23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİ 6 HABERLER BARKIN ŞIK ANKARA - Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin nabzõnõ en iyi tutan gazetecilerin ba- şõnda gelen Mehmet Ali Kışlalı, Genelkurmay Baş- kanõ Orgeneral İlker Baş- buğ dönemi ve sonrasõ için önemli değerlendirmeler yaptõ. Türk Silahlõ Kuvvet- leri’nin kendisine karşõ yü- rütülen “asimetrik psiko- lojik harekâtı” kaybettiği saptamasõnda bulunan Kõş- lalõ, ordunun yeni bir iletişim sistemi oluşturmasõ gerekti- ğini söyledi. Kõşlalõ, 30 Ağustos itibarõyla Genel- kurmay Başkanlõğõ koltu- ğuna oturacak olan Orge- neral Işık Koşaner’i, ken- disinden önceki dönemlerde yaşanan zorluklarõn bekle- diğine işaret etti. ‘Eğilimler başta dikkate alınmalıydı’ TSK’nin asimetrik psi- kolojik harekâtõ kaybettiği saptamasõnda bulunan Kõş- lalõ, “Günün koşullarına uygunlaştırılamayan ile- tişim sistemi, TSK’ye kar- şı planlı ve sistemli şekil- de yürütülen asimetrik psikolojik saldırıyı engel- leyemedi. Kanımca çare, yeni ve etkili bir iletişim sistemi oluşturmakta aranmalıdır” dedi. Yüksek Askeri Şûra’da yaşanan krizler için ise Kõşlalõ, nihai yetkinin Cumhurbaşkanlõğõ makamõnda olduğunu anõm- satarak eğilimlerin en baş- tan dikkate alõnmasõ gerek- tiğini kaydetti. Kõşlalõ, “Si- yasi iktidarın ve onun bir ‘mütemmim cüzü-tamam- layõcõ parçasõ” olan Cum- hurbaşkanı, o makamda kaldıkça, TSK ile ilgili gö- rüşleri bilindiğinden, Ko- şaner’in görev süresinde de benzer tutumla karşı- laşacağı düşünülebilir” de- ğerlendirmesini yaptõ. ‘O konuşma Özkök’ün üslubuydu’ Koşaner’in Ocak 2006’da Cumhurbaşkanlõğõ seçimi konusunda Radikal gaze- tesine verdiği mülakat ve bu mülakatõn hükümet ve Köşk ile yapõlacak çalõşmalara etkisi konusunda da Kõşla- lõ şunlarõ söyledi: “Bu ko- nuda kimsenin bir yanıl- gıya düşmemesi gerekir. Koşaner’in o zamanki ki- mi sözleri kanımca yanlış ve abartılı yorumlanmış- tır. Koşaner daha ziyade İkinci Başkanı olduğu Ge- nelkurmay Başkanı’nın (Orgeneral Hilmi Özkök) üslubunu kullanmıştır. Onun ya da o makama gö- rünür gelecekte gelebile- cek başka genelkurmay başkanlarının, kendile- rinden önceki genelkur- may başkanlarından, TSK’nin temel inançları açısından farklı görüşlere sahip olabileceklerini hiç sanmıyorum. Eğer AKP görüşlerine uygun bir TSK oluşturulması he- deflerinde varsa ve ken- dileri de o kadar süre ik- tidarda kalabilirlerse; bu- nun için çok beklemeleri gerekecektir.” Kõşlalõ Jandarma Genel Komutanlõğõ’nda sessiz-se- dasõz devir teslim töreni ya- põlmasõ konusunda da, “Atilla Paşa, daha önce defalarca görüldüğü gibi Kara Kuvvetleri Komu- tanlığı’na geçebilirdi. Bu- na Iğsız’a karşı yapılan ahlaki olmayan uygula- ma engel olmuştur. As- kerin alışık olmadığı si- yasetçi oyunlarıyla yara- tılan hava içinde devir- teslim töreni yapıldı” dedi. Ergenekon Davasõ ile baş- layan dönemi TSK’nin iyi incelemesi gerektiğini söy- leyen Kõşlalõ, “Zayıf nok- talarını giderecek önlem- ler almalılar. Öncelikle o konularda uzmanlaşacak eleman yetiştirmeye önem verilmeli. Bunları şimdiye kadar nasıl oldu da düşü- nemediler?”görüşünü dile getirdi. İşte 2006’daki o konuşma Koşaner, 2006 yõlõnda ga- zeteci Murat Yetkin’e şun- larõ söylemişti: “Yasaları- mız cumhurbaşkanı seçi- lecek kişinin ya da eşinin nasıl giyinmesi gerektiğini söylemiyor. Bu nedenle Sayın Başbakan’ın cum- hurbaşkanı olması önünde bir engel bulunmuyor. Asıl önemlisi, cumhurbaşkan- lığı koltuğuna oturacak kişinin Cumhuriyetin te- mel ilkelerini, anayasanın temel ilkelerini koruma konusunda ne yapacağı- dır. Demokratik sistem içinde konumuzla ilgili ko- nuşuyor, görüşlerimizi ya- sal zeminlerde hükümete iletiyoruz. Başka türlü bir müdahale olmaz. Allah göstermesin, hiçbir şeye faydası olmuyor.” MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK’ün bu yõl ilk kez uygulanan iki basa- maklõ üniversiteye giriş siste- minde katsayõ oranlarõ arasõn- daki makasõ daraltmasõ imam hatiplilere yaradõ. Eski YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eş- me, katsayõ düzenlemesinin ar- dõndan Anadolu öğretmen lise- lerinden mezun olanlarõn en mağdur, imam hatip liselerinin ise en kazançlõ öğrenciler ol- duğunu söyledi. 2010 ÖSYS sonuçlarõnõ Cumhuriyet’e değerlendiren Eşme, 2009’da 88 bin 571 olan boş kontenjan sayõsõnõn bu yõl 110 bin 801’e yükseldiğini dik- kat çekti. Eşme, son üç yõldõr ni- telik hiçe sayõlarak kontenjan- larõn arttõrõldõğõnõ, nitelik kay- bõnõn farkõna varan adaylarõn kendilerine gelecek hazõrlama- yan programlarõ tercih etmedi- ğini ifade etti. Boş kontenjan sayõsõnda vakõf üniversiteleri ve özellikle KKTC’deki üniversitelerin du- rumunun ilginç olduğunu ifade eden Prof. Eşme, vakõf üniver- sitelerinde önlisans programla- rõnõn kontenjanlarõnõn yüzde 57’sinin, lisans programlarõnõn kontenjanlarõnõn ise yüzde 22’si- nin boş olduğunu kaydetti. Eş- me, “Bu durum Türkiye’nin ücretli üniversiteler bakımın- dan bir doyum noktasına ulaş- tığını, üniversite adaylarının ara eleman olarak yetişmek amacıyla vakıf üniversiteleri- ni tercih etmediğini göster- mektedir. Son üç yılda, vakıf üniversitesi sayısını ikiye kat- layan YÖK de bu sonuçları dikkatli okumalıdır” dedi. Prof. Eşme, 2010 ÖSYS so- nuçlarõnõn YÖK’ün katsayõ po- litikasõnõn meslek liselerine bir kazanç getirmediğini gösterdi- ğini kaydetti. Katsayõ düzenle- mesinin en mağduru olan lise- lerin Anadolu öğretmen lisele- ri, en kazançlõsõnõn ise imam ha- tip liseleri olduğunu kaydeden Eşme, Anadolu öğretmen lise- lerinin lisans programlarõna yerleşme oranõnõn 2009’da yüz- de 68.7 iken bu yõl bu oranõn 10 puan düşerek yüzde 58.5’e ge- rilediğini kaydetti. Eşme, tüm meslek lisesi çõ- kõşlõ adaylarõn lisans program- larõna yerleşme oranlarõnõn art- madõğõnõ, tam tersine azaldõğõ- nõn altõnõ çizdi. Tüm meslek li- selerinin lisans programlarõna yerleşme oranlarõ düşerken imam hatiplilerin lisans prog- ramlarõna yerleşme oranlarõnõn yüzde 12’den yüzde 16’ya çõk- tõğõnõ kaydeden Eşme, “İmam hatip liseli adayların yerleşme sayısı 7 bin 95’ten 10 bin 813’e yükseldi. Sonuç olarak, kat- sayı düzenlemesinden en ka- zançlı çıkan, imam hatip lise- leri oldu diyebiliriz” dedi. ‘İmam hatiplere yaradı’ Eski YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme katsayõ düzenlemesinde en mağdur olan kesimin Anadolu öğretmen lisesi mezunlarõ olduğunu söyledi AYŞE SAYIN ANKARA - Katledilen AGOS Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Hrant Dink’in ailesinin AİHM’ye yaptõğõ başvuruya AKP’nin verdiği “skandal” yanõt, AKP içinde de tepkiye neden oldu. Dink’in ar- kadaşõ da olan TBMM İnsan Haklarõnõ İn- celeme Komisyonu Başkanõ Zafer Üskül, Dink’i bir Nazi örgütü lideriyle aynõ ke- feye koyan savunmanõn tam bir “müna- sebetsizlik” olduğunu söyledi. Dink’in TCY’nin “Türklüğe haka- ret” suçunu düzenleyen 301. maddesinden yargõlandõğõ bir davayla ilgili ailesinin yap- tõğõ başvuruya hükümetin gönderdiği ya- nõt, kamuoyunda hem şaşkõnlõğa hem de tepkiye yol açtõ. AİHM’ye savunmayõ gönderen Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn “Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görüşleri” di- yerek topu üzerinden atmaya çalõşmasõ dik- kat çekti. Hükümetin savunmasõnda, Dink’in, 301. maddeden ceza almasõna ne- den olan yazõsõyla, AGOS gazetesini teh- dit eden bir kişinin eylemi bir tutuluyor. Savunmadaki en vahim bölümlerden bi- risini ise Dink’in Almanya’daki bir Nazi lideriyle emsal tutulmasõ oluşturuyor. Dink’in ailesinin yanõ sõra sivil toplum örgütlerinin ve aydõnlarõn tepki göster- diği savunmaya bir tepki de AKP için- den geldi. Dink’in arkadaşõ da olan Üs- kül, “Bilgi doğruysa, vahim bir du- rumla karşı karşıyayız” dedi. Üskül, “301. madde uygun düzen- lenmediği düşünülerek değiştirildi. Dink, iade özgürlüğünü kullanmıştır ve orada halkın bir kesimini, bir başka ke- simine karşı düşmanlığa itecek, tahrik içeren herhangi bir ifade söz konusu de- ğildir” diye konuştu. Yargõlamanõn Dink’e karşõ geniş bir kampanyanõn başlatõlmasõna yol açtõğõnõ ve “öldürülmesine giden kaldırım taşlarının döşenmesine yol açtığını” belirten Üskül, savunmada, “Dink’in tehdit edilmediği” yönündeki ifadelere de tepki gösterdi. Üskül, “Hrant Dink’in öldürüleceği- ne ilişkin bilgilerin güvenlik görevlile- rinde olduğu da aşağı yukarı ortaya çıktı. Ama ne yazık ki, gereğini yapmayan güvenlik gö- revlileri hakkında ye- terli soruşturma, ardın- dan da yargılama ger- çekleştirilemedi” dedi. ‘Münasebetsizlik’ Üskül şu görüşü dile getir- di: “Hele hele bir Nazi’nin yargılanması sırasında ya- şananlarla karşılaştırılması bence münasebetsizliktir. Böy- le bir savunmanın hazırlanmış olması, bana göre aslında Türki- ye Cumhuriyeti hükümetinin bu konudaki görüşlerini yansıtmıyor olsa gerek. AİHM, elbette bu sa- vunmayı değil, gerçekleri dikkate alarak kararını verecektir.” Üskül, savunmanõn “birtakım büro- kratların hazırladığı, klasik AİHM sa- vunması olabileceğini” ifade etti. AKP’li Üskül, Dink savunmasõ skandalõnda hükümeti aklamaya çalõştõ ‘Bürokratların işi’ Gazeteci-yazar Mehmet Ali Kõşlalõ, askerin yeni ve etkili bir iletişim sistemi oluşturmasõ gerektiğini söyledi ‘TSK psikolojik savaşõ kaybetti’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Atamasõ Yapõlmayan Öğ- retmenler Platformu (AYÖP), KPSS koşulu olmadan bütün öğ- retmenlerin kadrolu olarak atan- masõnõ talep ederken, emniyet güçleri öğretmenlerin başkentte “ihtar çadırı” kurarak eylemle- rini sürdürmesine izin vermedi. Türkiye’nin dört bir yanõndan dün başkente gelen atamasõ ya- põlmayan öğretmenler, Sakarya Caddesi’nde toplanmaya başladõ. Öğretmenler, ellerinde “Sözleş- meli köle olmayacağız”, “Bas- tonla atanmak istemiyoruz”, “Milli Eziyet Bakanlığı”, “İş- sizliğe hayır”, “KPSS bitti, yi- ne sokaklardayız” ve “Herke- se iş, herkese çalışma hakkı” ya- zõlõ dövizlerin yanõ sõra, hamallõk yaparken geçirdiği kalp krizi ne- deniyle yaşamõnõ yitiren Çor- lu’da ücretli öğretmen olarak ça- lõşan Ahmet Fazlı Elçi’nin fo- toğraflarõnõ da taşõdõ. Öğretmenler, “Tayyip şaşır- ma, sabrımızı taşırma”, “Öğ- retmenler ölüyor, hükümet su- suyor”, “Ahmet öğretmen sı- nıflarda yaşıyor”, “Hamal de- ğil, öğretmeniz”, “KPSS, üc- retli ve sözleşmeli öğretmenli- ğe hayır”, “Atma Recep, atama yap”, “Öğretmenler işsiz, okul- lar öğretmensiz”, “İmamları değil, öğretmeni ata” diye slo- gan attõ. Atamasõ yapõlmayan yaklaşõk 400 öğretmenin katõldõğõ eyleme Eğitim-Sen Genel Baş- kanõ Zübeyde Kılıç, CHP An- kara İl Başkanõ Ali Yıldızlı des- tek verdi. ‘Hayır diyeceğiz’ Kanser hastasõ olan AYÖP’ün kurucusu Şafak Bay, yaptõğõ ba- sõn açõklamasõnda güvenceli ve kadrolu istihdam istediklerini ifa- de eden Bay, “KPSS kapısına yı- ğılan yaşamlarımızı intihara sürükleyenlere karşı yaşama hakkımızı talep ediyoruz. Ata- ması yapılmayan öğretmenler olarak ölümleri, acıları, inti- harları değil yaşamayı göze alıyoruz” dedi. Bay, anayasa re- ferandumunda atamasõ yapõlma- yan öğretmenlerin ve yakõnlarõnõn “hayır” diyeceklerini ifade etti. Zübeyde Kõlõç da Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu’ya ses- lenen Kõlõç, “Milli Eğitim Ba- kanlığı’nı yönetemiyorsunuz. O koltuklardan çekilin” dedi. Öğretmenler Abdi İpekçi Par- kõ’nda KPSS’ye hazõrlõk kitapla- rõnõ parçalayarak yaktõ. Öğret- menlerin oturma eylemi akşam saatlerine kadar sürdü. ‘Ataması yapılmayan öğretmenler’e polis engeli (Fotoğraf:NECATİSAVAŞ) DIŞİŞLERİ: HEM YANLIŞ HEM HAKSIZ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hrant Dink cinayeti ile ilgili davada, hükümetin AİHM’ye gönderdiği sa- vunma ile ilgili haberler, Dõşişleri Ba- kanlõğõ’nõn, “Savunma temel alınarak vatandaşımız Dink’in katli bağla- mında siyasi maksatlı sonuçlar çı- karılması hem yanlıştır hem de hak- sızlıktır” açõklamasõyla yalanlandõ. Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn bazõ basõn organlarõnda çõkan haberle ilgili yaptõ- ğõ açõklamada, suikastõn herhangi bir şe- kilde mazur gösterilmesinin düşünül- mesinin söz konusu olamayacağõ ifade edilerek şunlar kaydedildi: “Hüküme- timiz adına AİHM’ye sunulan gö- rüşte müteveffa Hrant Dink’in cina- yetinden sorumlu olanlar için hafif- letici gerekçeler bulunmaya çalışıldığı ya da cinayetten maktulün sorumlu tutulduğu anlamına gelen ifadelerin kullanıldığının iddia edilmesi en ha- fif tanımlama ile yakışıksızdır. Hü- kümetimizin hangi hukuki süreçle bağlantılı olursa olsun, bu cinayeti meşru veya mazur gösterme çabası içinde olduğunun ima edilmesi dahi hiçbir şekilde kabul edilemez. Öte yandan, ifade özgürlüğünün gelişti- rilmesi ve uygulamasının pekiştiril- mesi, ülkemiz dahil bütün Avrupa için hedef olan bir evrimsel süreçtir.” BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI İlke Olarak Hayır! Hiç tartışmam bile referandumda evet demeyi! İlke olarak hayır! Yani içeriğine bile bakmadan hayır! Anayasa yapmak, ilkesel olarak toplumun genelini ilgilendiren, genelinin katılması ve tartışması gereken bir toplumsal sözleşme olgusudur. Anayasa değişiklikleri de bundan farklı değildir! Üstelik, anayasanın, öyle akıl yoluyla “eh, herkes bu değişiklikleri destekler...” sonucunu üretebileceğimiz sıradan maddeleri değil değiştirilmek istenen! Yüksek Yargı’nın, dolayısıyla “alt yargı”nın da nasıl oluşturulacağı, adalet sisteminin nasıl çalışacağı ve adalet dağıtacağı konusuyla ilgilidir! Yani, “hukuk devleti nasıl olacak ve işleyecek” gibi, tamamen hem ülke rejimi hem de birey olarak, varoluşsal temel bir konuyu tartışıyoruz! Varoluşsal, evet! Devlet, hukuk alanında nasıl davranacak, ceberut mu olacak yoksa demokratik mi?.. ...siyaset devleti yani hukuku nasıl yönetecek... ...hukuku kendi emri altına mı alacak ve kendi lehine mi çalıştıracak... Bütün güçlerin iktidar elinde toplandığı bir rejim mi yaratılıyor... İşte, ülkenin ve devletin temelini ilgilendiren bir konuda, bir iktidar, kendi kendisiyle bir anayasal sözleşme yapıyor! Yani kendi anayasasını yapıyor, ulusun bütününü dışlayarak, sadece Meclis’te kendi gücüne dayanarak... Meclis’te halkın diğer temsilcileriyle hiçbir uzlaşma-anlaşma aramayarak. Böyle bir anayasa değişikliğine, ilke olarak hayır! İktidar, Erdoğan ve adamları, tipik tek adam diktatörlüğünün davranışını sergiliyor. Meclis’te tek partiye dayanan bir diktatörlük.. Ülkede tek parti diktatörlüğü... Oysa biz hâlâ kendimizi demokratik ve çoğulcu bir rejimde yaşıyor sanıyoruz! Tamamen susturuluncaya kadar, öyle sanmayı sürdüreceğiz! Değişikliğin içeriğine bakmıyorum bile! İlke olarak hayır! Üstelik, tek parti rejimi davranışının bütün tipik özelliklerini sergiliyorlar: Anayasa değişikliğinin 12 Eylül’le bir hesaplaşma olduğu gibi, evrenin en büyük yalanlarından biri üzerinde yürüyorlar! İktidarın bu yalanını kim paylaşıyor? Yaltakçı, yardakçı, yalaka, intikamcı, işbirlikçi, ulusyıkıcısı, “aydın” sanılan, solcu eskisi liberal bir kesim... Tamamen “karşı mahalle”nin adamları.. Çok doyurucu değilmiş, ama ne yapalımmış, bu kadarını öpüp başımıza koymalıymışız, yetmezmiş ama yine de evetmiş... Bakıyorum, dört kol çengi, birlikte toplantılar düzenliyorlar... hepsinin yüzünde, karanlık ve ceberut iktidarın destekçiliğinin tarihsel kara lekesi! Bir kez sığır çobanının çiftliğine girdin mi, orada kıçına koca bir çiftlik sahibinin damgasını basarlar... hayatın boyunca o damgayla dolaşır durursun! Satılırsın o damgayla, alınırsın o damgayla, çiftlik değiştirirsin o damgayla! 12 Eylül’le hesaplaşma gibi bir yalanı bu millete ve ülkeye yutturmaya çalışanların, verilecek bir hesabı bile yoktur... Bu yalan nedeniyle de, ilke olarak hayır! 12 Eylül Anayasası 16 kez ve 50’yi aşkın maddesi değiştirildi! Yani aslında ortada 12 Eylül Anayasası falan kalmadı! AB’ye ulusal uyum çerçevesinde, Ecevit koalisyon iktidarı zamanında onlarca madde değiştirildi! Meclis’te bir uzlaşma kültürü ile! Şimdi 12 Eylül Anayasası sanki ilk kez değiştiriliyormuş havasını basmıyorlar mı! Herkes kendi kafasını kullanmalı! Kimsenin başkalarının kiralık kafalarına, kiralık beyinlerine, kiralık düşüncelerine ihtiyacı yok! Çiftliğin yazarları-çizerlerine bir şey diyemiyorum, çünkü o çiftliğin adamları, gereğini yapıyorlar... Hele aydınmış, sanatçıymış, dansçıymış, şarkıcıymış, üniversitede profesör-mirofesörmüş... Onların da bu “iktidar akıllarına” kimsenin ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum! obursali@cumhuriyet.com.tr Liderlerin dokunulmazlık karnesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Doku- nulmazlõk rekoru kõran Meclis’e, milletvekilleri hakkõnda 672 fezleke geldi. Rekor 462 dosya ile BDP’de bulunuyor. BDP’yi 124 ile AKP, 62 ile CHP ve 24 dosya ile MHP izledi. Liderler arasõn- da en fazla dosyasõ bulunan 22 fezleke ile BDP Eşbaşkanõ Gültan Kõşanak olurken, dosyasõ bu- lunmayan tek lider ise MHP lideri Devlet Bahçeli. Tartışmalı köprü yıkılıyor İstanbul Haber Servisi - Şişli’de TEM Oto- yolu’nun geçtiği Huzur Mahallesi’ni Seyrante- pe’ye bağlayan köprünün yõkõmõna başlandõ. Da- ha önceki üç yõkõm girişimine engel olan mahalle sakinlerine seslenen Huzur Mahallesini Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanõ İsmail Şenel, yetki- lilerle anlaşmaya vardõklarõnõ ve mutabakat söz- leşmesi imzalanacağõnõ söyledi. Köprü 4 ayrõ nok- tadan kesildikten sonra kaldõrõlacak. Heybeliada’da yangın İstanbul Haber Servisi - Heybeliada Ruh- ban Okulu’nun alt kõsmõndaki ormanlõk alanda belirlenemeyen bir nedenle dün yangõn çõktõ. Yaklaşõk 500 metrekare alanda etkili olan yan- gõn büyümeden kontrol altõna alõndõ. Vali Mutlu, Çatalca’da İstanbul Haber Servisi - İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Çatalca ilçesi ile köylerini gezerek yurttaşlarõn sorunlarõnõ dinledi. Mutlu, “İmar uygulamalarõnõn bir an önce tamamlanma- sõnõn Çatalca’nõn en önemli sorunu olduğu görü- lüyor. İmar sorunuyla ilgili ilçe ve büyükşehir be- lediyeleri arasõnda işbirliği sürüyor. Bu sorunun çözüme kavuşmasõna gayret edeceğiz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle