19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 21 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Sağlıklı Beslenme Görebildiğim kadarıyla ülkemizde en iyi çalışan sektörlerden biri göz hastaneleriyse öteki de beslenme uzmanları, diyetisyenler. Açlık sınırında bir ülke olmakla birlikte sabahları bir avuç fındık, öğlen kuru kayısı ve cevizli salata, öğleden sonra biraz meyve, akşama doğru yoğurt ve hafif tatlı, akşam yemeğine az pişmiş bonfile ve organik brokoli, yatmadan birkaç saat önce yarım avokado ve ananas yemek türü diyetlerin neden bu kadar ilgi gördüğünü anlamak zor. Yalnızca trafikte on binlerce kişinin öldüğü ülkemizde her işimiz tamam, organik ürünler tüketerek ömrümüzü uzatacağız. Bizde kirlenmemiş su kaldı mı, gerçekten organik ürün ne kadar yetiştirebiliyoruz, bunlar da ayrı konu. Günde iki paket sigara içip hayatı boyunca kebap yemiş adama küçücük somon ne yapsın diye yazmıştım bir keresinde de diyetçilerle aram açıldı. Beslenmeye medyanın verdiği önem milli eğitime falan verilse, şimdiye üniversite sistemi düzelir, belki bu kadar çok beslenme uzmanı yetiştirmeye gerek kalmazdı. Bu diyetleri uygulamaya kalksa insan zaten strese girer. Aldığınız her şeyden kuşkulanacaksınız. Balık alsanız acaba bu yıl hangi denizde gezdi, büyük balık alsanız, küçük balığı yiyor, tehlikeli, küçük balık yeseniz büyükler yüzünden strese girmiş olabiliyor, kurşun tehlikesi, mazot tehlikesi hepsi var. Balık bile şaibeli bir hayvan oldu. Şöyle deniz kenarında oturmuş çıtır çıtır barbuna bakarken morali bozuluyor insanın. Soyu sopu belli değil çünkü. Milli gelirin bizimkinin beş katı olduğu, insanların üç ev ötede sigara içiliyor diye kanser olma paniğiyle polisi aradığı, her tür yiyeceğin elli kontrolden geçirildiği ülkelerden birinde yaşasak durumu anlayacağım, yüz yıl daha yaşamak için bu çabaya gireceğim de durum pek öyle değil. Ramazan geldi, televizyonlarda sürekli beslenme uzmanları, diyetisyenler panik halinde açıklamalar yapıyor. “Aman iftarda fazla yemeyin”, “aman birkaç öğüne bölün” türünden uyarılar geliyor. Acaba iftar sofralarında toplu ölümler yaşandı da bugüne kadar ben mi duymadım? Sahurda tatlıyı fazla kaçırdı diye ölenlerin sayısında son yıllarda bir artış mı görüldü? Oruç tutarken nelere dikkat etmeli, iftarı zeytinle mi hurmayla mı açmalı, çorbadan sonra hemen makarnaya yüklenmemeli, balığa tavuğa ağırlık verilmeli türünden açıklamalar ardı ardına geliyor her akşam. Sanırsınız ki İslamiyeti yeni kabul ettik, bu yıl ilk kez oruç tutuyoruz, sahuru, iftarı yeni öğreniyoruz. Konu, sahip olduklarımıza başkalarının olamadığını düşünebilmek, kendi irademizle dünya nimetlerinden vazgeçebilmek, sabretmeyi, açlığı, yokluğu hissetmek mi, yoksa akşama kadar ne yiyeceğimizin hayalini kurmak mı? [email protected] ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Bakanlõğõ, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı hakkõnda “Haliç’te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet Bugün Cemaat” kitabõ nedeniyle inceleme başlattõ. İçişleri Bakanlõğõ, Avcõ hakkõnda başlatõlan inceleme için iki mülkiye, bir polis başmüfettişini görev- lendirdi. Eskişehir Emniyet Müdürü Avcõ, hakkõnda inceleme başlatõlmasõ üzerine “Zaten böyle bir soruşturma bekliyordum” açõklamasõnõ yaptõ. Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcõ: Devleti ele geçirdiler İstanbul Haber Servisi - Devletin içindeki çetelere karşõ verdiği mücadele ile tanõnan Es- kişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Ha- liç’te Yaşayan Simonlar: Dün Devlet Bugün Cemaat” adlõ kitabõnda Fethullah Gülen ce- maatinin, Türkiye’de TSK, Emniyet, MİT, yargõ, basõn ve diğer tüm devlet kurumlarõnõ ele geçirdiğini ve tüm bu kurumlarõn başõnda “sorumlu imam” bulunduğunu yazdõ. Türki- ye’nin en tanõnmõş istihbaratçõlarõndan biri olarak tanõnan eski İstihbarat Daire Başkanõ Avcõ, Eskişehir Emniyet Müdürü olarak yaz- dõğõ kitabõnda İstanbul Emniyeti’ni ve İstihba- rat Daire Başkanlõğõ’nõ ihbar etti. Avcõ, “Koz- mik odalarda birkaç gün süren aramalar yapıldı. Şimdi ben açıkça adres veriyorum, hukuksuz dinleme ve izlemeler var, bunları dilekçemde belirttim. İstihbarat Daire- si’nde cemaatin özel cihazları, elde ettikleri her türlü kanunsuz dinleme materyalleri mevcuttur, buralar neden aranmaz? Koz- mik odanın aranmasında kimliği belli olma- yan bir ihbarcı vardı, burada da ben açıkça ihbar ediyorum. Bulunacak yerleri de söy- lüyorum. İstanbul Emniyet Müdürlüğü İs- tihbarat Şubesi neden denetlenemez? İstih- barat Daire Başkanlığı’nda arama yapılsa, demirbaşa kayıtlı olmayan, cemaatin kendi- ne ait özel dinleme ve izleme aletleri bulu- nacağından hiç tereddüdüm yoktur” dedi. ‘Manzara korkunç’ “Gördüğüm manzara korkunç, kadrolu devlet adamları devleti yönetemiyor” diyen Avcõ, Deniz Baykal’õn gizli görüntülerinin ka- setlerle medya servis edilmesinin arkasõnda da cemaatin olduğunu vurguladõ. Türkiye’de ada- letin zaten çürümüş olduğunun ancak bu kez yok edildiğinin altõnõ çizen Avcõ, böyle gider- se işin adaletten çõkacağõnõ, “insanların sila- ha sarılacağını” savundu. Emniyet Genel Müdürü ve hatta İçişleri Bakanõ’nõn haklõ ol- duğu halde haklõ olduğunu bildiği kişiyi savu- namadõğõnõ, bu kişilere sahip çõkamadõğõnõ, tu- zağa düşürüldüğünü belirterek bu duruma ör- nek olarak ise “Kozanlı Ömer kod adlı Os- man Hilmi Özdil mi yoksa Emniyet Genel Müdürü, daire başkanları mı polis teşkilatı- nı yönetiyor” diye sordu. ‘Cemaatin talimatını uyguluyorlar’ Ergenekon, Balyoz ve Erzincan gibi kamuo- yunun gündemindeki soruşturmalara atõfta bu- lunan Avcõ, “Olay bir örgütün, cemaatin devlet içerisindeki elemanları vasıtasıyla yü- rüttüğü örgütsel bir faaliyettir. Karşımızda- ki kişiler polis, hâkim ve savcı değil, örgü- tün, cemaatin elemanlarıdır. Devletin huku- kunu değil, cemaatin talimatlarını yerine ge- tirmektedirler. İstanbul, Ankara, Erzurum ve İzmir’deki bazı özel yetkili savcılar ile bu iller dışındaki bazı polis birimleri arasında illegal bir ilişkinin varlığı açıkça gözükmek- tedir. Özel yetkili savcılar tarafından bu iller dışında gözaltına alınan ya da aranan kişiler hakkında karar çıkarmadan önce kimlik, iş ve ev adresleri gibi bilgilere ihtiyaç vardır. Normalde bu bilgiler, o illerin savcıları veya çok uygun olmasa da emniyet müdürlükle- ri üzerinden resmi yazışma yoluyla temin edilmesi gerekirken, bugüne kadar hiçbir yazışma yapılmamıştır. O halde bu bilgiler nasıl temin edilmiştir” diye sordu. ANKARA (ANKA) - Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nõn kitabõnda dile getirdiği, iddia- lara eski AKP’liler Türkiye Partisi Genel Baş- kanõ Abdüllatif Şener ve MHP Ankara Millet- vekili Zekai Özcan’dan destek geldi. Şener, ki- tabõ, “Yazmış olduklarından devlet kurgu- muzla ilgili, devlet yapımızla ilgili önemli bilgiler ve şifreler içermiş olacağını düşünüyorum. Önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum, bir kazanımdır” sözleriyle değerlendirdi. Polis teşkilatõnõn başõnda başarõlõ bir İçişleri Bakanõ olmadõğõnõ belirten Öz- can ise, “İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Başbakan ile Cumhurbaşkanı ‘emir eri’ gibi davranıyor. Yakında Türki- ye’de çeteler çıkacak, herkesi tehdit edecek” dedi. Özcan, polislerin içinde de çete gibi davrananlarõn olduğunu belirterek şunlarõ söyledi: “Türkiye için talihsiz bir İçişleri bakanı var. Baykal başta olmak üzere hakların- da kaset hazırlanıyor, zamanı gelin- ce ortaya çıkarılıyor. Böyle bir de- mokrasi olur mu?Adamların mah- remi dinleniyor, özel hayatı nasıl dinlersin? Büyük bir ihtimalle bir şeyler isteniyor. Kar- şılığı alınmayınca deşifre ediliyor. Böyle bir İçişleri bakanı, böyle bir hükümet olur mu? Daha başlarına çok şey gelir.” Haber Merkezi - Hanefi Avcı’nõn, “Ha- liç’te yaşayan Simonlar; Dün Devlet Bugün Cemaat” adlõ kitabõ Türkiye gündemine “bomba” gibi düştü. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “Benim yıllardır söylediğim bir hadise. Cemaat artık devlet istihbaratını kontrol eden ve yönlendiren bir durumda- dır” dedi. Haziran 2007’den bu yana CHP’nin kurumsal olarak dinlendiğini belirten Kart, “Hâlâ dinlendiği kanısındayım. Bu parti me- muru, cemaat yapılanmasının sonucudur” diye konuşurken CHP İzmir Milletvekili Ah- met Ersin, “Başbakan’ın yasadışı özel is- tihbarat örgütü var. Ortam dinlemelerini bunlar yapıyor. Devletin bürokrasisi ve istihbarat örgütü cemaatin elinde” dedi. CHP’li Kart, Avcõ’nõn kitabõnõn kendisinin yõllardõr söylediği ve dile getirdiği endişelerini doğruladõğõnõ vurguladõ. ANKA’ya bu konuyla ilgili açõklama yapan Atilla Kart, “Cemaat ar- tık devlet istihbaratını kontrol eden ve yönlendiren bir durumdadır. Ama bir di- ğer vahim nokta; bu cemaat, dış istihbarat odakların yönlendirmesine tabidir” dedi. Kart, şöyle sürdürdü: “Cemaat yapılanması referandumda ‘evet’ çıktığı takdirde HSYK seçimlerine doğrudan müdahale olacaktır. Şimdiden bu çalışma bakanlık inisiyatifinde sürdürülüyor. Cemaatle işbirliği içinde sürdürülüyor. Türkiye’yi 7-8 bölgeye bö- lerek, her bölgeye seçilecek hâkimlerin be- lirlendiği, bu referandumun en büyük tah- ribatlarından biri olacak.” CHP’li Ersin de, “Başbakan’ın yasadışı özel istihbarat örgütü var. Bu örgüt 2003 yılında yolsuzlukları araştırmak için ku- ruldu. Daha sonra 2005’ten bu yana Baş- bakan’a istihbarat hizmeti yapıyor. Ve bu ortam dinlemelerini bunlar yapıyor. Mu- halif kişileri takip ediyorlar. Yandaş med- ya ve internet ortamına yansıtıyorlar. Kor- ku imparatorluğu yaratıyorlar” dedi. Ortam dinlemesinin cemaat ve cemaatlerden oluşan yapõ tarafõndan gerçekleştirildiğini iddia eden Ersin, 2005’ten bu yana 14 tane mobil dinle- me aracõ ithal edildiğine dikkat çekti. Ersin, şunlarõ söyledi: “Kanada ve İsrail yapımı mobil dinleme araçlarının kimler ta- rafından ithal edildiğini öğrenemedim. Gizli olduğu gerekçesiyle bilgi veremeye- ceklerini söylediler. Bu mobil araçlarının yasadışı istihbarat örgütünde olduğunu düşünüyorum. Başbakan’a hizmet edi- yor.” “Bürokrasi ve istihbarat örgütü ce- maatlerin elinde” diyen Ersin, bu cemaatle- rin Cumhuriyet tarihinin en güçlü dönemini yaşadõğõnõ söyledi. Kart ve Ersin, devletin bürokrasisi ve istihbarat örgütünün cemaatin elinde olduğunu söyledi ‘Yıllardır göz ardı edildi’ Eski AKP’lilerden Avcı’ya destek ‘Türkiye Gülen’in en büyük okulu’ Haber Merkezi - Eskişehir Emniyet Müdürü Ha- nefi Avcı’nõn dile getirdiği iddialarõ değerlendi- ren Eski Anayasa Mahkemesi Başkanõ Yekta Güngör Özden “Cemaatin, 1995’ten bu yana devletin yargısında ve yönetiminde ağırlığı artıyor. Özellikle, DGM’leri kaldırdıktan sonra kurulan özel yet- kili mahkemelere, söz konusu cema- atle ilişkisi bulunan savcı ve hâkim- ler yerleştirildi. Son olaylarda bu kuşkuları doğrular nitelikte. Bu ağırlığın artması sonucu da bugün yakınma konusu olan her olayda ce- maat kendisini hissettirmektedir. Artık Türkiye, Fethullah’ın dünyada açtığı okulların içinde en büyük okulu durumuna getirilmeye çalışılmaktadır. Avcı’nın yazdık- larına zamanında ilgililer tarafından dikkat edilseydi bu duruma düşülmezdi” dedi. Eski CHP lideri Baykal’õn özel yaşamõna ilişkin gizli kame- ra görüntülerinin ise Gülen ce- maati tarafõndan çekildiğini ve medyaya servis edildiğini yazan Avcõ, gizli görüntülere ilişkin ki- tabõnda şu ifadelere yer verdi: “Bu video görüntüleri daha ön- ce çekilmiş. Acaba kaç bakan, kaç genel müdür, kaç komutan veya onların eşleri ve çocukla- rı hakkında da bu veya benze- ri görüntüler mevcuttur? Bu olayın ilk benzeri Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel’e yö- nelik hazırlanmıştı. Bugün bu olayı cemaatin yaptığından en ufak şüphem yok. Hâkim ve savcılar hakkında uygunsuz görüntü iddialarının yayılması ve benzer olaylar, aslında hep aynı adresi göstermektedir. Bu işleri yapabilecek yegâne gru- bun cemaatin Emniyet İstih- barat birimi içerisindeki un- surları olduğu ortaya çıkar. Bu işi profesyonelce yapabilecek tek grup cemaattir.” Danõştay saldõrõsõnõn ciddi bir delile da- yanmadan Ergenekon’a bağlandõğõnõ ifade eden Avcõ, saldõrõdan sonra polisin, sal- dõrgan Alparslan Arslan’õn telefonuyla ilgili teknik inceleme yaptõğõnõ, görüştüğü kişiler arasõnda takip altõndaki Muzaffer Tekin’in adõnõn ortaya çõkmasõyla saldõrõyõ Ergene- kon’a bağladõğõnõ belirtti. Avcõ, şu ifadelere yer verdi: “Danıştay’a silahlı saldırı, Hrant Dink’in öldürülmesi, Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamı gibi olayların görünen bugünkü faillerinden başka, Ergenekon veya benzeri gruplar tarafından yapılmış olacağına, mevcut deliller ve olayların oluş biçimine bakarak kimse beni ve makul bi- rini ikna edemez. Ergenekon örgütünün varlığı konusunda yazılı belge, doküman, örgütsel faaliyet sayılabilecek bazı ilişkiler varsa da eylemleri konusunda hiçbir ciddi emare yoktur. Geçmişte Türkiye’de mey- dana gelen, Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamı, Rahip Santoro cinayeti gibi olay- ların Ergenekon tarafından gerçekleştiril- diği iddia edilerek epey bir süredir uydur- ma tanık aranmaya başlandığı net olarak görülüyor. Amacın olayları aydınlatmak değil, Ergenekon’la irtibatlandırmak ol- duğu açıkça ortadadır.” Avcõ kitabõnda, bir uyuşturucu operasyonunda tu- tuklanan Emniyet Müdür Yardõmcõsõ Emin Aslan’a “Ben yaparım, o yapmaz” şeklinde kefil olduktan sonra cemaatin kendisine komplo kurduğunu ve telefonlarõnõ dinle- meye aldõğõnõ belirtti. Avcõ, şöyle de- vam etti: “Emin Bey’e yapılanlara karşı çıktığım için İstanbul Emni- yeti’ndeki cemaat lideri konumun- daki polis şefleri benim toplumda- ki saygınlığımı sarsmak için hak- kımda araştırma başlattılar. Hakkımda araştırma başlatıldı- ğını söyleyenler de cemaatin üst düzey polisleriydi. İçişleri Ba- kanı Beşir Atalay’dan rande- vu aldım. İstihbarat Daire- si’nin kanunsuz dinleme yaptığını hatta yalnızca beni değil birçok kişiyi dinlediğini, özellikle Emniyet ve İçişleri Bakanlığı yöneticile- rini isim vererek dinlediklerini söyle- dim.” Avcõ, CHP’nin de 2007’den bu yana dinlendiğini yazdõ. Avcõ kitabõnda, İçişleri Bakanlõğõ ve Adalet Bakanlõğõ’na verdiği ve içinde kendisine komplo kurulduğuna dair ifa- delerin olduğu dilekçelere de yer verir- ken tüm yaşananlarõ Başbakan’õn başda- nõşmanõna anlattõğõnõ belirtti. Avcõ, kita- bõnda İstihbarat Daire Başkanlõğõ’nõn da cemaat tarafõndan dinlendiğini savuna- rak şunlarõ kaydetti: “Cemaatin İstih- barat Dairesi’ndeki teknik personeli- nin bir süre önce yurtdışına giderek gizli ses ve görüntü kayıt eden çok miktarda saat, kalem görünümündeki teknik cihazlar aldığı, küçük dinleme sistemleri alıp askeri ve belli kurum- lardaki adamlarına verdiği, bu yön- temle her yerde ortam dinlemesi, gizli kayıtlar yaparak bilgi toplandığını duymuştum. Bugün sık sık kaynağı belirsiz şekilde internete düşen bu ses ve görüntülerin kaynağı çoğunlukla bu tür bilgilerdir. İstihbarat Daire Başkanlığı’nda arama yapılsa, cemaa- tin kendine ait özel dinleme ve izleme aletleri bulunacağından hiç tereddü- düm yoktur. Cemaat haricindeki her- kes bu görüntüleri internete yayarken iz bırakır ve yakalanır, bir tek onlar bu sistemin başında olduklarından iz bırakmadan yayabilirler.” İÇİŞLERİ BAKANLIĞI SORUŞTURMA AÇTI ‘Danıştay saldırısı Ergenekon’a bağlanamaz’ ‘Telefonlarım dinlendi’ ‘Başbakan harekete geçmedi’ ‘Hayatımı zindan edecekler’ Kitabõn yayõmlanmasõnõn ardõndan Gülen cemaatinin kendisine hayatõ zindan edeceğini bildiğini söyleyen Av- cõ, kitabõnda şunlarõ kaydetti: “Bunla- rın (cemaat) hayatımın bundan son- rasını zindan edeceğini biliyorum, geçmişte birçok örgütün hedefi ol- dum. Ama bu defakinin başka bir şey olduğunun da farkındayım. Kimseye karışmadan sakin üç maymunu oyna- yıp belki de yükselerek hayatıma de- vam edebilirdim. Ama o zaman in- sanlığımdan, inançlarımdan, onu- rumdan utanırım. Herkesi kandırsam kendimi kandıramam. Ben bu kitap- la birlikte açıkça ifade ediyorum ki, tüm bu işleri cemaat yapıyor, bunu artık herkes bilsin. (...) Son zamanlar- da gündemi meşgul eden tüm iddiala- rı yayan cemaattir, onlardan bilgi alan da onlar adına konuşan da ce- maatin adamlarıdır. Tarafsız basın mensubu, devletin polisi, savcı num- arasını artık kimse yutmasın. Bu işler emniyet ya da hukuk adına yapılmı- yor, cemaatin plan ve programı çerçe- vesinde, cemaatin talimatı ile gerçek- leştiriliyor. Bazı internet siteleri basın ve yayın hizmeti değil cemaatin pro- pagandasını yapıyor. Büyük illerin emniyet müdürleri ve valiler bilsinler ki emirlerindeki polislerin bir kısmı kendilerini değil, cemaat imamını amir olarak kabul ediyorlar. Hatta et- rafları cemaat mensubu müdür ve amirler tarafından sarılmış durumda. ...Bu durumun farkındalar ve kısmen biliyorlar ama bilmiyor gibi davranı- yorlar. Bazı operasyonları kendileri değil, cemaat yanlısı polisler ile cema- at yanlısı savcılar, cemaat imamları- nın talimatları ile yürütüyorlar.” Cemaati ihbar etti Yapõlan istihbarat dinle- melerinin de ciddi ola- rak araştõrõlmasõ gerektiğine dikkat çeken Avcõ, Gülen cemaa- tine şu sözlerle atõf yaptõ: “Maalesef bu gruba karşı çıkmak çok kolay de- ğil. Bir anlamda Fethullah Hoca’nın insafına kalınmıştır. Ama öncelikle şunların yapılması gerekir: İstihbari dinlemeler ciddi olarak araştırılmalı- dır. Polis, Jandarma ve MİT’in vatan- daşlara yönelik dinleme işlemleri mut- laka denetlenmelidir. Özel yetkili mahkemelerin tüm hâkim ve savcıları, emsali hâkim ve savcılarla değiştiril- melidir. Bu sağlanmadan, cemaate muhalif olan hiç kimsenin özgürlü- ğü ve hayatı güvencede olamaz. Türkiye’de adalet çürüyor, gerçi zaten çürümüştü ama bu defa yok ediliyor. Böyle giderse iş adaletten çıkacak ve insanlar silaha sarı- lacak.” ‘Fethullah’ın insafına kaldık’ Özden Şener Özcan ‘BAYKAL KASETİ CEMAATİN ESERİ’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle