Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
güvercini, kurdu, arıyı, kıratı. Bir şeye benzemiyor
bunun suratı.”
Ah usta ah, biraz dertleşelim seninle.
Ben olanı biteni anlatayım, sen inle!
Öyle bir karakter var ki bunlarda, görülmemiştir.
Ne Abbasilerde ne Hunlarda!
Sen de tanıdın daha önceki iktidarları... Her biri
kendi özelliğini taşırdı, biraz sapsa da; kimi
liderine, kimi paraya, kimi tarihe tapsa da...
Bunlar bütün karakterleri toplamışlar; hangisini
ne zaman kullanalım diye hesaplamışlar...
Dinlerken La Fontaine, biraz ekşitti yüzünü,
sakınmadı sözünü... Aldı sazı eline vurdu bam
teline:
“Sevgili çırak, lafı uzatmayı bırak. Bu nasıl bir
akbabalıktır, kâh dağda ejderha, kâh denizde
balıktır?”
Ah usta ben de bunu anlatmaya çalışıyordum;
kusura bakma, belki biraz yordum. Şimdi
anlatayım bir bir; bu denklemi ne sosyoloji çözer
ne cebir...
Arkadaşlar demokrasi deyince mangalda kül,
tespihte püskül, edebiyatta fasikül bırakmazlar...
Ama hak deyince kendi kaplarından başka hiçbir
yere akmazlar...
Alacakları mı var?
Arkadaşlar şahin, yok onlardan başka hin.
Borçları mı var?
Arkadaşlar karga; ver her şeyini yemeden gaga.
Pay mı dağıtılacak?
Arkadaşlar aslan; her şeyin üstüne yaslan.
Birisi mi paylanacak?
Arkadaşlar kaplan; her şeyini ver, olduğun yerde
saplan...
Mazlumluk borsası mı yükseldi?
Arkadaşlar ceylan; otursunlar üstünde, verin bir
küheylan...
Ballı ihaleler mi var?
Arkadaşlar ayı; acil ihtiyaçtan onlara verin payı.
Karanlıkta yapılacak iş mi var?
Arkadaşlar yarasa; gündüz 32 cihana ilan
ederler, yaptıkları şey küçücük bir işe yarasa...
Çamura mı yatılacak?
Arkadaşlar manda, onlardan çok yakışan yoktur
ormanda...
Hamura mı yatılacak?
Arkadaşlar lafe; tutamazsın, yoktur çare.
Hortum mu lazım?
Arkadaşlar fil; karşılarındaki herkes sefil.
Yaptıkları her şeyi iyi gösterecek yorumcu mu
lazım?
Arkadaşlar bukalemun; yanlışları söylemeye
çalışsan çıkışırlar, ‘biz apakız bu kalem un.’
Adelet mi dağıtılacak?
Arkadaşlar, züccaciye dükkânındaki zürafa;
onlardan iyi dağıtan olmaz, ne insana acırlar ne
rafa...
Tam havaya girmiştim ki araya girdi La
Fontaine:
“Ne yaptın Mustafa, kalmadı bende kafa. Nerden
buldunuz bu iktidarı? Bunlar ne yürekte sevgi
bırakır ne ambarda darı”.
Tamam usta bağlamalıyım sözümü. Biliyorum
biraz zor bu işin çözümü. Ormana 3-4 yılda bir
sandık gelirdi, önümüzde yeni bir umut belirdi.
Anlattım sana son hali, şimdi bunları oyluyacak
ahali...
La Fontaine gökyüzünde özgür bir kuş görmüş
gibi sevindi. Şöyle tatlı tatlı gerindi: “Aman” dedi,
“Bu fırsatı kaçırmayın. Anlattıklarının her biri birer
sosyal mayın.
Hepiniz ama hepiniz bu gidişe hayır deyip
birleşin. Sonra parçası olursunuz kâhır denilen
kokuş bir leşin!”
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
nedenlerden mi kaynaklanıyor?
Bakan Ergin’in örneğin Ergenekon davasına
bakan üç hâkimden ikisinin değiştirilmesine “dava ve
soruşturmalara müdahale anlamı taşıdığını” öne
süren gerekçesi diyelim ki haklı.
Ama sormak lazım. Hakkında pek çok şikâyet olan
Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’ün başka bir yere
atanması davalara müdahale anlamına gelebilir mi?
Bakanlık hükümetin yargıyı alet ederek yanlış,
sakat kimi uygulamalarının HSYK’de görüşülmesine
karşı çıkıyor.
Başkanvekili Kadir Özbek’in açıkladığına
göre, Kürt açılımına destek olsun diye Habur
kapısına gönderilen mobil savcı ve hâkimlerin
durumunun HSYK’de görüşülmesine de Adalet
Bakanı izin vermiyor.
Özbek haklı olarak “Yargının kullanıldığı Habur
kapısı olayı HSYK’de konuşulmayacak,
değerlendirilmeyecekse nerede konuşulacak?”
diye soruyor.
Yüksek yargı ile hükümet arasındaki kriz ne zaman
sonuçlanabilir?
Yakın günlerde diye umuda kapılmamak gerek.
Kriz ancak 12 Eylül’de anayasaya evet çıktıktan,
HSYK üyelerinin sayısı arttırıldıktan, kuruldan
hükümet doğrultusunda karar çıkması olasılığı
belirdikten sonra sonuçlanabilir.
Başbakan YARSAV’ı yok etmekten söz ediyor...
Hükümete aykırı davranışlar gösteren HSYK’yi
ideolojik davranmakla suçladı.
RTE’nin yargının iki önemli kurumuna saldırıları
yandaş medyayı harekete geçirdi.
Hükümetin olası yaptırımlarına zemin olacak
destek yayınlar başladı.
Örneğin dün Feto’nun gazetesi Zaman,
manşetten “HSYK’nin dosyasının kabarık” olduğunu
ilan etti.
Bir dizi suçlama:
Susurluk mahkeme başkanını görevden almış
HSYK, sanıklar kurtulduklarını itiraf etmişler.
Balyoz ve Ergenekon davalarında HSYK’nin
sonradan atadığı Hâkim Kuban şüphelileri topluca
tahliye etmiş.
Islak imzalı planı şüphelisi Dursun Çiçek Hâkim
Kuban tarafından jet hızıyla serbest bırakılmış.
Erzincan savcısı Cihaner’le ilgili soruşturmayı
yürüten savcıların yetkileri alınmış.
Bu suçlamaların amacı açık.
12 Eylül’den sonra bu kurumları “temizleyecek”
olan hükümetin olası yaptırımlarına bugünden
kamuoyunu hazırlamak!
Yandaş medya yargıyı siyasallaştıran hükümetin
yanı başında kapı kulu hizmetinde.
İşine gelen her konuda saldırgan bu hükümet.
Fakat ülkenin geleceğini ilgilendiren kimi konular
günlerdir muhalefetin, medyanın dilinde…
efendilerden tık yok!
PKK 20 Eylül’e kadar saldırılarına ara vereceğini
açıkladı.
Önce terör örgütünün ramazan nedeniyle bu kararı
aldığı söylendi.
Nedenini yine PKK açıkladı. Dağdaki terörist
lider Murat Karayılan devletin İmralı ile sağladığı
temasların ardından ateşkes kararı aldıklarını
söyledi. Şöyle dedi:
“Devlet ile önderimiz (Öcalan) arasında sağlanan
temaslar sonucu saldırıları durdurduk.”
Hükümetten yine ses yok!
Hükümet yerine AKP Genel Merkezi konuştu:
“AKP’nin ve hükümetin, illegal bir örgütle masaya
oturması müzakere yapılması söz konusu değildir!”
Bu yalanlama bilinen gerçekleri yalanlamıyor.
Terörist başı ve PKK ile hükümetin veya AKP’nin
doğrudan görüşmeler yaptığını hiç söyleyen olmadı.
Hükümet İmralı ile ya da PKK ile doğrudan temas
etmiyor ama emrindeki kimi kurumları (örneğin bir
ara MİT’i) bu görüşmeleri yapmakla görevlendiriyor
ve sonra:
Kandil’den gelen ses 4 gün baş başa görüşüldü
ve anlaşmaya varıldı diyor.
Kim görüştü İmralı ile, varılan anlaşmanın içeriği
nedir, artık ayyuka çıkan olay gizlenebilir mi?
Parti değil, hükümet açıklama yapmak zorunda.
Zorunda çünkü “İmralı anlaşmasından”
yararlanan Barış ve Demokrasi Partisi demokratik
özerklik diye bastırmaya başladı.
PKK 4 günde varılan mutabakata dayanarak 4
maddelik sözde barış planı açıkladı.
Operasyonlar duracak. 1700 dolayında Kürt
siyasetçisi derhal serbest bırakılacak.
Öcalan’ın barış sürecine aktif biçimde katılacak.
Yüzde 10 seçim barajı düşürülecek.
PKK’nin dayattığı koşulları BDP meydanlarda
kullanıyor.
Örgüt-siyaset el ele!
Açılım ise açıldıkça açılıyor; özerk demokratik
Kürdistan’a doğru koşar adım!
[email protected]
SAYFA 21 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Ağustos
Oslo Y 18
Helsinki Y 18
Stockholm Y 19
Londra Y 21
AmsterdamY 21
Brüksel Y 24
Paris PB 27
Bonn PB 23
Münih PB 28
Berlin PB 26
Budapeşte B 26
Madrid B 31
Viyana B 27
Belgrad B 27
Sofya B 25
Roma PB 25
Atina A 32
Zürih PB 26
Moskova Y 21
Aşkabat A 40
Taşkent A 37
Bakû B 28
Bişkek B 32
Tiflis A 36
Kahire A 36
Şam A 420
İstanbul 30 PB
Edirne PB 32
Kocaeli PB 31
Çanakkale R 32
İzmir B 34
Manisa B 36
Denizli B 38
Zonguldak Y 28
Sinop Y 28
Samsun Y 27
Trabzon Y 26
Giresun Y 26
Ankara B 32
Eskişehir B 30
Konya A 32
Sıvas PB 27
Antalya A 36
Adana A 38
Mersin A 35
Diyarbakır A 40
Şanlıurfa A 41
Mardin A 37
Siirt A 39
Hakkâri A 34
Van A 28
Kars PB 26
Ülkemizin kuzey
kesimleri parçalı bu-
lutlu, Karadeniz kı-
yıları ile Sakarya’nın
kuzey çevreleri sağ-
nak ve gök gürültü-
lü sağanak, diğer
yerler az bulutlu ve
açık geçecek. Mar-
mara ve Kuzey Ege
de poyraz, kuvvetli
zamanla kısa süre-
li fırtına şeklinde
esecek. Hava sı-
caklığı kuzey ve iç
kesimlerde 3 ila 5
derece azalacak.
Halkımız 12 Eylül’de yapılacak
halkoylamasıyla ne denli ilgili?
Bu soruyu bugüne dek çok sor-
dum!
Bir haftadır Anadolu’nun deği-
şik kentlerinde, köylerinde, kır
kahvelerinde insanlarla konuşu-
yorum.
CHP’lisi, AKP’lisi, MHP’lisi hal-
koylamasına sunulacak anayasa
değişikliklerinin ne olduğunu bile-
ne pek rastlamadım.
Üniversitede okuyan gençlerle
konuştum bazı yerlerde...
Onların da bilgisi yok bu konu-
da.
İş dönüp dolaşıp “dindar olanlar”
ve “dindar olmayanlar” düğümün-
de birleşiyor.
Oysa sorunlar diz boyu.
Özelikle üretici kesimi perişan....
Tütün, pamuk, ayçiçeği, üzüm,
buğday üreticileri tefeci kıskacın-
da...
Salihli yöresinde kiraz üreticileri
şaşkın... Kiraz ihracatı geçen yıla
oranla düşmüş.
İki yıl önce onlarla konuşurken
şöyle diyorlardı:
“Laiklik karın doyurmuyor.”
Bugün ise şöyle diyorlar:
“Anayasa karın doyurmuyor.”
Denizli yöresinde üç, dört yıl
önce tekstil ürünü ihracatı bir
milyar doların üzerindeydi...
Şimdi ise bu ihracat düşmüş,
binlerce işçi işyerlerinin kapatıl-
masıyla işsiz kalmış.
Denizli yöresinde Süleymancı-
ların önünü Fethullahçılar kesmiş.
Fethullahçı işadamı, sanayici
olursan her sorunun anında çözü-
lüyor.
Özel okullar, özel hastaneler,
yurtlar, fabrikalar Fethullahçıla-
rın...
Ege’den Akdeniz’e; İçanado-
lu’dan Güneydoğu’ya; Karade-
niz’den Trakya’ya dek yoksulluk ve
yolsuzluk konuşulurken din ek-
senli bir yaşam biçiminin Türkiye’yi
kuşattığına tanık oldum.
Öğlenleri yemek yiyecek lokan-
ta bulmak zor...
Açık olan lokantalarda bile ye-
mek yiyenlere öyle bakıyorlar ki
anlatamam.
Başbakan Erdoğan’a gelince...
12 Eylül halkoylamasını genel se-
çim öncesi havaya soktu. CHP bu-
nu fark etmedi. İşin içine soy-sop
girdi. Malum kişi Kılıçdaroğlu için
“annesi Ermeni” dedi.
Merak ediyorum, en hızlı liboş-
lardan Etyen Mahçupyan bu ko-
nuda neler yazacak Fethullahçı
Zaman’da.
Fethullahçıların “finanse ettiği”
öne sürülen gazetenin köşe ya-
zarları neler yazacak?
Bir de TÜSİAD ve Türkiye Oda-
lar Borsalar Birliği’nin çıkışlarına Er-
doğan’ın gösterdiği tepki, YAR-
SAV’a verdiği gözdağı...
Tüm bunlar sivil bir dikta reji-
minin ayak sesleri değil mi?
İki kuruluş, yıllardır AKP’ye des-
tek verdi, yaptığı her eylemi des-
tekledi, bir yıldır eleştirmeye baş-
layınca her ikisi de Başbakan Er-
doğan’dan YARSAV’a verilen ya-
nıtı aldı:
“Bitaraf kalan bertaraf olur!”
Sanırım bunun ne anlama gel-
diğini TÜSİAD Başkanı Ümit Boy-
ner ve TOBB Başkanı Rifat Hi-
sarcıklıoğlu çok iyi biliyordur.
Erdoğan, yandaş olmayana Tür-
kiye’de yaşam hakkı tanımıyor!
Açık açık şöyle diyor Erdoğan:
“Bizim iktidarımızı ve yaptıkları-
mızı desteklemeyenlere gerekeni
yapar, onları yok ederim.”
Ne yazık ki bunu ne TÜSİAD an-
ladı ne TOBB ne de TÜRK-İŞ...
Nerede buz gibi kesen soğuk
Ankara gecelerinde, çadırlarda
yaşayan TEKEL işçileri? TÜRK-İŞ
yöneticileri niçin sahip çıkmıyorlar
o işçilere?
Hep söz ederim yaşamın derin
sularından... Acılardan, yoksulluk-
tan, ölümlerden, yolsuzluklardan.
Eski CHP lideri Deniz Baykal’ın
ortaya atılan şu kasedini kimler el
altından sızdırdı?
Bu kirli oyunu çevirenlerin orta-
ya çıkarılması için CHP TBMM
Grubu, MYK neden konunun üze-
rine gitmiyor?
Sevgili Ataol Behramoğlu’nun
“bu aşk burada biter” dediği gibi bu
gezi burada biter ve ben çekip gi-
derim İstanbul’a...
Elbet 12 Eylül öncesi yine yol-
larda olacağım.
Yazımı sonlandırırken aklıma
geldi:
Karaburun’da CHP mitingini iz-
ledim... Eh fena sayılmazdı...
Aklıma gelmişken söyleyeyim,
Kılıçdaroğlu gezilerinde neden
bir kez olsun Deniz Baykal’ı yanına
alıp dolaşmaz?
Baykal benim dostumdu. Tanı-
dığımda ben tıfıl bir gazeteci, o
asistandı. İzmir’de “tam bağımsız
Ali Usta”da devrim marşları söy-
lerdik.
Masamızda Deniz, Yusuf, Zih-
ni Çetiner, Küpeli, Mahir, Saffet
Alp, Süleyman Genç, Aydın Er-
ten ve Tayyar Eraslan.
Baykal’a en ağır eleştirileri ben
yaptım yıllarca. Buna karşın dost-
luğumuz hep sürdü.
Baykal’ın deneyimi, dünyaya
bakışı, siyasi biçemi, o olağanüs-
tü İngilizcesi, bilim insanlığı tartı-
şılmaz.
Baykal’ı çevresi harcadı, gü-
vendiği dağlara kar yağdı.
Baykal has CHP’lidir.
Erol Çevikçe’yi, Adnan Kes-
kin’i, Eşref Erdem’i, partiden dış-
lanan pek çok arkadaşını dinle-
seydi, çevresindekilere şöyle bir
baksaydı; eleştirileri “bana saldı-
rıyorlar” deyip geçiştirmeseydi;
kurultay hesapları yerine seçmen
tabanıyla iletişim kursaydı CHP’yi
iktidara taşırdı...
Güvendiği kişilerin çoğu onu bir
gece de sattı. Çevresinde sayıları
çok az siyaset arkadaşı kaldı ama
açık söyleyeyim onlar da sosyal
demokrasinin ne olduğunu tam
alarak bilmedikleri gibi sermaye-
emek çelişkisini ağızlarına al-
maktan çekinen isimlerdi.
Evet, 12 Eylül öncesi Anadolu’da
hava böyle.
Seçim havasını koklayıp yansıt-
mayı sürdüreceğim.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Kılıçdaroğlu, Baykal ve
Halkoylaması...
hikmet.cetinkaya@cumhuri-
yet.com.tr Faks numaramız:
0212 343 72 69
İkinci Ergenekon davasında tutuklu yargılanan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay:
Adalet değil atalet içindesiniz
HATİCE TUNCER
İkinci Ergenekon davasõnda,
Mahkeme Başkanõ Köksal Şen-
gün aralarõnda Mustafa Bal-
bay’õn da bulunduğu çok sayõda
sanõğõn tahliyesi yönünde oy kul-
landõ. Ancak tahliye talepleri oy-
çokluğuyla reddedildi. 13. Ağõr
Ceza Mahkemesi, AKP’nin ka-
patma davasõna ilişkin dosyalarõ
Anayasa Mahkemesi’nden istedi.
Davanõn 77. oturumunda öğle-
den sonraki bölümde sanõk ve
avukatlarõnõn talepleri alõndõ. Sav-
cõnõn mütaalasõnõ vermesinin ar-
dõndan ara veren mahkeme saat
16.00 sõralarõnda kararõnõ açõkla-
dõ. Tahliye kararõ olmamasõna
salonu dolduran çok sayõda izle-
yici tepki gösterirken Mustafa
Balbay, “Bu hakarettir. Adalet
değil atalet içindesiniz” diye
bağõrdõ. Balbay “Her şeye rağ-
men adalet beklemeye devam
edeceğiz. Adalet İstiyoruz” di-
ye tepkisini dile getirirken izle-
yiciler tarafõndan alkõşlandõ. Bal-
bay, izleyicilere “Moral bozuk-
luğumuz yok, yanlış anlama-
yın” diyen Balbay küçük kõzõyla
bir süre kucaklaştõ. Eski TGC
Başkanõ Nail Güreli de “Bü-
yüksün Balbay” diye seslendi.
Mahkeme, duruşmadaki ko-
nuşmalarõndan ötürü avukat Ha-
san Gürbüz hakkõnda suç duyu-
rusunda bulundu. Duruşma 2 Ey-
lül 2010 tarihine ertelendi.
Pandoranın kutusu açıldı
Talepler bölümünde söz alan tu-
tuklu sanõklar Albay Cengiz
Köylü ve emekli Albay Levent
Göktaş’õn avukatõ Hasan Gürbüz,
Eskişehir Emniyet Müdürü Ha-
nefi Avcõ’nõn “Haliç’te yaşayan
Simonlar; Dün Devlet Bugün
Cemaat” adlõ kitabõna ilişkin
dünkü gazetelerde yayõmlanan
haberlere dikkat çekti.
Bugüne kadar duruşmalarda
sanõk ve avukatlarõn Ergenekon
operasyonunun emniyet içinde
yapõlanan cemaatin işi olduğunu
õsrarla anlattõklarõnõ anõmsatan
avukat Gürbüz, şöyle konuştu:
“Avcı kitabında Ergenekon,
Balyoz gibi operasyonlardaki
iddiaları yayanların cemaat
üyeleri olduğunu anlatıyor.
Emniyet teşkilatında cemaa-
tin imamını amir olarak kabul
ediyor. Pandoranın kutusu ar-
tık açıldı kapatılamaz. Adliye
ve emniyet teşkilatındaki ce-
maatin adamlarının kimlerin
emirlerini yerine getirdikleri
ortaya çıktı. Devletin değil, ce-
maat imamlarının emirlerini
yerine getirdikleri için hukuk
önünde hesap verecekler.”
“Emniyet içinde olduğu gibi
adalet teşkilatı içinde de cema-
at yapılanması var” diyen Hasan
Gürbüz, şöyle devam etti: “Ha-
nefi Avcı, Cezaişleri Genel Mü-
dür Yardımcısı’nın cemaatin
adamı olduğunu yazmış. 3 yıl-
dır cemaat ve AKP terörü esi-
yor. Korku imparatorluğu in-
sanları aileleriyle konuşamaz
hale getirdi. Cemaatten olma-
yan yüksek bürokratlar, bu
davalarda görev alan avukatlar
dinleniyor. Maalesef hâkimler
de bilerek ya da bilmeyerek
bu işin içine çekildi.”
Bu yargõlamanõn hiçbir yerin-
de hukuk kalmadõğõnõ söyleyen
Gürbüz, Avcõ’nõn tarihi bir görev
yaptõğõnõ dile getirdi.
Mahkeme Başkanõ Köksal Şen-
gün, halen 36 tutuklu sanõğõn bu-
lunduğu davada 29 kişinin tahli-
ye taleplerinin kabulü yönünde oy
kullandõ.
Mahkemeden
JİTEM sorusu
İstanbul Haber Ser-
visi - İkinci Ergenekon
davasõna bakan mahke-
me heyeti devlet sõrrõ ve
gizli belge olduğu iddia
edilen emanetteki bel-
gelerin celp ederek in-
celemeyi kararlaştõrdõ.
Mahkeme heyeti, 1991
yõlõnda Ankara’da silah-
lõ saldõrõda öldürülen
emekli Korgeneral Hu-
lusi Sayın’õn Diyarbakõr
Asayiş Kolordu Komu-
tanlõğõ döneminde Jan-
darma İstihbarat Gruplar
Komutanlõğõ bünyesinde
görev yapan JİTEM ku-
rucularõndan olduğu id-
dia edilen tutuksuz sanõk
Arif Doğan’õn yöneti-
minde, 1993 yõlõnda öl-
dürülen emekli Binbaşõ
Cem Ersever, 2009’da
intihar eden emekli Al-
bay Abdülkerim Kır-
cı’nõn da içinde bulun-
duğu sõnõr dõşõ operas-
yonlara giden bir askeri
grup olduğu iddiasõ bu-
lunduğuna dikkat çeke-
rek Genelkurmay Baş-
kanlõğõ’na ve Jandarma
Genel Komutanlõğõ’na
yazõ yazõlmasõna karar
verdi. Mahkeme, bu as-
keri grubun ayrõntõlõ araş-
tõrõlarak açõklayõcõ bilgi
verilmesini istedi.
Mahkeme, emekli
Tuğgeneral Levent Er-
söz’ün Bilecik Er Eğitim
Tugay Komutanõ ola-
rak görevlendirilmesi-
nin usulüne uygun bir
atama olup olmadõğõnõ
soracak. Mahkeme tu-
tuklu sanõk emekli Al-
bay Atilla Uğur, tutuk-
suz sanõk albaylar Ci-
handar Hasanhanoğlu
ve Mustafa Koç’un
2004 yõlõndaki atamala-
rõnõn normal olup ol-
madõğõnõ sormaya ka-
rar verdi.
Mahkeme, Ersöz ve
Atilla Uğur’un yaptõğõ
görüşmeleri ilişkin ses
ve görüntü kayõtlarõ ile
çözüm tutanaklarõn
Mali Teknik Daire’de
olup olmadõğõnõn araş-
tõrõlmasõnõ istedi.
Tutuklu gazetecilere destek
İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
(TGC), Basõn Konseyi, Türki-
ye Gazeteciler Sendikasõ (TGS),
Türkiye Gazeteciler Federas-
yonu (TGF), Çağdaş Gazeteci-
ler Derneği (ÇGD), İzmir Ga-
zeteciler Cemiyeti (İGC), Basõn
Enstitüsü Derneği ve Gazeteci-
ler Cemiyetleri Basõn Vak-
fõ’ndan oluşan meslek örgütle-
ri Ergenekon soruşturmasõnda
tutuklu yargõlanan gazetecileri
ziyaret etti.
Mahkeme çõkõşõnda meslek
örgütleri adõna ortak açõklama
yapan Basõn Konseyi Başkanõ
Oktay Ekşi, “Buradaki mes-
lektaşlarımızın adil yargılan-
ma hakkını kullanamadıkla-
rını, böyle bir hakkın kendi-
lerinden esirgendiğini düşü-
nerek buraya geldik” dedi.
Aldõklarõ kararõn yalnõzca
Ergenekon soruşturmasõ kap-
samõnda tutuklu bulunan ga-
zetecileri kapsamadõğõnõ ifa-
de eden Ekşi, “Bu kararımız
özgürlüğünden mahrum edi-
len veya özgürlüğü tehdit al-
tında bulunan bütün gazete-
cileri de kapsayan bir ka-
rardır. Meslektaşlarımızı ve-
ya fikirlerinden dolayı öz-
gürlükleri tehdit edilmiş tüm
insanları kapsayacak şekilde,
onların haklarını koruyacak
şekilde bir çalışma içinde-
yiz” diye konuştu.
TGC Başkanõ Erinç ise ga-
zetecilerin 700 dolayõnda da-
vadan yargõlandõğõnõ belirte-
rek, “Gazetecilik faaliyetleri
nedeniyle suçlandırılan mes-
lektaşlarımızın yanındayız.
Onlarla ilgili de çalışmalar ya-
pıyoruz. Türk Ceza Kanu-
nu’nun gazetecilik faaliyet-
lerini sınırlayan maddelerinin
değiştirilmesi için Adalet Ba-
kanlığı’na şubat ayından bu
yana yaptığımız başvurular,
öneriler devam ediyor” dedi.
Erinç, tutukluluk süresinin
Avrupa İnsan Haklarõ Sözleş-
mesi ve AİHM’nin içtihatlarõyla
bağdaşmadõğõnõ söyledi.
Zafer Üskül, ‘acil’ Silivri
incelemesini ekim ayına attı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM İnsan
Haklarõnõ İnceleme Komisyonu Başkanõ Zafer
Üskül, gazetemiz yazarõ Mustafa Balbay, gazete-
ci Tuncay Özkan ve emekli Albay Atilla
Uğur’un, komisyona gönderdikleri mektup üzeri-
ne, “Silivri’de acil inceleme yapılması” talebin-
de bulunan CHP’li üyelere “Başvurunuz, ilk ko-
misyon toplantısında değerlendirilmek üzere
kayda alınmıştır” yanõtõnõ verdi. Komisyonun ka-
rar alabilmesi için yeni yasama yõlõnõn başlayacağõ
ekim ayõnõn beklenmesi gerekiyor. Üskül, komis-
yonun yaz aylarõnda da inceleme yapabilmesi
amacõyla “acil” durumlar için yetki almõştõ.