20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 2 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Hesap Soracağız! [email protected] Şu cümle, politikanın en sık kullanılan cümlelerinden biri, “hesap soracağız” cümlesi hep ilgimi çekmiştir. Çünkü Türkiye’de kimseden hesap sorulması mümkün değildir. Bu hesaplar bir türlü kapanmaz. Her gelen, bir öncekinin hesabını görmek peşine düşer, her giden bir sonraki dönem nasıl hesap soracağını anlatır ama sonuçta hesap sorulan pek görülmez. Zaten nasıl soracaksınız? Bırakın öyle karışık, gizli, saklı, alengirli işleri, en basitinden kör parmağım gözüne işlenen bir hatanın bile hesabını sorabilir misiniz ülkemizde? Belki de bu en basit konularda yurttaşlar bir şeyin hesabını soramadıkları için onlar adına birileri çıkıp her dönemde topyekûn hesap sormayı vaat ediyor. Hesap soracağız cümlesine karşılık ötekiler de aslanlar gibi bağırır: “Veremeyeceğimiz hesabımız yoktur!” Göz göre göre babası, amcası, dayısı zamanında ülkenin kaynaklarından cebini dolduran, birdenbire zengin olan kime hesap soruldu bir düşünün bakalım. Bu büyük hesap sormalarda öyle davalar açılır, öyle dosyalar yazılır, öyle iddialar ortaya atılır ki, daha ilk günden bu hesabın kapanmayacağı bellidir. Davalar yetmez, komisyonlar kurulur, özel müfettişler bulunur, özel yetkiler verilir, ilgili ilgisiz herkes işe karışır. Yalnızca adı geçenlerin ifade vermesi, mahkemeye çıkması bile yıllar sürecek karmakarışık bir süreç başlar. Hatta bana öyle gelir ki, bu hesap sorucuların aslında niyeti hesabı bir an önce kapatmaktır. Hesabı değil de hesabın üstünü... İşler çok ayyuka çıkmışsa bir iki kişi bulunur, iş onların üstüne yıkılır, başka kimse yokmuş gibi onlar içeri atılır. İşini yoluna uyduranların, adamını bulanların, tezgâhını önceden ayarlayanların yaptıkları da hep yanlarına kalır. Kaldı ki genellikle ülkemizde bu içeri atılanlarla da gurur duyanlar çoktur ve bir suç gerçekten cezasını buldu mu, bulmadı mı bunu anlamak da mümkün olmaz. Toplumsal alışkanlığımız, yaptığımız her şeyin sorumluluğunu üstlenmek yerine başkasının üzerine atmak olduğundan, olay bir iki ay içinde ciddiyetini kaybeder, kamuoyu sıkılır, herkes bu işten de bir şey çıkmayacağını anlar, iş döner dolaşır yine içinden çıkılmaz birtakım komplo teorilerine kalır. Herkesin herkesle şöyle veya böyle hesabı olan bir ülkede hesap sormak zaten bir rövanş, bir intikam olarak algılandığından olup bitenleri açığa çıkartsanız da bir işe yaramaz. Onun için “hesap soracağız” cümlesi yalnızca seçim meydanlarında verilen vaatler olmaktan öteye geçmez. Öztürk’ten madalya sorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Milletvekili Ali Rõza Öztürk “Eski Genelkurmay Başkanõ İlker Başbuğ’a devlet şeref madalyasõ verilmemesini” TBMM gündemine taşõdõ. Öz- türk, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle verdiği soru önergesinde “Devlet Şeref Madalyasõ ve beraberinde Audi marka zõrhlõ araç verilen eski Genelkurmay Başkanõ Sayõn Yaşar Büyükanõt’ta yeterli görülen hangi özellikler Sa- yõn İlker Başbuğ’da yoktur?” sorusunu yöneltti. Baskın Oran’dan suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Prof. Dr. Baskõn Oran, Genelkurmay Elektronik Sis- temleri (GES) Komutanlõğõ’nca yapõldõğõ iddia edilen dinlemelerle ilgili olarak, Genelkurmay İkinci Başkanõ Aslan Güner hakkõnda suç duyu- rusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesinde, “Temel görevi yurt savunmasõ olan askeri kollu- ğun en üst düzeydeki görevlilerinden biri tarafõn- dan ülke içerisinde siyasal muhalif olarak gör- dükleri kişilerin hukuka aykõrõ biçimde dinlen- dikleri iddiasõ çok ciddi bir suçtur” denildi. Yıldırım: TİB de inceliyor İstanbul Haber Servisi - Ulaştõrma Bakanõ Yõldõrõm, Genelkurmay İkinci Başkanõ Aslan Güner’in yasadõşõ dinleme yaptõrdõğõ yönündeki iddialarõ Telekomünikasyon İletişim Başkanlõ- ğõ’nõn (TİB) da incelediğini söyledi. Yõldõrõm, Başbakanlõk’õn da bu incelemeye müdahil olaca- ğõnõ söyledi. Yõldõrõm konuyla ilgili, “Kamuoyu- nun yasadõşõ dinlemeye dair hassasiyeti biliniyor, kamuyonu rahatlatõlacak. Zaten algõlama var. Bunu ortadan kaldõracak tek yol bu işin bütün yönleriyle araştõrõlõp ortaya çõkarõlmasõ” dedi. Çevre Müdürü’ne ‘23.59’ tayini İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) - Çevre ve Orman Bakanlõğõ’nõn eğlence yerlerinde saat 23.59’da müzik yayõnõnõn kesilmesi konusundaki uygulamasõna tepki gösteren İzmir Çevre ve Or- man İl Müdürü Osman Tatar’õn görev yeri değiş- tirildi. İl Koordinasyon Kurulu Toplantõsõ’nda konuşan Tatar, “23.59’la ilgili kesin bir hüküm olmadõğõnõ” belirterek, “işletmelerin 23.59’da kapanmayacağõnõ, 6 aylõk bir geçiş sürecinin ol- duğunu” söylemişti. Tatar, Bilecik’e atandõ. ‘Müsteşar İmralı’ya gitti mi?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MİT Müsteşarõ Hakan Fidan’õn İmralõ’da Abdullah Öcalan ile 20 Temmuz’da görüştüğünü ileri sü- ren CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, id- dialarõna bir yenisini ekledi. Seyhan, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle TBMM Başkanlõğõ’na verdiği soru önergesinde “2010 yõ- lõ içerisinde Adalet Bakanlõğõ Müsteşarõ veya müsteşar yardõmcõlarõndan biri İmralõ’ya ziyaret yapmõş mõdõr?” sorusuna yanõt istedi. İLHAN TAŞCI ANKARA - Yargõtay binasõ içerisindeki konuşmalarõ dinlenen 8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan suskunluğunu bozdu. “Sanki Güvenpark’ta bir araç var ve Yargıtay içindeki konuşmaları kaydediyor. Zamana göre belli basına servis edilip, kamuoyu oluşturulmaya çalışıyor. Yasal haklarımızı kullanacağız” diyen Aktan, “Bir kurumun yasadışı dinleme yaptığı iddiasıyla ilgili bir bakan hemen araştırma yapmalı diyor. Peki Yargıtay’daki yasadışı dinlemelerle ilgili de araştırma yapmayı düşünüyorlar mı? Hükümetin tavrı ortada. Bizim dinlenmemize ilişkin kimseden ses çıkmıyor, üstelik bundan menfaat bekliyorlar” değerlendirmesini yaptõ. Hamdi Yaver Aktan, 8. Hukuk Dairesi Başkanõ Yusuf Uluç ve 10. Hukuk Dairesi Üyesi Fatih Arkan ile aralarõnda geçtiği iddia edilen yasadõşõ dinleme kaydõnõn perde arkasõnõ Cumhuriyet’e anlattõ. Diğer iki yüksek yargõç meslektaşõyla hiçbir biçimde oturup üçlü bir şekilde konuşmadõklarõna işaret eden Aktan, kendilerine atfedilen konuşmalarõn montajlõ olduğunu, gerçeğinin ise gündelik analizlerden oluştuğunu anlattõ. Aktan, “Anlaşıldığı kadarıyla bunlar Yargıtay’daki ortam dinlemeleri. Değişik zamanlardaki konuşmalar sanki tek bir konuşmaymış gibi birden fazla montajlanıyor. Yeni de değil. Tahminime göre mart ya da nisan ayında. Bekletip bekletip servis yapıyorlar, referandum yaklaştıkça. Belli gazete ve televizyonlar aracılığıyla da çarpıcı, şok başlıklarla veriyorlar. Söz gelimi sanki Turgut Kazan böyle Selahattin Demirtaş arasındaki bir görüşmeyi ben sağlamışım ya da önermişim gibi bir montaj yapılmış. Böyle bir şey asla söz konusu değildir” değerlendirmesini yaptõ. Orgeneral Aslan Güner’in istihbarat daire başkanlõğõ döneminde alõnan cihazlarla çok sayõda kişinin dinlendiği iddiasõnõ isim vermeden anõmsatan Aktan’õn, “Bir bakan hemen tepki gösteriyor, ‘gerekli araştõrma, soruşturma yapõlmalõ’ diyor. Peki bizim Yargıtay içindeki dinlemeler için araştırma yapmayı düşünüyorlar mı? Hükümetin tavrı ortada. Basın mensupları dinleniyor onlar hakkında işlem yapılabiliyor. Ya da basın mensuplarında dinleme kaydı çıktığı iddiasıyla işlem yapılıyor. Ama yasadışı dinlenen yargıçlar, kimseden ses çıkmıyor. Üstelik bundan menfaat bekliyorlar” değerlendirmesi dikkat çekti. Hamdi Yaver Aktan, Abdullah Öcalan ile ilgili değerlendirmelerinin bir analiz olduğunu belirterek, şunlarõ söyledi: “Bizim konuştuğumuz dönemde evet ya da hayır gibi kavramlar yoktu. Bölge oylarının önemli olduğunu konuştuk. Oylarda bir bloklaşma olması halinde bunun kötü olacağını... Düşündüğümüz şu, basına da yansımıştı ‘Biz Türklerin iç çatõşmasõna taraf olmayacağõz’ diye. ‘Türklerin referandumudur, bizi ilgilendirmez’ biçimindeki bir yaklaşımın son derece tehlikeli olduğunu, ülkeyi bölünmeye götürebileceği analizidir. Bu çerçevedeki konuşmayı kesip kesip, montajlamışlar. Tekrar altını çiziyorum, bizim üçümüzün hatta Turgut Bey de dahil dördümüz hiç bir araya gelmedik. Bunları konuşmadık üçümüz.” MAHMUT LICALI ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - YÖK Denetleme Kurulu’nun KPSS’deki kopya iddialarõyla ilgili olarak başlattõğõ incelemede Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ kanadõyla ÖSYM’nin bilgisayarlarõnõ inceleme kararõ aldõğõ belirtildi. ÖSYM’de polis tarafõndan yapõlan inceleme dün de devam ederken, merkezin IP adreslerinin KPSS’deki kopya iddialarõnõn ardõndan değiştiği tespit edildi. IP adreslerinin değiştirilmesi sorularõ sõzdõran kişinin ÖSYM içinden ve delilleri yok etmeye çalõşan biri olduğu şüphelerini arttõrdõ. KPSS’nin Eğitim Bilimleri sorularõnõ hazõrlayan 6 kişinin bilgisayarlarõnõn belleklerinin kopyasõnõn alõndõğõ, inceleme kapsamõnda önceki gün tamamlanamayan çalõşmalar dün de devam etti. KPSS’deki Eğitim Bilimleri testindeki sorularõn ham halinin “hotmail uzantılı bir e- posta adresine gönderildiği” ve “soruların sızdırılmış olabileceğine” ilişkin Türk Eğitim- Sen tarafõndan düzenlenen basõn toplantõsõndan bir gün önce, ÖSYM’nin sunucularõnõn IP adreslerinde değişiklik yapõldõğõ tespit edildi. Söz konusu IP adresi değişikliğinin neden yapõldõğõ konusunda da ÖSYM’deki yetkililerle görüşüleceği ifade edildi. Soruşturmayõ yürüten Cumhuriyet Savcõsõ Şadan Sakınan’õn Telekomünikasyon İletişim Başkanlõğõ’na (TİB) yazõ yazarak, KPSS sorularõnõ hazõrlayan heyette yer alan isimlere ait “HTS” adõ verilen geçmişe dönük telefon görüşme kayõtlarõnõ istedi. Savcõlõk, bu kayõtlara bakarak, kimin hangi gün, kimlerle görüşme yaptõğõnõ inceleyecek. ÖSYM merkezindeki bilgisayarlarõn IP adreslerinin, sorularõn gönderildiği e-mail hesabõnõn ortaya çõkmasõndan sonra değiştirildiği ortaya çõktõ. Son gelişme sorularõn ÖSYM’den sõzdõrõldõğõ iddialarõn güçlendirdi. İzmir’de toplanan KPSS’de başarılı olmuş adaylar, sınavın iptal edilmesi olasılığına tepki göstererek “Sınavı çalışarak kazananların” mağdur edilmemesini istedi. (AA) Cem Vakfõ Başkanõ Doğan, referandumdan evet çõkmasõ halinde bireysel başvuru yolunun açõlacağõnõ ve davanõn 10-15 yõla uzayabileceğini vurguladõ. İstanbul Haber Servisi - Cem Vakfõ Hukuk Komisyonu tarafõndan 2005’te Başbakanlõk aleyhine açõlan, Alevilerin taleplerini içeren davanõn, idare mahkemesi tarafõndan ret kararõ verilerek Danõştay tarafõndan onanmasõ üzerine Aleviler, Cem Vakfõ ile Alevi Vakõflarõ Federasyonu öncülüğünde Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’ne (AİHM) gidiyor. Cem Vakfõ Başkanõ Prof. İzzettin Doğan’õn vakõf yetkilileriyle birlikte The Marmara Otel’de dün düzenlediği basõn toplantõsõnda, Türkiye’de iç hukuk yollarõnõn tamamlanmasõ nedeniyle Alevilerin AİHM’ye gideceği açõklandõ. Cem Vakfõ tarafõndan 2005 yõlõnda Başbakanlõk aleyhine açõlan davanõn, Alevi yurttaşlara din hizmetlerinin kamu hizmeti olarak sunulmasõ, cemevlerinin resmi ibadethane statüsünde sayõlmasõ, inanç önderlerinin kamu görevlisi olarak istihdam edilmesi, bunun gerçekleşebilmesi için genel bütçeden pay ayrõlmasõ yönünde istemlerini içerdiğini anõmsatan Prof. İzzettin Doğan, idare mahkemesinin davaya ret kararõ vermesi ile ardõndan Danõştay’õn da bu kararõ onamasõ üzerine iç hukuk yollarõnõn tamamlandõğõnõ kaydetti. Prof. Doğan, davayõ 12 Eylül referandumundan önce AİHM’ye taşõyacaklarõnõ, çünkü 12 Eylül referandumunun “evet” şeklinde sonuçlanmasõ halinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu açõlacağõnõ, bu durumda da davanõn 10- 15 yõl kadar uzayabileceğini belirterek, diğer yandan halihazõrdaki adalet sistemi ile hukukçularõn kalitesiyle doğru ve hõzlõ kararlar alõnabileceğine inanmadõğõnõ ifade etti. Türkiye’de hukuk sisteminde din hizmetleri kavramõnõn, kamu hizmeti olarak düşünüldüğünü ve anayasal düzende de bu şekilde yer aldõğõnõ, Türkiye’de 30 milyona yakõn Alevi yurttaşõn yok sayõldõğõnõ söyleyen Prof. Doğan, “Ülkede yaşayan yurttaşları ‘Sünni ve geri kalanlar’ olarak ikiye bölmek, büyük bir güvenlik sorununun yanı sıra ulusal birlik sorunu doğurmaktadır. AKP hükümeti ise bugüne kadar en ufak bir adım atmamıştır” dedi. Aleviler AİHM’ye gidiyor Yargõtay’daki konuşmalarõ dinlenen Aktan: Gündelik sohbetlerimiz, referandum yaklaştõkça, montajlanarak belli organlara servis ediliyor ‘Dinlemeden memnunlar’ ‘KPSS köstebeği’ IP’yi değiştirmiş Sanki Güvenpark’ta bir araç var öyle bir dinleme yapılıyor. Aynı gazetelere ve televizyonlara servis edilerek kamuoyu oluşturuluyor. Hükümetin tavrı ortada. Bir kurumun yasadışı dinleme yaptığı iddiasıyla ilgili bir bakan hemen araştırma yapmalı diyor. Peki Yargıtay’daki yasadışı dinlemelerle ilgili de araştırma yapmayı düşünüyorlar mı? AKP’li İyimaya: Yargõtay soruna el atsõn ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Adalet Komisyonu Başkanõ Ahmet İyimaya, ses kayõtlarõ yayõnlanan Yargõtay üyelerini “Cüppelerini iade etsinler, cesaretleri varsa da siyasete soyunsunlar” diye eleştirdi. İyimaya, basõna yansõyan ses kayõtlarõnõn, “Yüksek mahkememizde yargı yetkisi kullanan kimi üyelerin koruma kollama misyonuna soyunduklarını gösterdiğini”, dinlemelerle erişilen bu verilen gerçeği yansõtmasõ halinde Yargõtay’õn, “Vahim bir durumla karşı karşıya bulunduğu kabulünün kaçınılmaz olduğunu” kaydetti. İyimaya şöyle dedi: “Yargıtay yönetiminin kendi iç hukukuna göre soruna el atması, durum hakkında kamuoyunu aydınlatması gereği açıktır.” TSK’den açıklama: O araç maksat dõşõ kullanõlmadõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanlõğõ, Genelkurmay İkinci Başkanõ Orgeneral Aslan Güner’in, terör örgütüne yönelik olarak tedarik edilen “dinleme cihazı” ile aralarõnda siyasilerin de bulunduğu 2 bin kişiyi dinlettiği iddialarõ ile ilgili olarak açõklama yaptõ. Açõklamada, Taraf gazetesinde yer alan, “06 AD 6382 plakalı aracın çok farklı maksatlar için kullanılan bir resmi araç olduğu ve iddia edilen konularla uzaktan yakından bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmıştır” denildi. Açõklamada, “Cihazların alım nedenleri dışında kullanıldıkları iddialarını araştırmak maksadıyla bazı kurum ve kuruluşlardan bilgi, belge, doküman talep ve temin edilmesi ve bazı cihazlarda teknik incelemeye duyulan ihtiyaç nedeniyle adli soruşturma başlatılmıştır” denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle