19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÇİĞDEM ŞENTUĞ Üniversite adaylarõ hem sõnavlara hazõrlanõrken hem de sõnav sonrasõ tercihlerini yaparken kendilerini yoğun baskõ ve stres altõnda hissediyor. Sõnavlar, eğitim sistemi ve aileler ile sosyal çevrenin tutumu, öğrencilerin böyle hissetmesine katkõda bulunuyor. Ancak üniversite tercihlerinin teslim edilmesine sayõlõ günler kala adaylar doğru karar verebilmek için sakin kalmaya çalõşmalõlar, içinde bulunduklarõ durumu sağlõklõ şekilde değerlendirmeliler. Psikoloji İstanbul Danõşmanlõk Eğitim ve Araştõrma Merkezi’nden Psikolog Tolga Erdoğan üniversite tercihlerini yapacak adaylar için önerilerde bulundu. Erdoğan, “Her şey büyük bir hızla değişiyor. Bundan 10 yıl önce el üstünde tutulan bazı bölümler şu an eskisi kadar popüler değil. Benzer şekilde genellikle görmezden gelinen bazı bölümlerin ise değeri oldukça artmış durumda. Bu nedenle öğrenciler, tercihlerini yaparken hayallerini ve gelecekle ilgili beklentilerini göz ardı etmemeli ve kendilerine inanmalılar. ‘Bundan 10 yõl sonra ne yapõyor olursam güzel bir hayatõm olur?’ sorusuna verecekleri cevap onlar için yol gösterici olacaktır. İçinde oldukları yaşlar bence hayallerinin peşinden gitmek için çok uygun bir dönem” diye konuştu. Mutluluğun tek yolu değil Erdoğan sözlerini, “Öğrenciler nasıl bir hayat içinde mutlu olacaklarına inanıyorlarsa ona göre tercih yapmalı, aileler de çocuklarına bu konuda destek olmalı. Çok iyi olduğu düşünülen üniversitelerden ve bölümlerden mezun olmuş ve kendini mutsuz hisseden birçok insan var. Buna karşı üniversite eğitimi almayan ve kendini mutlu hisseden birçok insan da var. Bu nedenle üniversite sınavı ve tercihler gözde fazla büyütülmemeli. Çünkü bu durum hem öğrencilerin hem de ailelerin gereğinden fazla kaygılanmasına neden oluyor ve tercihlerle ilgili yapılan hataların miktarını oldukça artırıyor” şeklinde sürdürdü. Olanakları karşılaştırın Psikolog Tolga Erdoğan’a göre üniversiteler, öğrencilerin sadece eğitim aldõklarõ kurumlar değil, içinde bulunduğu şehirle birlikte büyük bir sosyal yaşamõn parçasõ. Bu sebeple öğrenciler, tercihlerini yaparlarken “Nasıl bir yerde yaşamak istiyorlar?”, “Alacakları mesleki eğitimin yanında diğer yeteneklerini geliştirebilecekleri ne tür imkânlara sahip olacaklar?” sorularõna yanõt aramalõlar. Adaylarõn bu sorulara verecekleri cevaplar doğru tercih yapabilmeleri için oldukça önemli. İnternet sayesinde tercih edecekleri okullar, ders programlarõ, akademisyenler, öğrenci kulüpleri, şehir hayatõ hakkõnda ayrõntõlõ bilgi alma olanaklarõna sahip olmalarõ onlar için oldukça büyük bir avantaj. Bu avantajõ sonuna kadar kullanmalõlar. Üniversite için tercih yaparken sakin olun, “10 yıl sonra nasıl bir hayat istiyorum” sorusuna vereceğiniz yanıt seçiminizi belirleyebilir. Uzmanların önerisi bu dönemi gereğinden fazla önemsememek, çünkü fazla baskı hata yaptırabilir. CMYB C M Y B 4 AĞUSTOS 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EĞİTİM 9 GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Korkutucu Bir Tartışma “Evet” - “Hayır” tartışmaları yoğunlaşırken med- yada, AKP ve siyasal İslama muhalefet edenlere yönelik ideolojik / kültürel saldırıların giderek arta- cağını düşündüren tehlikeli eğilimler şekilleniyor. ‘İslam düşmanı’, komünist filan… Kimi gazeteler, “Hayır” diyenleri, hain ve terörist ilan etmeye çalışırken, Radikal gazetesi yazarı Na- mık Kemal Zeybek’in Özdemir İnce’yi “Gerekli gereksiz konu açar ve inançlı okuyucuların İs- lam inancını sarsmak amaçlı yazılar yazar...” suçlamasıyla “Kesin ve keskin bir İslam düşmanı” ilan ettiğine şahit olduk. Zeybek, İnce’nin, Kuran’ın Nahl (Arılar) suresin- den yaptığı bir alıntının, mülkiyet ve bölüşüm konu- larıyla ilgisini sorguluyor; hızını alamayıp komünist suçlamasına kadar ulaşıyor. İnce, sureyi söyle aktarmış: “Allah sizi, maişet ve rızk hususunda kiminizi kiminize üstün kıldı. Nasip- leri bol olanlar kendi nasiplerini, kendileriyle eşit se- viyeye inecek derecede, yanlarında çalıştırdıkları köle (ve hizmetçi)lere vermezler. O halde nasıl olur da Allah’ın nimetini, Allah’ın kendileri üzerindeki haklarını bile bile inkâr ederler?” Sonra “Kuran’ın D. Masson tarafından yapılan Fransızca çevirisinde bu anlam daha da açık” diyor ve devam ediyor: “Allah yanınızda çalışanlarla eşit olarak paylaşmanız için kiminize daha çok verdi.” İnce, “Statükoyu ko- ruyan, patron-işçi arasındaki emek/kazanç ilişkisin- de egemen olan sömürü düzenini koruyan bu aye- tin vahiy yoluyla indiğine inanmanın çok güç oldu- ğunu” düşünüyor, ekleme olmasından kuşku du- yulabileceğini söylüyor. Zeybek’in tepkisi söyle: “Bu nasıl iş? Bu nasıl akıl Bay Ö. İnce? Ayet, hem zenginlere yanlarında ça- lıştırdıklarına kendileriyle eşit düzeye gelecek şekil- de dağıtmalarını isteyecek ve hem de bu sömürü düzeninin korunması olacak?” Zeybek, devam ederek İnce’yi komünist olmakla suçluyor. “Eğer” diyor, “İslamın öngördüğü sistemin komünizm ol- masını istiyorsa o mümkün değil... Ne olduğunu merak ediyorsa söyleyelim: Üretimde girişim özgür- lüğü, üleşimde adil dağılım. Bu da ne mi? İşte ne ise o...” Adalet üzerine… Bu tartışmada benim esas ilgimi çeken, “Üretim- de girişim özgürlüğü, üleşimde adil dağılım” savın- daki “adil” sözcüğü oldu. Ama, İnce’nin aktardığı “çevirilerin” de, Kuran’ın yazıldığı zamanın ruhu, hâkim felsefi arka planı bağlamında düşündüğümden, bende kuşku uyan- dırdığını söylemek isterim. Arapça okuyamadığım- dan, İngilizcede Mohammed Marmaduke Pick- hall’in genel kabul gören “çevirisine” (İngilizce an- lamına) başvurdum, sonra internette aradım, Mau- lana Muhammed Ali ve Abdullah Yusuf Ali gibi yazarların “yorumlarına” da baktım. Ufak ama be- nim kuşkumu giderecek kadar önemli bir farklılık söz konusu olduğunu gördüm: Söz konusu sure- nin İngilizceye aktarımının Türkçesi şöyle: “Tanrı kimilerine diğerlerinden daha fazla vermiştir (ihsan etmiştir). Kendilerine daha fazla verilen- ler, verilenleri, sırf eşitlik sağlamak için yanla- rındakilere (kölelere) veremezler. Böyle yapar- larsa Tanrı’nın ihsanını yadsımış olmayacaklar mı?” Bu, Kuran’ın zamanının, felsefesinin (Platoncu), adalet kavramıyla da uyumlu olan aktarımının daha doğru olabileceğini düşünüyorum. Platon ideal sitenin temelini oluşturmak amacıy- la adalet kavramını (Devlet, 331-445e; 544-592b, Kanunlar, 810-817e) tanımlamaya çalışırken, önce bireyler arası ilişkiler, karşılıklı sorumluluklar düze- yinde çalışır, sonra, egemenlerin kendi çıkarlarıyla ilgili koydukları kurallar olarak adalet kavramına değinir, giderek adalet kavramını, sitenin iç uyumu, işbirliğinin temeli olarak düşünür. Bu düşünce sürecinde ona iki varsayım yol gös- terir. (1) Bireyler kendi kendilerine yeterli değildir. (2) Her birey doğal olarak (yaradılış itibarıyla), yal- nızca tek bir şeyi yapma becerisine (techne) sahip- tir. Kimilerinin “techne”si üretmek, kimilerininki de koruyuculuktur (askerler) ya da yöneticiliktir (filo- zoflar). (1)’e göre bireyin varlığı sitenin varlığına tabi olacaktır. (2) Sitenin istikrarı her bireyin, yaptığı iş- ten (techne) başka bir şey yapmamasına bağlıdır. Bu siyasal düzen “doğal” ve idealdir. Platon, Ka- nunlar’da bir adım daha ileri giderek, yasaların da tanrıların ilhamı (sözü) olduğunu ileri sürer. Şimdi, “Ne ise o…” ifadesini sanırım şöyle yo- rumlayabiliriz: Adalet, herkesin yerini bilmesine (ya- radılışına uygun davranmasına), Tanrı’nın kendisine ihsan ettiği yeteneklerine ve servete (rızka) sahip çıkmasına, yapmakta olduğu işi yapmaya devam etmesine, başka işlere burnunu sokmaya kalkış- mamasına bağlıdır. Elindekini (servet, siyasi iktidar) başkalarına vermeye kalkması, Tanrı’nın ona verdi- ğine sırt çevirmesi anlamına gelmeyecek midir? Başkasının elindekini (servet, siyasi iktidar) almaya kalkmak da Tanrı’nın iradesine karşı çıkmak anla- mına… Adil olan da budur. Bu da günümüzde, sermayenin üleşim sisteminin kutsanmasından başka bir anlama gelmez. Kuran’dan aktarılan sure (16/71) de bunu onaylıyor! [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com Anne-babaların üniversite tercihleri döneminde çocuklarına destek olmaları gerektiğine değinen Erdoğan, destek ve tavsiyelerin dozunun çok iyi ayarlanması gerektiğinin altını çizdi. “Kendi isteklerini çocuklarına dayatan ailelerin tutumunu yanlış buluyorum. Diğer taraftan çocuklarını tümüyle kendi haline bırakmak da çok doğru değil. Bu dönemde ebeveynlere düşen en önemli görev çocuklarının sağlıklı bilgi alabilecekleri kaynaklara ulaşmalarına yardımcı olmak ve onların hayallerine saygı duymak” diyen Erdoğan “Mesela mimarlık bölümünü tercih etmeyi düşünen bir öğrencinin tercihini yapmadan önce bir mimarla konuşma imkânına sahip olması büyük bir avantajdır” dedi. Ailelere öneriler SİBEL BAHÇETEPE Özyeğin Üniversitesi’nin öğrencilerinin yüzde 96’ya yakõnõ burslu eğitim görüyor. Üniversitenin Mühendislik Fakültesi Dekanõ Prof. Dr. M. Reha Cevanlar, üniversiteye giriş sõnavõna göre öğrencilere yüzde 100, yüzde 50 ve yüzde 25 oranõnda burs imkânlarõ sunduklarõnõ belirtti. İstanbul Altunizade’de bulunan Özyeğin Üniversitesi’nin kampusu, önümüzdeki yõllarda Çekmeköy’de yapõlan ana kampus binasõna taşõnacak. Cevanlar, Altunizade’deki binanõn yüksek lisans merkezi olacağõnõ belirtti. Cevanlar, endrüstri ve elektrik-elektronik mühendisliği programlarõnda öğrenci aldõklarõ fakültelerine, bu yõl makine ve bilgasayar mühendisliği programlarõnõ da dahil ettiklerini vurguladõ. Mühendislik fakültesinde “girişimci mühendislik” alanõnda, özgün iş fikirlerini hayata geçirecek eğitimler verdiklerinin altõnõ çizen Cevanlar, “Türkiye’de mühendislerin, mühendislik yapabildikleri işyerleri az. Özellikle yüksek lisans ve doktora seviyesine devam eden mühendisler, mühendis olarak istihdamda zorluk çekiyor. Mühendis olan birinin kendi işini kurma yoluna gitmesi, böylece yüksek teknoloji şirketleriyle yeni şirketler kurarak iş imkânları geliştirmeleri yönünde eğitimler verilmektedir” dedi. Genç sanatçılar buluştu Şişli ve Werne belediyelerinin ortaklaşa dü- zenlediği “Avrupa’da Gezen Sanat” projesi, Tür- kiye, Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya ve Po- lonya’dan 80 öğrenciyi buluşturdu. Almanya’nın Werne şehrindeki serginin açılışında konuşan Be- lediye Başkanı Lothar Chirst, barış mesajları ver- di. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de “Ge- leceğin Avrupası’nı yaratmak, gençlerimizin or- tak çalışmasıyla mümkün olacaktır” dedi. Üniversiteliler Kars’ta Sabancı Üniversitesi’nin Ardahan’daki “Kendini Keşfet” yaz tatili projesiyle gönüllü üniversite öğrencileri tarafından 200 ilköğretim öğrencisine eğitsel drama, müzik ve sayısal beceriler gibi çeşitli aktiviteler yaptırılıyor. Projede, Kaliforniya, İstanbul, Gazi, Acıbadem üniversitelerinden toplam 14 öğrenci de gönüllü olarak görev alıyor. Özyeğin Üniversitesi’nde girişimci mühendislik alanõnda eğitim veriliyor Özgün iş fikirleri yaşama geçecek Zhejiang’lı öğrenciler Kadir Has’ta Kadir Has Üniversitesi, Zhejiang Gongshang University’nin 19 öğrencisi ile 2 öğretim üyesini ağırladı. İngilizce Dilini Pratik Etme (SEPP) programı kapsamında Çin’den gelen öğrencilere, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhan Oksay tarafından Türkiye’nin kültürü, coğrafyası, politikası, ekonomisi, Türk dili ve mutfağı, gelenek görenekleri hakkında seminerler verildi, düzenlenen gezilerle İstanbul tanıtıldı. Eğitim programı çerçevesinde Kadir Has Üniversitesi’nden 20 öğrenci de 13-30 Eylül tarihleri arasında Çin’e gidecek. Bahçeşehir’de AR-GE işbirliği Bahçeşehir Üniversitesi, Alcatel-Lucent ile işbirliği anlaşması imzaladı. Üniversite, iletişim alanında faliyet gösteren Alcatel- Lucent’le kurulan işbirliği ile ortak araştırma-geliştirme projeleri yapacak. Alcatel-Lucent Teletaş, IP DSLAM ekipmanı sağlayarak Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde bir DSL laboratuvarı kurulmasını, ilgili ekipman üzerinde deneyler hazırlanmasını ve üniversitedeki ilgili görevlilerin ve asistanların teknoloji ve ürünler konusunda eğitilmelerini de üstleniyor. Öğrenciler de kurulmakta olan bu laboratuvar ortamından yararlanacaklar. SES dava açıyor İmam müdürler yargıya taşınıyor SEVİL ARINAN ANKARA - Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun (SHÇEK) din görevlilerinin yönetici olmaları- nın önünü açan “unvan değişikli- ği sınavı”yla ilgili yönetmelik deği- şikliğini yargıya taşıyor. SES Hukuk Bürosu’nun hazırla- dığı rapora göre, yönetmelik deği- şikliğinin SHÇEK Kuruluş Yasa- sı’nda belirtilen sosyal hizmetin ni- teliği ile açıkça çeliştiği, siyasi kad- rolaşmanın söz konusu kuruluşlar- da telafisi olanaksız tahribata yol açtığı belirtildi. 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’na göre sosyal hizmetlerdeki asıl hizmetin “sağlık hizmetleri sınıfı”ndaki meslek grupları eliyle verilmesi gerektiği halde bu yönetmelikle sosyal hiz- metin “din hizmetleri sınıfı” men- supları eliyle yürütülmesi getirile- rek açıkça 657’ye aykırı olduğu için dava açılacağı bildirildi. Son düzenlemeyle Türkiye’nin sosyal devlet anlayışından uzaklaştırıldığı vurgulandı. SES Başkanı Bedriye Yorgun, SHÇEK kuruluşlarında ça- lışan deneyimli hekimlerin “Aile Hekimliği uygulaması” kapsamın- da Sağlık Bakanlığı’na geçtiğini anımsatarak “SHÇEK Genel Mü- dürlüğü belli ki bu alanı da imam- lara bırakmayı planlıyor” dedi. Öğretmen atamaları Yönetmelik sil baştan MAHMUT LICALI ANKARA - Milli Eğitim Ba- kanlığı’nın (MEB), fen, sosyal bilimler, güzel sanatlar ve spor liselerine öğretmen seçimi ve atamalarına ilişkin hazırladığı yönetmelik taslağına göre baş- vuru ve başarı koşulları zorlaştı- rılıyor. Taslağa göre başvuruda aranan 2 yıl öğretmenlik yapma koşulu 3 yıla çıkarılırken sınavda ba- şarılı olmak için gerekli olan 40 puan şartı ise 70 puana yükseltiliyor. MEB’in, yayımlanmasının üzerin- den bir yıl geçmeden değiştirdiği yönetmeliğe göre atamalarda kriter olan “seçme sınavının” yapılmasıyla görevli Seçme Sınavı Komisyo- nu’nun üye sayısı 10’dan 5’e indiril- di. Sınavların il kapsamında değer- lendirilerek adayların sıralamasını gerçekleştiren İl Değerlendirme Ko- misyonu’nun üye sayısı ise 5’ten 3’e düşürüldü. Taslağa göre, bakanlık kadrolarında 2 yıl öğretmenlik yap- mış ya da diğer hizmet sınıflarında görev yapmış olmak koşulu 3 yıla çı- karılırken seçme sınavının konuları ve ağırlıklarında da yeni düzenleme- ye gidildi. Yürürlükteki yönetmeliğe göre sınav konuları arasında yer alan “öğretmenlik meslek bilgisinin” ağırlığı yüzde 25’ten yüzde 15’e dü- şürülürken “özel alan bilgisi” ise yüzde 45’ten yüzde 55’e çıkarıldı. Taslakta, yüzde 15’lik oranlara sahip Türkçe ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi konularının oranlarında deği- şiklik yapılmadı. Öğretmen adayları- nın almaları gereken başarı puanı ise 40’tan 70’e çıkarıldı. Üniversite tercihi yapmaya çalõşan çocuğunuza kendi istekleriniz için baskõ yapmayõn Öğüdün çoğu zarar MEB’in alanları kaldırması davalık ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Eğitim-İş, MEB’in ortaöğre- tim kurumlarında alanların kaldırıl- masına yönelik kararı ve buna gö- re şekillenen haftalık ders saati çi- zelgelerinin iptali istemiyle Danış- tay’a başvurdu. Eğitim-İş Başkanı Yüksel Adıbelli, bakanlığın yönelt- me ilkesine yeni bir darbe vurmaya çalıştığını belirterek “İmam hatip li- seleri lehine aynı statüde olan ‘di- ğer meslek liselerine tanınmayan ayrıcalıklar’ sağlamaktadır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle