19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2010 ÇARŞAMBA 16 KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT/NEUSS - İs- tanbul ve Essen’in merkezinde yer aldõğõ 2010 Avrupa Kültür Başkenti ve Ruhr 2010 etkinlik- leri çerçevesinde üç semavi dinin kutsal evleri bir araya getirilerek “kültürlerin birliğine somut bir geçiş projesi” gerçekleşti- rildi. Çalõşmalarõnõ Neuss ken- tinde sürdüren mimar Ercan Ağırbaş’õn tasarõmõyla bir Pro- testan kilisesinin sağõna cami, so- luna da havra yerleştirilerek “inançlar arası gezinti mekânı” yaratõldõ. Bu düzenlemeyle ulus- lar, kültürler, dinler arasõndaki sürtüşmelerin yersizliğini ve so- runlarõn günlük kent yaşamõ için- de kolayca çözülebilir olduğunu göstermeye çalõştõklarõnõ belirten Ağõrbaş, benzer bir etkinliğin güz aylarõnda İstanbul’a taşõnacağõnõ söyledi. Cumhuriyet’e etkinlik ve proje kapsamõnda açõklamalarda bulunan Ağõrbaş, “Bu yapılar mart ayından beri ziyarete açık. Kasım 2010’da da diğer Avrupa kültür başkenti İs- tanbul’da yeniden kurulacak. İnsanların bir arada yaşama sorununa somut yanıtlar arıyoruz” dedi. Ağõrbaş, yoğun bir Türk nü- fusun da yaşadõğõ bu sanayi bölgesinde, geli- nen nokta ve yaşanan sorunlarla ilgili olarak şunlarõ söyledi. “21 Mart 2010’ta iki yapının açılışını gerçekleştirdik. Gel- senkirchen’de 1735’te inşa edil- miş Bleck Kilisesi’nin yanına bizim (Ağırbaş/Wienstroer) öne- rimize uygun olarak geçici yapı niteliğinde ama bire bir ölçe- ğinde bir havra ve bir cami yer- leştirdik. Bu mekânların mart ayından Kasım 2010’a kadar kullanılması öngörülüyor. Ge- rekli alan zaten vardı ve mekân, bu alanı bir içerikle doldurmak üzere yaratıldı. Bu projede ser- giler, sempozyumlar, konserler ve çocukların hep birlikte oy- naması yoluyla her kökenden insanın bir ara- ya getirilmesi amaçlanıyor. Yapılar her ne kadar küçük bo- yutlu da olsa, bu proje bizim için bir kent sosyolo- jisi projesidir” HAVRA, KİLİSE, CAMİİ Son dönemde daha çok Düsseldorf’taki Pe- ter Behrens Mimarlõk Okulu bünyesinde ders vererek öğrenci de yetiştiren Ağõrbaş, havra, kilise ve cami gibi üç yaygõn dinin kutsal me- kânlarõndan yararlanõlarak gerçekleştirilen bu etkinliğin dünya çapõnda kentsel bağlamlarõ da belirlediğine dikkat çekerken şöyle konuştu: “Seyyar Yahudi tapınağından (buluşma çadırından) havra oluştu. Roma dehlizle- rinden Hıristiyan kiliselerinin mahzenleri ve kemerleri, Arap bedevi çadırlarından ise Müslümanların göğe yönelen minare ve ca- mileri doğdu. Bu mabetlerin görünümleri, hem dinsel kültürdeki dönüşümlerin gös- tergesiydi, hem de halkların yerleşim alan- larında dini güvencenin belirleyici sem- bolleri. Bugün yılda yaklaşık 1 milyon zi- yaretçisi olan Gelsenkirchen’in en eski ki- lisesinin yanında, geçici olmasına karşın gi- rilebilir ve oyun oynanabilir mekânlar kur- muş olduk. Kilisenin solunda Yahudi ibadetinin mi- mari göstergesi (buluşma çadırı/havra), sağında ise Müslüman ibadetinin mimari göstergesi (minare/cami) yer alıyor. Proje- nin sonlarına doğru her üç yapı birbiriyle birleştiriliyor. Bu, inançlar arasında bir ge- zintiye çıkma davetidir. Aslında her şey bir- birine o kadar yakın ki, sadece kollarımızı uzatmamız gerekiyor karşımızdakinin avuç içini öpebilmek için. Bu yapılar Ruhr böl- gesinde söküldükten sonra, planlanmakta olan başka bir projeyle Kasım 2010’dan iti- baren bir diğer Avrupa kültür başkenti olan İstanbul’da yeniden inşa edilecek. Bu da ‘ye- niden kullanõm’ anlamına gelecek.” DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ 25 Yıl Sonra Abdülkadir Bulut 25 yıl önce 9 Ağustos 1985 günü sabahı Cumhuriyet gazetesini elime aldığımda ilk gözüme çarpan, ozan Abdülkadir Bulut’un beklenmedik ölüm haberiydi. Memleketi Anamur’da bindiği minibüsün yolda kapısının açılması sonucu araçtan düşüp ölmüştü. Onun “alnın sarp bir kayalık” dizesine çok yakışan dimdik, görkemli duruşunu düşününce kırk iki yaşında geliveren bu ölüme inanabilmek çok güçtü. Öğretmenlik yaptığı ve oturduğu Alibeyköy yollarının çamurlu izleriyle girerdi “Sanat Emeği” dergisini yayımladığımız büroya. Gür sesiyle konuşmaya başladığında, Toroslar’ın yamacında bir sedir ağacının altında oturuyor duygusu uyandırırdı yanındakilerde. Bir şiirinin adı gibi, “Dostun kar gibi yağanı”ydı. Konuştuğumuz neydi? Hep şiir. Şiirle yeni bir dünya kurabileceğimize, yeni bir insan yaratabileceğimize inanıyorduk. Dışarda her gün arkadaşlarımız vurulur, öldürülürken yine de şiirden bir dünyaydı içinde yaşadığımız. Abdülkadir Bulut’un kırk iki yıllık yaşamına sığdırdığı şiirlerin toplandığı Ülkemin Şiir Atlası (Can Yayınları) kitabına bakıyorum. Her biri ötekini bütünlese de sanki üç ayrı öbek oluşmuş yazdıklarında. Birincisi doğup büyüdüğü, yetiştiği Anamur’u anlattığı şiirler. Anamur, başka yerlere benzemeyen doğası ve insanıyla başlı başına bir ülkedir ozan için. O ülkenin insanını, kültürünü yansıtır çoğu şiirlerinde. Yerel sözcüklerle bezeli, doğa görünümlerinin, insan hallerinin yansıdığı güzellemelerdir bu şiirler. “Yakımlar” kitabında göçebe Türkmen oymaklarına özgü bir kültür öğesini günışığına çıkarıp çağdaş bir yorumla yeniden işlediği örnekler ortaya koydu. Bir başka ana grup yaşadığı dönemin politik çalkantılarının, ilerici mücadelenin, yiğitliğin, dayanışma duygusunun yansıdığı şiirler. Bu şiirleriyle Abdülkadir Bulut’un 1970’lerin ve 80’lerin ilk yarısının ülke tarihinin şiirsel bir görünümünü çizdiği söylenebilir. Sen tek başına değilsin Yağmurda koşan taylar gibi Ve toprağı iyice kavrayan Kökler kadar akranın var Omuzlarında hayat ve şiir Alın terinden bir yürüyüş Trabzon’da yayımlanmakta olan “Kıyı” dergisi Temmuz-Ağustos sayısında değerbilirlik göstererek 25. ölüm yıldönümü nedeniyle Abdülkadir Bulut için özel bir bölüm ayırmış. Şiiri ve yaşamı üstüne inceleme yazıları ve anılara yer verilmiş. Dergiden öğrendiğime göre yakında bir de saygı kitabı yayımlanacakmış Bulut için. Gönül ister ki, yazar kuruluşlarımız da böylesi değerlerimize sahip çıkan etkinlikler gerçekleştirsin. Hep söylenir, “ozanlar, şiirlerine benzer” diye. Abdülkadir Bulut, bu anlamda hayatı ile şiir dünyası birbirini doğrulayan önemli örneklerden biriydi. Acılarla geçindin Güllerle geçinir gibi Sana çekti her zaman Kuşların yüzüyle ağlayanı Suların uçurumlardan akanı. [email protected] Mimar Ercan Ağõrbaş’tan Ruhr Havzasõ’nda kutsal mekânlarla somut kardeşlik çağrõsõ İnançlararasõbirliktelik Ağırbaş’ın tasarımıyla, bir Protestan kilisesinin sağına cami, soluna da havra yerleştirilerek “inançlar arası gezinti mekânı” yaratıldı. Çalışmalarını Neuss kentinde sürdüren mimar Ağırbaş’ın projesi, uluslar, kültürler, dinler arasındaki sürtüşmelerin yersizliğini, sorunların günlük kent yaşamı içinde çözülebilir olduğunu vurguluyor. MEHMET MENEKŞE AMASYA - İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fa- kültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şevket Dönmez başkanlõğõnda Amasya’ya 20 kilometre uzaklõktaki Oluz Höyük’te sürdü- rülen kazõ çalõşmalarõ dördüncü yõlõna girdi. Kül- tür ve Turizm Bakanlõğõ DÖSİM ve İstanbul Üni- versitesi Araştõrma Fonu tarafõndan finanse edilen Oluz Höyük kazõsõ, Hitit uygarlõğõ ile bir- likte 10 uygarlõğõn kalõntõlarõnõ gün õşõğõna çõ- karõyor. Yüz kişilik kazõ ekibinde 25 arkeoloji öğren- cisinin yanõ sõra arkeozoologlar, antropologlar, hebotanikçiler, jeologlar, sanat tarihçileri ve jeo- fizikçiler de yer alõyor. Şimdiye kadar elde ettikleri bulgularõn Oluz Höyük’te bir Hitit kentinin varlõğõna işaret et- tiğini söyleyen Dönmez, kazõ çalõşmalarõnda Hi- tit kenti yanõnda on kentin de üst üste kurulmuş olduğunu, Hitit kentinin bu on kentten sadece bi- ri olduğunu belirtti. 4 yõl boyunca yaklaşõk 2 bin 500 metrekarelik bir alanda kazõ yaptõklarõnõ, MÖ 4 binli yõllardan MÖ 1. yüzyõla kadar yaklaşõk dört bin yõllõk kronolojik sürecin açõğa çõkarõl- dõğõnõn altõnõ çizdi. KİBELE KÜLTÜRÜ... Oluz Höyük’te dört alanda açma çalõşmasõ yaptõklarõnõ, ve beşinci tabakaya ulaştõklarõ aç- mada Frig uygarlõğõna ait ana tanrõça olarak bi- linen Kibele’ye ait bir heykel parçacõğõ bul- duklarõnõ belirten Dönmez, ilk kez Kibele kül- tünün bu kadar kuzeyde yer almasõnõn dikkat çe- kici olduğunu belirtti. Kuzeydeki açma ile ken- tin savunma sistemini, güneydeki açma ile kentin giriş noktasõnõ, doğudaki açma ile de ken- tin kronolojisini bulmayõ amaçladõklarõnõ belirten Dönmez, kazõ çalõşmalarõ ile birlikte Amasya kronolojisinin yeniden kurgulanmasõ gerektiğini belirtti. Hitit uygarlõğõ ile birlikte Samsun, Sinop ve Amasya’da yarõ göçebe, savaşçõ bir uygarlõk olan Gaşkalarõn yaşadõğõnõn bilindiğine, Gaşkalar ile ilgili birtakõm bilgilerin Hitit kitabelerinde yer aldõğõna ancak bu uygarlõğõn varlõğõnõn antro- polojik olarak bulgularla kanõtlanmadõğõna dik- kat çeken Dönmez, Oluz Höyük’te Hitit uy- garlõğõna ait katmanda güçlü yangõn izlerinin bu- lunduğunu belirterek, bu durumun da Hitit- Gaşka çatõşmasõnõn izleri olabileceğinin güçlü kanõtlarõnõ içerdiğini belirtti. Amasya’daki Oluz Höyük kazõsõ, pek çok uygarlõğõn izlerini gün yüzüne çõkarõyor On kat Müzisyen Mitch Miller yaşamını yitirdi Kültür Servisi - Frank Sinatra, Rosemary Clooney, Bob Dylan gibi müzisyenlerle de çalõşan Grammy ödüllü müzisyen ve prodüktör Mitch Miller (99), yaşamõnõ yitirdi. 1960’larda Amerikan müzik piyasasõna damga vuran, yaptõğõ birçok beste ve şarkõlarla dikkat çeken ve rock’n roll’dan hiç hoşlanmadõğõnõ her fõrsatta dile getiren Mitch Miller, 2000 yõlõnda “Grammy Yaşam Boyu Başarõ Ödülü”ne layõk görülmüştü. Tom Mankiewicz hayatını kaybetti Kültür Servisi - Bond serisinde yer alan “Ölümsüz Elmaslar” (Diamonds Are Forever), “Live and Let Die” (Yaşamak İçin Öldür) ve “Altõn Tabancalõ Adam” (The Man with the Golden Gun) filmlerinin senaryolarõyla tanõnan ve ilk iki Süpermen filminin senaryo kadrosunda da bulunan 68 yaşõndaki senarist- yönetmen-yapõmcõ Tom Mankiewicz, Los Angeles’taki evinde hayatõnõ kaybetti. Kanser tedavisi gören ünlü senarist TV için yönetmenlik de yapmõş, Dan Aykroyd ve Tom Hanks’in başrollerini paylaştõğõ 1987 tarihli “Dragnet” filmiyle de ilk yönetmenlik denemesini gerçekleştirmişti. İlk Batman satışta Kültür Servisi - Çizgi roman olarak yayõmlandõğõ günden bu yana popülerliğini kaybetmeyen süper kahraman Batman’in yayõmlanmõş ilk versiyonu, Alaskalõ bir çizgi roman meraklõsõ tarafõndan internet üzerinden satõşa sunuldu. Yalnõzca 300 kopyasõ olan çizgi romanõn, 40 bin dolar gelir getirmesi bekleniyor. Koleksiyon sahibi Mike Wheat, 70 yõllõk bu çizgi romanõ, 1974’te 300 dolar karşõlõğõnda satõn almõştõ. Kırıka’yla Avrupa’da kasap havası Kültür Servisi - Konserlerinde bolca zeybek oynanan, göbek atõlan Kõrõka, 27 ve 28 Ağustos tarihlerinde Danimarka’da ve 8 Eylül’de Milona Uluslararasõ Müzik Festivali’nde konser vermeye hazõrlanõyor. İlk albümleri “Kaba Saz”õ 2008’de çõkaran Kõrõka’nõn müziği 19. yüzyõlõn metropol şehirleri İzmir, Selanik ve İstanbul’da üretilen “şehirli halk müziği”nden besleniyor. Daha önce Almanya, Portekiz, Suriye, Lübnan ve Bosna-Hersek’te de konserler veren grup rembetikodan kasap havasõna, kantoya uzanan şarkõlarõ yeni besteler ve üretimlerle icra ediyorlar. (myspace.com/kirikasmyrna) DJ Tiesto Antalya’da coşturacak Kültür Servisi - DJ Tiesto, Avrupa turu kapsamõnda bu akşam Antalya Adam & Eve Hotels’te hayranlarõ ile buluşuyor. Daha çok verdiği kumsal partileri ile beğeni toplayan Tiesto, Brezilya’nõn Ipanema plajõnda 250 bin kişiyi coşturarak bu alanda bir rekora da imza atmõştõ. Ses, õşõk ve multimedya gösterisiyle Tiesto’nun bu şovunda ünlü DJ’ye solistleri canlõ performanslarõ ile eşlik edecek. 05 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE SAAT:17.00 AYDINLANMA SÖYLEŞİSİ KONUŞMACI DOÇ. DR. ÜMİT KOCASAKAL YER: ARMUTÇUK ÇAY BAHÇESİ (HALI SAHA YANI) İLETİŞİM: 0 532 615 95 94 – 0 532 375 24 88 AYVALIK CUMOK ÇAĞRISI 10. YIL KOZAK BULUŞMASI PENCERE KAPANMAYACAK Konuşmacõlar: Mehmet BAŞARAN Ümit ZİLELİ Sav. Hüseyin ÖZBEK Öner YAĞCI Resimler: Daver DARENDE Heykeller: Sakine ÖZKAN Müzikler: Zeynep-Betül ER Tarih: 7 Ağustos 2010 Saat 11.30 İletişim: İsmail ERTEN 0 266 348 72 27 Nail SÖNMEZ 0 266 324 21 51 Bahattin FIRTINA 0 266 348 51 09 BALIKESİR CUMOK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle