmalara göre kuş türlerinin yok olmasının ana nedeni de hidroelektrik santrallar (HES) ve barajlar. Kaybolan türlerin başında turnalar geliyor. oluş hızında Türkiye’yi, yüzde 46.4 ile AB üyesi İsveç izledi. Türkiye’de 10’dan daha az tellliturna kaldığı, eskiden daha yaygın olan turna sayısının ise 50’den daha az olduğu kabul ediliyor. HES ve baraj inşaatları durmadığı takdirde, on yıl içinde en az üç kuş türünün tümüyle yok olacağı tahmin ediliyor. Dünyada sadece Türkiye’de yaşayan yaklaşık 500 bitki türünün de yine HES’ler nedeniyle on yıl içinde yeryüzünden silineceği öngörülüyor. Doğa Derneği Başkanı Güven Eken yaptığı açıklamada “Doğada bir sorun varsa bunu ilk olarak oradaki kuşlardan gözlemlersiniz” dedi. Rafting yapacak dere de kalmadı ÖMER ŞAN Ücretsiz ‘Hızlı Okuma’ semineri İstanbul Haber Servisi Kadıköy’deki Gamet Gelişim Akademisi’nce düzenlenen Hızlı Okuma Semineri 20 Ocak’ta başlıyor. 14.0017.00 saatleri arasında düzenlenecek semineri hızlı okuma eğitmeni Ahmet Aksoy verecek. Kişisel ortalama okuma hızının geliştirilmesi, kullanılması amacına yönelik hızlı okuma, ortaöğretim düzeyinde eğitim görenler için ortalama okuma hızı dakikada 100 ile 200 kelime arasında değişiyor. Yükseköğrenim görenlerde bu rakam 250’ye dek çıkıyor. Seminerde katılımcıların ortalama okuma hızları belirlenerek bu hızın geliştirilmesi için kullanılabilecek pratik yöntemler sunulacak. (0 216 450 5784) RİZE Rize’nin Ardeşen ilçesinde rafting sporunun bölgedeki geleceğinin değerlendirildiği bir toplantı yapıldı. Toplantıda, rafting için büyük önem taşıyan, Rize ve Artvin’deki derelerin HES projeleri yüzünden kurutulma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu ve bu yüzden de rafting sporunun can damarlarının yok edildiği vurgulandı. Ardeşen’de düzenlenen toplantıda söz alan Doğu Karadeniz Doğa Sporları Kulübü (DOKADAK) Başkanı Sabri Aslışen, özellikle de son dönemde Doğu Karadeniz’de geliştirilen HES projeleri, taşocakları ve dere yataklarından malzeme alınması çalışmalarının, doğal rafting parkurlarını bozduğunu söyledi. Rafting sporunun doğal parkur alanlarının bu tür projelerle yok edildiğini, uluslararası boyut kazanan Fırtına Rafting Şenliği için başta federasyon olmak üzere, bölge temsilcilerinden de gerekli desteği görmediklerini belirtti. Antrenman alanı bulamadılar Aslışen, önceki yıl Avrupa Şampiyonası’na hazırlanan Rafting Milli Takımı’nın Rize’de kampa girdiğini, İkizdere Vadisi üzerinde antrenman yapacak alan bulmakta zorlandığını da anımsatarak şöyle konuştu: “Daha önce bu bölgemizde 60 kilometrelik doğal bir rafting parkuru vardı. Ancak HES projeleri, yol genişletme, taşocakları ve dere ıslah çalışmaları nedeniyle artık herhangi bir doğal parkur kalmadı.” Turnalar yok oluyor Birliğin ülkelerden gelen bilgilere göre periyodik olarak güncellediği raporda geçen 10 yıl içinde doğal yaşam alanlarının kaybolması nedeniyle Türkiye’deki 465 kuş türünün en az yüzde 55’inin ciddi oranda azaldığı ortaya çıktı. Kuşların yok Motosiklet buluşması WASHINGTON (AA) ABD’nin başkenti Washington’daki Uluslararası Motosiklet Fuarı, motor tutkunlarını bir araya getirdi. Her yaştan ziyaretçinin akın ettiği üç günlük fuarda, farklı markalarda birbirinden yeni yüzlerce model görücüye çıktı. Yarışma, hediye çekilişleri gibi çeşitli eğlenceli aktivitelerin de yer aldığı fuarda, eski motosikletlerin sergilendiği bölümlerde katılımcılara nostalji turu yaptırıldı. Fuarda sadece teknoloji değil, sanat da sergilendi. Motosiklet dizaynı yapan sanatçıların motorların üzerine yaptıkları birbirinden ilginç süslemeler büyük ilgi topladı. Fuarın en ilgi çeken bir diğer bölümü de riskli sürüş denemelerinin sergilendiği motor şovu oldu. Prof. Dr. Hamzaoğlu: Kötü bir ünü olan obezite ameliyatlarında risk azalıyor ‘Robotun eli titremez’ SİBEL BAHÇETEPE ameliyatları daha güvenli hale getirdi” dedi. IŞIL ÖZGENTÜRK Dünyada ve Türkiye’de giderek yaygınlaşan obezite beraberinde pek çok hastalığı getiriyor. Özellikle diyet ve sporla zayıflayamayacak durumda olan hasta grubuna ameliyat öneriliyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Hamzaoğlu, obezite ameliyatlarının Türkiye’de kötü bir ünü olduğunu belirterek “Obezite ameliyatlarında robotik cerrahinin kullanılması bu Cerrahın konforu artıyor Robotik cerrahi ile obezite ameliyatlarının pek çok artısı olduğuna dikkat çeken Hamzaoğlu, “Üç boyutlu ve kaliteli görüntü, zor ameliyatların robotun insan elinden çok daha yetenekli kolları ile güvenle yapılması en başta gelen avantajları. Bunun yanında titremenin olmaması, cerrahın ameliyat sırasında konforu, daha az kanama olması ve kozmetik sonuçların daha iyi olması robotun avantajlarıdır” dedi. Robotik cerrahi ile obezite cerrahisinde mideye kelepçe takılması, mide bandı, mide balonu gibi tüm ameliyatları yapmanın mümkün olduğunu vurgulayan Hamzaoğlu, özellikle gastric bypass (mide hacminin küçültülmesi ve incebağırsağın 3’te birinin devre dışı bırakılması) ameliyatlarında tercih edildiğini söyledi. Hamzaoğlu, “Robotik cerrahi, zor ameliyatlar olduğu için genellikle gastric bypass ameliyatlarında tercih ediliyor. Bu ameliyatlarda kullanımı güvenliği arttırıyor” dedi. ‘Ameliyat sayısı artacak’ Prof. Dr. Hamzaoğlu, 22 Ocak’ta Maslak Acıbadem Hastanesi’nde “Metabolizma ve Obezite Cerrahisi Semineri” düzenleyeceklerini kaydederek “ABD’de geçen yıl 220 bin obezite ameliyatı yapıldı. Türkiye’de de sayı artacak. Dr. Keith Kim ve ameliyat sonrası bakımda deneyimli Dr. Cynthia Buffingto ile İngiltere’den Dr. Carrel le Roux da seminere katılacak” diye konuştu. Seveceksen Böyle Seveceksin! Dışarıda çok kötü bir hava var. Gökyüzü kapkaranlık, eh gazetelerdeki haberler de pek iç açıcı sayılmaz. Ayrıca tarihi aşklardan sıkıldım, en iyisi ben bugün size bir sevgi masalı anlatayım. Hep birlikte içimiz ısınır ve gökyüzü aydınlanıverir, bu işler hiç belli olmaz, aydınlanıverir. Bugün hikâyemizin kahramanı, on dokuz yaşındaki güzeller güzeli Nimet. Kendisi şimdilerde İstanbul’un varoşlarında tek göz bir gecekonduda oturuyor. Nimet bundan tam on dokuz yıl önce Erzurum’da ne iş bulduysa yapan bir babayla sürekli yakınan bir annenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. On yaşındayken babası bir mide hastalığından ötürü öldü ve annesi ağabeyiyle Nimet’i terk edip yeniden evlendi. Nimet’in çocukluğu akraba evlerinde geçti. On dördünü bitirdiği gün yengesi Nimet’i yanına aldı. Yenge Nimet’ten üç yaş daha büyüktü. Ve bu iki küçük kadın Almanya’da kaçak işçi olarak yaşayan ağabeyin arada sırada gönderdiği paralarla yaşamayı başardılar. Hikâyenin bundan sonraki kısmını Nimet anlatıyor: Yengemle birlikte oturduğumuz evin yanında bir inşaat vardı. Bizim oralarda dedikodu çok olduğundan bir gün bile başımı kaldırıp inşaata bakmamıştım. Halbuki inşaatın bütün pencereleri bizim evin avlusuna bakıyordu. Bir gün büyük bir gürültü oldu. Ardından bağırmalar, çağırmalar. Yengemle hemen avluya fırladık. Meğer inşaattaki balkonlardan biri çökmüş ve işçilerden biri aşağı düşmüş. Yengemle hemen kapıyı açtık, düşeni bizim avluya taşıdılar. Kuyudan su çekip yüzünü yıkadık. Hastaneye götürmediler. Bereket çöken balkon ikinci kattaymış, az bir yükseklikten düşmüş Kadir; ya evet o gün düşen adamın adı Kadir’di. Yani benim şimdiki eşim. O günden sonra bana bir hal oldu. O günden sonra her avluya çıktığımda inşaata bakmaya başladım. Kadir de hep aynı küçük pencereden bana bakardı. Birbirimize âşık olmuştuk. Kadir on sekizindeydi ben on altı. Derdimi yengeme açtım. O, “Ben senin yerinde olsam hazırlar bohçamı adama kaçardım” dedi. Yengem de ağabeyime bir gece vakti kaçmıştı. Bu bana çok iyi bir çözüm geldi, nasılsa tek arayanım soranım yengemle ağabeyimdi, onlar da razı, öyleyse kaçacağım. Kadir’le mektuplaştık. Gün kararlaştırdık, ben bohçamı hazırladım. Birlikte otobüse bindik ve İstanbul’a geldik. Sorarlar bana hiç korkmadın mı? Neden korkacağım, ben onu seviyorum o da beni. İnsan sevdiğinden korkar mı? Kadir’in Erzurum’da tek bir amcası vardı, diğer akrabaları hep İstanbul’daydı, önce onların kapısını çaldık, “Biz kaçtık, geldik” dedik. Buradaki akrabalar önce biraz şaşırdılar. Çekindiler, “Arkanızda polis var mı” diye sordular. Kadir, “Kız bana kendi gönül rızasıyla kaçtı” dedi. O zaman altımıza bir yatak serdiler. Sonra Kadir mezbahada bir iş buldu, kendi gecekondumuzu kurduk, ocağımız tütmeye başladı. Biz öyle düğün, nikâh filan yapmadık. Biz birbirimizi seviyoruz, onun için defter imzalamamız gerekmez. Çocuk olunca resmi nikâh yaparız, çocuk için ona bir nüfus kâğıdı lazım, mecburen kâğıt imzalarız. Yok vallahi, ben öyle paragöz değilim. Ben öyle Almanya, Libya filan istemem. Onların parası onların olsun, Kadirim benim yanımda olsun bu bana yeter. Tabii ki, insanoğlunun başına her şey gelebilir. Bir gün Kadir elden ayaktan düşebilir, o zaman ben ne güne duruyorum, sıvarım kollarımı bakarım Kadirime. Hayat müşterek, yeter ki birbirimizden bir an bile ayrılmayalım. Nimet böyle söylüyor, kendine, Kadir’e güveniyor, İstanbul’u seviyor, yaşamayı seviyor ve her gün süslenip kapıda Kadir’i bekliyor. Güzel bir aşk masalı, darısı herkesin başına. Amin! Depresyon artıyor Türkiye mutsuz ‘cenneti’ İstanbul Haber Servisi Ülkemizde 3 bin kişi üzerinde yapılan araştırmayla toplumumuzda depresyon görülme sıklığının fazla olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre, her 10 kişiden 3’ü kendini sürekli mutsuz ve üzüntülü hissederken katılımcıların yüzde 28’inin depresyonda olma ihtimalinin bulunduğu, bu rakamların Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerinin üzerinde olduğu belirtildi. Modern esinti Hong Kong’da süren moda haftasında koleksiyonunu sergileyen Vietnamlı modacı Ha Nhat Tien, tasarımlarıyla şaşırttı. Modern ve teknolojik kıyafetleriyle dikkat çeken modacı, 27 ülkeden tasarımcının katıldığı haftada öne çıkan kreasyonların sahibiydi. (AFP) Karşınızda ‘lazboard’ ÖMER ŞAN Karar vermede zorluk TurkNet’in NG İnternet Hizmetleri platformu üzerinden yaptırdığı “Türkiye depresyonda mı?” konulu anketin sonuçlarına göre ankete katılanlar, fiziksel herhangi bir sıkıntıları olmamasına karşın hareketlerinde aşırı bir yavaşlama olduğunu veya tam tersine içlerindeki rahatsızlıktan dolayı aşırı hareket etmeye başladıklarını belirtiyorlar. Bu kişiler, kendilerine verdikleri değerde ve duydukları güvende azalma olduğunu, kendilerini sürekli eleştirmeye ve suçlamaya başladıklarını, dikkatlerini toplamada ve yeni şeyler öğrenmede güçlük çektiklerini, hatta günlük kararları vermekte zorlandıklarını belirtiyorlar. isilozgenturk gmail.com RİZE Rize’nin İkizdere ilçesi Meşe köyünde 150 yıldır “yüzme tahtası” adı verilen ilkel bir tahta ile yapılan kayak sporu, köy sakinlerince geliştiriliyor. Meşe köylüleri tarafından snowboard’un atası olduğu iddia edilen “lazboard”, yapılan yeniliklerle çağa ayak uyduruyor. Köylüler şimdi kış şartları ve kayak sporları için özel hazırlanmış elbiseler ve diğer özel donanımlar ile kayıyor. “Yüzme tahtası”nı da aslına bağlı kalarak geliştiren lazboard’cular, lazboard’un profesyonel bir spor dalı olarak kabul edilmesi için Kayak Federasyonu’ndan destek bekliyor. Rize’de bu yıl kar yağmadığı için yıllardır olduğu gibi bu yıl da köylerinde kayamayan lazboard’cular, 2 bin 640 metre yüksekliğindeki Ovit Dağı’na çıkıyor. Çocukluğundan bu yana kayak yaptığını söyleyen Hızır Havuz, “Köyümüzde 150 yıldır yapılan bu sporu geliştirmek istiyoruz” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle