18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 OCAK 2011 SALI CUMHURİYET SAYFA 15 Edirne’de 1. sınıf tarım arazisinin TOKİ’ye tahsis edilmesine STK’lerden ve yurttaştan tepki var: MAVİ SÜRGÜN SERDAR KIZIK Tarım için büyük kayıp NERİMAN ÖZCAN Arena’nın Islıkları... Bir kez daha anlaşıldı ki futbol, sadece futbol değildir. Galatasaray’ın yeni stadının açılışında Başbakan, TOKİ Başkanı’na gösterilen büyük tepki, ıslıklar bunu gösterdi. Peki, kimdi onlar, ıslıklar, yuhlar kimindi? Ve niçindi? Başbakan’ın, bakanların stadı terk etmelerine yol açanlar kimlerdi? Muhalefet partilerinin üyeleri mi? Örgütlü olarak bir araya gelmiş ya da getirilmiş iktidar karşıtları mı? Yeminli AKP düşmanları mı? AKP’yi sevmeyen, istemeyenler kulübü mü? Stat kıyağına “nankörlükle” yanıt verenler mi? Biz değil, AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç twitter hesabında yazıyor. Ağzı sıkı laf yapan ezberci Suat Bey buyurmuş... Diyor ki: “100’lerce trilyon harcandı o stadyum için, rüya bir proje gerçekleşti Başbakan sayesinde. İdraktan mahrum sefillere yazıklar olsun! Tepki koyanlar orada maç da izlemesinler bakalım... Sefillik ve acizlik bu olsa gerek! Bir de güdümlü ıslıkçılara bakarak ‘oluyor galiba’ diye sevindirik olanlar yok mu? Onlar da 12 Haziran’a kadar sabretsinler bakalım.” Ne kadar ağır ve haksız suçlamalar. Sevgili GS’li arkadaşlara maç bile izlettirmeyecek ileri demokrasinin önderlerinden Suat Bey... Şimdi protestocuların “provokatör” olup olmadıkları araştırılıyor, tıpkı Dünya Basketbol Şampiyonası’ndaki gibi. Sanki provokatörler spor sahalarında tur düzenliyor. Oysa oradakiler bir kıyağa razı olmayan GS’liler. Sadece GS’liler değil aslında. İktidarın çabasıyla ikiye bölünen toplumun yarısı... Ülkenin gidişatından umutsuz, geleceğinden kaygılı olanlar... Üniversite mezunu işsizler... Pinpon topu, gaz ocağı iğnesini kullanarak enflasyonu düşük gösterenlere kanmayanlar... Maaşlarına yüzde, bir ya da iki artış yapılanlar... 22 yaşındaki gencin eline 5 silah verirken, içki içmesin diye 24 yaşındakini çocuk sayanlara kızanlar... Dünyanın en pahalı akaryakıtını, etini, internetini, elektriğini kullananlar... Yedi yıllık iktidarlarının ardından “anayasada yazıyor, toplumu alkolün zararlarından korumak bizim görevimiz” deyip, 8. yılda bu hatırlatmayı yapanlara bozulanlar... Heykellerin içine tükürülmesine, ucube gösterilmesine karşı çıkanlar... Alçakça cinayetleri yer yer itiraf eden ve bundan pişmanlık duymayan Hizbullahçıları serbest bırakanlara isyan edenler... İhracatı sınırlı, ithalatı devasa, cari açığı inanılmaz, tarımı ve hayvancılığı bitirilmiş, sütü bile ithal etmeye hazırlanan, medyası çoğunlukla yandaş bir ülkeye itiraz edenler... Küresel sömürgecilerin “üretme, sadece tüket” buyruğunu yerine getiren, Türkiye’yi iki günde terk etmesi olası sıcak parayla yöneten, ülkeyi açık pazara döndüren bir hükümetin yönetimindeki insanlar... Habur’da davul zurnayla karşıladıklarını seçim arifesinde kıstırmaya çalışanlara acı acı gülümseyenler... Ve insanları kesenlerin, boğazlayanların serbest bırakıldığı ama kalemlerinden başka silahları olmayanların hapislerde çürütülmesine karşı çıkanlar. Mustafa Balbay’ın “hukuk firarda” haykırışına kulak tıkamayanlar. Kısaca olan bitene seyirci kalmayanlar... İktidar, bu tepkilerden ders almalı. Ülkedeki ayrılığı büyütecek, derinleştirecek eylem ve söylemlerden kaçınmalı. Güç her birimi, her bölgeyi, her kurumu etkisi altına alacak kadar büyür ve kontrol dışına çıkarsa ve yer yer teslim almaya uzanırsa; dayatmalar, haksızlık hukuksuzluk böylesine tırmanırsa, bumerang atışı olur. Arena’nın ıslıkları, ciddiye alınmalı... [email protected] EDİRNE Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Edirne İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Cumhur Pekdemir, Edirne’nin Paşaçayırı mevkiinde bulunan Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne ait 1. sınıf tarım arazisinin ısrarla TOKİ’ye tahsis edilmesini “Edirne ve ülkemiz tarımı için büyük bir kayıp” olarak yorumladı. Edirne’nin Paşaçayırı mevkiinde bulunan Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne ait 1. sınıf tarım arazisinin TOKİ’ye tahsis edilerek bu alana konut yapılması kararı büyük tepkilere yol açtı. İKK’nin basın açıklamasını kamuoyuyla paylaşan Pekdemir, durumu 7 Ocak 2011’de Belediye Başkanı’nın yerel basına yaptığı açıklamayla öğrendiklerini söyleyerek “TOKİ bunu yasal olarak yapacak ise daha önce aynı arazi hakkında Edirne Belediyesi’nin görüşü, karşı duruşu belli olduğu halde, meclis kararı alarak bunu onaylamanın gerekçesi nedir” diye sordu. Ekonomiye ve çiftçiye katkı Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün geliştirdiği çeşitlerle Türkiye genelinde yılda 2 milyar liranın üzerinde buğday üretimi yapılıyor. Enstitü, çeltikte bugüne kadar 32 çeşit tescil edilerek üretim izni alındı. Geliştirilen buğday çeşitleri de ülkemizin değişik yörelerinde ekiliyor. TTAE’de 14 çeltik çeşidinin tohumu üretilirken 350 dönümlük sahada da ülkemizin tohum ihtiyacı olan 200 ton orijinal çeltik tohumluğu üretiliyor. Üretilen tohumlar Edirne, Samsun, Balıkesir, Çanakkale, Çorum, Çankırı, Kastamonu, Sinop, Adana ve diğer çeltik üretilen illerdeki çiftçiler tarafından kullanılıyor. faaliyetleri olan bir kuruluş olduğunun altını çizen Pekdemir, “3 bin 200 dekarlık bu alanda Trakya topraklarına uygun yetiştirilen buğday tohum ihtiyacının yüzde 60’ı, çeltik tohum ihtiyacının yüzde 90’ı, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden karşılanıyor. Stratejik öneme sahip olan tohum ihtiyacını karşılayan bu arazinin bu şekilde yitirilmesi, buranın rant alanına dönüştürülmesi, Edirne ve ülkemiz tarımı için büyük bir kayıptır” sözleriyle İKK olarak tepkilerini dile getirdi. böyle bir yapılaşmaya gidilmesi, yeraltı sularının kirlenmesine yol açacak. Edirne’nin içme suyu ihtiyacını Süloğlu Barajı ve Paşaçayırı mevkiinde bulunan 14 adet su kuyusunun karşıladığı düşünüldüğünde de TOKİ’nin yapacağı yeni konutlar çevredeki içme suyu kaynaklarını kullanılmaz hale getirecek. olarak TOKİ’ye tahsis edilmesine, oylama öncesi meclis üyelerinin bazılarının tepki göstermesi karşısında “Ne yapayım? Nasıl olsa alacaklardı. Benim de içim burkuluyor ama mecburen evet demek zorunda kaldım” açıklamasını yaptı. TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ile görüştüğünü aktaran Sedefçi, Bayraktar ile sıkı bir pazarlık yaptıklarını söyledi. Edirne’ye küçük bir Manhattan yaratma isteği olduğunu belirten Sedefçi, bu konuda da Bayraktar’dan yardım istediğini ifade etti. Sedefçi hayalinde Edirne’nin yeni ve eski sanayi sitelerinin arsasına küçük bir Man hattan yaratma isteği olduğunu, buradaki alana sanayi sitesi esnafını razı ettikten sonra kendilerine, yapılacak olan 3040 katlı residansların altından dükkânlar artı para ya da sadece para vermek gibi bir düşüncesi olduğunu belirtti. ‘Hükümetle kavga yarar getirmez’ Hükümetle kavga etmenin kendisine bir yarar getirmediğini gördüğünü belirten Sedefçi, “Bugüne kadar hep hükümetle kavga ettim. Ne oldu? Hiçbir şey. Ben de işi pazarlığa döküp belli şartlar sundum. Ufak bir spor kompleksi, belediye başkanlığı adına yapılacak dairelerden 50 tanesinin, Edirne’deki gazetecilere yeni yapılan konutlardan 30 tanesinin kurasız bir şekilde verilmesini istedim. Ayrıca Edirne Stadyumu’nun bulunduğu alanın yıkılıp otopark, alışveriş merkezi ve 10 bin kişilik kapalı stadyum yapılmasını istedim. Bunların da sözünü aldım. Aramızda küçük, resmi olmayan bir anlaşma yaptık. Bu konuda ilgili bakanla görüşeceğiz. Eğer uygun görülürse bunları yaptırma şansımız olacak” dedi. ‘Evet demek zorunda kaldım’ 6 Ocak’ta Ankara’dan döndüğü gibi belediye meclis toplantısına katılan ve Ankara’daki temasları hakkında bilgi veren Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi ise tarım arazilerinin konut ve hastane alanı Ülke tarımı için büyük kayıp Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün, Edirne, Trakya ekonomisi ve Türk tarımı açısından çok önemli Bölge halkı su içemeyecek Ayrıca uzmanlara göre bölgede YAKAMOZ BEDRİ BAYKAM ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] CHP Alkol Mahcubiyetinden Derhal Çıkmalı! Geçen haftanın en önemli gerici baskısı, her ne kadar medyadan “Ucube” ve “Muhteşem Yüzyıl sansürü” hiç inmemiş olsalar da, TAPDK’nin yürürlüğe sokmaya çalıştığı yeni içki yasaklarıydı. Medyanın iç sayfalardan verdiği bu haber televizyon tartışmalarında dallanıp budaklanınca Başbakan, sanatçıların ardından “içenlere” hakaret etti: “Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar.” Aslında ne Başbakan’a, ne bu çağdışı yasaları çıkaran vekillere kızamayız. Onlar bekleneni yapıyorlar, laik Türkiye’yi İslamcı bir çizgiye çekme arzusuyla hareket ediyorlar. Görevleri bu “muhafazakârlığa” legal kılıflar bulup yaymak! Türkiye’yi, yobaz anlayışla yönetilen diğer İslam ülkelerinden ayıran, en önemli 23 farktan birini böylece ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Onlar kendi dar açılarından “görevlerini” yapıyor da CHP ne yapıyor? Laikçağdaş Türkiye’nin teminatı olması gereken CHP, bu konuda mahcuptan da öte bir suskunluk içinde: “Aman AKP’ye karşı alkolü savunuyor görünmeyelim” sendromunda tuzağa düşmüş görünüyor. Parti bu konuda “orta yol” arıyor! Bir yandan “gençleri alkolden koruyalım ama yaşam tarzlarına da karışmayalım” diyor, diğer yandan da mağdurların kendilerinin hak aramalarını bekleyerek, olaya pasif yaklaşıyor. Tabii bu mantık, bir siyasi partininki olamaz! Çünkü o zaman “çiftçiler de, işçiler de kendi sorunlarını takip etsinler” denebilir! Ayrıca CHP’nin bu konuda kurduğu cümlenin iki yakası çelişiyor. Çünkü yaşam tarzını korumak için önce bu yönetmeliğe derhal toptan karşı çıkmak lazımdır. Bu yönetmelik halkın yarısının yaşamına zarar verecek bir açık saldırıdır. Sorunun kökeni bir süre öncesine dayanıyor. CHP Genel Başkanı örgütüne yönelik şu sözlerle dikkat çekti: “İçki masasında ülke kurtarmayın.” İyi ama bu cümle, CHP kültürüne uymaz! Atatürk’ün büyük içkili sohbet sofraları, bu ülkenin devrimlerine yön vermiş entelektüel kıvılcımlarıyla tanınır... Ayrıca yurdun dört bir yanında, neredeyse hiçbir CHP akşam yemeği içkisiz olamaz. Çünkü kalkıp “Önce Türkiye’nin sorunlarını halledelim, ancak o zaman içmeyi hak ederiz” derseniz, daha 980 yıl bardağı ağzınıza götüremezsiniz! O tutucu klişe bakışla, bırakın içki masasını, sanat, turizm ve plaj kültürünü de yok edebilirsiniz! Ayrıca içmek, ayyaş olmak değildir ki! İşte bu “mahcup” bakışı CHP sürdürürse, bunun faturası salt partiye değil, Cumhuriyete çıkacak! CHP’nin acilen hatırlaması gereken konu, özgürlüklerin bir bütün olduğudur. Basın, sendikalar, eğitim, girişim, iletişim ve seyahat gibi başlıklar, nasıl hak ve özgürlüklere girerse, eğlenmek de en insani özgürlüklerden birisidir! CHP, Siyasal İslamın yıllardır yürüttüğü türban ve alkolden oluşan iki ayaklı bir yıkıcı taktiğin altında ezilmiş görünmektedir. Onlar kâh türbanı öne sürüp mağdur rolüne bürünürler, kâh gücü ellerine geçirdikleri her noktada alkol düşmanlıklarını uygulamaya yasaklarla geçirirler. Bu gelgitler, Siyasal İslamın ana silahıdır. Yeni CHP’nin zaaflarını gören Erdoğan, taktik değiştirerek 5. vitese takmış ve laikçağdaş vatandaşların yaşam tarzlarına karşı saldırıya geçmiştir. Son 18 yılda elde edilen siyasal güç, artık “şeriata geçiş”in, neredeyse uygulanışı adına kullanılmaktadır! AKP’liler sık sık “Muhafazakâr vatandaşların hassasiyetlerine saygılı olun” diyorlar. İyi güzel de, çağdaşlaik vatandaşların hassasiyetine kim saygılı olacak? Bu konular, “türbanlıçarşaflı üye de alalım” demeye benzemez... Bu tavrın beş adım ötesidir! Artık CHP’nin siyaseti, o türbanlıçarşaflı “potansiyel”(!?) seçmenlere göre belirlenecekse, vay halimize! CHP bu tavrıyla, içkiyi topluma bir veba veya “ayıpgünah” olarak gösteren AKP’yi sessizce onaylamış olmaktadır. Halbuki kötü olan alkol değil, alkolizmdir! AKP’nin içki içme yaşını fiili olarak 24’e çıkarmaya çalışan gerici tavrı, gayri hukukidir. Ayrıca halkın sağlığını savunduğunu iddia edip öte yandan Silah Yasası’nda akıl almaz maddeler getirip 18 yaşa 5 silah vermeye kalkması, acıklı ve ancak başka niyetlerle açıklanabilecek bir çelişkidir. CHP’nin bugünkü merkez yöneticilerinin çoğu, ortalama 25 yıldır bu ülkede Siyasal İslama karşı götürülen mücadeleyi içinden yaşamadılar. Bu uzun ve çetrefilli bir savaş! CHP acilen kendi öz seçmeninin yaşam tarzlarının da “dokunulmaz” olduğunu hatırlamazsa, bu tecrübesizliğin bedeli ağır olacak... HARBİ SEMİH POROY OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc yahoo.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ [email protected] UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] [email protected] www.bedribaykam.com SOLDAN SA 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ĞA: 1 1/ Osmanlı devletinde padişah 2 ata binerken 3 üzengisini tutan 4 görevli. 2/ Belirti... Bir pey 5 gamber. 3/ Af 6 rika’da bir ülke... Bitkilerde 7 gaz alışverişine 8 yarayan aralık 9 lar. 4/ Bir tür 1 2 3 4 5 6 7 8 9 sağlam ve yumuşak dana ya da öküz deri 1 K E R K E N E Z si. 5/ Tanrı buyrukla 2 E D E R Ü K Ü N rını yerine getirme... 3 L A D İ K A B A Nikel elementinin sim 4 A T İ K O B Ü S gesi. 6/ Y. K. Kara 5 Y F R İ K İ K osmanoğlu’nun, edeA K A R C biyatımızda köyü konu 6 N A 7 AMA Z ON S U alan ilk yapıtlardan biN F E R ri olan romanı... Mısır 8 K O R imparatorluğunun en 9 K A L A M A T A parlak dönemindeki başkenti. 7/ Bir göz rengi... Büyük demiryolu durağı. 8/ İşaretler, belirtiler... Bir şeyin esas tutulan yüzü. 9/ İki nicelik arasındaki bağıntı... Yere dikilen işaret çubuğu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Osmanlı devletinde ülke dışına çıkartılan mallardan alınan gümrük vergisi. 2/ Üstü kapalı olarak anlatma... Çatı kirişi olarak kullanılan ve kiremitlerin altına döşenen ince tahta. 3/ Osmaniye ilinde antik bir kent. 4/ Güzel sanat... Tavır, davranış... En kısa zaman süresi. 5/ Hizmetçi, evlatlık. 6/ Kekeme ya da dilsiz kimse... Gözleri görmeyen. 7/ Bir elektroliz aygıtındaki artı kutup... Türkiye’nin plaka imi. 8/ Lozan Antlaşması’nın yapıldığı sarayın adı... Yanarken güzel koktuğu için tütsü olarak kullanılan bir ağaç. 9/ Kocaeli yöresine özgü, kıymayla yapılan bir tür köfte. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle