Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
2 EYLÜL 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EMEK 7emek@cumhuriyet.com.tr
GÖRÜŞ
ATİLLA ÖZSEVER
12 Eylül ile
Hesaplaşma Yalanı
Anayasa referandumunda “evet” oyu
kullanacakların önemli bir iddiası da, yapılan
değişikliklerin “12 Eylül ile hesaplaşmaya” yol
açtığı görüşüdür. Öncelikle “geçici 15.
maddenin kaldırılması” teknik olarak da
cuntacı generallerin yargılanmasına olanak
sağlamıyor. Çünkü “zamanaşımı” söz konusu.
Eğer gerçekten 12 Eylül ile bir hesaplaşma
yapılacaksa önce “24 Ocak kararları” ile
hesaplaşmak gerekir. Türkiye’yi küresel
güçlerin tam bir pazarı haline getiren ya da
teknik deyimle “ihracata dönük sanayileşme”
modeli sayesinde içteki emek gücünü bastırıp
piyasa anlayışını egemen kılarak ülke
kaynaklarını metropol ülkelere aktaran 24
Ocak anlayışına karşı çıkmak gerekir.
Nitekim demokratik koşullarda 24 Ocak
kararları uygulanamayınca askeri darbeye
başvurulmuştur. Keza cunta lideri Kenan
Evren 7 Ocak 1991 tarihli Milliyet
gazetesinde yayımlanan demecinde aynen
şöyle diyordu:
“Eğer 24 Ocak kararları denen kararların
arkasından 12 Eylül dönemi gelmemiş
olsaydı, o tedbirlerin fiyasko ile
sonuçlanacağından hiç şüphem yoktu. Böyle
sıkı bir askeri rejim sayesinde o tedbirler
meyvesini vermiştir.”
12 Eylül askeri darbesinin arkasında
dünyanın bir numaralı emperyalist gücü ABD
vardı, işbirlikçi sermaye vardı. Ünlü işadamı
Vehbi Koç, askeri yönetime yazdığı mektupta
Türkiye’de “liberalizmin ağababası” sayılan
Turgut Özal’ın hükümette yer almasını
istemişti. Dönemin TİSK Başkanı Halit Narin,
“20 yıl işçiler güldü, biz ağladık; şimdi gülme
sırası bizde” diyordu. Nisan 1982’de toplanan
TİSK’in 14. Genel Kurulu’nda ortaya konan
talepler, 1982 Anayasası’nda büyük ölçüde
yer aldı. Özetle 12 Eylül Anayasası,
sermayenin anayasasıdır. Ancak AKP’nin
hazırladığı anayasa paketinde sermaye ile bir
hesaplaşma söz konusu değildir. Hepsini
özetleyen sözü Korkut Boratav Hocamız
veciz şekilde şöyle ifade etmiştir: “Burjuvazi,
kirli işlerini askerlere yaptırdı”.
Öte yandan AKP’nin anayasa paketinde
çalışma ekonomisi açısından 12 Eylül’le bir
hesaplaşma da söz konusu değildir. Şöyle ki;
12 Eylül Anayasası’nda hak grevi yasaklandı,
yeni değişiklikte bu yasak yerinde duruyor. 12
Eylül’de işverenlerin lokavt yetkisi, anayasal
bir hak oldu, şimdi de aynen korunuyor. 1982
Anayasası’nda grev ertelemelerinden sonra
greve çıkmak yasaklanmıştı, şimdi de yasak.
12 Eylül’le memura grev yasağı getirildi, yeni
değişiklikte bu yasak kalkmadı. 1982
Anayasası ile sendikacıya milletvekili olma
yasağı getirilmişti, yani hem sendikacı hem
milletvekili olma imkânı yoktu, bu yasak yine
yerinde duruyor.
Ayrıca, 12 Eylül’de kıdem tazminatına sınır
getirildi, şimdi de fon tasarısıyla kıdem
tazminatına göz dikilmiş durumda. 12
Eylül’de ilaç bedellerine yüzde 20 katkı payı
getirildi, şimdi bu katkı payı muayene ve
tedavi hizmetine de genişletildi. 12 Eylül’de
emekli aylıklarının hesabında son 5 yılın
ortalaması dikkate alındı, şimdi tüm
sigortalılık süresi hesaba katılarak kayıp daha
da arttı. 12 Eylül’de yaşlılık taban aylığı yüzde
60’a indirildi, şimdi emekli aylığı bağlama
oranı yüzde 50’ye düşürüldü.
Hani AKP, 12 Eylül’le hesaplaşıyordu?
atillaozsever@ttmail.com
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Zihniyet Değişikliği?
oerinc@cumhuriyet.com.tr
IBM Türk’te, sendikalõ olmak üzere üç yõl ön-
ce yola çõkan 300 civarõndaki işçi eylül sonun-
da greve çõkmaya hazõrlanõyor.
Tez Koop-İş’te örgütlenen işçilerin önce sen-
dikalõ olmasõnõ engellemeye çalõşan işveren ar-
dõndan tüm çabalarõna karşõn toplu iş sözleşme-
si yetkisi alõnmasõnõn ardõndan sonucu engelle-
meye karşõ atağa geçmişti. Süreçle ilgili bilgi ve-
ren Tez Koop-İş sendikasõ 5 No’lu Şube Başka-
nõ Rabia Özkaraca ile aynõ şubede örgütlenme
sekreteri olarak görev yapan IBM işçisi Elvan De-
mircioğlu, grev aşamasõna gelinen süreçte çalõ-
şanlarõn örnek bir dayanõşma yaşadõğõnõ anlattõ.
Özkaraca ve Demircioğlu’nun verdiği bilgiye
göre, nisanda başlayan toplu iş sözleşmesi gö-
rüşmeleri işverenin süreci tõkamasõ sebebiy-
le arabulucu süreci başladõ. Bu süreç de an-
laşma sağlanamadan bitmişti. Zira IBM işve-
reni sendikaya ve çalõşanlarõna sunmadõğõ
karşõ teklifi ve sürece dair görüşlerini arabu-
lucuya hitaben sunup bu teklifin “pazarlığa
açık olmadığını” ifade etti.
IBM Türk, verdiği teklifin 55. maddesini hü-
kümsüz kõlmaya çalõştõ.
Arabulucu süreci anlaşmazlõkla bitince Tez Ko-
op-İş 21 Temmuz’da grev kararõnõ işyerine astõ.
Ardõndan grev oylamasõ yapõlmasõ kararõ çõktõ.
28 Temmuz’daki oylama işverenin yoğun
baskõsõ altõnda geçti. İstanbul, Ankara ve İzmir’de
kurulan sandõklarda işveren, sürecin Yüksek
Hakem Kurulu’na gidip işçilerin az da olsa
haklarõnõ almasõnõ engellemek için “Greve evet
oyu” kullanmasõnõ engellemeye çalõştõ.
Greve evet çõkmasõyla Yüksek Hakem Kuru-
lu’na gidilerek toplusözleşme imzalanmasõnõ
engellemeye çalõşan işveren, genel müdür ve in-
san kaynaklarõ müdürünün oylama boyunca
sandõklarõn başõnda durmasõnõ sağlayarak çalõ-
şanlarõ yõldõrmaya çalõştõ.
Oy kullanmaya gelen bazõ çalõşanlarõ ‘görüş-
me’ adõ altõnda odalarõna çekip konuşan yetkili-
ler,
oylamaya yoğun katõlõmõn olduğu bölüm
müdürlerine baskõ kurdu. Oylama öncesinde
Bölge Çalõşma Müdürlüğü’ne gönderdiği liste-
lerde üniversite öğrencilerini, 1-2 yõl ücretsiz izin-
de olan kişileri de çalõşõyor gösterdi.
Oylamada, kullanõlan 138 oydan 137 “greve ha-
yõr” çõktõ ancak yeterli çoğunluk sağlanamadõğõ
için grev kararõ devam etti. Böylece 30 Tem-
muz’dan itibaren grev için yasal süreç başladõ.
IBM
Türk’te
işverenin
‘Nasõl
olsa
greve
gidemezler’ düşüncesine karşõ Tez
Koop-İş üyesi işçiler greve çõkmakta
kararlõ. 30 Temmuz’da başlayan 60
günlük yasal süre devam ediyor.
UPS’ye sendika girecek
Arjantin’den ABD’ye,
Güney Afrika’dan Japonya’ya
TÜMTİS’e üye olduklarõ için
işten atõlan işçilere destek
eylemleri yapõldõ.
1 Eylül Çarşamba, Uluslararasõ Ta-
şõmacõlõk İşçileri Federasyonu’nun
çağrõsõyla, Türkiye Motorlu Taşõt İş-
çileri Sendikasõ’na (TÜMTİS) üye ol-
duklarõ için işten atõlan işçilerle daya-
nõşma amaçlõ küresel eylem günü ilan
edildi. TÜMTİS İstanbul, Adana, An-
kara, İzmir, Balõkesir, Gaziantep, Bur-
sa ve Mersin’de protesto için basõn
açõklamalarõ ve kitlesel gösteriler dü-
zenledi. Uluslararasõ Taşõmacõlõk Fe-
derasyonu (ITF) 42. Kongresi’nde
Türkiye’deki UPS işçileri ile daya-
nõşma için 1-15 Eylül tarihlerini Kü-
resel Eylem Günü ilan etmişti.
İstanbul’daki basõn açõklamasõnda
söz alan TÜMTİS Genel Başkanõ Ke-
nan Öztürk, işten atõlan 157 işçi işe
başlayana ve UPS yönetimi TÜM-
TİS’le görüşene kadar direnişe devam
edeceklerini, talepleri dikkate alõn-
mazsa ITF’nin çağrõsõyla 15 Eylül’de
ikinci bir küresel eylem yapõlacağõnõ
söyledi. ITF’nin eylemine destek ve-
ren Türk-İş’in Teşkilatlanma Sekreteri
Cemail Bakındı eylemin uluslarara-
sõ boyutuna dikkat çekerek UPS işve-
renini TÜMTİS’le görüşmeye çağõrdõ.
Ankara’da da ellerinde “Direnen
işçi asla yenilmez”, “UPS’ye sen-
dika halaylarla girecek”, “Yaşasın
UPS direnişimiz” dövizlerini taşõyan
işçiler UPS önünde basõn açõklama-
sõ yaptõ. Basõn açõklamasõnõ okuyan
TÜMTİS Ankara Şube Başkanõ Nu-
rettin Kılıçdoğan, işçilerin sendi-
kalaşma hakkõnõ kullandõklarõndan do-
layõ işsiz kaldõğõnõ, mücadelelerin
120. güne ulaştõğõnõ söyledi.
Düzce’de sendika
düşmanlığı kan döktü
Düzce’de Nema Makine’de sendikalaştõğõ için işten
atõlan işçilerden Birleşik Metal-İş Sendikasõ üye-
si Mustafa Yõlmaz, önceki sabah aylardõr kapõsõnda
beklediği fabrikanõn önüne gitmek için yola çõk-
tõğõnda Türk Metal-İş Sendikasõ tarafõndan az-
mettirildiği ileri sürülen kişilerce saldõrõya uğradõ.
Başõna kaldõrõm taşõ ile vurulan ve Düzce Dev-
let Hastanesi’nde ameliyata alõnan işçinin durumu
ciddiyetini koruyor. İşveren 28 Birleşik Metal-
İş Sendikasõ üyesini de işten atmõştõ.
Balnak’ta dava kazanıldı
Balnak işçileri direnişinde açõlan ilk işe iade da-
valarõ 19 Ağustos’ta kazanõldõ. DİSK/Nakliyat-İş bir
açõklama yaparak işe iade davalarõ farklõ tarihler-
de açõldõğõ için süren diğer işe iade davalarõnõn da
aynõ şekilde sonuçlanacağõnõ beklediklerini belirt-
ti. Gebze 2. İş Mahkemesi işten çõkarõlan işçilerin
sendikalõ olduklarõ için işten çõkarõldõğõ kararõna va-
rarak işçilerin işe iade edilmeleri gerektiğine hük-
metti. Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan Balnak
Lojistik’te, 7 Kasõm 2009’dan bu yana sendikalõ ol-
duklarõ için 50 işçi işten çõkarõlmõştõ.
Tekstilde anlaşma sağlandı
Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikasõ ile Tür-
kiye Tekstil, Örme ve Giyim Sanayii İşçileri Sendikasõ
(TEKSİF) arasõnda sürdürülen 22. Dönem Grup
Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandõ.
Aralarõnda Altõnyõldõz, VAKKO, Levi’s, Bahariye, Yün-
sa gibi şirketlerin de yer aldõğõ 33 şirkette çalõşan iş-
çiler, dün greve çõkmaya hazõrlanõrken sabahõn erken
saatlerinde uzlaşma sağlandõğõnõ öğrendi.
IBM Türk çalışanları 2008 yı-
lında sendikalaşmaya başla-
mış bu süreçte işveren tarafın-
dan yoğun baskıyla karşılaş-
mışlardı. İşçilerin sendikalı ol-
dukları için işten çıkarıldığı
bu süreçte IBM çalışanları “sa-
nal grev” yapmışlardı. Yine
bu süreçte sendika hukuki bir
süreç de başlatmıştı.
DİSK Genel-İş’ten grev kararı
İstanbul Haber Servisi - DİSK’e bağlı Ge-
nel- İş Sendikası, Fatih Belediyesi’yle yü-
rütülen 2010-2012 dönemine ilişkin top-
lu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanma-
sının ardından önceki gün belediyeye
grev kararı astı. 60 günlük yasal süre
içinde sendika ve belediye yönetimi ara-
sında anlaşma sağlanamazsa 251 beledi-
ye işçisi greve çıkacak.
Aksaray metro durağı önünde toplanan
Genel-İş üyesi belediye personeli, Vatan
Caddesi’ndeki Fatih Belediye Başkanlığı’na
“Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber,
ya hiçbirimiz”, “Sözleşme hakkımız en-
gellenemez”, “Sözleşme hakkımız grev si-
lahımız”, “Yaşasın işçilerin birliği” slogan-
ları atarak yürüdü. Grev kararının asılma-
sının ardından açıklama yapan Genel-İş İs-
tanbul 1 No’lu Şube Başkanı Hikmet Ay-
gün, 185 gündür sürdürdükleri toplu iş söz-
leşmesi görüşmelerinin Fatih Belediye
Başkanlığı’nın teklif vermemesi üzerine tı-
kandığını belirterek belediye yetkililerine
“görüşmeleri masada bitirelim” çağrısını yi-
neledi. Aygün, “Bizler istiyoruz ki aldığımız
ücretle yaşamımızı idame ettirelim. Ço-
cuklarımıza et, süt verebilelim; okul ihti-
yaçlarını karşılayalım” dedi.
İstanbul Haber Servisi -
Tuzla Tersaneler Bölge-
si’nde faaliyet gösteren
Betesan elektrik firma-
sında görev yapan ve ter-
sane işçilerinin örgütlen-
mesi için faaliyet yü-
rüttüğü gerekçe-
siyle işten atı-
lan Tersane
İşçileri Birliği
Derneği Başkan Yar-
dımcısı (TİB-DER) Zey-
nel Kızılaslan’ın başlattığı
direniş 21 gündür sürüyor. Betesan önün-
de kurduğu çadırda direnişini sürdüren Kı-
zılaslan, “Tersaneler cehennem, işçiler kö-
le kalmayacak”, “Betesan işçisi yalnız de-
ğildir”,“Kurtuluş yok tek başına ya hep be-
raber ya hiçbirimiz” yazılı pankartlar açtı.
Yaklaşık iki yıldır çalıştığı Betesan firması yet-
kilileri, 6 Ağustos’ta Kızılaslan’ın sözleş-
mesini iptal etmişti. Gerekçe olarak ise “per-
formans düşüklüğü” gösterilmişti. Sözleş-
mesinin iptal edilmesinin ardından işe ge-
ri alınması için işyeri önünde eyleme baş-
layan Kızılaslan, polis ve işverenin müda-
halelerine karşın eylemini sürdürüyor.
Olağan haberleri, hatta geriye gidişleri bile
“müjde” tanımıyla kamuoyuna aktarma konusu
gelenekselleşmeye başladı.
Son somut örnek de Hrant Dink’in öldürülmesi
ile ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne
(AİHM) gönderilen savunmanın içeriği nedeniyle
yaşandı.
Türkiye’yi savunduklarını zanneden kimi
bürokratların hazırladıkları metin, zaten AİHM
kararlarıyla insan hakları ihlalinde önde gelen
ülkelerden biri olan Türkiye’yi özrü kabahatinden
büyük bir ülke durumuna düşürmek için yetip de
artıyordu.
“Türk’ün aklı sonradan gelir” kanısını ortaya atan
atalarımızı bir kez daha anımsatan uygulama
medyaya yansıyınca adalet ve dışişleri bakanlıkları
hemen harekete geçtiler.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, yaptığı açıklamada
savunma metninin kabul edilemez olduğunu
vurguladıktan sonra, “ifade özgürlüğü nedeniyle
AİHM’de açılmış ya da açılacak davalarda
savunma yapılmayacağını” söyedi.
Davutoğlu’nun adalet ve içişleri bakanlarının da
katıldığı toplantıda alındığını belirttiği karar, kimi
yayın organları tarafından “zihniyet değişikliği”
olarak haberleştirildi.
İfade özgürlüğü sorunu da böylece
çözümlenmiş oldu!
Oysa asıl zihniyet değişikliğinin, ifade
özgürlüğünü sınırlayan yasaların ve yasa
maddelerinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin
belirlediği kurallara, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin kesinleşmiş yargı kararlarına ve
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin tavsiye
kararlarına uyma konusunda yapılması
gerekiyordu.
Örneğin 301’inci maddede yapılan değişiklikle
dava açılmasının Adalet Bakanı’nın iznine bağlı
duruma getirilmesi maddeyi ifade özgürlüğünü
koruyan bir duruma sokmuyor, açılacak dava
sayısını azaltacak geçici bir önlem getiriyordu.
Türk Ceza Yasası ile Terörle Mücadele
Yasası’nın kimi maddelerinden yargılanan
gazeteci, yazar, çizer ve düşünürlerin sayısını
saptamak giderek daha da zorlaşıyor.
Sıkıntı ve endişeler öyle bir düzeye yükseldi ki
gazetecilikle ilgili 15 örgüt bir araya gelerek
“Gazetecilere Özgürlük Platformu” adında ortak bir
çalışma ve eylem grubu oluşturma gereksinimi
duydular.
Adalet Bakanlığı şubat ayında kimi sorunlu Türk
Ceza Yasası maddelerini değiştirmek amacıyla bir
çalışma başlatmıştı.
Halkoylaması nedeniyle bütün çabalar “evet”
çıkarmaya yönlendirildiği için işler de biraz mayna
oldu.
Türkiye’nin çözüm bekleyen asıl sorunu,
AİHM’de dostane çözüm araması değil, sonradan
“dost” sayacağı yazar, çizer, düşünür ve
gazetecilerin insan haklarına önceden saygı
gösterilmesini sağlamak olmalıydı.
1 Eylül günü Amerika, Avrupa, Asya,
Ortadoğu kõtalarõnda ITF üyesi sendikalar
da UPS işçilerine destek için eylemdeydi.
Hollanda’da UPS Genel Merkezi’nin önüne
taşõmacõlõk sendikasõ protesto için 40 ton
kum döktü, ABD’de Otomobil İşçileri
Sendikasõ farklõ eyaletlerde gösteriler
düzenledi, Arjantin’de Kamyoncular
Sendikasõ iş durdurdu. Ürdün’deki ITF
temsilcisi, Amman’daki UPS ofisini ziyaret
ederek küresel eylem mesajõnõ iletti.
Tayland, Kore ve Filipinler’de sendika
üyeleri UPS yöneticileriyle görüştü ve
küresel eylem mesajõnõ iletti.
Avustralya’da UPS merkezinin önü
renkli eylemlere sahne oldu. Pakistan,
Endonezya, Fransa taşõmacõlõk
sendikalarõ, Singapur ve Japonya
denizcilik sendikalarõ, Hindistan
Demiryolu İşçileri Sendikasõ,
İngiltere’den farklõ sendikalar TÜMTİS
eylemi olduğu sõrada destek mesajlarõnõ
göndererek UPS işçisine yalnõz
olmadõklarõnõ hatõrlattõ.
Hangi ülkede ne yapıldı?
Tersane işçisi 21 gündür direniyor
İşverenin her türlü baskõsõna karşõ 300 civarõndaki IBM çalõşanõ eylül sonunda greve çõkmaya hazõrlanõyor
Mas-Daf işçisi Birleşik Metal-İş’te örgülenmek istiyor
Düzce I. Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan
pompa üretimi yapan ve ihraç eden ülkemizin
önemli kuruluşlarõndan Mas-Daf Makina Sanayi iş-
yerinde çalõşan işçisinin sendikalõ olma isteği işsizlik
getirdi. Sendikadan alõnanan bilgiye göre, Temmuz
2010 tarihinden itibaren anayasal haklarõ olan
sendikalaşma haklarõnõ kullanarak DİSK/Birleşik Me-
tal-İş Sendikasõ’nda örgütlendi. Yasalarõn öngördüğü
yeterli çoğunluktaki işçinin Birleşik Metal-İş’e üye
olmasõ üzerine sendika, Çalõşma Bakanlõğõ ve Sos-
yal Güvenlik Bakanlõğõ’na işyerinde toplu iş sözleşme
yetki tespiti için gerekli başvuruyu yaptõ. Sendika-
nõn yeterli çoğunluğu sağlamasõ karşõsõnda paniğe
kapõlan Mas-Daf işvereni, sendikalaşmayõ durdur-
mak ve işçileri baskõ altõna almak için farklõ tarih-
lerde toplam 16 işçiyi işten çõkardõ. Her gün yeni bir
baskõyla karşõ karşõya kalan işçiler, seslerini du-
yarmak için fabrika önünde eylem yaptõ.
Dünyanõn bütün işçileri UPS Türkiye için sesini yükseltti, eylemler 15 Eylül’de tekrarlanacak
Sanal grev gerçek oluyor
KISA... KISA...