19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Soysuz... Rusya’nın Veliki Novgorod kentindeki Slavistler toplantısından dönüşümde karşıma boy ve soy konulu tartışma çıktı. Gerçi buna tartışma değil sataşma demek daha doğru olur. İktidar partisi önde gelenlerinden biri ana muhalefet liderine “boy” konusunda sataşmıştı. Şimdi de buna Başbakan (belki de şiire ve bu demektir ki kafiyeye merakından) “soy”u ekliyordu. Önemli olan “boy” değil “soy”muş... Yurttaş bu kafiyeli “özdeyiş”in anlamını çözmeye çalışırken ana muhalefet çevreleri “soy”dan “soygun”u türetti... Bu satırları yazmakta olduğum ana kadar ağız dalaşında herhangi bir yeni sözcük türetilmemişti. Soygun sözcüğüne Başbakan’ın uyaklı ya da uyaksız vereceği yanıt meraka değer... Veliki Novgorod izlenimlerimi bir dizi yazıda okurla paylaşacağım. Slavistler, Slav dilleri ve kültürleri konusunda uzmanlaşmış kişiler. Veliki Novgorod’daki toplantıda yirmi kadar ülkenin Slavist derneklerini temsil eden kimseler vardı. Bunlar sadece Slav “soy”lu ülkelerden değil, benim gibi farklı ülkelerden de gelen kişilerdi... Toplantıda “soy” lafı geçmedi. Günümüzde insanlar (bazı hayvan türlerinden farklı olarak) “soy”larıyla değil “insan” olmalarıyla ve varsa meslekleriyle, uzmanlıklarıyla tanımlanıyor. Nitekim, sözünü ettiğim toplantıda da farklı ülkelerden gelmiş olan uzmanlar, bir “soy”un değil insanlık kültürünün (kendi uzmanlık alanlarını oluşturan) bir bölümü üzerinde odaklanmışlardı. At, kedi, köpek vb. hayvanları “cins”lerine, “tür”lerine, ya da belki “soy”larına göre tanımlayıp değerlendirebilirsiniz... Türdeş hayvanlar arasında daha dayanıklı, daha alımlı ya da dayanıksız, gösterişsiz vb. “soy”lar olabilir... İnsanları ait oldukları “soy”a göre değerlendirmeye kalktığınızda ise karşınıza “görece”lik kavramı çıkacaktır. Sizin hor görüp küçümsediğiniz bir “soy” büyük olasılıkla sizi hor görüp küçümseyen bir “soy” olacaktır... İşi daha da ileriye götürdüğünüzde haklı olarak “ırkçılık” suçlamasıyla karşılaşacak, gerçekte de öyle biri olduğunuz anlaşılacaktır... Başka bir soyu küçümseyip hor gören, bu soy tarafından küçümsenip hor görülmeye hazır olmalıdır... Sevimsiz konuyu fazla uzatmaya gerek yok. Türkiye bir soylar harmanıdır ve ait olduğumuz coğrafyadaki bu buluşma sadece bizim değil bütün insanlığın ortak değeridir... “Boy”, soy” ve “soygun”dan sonra, izin verirseniz tartışma alanına ben de bir sözcükle katkıda bulunayım: Soysuz... Merak edip sözlüğe baktım. Şöyle yazıyor: 1.Soyunun özelliklerini yitirmiş olan (kimse, bitki vb) 2. Dirimbilimsel (antropolojik), törel ve toplumsal ölçüler yönünden göze batacak kadar kötüye giden (kimse)-dejenere. 3. Kötü tanınmış, ahlaksız... Şu ya da bu “soy”dan, milletten vb. olabilirsiniz... Bu bir değer ölçütü değil, doğal bir aidiyet konusudur. Milletin soyuyla sopuyla uğraşmanın anlamı yoktur... Çünkü sonuçta belirleyici olan “insan” olmanız, insanlığa katkınızdır... Buna karşılık “soysuz” sözü, hele bizim dilimizde, en ağır sövgüden de beter bir hakaret nitelemesidir... Tanrı herkesi böyle bir suçlamanın hedefi olmaktan korusun! [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 MHP lideri Devlet Bahçeli’den kendisini CHP vagonuna binmekle suçlayan AKP liderine yanõt: Erdoğan, okyanus ötesi takaAYŞE SAYIN ANKARA - Ramazan ayõnõn baş- lamasõ nedeniyle 1 hafta ara verdiği re- ferandumla ilgili “hayır” kampanya- sõna Bartõn’dan yeniden başlayan MHP lideri Devlet Bahçeli, dönüş yo- lunda Cumhuriyet’in siyasi gündeme ilişkin sorularõna yanõt verdi. Bahçe- li’nin sorularõmõza verdiği yanõtlar şöyle: Bertaraf sözü çirkin: Çok çir- kin sözler. Hele o cümle, “kedi köpek gibilerdi” diyor. Geçmiş hükümetle- ri kastediyor. Başbakan, ne yapmak is- tiyor? Tercihlerin netleşmesini istiyor. O zaman referanduma ne gerek var? Sivil toplumla görüşmelerde “Terci- hinizi net olarak ortaya koyun” di- yor. Koymadõğõ takdirde “Huzuru- muza nasıl çıkacaksınız” diyor. De- mokraside “huzura çıkmak” nasõl bir kavram. Böyle bir şey olabilir mi? Zannediyorum kendisi açõsõndan çok riskli bir ortama girdiğini düşünü- yor. Onun paniği içinde. Çayla şeker gibiler: Cumhur- başkanõ’nõn görev süresi bize göre 5 yõl. Şimdi Cumhurbaşkanõ tartõşmayõ başlattõ. Sanayi Bakanõ 7 yõl diyor. Cumhurbaşkanõ’nõn hükümetle, Baş- bakan’õn fikirleriyle ayrõ düşen nok- talarõ yok. Birbirlerini tamamlõyor. Şe- kerle çay gibi. Ama Cumhurbaşkanõ, o da tartõşmanõn derinleşmesini istiyor. HSYK krizi bilerek çıkarılıyor: Oradaki enstrüman Adalet Bakanõ. Böyle bir ortamda HSYK’nin alaca- ğõ kararlarõn bir bölümünü tartõşmaya açõyorlar. Sonra da Başbakan meydana çõkõyor, o bölüm üzerinde anayasa de- ğişikliğinin haklõ ve meşru gerekçesini anlatmaya çalõşõyor. Orta oyunu gibi yani. Soy-sop tartışması: Bunun iza- hõ yok. MHP’ye benzedi desek, MHP’ye hakaret olur. Bize, kafatas- çõ, õrkçõ gibi haksõz yere suçlamalar ya- põyorlardõ. Bunlarõn asõlsõz olduğu anlaşõldõğõ gibi şuur altõnda kimlerin kafatasçõ, õrkçõ olduğunu gösteriyor. 13 Eylül’de nasıl bir Türkiye: Hayõr oylarõnõn çõkmasõ hali siyasal so- nuçlar getirir, erken seçim sonucu doğurur. AKP “evet”i kendisiyle öz- deşleştirdi, yani “evet, bana yapılan tercihtir” anlamõ çõkardõ ki büyük risktir. “Evet” çõkarsa Türkiye’de kontrolsüz istikrarsõzlõk dönemi baş- lar ve çok büyük sõkõntõlar doğar. Fethullah Gülen’le temas ol- du mu?: Hayõr, böyle bir temasõ da biz kabul etmeyiz. Zaman gazetesi za- ten her şeyi ortaya koyuyor. Fethullah Gülen grubunun mensubu olup, 12 Ey- lül’de mağduriyete uğrayan kişinin ben “evet oyu kullanacağım” diye bir açõklamasõ yok. Devrimcilerden ve ülkücülerden örnekler veriyor. Bir gerçek var, zan- nediyorum, Milliyetçi Hareket ca- miasõnda Fethullah Gülen’e duyulan saygõ azalõyor, hõzlõ bir azalõş. Şahsi meselemiz yoktur. MHP genel baş- kanlõğõ makamõ bütün cemaat ve ta- rikatlara eşit mesafededir. Ama son dö- nemdeki saldõrõlar, yalan haberler, camiamõzda Fethullah Gülen’e Türk dünyasõnda kurduğu okullardan dolayõ doğan sempati şimdi çözülmüş du- rumdadõr. Referandumdan dönüş tak- tiği mi?: Cemaatler de aşõrõ derece siyasallaştõ. Bir gazete tamamen fark- lõ düşünceye yer vermeksizin, “evet”i arttõracak her türlü habere aşõrõ yer ver- mesi ve bu da bir cemaat gazetesiyse nasõl izah edeceksiniz? “Umreye git- meyin, oy kullanın” diyorlar. Acaba “evet” oylarõnõn düşük çõkacağõ ve açõk farkla kaybedeceklerini anladõk- larõndan mõ, bilemiyorum? Hukuki şartlarõnõ bilmiyorum, re- ferandum kararõnõ geri çekme şansla- rõ var mõ? İncelemek lazõm. Böyle bir riske girebilirler. Bu kadar aşõrõ dere- cede hõrçõnlaşma, kavga, çatõşma, “yapacak bir şey yoktu” haline ge- tirmenin işaretleri olamaz mõ acaba? MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn refandum sürecinde izlediği “hõrçõn” tavrõn “referandumdan vazgeçme girişiminin işareti” olabileceğini söyledi. Fethullah Gülen grubunun referandumda “evet” kampanyasõna destek vermesini de eleştiren Bahçeli, “Milliyetçi Hareket camiasõnda Fethullah Gülen’e duyulan saygõ azalõyor, hõzlõ bir azalõş var. Camiamõzda Fethullah Gülen’e Türk dünyasõnda kurduğu okullardan dolayõ doğan sempati şimdi çözülmüş durumdadõr” dedi. Bahçeli, Erdoğan’õn referandumda partisini “CHP vagonuna binmekle” suçlamasõna ise “Okyanus ötesi taka olmak çok mu daha güzel bir şey” sözleriyle yanõt verdi. HABUR’DAKİ KAZAYA GÖNDERME Demirtaş: AKP asıl kazayı sandıkta görecek ŞIRNAK (Cumhuri- yet) - BDP Genel Başka- nõ Selahattin Demirtaş, Silopi’deki mitingde, Ku- zey Irak ve Mahmur Kam- põ’ndan gelen PKK’lileri “barış güvercinleri” diye niteleyerek “Hükümetin bu halka zerre kadar saygısı olsaydı, daha ge- çen sene Habur’dan ge- len barış güvercinlerini kafese tıkamazdı” dedi. Silopi’de önceki akşam belediyenin kurduğu iftar çadõrõnda halkla birlikte if- tar yapan Demirtaş, daha sonra Nevruz alanõnda binlerce kişiye seslendi. “İnadına boykot inadına demokrasi”, “Ne AKP’nin milliyetçiliği ne CHP’nin statükocu- luğu” yazõlõ pankartlarõn açõldõğõ alanda sõk sõk Ab- dullah Öcalan lehine slo- ganlar atõldõ. Demirtaş, burada yaptõ- ğõ konuşmada, boykot ka- rarõnõ esnetebilecekleri yö- nündeki tartõşmalarla ilgili olarak “Demokratik bir anayasa oluşturulana kadar, terörle mücadele yasası değişmeden, tu- tuklu Kürt siyasetçileri bırakılmadan, askeri operasyonlar durdurul- madan ve yüzde onluk barajı düşürülmeden boykot kararımız asla değişmeyecek” diye ko- nuştu. Demirtaş, kimi Kürt aydõnlarõnõn “Evet” oyu kullanacaklarõ yönündeki açõklamalarõnõ da eleşti- rerek şunlarõ söyledi: “Ta- rihsel belleği zayıf olan bu aydınlara şu çağrıda bulunuyorum. Kürt ay- dınlarının artık tarih- ten ders çıkarması gere- kiyor. Lozan’da da bizi benzer vaatlerle kandır- dılar. İnönü, Lozan’da Kürtleri kandırdı ve Lo- zan dönüşünden hemen sonra kıyımlarına baş- layarak Kürtleri inkâr politikasını hızlandırdı. Ama geçti o günler, baş- ka kapıya. Artık bu ay- dınlar da gelsinler ve boykot cephesini güç- lendirsinler ki yeni de- mokratik anayasa oluş- turalım.” AKP’ye yüklenen Se- lahattin Demirtaş, “Hü- kümetin bu halka zerre kadar saygıları olsaydı daha geçen sene Ha- bur’dan gelen güver- cinleri kafese tıkamazdı. Silopi halkı sevindi diye Silopi’ye saldırdılar. ‘Habur bir yol kazasõydõ’ diyen AKP asıl kazayı sandıklar açıldığı zaman görecek. Silopi’den bü- tün sandıklar boş çık- malıdır” dedi. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin eşgüdümü ve yazõmõnõ Başbakanlõk yapmõş BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Milli Güvenlik Kurulu’nun İs- tanbul’da yapõlan ağustos ayõ olağan toplan- tõsõnda, kurul üyelerine dağõtõlan ve kamuo- yunda “Kırmızı Kitap” olarak bilinen Mil- li Güvenlik Siyaset Belgesi hazõrlanmasõnda eşgüdümü ve yazõmõ Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin değil doğrudan Baş- bakanlõk Müsteşarlõğõ’nõn yaptõğõ öğrenildi. Yüksek Askeri Şûra toplantõsõnda askeri tea- mülleri görmezden gelen hükümet, Türki- ye’nin “milli menfaatı ve milli hedeflerini, milli hedeflere ulaşılması için takip edile- cek iç ve dış güvenlik ile savunma siyaset- lerine ilişkin esasları kapsayan” Milli Gü- venlik Siyaset Belgesi’nin hazõrlanmasõnda inisiyatifi eline alma çabasõ içine girdi. Yoğun temas trafiği yaşandı MGK’nin resmi internet sitesinde “Ana- yasanın 118’inci maddesi ve 2945 sayılı MGK ve MGK Genel Sekreterliği Kanu- nu’nun 13’ncü maddesi uyarınca MGK’de verilen görev çerçevesinde, MGK Genel Se- kreterliği’nin koordinatörlüğünde, bütün bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarla işbir- liği halinde ve görüşleri alınarak hazır- lanmakta ve MGK’ye sunulmaktadır” de- niliyor olmasõna karşõn, belgenin hazõrlan- masõnda eşgüdümü ve yazõmõ bu kez MGK Genel Sekreterliği değil, Başbakanlõk üstlendi. Bu kez önceki yõllarõn aksine belge yazõlõrken; Dõşişleri Bakanlõğõ, İçişleri Bakanlõğõ ve Ge- nelkurmay Başkanlõğõ MGK’ye değil, Baş- bakanlõk’a görüşlerini bildirdi. Bu konuda de- neyimi olmadõğõ için Başbakanlõk Müsteşar- lõğõ ile MGK Genel Sekreterliği arasõnda yoğun temas trafiği de yaşandõ. 16 sanık için hapis istemi: Van’da CHP Es- ki genel Başkanõ Deniz Baykal’a yönelik ger- çekleştirilen yumurtalõ saldõrõ olayõ ile ilgili Van Cumhuriyet Savcõlõğõ’nca hazõrlanan 4 sayfalõk iddianame, 3. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan kabul edildi. 16 sanõk, 3 aydan 5 yõ- la kadar hapis cezasõ istemiyle yargõlanacak. Baykal, Kılıçdaroğlu’yla görüşecek: CHP’nin eski Genel Başkanõ Deniz Baykal ile CHP lideri Kemal Kõlõçdaroğlu’nun referan- dumdan önce görüşeceği belirtildi. Baykal, geçtiğimiz günlerde Şişli Belediye Başkanõ Mustafa Sarõgül ve DSP’li eski Başbakan Yar- dõmcõsõ Hüsamettin Özkan ile görüşmüştü. Şahin’i protestoya gözaltı: TBMM Baş- kanõ Mehmet Ali Şahin dün seçim bölgesi Antalya’da esnaf ziyaretinde bulunurken, caddenin başlangõcõnda Şahin’in arkasõndan yaklaşan bir kişi, “Ekmeğimle oynadõnõz” diye bağõrarak hakaret etti. Koruma polisleri tarafõndan yere yatõrõlan ve adõnõn Mustafa Boz olduğu öğrenilen kişi gözaltõna alõndõ. Eski BBP il başkanı öldürüldü: Bartõn’õn Amasra ilçesinde önceki gün saat 02.00 sõrala- rõnda, Amasra Müzesi’nin yanõnda yerde yatan bir kişiyi gören yurttaşlar polise ihbarda bulun- du. Bõçaklandõktan sonra tabancayla vurulan kişinin BBP eski Karabük İl Başkanõ Yaşar Sönmez (45) olduğu belirlendi. Evet-Hayır kavgası: Muğla’da Halk Pazarõ girişinde ‘hayõr’ bildirisi dağõtan yaklaşõk 20 kişilik Türkiye Komünist Partili (TKP) genç ile AKP’liler arasõnda karşõlõklõ slogan atõl- masõ yüzünden gerginlik çõktõ. Kavga, emni- yet güçlerinin müdahalesiyle önlendi. MGK devre dışı bırakıldı Öcalan’dan özerklik formülü DİYARBAKIR (Cumhu- riyet Bürosu) - Kürtlerin “demokratik özerklik” pro- jesininin ayrõntõlarõ belli ol- maya başladõ. Terör örgütü li- deri Abdullah Öcalan, avu- katlarõyla görüşmesinde pro- jenin siyasi, hukuki, ekono- mik, kültürel, güvenlik ve diplomasi boyutlarõ olmasõ gerektiğini söyledi. Öcalan’õn avukatlarõyla yaptõğõ görüşmenin ayrõntõla- rõ PKK’ye yakõnlõğõyla bilinen internet sitesi ANF’ye yansõ- dõ. Öcalan “Herkes benden bir şeyler bekliyor. Her şey omuzlarıma yıkılmış” dedi. Diyarbakõr’da referandumda “evet” diyeceklerini açõkla- yan sivil toplum kuruluşlarõ- na da tepki gösteren Öcalan “Tabii bunlar devletle an- laşmışlar. ‘Eğer PKK tasfiye olursa inisiyatifi size veririz’ diye onları ikna etmişler” diye konuştu. “Demokratik Özerklik”i de “Kürtlerin çözüm projesi” olarak nite- leyen Öcalan, projenin siya- si, hukuki, ekonomik, kültü- rel, güvenlik ve diplomasi boyutlarõ olduğunu belirtti. Siyasi boyutla ilgili olarak Öcalan “Bu boyutta bir meclis olur. Ya da halkın bir kongresi olur” dedi. Hukuki boyutta ise İspanya’daki Ka- talanlar’õ örnek gösteren Öca- lan “Hukuki olarak Kürt- lerin statüsü ne olacak? Bu belirlenerek anayasa ve ya- salara yansıtılır” diye ko- nuştu. Öcalan, ekonomik sis- tem olarak kapitalizmi kabul edemeyeceklerini belirtti. ‘Bu yaklaşõm antidemokratik’ ERDEM GÜL ANKARA - SP Genel Baş- kanõ Numan Kurtulmuş, ga- zetecilere verdiği iftar yeme- ğinde referandum süreciyle il- gili sorularõ yanõtladõ. 5 ilde miting yapacaklarõnõ ve if- tarlara katõlacağõnõ, kampan- yada, “Yeni anayasayı mil- letle yapana kadar, şimdilik evet” sloganõnõ kullanacak- larõnõ açõklayan Kurtulmuş’un değerlendirmeleri şöyle: Bertaraf olur: Sayõn Baş- bakan’õn “Bitaraf olan ber- taraf olur” cümlesini anti- demokratik buluyorum. Bu anlayõşõn “evet” kampanya- sõna katkõda bulunmadõğõnõ düşünüyorum. Arınç’ın zimmet suçu: İk- tidarõn bazõ önemli isimlerinin “Evet oyu verenlerin yüzde 99’u AKP seçmenidir” de- melerini fevkalade yadõrga- dõm. Sayõn Bülent Arınç’õn bu sözleri zimmet suçudur. Referandum tahmini: Re- ferandumda “evet” ve “ha- yır” oylarõ arasõnda çok bü- yük farklar olmayacağõnõ dü- şünüyorum. Yüzde 55 ve bi- raz üzerinde “evet” çõkaca- ğõnõ tahmin ediyorum. Gül’ün görev süresi: Hu- kukçular 7 olacağõ görüşünü ifade diyor. Bana göre ise halkoylamasõ yapõldõ ve görev süresi 5 yõl olarak kesinleşti. Bize göre Gül’ün görev süresi 5 yõldõr. AKP ile ittifak: Bizim platformlarõmõzda, partimiz- de, hiçbir partiyle ittifak ko- nusu gündeme gelmemiştir. KATALAN MODELİNİ ÖRNEK ALDI KURTULMUŞ’TAN ‘BERTARAF’ ELEŞTİRİSİKIRMIZI BÜLTENLE ARANIYORDU PKK’li Örgen gözaltına alındı ROMA (AA) - Türki- ye’nin kõrmõzõ bültenle aradõğõ Ali Örgen, İtal- ya’nõn güneyindeki Ta- ranto kentinde yakala- narak gözaltõna alõndõ. Türkiye’de terör ör- gütü PKK üyeliği ge- rekçesiyle 6 yõl hapis cezasõna çarptõrõlmasõ- nõn ardõndan hakkõnda yakalama emri çõkarõ- lan Örgen, İtalyan poli- sinin İnterpol ile ortak- laşa düzenledikleri bir operasyonla yakalandõ. Örgen’in, Türkiye’nin çõkardõğõ kõrmõzõ bülten nedeniyle yakalandõğõ açõklandõ. Türkiye’nin önümüzdeki günlerde Örgen hakkõnda iade ta- lebinde bulunabileceği belirtildi. Örgen’in İtalyan ma- kamlarõndan alõnmõş bir oturma izniyle birkaç yõldõr Taranto’da ikamet ettiği ve kentte uluslar- arasõ ücretli telefon gö- rüşmesi hizmeti sunan bir dükkân işlettiği be- lirtildi. İtalyan polisi 18 Temmuz’da Avrupa’da terör örgütü PKK’nin üst düzey isimlerinden Ni- zamettin Toğuç’u da Türkiye’nin çõkardõğõ kõr- mõzõ bülten nedeniyle yakalamõştõ. Türkiye To- ğuç hakkõndaki iade dos- yasõnõ İtalyan makam- larõna iletmiş, Venedik İstinaf Mahkemesi geçen cuma yapõlan duruşmada gözetim altõnda olma ko- şuluyla salõverilmesine karar vermişti. NADİR NADİ’Yİ ÖZLEMLE ANDIKNADİR NADİ’Yİ ÖZLEMLE ANDIK Gazetemizin başyazarı Nadir Nadi’yi aramızdan ayrılışının 19. yıldönü- münde Edirnekapı Şehit- liği’ndeki mezarı başın- da törenle andık. Törene, Cumhuriyet Vakfı Baş- kanı yazarımız Orhan Erinç, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni İbra- him Yıldız, İstihbarat Şefi Cengiz Yıldırım, İdare Müdürü Hüseyin Gürer ve Cumhuriyet çalışanları katıldı. Erinç, “Nadir Bey, sade- ce Cumhuriyet gazetesi için değil, aydın, Ata- türkçü, sanatsever ve kültür insanı olarak da Türkiye için önemli kişi- lerden biridir. Özellikle 12 Eylül sonrasında bu- gün yaşadıklarımızın başlangıcı olan Atatürk adını kullanarak, aydın- lanma felsefesine ve Ata- türk devrimine karşı çı- kışları eleştirmek ama- cıyla yayımladığı ‘Ben Atatürkçü değilim’ kitabı değerinden hiçbir şey yi- tirmemiştir. Edirnekapı Şehitliği’nin bu bölü- münde kurucumuz Yu- nus Nadi, eşi Nazime Na- di, Nadir Nadi ve İlhan Selçuk’la birlikte ikinci kurucumuz diyebileceği- miz Berin Nadi, Cumhu- riyet’in kurumsallaşma- sına Müessese Müdürü ve fıkra yazarı olarak katkıda bulunmuş olan Doğan Nadi yatmaktadır. Hepsini ve kısa bir süre önce aramızdan ayrılan İlhan Selçuk’u da anı- yor, Cumhuriyet çalışan- larının aynı ilkelerle Cumhuriyet’i yayımla- ma konusundaki kararlı- lığını mezarları başında da yineliyoruz.” KISA KISA... KISA KISA...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle