19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada güvercini, kurdu, arıyı, kıratı. Bir şeye benzemiyor bunun suratı.” Ah usta ah, biraz dertleşelim seninle. Ben olanı biteni anlatayım, sen inle! Öyle bir karakter var ki bunlarda, görülmemiştir. Ne Abbasilerde ne Hunlarda! Sen de tanıdın daha önceki iktidarları... Her biri kendi özelliğini taşırdı, biraz sapsa da; kimi liderine, kimi paraya, kimi tarihe tapsa da... Bunlar bütün karakterleri toplamışlar; hangisini ne zaman kullanalım diye hesaplamışlar... Dinlerken La Fontaine, biraz ekşitti yüzünü, sakınmadı sözünü... Aldı sazı eline vurdu bam teline: “Sevgili çırak, lafı uzatmayı bırak. Bu nasıl bir akbabalıktır, kâh dağda ejderha, kâh denizde balıktır?” Ah usta ben de bunu anlatmaya çalışıyordum; kusura bakma, belki biraz yordum. Şimdi anlatayım bir bir; bu denklemi ne sosyoloji çözer ne cebir... Arkadaşlar demokrasi deyince mangalda kül, tespihte püskül, edebiyatta fasikül bırakmazlar... Ama hak deyince kendi kaplarından başka hiçbir yere akmazlar... Alacakları mı var? Arkadaşlar şahin, yok onlardan başka hin. Borçları mı var? Arkadaşlar karga; ver her şeyini yemeden gaga. Pay mı dağıtılacak? Arkadaşlar aslan; her şeyin üstüne yaslan. Birisi mi paylanacak? Arkadaşlar kaplan; her şeyini ver, olduğun yerde saplan... Mazlumluk borsası mı yükseldi? Arkadaşlar ceylan; otursunlar üstünde, verin bir küheylan... Ballı ihaleler mi var? Arkadaşlar ayı; acil ihtiyaçtan onlara verin payı. Karanlıkta yapılacak iş mi var? Arkadaşlar yarasa; gündüz 32 cihana ilan ederler, yaptıkları şey küçücük bir işe yarasa... Çamura mı yatılacak? Arkadaşlar manda, onlardan çok yakışan yoktur ormanda... Hamura mı yatılacak? Arkadaşlar lafe; tutamazsın, yoktur çare. Hortum mu lazım? Arkadaşlar fil; karşılarındaki herkes sefil. Yaptıkları her şeyi iyi gösterecek yorumcu mu lazım? Arkadaşlar bukalemun; yanlışları söylemeye çalışsan çıkışırlar, ‘biz apakız bu kalem un.’ Adelet mi dağıtılacak? Arkadaşlar, züccaciye dükkânındaki zürafa; onlardan iyi dağıtan olmaz, ne insana acırlar ne rafa... Tam havaya girmiştim ki araya girdi La Fontaine: “Ne yaptın Mustafa, kalmadı bende kafa. Nerden buldunuz bu iktidarı? Bunlar ne yürekte sevgi bırakır ne ambarda darı”. Tamam usta bağlamalıyım sözümü. Biliyorum biraz zor bu işin çözümü. Ormana 3-4 yılda bir sandık gelirdi, önümüzde yeni bir umut belirdi. Anlattım sana son hali, şimdi bunları oyluyacak ahali... La Fontaine gökyüzünde özgür bir kuş görmüş gibi sevindi. Şöyle tatlı tatlı gerindi: “Aman” dedi, “Bu fırsatı kaçırmayın. Anlattıklarının her biri birer sosyal mayın. Hepiniz ama hepiniz bu gidişe hayır deyip birleşin. Sonra parçası olursunuz kâhır denilen kokuş bir leşin!” GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada nedenlerden mi kaynaklanıyor? Bakan Ergin’in örneğin Ergenekon davasına bakan üç hâkimden ikisinin değiştirilmesine “dava ve soruşturmalara müdahale anlamı taşıdığını” öne süren gerekçesi diyelim ki haklı. Ama sormak lazım. Hakkında pek çok şikâyet olan Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’ün başka bir yere atanması davalara müdahale anlamına gelebilir mi? Bakanlık hükümetin yargıyı alet ederek yanlış, sakat kimi uygulamalarının HSYK’de görüşülmesine karşı çıkıyor. Başkanvekili Kadir Özbek’in açıkladığına göre, Kürt açılımına destek olsun diye Habur kapısına gönderilen mobil savcı ve hâkimlerin durumunun HSYK’de görüşülmesine de Adalet Bakanı izin vermiyor. Özbek haklı olarak “Yargının kullanıldığı Habur kapısı olayı HSYK’de konuşulmayacak, değerlendirilmeyecekse nerede konuşulacak?” diye soruyor. Yüksek yargı ile hükümet arasındaki kriz ne zaman sonuçlanabilir? Yakın günlerde diye umuda kapılmamak gerek. Kriz ancak 12 Eylül’de anayasaya evet çıktıktan, HSYK üyelerinin sayısı arttırıldıktan, kuruldan hükümet doğrultusunda karar çıkması olasılığı belirdikten sonra sonuçlanabilir. Başbakan YARSAV’ı yok etmekten söz ediyor... Hükümete aykırı davranışlar gösteren HSYK’yi ideolojik davranmakla suçladı. RTE’nin yargının iki önemli kurumuna saldırıları yandaş medyayı harekete geçirdi. Hükümetin olası yaptırımlarına zemin olacak destek yayınlar başladı. Örneğin dün Feto’nun gazetesi Zaman, manşetten “HSYK’nin dosyasının kabarık” olduğunu ilan etti. Bir dizi suçlama: Susurluk mahkeme başkanını görevden almış HSYK, sanıklar kurtulduklarını itiraf etmişler. Balyoz ve Ergenekon davalarında HSYK’nin sonradan atadığı Hâkim Kuban şüphelileri topluca tahliye etmiş. Islak imzalı planı şüphelisi Dursun Çiçek Hâkim Kuban tarafından jet hızıyla serbest bırakılmış. Erzincan savcısı Cihaner’le ilgili soruşturmayı yürüten savcıların yetkileri alınmış. Bu suçlamaların amacı açık. 12 Eylül’den sonra bu kurumları “temizleyecek” olan hükümetin olası yaptırımlarına bugünden kamuoyunu hazırlamak! Yandaş medya yargıyı siyasallaştıran hükümetin yanı başında kapı kulu hizmetinde. İşine gelen her konuda saldırgan bu hükümet. Fakat ülkenin geleceğini ilgilendiren kimi konular günlerdir muhalefetin, medyanın dilinde… efendilerden tık yok! PKK 20 Eylül’e kadar saldırılarına ara vereceğini açıkladı. Önce terör örgütünün ramazan nedeniyle bu kararı aldığı söylendi. Nedenini yine PKK açıkladı. Dağdaki terörist lider Murat Karayılan devletin İmralı ile sağladığı temasların ardından ateşkes kararı aldıklarını söyledi. Şöyle dedi: “Devlet ile önderimiz (Öcalan) arasında sağlanan temaslar sonucu saldırıları durdurduk.” Hükümetten yine ses yok! Hükümet yerine AKP Genel Merkezi konuştu: “AKP’nin ve hükümetin, illegal bir örgütle masaya oturması müzakere yapılması söz konusu değildir!” Bu yalanlama bilinen gerçekleri yalanlamıyor. Terörist başı ve PKK ile hükümetin veya AKP’nin doğrudan görüşmeler yaptığını hiç söyleyen olmadı. Hükümet İmralı ile ya da PKK ile doğrudan temas etmiyor ama emrindeki kimi kurumları (örneğin bir ara MİT’i) bu görüşmeleri yapmakla görevlendiriyor ve sonra: Kandil’den gelen ses 4 gün baş başa görüşüldü ve anlaşmaya varıldı diyor. Kim görüştü İmralı ile, varılan anlaşmanın içeriği nedir, artık ayyuka çıkan olay gizlenebilir mi? Parti değil, hükümet açıklama yapmak zorunda. Zorunda çünkü “İmralı anlaşmasından” yararlanan Barış ve Demokrasi Partisi demokratik özerklik diye bastırmaya başladı. PKK 4 günde varılan mutabakata dayanarak 4 maddelik sözde barış planı açıkladı. Operasyonlar duracak. 1700 dolayında Kürt siyasetçisi derhal serbest bırakılacak. Öcalan’ın barış sürecine aktif biçimde katılacak. Yüzde 10 seçim barajı düşürülecek. PKK’nin dayattığı koşulları BDP meydanlarda kullanıyor. Örgüt-siyaset el ele! Açılım ise açıldıkça açılıyor; özerk demokratik Kürdistan’a doğru koşar adım! [email protected] SAYFA 21 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Ağustos Oslo Y 18 Helsinki Y 18 Stockholm Y 19 Londra Y 21 AmsterdamY 21 Brüksel Y 24 Paris PB 27 Bonn PB 23 Münih PB 28 Berlin PB 26 Budapeşte B 26 Madrid B 31 Viyana B 27 Belgrad B 27 Sofya B 25 Roma PB 25 Atina A 32 Zürih PB 26 Moskova Y 21 Aşkabat A 40 Taşkent A 37 Bakû B 28 Bişkek B 32 Tiflis A 36 Kahire A 36 Şam A 420 İstanbul 30 PB Edirne PB 32 Kocaeli PB 31 Çanakkale R 32 İzmir B 34 Manisa B 36 Denizli B 38 Zonguldak Y 28 Sinop Y 28 Samsun Y 27 Trabzon Y 26 Giresun Y 26 Ankara B 32 Eskişehir B 30 Konya A 32 Sıvas PB 27 Antalya A 36 Adana A 38 Mersin A 35 Diyarbakır A 40 Şanlıurfa A 41 Mardin A 37 Siirt A 39 Hakkâri A 34 Van A 28 Kars PB 26 Ülkemizin kuzey kesimleri parçalı bu- lutlu, Karadeniz kı- yıları ile Sakarya’nın kuzey çevreleri sağ- nak ve gök gürültü- lü sağanak, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Mar- mara ve Kuzey Ege de poyraz, kuvvetli zamanla kısa süre- li fırtına şeklinde esecek. Hava sı- caklığı kuzey ve iç kesimlerde 3 ila 5 derece azalacak. Halkımız 12 Eylül’de yapılacak halkoylamasıyla ne denli ilgili? Bu soruyu bugüne dek çok sor- dum! Bir haftadır Anadolu’nun deği- şik kentlerinde, köylerinde, kır kahvelerinde insanlarla konuşu- yorum. CHP’lisi, AKP’lisi, MHP’lisi hal- koylamasına sunulacak anayasa değişikliklerinin ne olduğunu bile- ne pek rastlamadım. Üniversitede okuyan gençlerle konuştum bazı yerlerde... Onların da bilgisi yok bu konu- da. İş dönüp dolaşıp “dindar olanlar” ve “dindar olmayanlar” düğümün- de birleşiyor. Oysa sorunlar diz boyu. Özelikle üretici kesimi perişan.... Tütün, pamuk, ayçiçeği, üzüm, buğday üreticileri tefeci kıskacın- da... Salihli yöresinde kiraz üreticileri şaşkın... Kiraz ihracatı geçen yıla oranla düşmüş. İki yıl önce onlarla konuşurken şöyle diyorlardı: “Laiklik karın doyurmuyor.” Bugün ise şöyle diyorlar: “Anayasa karın doyurmuyor.” Denizli yöresinde üç, dört yıl önce tekstil ürünü ihracatı bir milyar doların üzerindeydi... Şimdi ise bu ihracat düşmüş, binlerce işçi işyerlerinin kapatıl- masıyla işsiz kalmış. Denizli yöresinde Süleymancı- ların önünü Fethullahçılar kesmiş. Fethullahçı işadamı, sanayici olursan her sorunun anında çözü- lüyor. Özel okullar, özel hastaneler, yurtlar, fabrikalar Fethullahçıla- rın... Ege’den Akdeniz’e; İçanado- lu’dan Güneydoğu’ya; Karade- niz’den Trakya’ya dek yoksulluk ve yolsuzluk konuşulurken din ek- senli bir yaşam biçiminin Türkiye’yi kuşattığına tanık oldum. Öğlenleri yemek yiyecek lokan- ta bulmak zor... Açık olan lokantalarda bile ye- mek yiyenlere öyle bakıyorlar ki anlatamam. Başbakan Erdoğan’a gelince... 12 Eylül halkoylamasını genel se- çim öncesi havaya soktu. CHP bu- nu fark etmedi. İşin içine soy-sop girdi. Malum kişi Kılıçdaroğlu için “annesi Ermeni” dedi. Merak ediyorum, en hızlı liboş- lardan Etyen Mahçupyan bu ko- nuda neler yazacak Fethullahçı Zaman’da. Fethullahçıların “finanse ettiği” öne sürülen gazetenin köşe ya- zarları neler yazacak? Bir de TÜSİAD ve Türkiye Oda- lar Borsalar Birliği’nin çıkışlarına Er- doğan’ın gösterdiği tepki, YAR- SAV’a verdiği gözdağı... Tüm bunlar sivil bir dikta reji- minin ayak sesleri değil mi? İki kuruluş, yıllardır AKP’ye des- tek verdi, yaptığı her eylemi des- tekledi, bir yıldır eleştirmeye baş- layınca her ikisi de Başbakan Er- doğan’dan YARSAV’a verilen ya- nıtı aldı: “Bitaraf kalan bertaraf olur!” Sanırım bunun ne anlama gel- diğini TÜSİAD Başkanı Ümit Boy- ner ve TOBB Başkanı Rifat Hi- sarcıklıoğlu çok iyi biliyordur. Erdoğan, yandaş olmayana Tür- kiye’de yaşam hakkı tanımıyor! Açık açık şöyle diyor Erdoğan: “Bizim iktidarımızı ve yaptıkları- mızı desteklemeyenlere gerekeni yapar, onları yok ederim.” Ne yazık ki bunu ne TÜSİAD an- ladı ne TOBB ne de TÜRK-İŞ... Nerede buz gibi kesen soğuk Ankara gecelerinde, çadırlarda yaşayan TEKEL işçileri? TÜRK-İŞ yöneticileri niçin sahip çıkmıyorlar o işçilere? Hep söz ederim yaşamın derin sularından... Acılardan, yoksulluk- tan, ölümlerden, yolsuzluklardan. Eski CHP lideri Deniz Baykal’ın ortaya atılan şu kasedini kimler el altından sızdırdı? Bu kirli oyunu çevirenlerin orta- ya çıkarılması için CHP TBMM Grubu, MYK neden konunun üze- rine gitmiyor? Sevgili Ataol Behramoğlu’nun “bu aşk burada biter” dediği gibi bu gezi burada biter ve ben çekip gi- derim İstanbul’a... Elbet 12 Eylül öncesi yine yol- larda olacağım. Yazımı sonlandırırken aklıma geldi: Karaburun’da CHP mitingini iz- ledim... Eh fena sayılmazdı... Aklıma gelmişken söyleyeyim, Kılıçdaroğlu gezilerinde neden bir kez olsun Deniz Baykal’ı yanına alıp dolaşmaz? Baykal benim dostumdu. Tanı- dığımda ben tıfıl bir gazeteci, o asistandı. İzmir’de “tam bağımsız Ali Usta”da devrim marşları söy- lerdik. Masamızda Deniz, Yusuf, Zih- ni Çetiner, Küpeli, Mahir, Saffet Alp, Süleyman Genç, Aydın Er- ten ve Tayyar Eraslan. Baykal’a en ağır eleştirileri ben yaptım yıllarca. Buna karşın dost- luğumuz hep sürdü. Baykal’ın deneyimi, dünyaya bakışı, siyasi biçemi, o olağanüs- tü İngilizcesi, bilim insanlığı tartı- şılmaz. Baykal’ı çevresi harcadı, gü- vendiği dağlara kar yağdı. Baykal has CHP’lidir. Erol Çevikçe’yi, Adnan Kes- kin’i, Eşref Erdem’i, partiden dış- lanan pek çok arkadaşını dinle- seydi, çevresindekilere şöyle bir baksaydı; eleştirileri “bana saldı- rıyorlar” deyip geçiştirmeseydi; kurultay hesapları yerine seçmen tabanıyla iletişim kursaydı CHP’yi iktidara taşırdı... Güvendiği kişilerin çoğu onu bir gece de sattı. Çevresinde sayıları çok az siyaset arkadaşı kaldı ama açık söyleyeyim onlar da sosyal demokrasinin ne olduğunu tam alarak bilmedikleri gibi sermaye- emek çelişkisini ağızlarına al- maktan çekinen isimlerdi. Evet, 12 Eylül öncesi Anadolu’da hava böyle. Seçim havasını koklayıp yansıt- mayı sürdüreceğim. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Kılıçdaroğlu, Baykal ve Halkoylaması... hikmet.cetinkaya@cumhuri- yet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 İkinci Ergenekon davasında tutuklu yargılanan gazetemiz yazarı Mustafa Balbay: Adalet değil atalet içindesiniz HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon davasõnda, Mahkeme Başkanõ Köksal Şen- gün aralarõnda Mustafa Bal- bay’õn da bulunduğu çok sayõda sanõğõn tahliyesi yönünde oy kul- landõ. Ancak tahliye talepleri oy- çokluğuyla reddedildi. 13. Ağõr Ceza Mahkemesi, AKP’nin ka- patma davasõna ilişkin dosyalarõ Anayasa Mahkemesi’nden istedi. Davanõn 77. oturumunda öğle- den sonraki bölümde sanõk ve avukatlarõnõn talepleri alõndõ. Sav- cõnõn mütaalasõnõ vermesinin ar- dõndan ara veren mahkeme saat 16.00 sõralarõnda kararõnõ açõkla- dõ. Tahliye kararõ olmamasõna salonu dolduran çok sayõda izle- yici tepki gösterirken Mustafa Balbay, “Bu hakarettir. Adalet değil atalet içindesiniz” diye bağõrdõ. Balbay “Her şeye rağ- men adalet beklemeye devam edeceğiz. Adalet İstiyoruz” di- ye tepkisini dile getirirken izle- yiciler tarafõndan alkõşlandõ. Bal- bay, izleyicilere “Moral bozuk- luğumuz yok, yanlış anlama- yın” diyen Balbay küçük kõzõyla bir süre kucaklaştõ. Eski TGC Başkanõ Nail Güreli de “Bü- yüksün Balbay” diye seslendi. Mahkeme, duruşmadaki ko- nuşmalarõndan ötürü avukat Ha- san Gürbüz hakkõnda suç duyu- rusunda bulundu. Duruşma 2 Ey- lül 2010 tarihine ertelendi. Pandoranın kutusu açıldı Talepler bölümünde söz alan tu- tuklu sanõklar Albay Cengiz Köylü ve emekli Albay Levent Göktaş’õn avukatõ Hasan Gürbüz, Eskişehir Emniyet Müdürü Ha- nefi Avcõ’nõn “Haliç’te yaşayan Simonlar; Dün Devlet Bugün Cemaat” adlõ kitabõna ilişkin dünkü gazetelerde yayõmlanan haberlere dikkat çekti. Bugüne kadar duruşmalarda sanõk ve avukatlarõn Ergenekon operasyonunun emniyet içinde yapõlanan cemaatin işi olduğunu õsrarla anlattõklarõnõ anõmsatan avukat Gürbüz, şöyle konuştu: “Avcı kitabında Ergenekon, Balyoz gibi operasyonlardaki iddiaları yayanların cemaat üyeleri olduğunu anlatıyor. Emniyet teşkilatında cemaa- tin imamını amir olarak kabul ediyor. Pandoranın kutusu ar- tık açıldı kapatılamaz. Adliye ve emniyet teşkilatındaki ce- maatin adamlarının kimlerin emirlerini yerine getirdikleri ortaya çıktı. Devletin değil, ce- maat imamlarının emirlerini yerine getirdikleri için hukuk önünde hesap verecekler.” “Emniyet içinde olduğu gibi adalet teşkilatı içinde de cema- at yapılanması var” diyen Hasan Gürbüz, şöyle devam etti: “Ha- nefi Avcı, Cezaişleri Genel Mü- dür Yardımcısı’nın cemaatin adamı olduğunu yazmış. 3 yıl- dır cemaat ve AKP terörü esi- yor. Korku imparatorluğu in- sanları aileleriyle konuşamaz hale getirdi. Cemaatten olma- yan yüksek bürokratlar, bu davalarda görev alan avukatlar dinleniyor. Maalesef hâkimler de bilerek ya da bilmeyerek bu işin içine çekildi.” Bu yargõlamanõn hiçbir yerin- de hukuk kalmadõğõnõ söyleyen Gürbüz, Avcõ’nõn tarihi bir görev yaptõğõnõ dile getirdi. Mahkeme Başkanõ Köksal Şen- gün, halen 36 tutuklu sanõğõn bu- lunduğu davada 29 kişinin tahli- ye taleplerinin kabulü yönünde oy kullandõ. Mahkemeden JİTEM sorusu İstanbul Haber Ser- visi - İkinci Ergenekon davasõna bakan mahke- me heyeti devlet sõrrõ ve gizli belge olduğu iddia edilen emanetteki bel- gelerin celp ederek in- celemeyi kararlaştõrdõ. Mahkeme heyeti, 1991 yõlõnda Ankara’da silah- lõ saldõrõda öldürülen emekli Korgeneral Hu- lusi Sayın’õn Diyarbakõr Asayiş Kolordu Komu- tanlõğõ döneminde Jan- darma İstihbarat Gruplar Komutanlõğõ bünyesinde görev yapan JİTEM ku- rucularõndan olduğu id- dia edilen tutuksuz sanõk Arif Doğan’õn yöneti- minde, 1993 yõlõnda öl- dürülen emekli Binbaşõ Cem Ersever, 2009’da intihar eden emekli Al- bay Abdülkerim Kır- cı’nõn da içinde bulun- duğu sõnõr dõşõ operas- yonlara giden bir askeri grup olduğu iddiasõ bu- lunduğuna dikkat çeke- rek Genelkurmay Baş- kanlõğõ’na ve Jandarma Genel Komutanlõğõ’na yazõ yazõlmasõna karar verdi. Mahkeme, bu as- keri grubun ayrõntõlõ araş- tõrõlarak açõklayõcõ bilgi verilmesini istedi. Mahkeme, emekli Tuğgeneral Levent Er- söz’ün Bilecik Er Eğitim Tugay Komutanõ ola- rak görevlendirilmesi- nin usulüne uygun bir atama olup olmadõğõnõ soracak. Mahkeme tu- tuklu sanõk emekli Al- bay Atilla Uğur, tutuk- suz sanõk albaylar Ci- handar Hasanhanoğlu ve Mustafa Koç’un 2004 yõlõndaki atamala- rõnõn normal olup ol- madõğõnõ sormaya ka- rar verdi. Mahkeme, Ersöz ve Atilla Uğur’un yaptõğõ görüşmeleri ilişkin ses ve görüntü kayõtlarõ ile çözüm tutanaklarõn Mali Teknik Daire’de olup olmadõğõnõn araş- tõrõlmasõnõ istedi. Tutuklu gazetecilere destek İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Basõn Konseyi, Türki- ye Gazeteciler Sendikasõ (TGS), Türkiye Gazeteciler Federas- yonu (TGF), Çağdaş Gazeteci- ler Derneği (ÇGD), İzmir Ga- zeteciler Cemiyeti (İGC), Basõn Enstitüsü Derneği ve Gazeteci- ler Cemiyetleri Basõn Vak- fõ’ndan oluşan meslek örgütle- ri Ergenekon soruşturmasõnda tutuklu yargõlanan gazetecileri ziyaret etti. Mahkeme çõkõşõnda meslek örgütleri adõna ortak açõklama yapan Basõn Konseyi Başkanõ Oktay Ekşi, “Buradaki mes- lektaşlarımızın adil yargılan- ma hakkını kullanamadıkla- rını, böyle bir hakkın kendi- lerinden esirgendiğini düşü- nerek buraya geldik” dedi. Aldõklarõ kararõn yalnõzca Ergenekon soruşturmasõ kap- samõnda tutuklu bulunan ga- zetecileri kapsamadõğõnõ ifa- de eden Ekşi, “Bu kararımız özgürlüğünden mahrum edi- len veya özgürlüğü tehdit al- tında bulunan bütün gazete- cileri de kapsayan bir ka- rardır. Meslektaşlarımızı ve- ya fikirlerinden dolayı öz- gürlükleri tehdit edilmiş tüm insanları kapsayacak şekilde, onların haklarını koruyacak şekilde bir çalışma içinde- yiz” diye konuştu. TGC Başkanõ Erinç ise ga- zetecilerin 700 dolayõnda da- vadan yargõlandõğõnõ belirte- rek, “Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle suçlandırılan mes- lektaşlarımızın yanındayız. Onlarla ilgili de çalışmalar ya- pıyoruz. Türk Ceza Kanu- nu’nun gazetecilik faaliyet- lerini sınırlayan maddelerinin değiştirilmesi için Adalet Ba- kanlığı’na şubat ayından bu yana yaptığımız başvurular, öneriler devam ediyor” dedi. Erinç, tutukluluk süresinin Avrupa İnsan Haklarõ Sözleş- mesi ve AİHM’nin içtihatlarõyla bağdaşmadõğõnõ söyledi. Zafer Üskül, ‘acil’ Silivri incelemesini ekim ayına attı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu Başkanõ Zafer Üskül, gazetemiz yazarõ Mustafa Balbay, gazete- ci Tuncay Özkan ve emekli Albay Atilla Uğur’un, komisyona gönderdikleri mektup üzeri- ne, “Silivri’de acil inceleme yapılması” talebin- de bulunan CHP’li üyelere “Başvurunuz, ilk ko- misyon toplantısında değerlendirilmek üzere kayda alınmıştır” yanõtõnõ verdi. Komisyonun ka- rar alabilmesi için yeni yasama yõlõnõn başlayacağõ ekim ayõnõn beklenmesi gerekiyor. Üskül, komis- yonun yaz aylarõnda da inceleme yapabilmesi amacõyla “acil” durumlar için yetki almõştõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle