Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİ
6 HABERLER
BARKIN ŞIK
ANKARA - Türk Silahlõ
Kuvvetleri’nin nabzõnõ en
iyi tutan gazetecilerin ba-
şõnda gelen Mehmet Ali
Kışlalı, Genelkurmay Baş-
kanõ Orgeneral İlker Baş-
buğ dönemi ve sonrasõ için
önemli değerlendirmeler
yaptõ. Türk Silahlõ Kuvvet-
leri’nin kendisine karşõ yü-
rütülen “asimetrik psiko-
lojik harekâtı” kaybettiği
saptamasõnda bulunan Kõş-
lalõ, ordunun yeni bir iletişim
sistemi oluşturmasõ gerekti-
ğini söyledi. Kõşlalõ, 30
Ağustos itibarõyla Genel-
kurmay Başkanlõğõ koltu-
ğuna oturacak olan Orge-
neral Işık Koşaner’i, ken-
disinden önceki dönemlerde
yaşanan zorluklarõn bekle-
diğine işaret etti.
‘Eğilimler başta
dikkate alınmalıydı’
TSK’nin asimetrik psi-
kolojik harekâtõ kaybettiği
saptamasõnda bulunan Kõş-
lalõ, “Günün koşullarına
uygunlaştırılamayan ile-
tişim sistemi, TSK’ye kar-
şı planlı ve sistemli şekil-
de yürütülen asimetrik
psikolojik saldırıyı engel-
leyemedi. Kanımca çare,
yeni ve etkili bir iletişim
sistemi oluşturmakta
aranmalıdır” dedi. Yüksek
Askeri Şûra’da yaşanan
krizler için ise Kõşlalõ, nihai
yetkinin Cumhurbaşkanlõğõ
makamõnda olduğunu anõm-
satarak eğilimlerin en baş-
tan dikkate alõnmasõ gerek-
tiğini kaydetti. Kõşlalõ, “Si-
yasi iktidarın ve onun bir
‘mütemmim cüzü-tamam-
layõcõ parçasõ” olan Cum-
hurbaşkanı, o makamda
kaldıkça, TSK ile ilgili gö-
rüşleri bilindiğinden, Ko-
şaner’in görev süresinde
de benzer tutumla karşı-
laşacağı düşünülebilir” de-
ğerlendirmesini yaptõ.
‘O konuşma
Özkök’ün üslubuydu’
Koşaner’in Ocak 2006’da
Cumhurbaşkanlõğõ seçimi
konusunda Radikal gaze-
tesine verdiği mülakat ve bu
mülakatõn hükümet ve Köşk
ile yapõlacak çalõşmalara
etkisi konusunda da Kõşla-
lõ şunlarõ söyledi: “Bu ko-
nuda kimsenin bir yanıl-
gıya düşmemesi gerekir.
Koşaner’in o zamanki ki-
mi sözleri kanımca yanlış
ve abartılı yorumlanmış-
tır. Koşaner daha ziyade
İkinci Başkanı olduğu Ge-
nelkurmay Başkanı’nın
(Orgeneral Hilmi Özkök)
üslubunu kullanmıştır.
Onun ya da o makama gö-
rünür gelecekte gelebile-
cek başka genelkurmay
başkanlarının, kendile-
rinden önceki genelkur-
may başkanlarından,
TSK’nin temel inançları
açısından farklı görüşlere
sahip olabileceklerini hiç
sanmıyorum. Eğer AKP
görüşlerine uygun bir
TSK oluşturulması he-
deflerinde varsa ve ken-
dileri de o kadar süre ik-
tidarda kalabilirlerse; bu-
nun için çok beklemeleri
gerekecektir.”
Kõşlalõ Jandarma Genel
Komutanlõğõ’nda sessiz-se-
dasõz devir teslim töreni ya-
põlmasõ konusunda da,
“Atilla Paşa, daha önce
defalarca görüldüğü gibi
Kara Kuvvetleri Komu-
tanlığı’na geçebilirdi. Bu-
na Iğsız’a karşı yapılan
ahlaki olmayan uygula-
ma engel olmuştur. As-
kerin alışık olmadığı si-
yasetçi oyunlarıyla yara-
tılan hava içinde devir-
teslim töreni yapıldı” dedi.
Ergenekon Davasõ ile baş-
layan dönemi TSK’nin iyi
incelemesi gerektiğini söy-
leyen Kõşlalõ, “Zayıf nok-
talarını giderecek önlem-
ler almalılar. Öncelikle o
konularda uzmanlaşacak
eleman yetiştirmeye önem
verilmeli. Bunları şimdiye
kadar nasıl oldu da düşü-
nemediler?”görüşünü dile
getirdi.
İşte 2006’daki
o konuşma
Koşaner, 2006 yõlõnda ga-
zeteci Murat Yetkin’e şun-
larõ söylemişti: “Yasaları-
mız cumhurbaşkanı seçi-
lecek kişinin ya da eşinin
nasıl giyinmesi gerektiğini
söylemiyor. Bu nedenle
Sayın Başbakan’ın cum-
hurbaşkanı olması önünde
bir engel bulunmuyor. Asıl
önemlisi, cumhurbaşkan-
lığı koltuğuna oturacak
kişinin Cumhuriyetin te-
mel ilkelerini, anayasanın
temel ilkelerini koruma
konusunda ne yapacağı-
dır. Demokratik sistem
içinde konumuzla ilgili ko-
nuşuyor, görüşlerimizi ya-
sal zeminlerde hükümete
iletiyoruz. Başka türlü bir
müdahale olmaz. Allah
göstermesin, hiçbir şeye
faydası olmuyor.”
MAHMUT LICALI
ANKARA - YÖK’ün bu yõl
ilk kez uygulanan iki basa-
maklõ üniversiteye giriş siste-
minde katsayõ oranlarõ arasõn-
daki makasõ daraltmasõ imam
hatiplilere yaradõ. Eski YÖK
Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eş-
me, katsayõ düzenlemesinin ar-
dõndan Anadolu öğretmen lise-
lerinden mezun olanlarõn en
mağdur, imam hatip liselerinin
ise en kazançlõ öğrenciler ol-
duğunu söyledi.
2010 ÖSYS sonuçlarõnõ
Cumhuriyet’e değerlendiren
Eşme, 2009’da 88 bin 571 olan
boş kontenjan sayõsõnõn bu yõl
110 bin 801’e yükseldiğini dik-
kat çekti. Eşme, son üç yõldõr ni-
telik hiçe sayõlarak kontenjan-
larõn arttõrõldõğõnõ, nitelik kay-
bõnõn farkõna varan adaylarõn
kendilerine gelecek hazõrlama-
yan programlarõ tercih etmedi-
ğini ifade etti.
Boş kontenjan sayõsõnda vakõf
üniversiteleri ve özellikle
KKTC’deki üniversitelerin du-
rumunun ilginç olduğunu ifade
eden Prof. Eşme, vakõf üniver-
sitelerinde önlisans programla-
rõnõn kontenjanlarõnõn yüzde
57’sinin, lisans programlarõnõn
kontenjanlarõnõn ise yüzde 22’si-
nin boş olduğunu kaydetti. Eş-
me, “Bu durum Türkiye’nin
ücretli üniversiteler bakımın-
dan bir doyum noktasına ulaş-
tığını, üniversite adaylarının
ara eleman olarak yetişmek
amacıyla vakıf üniversiteleri-
ni tercih etmediğini göster-
mektedir. Son üç yılda, vakıf
üniversitesi sayısını ikiye kat-
layan YÖK de bu sonuçları
dikkatli okumalıdır” dedi.
Prof. Eşme, 2010 ÖSYS so-
nuçlarõnõn YÖK’ün katsayõ po-
litikasõnõn meslek liselerine bir
kazanç getirmediğini gösterdi-
ğini kaydetti. Katsayõ düzenle-
mesinin en mağduru olan lise-
lerin Anadolu öğretmen lisele-
ri, en kazançlõsõnõn ise imam ha-
tip liseleri olduğunu kaydeden
Eşme, Anadolu öğretmen lise-
lerinin lisans programlarõna
yerleşme oranõnõn 2009’da yüz-
de 68.7 iken bu yõl bu oranõn 10
puan düşerek yüzde 58.5’e ge-
rilediğini kaydetti.
Eşme, tüm meslek lisesi çõ-
kõşlõ adaylarõn lisans program-
larõna yerleşme oranlarõnõn art-
madõğõnõ, tam tersine azaldõğõ-
nõn altõnõ çizdi. Tüm meslek li-
selerinin lisans programlarõna
yerleşme oranlarõ düşerken
imam hatiplilerin lisans prog-
ramlarõna yerleşme oranlarõnõn
yüzde 12’den yüzde 16’ya çõk-
tõğõnõ kaydeden Eşme, “İmam
hatip liseli adayların yerleşme
sayısı 7 bin 95’ten 10 bin 813’e
yükseldi. Sonuç olarak, kat-
sayı düzenlemesinden en ka-
zançlı çıkan, imam hatip lise-
leri oldu diyebiliriz” dedi.
‘İmam hatiplere yaradı’
Eski YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme katsayõ düzenlemesinde en
mağdur olan kesimin Anadolu öğretmen lisesi mezunlarõ olduğunu söyledi
AYŞE SAYIN
ANKARA - Katledilen AGOS Gazetesi
Genel Yayõn Yönetmeni Hrant Dink’in
ailesinin AİHM’ye yaptõğõ başvuruya
AKP’nin verdiği “skandal” yanõt, AKP
içinde de tepkiye neden oldu. Dink’in ar-
kadaşõ da olan TBMM İnsan Haklarõnõ İn-
celeme Komisyonu Başkanõ Zafer Üskül,
Dink’i bir Nazi örgütü lideriyle aynõ ke-
feye koyan savunmanõn tam bir “müna-
sebetsizlik” olduğunu söyledi.
Dink’in TCY’nin “Türklüğe haka-
ret” suçunu düzenleyen 301. maddesinden
yargõlandõğõ bir davayla ilgili ailesinin yap-
tõğõ başvuruya hükümetin gönderdiği ya-
nõt, kamuoyunda hem şaşkõnlõğa hem de
tepkiye yol açtõ. AİHM’ye savunmayõ
gönderen Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn “Türkiye
Cumhuriyeti hükümetinin görüşleri” di-
yerek topu üzerinden atmaya çalõşmasõ dik-
kat çekti. Hükümetin savunmasõnda,
Dink’in, 301. maddeden ceza almasõna ne-
den olan yazõsõyla, AGOS gazetesini teh-
dit eden bir kişinin eylemi bir tutuluyor.
Savunmadaki en vahim bölümlerden bi-
risini ise Dink’in Almanya’daki bir Nazi
lideriyle emsal tutulmasõ oluşturuyor.
Dink’in ailesinin yanõ sõra sivil toplum
örgütlerinin ve aydõnlarõn tepki göster-
diği savunmaya bir tepki de AKP için-
den geldi. Dink’in arkadaşõ da olan Üs-
kül, “Bilgi doğruysa, vahim bir du-
rumla karşı karşıyayız” dedi.
Üskül, “301. madde uygun düzen-
lenmediği düşünülerek değiştirildi.
Dink, iade özgürlüğünü kullanmıştır ve
orada halkın bir kesimini, bir başka ke-
simine karşı düşmanlığa itecek, tahrik
içeren herhangi bir ifade söz konusu de-
ğildir” diye konuştu. Yargõlamanõn Dink’e
karşõ geniş bir kampanyanõn başlatõlmasõna
yol açtõğõnõ ve “öldürülmesine giden
kaldırım taşlarının döşenmesine yol
açtığını” belirten Üskül, savunmada,
“Dink’in tehdit edilmediği” yönündeki
ifadelere de tepki gösterdi.
Üskül, “Hrant Dink’in öldürüleceği-
ne ilişkin
bilgilerin
güvenlik
görevlile-
rinde olduğu
da aşağı yukarı
ortaya çıktı. Ama
ne yazık ki, gereğini
yapmayan güvenlik gö-
revlileri hakkında ye-
terli soruşturma, ardın-
dan da yargılama ger-
çekleştirilemedi” dedi.
‘Münasebetsizlik’
Üskül şu görüşü dile getir-
di: “Hele hele bir Nazi’nin
yargılanması sırasında ya-
şananlarla karşılaştırılması
bence münasebetsizliktir. Böy-
le bir savunmanın hazırlanmış
olması, bana göre aslında Türki-
ye Cumhuriyeti hükümetinin bu
konudaki görüşlerini yansıtmıyor
olsa gerek. AİHM, elbette bu sa-
vunmayı değil, gerçekleri dikkate
alarak kararını verecektir.”
Üskül, savunmanõn “birtakım büro-
kratların hazırladığı, klasik AİHM sa-
vunması olabileceğini” ifade etti.
AKP’li Üskül, Dink savunmasõ skandalõnda hükümeti aklamaya çalõştõ
‘Bürokratların işi’
Gazeteci-yazar Mehmet Ali Kõşlalõ, askerin yeni ve etkili bir iletişim sistemi oluşturmasõ gerektiğini söyledi
‘TSK psikolojik savaşõ kaybetti’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Atamasõ Yapõlmayan Öğ-
retmenler Platformu (AYÖP),
KPSS koşulu olmadan bütün öğ-
retmenlerin kadrolu olarak atan-
masõnõ talep ederken, emniyet
güçleri öğretmenlerin başkentte
“ihtar çadırı” kurarak eylemle-
rini sürdürmesine izin vermedi.
Türkiye’nin dört bir yanõndan
dün başkente gelen atamasõ ya-
põlmayan öğretmenler, Sakarya
Caddesi’nde toplanmaya başladõ.
Öğretmenler, ellerinde “Sözleş-
meli köle olmayacağız”, “Bas-
tonla atanmak istemiyoruz”,
“Milli Eziyet Bakanlığı”, “İş-
sizliğe hayır”, “KPSS bitti, yi-
ne sokaklardayız” ve “Herke-
se iş, herkese çalışma hakkı” ya-
zõlõ dövizlerin yanõ sõra, hamallõk
yaparken geçirdiği kalp krizi ne-
deniyle yaşamõnõ yitiren Çor-
lu’da ücretli öğretmen olarak ça-
lõşan Ahmet Fazlı Elçi’nin fo-
toğraflarõnõ da taşõdõ.
Öğretmenler, “Tayyip şaşır-
ma, sabrımızı taşırma”, “Öğ-
retmenler ölüyor, hükümet su-
suyor”, “Ahmet öğretmen sı-
nıflarda yaşıyor”, “Hamal de-
ğil, öğretmeniz”, “KPSS, üc-
retli ve sözleşmeli öğretmenli-
ğe hayır”, “Atma Recep, atama
yap”, “Öğretmenler işsiz, okul-
lar öğretmensiz”, “İmamları
değil, öğretmeni ata” diye slo-
gan attõ. Atamasõ yapõlmayan
yaklaşõk 400 öğretmenin katõldõğõ
eyleme Eğitim-Sen Genel Baş-
kanõ Zübeyde Kılıç, CHP An-
kara İl Başkanõ Ali Yıldızlı des-
tek verdi.
‘Hayır diyeceğiz’
Kanser hastasõ olan AYÖP’ün
kurucusu Şafak Bay, yaptõğõ ba-
sõn açõklamasõnda güvenceli ve
kadrolu istihdam istediklerini ifa-
de eden Bay, “KPSS kapısına yı-
ğılan yaşamlarımızı intihara
sürükleyenlere karşı yaşama
hakkımızı talep ediyoruz. Ata-
ması yapılmayan öğretmenler
olarak ölümleri, acıları, inti-
harları değil yaşamayı göze
alıyoruz” dedi. Bay, anayasa re-
ferandumunda atamasõ yapõlma-
yan öğretmenlerin ve yakõnlarõnõn
“hayır” diyeceklerini ifade etti.
Zübeyde Kõlõç da Milli Eğitim
Bakanõ Nimet Çubukçu’ya ses-
lenen Kõlõç, “Milli Eğitim Ba-
kanlığı’nı yönetemiyorsunuz.
O koltuklardan çekilin” dedi.
Öğretmenler Abdi İpekçi Par-
kõ’nda KPSS’ye hazõrlõk kitapla-
rõnõ parçalayarak yaktõ. Öğret-
menlerin oturma eylemi akşam
saatlerine kadar sürdü.
‘Ataması yapılmayan
öğretmenler’e polis engeli
(Fotoğraf:NECATİSAVAŞ)
DIŞİŞLERİ: HEM YANLIŞ HEM HAKSIZ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hrant Dink cinayeti ile ilgili davada,
hükümetin AİHM’ye gönderdiği sa-
vunma ile ilgili haberler, Dõşişleri Ba-
kanlõğõ’nõn, “Savunma temel alınarak
vatandaşımız Dink’in katli bağla-
mında siyasi maksatlı sonuçlar çı-
karılması hem yanlıştır hem de hak-
sızlıktır” açõklamasõyla yalanlandõ.
Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn bazõ basõn
organlarõnda çõkan haberle ilgili yaptõ-
ğõ açõklamada, suikastõn herhangi bir şe-
kilde mazur gösterilmesinin düşünül-
mesinin söz konusu olamayacağõ ifade
edilerek şunlar kaydedildi: “Hüküme-
timiz adına AİHM’ye sunulan gö-
rüşte müteveffa Hrant Dink’in cina-
yetinden sorumlu olanlar için hafif-
letici gerekçeler bulunmaya çalışıldığı
ya da cinayetten maktulün sorumlu
tutulduğu anlamına gelen ifadelerin
kullanıldığının iddia edilmesi en ha-
fif tanımlama ile yakışıksızdır. Hü-
kümetimizin hangi hukuki süreçle
bağlantılı olursa olsun, bu cinayeti
meşru veya mazur gösterme çabası
içinde olduğunun ima edilmesi dahi
hiçbir şekilde kabul edilemez. Öte
yandan, ifade özgürlüğünün gelişti-
rilmesi ve uygulamasının pekiştiril-
mesi, ülkemiz dahil bütün Avrupa
için hedef olan bir evrimsel süreçtir.”
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
İlke Olarak Hayır!
Hiç tartışmam bile referandumda evet demeyi!
İlke olarak hayır! Yani içeriğine bile bakmadan
hayır!
Anayasa yapmak, ilkesel olarak toplumun
genelini ilgilendiren, genelinin katılması ve
tartışması gereken bir toplumsal sözleşme
olgusudur.
Anayasa değişiklikleri de bundan farklı değildir!
Üstelik, anayasanın, öyle akıl yoluyla “eh,
herkes bu değişiklikleri destekler...” sonucunu
üretebileceğimiz sıradan maddeleri değil
değiştirilmek istenen!
Yüksek Yargı’nın, dolayısıyla “alt yargı”nın da
nasıl oluşturulacağı, adalet sisteminin nasıl
çalışacağı ve adalet dağıtacağı konusuyla ilgilidir!
Yani, “hukuk devleti nasıl olacak ve işleyecek”
gibi, tamamen hem ülke rejimi hem de birey
olarak, varoluşsal temel bir konuyu tartışıyoruz!
Varoluşsal, evet!
Devlet, hukuk alanında nasıl davranacak,
ceberut mu olacak yoksa demokratik mi?..
...siyaset devleti yani hukuku nasıl yönetecek...
...hukuku kendi emri altına mı alacak ve kendi
lehine mi çalıştıracak...
Bütün güçlerin iktidar elinde toplandığı bir rejim
mi yaratılıyor...
İşte, ülkenin ve devletin temelini ilgilendiren bir
konuda, bir iktidar, kendi kendisiyle bir anayasal
sözleşme yapıyor!
Yani kendi anayasasını yapıyor, ulusun
bütününü dışlayarak, sadece Meclis’te kendi
gücüne dayanarak...
Meclis’te halkın diğer temsilcileriyle hiçbir
uzlaşma-anlaşma aramayarak.
Böyle bir anayasa değişikliğine, ilke olarak hayır!
İktidar, Erdoğan ve adamları, tipik tek adam
diktatörlüğünün davranışını sergiliyor.
Meclis’te tek partiye dayanan bir diktatörlük..
Ülkede tek parti diktatörlüğü...
Oysa biz hâlâ kendimizi demokratik ve çoğulcu
bir rejimde yaşıyor sanıyoruz!
Tamamen susturuluncaya kadar, öyle sanmayı
sürdüreceğiz!
Değişikliğin içeriğine bakmıyorum bile!
İlke olarak hayır!
Üstelik, tek parti rejimi davranışının bütün tipik
özelliklerini sergiliyorlar: Anayasa değişikliğinin 12
Eylül’le bir hesaplaşma olduğu gibi, evrenin en
büyük yalanlarından biri üzerinde yürüyorlar!
İktidarın bu yalanını kim paylaşıyor? Yaltakçı,
yardakçı, yalaka, intikamcı, işbirlikçi, ulusyıkıcısı,
“aydın” sanılan, solcu eskisi liberal bir kesim...
Tamamen “karşı mahalle”nin adamları..
Çok doyurucu değilmiş, ama ne yapalımmış, bu
kadarını öpüp başımıza koymalıymışız, yetmezmiş
ama yine de evetmiş...
Bakıyorum, dört kol çengi, birlikte toplantılar
düzenliyorlar... hepsinin yüzünde, karanlık ve
ceberut iktidarın destekçiliğinin tarihsel kara
lekesi!
Bir kez sığır çobanının çiftliğine girdin mi, orada
kıçına koca bir çiftlik sahibinin damgasını
basarlar... hayatın boyunca o damgayla dolaşır
durursun!
Satılırsın o damgayla, alınırsın o damgayla,
çiftlik değiştirirsin o damgayla!
12 Eylül’le hesaplaşma gibi bir yalanı bu millete
ve ülkeye yutturmaya çalışanların, verilecek bir
hesabı bile yoktur...
Bu yalan nedeniyle de, ilke olarak hayır!
12 Eylül Anayasası 16 kez ve 50’yi aşkın
maddesi değiştirildi!
Yani aslında ortada 12 Eylül Anayasası falan
kalmadı!
AB’ye ulusal uyum çerçevesinde, Ecevit
koalisyon iktidarı zamanında onlarca madde
değiştirildi!
Meclis’te bir uzlaşma kültürü ile!
Şimdi 12 Eylül Anayasası sanki ilk kez
değiştiriliyormuş havasını basmıyorlar mı!
Herkes kendi kafasını kullanmalı!
Kimsenin başkalarının kiralık kafalarına, kiralık
beyinlerine, kiralık düşüncelerine ihtiyacı yok!
Çiftliğin yazarları-çizerlerine bir şey
diyemiyorum, çünkü o çiftliğin adamları, gereğini
yapıyorlar...
Hele aydınmış, sanatçıymış, dansçıymış,
şarkıcıymış, üniversitede profesör-mirofesörmüş...
Onların da bu “iktidar akıllarına” kimsenin
ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum!
obursali@cumhuriyet.com.tr
Liderlerin dokunulmazlık karnesi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Doku-
nulmazlõk rekoru kõran Meclis’e, milletvekilleri
hakkõnda 672 fezleke geldi. Rekor 462 dosya ile
BDP’de bulunuyor. BDP’yi 124 ile AKP, 62 ile
CHP ve 24 dosya ile MHP izledi. Liderler arasõn-
da en fazla dosyasõ bulunan 22 fezleke ile BDP
Eşbaşkanõ Gültan Kõşanak olurken, dosyasõ bu-
lunmayan tek lider ise MHP lideri Devlet Bahçeli.
Tartışmalı köprü yıkılıyor
İstanbul Haber Servisi - Şişli’de TEM Oto-
yolu’nun geçtiği Huzur Mahallesi’ni Seyrante-
pe’ye bağlayan köprünün yõkõmõna başlandõ. Da-
ha önceki üç yõkõm girişimine engel olan mahalle
sakinlerine seslenen Huzur Mahallesini Koruma
ve Yaşatma Derneği Başkanõ İsmail Şenel, yetki-
lilerle anlaşmaya vardõklarõnõ ve mutabakat söz-
leşmesi imzalanacağõnõ söyledi. Köprü 4 ayrõ nok-
tadan kesildikten sonra kaldõrõlacak.
Heybeliada’da yangın
İstanbul Haber Servisi - Heybeliada Ruh-
ban Okulu’nun alt kõsmõndaki ormanlõk alanda
belirlenemeyen bir nedenle dün yangõn çõktõ.
Yaklaşõk 500 metrekare alanda etkili olan yan-
gõn büyümeden kontrol altõna alõndõ.
Vali Mutlu, Çatalca’da
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Valisi
Hüseyin Avni Mutlu, Çatalca ilçesi ile köylerini
gezerek yurttaşlarõn sorunlarõnõ dinledi. Mutlu,
“İmar uygulamalarõnõn bir an önce tamamlanma-
sõnõn Çatalca’nõn en önemli sorunu olduğu görü-
lüyor. İmar sorunuyla ilgili ilçe ve büyükşehir be-
lediyeleri arasõnda işbirliği sürüyor. Bu sorunun
çözüme kavuşmasõna gayret edeceğiz” dedi.